Aşırı sağ Avrupa’da örgütleniyor. Avusturyalı ve Alman sağcı partiler dün basın toplantısı düzenleyerek gövde gösterisi yaptı. Öncelikli amaç Türkiye’nin AB üyeliğini engellemek
Almanya’da aşırı sağın desteğinin yüzde 18 civarında olduğu yönündeki endişeler, aşırı sağ hareketleri canlandırdı. Dün Leverkusen’de bir basın toplantısında biraraya gelen Avusturyalı ve Alman aşırı sağ politikacılar, sağ popülist hareketleri ülke çapında biraraya getirmek için bir çalışma başlatacaklarını açıkladı. Tüm Avrupa’da aşırı sağı birleştirmek için ise umutlarını, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik başvurusuna bağlıyorlar.
Avusturya’nın yükselen aşırı sağ partisi Avusturya Özgürlükçü Partisi’nin (FPÖ) Genel Sekreteri Harald Vilimsky basın toplantısında, Avrupa’da klasik partiler sisteminde bir erozyon ve bu nedenle “sağ yurtsever” partilere eğilim olduğunu söyledi. Bunun Almanya’da da geçerli olduğunu belirten Vilimsky, son aylarda ortaya çıkan momentumun yakalanması halinde Almanya’da da “sağ demokratlar”ın şansının yüksek olacağını iddia etti.
‘Sarrazin, Pandora’nın kutusunu açtı’
FPÖ ve Almanya’daki ortağı Pro- Deutschland, mart ayında tüm aşırı sağ grupları biraraya getirecek bir konferans planladıklarını açıkladı. Pro-Deutschland’ın önde gelen ismi Markus Beisicht de, eski Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin’in, kitabı ve açıklamalarıyla “Pandora’nın kutusunu açtığını” ifade etti.
Avrupa çapında “sağ demokrat” partilerin biraraya gelmesi ise 20’den fazla dil, kültür ve anlayış bulunması nedeniyle, Vilimsky ve Beisicht’e göre, daha zor. Vilimsky, yine de ortak bir platformda buluşmanın olanaklı olduğunu vurguladı. Bu ortak platformun ana konularını da Avusturyalı politikacı, “Türkiye’nin AB’ye üye olmasına karşı çıkmak, Avrupa’da cami inşaatlarının durdurulması ve farklı bir sosyal politika” olarak sıraladı.
‘Kürtleri zalimce eziyorlar’
Bir süre önce Diyarbakır’a gittiğini anlatan aşırı sağ politikacı, “Orada Kürtlerle konuştum. Bana, Türkiye’nin Kürtleri nasıl zalimce ezdiğini anlattılar. Orada Türk rejiminin ne kadar güçlü olduğunu ve Kürt azınlığa nasıl baskı yaptığını, çocukları bile hapse attığını gördüm. Batı’nın ve medyanın da hatası var. Türkiye’nin AB’ye üye olması için onu eleştirmiyorlar” şeklinde konuştu. Ardından da, kendisinin sadece coğrafi değil, kültürel nedenlerle ve insan haklarına sahip çıktığı için de Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu sözlerine ekledi.