Semi'allahu limen hamideh Namaz kılan kişi rükûya eğildiği zaman “Sübhane Rabbiye’l-Azim” diyerek “Azim olan Rabb’imi yaratılmışlara ait bütün eksikliklerden tenzih ederek O’nu güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ederim.” anlamına gelen ifadeyi okumaktadır. Mevlânâ’nın tabiriyle insan Rabb’inin hesap anındaki sorularına cevap veremeyerek iki büklüm utancından rükûya eğilirken Rabb’in lütfuyla tekrar ayakta huzura durma imkanıyla sevincini “Allah kendisine hamd edenleri işitir

Bu konu 1085 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Semi'allahu limen hamideh 1085 Reviews

    Konuyu değerlendir: Semi'allahu limen hamideh

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1085 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Semi'allahu limen hamideh

    Semi'allahu limen hamideh



    Namaz kılan kişi rükûya eğildiği zaman “Sübhane Rabbiye’l-Azim” diyerek “Azim olan Rabb’imi yaratılmışlara ait bütün eksikliklerden tenzih ederek O’nu güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ederim.” anlamına gelen ifadeyi okumaktadır.

    Mevlânâ’nın tabiriyle insan Rabb’inin hesap anındaki sorularına cevap veremeyerek iki büklüm utancından rükûya eğilirken Rabb’in lütfuyla tekrar ayakta huzura durma imkanıyla sevincini “Allah kendisine hamd edenleri işitir (Semiallahu limen hamideh)” “Hamd Rabb’imiz içindir (Rabbena leke’l-hamd)” diyerek ifade eder.

    Mevlânâ bu manevi hali şöyle anlatır:

    Kıyam esnasında kişi Hakk’ın huzurunda kıyamette safların kurulduğu anı yaşar münacat ve hesap vermek için insanların durduğu gibi divanda durur. Kıyam anında kişi; kıyamet korkusuyla şaşkın Hakk’ın divanında gözyaşı döker. “Mahsulün nerede? Verdiğim mühlet içinde işlediklerin nedir?” gibi dertlendirici binlerce sual Allah tarafından kendisine sorulur. Kıyama kalktıkça kul bu gibi suallerden utanır; iki kat olup rükûya varır. Utancından ayakta durmaya mecali kalmayıp rükûda Hakk’ı tesbih ederek yalvarır.

    Hakk’ı “Sübhane Rabbiye’l-Azim” diyerek tesbih eder. “Yüce olan (Azim) terbiye edicim ve sahibim (Rabbî) Seni kullara ve yaratılmışlara ait bütün eksik sıfatlardan tenzih ederim. (Sübhan) ‘Sen Vafisin ben değilim. Sen Kerimsin ben değilim Sen Vedudsün ben değilim. Sen Rahmansın ben değilim…’ diyerek haddini bilir…


    Hatalarını itiraf eder. “Yüce olan Rabb’imi O’na layık güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ederim” (Sübhane Rabbiye’l-Azim) diyerek Vâfi ile vefayı Sabûr ile sabrıMütekebbir ile tevazuyu Rahman ile merhameti Şekûr ile şükrü idrak eder. Böylece kul bu isimlerdeki İlahi tecellileri ruhuna ve ahlakına zerk edebilir. Sübhan şırıngadaki ilacın bedene verilmesi gibi İlahi isim ve sıfatlardaki vitaminleri ve tecellileri ruha ve ahlaka verecektir. Bu nedenle “Sübhan” karakter gelişiminin özünü oluşturan bir kavramdır.


    Yüce Rabb’ini kullara ve yaratılmışlara ait eksik sıfatlardan uzak tuttuğunu "Sübhane Rabbiye’l-Azim" diyerek ifade eden bir insan hatalarını itiraf eder haddini bilir. Haddini bilen hatalarını itiraf eden bu insanı Rabb’i tekrar huzura davet eder. Kul tekrar ayağa kalkar. Bu an kulun sanki utancının ve pişmanlığının affedildiği Rabb’in övgüsüne vasıtasız ulaştığı andır. Kul haddini bilme sonucu hatalarının affedilmesi ve tekrar huzura alınmasının sevincini “Allah kendisine hamd edenleri işitir.” (Semi Allahu Limen Hamide) diyerek ifade eder. Sanki kul “Semi Allahu Limen Hamide” diyerek Rabb’ine “Rabb’im hamdımı ve şükrümü övgümü ve takdirimi işittin. Bana tekrar ayakta durma imkanı verdin” demektedir. İşte o an kişi Rabb’i ile karşılıklı hamdlaşır. Yani kul “Rabb’im Seni övüyorum. Hamd ve şükrün takdir ve övgünün en güzeli senin içindir.” (Rabbena leke’l-hamd) derken Rabb’i de ona “Hamdımı ve övgümü şükrümü ve takdirimi sana lütfediyorum ve seni övülmüş kullarımın arasına katıyorum.” müjdesini vermektedir.


    Yani kul rukûdan kalkarken Rabb’ine “Allah kendisine hamd edenleri işitir. (Semi Allahu limen hamide)” “Sen benim hamdımı ve şükrümü övgü ve minnetimi işittinbana tekrar huzurunda ayakta durma imkanı verdin; bana tekrar hamd etme lütfunu ikram ettin; beni övgü ve takdir ile anarak beni övülmüş kullarının arasına kattın; ama hakikatte hamd ve övgü şükür ve takdir senin içindir; "Hamd Sana layıktır." (Rabbena leke’l-hamd) demektedir. Bu manevi hal içerisinde Rabb’i rükûdan henüz kalkan bu kulunu karşılıklı hamdlaşma neticesinde övülmüş; şükrü tevbesi ve pişmanlığı kabul olunmuş Allah dostu kullarının arasına katar. Artık kişi sadece Rabb’ine karşı utanç ve korkusundan değil; bilakis Rabb’ine karşı hissettiği sevgi ve muhabbetin coşkusuyla secdeye Rabb’inin huzuruna kapanır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Semi'allahu limen hamideh

          Kategori: İslamiyete Dair Herşey

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1085

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş