Karadeniz, güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Gürcistan, Abhazya. güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. İstanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır. Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş

Bu konu 1337 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Karadeniz 1337 Reviews

    Konuyu değerlendir: Karadeniz

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1337 kez incelendi.

Konu: Karadeniz

  1. #1
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart Karadeniz

    Karadeniz, güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yeralan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Gürcistan, Abhazya. güneyde Türkiye ve batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlantik Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. İstanbul boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç boğazı Azak Denizi'ne bağlanmaktdır.
    Karadeniz, 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence (kent nüfusu 401,613), Mangalia, Burgaz, Varna (kent nüfusu 357,752), Odesa, Sivastapol, Yalta, Kerç, Novorosiysk (kent nüfusu 281,400), Soçi, Suhumi, Poti, Batum, Trabzon, Samsun (kent nüfusu 435,000) ve Zonguldak'tır.


    Adı
    Karadeniz'e komşu pek çok halkın anadilinde kullanılan modern isimlerin çoğu Karadeniz anlamına gelmektedir. Bunlar Bulgarca Cherno more (Черно море), Gürcüce Shavi zghva (შავი ზღვა), Lazca Uça Zuğa, veya basitçe Zuğa 'deniz', Romence Marea Neagră, Rusça Chyornoye more (Чёрное море), Türkçe Karadeniz, Ukraynaca Chorne more (Чорне море), Ubıhça /ʃʷaʤa/.
    Strabon'un Coğrafya (1.2.10) adlı çalışmasın sadece pontos (deniz) adıyla geçmesine karşın, Plinius, denizi Pontos Euxeinos (iv. 12) adlandırmış ve daha öncesinde önceleri bu sertliğinden dolayı Pontos Axinos adını aldığını bildirmiştir.

    Genel Özellikler
    Tuzluluk oranı %0,18 dolayındadır. MÖ 6'ıncı binyıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının uzunluğu 1600 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir.
    Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don ve Kubanve ile Fransa sınırına kadar uzanan ve bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır. Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2.2 milyon km2'dir. Tuzluluk oranı oldukça fazladır.

    Ekolojik Sorunlar
    Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir. Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm eko sistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur. Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim adamınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşaası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur.

    Doğal Yaşam
    Balık çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve domuz balığı sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte kolonilerinin yanısıra arasında kıyılara dek vuran palamut ve hamsiekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi, pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Dünyanın en lezzetli balığı hamsinin stoğu, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir.

    Avrupa ile Asya kıtaları ara*sında yer alan Karadeniz Akdeniz'e bağlı bir içdenizdir. Karadeniz tek çıkış yolu olan İstanbul Boğazı ile Marmara Denizi'ne ve Çanakkale Boğazı ile de Ege Denizi'ne açıla*rak Akdeniz'e bağlanır. Kerç Boğazı ise Karadeniz'i kuzeyindeki sığ bir içdeniz olan Azak Denizi'ne bağlar. Kuzeyinde ve doğu*sunda SSCB, güneyinde Türkiye, batısındaysa Romanya ve Bulgaristan bulunur. Doğu-batı doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 1.200 km olan Karadeniz batıdan doğuya doğru gidildikçe daralır. Kuzey-güney doğrultusun*daki genişliği 600 km ile 225 km arasında değişir. 422.000 km2 olan yüzölçümü Azak Denizi'yle birlikte 460.000 km2'ye ulaşır.
    Kıyıları, bağlantı kurduğu öteki denizlere oranla daha düz olan Karadeniz'de çok az ada vardır. Kaya parçaları ya da kil ve kumdan oluşan bu adaların başlıcaları Tuna Irmağı'nın denize döküldüğü kesimin açığında bulunan ve SSCB sınırları içindeki Zmeini Adası (Yılan Adası) ile Anadolu kıyısı açığındaki Kefken ve Giresun adalarıdır.
    Karadeniz'de derinliği 100 metreyi bulan kıta sahanlığı, kuzeyde geniş bir alan kaplar*ken Anadolu kıyılarında daralır. Bu sığ alan*lardan 2.000 metreye doğru alçalan kıta ya*macı çok diktir. Ortalama derinliği 1.272 metre olan Karadeniz'in en derin yeri, İnebo*lu'nun batısındaki Kerempe Burnu'nun açığında yer alan 2.212 metrelik çukurdur. Ku*zeydeki Azak Denizi'nin en derin yeri ise yalnızca 14 metredir.
    Eski jeolojik çağlarda, doğuda Aral Gölü' ne, batıda Avrupa'nın ortalarına kadar uza*nan büyük bir deniz vardı. Günümüzden yaklaşık 7 milyon yıl önce bu büyük deniz parçalanmaya başladı ve giderek Hazar Deni*zi ile Karadeniz belirdi. Daha yakın jeolojik dönemde Akdeniz'le bağlantı kuran Karade*niz, sonunda bugünkü konumuna ulaştı.
    Karadeniz, Marmara ve Ege denizleri ile Akdeniz'e göre daha az tuzlu bir denizdir. Bunda Karadeniz'e dökülen Tuna, Bug, Dinyester, Dinyeper, Don. Kızılırmak, Kuban gibi büyük ırmakların da önemli payı vardır. Yüzey sularının tuzluluk oranı genellikle bin*de 18-19'dur. Bu oran akarsu ağızlarında azalır. Örneğin Odessa Körfezi'nin kuzeyinde binde 10'a kadar düşer. Yüzey sularının kalınlığı yaklaşık 100 metredir. 200 metre derinlikte tuzluluk oranı binde 22'ye çıkar. Tuzluluk oranındaki bu farklılık yoğunluk farkına yol açtığından oksijen açısından zen*gin olan yüzey suları ile derin sular birbirine karışmaz. Bu nedenle Karadeniz'in derin suları yüksek oranda kükürtlü hidrojen gazı birikmesiyle zehirlenmiş durumdadır.
    Yazın 26°C'ye kadar ısınabilen yüzey sula*rının en sıcak kesimi Karadeniz'in güneydo*ğusunda yer alır. Kışın sıcaklığın 2°C'ye kadar düştüğü Azak Denizi ile Odessa Körfezi ve batı kıyısı yer yer donar.
    Karadeniz kıyılarını izleyen dairesel bir akıntı vardır. Anadolu kıyılarında batı-doğu, kuzey kıyılarında doğu-batı doğrultusunu iz*leyen bu akıntı, İstanbul Boğazfndan Mar*mara Denizi'ne yönelir. Kuzeyde Kırım Yarımadası'na çarpan bu dairesel akıntı, Kara*deniz'in orta kesiminde iki ayrı küçük dairesel akıntı oluşturur.
    Mevsimler arasında 30 santimetreyi bulan düzey değişiklikleri gözlenen Karadeniz'in suları ilkbaharda yükselir, yazın alçalır. Kara*deniz gelgit olayından fazlaca etkilenmez.
    Oksijen ve besin açısından zengin olan yüzey suları deniz canlıları açısından çok elverişli bir ortam oluşturur. Karadeniz, kıyı*sındaki ülkeler için önemli bir balıkçılık alanı*dır. Ne var ki, son yıllarda ortaya çıkan hızlı kirlenme ile kıyım denecek kadar acımasızca yapılan aşırı avlanma nedeniyle Karadeniz' deki balık varlığında belirgin bir azalma gözlenmektedir. Karadeniz'i bekleyen en önemli tehlike ise, 200 metreden daha derin*deki hidrojen sülfürlü derin su düzeyinin yükselmesidir. Yapılan son araştırma sonuç*larına göre bu zehirli suların bazı kesimlerde 65 metreye kadar yükseldiği bildirilmektedir. Bunun nedeni, Avrupa'nın başlıca sanayileş*miş ülkelerinden geçen başta Tuna Irmağı olmak üzere birçok akarsuyun Karadeniz'e çok miktarda kimyasal atık boşaltmasıdır. Dibe çöken bu zehirli atıkların Karadeniz çanağındaki zehirli derin su tabakasının düze*yini yükselttiği sanılmaktadır. Bu zehirli sula*rın yüzeye ulaşması halinde Karadeniz'de ve kıyılarındaki doğal yaşam son derece olumsuz biçimde etkilenecektir.
    Karadeniz, ilkçağdan günümüze kadar de*niz ulaşımı açısından önem taşımıştır. Kara*deniz kıyısında yer alan liman kentlerinin çoğu, ilkçağda birer ticaret kolonisi olan yerleşim yerlerinin yakınında ya da bulundu*ğu yerde kurulup gelişmiştir. Nemli bir iklimi olan Karadeniz kıyılarında mevsimlik sıcaklık farkları azdır. Yazlar. Marmara ve Ege denizleriyle Akdeniz kıyılarına oranla daha kısadır. Bu kıyılar soğuk mevsimleri uzun olan SSCB, Romanya ve Bulgaristan'ın gözde tatil yörele*ridir. Karadeniz'in Türkiye kıyısı da son yıllarda turizm açısından önem kazanmak*tadır.
    Türkiye'nin Karadeniz kıyısında yer alan başlıca kentleri Zonguldak, Samsun, Trab*zon; SSCB'nin Soçi, Sivastopol, Odessa; Ro*manya'nın Constanta (Köstence); Bulgaris*tan'ın Varna ve Burgaz'dır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Karadeniz

          Kategori: Coğrafya

          Konuyu Baslatan: İstanbullu

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1337

    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş