1. Devlet tiyatroları, gösterilerini özürlülere ücretsiz sunmaktadır. 2. Türk hava yolları ile seyahat halinde belirlenen esaslar doğrultusunda özürlüler %40 indirimden yararlanabilir. 3. Devlet Demir Yolları ana hat yolcu trenleri ile seyahat halinde özürlüler %20 indirimden yararlanabilir. 4. Telsim (Cep Özel Engelliler) - Turkcell (Destekcell) Cep Telefonlarında Görüşme Ücretinden İndirimli Olarak Yararlanılabilir. 5. Türk Standardları Enstitüsü ile birlikte özürlüler için özel

Bu konu 1946 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
Engelli Hakları 1946 Reviews

    Konuyu değerlendir: Engelli Hakları

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1946 kez incelendi.

  1. #1
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    757
    @Vuslata Hasret

    Standart Engelli Hakları

    1. Devlet tiyatroları, gösterilerini özürlülere ücretsiz sunmaktadır.

    2. Türk hava yolları ile seyahat halinde belirlenen esaslar doğrultusunda özürlüler %40 indirimden yararlanabilir.

    3. Devlet Demir Yolları ana hat yolcu trenleri ile seyahat halinde özürlüler %20 indirimden yararlanabilir.

    4. Telsim (Cep Özel Engelliler) - Turkcell (Destekcell) Cep Telefonlarında Görüşme Ücretinden İndirimli Olarak Yararlanılabilir.

    5. Türk Standardları Enstitüsü ile birlikte özürlüler için özel düzenlemeleri içeren standartlar hazırlanmaktadır.

    6. Özürlülerle ilgili sivil toplum örgütleri, 2908 sayılı kanuna göre dernekler, federasyonlar ve konfederasyon şeklinde örgütlenmiştir.

    7. Özürlülerin profesyonel olarak spor yapmaları için devlet bakanlığına bağlı özürlüler spor federasyonları vardır.

    8. Oy kullanırken seçim kurullarının özürlüler için düzenleme yapmaları gerekmektedir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 26-27)

    9. Belediyeler 572 sayılı kanun hükmünde kararname gereğince özürlülere uygun düzenlemeleri standartlara uygun olarak yapmak zorundadır. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3-4)

    10. Belediyeler toplu taşıma araçlarından özürlüleri ücretsiz veya indirimli olarak yararlandırmak zorundadır. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3-4)

    11. 1580 Sayılı Belediyeler ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Yasası, belediyelere ait ve belediyeler tarafından işletilen veya kiraya verilen büfeler, otoparklar gibi işyerlerinin özürlüler tarafından işletilmesi konusunda kolaylık getirmiştir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3-4)

    12. 18 yaşını bitirmiş ve herhangi bir yerden geliri olmayanlar emekli sandığına veya bulunduğu yerdeki valilik veya kaymakamlık makamlarına başvuru yaparak 2022 sayılı yasa gereğince aylık bağlanmasını talep edebilir.

    13. Özürlülerin kullandığı araç ve gereçler il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından karşılanabilmektedir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 17)

    14. İmar Mevzuatına ulaşılabilirlikle (fiziksel engellerin kaldırılmasıyla) ilgili hükümler eklenmiştir. buna göre, kaldırımlar, yaya yolları, konutlar ve umumi binalar özürlülerin ulaşabilirliğine uygun olarak yapılmak durumundadır.

    15. Özürlüler H sınıfı sürücü belgesi alarak özel tertibatlı araç kullanabilirler.

    16. H sınıfı sürücü belgesine sahip olan özürlüler yurt içinden aldıkları özel tertibatlı otomobillerde, katma değer vergisi indiriminden yararlanmakta ve taşıt alım vergisinden muaf tutulmaktadır.

    17. H sınıfı sürücü belgesi olan özürlülerden uygun şartları taşıyanların yurt dışından getirtecekleri özel tertibatlı otomobiller için gümrük vergisi muafiyeti vardır.

    18. El ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş bulunan özürlülerin yurt dışından getirtecekleri özel tertibatlı minibüsler gümrük vergisinden muaftır.

    19. Sosyal Güvenlik kuruluşlarınca karşılanan araç ve gereçlerin standartlara uygun olarak sağlanması gerekmektedir. (572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 20-22-23)

    20. özürlü çocuğun resmi veya özel eğitim merkezlerinde aldıkları gelişim ve eğitime ilişkin giderlerin bir kısmı çalışılan kurum, emekli sandığı ve sosyal sigortalar kurumu tarafından bütçe uygulama talimatları çerçevesinde karşılanmaktadır. emekli sandığına ve sosyal sigortalar kurumu’na bağlı kişilerin çocuklarının özel eğitimleri için 2002 yılı itibarı ile en fazla 245 milyon tl eğitim yardımı yapılmaktadır.

    21. Yükseköğretim kurumuna girmeye hak kazanan ve kayıt yaptırarak öğretime başlayan öğrenci ilk yılında bulunduğu ilin valiliği bünyesindeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı’na başvurması durumunda, başbakanlık bursundan yararlandırılır.. ayrıca yardımcı ders araç gereçlerinin temini konusunda özürlü öğrenciye destek verilmektedir.

    22. Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün öğrenci yurtlarından özürlü öğrenciler istemde bulunmaları halinde yararlanabilmektedirler.

    23. Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından uygulanan harç ve öğrenim kredisi tahsisinde %40 ve üzerinde özürlü olduğunu belgeleyenlere öncelik tanımakta ve harç kredisinin geri ödenmesinde yönetim kurulu kararı ile %50 indirim yapılmaktadır.

    24. 2002/58 Sayılı Başbakanlık Genelgesi, özürlülere yönelik bir çok düzenlemenin uygulanmasını içermektedir.

    25. 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 7. maddesine göre, II sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi mallardan, münhasıran aracı sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibatı bulunanların malul ve sakatlar tarafından beş yılda bir defaya mahsus olarak bizzat kullanılmak üzere ve %90 ve üstü oranda raporu bulunan tüm özürlüler yeni otomobil ve bir kısım ticari araçlarda ö.t.v.’den muaftırlar

    26. 197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesine göre, bizzat maluller tarafından kullanılan ve %90 ve üstü oranda raporu bulunan tüm özürlüler motorlu taşıtlar vergisinden müstesnadır.

    27. Serbest meslek erbabı ve ücretli çalışan özürlü vatandaşlarımız ile kendisi özürlü olmasa bile ailesinde özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı ile ücretliler vergi indiriminden yararlanırlar

    28. Kamu kurumlarının sakat memur çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı sorumlu ve yetkilidir

    29. Kurumlarca özürlü vatandaşlarımıza ayrılan boş devlet memuru kadroları için her yılın Nisan-Mayıs, Temmuz-Ağustos veya Ekim-Kasım dönemlerinde sınav açılmaktadır

    30. Sınav duyuruları Devlet Personel Başkanlığı tarafından resmi gazetede, tirajı yüksek ulusal gazetelerde ve TRT Televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla yapılmaktadır.kurumlar sınav duyurularında işin özelliği gerektirmediği sürece özür grupları arasında bir ayrım yapamayacağı gibi özür oranında da üst sınır getiremeyeceklerdir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Engelli Hakları

          Kategori: Engelliler İçin Özel Bölüm

          Konuyu Baslatan: Vuslata Hasret

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 1946

    Ezan Oldum Dinmedim.Bayrak Oldum İnmedim. Şehit Oldum Ölmedim.Adım Müslüman Soyadım Türk Benim

  2. #2
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    757
    @Vuslata Hasret

    Standart

    31. Sınavlarda özürün özelliğine göre kurumların refakatçi bulundurması gereklidir. Ayrıca özür grupları dikkate alınarak sınav sorusu hazırlamak ve değerlendirmek üzere özel sınav kurulu oluşturulur

    32. İşverenlerin belirli bir mesleği olan özürlüleri öncelikle meslekleri ile ilgili işlerde çalıştırmaları gerekmektedir

    33. Kurum ve kuruluşlar çalışma yerlerini özürlü vatandaşlarımızın çalışmasını kolaylaştıracak şekilde düzenlemek gerekli tedbirleri almak ve özürlü vatandaşlarımızın çalışmaları ile ilgili özel araç ve gereçleri temin etmek zorundadır

    34. Ülkemizde özürlü vatandaşlarımız için Türkiye iş Kurumu, Halk Eğitim Merkezleri, Mesleki Eğitim Merkezleri, Özel Dershaneler, Belediyeler ve özürlülerle ilgili dernek ve vakıflar tarafından meslek edindirme kursları açılmaktadır

    35. Özürlü vatandaşlarımızın çalıştığı kamu kurum ve kuruluşu özelleştirme kapsamındaysa, kapatma ve tasfiye halleri dışında özürlü vatandaşlarımız işten çıkartılamaz

    36. Özelleştirme sonucunda özürlü vatandaşlarımızın çalıştığı kurum veya kuruluşun tasfiye edilmesi veya kapatması halinde işine son verirse bulunulan ildeki Türkiye İş Kurumuna başvurulmalıdır. Bu durumda iş kaybı tazminatı, kanunun diğer çalışanlara tanıdığı hakların iki katı oranında ödenmektedir.

    37. Meslek edindirme kurslarından yararlanan özürlü vatandaşlarımıza işe yerleştirmede öncelik tanınır

    38. Gerek kamu gerekse özel sektörde özürlü işçi olarak iş bulmayı sağlayacak kurum Türkiye İş Kurumudur.

    39. Özürlü işçiler, diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar.

    40. Toplu iş görüşmelerinde özürlü işçiler aleyhine hükümler konulamaz.

    41. Özürlü vatandaşlarımız kendi işini kurduğunda gelir vergisi indiriminden yararlanabilir

    42. 50 ve daha fazla işçi çalıştıran kamu %4, özel sektör işletmeleri % 3 özürlü çalıştırmak zorundadır.

    43. Ceza paraları özürlü vatandaşlarımızın istihdamı, mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu için kullanılmaktadır.

    44. yasal kotasının üstünde özürlü çalıştıran işverenleri sigorta primlerinin yarısı devlet tarafından karşılanmaktadır.

    45. Türkiye’de 268 özel eğitim okulu ve 351 özel eğitim ve rehabilitasyon kurumu vardır.

    46. Tüm İllerde Rehberlik Ve Araştırma Merkezleri bulunmaktadır. özürlü çocuğu olan aileler buralara başvurarak çocukları hakkında danışmanlık hizmeti alabilirler.

    47. Okullarda kaynaştırma eğitimine ağırlık verilmektedir.

    48. Görme engellilere okul öncesi dönemde gündüzlü, ilköğretim düzeyinde yatılı ve gündüzlü olarak eğitim verilmektedir.

    49. İlköğretim okulunu bitiren görme özürlü öğrenciler öğrenimlerine normal okullarda kaynaştırma yoluyla devam etmektedirler.

    50. Braille yazılmış ortaöğretim ders kitapları görme engelliler akşam sanat ve basım evi matbaasında basılıp ihtiyaç sahiplerine talep halinde ulaştırılmaktadır

    51. İşitme engellilere okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde gündüzlü ve yatılı olarak eğitim hizmeti verilmektedir

    52. İşitme engelli öğrenciler meslek liselerine sınavsız yerleşebilmektedirler

    53. Ortopedik özürlülere yatılı ve gündüzlü olmak üzere okul öncesi, ilköğretim ve meslek lisesi düzeyinde eğitim olanağı sunulmaktadır.

    54. Zihinsel engelliler eğitilebilir ve öğretilebilir olarak iki ayrı grup okulda eğitim almaktadırlar. bunlar özür derecelerine göre yapılandırılmış okullarda yada kaynaştırma okulları veya sınıflarında eğitim alabilmektedirler.

    55. Uzun süre hastanede yatan çocuklar için bazı hastaneler bünyesinde “hastane ilköğretim okulları” bulunmaktadır.

    56. Üniversite sınavı sırasında ortopedik ve görme özürü bulunanlar için uygun düzenlenmiş sınav mekanları hazırlanır, görme özürlüler ve az görenler için 30 dakikalık ek sınav süresi verilir, sınav sorularını okuyacak ve söylenecek yanıtları yazacak uygun eğitimde ve düzgün diksiyonlu “yardımcı refakatçi” eşliğinde sınava girme olanağı tanınır.

    57. Az gören üniversite öğrencileri fakülte/yüksekokul/bölüm amirliklerine yazılı olarak başvurarak sınav sorularını büyük puntolu harflerle yazılmış olarak sağlayabilirler.

    58. Ülkemizde rehabilitasyon hizmeti, tıbbi rehabilitasyon merkezlerinde verilmektedir.

    59. Ülkemizde hamilelik döneminde bebeğin fiziksel ve zihinsel özürlü olup olmadığının saptanması amacıyla genetik danışma merkezlerinde genetik danışma hizmeti sunulmaktadır.

    60. Ülkemizde Ankara ve İstanbul’da olmak üzere özürlülere yönelik hizmet götüren iki diş kliniği bulunmaktadır.

    61. Sosyal güvenlik kurumlarında Bağ-Kur hariç olmaz üzere (SSK,Emekli Sandığı) iyileştirme hükümleri sayesinde engelsiz sigortalılara nazaran daha erken emekli olma imkanı sağlanmıştır.

    62. Trafik akışını engellememek koşuluyla park etmeye elverişle alanlara araç park edebilirler. ( Özürlü Kimlik Belgesini aracın ön yüzünü görünecek şekilde asmanız önemle rica olunur.)
    Ezan Oldum Dinmedim.Bayrak Oldum İnmedim. Şehit Oldum Ölmedim.Adım Müslüman Soyadım Türk Benim

  3. #3
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    757
    @Vuslata Hasret

    Standart

    İnsan hakları, insanlara sadece insan oldukları için verilmiştir. Bunun için insan olarak doğmak yeterlidir. İnsan hakları hukuku açısından, bir insanın beyaz ya da zenci olmasının, kadın ya da erkek olmasının, zengin ya da fakir olmasının, kültürlü ya da cahil olmasının hiçbir önemi olmadığı gibi, sağlıklı veya özürlü olmasının da hiçbir önemi yoktur. Her insan doğduğu andan öldüğü ana kadar bu haklara eşit olarak sahiptir. 1789 İnsan Hakları Bildirgesi’nin 1. maddesinde, “İnsanlar özgür ve haklar bakımından eşit doğarlar” hükmüne yer verilmiştir.

    İnsan hakları, uluslararası en üst düzey haklardır ve bu yüzden her hukuk devletinde anayasal düzeyde tanınırlar. Bizim Anayasamızda da insan hakları, “Temel Hak ve Ödevler” başlığı altında düzenlenmiştir. Engellilerin hakları da kuşkusuz insan haklarına dahildir ve engelli vatandaşlar için devlete bir takım ödevler yüklenmektedir. En başta, 1982 Anayasası’nın 2. maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti bir sosyal hukuk devletidir ve sosyal devlet olmanın gereği olarak sakat ve engelli vatandaşları topluma kazandırmakla ve onların kimseye avuç açmadan yaşayabilmelerini sağlamakla yükümlüdür.

    Anayasanın belirli maddelerinde engelli vatandaşların özel olarak korunacağı belirtilmiş- tir. Eğitim ve öğretim hakkının düzenlendiği 42. maddenin 8. fıkrasında, “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır” hükmü kabul edilmiştir. Eğitim ve öğretim kurumlarında engelli öğrencilerle özel olarak ilgilenilmesi ve gerekiyorsa bunlar için ayrı ve özel programlar uygulanmasının hukukî gerekliliği bu hükümden doğar. Anayasa, devleti, bununla ilgili yasal düzenlemeler yapmakla yükümlü kılmıştır.

    Anayasanın 49. maddesine göre, “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.” Bu hükümdeki “herkes” kelimesi çok önemlidir. Çünkü buradan, engelli olsun ya da olmasın tüm vatandaşların çalışma hakkına sahip oldukları ve çalışmanın aynı zamanda bir ödev olduğu sonucu çıkmaktadır. 50. maddenin 2. fıkrasında da, bedenî veya ruhî yetersizliği olanların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacakları öngörülmüştür. Kamu hizmetine girme bakımından 70. madde, “Her Türk kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir” denmiştir. 2. fıkrada bir ayırım yapılmıştır. Buna göre, “Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” Yani kamu hizmetinde engelliler kendi niteliklerine uygun işlerde çalıştırılacaklardır. Tabii ki bu kural özel sektör için de geçerlidir.

    Bu anlatılanlarla bağlantılı olarak ve sosyal devlet olmanın bir gereği olarak İş Kanunu’nda gerekli bazı düzenlemeler yapılmıştır. İş Kanunu’nun 30. maddesine göre, işverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde, özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru işçiyi meslek, beden ve ruhî durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin oranı yüzde altıdır. Ancak, özürlüler için belirlenecek oran, toplam oranın yarısından az olamaz. Buradan çıkan sonuç, bu yüzde altılık oranın en az yüzde üçlük bölümünün engelli işçilere ayrılacak olduğudur. Geriye kalacak olan en fazla yüzde üçlük bölüm, eski hükümlüler ve terör mağdurları arasında paylaştırılacaktır. Somutlaştıracak olursak, 100 işçinin çalıştığı bir işyerinde işveren, en az üç engelli vatandaş çalıştırmakla yükümlüdür. Diğer üç kişi de terör mağdurları ve eski hükümlülerden oluşacaktır. 50 işçi çalıştıran işverenler ise, en az iki engelli ve bir eski hükümlü çalıştırmak zorundadırlar. Görüyoruz ki, kanun koyucu engellilerin korunmasına, eski hükümlü ve terör mağdurlarının korunmasından daha fazla önem vermiştir. İşverenin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınacaktır.

    Bedeni, zihni veya ruhi özrü, oran olarak %40 ilâ %70 arasında olanlar bu hükümden faydalanırlar. Bu oranı saptayacak olan Resmi Sağlık Kurulu’dur. Şayet, sakat kişinin %70 oranından daha fazla bedensel özrü bulunuyorsa, bir işte verimli bir şekilde çalışabileceği sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi halinde, Sakatların İstihdamı Hakkındaki Tüzük’ün 2. maddesine göre “sakat” sayılıp işe alınacaktır.

    Yer altı ve su altı işlerinde engelli işçi çalıştırılamaz ve işçi sayısının tespitinde buralarda çalışan engelliler hesaba katılmaz.

    Bir işyerinden malûlen ayrılmak zorunda kalan ve daha sonra malûliyeti ortadan kalkan işçiler, eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bu kişileri eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe, başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aksi halde, tekrar işe almadığı bu eski işçisine altı aylık ücret tutarında tazminat ödemek zorunda kalır. Sakatlanan işçi kendi istek ve arzusuyla işten çıkarılmış olsa da bu hükümden yararlanır.

    İşverenler, çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığıyla sağlarlar. Sakatların İstihdamı Hakkında Tüzük’ün 8. maddesine göre, İşyerinde 50 ya da daha fazla işçi çalıştırmaya başladıkları anda işverenler, bir ay içerisinde bu durumu Kuruma bildirmekle yükümlüdürler. Kurum da her açık iş için uygun engelli kişileri 15 gün içinde işverene bildirmek zorundadır. İşveren seçtiği kişilerle hizmet sözleşmesi yapacaktır. İşe almadığı engelli kişileri ise, hangi sebeple kabul etmediğini 15 gün içinde Kuruma bildirecektir. Kurumun ikinci kez bildirdiği sakat ve eski hükümlüyü işveren işe almak zorundadır.

    Bir Yargıtay kararına göre, yasanın bu emredici hükmü karşısında sakat ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünden, kadro açığının bulunmaması gerekçe gösterilerek kaçınılamaz.

    İşveren, engelli olsun ya da olmasın işe aldığı herkesle hizmet akdi, yani iş sözleşmesi yapmak zorundadır. İş Kanunu uyarınca bir yıl ve daha uzun süreli iş sözleşmeleri yazılı şekilde yapılmak zorundadır. İşveren, sakat kimseyi veya eski hükümlüyü ve şartları gerçek- leştiği takdirde malûliyeti ortadan kalkan işçiyi, işe almamakta direnirse, işvereni sözleşme yapmaya zorlayabilecek bir hukukî yol bulunmamaktadır. Çünkü Türk hukukunda, Alman hukukunda varolan “Hizmet akdi kurmaya icbar davası”, yani iş sözleşmesi yapmaya zorlama davası düzenlenmemiştir. Bu yolun sağlanması için yasal düzenleme yapılması işçiler açısından faydalı olabilir.

    Bu durumda olan engelli işçi, sadece ihbar ve şikayet yoluyla cezai hükümleri işverene uygulatma imkânına sahiptir. İşveren, çalıştırmadığı her sakat ve eski hükümlü için her ay ayrı ayrı ağır para cezasına mahkûm olacaktır. Şu anda bu miktar, İş Kanunu’nun 101. maddesine göre her ay için 750 YTL’dir ve daha artırılabilecektir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamazlar. Tahsil edilen bu para cezaları, engelli ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumu’na aktarılır.

    İş Kanunu, işverenlerin yasal bir zorunlulukları olmadan, kendi özgür iradeleriyle engelli vatandaşları istihdam etmelerini sağlayabilecek bir teşvik hükmüne de yer vermiştir. 30. maddenin 10. fıkrasına göre; işverenler, kanunî oranların daha da üstünde özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru işçi çalıştırırlarsa veya 50’den az işçi çalıştırdıkları halde yani engelli işçi çalıştırma yükümlülüğü olmamasına rağmen bu kişileri işe alırlarsa, ya da çalışma gücünü yüzde seksenden daha fazla kaybetmiş birini çalıştırırlarsa, her bir özürlü için işveren, sigorta prim hisselerinin sadece yüzde ellisini kendisi öder, yüzde ellisini ise Hazine öder.

    Sadece özel sektör değil, kamu kurum ve kuruluşları da engelli işçi çalıştırmakla mükelleftir. Aksi takdirde, az önce belirttiğimiz gibi, bunlar da aynı özel sektör gibi ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalırlar. Kamu kurum ve kuruluşları devletin organları oldukları için, bu noktada devlet bir anlamda kendi kendini cezalandırmak durumunda kalır. Çünkü devlet bunu kendisi yapmazsa, idari yargı yoluyla tazminata mahkûm edilir.

    Özel sektörde mevcut işçi sayısının en az %3’ü engellilerden oluşmak zorundayken, bu oran kamuda %4’dür. Bu konuda kamu kurum ve kuruluşlarını, Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı denetler.
    Ezan Oldum Dinmedim.Bayrak Oldum İnmedim. Şehit Oldum Ölmedim.Adım Müslüman Soyadım Türk Benim

  4. #4
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    757
    @Vuslata Hasret

    Standart Engelli insanların hukuki hakları

    Engelli vatandaşların kamu işine yerleştirilmeleri için her yıl özel sınav açılır ve söz konu- su kamu sektörü özelleştirilse bile burada daha önce işe başlamış olan engelli kişi işten çıkarılamaz. Eğer bu yer kapanacak olursa, engelli işçi, o ildeki Türkiye İş Kurumu’na başvu- rur ve bu yolla kendisine normalin iki misli kadar iş kaybı tazminatı ödenir.

    Bunların dışında da yasal düzenlemelerle engelli bireylere sosyal güvenlik bakımından birçok sosyal hak sağlanmıştır. Bunlardan bazılarına örnekler verelim:

    Engelliye, anne ve babası öldüğü zaman bunların maaşı kalır,
    Engellinin hiçbir geliri yoksa, il merkezinde ikâmet ediyorsa valiliğe, ilçede ikâmet ediyorsa kaymakamlığa başvurduğu takdirde, 18 yaşını doldurmuş olması şartıyla kendisine sürekli nitelikte aylık bağlanır,
    SSK ve Emekli Sandığı’nca özürlülere erken emeklilik sağlanır,
    Bir yükseköğretim kurumuna giren özürlü öğrenci Başbakanlık bursundan yararlanır,
    Engelli vatandaşlar bazı vergilerden muaf tutulurlar,
    Devlet tiyatroları engelli vatandaşlara ücretsizdir,
    Seçim günleri oy kullanma işlemlerinde engellilere kolaylık sağlanır,
    Türk Hava Yolları, engelli kişilere %40 oranında indirim sağlar,
    Belediye otobüsleri engelli ya da sakat vatandaşlar için indirimlidir veya ücretsizdir,
    Engelli kişiler H sınıfı sürücü belgesi alma hakkını haizdir,
    İmar mevzuatındaki yenilik uyarınca; kaldırım, yaya yolları, konutlar, halka açık binalar ve mekânlar, özürlü bireylerin ulaşabilirliğine uygun hale getirilecektir,
    Özürlüler için dernek, federasyon ve konfederasyon kurulur. Bunların aslî görevleri, özürlü kişiler için öngörülen yürürlükteki mevcut yasal düzenlemelerin uygulamada sosyal hayata tam olarak yansıması için gerekli etkinlikleri yapmak, gerekli mücadeleyi vermek olmalıdır.
    Görüldüğü üzere, yürürlükteki mevzuat hukuku yani yazılı hukuk kuralları, engelli vatandaşları sosyal koruma altına alan kayda değer düzenlemeler içermektedir. Ancak önemli olan, bu düzenlemelerin sadece kağıt üzerinde kalmasını engellemek ve tam olarak uygulanmasını sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki, hukukumuzda en büyük sorun uygulamada- dır. Bunun için sivil toplum örgütleri ve biz sağlıklı bireyler uğraş vermeliyiz. Bilmeliyiz ki, hepimiz hayatımız boyunca her an engelli bir kişi olma ihtimaliyle karşı karşıyayız.

    Av. Levent Kıray
    Edirne Barosu
    Ezan Oldum Dinmedim.Bayrak Oldum İnmedim. Şehit Oldum Ölmedim.Adım Müslüman Soyadım Türk Benim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş