Maşallah Dememek İnsanların Hayatını Tehdit Ediyor
Bugüne kadar her kim ile hasbıhal ettiysem bir dokun bin ah işit kabilinden muhabbetlerine muhatap oldum.
Öyle ya herkes dertli.
Demişler git bütün kapıları çal hangi evde dert yoksa, o evden bana bir bardak su iste ve bana getir de içeyim.
Gitmiş adam dolaşmış bin kapı ve boş bir bardakla gelmiş.
Demiş ne oldu bardak da su yok.
Demiş efendim çalmadığım kapı kalmadı lakin gördüm ki dertsiz kimse kalmamış size istediğiniz suyu getiremedim.
Şimdi bizim de derdimiz o suyu içmek değil, kapı kapı dolaşıp dertsiz bir Allah’ın kulu var mı bunu bulalım derdi hiç değil.
Evet bugün kendime bende o kadar derdimin içinde bir dert seçtim.
Okurlarımla Nazar konusu üzerinde sohbet edeyim dedim.
Evet Nazar halk arasında göz değmesi olarak bilinir hatta çok çekinilir ve muhafaza olunmak için dualar edilir.
Nazar: Göz atmak. Mülahaza, düşünmek, bakmak, imrenerek bakmak, düşünce. Yan bakış, kötü bakış, Bir türlü kabul etmek, Gözdeğmesi, İltifat, İtibar gibi muhtelif manalara gelir.
Ve çeşitleri vardır ki onlar
1)Nazar-baz, 2)Nazar-endaz, 3)Nazar-firib, 4) Nazar-gah, 5) Nazar-ı haram, 6) Nazar-ı sanat-perverane, 7) Nazar-ı şari', 8) Nazar-ı şuhud, 9) Nazar-ı takdir, 10) Nazar-rüba, 11) Nazaran, 12) Nazari (Nazariye), 13) Nazariyat ‘dır. 14) nazar-ı fikrî, 15) nazar-ı gaflet, 16) nazar-ı gayb-bînisi, 17) nazar-ı hafiyy-i gaybî, 18) nazar-ı hakikat, 19) nazar-ı hamka-i zâhirî, 20) nazar-ı hassı, 21) nazar-ı hayal, 22) nazar-ı hayret, 23) nazar-ı heves, 24) nazar-ı hikmet, 25) nazar-ı hürmet, 26) nazar-ı ibret, 27) nazar-ı ihata, 28) nazar-ı İlahî' 29) nazar-ı inayet, 30) nazar-ı insaf, 31) nazar-ı insanı, 32) nazar-ı irfan, 33) nazar-ı irşad, 34) nazar-ı istiğrab, 35) nazar-ı istihsan, 36) nazar-ı itibar, 37) nazar-ı kasır, 38) nazar-ı kudret, 39) nazar-ı Kur'an, 40) nazar-ı küllî, 41) nazar-ı merhamet, 42) nazar-ı millet, 43) nazar-ı muhabbet, 44) nazar-ı Muhammed, 45) nazar-ı müsamaha, 46) nazar-ı müşahedesine, 47) nazar-ı mütalaa, 48) nazar-ı nefret, 49) nazar-ı nekkad, 50) . nazar-ı nurani, 51) Nazar-ı nübüvvet, 52) nazar-ı âciz, 53) Nazarî düstur 54) Nazariyat-ı şer'iye 55) Nazariyat-ı hikemiye 56) Nazariyat-ı diniye 57) Nazargâh-ı enama 58) Nazar-ur Rahmanî 59) Nazar-ı zâhir Nazar-ı velayet 60) Nazar-ı umumî 61) Nazar-ı temaşa 62) Nazar-ı teftiş 63) Nazar-ı teemmül 64) Nazar-ı tebeî 65) Nazar-ı takdir 66) Nazar-ı tahkik 67) Nazar-ı şuur 68) Nazar-ı şuhud 69) Nazar-ı şehvet 70) Nazar-ı şefkat 71) Nazar-ı rububiyet 72) Nazar-ı rıza 73) Nazar-ı rağbet 74) Nazar-ı rahmet 75) Nazar-ı Rabbani 76) Nazar-ı itibar Nazar-ı istihsan 77) Nazar-ı istiğrab 78) Nazar-ı irşad 79) Nazar-ı irfan 80) Nazar-ı insan 81) Nazar-ı insaf 82) Nazar-ı inayet 83) Nazar-ı İlahî 84) Nazar-ı ihata 85) Nazar-ı ibret 86) Nazar-ı hürmet 87) Nazar-ı hikmet 89) Nazar-ı heves 89) Nazar-ı hayret 90) Nazar-ı hayal 91) Nazar-ı hassı 92) Nazar-ı hamka-i zâhirî 93) Nazar-ı hafiyy-i gaybî 94) Nazar-ı gaflet 95) Nazar-ı fikrî 96) Nazar-ı belâgat 97) Nazar-ı âmme 98) Nazar-ı aklî 99) Nazar-ı afv 100) Nazar-ı adalet…. Vs.
olmak üzere belki binden fazla NAZAR vardır ki her birinin vazifesi ifade ettiği mana ve oluşturduğu etken ve fiililer başka başkadırlar.
Her birini tek tek nazar konusu adı altında işlemeye kalksak sayfalar tutacak, ne benim yazmaya nede sizin okumaya elbet takatiniz kalmayacak.
O sebep ile bu konuların tamamı tüm detayları ile Risale-i Nur külliyatında iki binden fazla mevzu bahis olmuştur.
Her gün birini işlesek bile üç bin günde yine bitiremeyiz.
Nazar meselesinin ne kadar ciddi bir mevzu olduğunu buradan kıyas ediniz diye söylüyorum.
Bu yazımda tamamen bilgi ve belgeye kaynağa dayalı olması açısından yoruma girmeden naklediyorum inşallah istifadeye medar olur ve Rabbim tüm zarar verecek nazari cihetlerden hepimizi korur. Amin
Allah Resulü Nazar Deveyi kazana, İnsanı mezara koyar' buyururken yine hadisenin ciddiyetini bildirmektedir.
Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (SAV) "Hasetten sakinin, çünkü ateşin odunu ye yaktığı gibi, hasette sevapları yer bitirir" buyurmuştur
“Nazar haktır, kader ile yarışan birşey olsaydı, nazar değme işi yarışıp onu geçerdi (kaderi değiştirirdi).” (Müslim, Selâm: 42; İbni Mâce, Tıb: 3)
Eğer nazar olduğunuzu anlarsanız boy abdesti alınız dedi.
Sahabîlerden Amr bin Rebia, Sehl bin Huneyf’i yıkanırken görür,nazar eder. Sehl çarpılmış gibi yere yıkılır. Alıp Peygamberimizin bulunduğu yere götürürler. Durumu öğrenen Peygamberimiz “Kimden şüphe ediyorsunuz?” diye sorar. Sahabîler, Amr bin Rebia’nın ismini verirler. Bunun üzerine Peygamberimiz Amr’ı azarlayarak, “Sizden biriniz neden din kardeşini öldürüyor? Biriniz kardeşinde beğendiği, hoşuna gittiği birşey gördüğü zaman ona mübarek olması için dua etsin (Mâşallah, Bârekallah gibi sözler söylesin)” buyurur. Daha sonra Peygamberimiz bir miktar su ister ve nazar eden Amr’ın abdest almasını emreder. (İbni Mâce, Tıb: 32, Müsned, 3: 447)
Hazreti Ayşe'den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (SAV) "Nazardan Allah'a sığınırım. Muhakkak nazar (göz değmesi) haktir" buyurmuştur.
Cabir (RA) 'den rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (SAV) "Nazar insani kabre, deveyi kazana sokar, Allah'ın kaza ve kaderinden sonra, ümmetimden ölenlerin ekserisi nazardandır" “Göz değmesi haktır. Deveyi kazana, insanı da kabre girdirir.” (Keşfü’l-Hafâ, 2: 76, Ebû Naim’den naklen)buyurdu.
Nazardan Korunma Tedbirleri
Gözdeğmesi (nazar) illetine yakalanmadan önce korunmak için şu tedbirler alınmalıdır:
1) BİRİNCİ TEDBİR: Sabah ve akşam koruyucu dua, evrad ve zikirlere devam edilmelidir.
Onları okuyan kimseyi Allah (c.c.) nazardan muhafaza buyurur. Okunacak sure ve dualar çoktur.
Bazıları şunlardır: Fatiha Suresi, Ayetü'l-Kürsî, Felâk Suresi, Nâs Suresi,
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in okuduğu muhtelif dualar. Nazara karşı şu duayı okumalıdır:
"Yarattığı şeylerin şerrinden Allah (c. c.)' in tam olan kelimelerine sığınırım." (Ebu Davûd, Tıp, 19; Dârimî, İsti'zan, 48; Muvatta, İsti'zan, 34; Ahmed b. Hanbel, 4/430)
Yine şu duayı okumalıdır:
"Bütün şeytanlardan, zararlı hayvanlardan, Kem gözlerden Allah (c.c.)'ın tam olan kelimelerine sığınırım.
Hiçbir iyinin ve kötünün yapamadığı ve Allah (c. c.) 'in yaratıp vücuda getirdiği bütün şerlerin şerrinden,
Gökten inenlerin ve göğe çıkanların şerrinden,
Yerde bitenlerin ve yerden çıkanların şerrinden,
Gecenin ve gündüzün fitnelerinin şerrinden,
İyilik için kapı çalan hariç, gece ve gündüz her kapı çalanın şerrinden Allah (c. c.) 'ın tam olan kelimelerine sığınırım.
Ey Rahman (olan Allah'ım)" (Buharî, Kitabü'l-Enbiya, 10; Müslim, Kitabu'z-Zikr, 54, 55)
Yine şu ayeti okumalıdır:
"Doğrusu inkâr edenler, Kur'an'ı duydukları vakit (sana olan düşmanlıklarından dolayı) neredeyse gözleri ile seni yere sereceklerdi!
Hâlâ da (senin için) mutlaka o, delidir! Diyorlar.
Halbuki Kur'an, bütün âlemler için bir öğütten başka bir şey değildir." (Kalem, 68/51,52.)
İnsanların ahvâline bakan kimse, nazar konusunda onlarda bir umursamazlık olduğunu görür. Oysa ki, bilhassa bebeklerin ve küçük çocukların şeriata uygun dualarla nazardan korunmaları gerekir.
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.)'ı şu dua ile koruyordu:
"Sizi, bütün şeytanlardan, Zararlı hayvanlardan, Kem gözlerden, Allah (c.c.)'ın tam olan kelimelerine sığındırırım." (Buharî, Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan rivayet etmiştir.)
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, torunları olan Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.)'a hitaben yine şöyle derdi:
"Şüphesiz ki, sizin atanız (İbrahim Aleyhisselâm) İsmail'i ve İshak'ı onlarla koruyordu." (Buharî, İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet etmiştir.)
2) İKİNCİ TEDBİR: Nazar değmesinden korunma yollarından biri de, korktuğu ve şüphelendiği kişilerin yanında güzelliklerini teşhir etmemelidir.
Hafız el-Bağavî "Şerhü's-Sünne" eserinde anlattığına göre, Hz. Osman b. Affan (r.a.) çok güzel bir çocuk görmüştü.
Bunun üzerine, onu nazardan korumak için çocuğun velisine şöyle dedi: "Bu çocuğun çenesine siyah boya sürerek onun güzelliğini kamufle ediniz."
3) ÜÇÜNCÜ TEDBİR: Gözdeğmesinden korunma yollarından biri de, görüp beğendiği bir şey hakkında, gören kişinin bereketle dua etmesidir.
Bir kimse, kendi gözünün başkasına zarar vermesinden korkarsa, ona baktığı zaman şöyle demelidir:
"Allah (c.c.) onu sana mübarek etsin." (Benzer ifade ile Bkz. Ebu Davud. Nikâh, 36; Tirmizî, Nikâh, 7; İbn-i Mâce, Ezan, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/281.)
Veya şöyle demelidir:
"Ya Rabbi! Ona mübarek eyle." (Benzer ifade ile Bkz. Müslim, Zühd, 74; Ebu Davud, Vitir, 31; Nesaî, Zekât, 12; İbn-i Mâce, Zühd, 8; Ahmed b. Hanbel, müsned, 3/108, 188, 5/77.)
Yahut şöyle demelidir: "Mâşâallah (Allah ne güzel yapmış) Allah'tan başka kuvvet (sahibi) yoktur." (Ebu Davud, Edeb, 101.)
Ya da buna benzer dualar etmelidir. O zaman Allah (c.c.)'ın izni ile zarar defolur gider.
Kendi nefsinden, başkasına nazar değmiş olmasından şüphelenen ve endişe duyan kimsenin yapması gereken şey, Allah (c.c.)'dan korkması ve gözdeğmesine sebep olabilecek şeylerden sakınmasıdır. Bunun için Allah (c.c.)'ı çokça zikretmeye devam etmelidir. İnsanlardan hoşa giden bir şey gördüğü zaman Allah (c.c.)'dan, onu mübarek kılmasını dilemelidir.
Yüce Allah (c.c.)'ın, insanlara vermiş olduğu nimetlere kesin olarak hased etmemelidir. Çünkü, eğer onlara hased ederse, sanki Rabbine karşı itirazda bulunmuş gibi olur.
Cevap 3: Nazar Değmesinden Sonra
Yukarıda, nazar değmemesi için alınacak tedbirler ve korunma çareleri açıklanmıştı. Nazar değdikten sonra da şeriata uygun çareler vardır. Kur'an-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde bu hususa işaret eden deliller bulunmaktadır.
Yine şu sure ve ayetler dua maksadıyla okunmalıdır.
a) Fatiha Suresi,
b) Ayetü'l-Kürsî,
c) Felâk Suresi,
d) Nâs Suresi,
e) Ayrıca Cebrail Aleyhisselâm'ın, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz'e okuduğu ve öğrettiği şu dua okunmalıdır:
"Allah (c. c.) 'in ismi ile sana rukye ederim (okuyup üflerim). Sana eziyet veren her şeyin şerrinden, Her nefsin yahut hased edenin kem gözünün şerrinden Allah (c.c.) sana şifa versin. Allah (c.c.)'in ismi ile sana rukye ederim" (Buharî, Kitabu't-Tıb, 38; Müslim, Kitabu's-Selam, 40; Ebu Davud, Kitabu't-Tıb. 19; Tirmizî, Kitabu'l-Cenâiz, 4; İbn-i Mâce. Kitabu't-Tıb, 36. 37; Ahmed b. Hanbel, Müsned. 6/332.)
Yine Resûlüllah (s. a.v.) Efendimiz' in bir hastalığı olduğu zaman Cebrail Aleyhisselâm gelir ve şu duayı okurdu: "Allah (c.c.) 'in ismi ile sana rukye ederim (okuyup üflerim). Allah (c.c.) bütün hastalıklardan sana şifa versin. Hased ettiği zaman hased edenin şerrinden ve bütün kem gözlülerin şerrinden (seni korusun.)" (Müslim, Hz. Âişe (r.a.)'dan rivayet .etmiştir.)