Senden gelen o ilk mektubun heyecanıydı gözlerimde beni uzaklara götüren. Kalpteki odaların birleşmesiydi o heyecan... kan kırmızıydı heryer... Serserice isyandı... Tenindeki terimdi sana olan sevdam... En acısından...
Kabusun ardından yüzünle uyandım. Seninle terlediğim yastıktan! Ya da bir çığlıktı sana sunduğum aşk... Susuyordum gözlerinin içine bakarak. Belki çok denedim edebiyatımı sınarcasına kelimelerle serserice dalga geçmek... sakallarında ki aşkın kokusuydum aslında.. senin kesmeye kıyamadığın !!!!
Birde gözlerin vardı. en zifiri karanlığı aydınlatan... Avuçlarımda gezinebilecek kadar küçük, içimde yaptığım okyanuslar kadar asiydi sevdam
Ben tenimdeki terine bağlıydım. Gözüm kör, kulaklarım sağır… Dilsiz sevdim seni… Susarak.. Konuşmayarak… Tılsımı bozmadan…
Ne sahte dudaklarda aradım o tadını… ne de haykırmaya doyamadığım ismini anarım başka kollarda… Ben seni unutamam ilk Sevdam !
Derindi… Çok asiydi… Baş kaldırıştı bütün aşklara… Bir annenin gözünü karartıp yavrusunu sevmesinden daha da derindi ! Ağzından çıkan her cümle uzak diyarlara götüren bir masaldı babamın küçükken yeşil gözleriyle benim gözlerime bakarak anlattığı…Vedalarımdın en nefret ettiğim… Sarılıp ağlayamadığımdın ben giderken uzaklara…
Gitarımdan çıkan ilk bozuk notaydı düzeltmeye çabaladığım kulağımı tırmalayan… Ve ilk kırdığım tırnağımdın… İlk filmim son sahnesinin gelmesini istemediğim… İstemiyorum artık ruhuma kimse dokunmasın… Artık geç…
“Bütün sevmelerimi sende kullanmıştım.. Artık kimseyi sevemem…”
alıntı