selamünaleyküm; Cumhuriyetimizin kurucusu olan Büyük Önder Atatürk, "dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur" diyerek bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Bu nedenlerden ötürü materyalizm, Türk Milleti'nin siyasi ve sosyal düzeninin temel değerlerine yöneltilmiş en ciddi tehditlerden birisidir. Materyalizmin diğer bir büyük zararı ise, devletin ve milletin bekasını hedef alan anarşist ve bölücü ideolojileri beslemesidir. Bu ideolojilerin başında gelen komünizm, materyalist felsefenin doğal

Bu konu 1712 kez görüntülendi 6 yorum aldı ...
Bir düşünce bir bakış 1712 Reviews

    Konuyu değerlendir: Bir düşünce bir bakış

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1712 kez incelendi.

  1. #1
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    583
    @Enes_

    Standart Bir düşünce bir bakış




    selamünaleyküm;



    Cumhuriyetimizin kurucusu olan Büyük Önder Atatürk, "dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur" diyerek bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Bu nedenlerden ötürü materyalizm, Türk Milleti'nin siyasi ve sosyal düzeninin temel değerlerine yöneltilmiş en ciddi tehditlerden birisidir.

    Materyalizmin diğer bir büyük zararı ise, devletin ve milletin bekasını hedef alan anarşist ve bölücü ideolojileri beslemesidir. Bu ideolojilerin başında gelen komünizm, materyalist felsefenin doğal siyasi sonucudur. Din, devlet, aile gibi kutsal kavramları kökünden yok etmeyi hedefleyen komünizm, devletimizin üniter yapısına karşı yöneltilen her türlü bölücü eylemin ve düşüncenin de temel ideolojisidir. Nitekim Atatürk bize bu konuda da yol göstermiş ve "komünizm görüldüğü yerde ezilmelidir" şeklindeki sözüyle bizi bu tehlikeye karşı uyarmıştır.
    Evrim teorisi işte bu noktada büyük önem kazanır, çünkü bu teori, komünist ideolojinin dayandığı materyalizmin sözde bilimsel tabanını oluşturur. Öyle ki komünizmin kurucusu olan Karl Marx, Charles Darwin'in yazdığı ve evrim teorisinin temelini oluşturan Türlerin Kökeni adlı kitap için, "bizim görüşlerimizin doğal tarihsel temelini içeren kitap budur işte" demiştir

    İşte size bir gerçek daha inanmayanlar bunuda okusun:

    Biz ne bolşeviğiz ne de komünist;ne biri ne diğeri olamayız.
    Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız."

    -Mustafa Kemal Atatürk

    Buyrun eğer hala inanmayanlar varsa buna bakın:

    Komünizmin Türk Devrimi için sakıncalı ve tehlikeli olduğunu, Büyük Atatürk çeşitli vesilelerle değişik zamanlarda ifade etmiştir. Sivas Kongresi'nden hemen sonra, Amerikalı General Harbord'a verilen 27 Eylül 1919 tarihli muhtırada Mustafa Kemal Paşa, Milli Harekat'ın amacını anlatmış ve komünizmle ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiştir:

    "Bolşeviklere gelince, bizim memleketimizde bu doktrinin hiçbir şekilde bir yeri olamaz. Dinimiz, adetlerimiz ve aynı zamanda sosyal bünyemiz tamamiyle böyle bir fikrin yerleşmesine müsait değildir. Türkiye'de ne büyük kapitalistler, ne de milyonlarca zanaatkar ve işçi vardır. Diğer taraftan zirai bir problemimiz yoktur. Son olarak, sosyal bakımdan dini prensiplerimiz bolşevizmi benimsemekten bizi uzak tutmaktadır." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)

    Ayrıca Atatürk, çeşitli zamanlarda komünizmi tehlikeli gördüğünü ve hiçbir zaman bu karanlık sisteme geçit vermeyeceğini ifade etmiştir. Atatürk'ün bu konudaki bir sözü şöyledir:

    6 Şubat 1921'de,

    "Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvvetli, Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, s .20)

    Kasım 1922'de,

    "Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir." (Ag.e, c .3, 2. Baskı, s. 20)

    tabi bunun birde görünmeyen yanı var özelliklede şu bir ermeninin ölmesi üzerine çıkıp meydanlara hepimiz ermeniyiz,hepimiz hrant'ız diye naralar atanlar(nedense 30 bin vatan evladını şehid verdigimizde çıkıpta hepimiz mehmediz demediler) onlarda koministlerden oluşmuyormuydu?burdanda saklı amaçları ortaya çıkıyor zaten en küçük bir karmaşada hemen ortamı germek ve ülke birligi ve bütünlügünü bozarak kendi ideolojilerini yerleştirmek.ama ununttukları bir şey var TÜRKİYE asla sovyetler birligi olmaz çünkü TÜRK insanı yeri geldigi zaman milliyetçiligini konuşturur.yeterki o içindeki milliyetçi ruh bir defalığına kıpırdansın.son olarak bir ermeni ölünce hepimiz ermeniyiz diyenlere ve bir papaz ölünce hepimiz hristiyanız diyenlere;dua edinde bülent ersoy ölmesin!!!!!!!!!!!!!!!!!









    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Bir düşünce bir bakış

          Kategori: Mustafa Kemal Atatürk

          Konuyu Baslatan: Enes_

          Cevaplar: 6

          Görüntüleme: 1712








    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    Geçmişimizde büyük ve güçlü bir imparatorluktan küçük bir devlete dönüşmemiz için dökülen kanlardan+hala verilmekte olan ekonomik krizlerden dersler alınmadı

    Yokluklar ve savaşlar içinden bir Atatürkü çıkaran ulus Atatürkün "biz" düşüncesi ve önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizden 2.Atatürk çıkamadı.Nedeni ise sen,ben kavgaları.

    Bırakın başkaları olmayı TÜRK OLMAYI ÖĞRENİN.

  3. #3
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    583
    @Enes_

    Standart

    Alıntı Dygsuz Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Geçmişimizde büyük ve güçlü bir imparatorluktan küçük bir devlete dönüşmemiz için dökülen kanlardan+hala verilmekte olan ekonomik krizlerden dersler alınmadı

    Yokluklar ve savaşlar içinden bir Atatürkü çıkaran ulus Atatürkün "biz" düşüncesi ve önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizden 2.Atatürk çıkamadı.Nedeni ise sen,ben kavgaları.

    Bırakın başkaları olmayı TÜRK OLMAYI ÖĞRENİN.


    TÜRK olmayı ögrenmek.................çok zordur daha kendi atalarımıza saygımız yok iken nasıl ögrenebilecegiz acaba bunu?tüm dünyanın gözünde TÜRKLER kaba saba hatta barbardır.bunu pek çok kez gördük ya haberlerde yada yabancıların çevirdigi filmlerde TÜRK olarak önümüze sundukları profili ama acaba bizler atalarımızı ne gözle görüyoruz????????onların böyle görmelerinde bizlerin hiçmi payı yok?kendi atalarımızı biz dünyaya nasıl tanıtıyoruz???????????????TÜRK olmak öyle ben herkesten üstünüm en üstün ırk benim demekle olmaz madem üstünlügünü kabul ettireceksin o zaman çalışacaksın,didineceksin ilerleyeceksin.......ama bu demek degildir tutupta batılılaşacaksın(ne yazık ki bizler batılılaşmadan sadece çıplaklık ve ahlaksızlığı algılıyoruz ve ne kadar gayri ahlakihalleri varsa batının tutup ona özeniyoruz.halbuki çok degil daha kısa bir süre öncesine kadar batı bizim kültürümüze özeniyordu.affedin ama adamların daha bir tuvalet kültürü yoktu ) TÜRK olmak çıkıp meydanlarda bölücülük yapmakta degildir.bizler galiba milliyetçiligide yanlış biliyoruz.asında herkeste vardır milli duygu ve şuna emin olun dünyada TÜRK'lerden daha çok hiç bir ırkta yoktur bu milli ve dini duygu.işte avrupa şampiyonası en büyük örnektir...........alnısecdeye gitmemiş olan bir akrabam o penaltı atışları sırasında ellerini açmış ALLAHA yalvarıyordu.........yeterki bizler o duyguyu çıkarmanın yolunu bilelim.yada kendimden örnek vereyim;setap ereneri sevmem,şarkılarınıda sevmem ama eurovizyon da birinci olduğu zaman oturup ağladım.bence imlliyetçilik budur işte yoksa çıkıp faşistvari söylemler degildir milliyetçilik











    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    "TÜRK OLUN" demedim bazılarımızın hala öğrenememiş olduğunu gördüğüm için"TÜRK OLMAYI ÖĞRENİN" dedim.

    Atatürk'ün NUTUK adlı kitabını herkesin okumasını tavsiye ederim.Bazı şeyler tartışma ile değil okumakla öğrenilir.İşte o zaman savunulan fikirlerin beş para etmez insanları savunmanın ayıbını anlayabiliriz.

  5. #5
    S€®C€
    S€®C€ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı Dygsuz Rumuzlu Üyeden Alıntı
    "TÜRK OLUN" demedim bazılarımızın hala öğrenememiş olduğunu gördüğüm için"TÜRK OLMAYI ÖĞRENİN" dedim.

    Atatürk'ün NUTUK adlı kitabını herkesin okumasını tavsiye ederim.Bazı şeyler tartışma ile değil okumakla öğrenilir.İşte o zaman savunulan fikirlerin beş para etmez insanları savunmanın ayıbını anlayabiliriz.
    Atatürkün nutuk adlı kitabını okudum.Gerçekten türklüğün sırrı o kitapta saklı onu okuyan kendini tanımış oluyor tşkler abla...

  6. #6
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    583
    @Enes_

    Standart

    selamünaleyküm;bu bölümün moderatörünün kim olduğunu bilmedigim için buraya yazmak zorundayım.lütfen konu başlıklarını degiştirdiginiz zaman nezaketende olsa konuyu açan kişiye konu başlığını degiştirme nedeninizi pm yoluyla bildiriniz.en azından insanlarda zan altında kalmış olmaz.ayrıca konu benim düşüncem yada bakışım degil kendi görüşüm bakışım olsaydı serbest atış bölümüne yazardım.ama bölüm ATATÜRK bölümü olunca ve konuda ATATÜRK'ün kominizme bakışı olunca direk ATATÜRK bölümüne açtım ve kominizme bakışı başlığını attım.bunun ne gibi bir sakıncası olabilir?











    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  7. #7
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    583
    @Enes_

    Standart




    selamünaleyküm;şimdi isminin yazılmasından korktuğunuz bu fikrin ne olduğunu fikrin babalarından örnekler vererek açıklayalım.daha sonrada bu fikrin insanlık adına zararlımı faydalımı yoksa bu fikri savunan kişinin ülkesine faydasımı zararımı olur sizler karar veerin.isteyen moderatörde mesajı kafasına göre silebilir hiç bir açıklama yapmadan benden yana hakkım helaldir..










    Tüm Uygulamalarını Dinsizlik Üzerine Kuran Komünizmin Tarihte Bıraktığı İzler


    Karl Marx ve Friedrich Engels
    Diyalektik materyalizmin kurucuları ve komünizmin fikir babaları olan Marx ve Engels koyu birer ateisttiler. Evrendeki tüm gelişmelerin çatışmalar sayesinde elde edildiğini iddia etmişlerdi. Bu düşünceden yola çıkarak amaçlarına ancak komünist bir devrim yaparak ulaşabilecekleri sonucuna varmışlardı. Dine karşı çok büyük düşmanlık besleyen bu iki ideolog, fikirlerini hayata geçirebilmek için öncelikli olarak dinin ortadan kaldırılması gerektiğini savunmuşlardı. Marx ve Engels'in bu planlarına göre komünist eylemler öncelikle Allah inancı ve din engeli aşılarak başlayabilecekti. Marx belki bu fikirlerini hayata geçirememişti ancak onun ölümünden sonra bu devrim projesini uygulamaya geçiren kişi Lenin olmuştu.

    Komünist militanlarıyla birlikte gerçekleştirdiği kanlı bir iç savaştan sonra iktidarı ele geçiren Lenin, kendinden sonra da nasıl kanlı bir politika izleneceğinin de işaretlerini vermişti. Kendisine ve komünist sisteme karşı gelen herkesi kurşuna dizdirmiş, ülke içinde yaşanan iç savaşlar tam üç yıl sürmüş, Rusya tam bir harabeye dönüşmüştü. Lenin bu kanlı savaş sonunda dünyanın ilk totaliter tek parti diktatörlüğünü kurmuştu.

    Bu dönemde Rusya ekonomik açıdan tam bir felce uğramıştı, fakir halktan zorla vergi alınıp açlık ve sefaletin dozu giderek artırılıyordu. Üretim alanları, fabrikalar, işletmeler devletleştirilmiş ve bu girişimlere de kimse karşı koyamamıştı. Karşı koyanların sonu herkes tarafından çok iyi biliniyordu.


    Komünist lider Lenin döneminde yaşanan kıtlık, onbinlerce masum insanın ölümüne sebep oldu. Lenin ve sonra da Stalin döneminde yaşanan bu kıtlıkların nedeni, halkı beslemek için kullanılacak imkanların ideolojik hedefler için harcanmasıydı.
    Uyguladığı politikalarla yakın çevresinin dahi nefretini kazanan Lenin'in 1924'teki ölümü sonrası Komünist Parti'nin başına dünyanın en kanlı diktatörü sayılan Stalin geçti.

    Stalin 30 yıl süren iktidarı boyunca, adeta komünizmin ne denli acımasız bir sistem olduğunu ispatlarcasına görevini sürdürdü. Katliamların, cinayetlerin, işkencelerin ardı arkası kesilmiyordu. Ülkeyi "komünizm projesini" gerçekleştirme adı altında açlık ve sefalete sürükleme, baskıcı yönetim, köylü halkın zorla çalıştırılması, dini yaşama haklarının tamamen elden alınması hepsi bu kanlı diktatör döneminde hızlandırılmıştı. Stalin'in ilk önemli icraatı, Rusya nüfusunun yüzde 80'ini oluşturan köylülerin tarlalarına devlet adına el koymak oldu. Özel mülkiyeti yok etmeye yönelik bu politika gereği, Rus köylülerinin bütün mahsulü silahlı görevliler tarafından toplandı. Bunun sonucunda, çok şiddetli bir açlık baş gösterdi. Yiyecek hiçbir şey bulamayan milyonlarca kadın, çocuk ve yaşlı açlıktan yaşamını yitirdi. Kazakistan nüfusunun yüzde 20'si açlıktan öldü. Kafkasya'daki ölü sayısı bir milyonu aştı.

    Stalin, bu politikasına direnmeye çalışan yüz binlerce insanı ise, Sibirya'daki çalışma kamplarına yolladı. Tutsakların çok ağır şartlarda ölesiye çalıştırıldıkları bu kamplar, bu insanların çoğuna mezar olacaktı. Öte yandan on binlerce insan, Stalin'in gizli polisi tarafından idam edildi. Aralarında Kırım ya da Türkistan Türkleri'nin de bulunduğu milyonlar, Rusya'nın uzak köşelerine zorla göç ettirildi.

    Stalin, tüm bu kanlı politikaları sonucunda yaklaşık 20 milyon insanı katletti. Tarihçilerin bildirdiğine göre, bu vahşetten özel bir zevk duyuyordu. Kremlin'deki çalışma masasına oturup, toplama kamplarında öldürülen ya da idam edilen insanların sayılarını içeren listeleri incelemekten büyük keyif alıyordu.

    Stalin döneminde anarşi ve terör sadece sistemi eleştirenlere ve aydınlara zarar vermekle kalmamış, komünist militanların saldırıları öylesine şiddetlenmişti ki, herkes kendini tehdit altında hissediyordu. Halk kitleler halinde "Gulag" adı verilen toplama kamplarına dolduruluyordu ve katlediliyordu. Stalin terör sayesinde ülkenin tümü üstünde mutlak iktidarını kurdu. 30 yıl iktidarda kalan Stalin öldükten sonra geride kalan, fakir ve zavallı bir halktı.Rusya örneğinde gördüğümüz gibi, dinsizliğin hakim olduğu toplumlarda insanların huzur ve mutluluk bulması, güzel bir hayat yaşamaları mümkün değildir. Çünkü dinsizlik insanları kendi çıkarları için her türlü suçu işlemeye, hatta yeri geldiğinde zevk için adam öldürmeye, insanlara, çocuklara zulmetmeye yönlendirir. Bugünkü Rus toplumuna baktığımızda da uzun yıllar yaşadıkları din karşıtı sistemin yıkıcı etkileri görülmektedir. Ciddi anlamda dejenere olmuş, ahlaki değerlerden uzaklaşmış insanlar mevcuttur. İşte bu bozulmuş yapının düzeltilebilmesi de ancak İslam ahlakının öğretilmesi ve bu yolla insanlara manevi değerlerin kazandırılmasıyla mümkün olabilecektir.











    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş