Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş'in asılmadan önce kaleme aldığı şiir, ilk kez gün yüzüne çıktı. 68 kuşağı öğrenci hareketi liderlerinden Deniz Gezmiş'in infazından sonra siyah bir torbanın içinde babasına teslim edilen eşyalarının arasından, kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir şiir de yer alıyordu. Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı yazı dizisinde, Deniz Gezmiş idamından önce kaleme aldığı son şiir de yer aldı. İşte Deniz

Bu konu 2803 kez görüntülendi 6 yorum aldı ...
Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir 2803 Reviews

    Konuyu değerlendir: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2803 kez incelendi.

  1. #1
    Bakülü_Elçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    18.07.2020
    Yaş;
    68
    Mesajlar
    51
    Konular
    15
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    136
    @Bakülü_Elçi

    Standart Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş'in asılmadan önce kaleme aldığı şiir, ilk kez gün yüzüne çıktı.

    68 kuşağı öğrenci hareketi liderlerinden Deniz Gezmiş'in infazından sonra siyah bir torbanın içinde babasına teslim edilen eşyalarının arasından, kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir şiir de yer alıyordu.
    Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı yazı dizisinde, Deniz Gezmiş idamından önce kaleme aldığı son şiir de yer aldı.

    İşte Deniz Gezmiş'in kendi el yazısıyla idamından önce kaleme aldığı şiir;

    "Yenilmişsem
    Elim kolum bağlı
    Boynumda yağlı ip
    Gelip dayanmışsam
    darağacına
    Dudaklarımda yarın
    Gözlerim yarınlarda
    Unutmak mı gerek seni?
    Kapılar kapalı
    Tutulmuşsa gece
    kapkara yollar
    Sıcacık bir sevgi
    sunmayacak mıyım
    insanlara?
    Bakmayacak mıyım yarınlara
    Seslenmeyecek miyim
    insanlara?"

    TORBASINDAN ÇIKANLAR
    Torbada 31 kalem malzeme vardı: Yeni açılmış Birinci sigarası... İki tükenmez kalem.. Askılı atlet, fanila ve yün başlık””¦ Kahverengi ceket ve pantolon””¦ Haki renk bir yün gömlek””¦ Füme terilen pantolon””¦ Kendi yeşil, yakası beyaz, fermuarlı kazak””¦ Bir küçük, bir büyük İngilizce lügat””¦ Türkçe-Almanca sözlük””¦ Brecht, Ahmet Arif, Memet Fuat'ın kitapları Babasından gelen mektuplar””¦ Bir cep aynası, bir cep defteri””¦



    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

          Kategori: Türkce Şiirler

          Konuyu Baslatan: Bakülü_Elçi

          Cevaplar: 6

          Görüntüleme: 2803

    Bakülü_Elçi

  2. #2
    Turkuaz&Tr. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    08.10.2010
    Yaş;
    64
    Mesajlar
    901
    Konular
    443
    Beğendikleri
    66
    Beğenileri
    54
    Tecrübe Puanı
    100
    @Turkuaz&Tr.

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Alıntı Bakülü_Elçi Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş'in asılmadan önce kaleme aldığı şiir, ilk kez gün yüzüne çıktı.

    68 kuşağı öğrenci hareketi liderlerinden Deniz Gezmiş'in infazından sonra siyah bir torbanın içinde babasına teslim edilen eşyalarının arasından, kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir şiir de yer alıyordu.
    Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı yazı dizisinde, Deniz Gezmiş idamından önce kaleme aldığı son şiir de yer aldı.

    İşte Deniz Gezmiş'in kendi el yazısıyla idamından önce kaleme aldığı şiir;

    "Yenilmişsem
    Elim kolum bağlı
    Boynumda yağlı ip
    Gelip dayanmışsam
    darağacına
    Dudaklarımda yarın
    Gözlerim yarınlarda
    Unutmak mı gerek seni?
    Kapılar kapalı
    Tutulmuşsa gece
    kapkara yollar
    Sıcacık bir sevgi
    sunmayacak mıyım
    insanlara?
    Bakmayacak mıyım yarınlara
    Seslenmeyecek miyim
    insanlara?"

    TORBASINDAN ÇIKANLAR
    Torbada 31 kalem malzeme vardı: Yeni açılmış Birinci sigarası... İki tükenmez kalem.. Askılı atlet, fanila ve yün başlıkâ€â€¦ Kahverengi ceket ve pantolonâ€â€¦ Haki renk bir yün gömlekâ€â€¦ Füme terilen pantolonâ€â€¦ Kendi yeşil, yakası beyaz, fermuarlı kazakâ€â€¦ Bir küçük, bir büyük İngilizce lügatâ€â€¦ Türkçe-Almanca sözlükâ€â€¦ Brecht, Ahmet Arif, Memet Fuat'ın kitapları Babasından gelen mektuplarâ€â€¦ Bir cep aynası, bir cep defteriâ€â€¦

    Can Yoldaş, Ülküdaş, Kardeş, Qrdash, Anam Atam soyu İNSAN !!!
    Paylaşımın için ''Teşekkürrüm '' yetersiz kalır.
    THKO mensubu Deniz Gezmiş'in popiler yapıldığı sağdan soldan değilde, orjinal İnsan yapısının yoldaşlarının, arkadaşlarının, kardeş ve ''ağabeylerinin bütünlüğünde'' bu Vatana olan sevdasını kimse sorgulayamaz. Hangi babayiğit; ölüme giderken haykırabilir ki, ''Biz Mustafa Kemalin ideallerini savunan , sahiplenen gençliğiz'' diyebilir.
    Hangi insan ölüme giderken, Samsundan Ankaraya 1919 gençlik yürüyüşünü gerçekleştirdikten sonra, idama , ölüme giderken ben varlığımı Türk Halkına armağan ediyorum der.
    Her kim ki, Türkiye halklarına armağan etmiştir der ise, -ki orjinal savunma ve ses kayıtları böyle demiyor, yalan söyler.
    Bu bakımdan Türkiye Halk Ordusu , Filistin bağlamında marjinal anlamda çatışmış ve Deniz Gezmiş'^in İsrail siyonizmine karşı savaşımda rütbesi vardır. (THKO-1971-1972) hareketi diğer sol görünümlü hareketler ( OrjinalTHKP-C ve TİKKO hariç-ki bunların versiyonları 1976 yılından sonra piyasaya sürülmüştür.) alayı yalandır, çakmadır, alayı tabanı hariç Merkez düzeyde CİA-Pentagon-Gladyo cephe gerisi sendenim örgütlendirilmeleridir.
    Haaaa ''Sağ'' da durum farklımıdır? Değidir. Aynı Cephe gerisi CIA-PENTAĞON-İNGİLİZ MI6 ve ortak adı GLADYO maalesef en çok sağ Türkçü versiyonda aktif olmuştur.
    Sonuç: S9ol diye Türk, Sağ diye Türk bir birini katletmiş ve boğazlamıştır. Sivas-Çorum-Maraş katliamları ile doruk noktasına taşınmış, Türk katledilmiştir. Bu nasıl bir oyun diyenlere, bugünün aynı oyunun versiyonları tezgehlanırken Fragmanları sahneleniyor.
    EYYY Türrrrrkkkkkkkkk Titrte ve kendine, yani özüne yani İNSANLIĞINA dön....!!!!!
    Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının anısına...
    İzmirde Gladyo örgütlemesi PekaKa çakalları tarafından katledilen ülkücü Türk Milliyetçisi Fırat Çakıroğlu ve tüm ''sag-sol'' cenah diye adlandırılan, bu ülkenin yiğit evlatları anısına...... Tarihin beşiği Türk Medeniyetimizin savaşçılarının anısına...

    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
    AZERBAYCAN BAYRAĞINDA MAVİ; TÜRKLÜK, BAĞIMSIZLIK VE GÖĞ'Ü İFADE EDER. MAVİ ÖZGÜRLÜK, MAVİ SONSUZLUKTUR.



    ''UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR,
    YA DA KÖLE OLARAK UYANIR''

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

  3. #3
    Bakülü_Elçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    18.07.2020
    Yaş;
    68
    Mesajlar
    51
    Konular
    15
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    136
    @Bakülü_Elçi

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    İlk Defa Sağı eleştiren bir Türk Milliyetçisi gördüm. İnanın çok sevindim. Sağcılar sadece kendi kitaplarını okudakları için diğer her kesimi kendilerine düşman görüyorlardı. Ülkcücülerde bayağı gelişme olmuş Sayın Turkuaz arkadaşım sağolun.
    Bakülü_Elçi

  4. #4
    Turkuaz&Tr. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    08.10.2010
    Yaş;
    64
    Mesajlar
    901
    Konular
    443
    Beğendikleri
    66
    Beğenileri
    54
    Tecrübe Puanı
    100
    @Turkuaz&Tr.

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Alıntı Bakülü_Elçi Rumuzlu Üyeden Alıntı
    İlk Defa Sağı eleştiren bir Türk Milliyetçisi gördüm. İnanın çok sevindim. Sağcılar sadece kendi kitaplarını okudakları için diğer her kesimi kendilerine düşman görüyorlardı. Ülkcücülerde bayağı gelişme olmuş Sayın Turkuaz arkadaşım sağolun.
    Değerli arkadaşım.
    İlginize teşekkür ederim. Bir konuya açıklık getirme ihtiyacı duydum. O konuda şudur. Kişisel görüşüme göre; Türkiyede ''Sag'' ve ''Sol'' olarak adlandırılan ideolojiler, legal partiler, İllegal partiler, legal ve illegal (silahlı veya silahsız) örgütler, sivil toplum örgütleri (dernekler-sendikalar-vakıflar vb. gibi) sap ile samanın birbirine karışması gibi maalesef dipten gelen dalga misali oluşan yapılanmalar değillerdir ve olmamışlardır. Olanlar ise maalesef 1947 yılı ile birlikte özellikle 1950 sonrası marjinal duruma düşmüşlerdir.
    Nedenide; Anadolu ve Trakyada, Emperyalizmin fiilii işğaline ve Sevr anlaşmasına karşı Gazi Mustafa Kemal'in (ATATÜRK'ün) Türk Milleti (Ulusu) için yaktığı Bağımsızlık ateşi ve örgütlediği Kurtuluş savaşı sürecinde yatmaktadır.
    Her olguyu ve gelişimini, kendi tarihsel sürecindeki zıtlıkları bağlamında ve özgül koşullarında değerlendirmek bilimsel bir yaklaşımdır. Bu ilkeden hareketle, 20. yüzyılın ilk çeyregindeki genelde ekonomik-siyasi-askeri-kültürel vb. dünya koşulları ile özelde de, Anadolu koşulları değerlendirildiğinde, Gazi Mustafa Kemal'in başlattığı Bağımsızlık hareketine katılan sınıf ve katmanlarının yapılarına baktığımızda, ezici çogunlukla hemen hemen hepsi Emperyalist devletlerin ve maşalarının açık işğaline karşıdırlar. Bu bakımdan gelecekleri için nitelik olarak Anti Emperyalist bir öz taşırlar.
    Erzurum ve Sivas kongreleri Gazi Mustafa Kemal'in Emperyalizme karşı bir taraftan kandiliğinden oluşan başkaldırılardaki sınıf ve katmanları ile ve bir taraftanda bilinçli olarak kendi geleceklerinin Emperyalist işğalde olmayacağını gören sınıf ve katmanları, Emperyalizme karşı verilecek savaşta sosyal-siyasal-ekonomik ve askeri olarak mevzilendirip örgütlemesi bir deha ürünüdür.
    Bu deha ürünü hareket 1. T.B.M.M.'nin kurulması ile Milli bir kimlik ve meşruluk kazanmıştır.
    Ancak; şu soru mutlaka sorulmalı ve cevaplanmalıdır. Kurtuluş savaşına destek veren Toprak ağaları, çok az da olsa dönemin Burjuvazisi, Bürokratları ile, savaşa bizzat katılan Türk köylüsünün, işçisinin, aydınının savaşa iştirakleri, bilinçli veya şartların zorlaması ve Millili duygular temelinde kendiliğinden de olsa, kendi sınıf ve katmanları bakımından NEDENSEL olarak aynımıdır?
    Benim görüşüme göre aynı değildir. Kurtuluş Savaşının Askeri aşaması zaferle sonuçlandıktan, Eğemenlik Kayıtsız şartsız Milletindir şiarıyla Cumhuriyet rejimli Demokratik, Laik ve sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin inşası için, Bagımsızlık; Uluslararası düzeyde tescil ettirildikten sonra, Ekomomik, Sosyal, Siyasal, Hukuksal, Kültürel ve benzeri her alanda, Osmanlı Devletinin tüm borçları omuzlarda olmak koşulu ile Türk İnkılaplarının (Devrimlerinin) hayata geçirilmesinin karşısında olanların pek çogu, Türk Askeri Kurtuluş savaşına destek vermiş olanlardır. ATATÜRK DEVRİMLERİNE köstek olmaya çalışmalarının ana nedenide, İnşası süren T.C. Devletinden Askeri savaşa katılma nedenlerinin karşılığı olan beklentilerini bulamayacaklarındandır.
    Marjinal bir kesim Hilafet isterken, bir başka kesim Feodal düzenlerinin devamını istemiş, bir başka kesim makam ve mevki beklentileri içine girmiştir. Tabi bu arada Kurtuluş savaşı öncesi Emperyalistlerin açıktan işbirlikçileri olan, İngiliz menşeili yobazlar, Hilafet sevdalıları, Aşiret reisleri illegaliteye geçerek Emperyalistlerle işbirlikçilik konumlarına devam etmişlerdir.
    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e planlanan suikastler zincirinde, İttihat ve Terakkici kadroların olması ise, daha vahimdir.

    İşte bu özetten sonra, 1947 ve sonrası iktidara getirilen ABD-İngiliz çerçeveli siyasal yönetim kadroları, kendileri bir şey üretemez olduklarından, Emperyalizme teslim olmuşlar ve kademeli olarak Cumhuriyet Devrimlerini her alanda ''gelişme'' diyerek tasfiyeye başlamışlardır. Siyasal iktidarlarına İllegaliteye geçmiş olan Cumhuriyet düşmanlarını ortak etmeye başlamışlardır.
    Helede 1955 yılından sonra Türkiye'ye yerleşmeye başlayan Gladyo Türkiye Masası şefleri, bir taraftan kendilerinin öncülük ettiği ''Sag'' ideoloji çerçevesinde Türk Milliyetçiliğinin içi boşaltılarak, çakma Türk Milliyetçilikleri ve bu Milliyetçilik anlayışlarına uygun Devşirme ve hatta dönme kadrolar yetiştirmeye başlamışlardır. Yine ''Sag'' cenah çerçevesinde Siyasal-kökten dincilerin Hilafetçi çekirdek kadroları devşirilerek geleceğe o günlerden hazırlanmışlardır.
    Yine aynı süreçte etnik Siyasal Kürtçülüğün tohumları ''Sol'' görünümlü yani makyajlı olarak devşirilmeye başlanmıştır. Yine aynı süreçte, Türk Devrimciliğine karşı, Türk Devrimciliğinin içi boşaltılmış, ideolojisi ABD ve İngilizler tarafından oluşturulmuş ''SOL'' yaratılmıştır.
    20. yüzyılın ikinci çeyreğinden sonra Türkiyedeki ''sol'' ve ''sag kutuplaşmasüreci 1967'lerden sonra hızlandırılmış, ihtiyaca göre kullanabilecekleri, gerektiğinde Halk kitlelerini kontrollü harekete geçirebilecek dört eğilim yaratmışlardır. Bunlar; 1. Türk Milliyetçiliği çerçeveli hizipleştimiş leğal ve illegal örgütler, 2. Sözde İslam inanış çerçeveli siyasal dinci hizpleştirilmiş legal ve illegal örgütler, 3. İlerici-Devrimci çerçeveli hizipleştirilmiş legal ve illegal örgütler, 4. Etnik ve sosyal nitelikli hizipleştirilmiş Kürtçü legal ve illegal örgütler.
    Bu yapılandırılmaların çekirdek kadrolarının başları genellikle devşirilmiş unsurlardan oluşmaktadır. Etraflarınada idealist unsurları toplayarak gerek politik ve gerekse askeri çatışmalara sevketmilşerdir.
    Bir kaç isim vereyim. Hüseyin Velioğlu; Türkiye Hizbullahı, Abdullah Öcalan; Apocular-Ukocular-PeKaKa, Dursun Karataş; DHKP-C,
    Haluk Kırcı- Veli Can Oduncu; TİT-ETKO, Doğu Perinçek; PDA.....İşçi Partisi.... Vatan Partisi
    1971 THKO ve THKP-C kurucuları arasında devşirme tespit edemedim. Kurucuları zaten 1971-1972 sürecinde Kızılderede-Nurhakta ve İdam sehpalarında infaz edildi.
    1974 sonrası gerek ''Milliyetçi sag'' , gerek ''Sosyalist-Kominist Sol'' ve gerekse ''Kürtçü sol ile etnik Kürtçü sol'' cenahları amip gibi bölünerek, 1980 Askeri darbesinin zemininde kullanılmışlardır. Ele geçen binlerce silahın balestik incelemelerinde ortaya çıkan sonuç şudur. Sabah Adanada bir solcu genci vuran silah, akşam üstü Kahramanmaraşta bir sagcı gencin vurulmasında kullanılmıştır.
    Keza Sivas, Yozgat, Çorum, İzmir, İstanbul, Diyarbakır gibi onlarca şehirlerde sagcı-solcu insanların öldürülmesinde kullanılan silahlar çift taraflı cinayet işlemiştir.
    Kahramanmaraşta, Çorumda, Sivasta ve bir çok yerde katledilen insanlar benim kardeşimdir.

    Unutmamak gerekir ki, bu güne kadar uzanan bu böl parçala yönet yok et stratejisi içinde, devşirme kadrolar görev almakta, yerlerine yenileri yetiştirilmektedir.

    Değerli arkadaşım. Ben bir Türk olarak, Atatürk Milliyetçisi ve Devrimcisiyim. Kısacası Kuvay-i Milliyeciyim. Sizin ifadenizle ''Sagdan'' ne MHP, ''Soldan'' ne CHP, ne de ''Muhafazakar' AKaPe ve türevleri benim şahsi görüşlerim dahilinde değillerdir. Hepsi 1947 sonrası Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK' ve eseri T.C.'ne kurumsal olarak ihanet etmişlerdir.
    Oğuz kökenliyim. Ancak Türklüğü, Irki değil, Medeniyetsel olarak ele alırım. Her insanın dinine-inancına, diline ve rengine saygılıyım. Yeterki bu özelliklerini ben ve benim gibi düşünenlere dayatmasınlar.

    Saygılar.

    Turkuaz&Tr.
    Konu Turkuaz&Tr. tarafından (25.07.2020 Saat 01:16 ) değiş;tirilmiş;tir.
    AZERBAYCAN BAYRAĞINDA MAVİ; TÜRKLÜK, BAĞIMSIZLIK VE GÖĞ'Ü İFADE EDER. MAVİ ÖZGÜRLÜK, MAVİ SONSUZLUKTUR.



    ''UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR,
    YA DA KÖLE OLARAK UYANIR''

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

  5. #5
    Bakülü_Elçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    18.07.2020
    Yaş;
    68
    Mesajlar
    51
    Konular
    15
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    136
    @Bakülü_Elçi

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Alıntı Turkuaz&Tr. Rumuzlu Üyeden Alıntı

    Değerli arkadaşım. Ben bir Türk olarak, Atatürk Milliyetçisi ve Devrimcisiyim. Kısacası Kuvay-i Milliyeciyim. Sizin ifadenizle ''Sagdan'' ne MHP, ''Soldan'' ne CHP, ne de ''Muhafazakar' AKaPe ve türevleri benim şahsi görüşlerim dahilinde değillerdir. Hepsi 1947 sonrası Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK' ve eseri T.C.'ne kurumsal olarak ihanet etmişlerdir.
    Oğuz kökenliyim. Ancak Türklüğü, Irki değil, Medeniyetsel olarak ele alırım. Her insanın dinine-inancına, diline ve rengine saygılıyım. Yeterki bu özelliklerini ben ve benim gibi düşünenlere dayatmasınlar.
    Turkuaz&Tr.

    Saygı değer arkadaşım bu herkesinin "herkesin derken bu ülkede yaşayan gönlü memleket sevgisi ile dolu olan herkesin" yüreğine su serpen bu güzel yazınızın altına aynen
    imzamı atıyorum. Bu ülkede sizin gibi kendisini yetiştirmiş olaylara böyle geniş ve yapıcı bir şekilde bakan insanları gördükçe inanın çok seviniyorum ve geleceğe daha güvenle
    bakıyorum. Bir Atatürkçü, bir solcu ve aynı zamanda da bir Alevi kökenli insan olarak kendinizi böyle yetiştirdiğiniz için size saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağlıcakla kalın selamlar
    Bakülü_Elçi

  6. #6
    Turkuaz&Tr. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    08.10.2010
    Yaş;
    64
    Mesajlar
    901
    Konular
    443
    Beğendikleri
    66
    Beğenileri
    54
    Tecrübe Puanı
    100
    @Turkuaz&Tr.

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Alıntı Bakülü_Elçi Rumuzlu Üyeden Alıntı

    Saygı değer arkadaşım bu herkesinin "herkesin derken bu ülkede yaşayan gönlü memleket sevgisi ile dolu olan herkesin" yüreğine su serpen bu güzel yazınızın altına aynen
    imzamı atıyorum. Bu ülkede sizin gibi kendisini yetiştirmiş olaylara böyle geniş ve yapıcı bir şekilde bakan insanları gördükçe inanın çok seviniyorum ve geleceğe daha güvenle
    bakıyorum. Bir Atatürkçü, bir solcu ve aynı zamanda da bir Alevi kökenli insan olarak kendinizi böyle yetiştirdiğiniz için size saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağlıcakla kalın selamlar
    Hörmetli Kardeşim. Anadolu Türkçesi ile daha iyi anlaşıyoruz. Hoş ya...Anadolumuzun Türkçesi'nin Atası-Anası Azerbaycan Türkçesidir. Bu küçük notu düştükten sonra, kendimi-kendimizi ifade etmek anlamında hem aydınlatma, hemde bilgilendirme baglamında bir hassas konuya daha değinme ihtiyacı duydum. Helede 21. yy.'ın ilk çeyreğini bitirmeye yüz tutmuş Türk dünyası açısından.
    Başını ağrıtmayacaksa, ''kişisel'', ama bir o kadarda toplumsal gürüş olarak bazı kavramları ve bu kavramlara sahip çıkılıp, kimlik aidiyeti gibi (dinsel-inaçsal-Milliyet-Kültürel-Cinsel-Sportif vb.'leri toplumsal sosyolojik aidiyetler) kabullenmeye yönelik, bireyin AİDİYET HİSSETME-AİDİYET KABULU çelişkilerini açmak gerek.
    Kimseyi incitmeden etmeden, kendi özgülümde bir örnek verir isem, bu örnek Türk Medineniyetine mensup insanların ve hatta öteki medeniyetlere mensup insanların bazı açmazlarına ışık tutacaktır.
    Ben Türk'üm, der iken; Önce İnsan olduğumu, ve İnsan olmanın Türklük ile olan baglarına, belirleyici niteliklerine bakarak, biyolojik ve fizyolojik İnsan toplulukları bireylerinden hiç bir farkımın olmadığını görürüm. Hele de, İnsan olmanın ölçülerinin biyolojik ve fizyolojik ölçülerde olmadığını, aksine, dili-inancı (Din'i meşrebi-itikadı-mezhebi, -ki bunlar bende yok,) rengi-etnik kökeni ne olursa olsun, insanın insan olduğunu bilir ve kabul ederim.
    Sorunlar, Dilde değil, Kültürde değil, etnik kökende değil, sosyolojik olarak temelde ya etnik, yada dinsel inançsal ve azda olsa renk bağlamında üstünlük yönlendirmelerinde yatar. Bu Kangren-Habis yaklaşım, maalesef, dini-dili-rengi- ne olursa olsun, İnsanın İnsan olma öz kimliğini unutturup, etnik-dinsel inançsal-yada renksel veyahut cografi bölgesel kimliklere ayrı ayrı indirgenip kullanılması ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel ve dahi cinsel kimlik sorunlarının temelini oluşturur.

    Bu baglamda Ben Alevimiyim? (ki-Alevilik Anadolu Türklüğüne has bir inançsal yaşam biçimidir. Her ne kadar referansını Arap kavminin ilerici bir kesiminden alarak, Türk örf ve anenelerine pratik sosyal yaşamında, üretimden paylaşıma ustaca indirgemiş ve geliştirmiş olsada, ritüelleri insana dokunan, insanı merkeze koyan bir anlayış olarak, felsefileşmiştir. Örnek vermeme gerek var mı?)
    Evet ben bu anlamda, yani Hallacı Mansur, Fuzuli, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşi Veli vb. leri olan İnsanı merkeze koyan çağının düşünürlerinin evet Aleviyim. Ancak dinsel ve itikatsal olarak değil.

    Hani bir önceki cevabi yazımda demiştim ki, ''dil'i-din'i-inanışı, rengi ne olursa olsun, İnsanın bu özelliklerini'' yeterki bana ve arkadaşlarıma dayatmasınlar. Bu cümlemin özü şudur.
    Bir İnsan; din'i veya itikadi inanışları temelinde, kendisi ile inandığı, Tanrısı-Allahı-Rab'ı veya çok yönlü yaradanının inancı baglamında, ibadet ve ritüellerini (ki her inanca saygı esastır. Yeterki dayatma ve ardından zor olmasın) İnsan denen bu Dünya gezegeninin efendisi olmuş, efendi olurken de, genel olarak kendi özünü, yani doğanın bir parçası olduğunu unutarak, menfaatleri, zevkleri, kolaycılıkları için her türlü canlının yaşam alanlarına tecavüze kalkışmış olsada, İnsan niteliği gereği sınırsız doğa tüketicisi olma durumuna gelmiş olsada, İnsan, düşünen-muhakeme eden-karar veren sıfatı ile bana göre İnsan olma özelliğini yitirmeye yüz tutmuştur.
    Bu bakımdan, İnsanı, öz niteliğine kavuşturmak bağlamında, Evet ben Aleviyim, ama Alici değilim. Ben En-el Hak'ım. Ama ben yaratıcı değilim. Evet ben Türk'üm. Ama dinci- değilim.
    Yani kısaca; Dünyadaki her birey insan, Önce insandır. Sonra Mensubu olduğu Millete yada Ulusa karşı birey sorumlulukları vardır. Ancak Din'i inançları bakımından toplumsal değil, bireysel sorumlulukları vardır. Demem o dur ki, hangi din'i inanışta veya mezhepte ise, o insan inandığı yaratıcı ile kendi arasındaki sorumluluğu, bireyseldir, kişiseldir. Toplumsal değildir.
    Örneğin İslam dininin her fraksiyonunda, kul, yaradanına karşı bireysel sorumludur. Yani Ahmetten, Ayşeden, Mehmetten sorumlu değildir. (Ahiret ayetleri. Kur'an kaynakları.
    Toplumsal olan kişinin mensubiyet hissettiği veya mensubuyum dediği Kavim, Millet, Ulus kavramlarında, mensup olduğu cenaha göre ortak sorumlulukları vardır.
    Ben Türk'üm diyorsam. Türk Milletinin en küçük değerlerinden, en büyük değerlerine kadar, bütün Türk Milletine ve her ferdine karşı sorumluluğum vardır.
    Ama din'i inanç olarak Milletime değil, inandığım yaradana karşı bireysel sorumluluğum vardır, demektir.

    Kıssadan hisse can kardeşim, teşekkürünü saygı, cevap yazını, aydınlanma olarak kabul ederek, ne mutlu konuşan ve sorunları çözerek ilerleyen insanlara diyerek saygılarımı sunuyorum
    Turkuaz&Tr.
    AZERBAYCAN BAYRAĞINDA MAVİ; TÜRKLÜK, BAĞIMSIZLIK VE GÖĞ'Ü İFADE EDER. MAVİ ÖZGÜRLÜK, MAVİ SONSUZLUKTUR.



    ''UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR,
    YA DA KÖLE OLARAK UYANIR''

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

  7. #7
    Bakülü_Elçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    18.07.2020
    Yaş;
    68
    Mesajlar
    51
    Konular
    15
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    136
    @Bakülü_Elçi

    Standart Cevap: Deniz Gezmiş'in İdamından Önce Yazdığı Son Şiir

    Çok teşekkürler değerli kardeşim sağolun. Selamlar
    Bakülü_Elçi

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş