http://nsidc.org/pubs/notes/24/avalanche.gif Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık, ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu(tetiklenen),yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır.. Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı

Bu konu 4749 kez görüntülendi 6 yorum aldı ...
ÇIĞ Nedir? 4749 Reviews

    Konuyu değerlendir: ÇIĞ Nedir?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 4749 kez incelendi.

Konu: ÇIĞ Nedir?

  1. #1
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart ÇIĞ Nedir?


    Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık, ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç ve/veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket sonucu(tetiklenen),yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır..

    Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dış kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde gösterdiği akma hareketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından; çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluşur.

    Türkiye’de Çığ Problemi:

    Türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına uygun topografik ve meteorolojik koşullara sahip dağlık alanlar mevcuttur. Ortalama yüksekliği 1000 m’yi geçen ve çığ oluşumuna uygun alanların yüzölçümü bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye sahiptir. Dağlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. Ülkemizde çığ afetinin, sosyal etkileri hakkında fikir vermesi açısından; 1958 yılından beri Türkiye’de AFET kayıtlarına geçmiş 448 adet çığ olayındaki can kayıplarının miktarı verilebilir. Bu kaybın en çarpıcı örneği, 1991-1992 kış mevsiminde 328 kişinin hayatını kaybetmiş olmasıdır. Çığın sosyal etkisi sadece can kayıpları ile sınırlı değildir. Çığdan etkilenen alanlardaki maddi kayıpları karşılayamayan insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. Ekonomik açıdan bakıldığında ise, bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar nedeni ile oluşan üretim ve iş gücü kayıpları giderek artmakta ve bazı bölgelerin turizm potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilenmektedir.

    Çığ Nasıl Oluşur?

    Eğer bir dağ yeterince yüksek ise (Türkiye’de 1000-1200 m yükseklikteki kesimler ve yukarısı), o bölgenin kışın aldığı yağışın önemli miktarı kar şeklindedir. Bu nedenle, bu gibi yüksek kotlara sahip dağlık alanlarda, o ortama özgü bir hava tipi (mikro klima) oluşur; kışın sıcaklıklar nadiren donma noktasının üstüne çıkar.

    Dağlar, kalın kar örtüsüne sahip olduğu kadar çok fazla miktarda da rüzgar alan yerlerdir. Dağlar büyük hava kütlelerinin hareketlerine engel teşkil etmelerinden dolayı, güçlü rüzgarların kendi üzerlerinde ve çevresinde oluşmasına neden olurlar. Bu rüzgarlar, yüzeydeki karı alıp taşır, çevresinde döndürüp yamaçlara ve diğer topografik oluşumlar üzerine bırakır, depolar, saçaklar ve kar kümeleri oluştururlar.

    Eğimli bir yamaç üzerinde bulunan bir kar örtüsü, yerçekiminin de yardımı ile her zaman yüksek olan porozitesi ve canlı metamorfizması sonucu sürekli akma hareketi yapar. Bu akma hızı, karın yoğunluğunun derinlere doğru artması nedeni ile yüzeyden örtünün derinlerine doğru azalır. Şekilden de görüleceği üzere akma hareketi, A hattından A’ hattına doğru olmaktadır.

    Kayma ise, kar örtüsünde oluşan diğer bir deformasyon bileşenidir. Kar örtüsünün bir buz tabakası veya zemin üzerinde kayması ile oluşur. Bu terimin genel kullanımı, zemin üzerinde bükülmeyle sonuçlanan kaymalar içindir. Kayma hızı, zemindeki ve zemine yakın kar tabakasındaki su miktarı ile yakından ilişkilidir.

    Yağmur veya ısınan havanın etkisi ile fazla miktarda kar erimesi sonucu kar örtüsündeki su miktarının artması nedeniyle zemin üzerinde pürüzlülüğü sağlayan ufak cisimler su altında kaldığından, kar tabakası ve zemin arasındaki sürtünme azalır ve kayma hızı artar.

    Uzun süreli sıkışma etkisi altında kalan bir kar örtüsünde oluşan deformasyon, kar örtüsünün derinlere doğru yoğunluğunun ve sertliğinin artmasını sağlar. Yerçekimi etkisi ise, karın ağırlığı altında taneler üzerine baskı yaparak örtü içinde oturmaya, yoğunlaşmaya ve dayanımını arttırmaya yardımcı olur. Kar tabakaları kendi duraylılıklarını kaybederken, bazı koşullar altında yeni bir fiziksel oluşuma atlama tahtası haline gelirler ki bu olay ÇIĞ'dır.

    Meteorolojik Faktörler:

    Meteorolojik faktörler, uygun topoğrafik ve arazi koşullarında çığ oluşumuna zemin hazırlar. Genel olarak, yağış ( kar , yağmur, yağış şiddeti), rüzgar (hız, yön, yüksek irtifa rüzgarları, yerel rüzgar durumu), sıcaklık (mevcut sıcaklık koşulları), atmosfer basıncı ve bulutluluk ( kar yüzeyinin hızlı soğuması açısından) çığ oluşumuna etki eden önemli meteorolojik faktörlerdir.

    Bu meteorolojik faktörler şiddetli tipi sonrası 36 saatten uzun süren ılık bir havanın esmesi, kar örtüsü üzerine yağmurun yağması, bir defada 25 cm den fazla yeni kar tabakasının oluşması, ılık bir günün ardından ani sıcaklık düşüşünün meydana gelmesi ve rüzgarın 24 saatten uzun bir süre 7 m/sn den daha hızlı esmesi durumlarında çığ oluşumuna daha elverişli ortamı oluştururlar.

    Diğer taraftan, uzun süreli kar yağışlarından sonraki ilk güneşli gün, eğer kar yüzeyi donmuş ise, açık ve bulutsuz bir geceden sonraki ilk gün çığ oluşumuna oldukça elverişlidir.
    AMILY: Verdana">
    Katastrofik çığların(Katastrofik çığlar genellikle uzun tekrarlama periyoduna sahip ve orman büyüme sınırının üstündeki hatlardan başlayan çığlar) çoğu, geniş ölçekli hava sistemlerinin getirdiği kar yağışı sonucu ortaya çıkan direk yükleme nedeni ile oluşurlar.
    Çığ oluşumu, meteorolojik karakterlidir ve hava durumu ile topografyanın ilişkisini açıklayacak uzun süreli gözlemlere dayalı çalışmalara gerek duyulmaktadır.

    Çığlar, farklı kalınlıklara sahip kar örtüsünün çeşitli faktörlerin etkisiyle eğim boyunca hareketi sonucunda ortaya çıkar. Çığlar, yerleşim birimleri, dağ spor ve turizm tesisleri, karayolları, köy yolları, demiryolları, haberleşme ve enerji nakil hatları, sanayi, askeri ve diğer benzeri tesisler için büyük tehlikeler oluşturduğu gibi can kayıplarına da neden olurlar. Türkiye’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ve Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerinde bir çok yerde gerçekleşmektedir. Bu bölgelerdeki mezra tipi yerleşim birimlerinin çoğu çığ tehdidi altındadır.

    Çığların oluşma nedenlerini inceler isek;

    Çığların oluşma nedenleri genel olarak 7 başlık altında incelenebilir:
    1. Yağış
    2. Rüzgar
    3. Yamaç eğim açısı
    4. Yamaç yönelimi (Bakı)
    5. Sıcaklık
    6. Zayıf kar tabakalar
    7. Yamaç Örtüsü
    Yağış:

    Yağışı kar ve yağmur olarak iki kısımda inceleyebiliriz. Kar yağışı, çığ oluşumunda çok önemli bir parametredir. Özellikle mevcut kar örtüsü üzerine bir defada 20-25 cm' den fazla kar yağması durumunda, bu yeni taze karın sadece kendisi bile kısa süre içinde bir çığı meydana getirebilir. Elbetteki bu yeni karın ağırlığı ile kritik dayanım noktasına gelmiş alttaki tabakaların harekete geçmesi (tetiklenmesi) de muhtemeldir. Eğer, kar yağışı tipi şeklinde sürüyor ise çığ riski daha hızlı artar. Yağmur yağışı ise, kar örtüsüne ısı kazandırmasının yanında, örtüdeki su içeriğinin artması sonucu örtünün yoğunluğunu dolayısı ile tabakanın ağırlığını arttırır. Bu durum tabakalar arasındaki gerilim dengesini bozabilecek niteliktedir. Özellikle ilkbahar aylarına girerken yağmur nedeniyle oluşan bu tip çığlar tipiktir.

    Eğim:

    Yamaç eğimi, başta çığların kopma hatlarının konumları olmak üzere çığ riskini belirleyen en önemli etkenlerden biridir. Olmuş çığların meydana geldiği yamaçların eğim değerlerinin istatistiksel olarak incelenmesi sonucu, grafikte görüldüğü gibi en riskli eğim değerleri 28 ila 45 dereceler arasıdır. 50 derecenin üstündeki yamaçlarda zaten kar çok fazla tutunamaz ve eğer kar yağışı var ise kısa aralıklarla küçük boyutlu akmalar ve çığlar oluşur (okyanus kıyısındaki denizel iklimlere sahip bölgeler hariç). 25 derecenin altında ise özellikle binalar için fazla tehlikeli olmayan daha çok insanları veya araçları etkileyebilecek çok küçük çaplı çığlar oluşur.

    Bakı (Yamaç Yönelimi):

    Bakı, yamaç yönelimi, veya yamaç yönü adını verdiğimiz kavramlar yamacın hangi yöne baktığını tarif etmek için kullanılır. Bu parametrede kar örtüsünün zeminde kalma süresini, kar tabakaları bahsinde anlattığımız bazı tabaka için oluşumlarını, gün be gün güneş ışınlarını alma miktarına bağlı olarak kontrol eder. Yani farklı yönlere bakan yamaçlarda herşey benzer gibi gözükse de kar yüzeyinin altında bir çok temel farklılıklar vardır: farklı kar yapısı, farklı bir hikaye, farklı duraylılık değeri, kısaca herşeyleri farklıdır. Yine yapılan istatistiklere göre en fazla yıkıcı etkiyi yapan ve daha sık çığ oluşumuna meydan veren yamaçlar kuzeybatı ila güneydoğu yönleri arasındaki bir yelpazede bulunur. Bu yönler güney ve batı aralığına göre daha az ışık aldığından tabakalarda ısı kaybı vardır ve bu karanlıkta kalan yerdeki tabakalarda kış süresince duraylı hale gelme süreci çok yavaş işlediğinden tipik olarak çığı çağıran türdeki kar kristalleri (düzlemsel kristaller, şeker kar) meydan gelir. Güneş alabilen yamaçlar ise kış ortasında daha duraylı olabilmelerine karşın kış sonu ve ilkbahar başlarında kısa sürede duraylılıklarını kaybederler.

    Eğer güneye bakan bir yamaç için çığ riskini belirlemiş iseniz aynı dağın kuzeye bakan bir yamacı için bu değerleri kullanamazsınız ve kuzey yamacı için yeniden değerlendirme yapmalısınız. Yamaçların bakılarındaki çok büyük olmayan farklılıklar bile duraylılıkta farklılıklar meydana getirebilir, buna dikkat edin.


    Rüzgar:

    Rüzgarın çığ oluşumunda en önemli faktörlerden biri olması, rüzgarsız bir havada yağan bir kar yağışından 10 kat daha fazla kar biriktirebilmesi özelliğinden dolayıdır. Dağlık alanlarda rüzgarın yağışı kontrol eden düşey bileşeni ile kar taşınımını ve taşıdığı yeri kontrol etmesi açısından yatay bileşeni (rüzgar yönü ve hızı) çığ oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Yağışın dışında rüzgarlar ile taşınan çok miktardaki karı yamaç altı bölgelerde kar örtüsüne tehlikeli miktarda ekstra bir yük getirecek şekilde biriktirmesi, saçaklar oluşturması bir çok çığın tetiklenme nedeni olabilmektedir. Bu biriktirme olayı çok şükür ki sadece lokal alanlarda olmaktadır. Rüzgar ile kar doldurulmuş bir alanın genellikle bir yastık gibi düzgün ve yuvarlak hatları olur. Rüzgar ile erozyona uğramış kar örtüsü (sastrugi) ise sanki süpürülmüş gibi bir görünüm verir. Kar örtüsünün kalınlığında rüzgar nedeni ile özellikle yakın zamanda oluşmuş olan 20 ila 50 cm'lik bir kalınlık artışı çığ riskini çok arttırır.Rüzgarın yönü ve hızı arazinin denizden olan yüksekliğine, arazi topoğrafyasına ve oluşan hava akımının karakteristiğine bağlı olarak değişir. Bazı kaynaklarda tipi sırasında hızı 25 km/saat'ten fazla olan rüzgarın 1 ila 2 gün süre ile devam etmesinin kar biriktirme açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği yönündedir.

    Özel Oluşumlar:

    Çığ patikalarının başlangıç bölgelerinde çığa sebebiyet verebilecek bazı özel oluşumlar meydana gelir. Bunlardan en önemlisi kar balkonu, korniş isimleri de verilen saçaklardır. Saçaklar tane büyüklüğü 0.1 mm civarında olan kar kristallerinin 5-25 m/sn (18-90 km/saat) hızındaki rüzgarlar ile yamaçların sırt kesimlerinde yamaç üstüne doğru çıkıntılı olacak şekilde görünüm veren sert ve yoğun kar oluşumlarıdır. O alandaki hakim rüzgar yönünü tespit edebilmemize de yarayan saçaklar zaman zaman kırılarak bu rüzgaraltı yamaçlar üzerine düşerek, o alandaki zaten rüzgarla bir miktar ekstra kar yükü almış olan örtü üzerine ani ve büyük bir yük daha getirerek çığların oluşmasına neden olurlar. Rüzgar plakaları da güçlü bir rüzgar (1 saat boyunca 60 km/saat veya saatlar boyunca 25 km/saat hızlarında esen) sonrasında en üstteki kar tabakasının üst yüzeyinde kuru ve çok sert olarak oluşan çok ince buz tabakalarıdır. Bu yapılar, üzerlerine gelen yeni bir kar tabakasını taşıyamaz ve çığlara neden olurlar.

    Suni Etkiler:

    Çığların doğal olarak oluşmaları yanında suni etkiler sonucunda da oluşmaları mümkündür. Bu etkiler arasında başlıca olarak çığ başlangıç bölgesine giren insanları (kayakçılar, avcılar, kış sporu ile ilgilenenler, askerler vb.), kar üstü araçlarını, güçlü yer titreşimlerini ve suni çığ düşürme sistemlerini sayabiliriz.


    Yamaç Örtüsü:

    Yamaçların üzerinde bulunan örtünün türü ve özelliği çığın oluşumu açısından önemlidir. Çığların oluştuğu yamaçlar genellikle çıplaktır. Ancak, bu genelleme, çığların ağaç ve kaya diplerinden veya arasından başlamayacağı anlamını da taşımaz. Örneğin kar ile örtülmüş olan kayaların kar şekeri oluşumunu ısı farklılıkları nedeni ile hızlandırdıklarını biliyormuydunuz? Yamaç üzerindeki kayaların ve çalıların belli bir derinliğe kadar kar örtüsünü tutabilmesi gibi çok sınırlı bir avantaj her zaman olabildiği gibi, düz, ıslak tabanlı kayalık veya toprak yüzeyler veya geniş yapraklı otsu bitkilerin olduğu alanlar sık sık çığa maruz kalabilmektedirler.

    Çığ oluşumu için tetikleme mekanizmaları tabloda verilmiştir. İlgililerin aşağıdaki şartlardan birisi veya birkaçı oluştuğunda dikkatli olmaları gerekmektedirler. Özellikle meteorolojik koşullar sonrası vatandaşlarımızın ÇIĞ tehlikesine karşı dikkatli olmaları gerekmektedir. Genellikle fazla miktarda yağan kar yağışından sonra, yaşamsal ihtiyaçları için yuvalarından çıkan av hayvanlarını avlamak için, vatandaşlarımız araziye çıkmaktadırlar. Bu durum ise çığ altında kalma riskini artırmaktadır.

    Şiddetli tipi sonrası 36 saatten uzun süren ılık bir havanın esmesiGenellikle 35 derece eğimden daha dik yamaçlarSert alt tabaka ile üst tabaka(ların) arasındaki oluşumlarİnsan (kayakçı, araç vb.)Bitki örtüsünün olmamasıKar örtüsü üzerinde yağmurun yağmasıYamaç üzerindeki doğal yapılarZemin ile kar tabakası arasındaki ilişkiYüksek şiddetli ses kaynağıGeniş yapraklı bodur veya otsu bitkilerBir defada 25 cm’den daha kalın yeni kar tabakasının oluşmasıRüzgar altı olan yamaçlarTabaka içindeki süreksizliklerTitreşim (deprem vb.) Ilık bir günün ardından ani sıcaklık düşüşüTeraslama gerektirecek şekilde yüzey pürüzlülüğünün az olmasıKar örtüsü içindeki gerilim paterni Tipinin 24 saat’ten uzun bir süre 7m/sn’den daha hızlı esmesi Kar tabakası üzerindeki ani yükleme

    KLİMATOLOJİKANALİZ

    Çığın düştüğü zaman diliminde, birim yüzeye etki eden güçler toplamı olan basınç değerinde ani bir artış (basınç tandansının artması) neticesinde, büyük kütlelerin daha fazla etkileneceği bir kuvvet gerilimi oluşturmuştur. Sıcaklıklar bir gün öncesinden artmaya başlamış ve aniden düşme eğilimi göstermiştir. Dikkat edilir ise; 16 Ocak günü 21 rasadında sıcaklık – 5.0 °C iken, 17 Ocak günü yaklaşık 10 °C lik bir sıcaklık düşüşü yaşanmıştır. Bu durum ( yağış rasatlarından da anlaşılacağı gibi) 16 Ocak tarihinde yağan karın, kar yüzeyini soğutmuştur.

    17 Ocak günü ise havanın ısınması ile birlikte ( özellikle 17 Ocak gecesi havanın tamamıyla kapalı olması) 16 Ocakta yağan kar yüzeyini tabaka oluşacak şekilde etkilemiştir. Yüzey sıcaklığı soğuyan ve tekrar artan sıcaklıkla eriyerek sıkılaşmış karın üzerine 17 Ocak gecesi yağmaya başlayan kar, 18 Ocak sabahı da ( ki gece 21:00 ile sabah 07:00 arasındaki yağış 18 Ocak sabah 07:00 rasadında toplam yeni kar olarak kayıt edilmektedir) devam etmiştir. Yeni kar kütlesinin yükünü taşıyamayan eski kar tabakası, kendi üzerinde bir kırılma ve kayma hattı oluşturmuş ve çığ oluşumunu tetiklemiştir. Yapılan araştırmalarla meteorolojik parametreler ile çığ arasında doğrudan destekleyici bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

    Klimatolojik analizlerin yanı sıra özellikle Sinoptik analizlerinin yapılması oldukça faydalı katkılar sağlamaktadır. Çığ öngörüsünde kullanılan sinoptik method, kar yağışı ve sonuçta görülen çığ olayları ile atmosferdeki sinoptik ölçekli hava sistemleri arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışır( Schaerer, 1980; LaChapalle ve Fox, 1974). Önemli ölçüde kar yağışından sonra donma noktası civarına doğru bir ısınma veya havanın kısa süreli ısınması ile beraber yağış görülmesi çığ oluşumuna neden olabilmektedir ( Armstrong, 1974; Miller ve Miller, 1974).

    Günlük çığ öngörüsü için temel prensipleri tespit etmekte, cephesel siklonların potansiyel çığ bölgesine ulaşma zamanı, bölgede duraklama ve etkinliklerinin belirlenmesi hayati önem taşımaktadır. Çünkü çığ oluşumunda rol oynadığı bilinen yoğun kar yağışları, sıcaklık düşme ve yükselmeleri, sıcak ve soğuk cepheler ile sıcak sektörlerde görülür. Mevcut kar tabakalarının üzerine sıcak sektörde görülen ısınma ve yağmur yağışı, önemli miktarda kar yağışından sonra ani bir ısınma, genellikle cephesel sistemlerin geçişi ile ortaya çıkar (LaChapalle ve Fox, 1974; Miller ve Miller, 1974).

    Çığ oluşumuna etki eden meteorolojik parametrelerin yanı sıra arazinin topoğrafik ve morfolojik yapısı, eğimi ve bitki örtüsü de oldukça önem arz etmektedir. Analiz yapılırken bu şartlara da dikkat etmekte fayda vardır.

    Ülkemizde hemen her yıl dağlık arazi yapısından kaynaklanan çığ olayları meydana gelmekte, can ve mal kayıplarının yanısıra, yolların kapanmasına, enerji ve iletişim hatlarının ve doğal ekosistemlerin zarar görmesine yol açmaktadır.

    Bu nedenle çığ önleme çalışmaları da yer almalıdır. Bu çalışmaların başarılı olabilmesi için havzanın öncelikle çığ potansiyeli açısından yeterince etüd edilmesi gerekmektedir.
    Bu etüdler kar, arazi, iklim ve meteorolojik özellikleri üzerinde yoğunlaştırılmalı, yersel gözlemler özellikle arazi etüdleri sırasında hava fotoğraflarıyla desteklenmelidir.

    Bir doğal afet olan çığ sorunlarının çözümü için; ülke genelinde çığ risk haritalarının yapılması ve çığ tehlike zonlarının belirlenmesi, gerekli hallerde çığ kontrol yapılarının kullanılması, ancak herşeyden önce özellikle çığın zararlı etkilerinin azaltılması ve can kaybının önlenebilmesi için, otomatik meteoroloji istasyonları ile desteklenen bir Çığ Tahmin ve Erken Uyarı Sisteminin (ÇIĞTEUS) oluşturulması gerekmektedir.

    Çığ Tahmini ve Erken Uyarı konusunda kurumumuzda oluşturulan DMİ ÇIĞ GRUBU, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ile çalışmalarına başlamıştır. Çığ Tahmini ve Erken Uyarı Sisteminin hayata geçirilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlar ortak bir çalışma sürdürmektedirler. TUBİTAK a sunulan ( Çığ Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi ÇIĞTEUS ) proje için ilk adımlar atılmıştır. Bu proje tamamlandığında;
    • Önleyici tedbirler arasında yer alan çığ tahmini ve erken uyarı sistemlerinin, ülkemiz koşullarında önemli bir öncelik oluşturduğundan sürdürülebilir bir biçimde hayata geçirilmesi
    • Çığ düşmesi nedeniyle oluşacak can kayıplarının en aza indirilmesi
    • Kurumumuzda Çığ Tahmini ve Erken Uyarı Merkezi kurulması
    • Kamuoyu ile ilgili kurum ve kuruluşlarının bilgilendirilmesi (Sivil Savunma, Afet İşleri Genel Müdürlüğü vb) hedeflenmektedir.
    Kaynaklar:
    1. Gürer, I., Tunçel, H., Yavaş, Ö.M., Erenbilge, T., 1995,"Türkiye'de Çığ Kriterleri ve Olası Çığ Risk Alanlarının Belirlenmesi", TÜBITAK Proje No: YBAG-0067.
    2. Ali Ümran Kömüşcü, Tolga Taştekin, “Çığ Oluşumu ve Meteoroloji” , Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Yayınları, 2002, Ankara.
    3. Ş. Öz, "Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Meteorolojik Uygulamaları Raporu", Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 2000, Ankara.
    4. Yunus Borhan, Miktad Kadıoğlu, “Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerindeki Çığların Analizi”, TR_ J.OF Engee and Envitenmoemt science 22 1998,345-352.,1998, TUBİTAK.
    5. Armstrong, L.R., “Avalange Hazard and Prediction in the san Juan Mountains of Southwestern Colorado”, İn Adv.Concept Tech. İn the Study of Snow and Ice Resources”, NAS, Washington, 346-355, 1974.
    6. LaChapelle, E.R., and T.Fox, “ A Real – Time Data Network for Avalanche Forecasting in the Cascade Mountains of Washington State”. In Adv. Concepts and Tech., in the Study of Snow and Ice Resources, NAS, Washington, 339-345, 1974.
    7. Miller, L. And D. Miller , “The Computer as an aid in Avalanche Hazards Forecasting”. In Adv. Concepts and Tech., in the Study of Snow and Ice Resources, NAS, Washington, 356-362, 1974.
    8. T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 1999, Çığ El Kitabı, Ankara


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: ÇIĞ Nedir?

          Kategori: Genel Kültür

          Konuyu Baslatan: yucel

          Cevaplar: 6

          Görüntüleme: 4749

    Konu yucel tarafından (21.01.2010 Saat 09:55 ) değiş;tirilmiş;tir.


    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

  2. #2
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart çığ ile nasıl baş edilebilir

    ÇIĞ İLEÇIĞ İLE NASIL BAŞ EDİLEBİLİR ? ÇIĞDAN KORUNMA YOLLARI NELERDİR ?
    Çığ genellikle çok hızlı gelişir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluşması fark edildikten sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. Çığın başlangıç anından sonra, bina içinde değil dışarıda bulunuyorsanız;
    1. Çığ başladığında, çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın genişliğine, etrafta bulunan araçlara ve var olan daha güvenli yerlere bağlı olarak, o alandan çok hızlı bir şekilde ayrılmaya karar verin.
    2. Çığın daha yavaş ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışın.
    3. Bağırarak veya başka ses kaynaklarını kullanarak, diğer insanları uyarın.
    4.
    TRONG> Eğer çığa yakalanmanız kesin ise veya o anda kayak yapıyorsanız, kayak batonlarını ve kayakları çıkarıp atın, sabit bir ağaç, kaya veya başka bir cisme tutunmaya çalışın.
    5. Kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalışın.
    6. Yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalışın.
    7. Ağzınızı sıkıca kapatın, mümkünse kafanız karın altında kaldığı anda uzun süre nefesinizi tutun.
    8. Önerilen başka bir yöntem de akış sırasında oturma pozisyonu almaktır. Bu yöntemde bacaklar ve kollar birbirlerine yapıştırılır ve çığ durmadan kısa süre önce, bacaklar ile yeri sertçe iterek kalkmaya çalışılır.
    9. Çığ durmadan önce mutlaka bir elinizi ağız ve burnu kapatacak şekilde yüzünüzde, diğer elinizi de başınızın üzerinde (yüzeye doğru uzatarak) tutun ve kar altında kaldığınız zaman boyunca hayati önem taşıyacak olan nefes boşluğunu genişletin. Bu arada başınızı sağa sola çevirerek boşluğu büyütebilirsiniz.
    10. Hava kesesi, çok küçük olsa bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. Kesenin varlığı, kazazedenin her zaman kurtulma şansının olduğunu ümit etmesini sağlar.
    11. Karda ses iletimi az olmasına rağmen, yüzeye yakın olduğunuzu hissediyorsanız bağrmak faydalı olur.
    12. Bazı olaylar ve araştırmalar göstermiştir ki, sırt çantası taşıyan insanların çığın topuğu civarında yüzeyde kalma şansları, taşımayanlardan daha fazladır.
    Araçtaysanız:
    1. Çığ sırasında bir aracın içinde bulunuyorsanız motoru durdurup, ışıkları söndürün.
    2. Araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmeyin, ateş yakmayın.
    3. Telsiz varsa çağrı yapın ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutun.
    4. Dışarı ses (korna) ve ışık verecek herhangi bir alet (fener gibi) faydalı olabilir.
    5. Araçta bir çubuk veya benzeri bir alet varsa bunu kar içinde yukarı doğru batırıp kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini sağlayabilirsiniz.
    6. Son olarak aracı çevreleyen karı kazmaya çalışın..


    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

  3. #3
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart çığı önleme ve etkilerini azaltma teknikleri hakkında bilgiler

    Çığların etkisini bertaraf etmek veya en aza indirgemek için çok farklı teknikler kullanılır. Uygulanan tekniklerden elde edilecek sonuçların uzun veya kısa vadeli olmasına, uygulandıkları yerlere, çığın türüne, çığın etkilediği alanın boyutuna, ve tekniklerin maliyetlerine göre çığ önleme yöntemleri "geçici veya kalıcı" olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Bu yöntemler aşağıda kısaca açıklanmıştır.
    A) Kalıcı Önlem Yöntemleri:
    A.1) Aktif Kalıcı Önlem Yöntemleri (Başlangıç Bölgesinde Uygulanır)
    Teraslama: Bu yöntem, genellikle yerleşim yeri dışındaki alan veya yapıları korumak için kullanılır. Teraslarda, basamağın üst kısmı sertleştirilerek ağaçlandırılır ve eğime dik yönde duvarlar ile desteklenirler ise daha tatmin edici sonuçlar alınabilir. Yamaç eğimlerine göre terasların inşa açıklık değerleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
    Yeniden Ağaçlandırma: Ağaç büyüme sınırına yakın kotlarda yeterli derinlikte ve uygunlukta toprak olan yamaçlarda yeniden ağaçlandırma yapılabilir. Özellikle kar çitleri veya ağları ile beraber kullanıldığında, ağaçların kar yüklerinden ve çığlardan zarar görmeleri önlendiğinden, çitler ekonomik ömrünü dolduruncaya kadar ağaçlarda yamaçta iyi bir koruma sağlayabilirler.

    Şaşırtmacalı Kazıklar: Şaşırtmacalı kazıklar, çapları 10-20 cm arasında değişen, kazığın zemin üzerinde 30 - 200 cm'si kalacak şekilde şaşırtmacalı olarak dikilen ağaç kütükleridir. Çakılma aralıkları yamaç eğiminin ve kar derinliğinin artması ile birlikte azalır. Kütüğün gömülü kısmının toprak üstündeki bölümüne oranı 1:2 olmalıdır. Minimum gömme derinliği sert zeminlerde 60 cm, gevşek zeminlerde ise 80-100 cm'dir. Çok güvenli bir önlem yapısı değildir. Yerleşim yerlerini korumak için kullanılmazlar. Geniş alanlarda uygulanmalarının maliyeti zaman zaman çok yüksek olabilmektedir.

    Tripodlar: Tripodlar (üçayaklar), ağaç kütükleri kullanılarak yapılan ve 3 ayrı kütüğün birbirleriyle birleştirilerek kullanıldıkları yapılardır. Eğim açısının 37o 'den düşük olduğu yamaçlarda kullanılırlar. Şaşırtmacalı kazıklar ile beraber kombine olarak da kullanılabilirler. Ancak, şaşırtmacalı kazıklarda olduğu gibi kesin bir çığı önleme garantisi vermez ve yerleşim yerlerini korumak için kullanılması uygun değildir.

    Kar Çitleri: Kar çitleri, halen dünyada uygulanan en güvenli ve en uzun ömürlü aktif çığ önleme yapılarıdır. Bu çitler, ağaç, beton, alüminyum ve çelikten imal edilirler. Daha pahalı olmasına karşın çelik olanları yaklaşık 100 yıllık ekonomik ömürleri ile en iyi sonucu vermektedir. Ağaçtan yapılanların ki ise 20-40 yıl arasında değişmektedir. Sistemin kurulmasını pahalı olmasına karşın yerleşim yerlerini korumada gönül rahatlığı ile kullanılmaları, bu dezavatanjlarını gözardı edebilmemizi sağlamaktadır. Çitlerin projelendirilmesi sırasında kullanılacak malzeme türü, konumları, uzunlukları ve boyutlarının iyi dizayn edilmemesi sonucunda hem istenen sonuç alınamaz hemde yapılar doğal riskler (korozyon, kar yükü, kaya düşmesi, vb.) neticesinde tahrip olabilir.

    Kar Ağları: Kar ağları da kar çitleri ile aynı görevi görürler. Ağlar çelikten yapılır, kurma işlemleri daha kolaydır. Kurma maliyetleri kar çitlerinin maliyetlerine çok yakın olmasına rağmen , kar çitleri kadar yüksek kar yükü taşıyamazlar.

    Kar (rüzgar) Perdeleri: Kar (rüzgar) perdeleri, rüzgarın kar taşıma, biriktirme işlevini ve kar biriktirme yerini kontrol eden yapılardır. Böylece kar
    5;n tehlikeli noktalarda ve miktarda birikimi önlenebilmektedir. Bu yapılar ile saçak oluşması rahatlıkla bertaraf edilebilir. Diğer önlem yapıları ile aynı patika için beraber kullanıldığında daha iyi sonuçlar alınır.

    Rüzgar Çatıları: Rüzgar çatıları, kar perdelerine benzer bir işlev görür. Ancak, bu yapı sırt üzerinde rüzgarın hızını arttırarak karın yamaç üzerinde biraz daha aşağıdaki kotlarda birikmesini sağlamak için kullanılırlar. Rüzgar çatıları ile de saçak oluşumu önlenir. Çok fazla işlevsel değildirler, ancak ucuzdurlar.

    Rüzgar Panoları: Rüzgar panoları da kar birikimini kontrol etmek için kullanılırlar. Kar perdelerinden farkları yapının elemanları arasında boşluklar olmamasıdır. Farklı uzunluklarda da olabilirler.

    Rüzgar Engelleri: Rüzgar engelleri, rüzgar panolarının rüzgar perdelerine benzeyen tipleridir. Elemanları arasında açıklıklar vardır. Karın sırtlar üzerindeki dağılımını panolara oranla daha iyi kontrol ederler.

    A.2) Pasif Kalıcı Önlem Yöntemleri (Akma ve Durma Bölgelerinde Uygulanır)
    Saptırma Duvarları: Saptırma duvarlarının temel amacı, gelen çığın akışını istenilen tarafa yönlendirmektir. Betonarme, toprak dolgu, taştan veya beraber kullanılarak da inşa edilebilirler. Bu yapıların, büyük toz çığlara karşı pratikte az etkili veya tamamen etkisiz kaldığı unutulmamalıdır. Çığın yönlendirildiği yönde insanların bulunduğu bir yapı veya alan olmamasına çalışılmalıdır. Yükseklik ve uzunluklarının hesaplanmasında uzun yıllar maksimum kar derinliği ortalaması ile maksimum çığ akış yüksekliği değerleri kullanılmaktadır.

    Durdurma Duvarları: Durdurma duvarları, çığın durma bölgesi içinde, hızını iyice azaldığı bir hat üzerine inşa edilirler. Bu yöntemin işlevselliği çığın geliş açısına, duvarın konumuna ve yüksekliğine bağlıdır. Çığın hızlı olduğu bir akış hattın içerisine konulmamasını gerekir.

    Çığ Barajları: Çığ barajları, çığı akış hattı içinde çığın hızının maksimum olmadığı (ya başlangıç bölgesine yakın yada durma bölgesine yakın) kesimlerde durdurmak için kullanılırlar. Bu yapıların inşa edilmesi için uygun bir arazi yapısı gerekir. Barajların gövdeleri toprak ve kaya dolgu veya çelik destekli betonlardan yapılmaktadır.

    Mahmuzlar: Mahmuzlar bir tür saptırma yapılarıdır ve çığ akışını iki ayrı yöne yönlendirirler. Ev, direk veya bunlar gibi küçük alan kaplayan yapıları korumada kullanılırlar. Kullanıldıkları patikada çığ akış yüksekliği fazla olmamalıdır.

    Geciktirme Yapıları ve Çığ Kapanı: Çığın hızını azaltan, akış mesafesini düşüren yapılara "geciktirme yapıları", bu yapılar ile hızı iyice azalan çığın tamamen durduran çığ barajı benzeri yapılara ise "çığ kapanı" adı verilir. Geciktirme yapıları toprak-kaya yığınlarından, birbirlerine çimento veya çelik ağlar ile tutturulmuş kayalardan veya betondan yapılırlar. Çığ kapanının çığın geliş yönüne bakan kısmında geniş ve derin bir çukur ek güvenlik tedbiri olarak inşa edilir.

    Çığ Tünelleri: Çığ tünelleri, çığların kara ve demiryollarına ve bu güzergahta seyreden araçlara zarar vermesini engellemek için yapılırlar. Tüneller, çığın üzerlerinden akıp gitmelerini sağlayacak şekilde vadiye doğru eğimli olarak genellikle beton veya çelik ten imal edilirler. Ana kayanın delinerek doğal bir tünel olarak kullanıldığı durumlarda vardır. Tüneller, arazi morfolojisi ve oluşan çığın türüne göre açık veya kapalı olabilirler.

    Yol Uyarı ve Kapama Sistemleri: Özellikle trafik yükünün fazla olduğu yolların çığ nedeni ile kapanması durumunda, yoldaki çığ tehlikesi kalkıncaya ve yol temizlenerek trafiğe açılıncaya kadar yolu kapalı tutmak için kullanılan sistemlerdir. Bu sistemler arasında sinyalizasyon sistemi, yol kapatıcılar ve uyarı işaretleri sayılabilir. Ayrıca, gelen çığı anında haber veren ve yol detektörleri adı verilen sistemlerde bulunur. Bu sistemler, çığın akış hattına çekilmiş bir telin çığın hareketi ile kopması sonucu yol üzerinde çığ patikasının yolu kestiği hattan çok daha geride ses ve ışıkla çığ uyarısı veren sistemlerdir.

    Bina Güçlendirme Teknikleri: Çığların tehdidi altında bulunan alanlarda, koşullu olarak binalara inşa izni verilebilir. Ancak bu durumda binalarda bazı özel yapım teknikleri uygulanmalıdır. Çığ patikasının ve gelebilecek çığın özelliklerinin iyi bir şekilde bilinmesi gereken bu durumlarda evlere gelebilecek basıncın 3 ton/m2'den az olması gerekmektedir. Aksi taktirde burada inşa izni verilemez. Bu alanda yapılacak binaların;
    * Çığı yumuşak bir şekilde en az çarpma tesiri oluşturup saptıracak bir geometriye sahip olması,
    * Duvar ve çatılarının inşasında çığın içinde getirdiği maddelerin çarpma etkileri de hesaba katılarak ek güvenlik katsayılarının hesaba katılması,
    * Statik kar yüküne karşı ekstra güçlendirilmesi,
    * Çığın geliş yönlerinde kapı, pencere, balkon, çocuk bahçesi, park yeri, ahır, ambar inşa edilmemesi gerekir. Eğer evin bu yüzünde kapı çok gerekli ise, kapı çok sağlam yapılmalı ve çığ enkazı nedeni ile kapalım kalması durumunda evde ayrıca bir acil çıkış kapısı olmalıdır. Pencereler küçük, sağlam, kepenkli olması,
    * Çığa bakan kısımlarında insanların kalabalık olarak bulunabileceği yemek ve yatak odası, salon gibi alanların evin diğer tarafına yapılması,
    * Çığın geldiği yöndeki arazi parçasında çığın etkisini azaltıcı, hendek veya duvarları yapılması,
    * Bu yönde ağaç bulunması durumunda, ağaçların çığın etkisi ile parçalanarak eve çarpmasına engel olmak için kesilmesi gereklidir.

    Alt Yapıları Güçlendirme Teknikleri: Özellikle kara ve demiryollarındaki sanat yapılarını veya direk yolları korumak için bazı önlemler alınır. Bunlar, yol üzerinde bulunan elektrik direklerinin çelik kuşaklar ve yüksek beton temeller ile güçlendirilmesi, yollardaki yapıların veya yolun kenarında çelik ağ ve duvarlar ile korunması gibi.


    B) Geçici Önlem Yöntemleri:
    B.1) Aktif Geçici Önlem Yöntemleri
    Catex: Catex sistemi, çığ patikasının güvenli iki kenarına dikilmiş direkler üzerinde kurulu bulunan makaralı bir taşıyıcı sistem ile taşınan TNT patlayıcıların patika üzerinde patlatılarak suni çığ oluşturulması için kullanılırlar. Sistem, işlevselliğini kanıtlamış olmasına rağmen uzman kişilerce kullanılmasının gerekliliği, patlayıcı depolanmasındaki ekstra güvenlik tedbirleri, ve patlatıcı kullanma hususunda gerekli yasal düzenlemelerin çok sınırlı yetkiler tanıması sonucu ülkemizde kullanılması biraz zordur.
    Gaz-Ex: Gaz-Ex, oksijen ve propan gazlarından oluşturulan karışım kar örtüsü üzerinde patlatılması sonucu oluşan yüksek orandaki hava basıncı ile çığ düşürülmesini sağlayan bir sistemdir. Bu sistemde patlatma uzaktan bilgisayar kontrollü olarak yapıldığı için çok güvenlidir. Her hava koşulunda uygulanabilir. İşletme maliyeti düşüktür (2001 yılı fiyatlarıyla patlatma başına 2$). Aynı miktarda basınç için çok yüksek miktarda TNT kullanmak gerektiği için (Örneğin: 1.5 m3'lük Gaz-Ex patlatıcı kafanın yaptığı etkiyi ancak 15 kg'lık bir TNT kalıbı ile yapabilirsiniz) TNT'lerden daha avantajlıdır.

    Avalhex: Yeni bir sistem olan Avalhex, hidrojen ve oksijen gazlarından oluşan bir karışım (4 m3) ile doldurulan kauçuk bir balonun elekronik bir ateşleyici ile patlatılması prensibine dayanır. Avalhair adı verilen bu yöntem ile maksimum 120 sn'lik bir dolum sonucu 3.5 kg'lık TNT'nin yapacağı etkiye eşit değerde bir basınç etkisi alınır. Uzaktan kumandalıdır. Güvenli ve ucuzdur. Ancak, sistem hala deneme aşamasındadır.

    Havan (top): Suni çığ düşürme işinde havan veya askeri top benzeri sistemlerin kullanımı da çok yaygındır. Bu sistemler ile de başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak, mermilerin maliyeti ve depolanmasında yaşanabilecek problemler, tecrübeli personel bulma sıkıntısı, yasal mevzuatların uygun olup olmaması, patlama sonucu arazide oluşan erozyon bu sistemin kullanımında çok iyi değerlendirilmesi gereken unsurlardır.

    Elle Atılan Patlayıcılar: Ucuz olması, ve istenilen her yerde kullanılabilmesi bakımından elle atılan patlayıcılar dünya üzerinde çok sık kullanılan çığ düşürme yöntemlerinden biridir. Ancak, patlatıcıları kullanacak kişilerin bu konuda iyi eğitim almış olmaları gerekir. Dezavantajları arasında, kötü hava koşullarında istenilen bölgeye gidilemediğinden dolayı kullanılamaması, hazırlanmasının tecrübe istemesi, menzilinin düşük olması ve patlayıcı miktarının sınırlı olması sayılabilir.

    B.2) Pasif Geçici Önlem Yöntemleri
    Kar ve Çığ Rasatları: Kar ve çığ rasatları uzun vadeli çığ önleme programlarının bel kemiğini oluşturur. Başlıca olarak kar yağışı, rüzgar, sıcaklık ve kar tabakalarına ait verilerin periyodik olarak sağlandığı rasat değerleri olmadan hiç bir çığ uyarı ve tahmin sistemi sağlıklı işleyemez. Ayrıca, o bölgelerde kurulacak çığ önlem sistemlerinin dizayn edildiği projeler de bu tür verilere ihtiyaç duyarlar. Diğer açıdan, kar ve çığ rasatlarının yapıldığı istasyon ağının ülke genelinde uygun yoğunlukta olması, ölçümlerin online ilgililere ulaştırılması ve meteorolojik tahminler ile beraber değerlendirilerek sonuçların (riskli alanların) halka duyurulması gerekir.

    Haritalama: Çığ haritalaması, iki farklı başlık altında yapılır. 1- Çığ afet haritası: Bu haritada (soldaki) çığın sınırları yani oluştuğu ve etkilediği alanlar arazi ve hava fotoğrafı yorumları olarak görülür. 2- Çığ risk haritası: Bu haritada ise (sağdaki) farklı renkler ile yapılaşma sınırları gösterilir. Burada yapılaşma kırmızı bölgede yasak, mavi bölgede özel yapı teknikleri veya önlemler ile serbest , beyaz bölgede ise serbesttir. Sarı renkli alan ise diğer afet türlerinin etkili olduğu bölgeyi göstermektedir.

    Çığ Tahmini: Çığ tahmini, kesinlikle yapılması gereken ve tüm çığ risk azaltma çalışmalarının ihtiyaç duyduğu bir çalışma alanıdır.
    Yukarıda anlatılan kar ve çığ rasatlarını da içine alan çığ tahmin çalışmaları, ilgili deterministik ve istatistiksel çığ modellerini ve meteorolojik tahminleri de kullanarak en iyi çığ tahminini yapmayı hedef alır. Bunların bir kısmı kısa süreli, bir kısmı ise uzun vadeli tahminlerdir..


    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

  4. #4
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart çığ tipleri (çeşitleri) nelerdir ?

    Kopma şeklini esas alan bir kıstasa göre Gevşek Kar Çığı ve Kar Dilimi Çığı olmak üzere iki türe ayrılır. Her birinin karışımı kuru veya ıslak kar ve su içerebilir. Her iki türde de kopma, genellikle kar örtüsünün üste yakın tabakalarında gerçekleştiği için yüzey çığları içinde sın&#
    305;flandırılırlar.
    1. Gevşek Kar Çığı (Loose Snow Avalanche/Lockerschneelawine)
    Kar örtüsü içindeki zayıf tabaka yüzeyde veya yüzeye yakın bir yerde oluştuğunda gevşek kar çığı meydana gelir. Kar örtüsü tek bir noktadan kopar, ufak kar döküntüleri saçarak yuvarlanmaya başlar. Yuvarlandıkça daha fazla kar toplar ve bir üçgene benzer biçimde aşağı doğru genişler. Gevşek kar çığlarına doğada çok sık rastlanır. Genellikle çok fazla kar içermezler. Büyük ölçüde can ve mal kaybına neden olacak kadar tehdit oluşturmazlar.
    2. Kar Dilimi Çığı (Snow Slab Avalanche/Schneebrettlawine)
    Zayıf kar tabakası, güçlü bir tabakanın hemen altında oluştuğunda kar dilimi çığları meydana gelir. Kar örtüsü bir çizgi boyunca tek birim halinde kopar. Kütle halindeki kar, kütüphane rafında duran kitapların aniden yere boşalması gibi dökülür, çatlayarak kırılır ve kar dilimleri şeklinde yamaçtan aşağı kayar..


    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

  5. #5
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart çığın fiziksel etkileri nelerdir?

    Hareket halindeki bir çığ, binlerce ton karın büyük bir süratle aktığı, asırlık ağaçları kibrit çöpleri gibi dağıttığı, binaları, köprüleri ve elektrik direkleri gibi yapıları kolaylıkla tahrip ettiği doğal bir güçtür.
    Farklı tür çığlar, farklı tür ve büyüklükteki hasarlara neden olurlar. Özellikle kar örtüsünün ve akan kütlenin yoğunluğu, kar örtüsünün boyutları, çığın hızı, çığın hareket halinde iken koparıp bünyesine kattığı cisimler vb. parametreler çığların meydana getireceği tahribatı belirler. Çarpma basınçları, çığın akış hızı ve yoğunluğu ile orantılıdır.
    Çığların Çarpma Kuvvetleri, toz çığların bağıl olarak zararsız sayılabilecek kar bulutlarının uyguladığı hava basıncından güçlendirilmiş beton yapıları bile yıkabilecek güçteki kuru kar çığlarının uyguladığı basınçlara kadar geniş bir yelpaze sergiler.
    Genellikle kuru kar çığları, yüksek akış yoğunluğu ve hızın meydana getirdiği kombinasyonlar neticesinde yıkıcı özellik gösterirler.
    Ayrıca herhangi bir çığ türünün özellikleri bu kombinasyona yaklaşması benzer bir yıkıcı etki göstermesi demektir.
    Çığların insan yaşantısı üzerindeki etkisi tahmin edilemeyecek kad
    dar fazla olabilmektedir. En önemlisi, çığ afeti nedeni ile her yıl çok sayıda insan hayatını kaybetmektedir. Bu insanlar; çığ oluşumuna müsait dağlık alanlardaki yerleşim yerlerinde yaşayan ve/veya o bölgelerde görevli olanlar, turistik amaçla bulunanlar olup, Türkiye`de azımsanmayacak kadar büyük bir topluluğu oluşturmaktadır.
    Verilen insan kayıplarının yanı sıra çok sayıda hayvanın telef olması, evlerin yıkılması, ormanların yok olması, elektrik ve haberleşme hatlarını tahribi, yolların kapanması, köprülerin yıkılması, derelerin tıkanıp taşkın tehlikesinin oluşması gibi önemli oranda milli gelir kaybına neden olan sonuçlar doğurmaktadır.
    ÇIĞIN OLUŞTURDUĞU TAHRİBATLAR
    Yerleşim Alanları:
    Dağlık alanlarda, binalar ve bunlara bağlı olarak inşa edilen tüm alt ve üst yapı tesisleri katastrofik çığların etkisi ile önemli ölçüde zarar görmektedirler. Tahribat bazen bir ev ile sınırlı olabildiği, bazen de tüm yerleşim alanı çığın altında kalmakta ve tamamı ile yok olmaktadır! Son 30 yıl içinde bu tür hasarlar ve üzücü kayıplar ile biten bir çok çığ olayını Türkiye yaşamıştır.
    Üzücü can ve mal kayıplarının yaşanmaması ve önemli ölçüde tahribatın meydana gelmemesi için çığ konusunun çok ciddi olarak ele alınarak, önlemlerin zamanında alınması ve yeterli bilinçlendirme sağlanması gerekmektedir. Aksi halde, acı olaylar tekrarlanabilecektir.
    Karayolları ve Demiryolları:
    Üzerindeki sanat yapıları ile beraber bir çok kara ve demiryolu çığın yıkıcı etkisinden kurutulamamakta ve uzun süre ulaşımda önemli aksamalara meydan vermektedir.
    İletişim/ Enerji Nakil Hatları:
    Yerleşim yerlerine yakın mesafelerden geçebildiği gibi özellikle uzaktan ve yüksek kesimlerden de haberleşme ve enerji nakil hatları geçmektedir. Çığ patikaları üzerine veya çığın etki alanına girecek kadar yakına kurulmuş olan bazı hatlar, çığdan zarar görebilmektedirler. Bir iletim hattında hasar meydana gelmesi, o hatların servis verdiği yerleşim yerlerinin uzun süre haberleşmeden ve/veya elektrikten yoksun kalması demektir. Yaşamı olumsuz olarak etkileyen bu olay, aynı zamanda önemli ölçüdeki enerji kaybını da beraberinde getirecektir.
    Ticari Endüstriyel Kullanım Alanları:
    Özellikle, büyük miktarda işgücünün istihdam edildiği sanayi ve ticaret bölgelerinde meydana gelebilecek bir çığın tahribatı sonucu oluşacak milli gelir kayıpları üzüntü verici boyutta olabilir.
    Ormanlar:
    Katastofik çığlar genellikle uzun tekrarlama periyoduna (dönüşüm süresi) sahip ve orman büyüme sınırının üstündeki hatlardan başlayan çığlardır. Bu büyüklükteki çığlar, her oluşunda orman örtüsüne büyük zarar vermektedir. Kimi olaylarda, binlerce ağaç, yaşı ve büyüklüğü ne olursa olsun yok olabilmekte, ekonomik olarak kullanılmayacak hale gelmiş yüz binlerce m3 ağaç parçası olarak çığın topuk kısmında depolanmaktadır. Tekrar yetişmesi için en az 50 ile 100 yıl arasında bir zamana ihtiyaç duyan ormanların çığlar ile yok olması, zaten az olan orman varlığının daha da azalmasına neden olmaktadır.
    Kış Turizmi:
    Bugün Türkiye`de faal olan 16 adet , faaliyete girmeye hazırlanan yaklaşık 20 adet olmak üzere toplam 36 adet kış turizm ve spor merkezi bulunmaktadır. Ayrıca, her sene bu sayılara sürekli yenileri eklenmekte ve dolayısıyla ile bu merkezlere gelen turist sayısı da her geçen gün artmaktadır.
    Özellikle çok sayıda kayak ve kar sörfü yapan kişilerin tehlikeli alanlarda kayma istekleri, kendi oluşturdukları çığlar nedeni ile yaralanmalarına veya ölmelerine neden olmaktadır. Kendi isteği ile, kayak pistleri dışında, uyarılara aldırmadan kayan kişinin maruz kaldığı çığ olayları yanında; halen kayak merkezlerinin son derece güvenli olması gereken kontrollü pistlerinde dahi ölümlere yol açan çığların olması düşündürücüdür. İnanılmaz bir ihmalkarlıktan kaynaklanan bu acı olayların önlenmesi, öncelikle pistlerin deneyimli teknik elemanları denetiminde olması ve kontrollü olarak açılıp kapatılmasına bağlıdır..


    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

  6. #6
    Nazlımcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.11.2009
    Mesajlar
    1.908
    Konular
    111
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    596
    @Nazlımcan

    Standart



    Böylesi bir felakete ne denir?

    Yaşamadık ama sen bunun içindesin, mücadelesini veriyorsun. Seni ve senin gibi canla, başla hizmet veren, gönül veren "AKUT" görevlilerini, tüm çalışanları, bu felaketle iç içe yaşamak zorunda kalan insanları Allah (c.c) korusun tek temennim bu.

    Bir laf vardır "açın halinden tok ne anlar" o kadar uzağız ki bazı şeylere oysa hayat sadece pamuk ipliğine bağlı! Keşke bazen hatırlayabilsek (?)

    Teşekkürler Yücel, hep aklımda, hep dua'larımdasın/nız...
    ).(



  7. #7
    yucel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.09.2009
    Mesajlar
    799
    Konular
    284
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    553
    @yucel

    Standart

    Gümüşhane’deki Zigana Dağı’nda çığ düşmüştü, bir grup dağcı çığ altında kaldı,10 dağcının hayatını kaybettiği,o olaydan çekilmiş bir resim



    "Kutsal Toprak Ana, ağaçlar ve tüm doğa, düşüncelerinizin ve yaptıklarınızın şahididir..."

    Winnebago Bilge Sözü

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş