türkce siirler .
Azgin Deniz
Hangi hissin parmagi dokundu ki, derine,
Düstü bir gizli alev salkimi icerine
Hangi kabus basti ki, seni uykularinda,
Birdenbire cehennem kaynadi sularinda
Örtüldü bastan basa tenin beyaz bir terle,
Duman duman yayilan incecik köpüklerle.
Hangi dert kaldi, söyle, bagrina üsüsmeyen,
Hangi ölüm sarkisi, bu dilinden düsmeyen
Hangi öfkeyle yüzün, böyle karisti yer yer,
Sana yan mi baktilar, bir sey mi söylediler
Bir sey dinleme artik, artik bir sey dinleme!
Cagir, bütün günahkar ruhlari cehenneme!
Karsina, sahil, kaya, insan kim çikarsa vur!
Vur basina, alemde, kör, sagir, ne varsa vur!
Sal her taraftan, dagdan, gökten, pencereden sal!
Nihayet kala kala dünyada tek kisi kal!
Özleyen
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Daglar agarirken konusmustuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Aksam, günes artik deniz ufkunda silindi,
Hülya gibi yalniz gezinenler köye indi
Ben kaldim, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldim o yerde.
Ben Seni Sevdim Mi
Ben seni sevdim mi Sevdim, kime ne
Tuttum, ta icime oturttum seni
Aldim, oksadim saclarini, öptüm
Ictim yudum yudum güzelligini
Ben seni sevdim mi Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Cildirirdim sen ne kadar uzaksan,
Ask degil, hic doymayan bir seydi bu
Ben seni sevdim mi Sevdim dogrusu
Sevdikce tamamlandim, bütünlendim
Biri vardi aglayan; gecelerce
Biri vardi sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi Sevdim,
En büyük en solmayan güller acti icimde
Ömrümü degerli kilan bir seydin
Sen benim bozbulanik gencligimde
Ben seni sevdim mi Sevdim, öyle ya
Bir cizgiye vardim seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi Sevdim,
Ya sen beni
Dag Rüzgari
Kaderde senden ayri düsmekte varmis
Dogrusu bunu hiç düsünmemistim..
Seni tanimadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnizlik güzeldir diyordum
Al basini, kac bu sehirden
Ufukta bir cizgi gibi gördügün daglara
Rüzgarin iyot kokularini tasidigi denizlere git
Git gidebildigin yere git diyordum
Oysa ki, senden kacilmazmis
Yokluguna birgün bile dayanilmazmis
Bilmiyordum..
Yine de dayanmaga calisiyorum iste
Bir kir cicegi kopariyorum gözlerine benzeyen
Gecen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmisse
Saclarini oksayip gelmistir diyerek avunuyorum
Yasamak seninle bir baska zamani
Bir baska zamanda seni yasamak
Herseyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
Ister uzaklarda ol
Ister yanibasimda dur
Sen ol yeter ki bu zaman icin de
Ben olmasam da olur
Seni bir yumaga sariyorum yillardir
Bitmiyorsun
Caresizligim gün gibi asikar
Su olup cesmelerden akan güzelligin
Inceligin IsIk IsIk yüzüme vuran
Sen günes kadar sicak
Tabiat kadar gercek
Sen bahcelerde cicekler actiran
Sudan, havadan, günesten yüce varlik
Sen, o tek sevgi icimde
Sen görebildigim tek aydinlik
Bir nefeste benim icin al
Havasizliktan öldürme beni
Bulutlara, yildizlara benim icin de bak
Susadim diyorsam
Bir yudum su icmelisin
Ben yorulduysam sen uyumalisin
Ellerim sevilmek istiyor
Saclarim oksanmak istiyor
Dudaklarim öpülmek istiyor
Anlamalisin.
Agaclarin yesili kalmadi
Gökyüzünün mavisi yok
Bu daglar o daglar degil
Rüzgarinda kekik kokusu yok
Kim bu caresiz adam
Bu kan canagi gözler kimin
Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Yok
Anladim
Sensiz yasanmaz bu dünyada
Imkani yok.
Ben Bir Eylül Sen Haziran
Bir eylüldü baslayan icimde
Agaclar dökmüstü yapraklarini
Cimenler sararmisti
Rengi solmustu tüm ciceklerin
Gökyüüunü kara bulutlar sarmisti
Katar katar gidiyordu kuslar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dagilmisti yazdan kalan ne varsa
Yasanmamis bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmisligim, sevilmisligim
O heyheyler, o delismenlikler neydi
Ne bu kadere boyun egmisligim
Ne bu acidan korlasan yürek
Ne bu kurumus nehir; gözyasim
Önümdeki dizboyu karanliklar da ne
Ne bu ardimdaki kül yigini; elli yasim
Beni kötü yakaladin haziran
Gamli, yikik eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeligi getirdin
Masmavi gögünle
Cana can katan günesinle
Piril piril engin denizinle girdin icime
Cicekler acti dokundugun
Cimler büyüdü yürüdügün
Ve güller katmer katmer oldu güldügün yerde
Basimda senin kuslarin kanat cirpiyor simdi
Öldürdügün yemislerin agirligindan
Dallarim yere degiyor
Günesi batmadan saclarinin
Bir dolunay doguyor bakislarindan
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnima
Uykusuz gecelerim seninle apaydinlik
Basim dönüyor, off basim dönüyor yasamaktan
Ölebilirim artik..
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Saril simsiki, tenim ol, beni birakma
Baksana; parmak uclarim ates
Lavlar fiskiriyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her caresizlige
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalim onücüncü aylara
Ben bir eylül, sen hazira
Çok Sevdim bir Zamanlar Seviyorum Yinede
Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alip basimi gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkir aksamini camindan bir otobusun
Masal sehirlerini gecerken hizla
Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Urpertili, simsicak tenini kadinlarin
Salmak serin sulara govdemi
Dusup gitmek ardina siirin ve askin
Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Varoldugumu dusunmeyi, urpererek..
Karanlik bir odada kucuk bir cocuk gibi
Yagmurdan ve yalnizliktan urperek
Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Dusuncemi genis ve sonsuz olanla birlestirmeyi
Hircin ve ele gecmezce atilgan
Uysal ve usulcacik benim olan seyi...
Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Ve hep sevecegim beynim ve tenim varoldukca bu dunyada
Piril piril olani, her zaman bir guz diriliginde
Degismez ve degisken olani sonsuzca..
Gün batarken bir aksam üstü
Bir rüzgar dalgalanirken saclarinda
Aklina ben gelecegim ..
Aglayacaksin..!
Bosver,hatirlamaya calisma
Nasil olsa tatli bir uykuda..
Ben gelecegim aklina..!
Aglayacaksin..
Gün gelip oturursan nikah masasina
Mutluluk hayallerine atsan bir imza
Beyazlar icinde yaptigin ilk dansda
Ben gelecegim aklina
Aglayacaksin..!
Seni ariyorum
Bu sehrin bütün sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin köse basindayim
Avuçlarimda kirik dökük pismanliklar
Avuntusuz çikmazlara dogru yürüyorum
Bütün umutsuzluguma inat
Yine seni ariyorum...
Dudaklarimda bildigin o islik
Sokak lambalarina siginiyorum
Hafiften bir yagmur agliyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarimda
Yalnizliktan üsüyorum
Bulamayacagimi bile bile
Yine seni ariyorum...
Anlatacak nelerim var bir bilsen
Içimde ihtilaller kopmus
Kendime sürgüne verdim
Mutlulugum çoktan iflas etmis
Itiraza hakkim yok biliyorum
Beni savunmak sana düstü
Seni ariyorum...
Yarim kalmis siirlerim gibisin
Yasanmamis çocuklugumsun anilarimda
Öylesine eksigim sensiz
Öylesine sahipsiz
Iste bütün umutlara havlu attim gidiyorum
Içinde geç kalmisligin çaresizligi
Çocuklar gibi agliyorum
Ve gel görkü her damla gözyasimda
Yine seni ariyorum..
neden uzaktayız diye birbirimizden
bir film düşünseydin
-bu kadar iyimser-
ben yine varım en başından,
ama şu sahneler yok mu;
korkuyla heyecan arası,
kimsesiz bir sokak gece yarısı
yağmur yağar,
adam tek başına...
Seni öylece sevdim,
Gözlerinde piriltilarin yesilmiydi mavimi
Nasildi gülümsemen, yanaklarinda gamzelerin
Farkina varamadan, seni sevdigimin
Adini sanini bilmeden, evinin yolunu sormadan
Bir sevenin, bir sevdigin var miydi umursamadan
Seni öylece sevdim,
Hiç kaçamak bulusmalarimiz olmadi seninle
Bir muhallebicide, ya da bir kir kahvesinde
Bir otobüs duraginda, elimde bir demet gül
Yagan karin altinda titreyerek bekleyemedim seni
Sarilamadim ellerine, isinamadim
Seni öylece sevdim,
Kumsalda ayak izlerimiz birbirini hiç takip etmedi
Ilik bir sonbaharda yagan yagmura aldirmadan
Sokak sokak cadde cadde gezemedik sirilsiklam
Ellerim saçlarinda hiç dizimde uyutamadim seni
Boynuna hiç sarilamadim, yillarca beklemis gibi
Yildizlari derleyip indiremedim gökyüzünden
Saçlarina bir demet, gözlerine bir umut koyamadim
Pembe pancurlu evimizi hiç anlatamadim sana
Gelecege ait bir düs, bir hayal kuramadim
Kaçiramadim seni beyaz atimla düsledigin ülkeye
Seni öylece sevdim, öylesine, senin sevdigin gib
İMKANSIZ AŞK
Falcı kadın yalan söylüyor yalan
Bizi birbirimiz için yaratmış
Tanrımız
Nasıl mümkün değilse
Yıldızları toplamak gökyüzünden
Öylesine imkansız bir şey
aşkımız
Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı
Sadece hatıralarda ebedi olan
Vazgeçemediğimiz,
unutamadığımız
Onlar bile bize yar olmadı
Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın
Ümitlerimiz fırtınalı denizler
ortasında
Bir hurda teknedir şimdi
Dalgalar dünden daha zalim
Rüzgar daha hoyrat
Ne bulut var ufuklarda ne gemi
Mevsimler toz pembe değil
Gündüzler gecedir, geceler zindan
Güneşin doğmasını beklemek
boşuna
Boşuna artık medet ummak
Taş kalpli zamandan
İnan ki! Kırılmış bir ayna
gibi
Paramparça, kırık dökük
aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
GÜN GELİR
Gün gelir
Anlar insan sevdiklerini
An gelir
Özlem duyar da
Cehennem ateşiyle yanar
Yanar da kavrulur
Derinlerde bir yer sızlar
Çaresiz, sessiz haykırışlar kalır
Yıllar geçer
Elbette anlar gün gelir
An gelir
Pişmanlıklar sarar benliğini
Geri gelmez ki sevdikleri
Çaresiz, sessiz haykırışlar kalır
Nedenlere, niçinlere
Cevap bulabilir mi
Hiçbir sebep cevap olamaz
Ömür törpüsü
Durmadan çalışır
Acımasızca, umarsız
Geriye dönüp bakamaz bile
Gün gelir
Anlar sevdiklerini
An gelir
İçinde bir yer hep kanar
Hep bir şeyler eksik k
__
tam göğsünün ortasında bir yerin
acıyacak...
evinin seni içine sığdıramayacak kadar
dar olduğunu fark edeceksin...
sokağa fırlayacaksın...
sokaklar da dar gelecek...
tıpkı vücudunun yüreğine dar
geldiği gibi...
ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl
pırıl gökyüzü...
kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek,
bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yaşamak güzel."
"boş ver, her şey unutulur."
sen hiçbirini duymayacaksın...
gözyaşlarından etrafı göremez hale
geleceksin...
ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra
kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın
kıyamet kopacakmış" deseler
başını
kaldırıp "ne dedin" diye
sormayacaksın...
yalnız kalmak isteyeceksin...
hem de kalabalıkların arasında
kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
geçmişi düşüneceksin...
neredeyse dakika dakika...
ama kötüleri atlayarak...
onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
gittiğin yerlere gitmek...
bu sana hiç iyi gelmeyecek...
ama bile bile yapacaksın...
biri sana içindeki acıyı söküp
atabileceğini söylese, kaçacaksın...
aslında kurtulmak istediğin halde, o
acıyı yaşamak için direneceksin...
hayatının geri kalanını onu
düşünerek geçirmek isteyeceksin...
aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
herkesi ona benzetip...
kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara sığınacaksın...
birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu
unutturmayan...
sadece bir müddet buzlu camın arkasından
seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için
yazılmış gibi gelecek...
boğazın düğümlenecek,
dinleyemeyeceksin...
uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
sabahı iple çekeceksin...
bazen de "hiç güneş doğmasa"
diyeceksin...
ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne
çıkana sarılmak
isteyeceksin...
nafile...
düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
rüyalar göreceksin, gerçek olmasını
istediğin...
her sıçrayarak uyandığında onun
adını söylediğini fark edeceksin...
telefonun çalmasını bekleyeceksin...
aramayacağını bile bile...
her çaldığında yüreğin
ağzına gelecek...
ağlamaklı konuşacaksın
arayanlarla...
yüreğin burkulacak...
canın yanacak...
bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek
içinden...
onun sesini bir kez daha duymak için yanıp
tutuşacaksın...
defalarca aradığı günlerin
kıymetini bilmediğin için kendinden nefret
edeceksin...
yaşadığın şehri terk etmek
isteyeceksin...
onunla hiçbir anının olmadığı
bir yerlere gidip yerleşmek...
ama bir umut...
onunla bir gün bir yerde karşılaşma
umudu...
bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
gel gitler içinde yaşayacaksın...
buna yaşamak denirse...
razı mısın bütün bunlara...
hazır mısın sonunda ölüp ölüp
dirilmeye...
AYRILIK.. BİZ ve GÖZLERİN
Aynı göğün altında değiliz şu
an ,
Aynı güneş değil bizi ısıtan
Devasa kayalar düşüyor
Ruhlarımızdaki uçurumlardan
Başkalarına göz kırpıyor
yıldızımız
Dolunay misafir göğümüzde
Yatıya kaldı yine yürek
sızımız
Taht kurdu karanlık, gönlümüzde..
Gözlerinin ışığıyla yendim
Gönlüme musallat karanlıkları
Kirpiklerinle yakaladım
Sıvışan aydınlıkları
Bir tadımlık hayatımın
Bütün öğünlerinde gözlerin
Gamzelerin filtresi göz yaşlarımın
Gözlerin kaskosu yüreğimin
İyi ki hekimsin bu tımarhanede
Gözlerinle yırttın deli gömleklerini
Kabirsiz kalmak endişesi yokmuş bu viranede
Gözlerine gömermişsin sevdiklerini...
Sevmek...
Sevmek, en güzel duygu sevmek
Aska gönlünü vermek
Sevmek, derdin dermani demek
Sevmek sevmek
Sevmek hayatin tadi demek
Sevmek tanrinin adi demek
Sevmek kulun muradi demek
Sevmek sevmek
Kalbimizde sevgiye, aska yer vermeliyiz
Kucak acip dostluga, sevilip sevilmeliyiz
Sevmek sevmek, ah sevmek
Sevmek karanligin sonudur
Nese huzur doludur
Sevmek tanrimizin yoludur
Sevmek sevmek
Sevmek, en güzel duygu sevmek
Sevilip sevebilmek
Sevmek, derdin dermani demek
Sevmek sevmek
Kalbimizde sevgiye, aska yer vermeliyiz
Kucak acip dostluga,sevip sevip sevmeliyiz
Sevmek sevmek, ah ah sevmek
Sevmek sevmek..
Ben Aşkimi Ariyorum..
Masum bir yuzu vardi..Gozlerime bakardi!
Kokusunu ariyorum..soyledigi tum guzel sozleri!
Bulun a$kimi verin bana..
Dayanilmaz oldu bu hasret olmek uzereyim!!
Bu bir yabancimi benim sevdigim adammi
Beni anlamak istemiyen..uzak bir insanmi
Artik beni sevmiyen..ba$kalarinin olanmi
Onsuz yapamiyan ben,bu adama a$ik ben..
Onsuz artik nefes alamiyan ben!
Sabah ak$am..ba$kalariyla..
Benim a$kim bana bir firtina!
Benden uzakla$an beni aramiyan ozlemiyen..
Ve belkide artik Sevmiyen!!
i$te bana aci veren sevgilim!!
Kanatlanip ona ucmak istiyorum..
Ba$ ucunda onun nefesini hissetmek..
Ona dokunabilmek..opmek!!
BakSam gozlerinin icine sondefa,
Bakarmi$ gibi dolunaya!!!
Hadi bebegim son defa,
Dokun guzel ellerinle saclarima!
Op beni yine ayni yerde masumca..
Guzel kokun sinsin vucuduma..
Ve kalsin hep orada!!
Hadi birtanem son defa
Seni boyle cok severken
Neden birakip gittin be
neden...
Seni sevmistim
Sana gonlumu
yaninda hediye
Kalbimi vermistim....!!!
Aldigim Nefese,
soludugum soluga
Sensiz yasamak
haram oldu bana...!!!
Her gece agliyorum
yana yana
Sana degil Kendime
Nasil inandim ben sanaa...!!!
Hani hic ayrilmayacaktik
Hani yemin etmistik
Hani söz vermistin
birakmiyacaktin...
Bana gülüm derdin.
Hani beni severdin.
Güller aglamaz derdin
Ama sen
Sen gülünü aglattin...!!!
Beni yani gülünü aglattin ya
Dilerimki;
Yuce RABBiM'de
Seni Aglatsin...!!!
SENSİZLİK
Bir kabus gibi çöküyor üstüme
gece olunca, sensizlik
yüreğimi sıkıştırır
nefessiz kalır ciğerim,
bir de senin hasretin var
katlanılması güç olan,
yine de yaşıyorum;
ne yaşadığımı bilmeden.
evet sensizlik çekilmiyor
ne sigaram beni avutur,
ne de elimde kalan resmin
beni teselli eder.
işte sensizliği böyle yaşıyorum
sevginden vazgeçmeden
kahrını çekiyorum...
Öylesine Sevmiştim
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık
kalmıştı
herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına
gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencareme konan yusufcukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle
yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes
duruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının
Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık
kalmıştı
herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Sevda Sokağı
Ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
gecenin efkari iniyor perde perde
sevdanin hayali vuruyor arada bir icime
ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan
ali bakkalin hemen yaninda 17 numara
o kirgin hayatin tam ortasinda
hani duvarlarinda hala yazilar olan o sokakta
biri gurbetin ,biri ihanetin,
biride seni boyle sevmenin hikayesi
sevdanin cami bana bakiyor ben cama
ve bak sen su seren cama
pencere onunde menekseler ,hatmiler
bide gece sefasi ,bide haytaligi adamin
abi bide sevdanin hayali vuruyor arada icime
iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
arada bir arkadaşlar geliyor lafliyoruz ordan
burdan
anlarsinya guzel abim
ic cebimde bir umut doguyor
bide nerden bulduysam resmi sevdanin
resimde sevda inadina guluyor
sevdam gayri resmi bilmekteyim
gelki benim abim birazda ustumuzde macera guzel
duruyor
yani yakisiyor adama yakisikli bir sevda
hayat haybeye vurmuyor yuzumuze belasini
hayat sokagimizda bir kehribar tesbih gibi
dokuyor tanelerini takir takir yuzumuze
ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
agzimda fiyakali bir islik
zulamda agir yarasi sevdanin
ali bakkalin ciragi metin anliyor halinden insanin
metin nedir senin niyetin
kap bakalim abine bi taze ekmek biraz zeytin
bu aksam yine odamda efkar var
anlarsinya metin adamin halinden adam anlar
Yağmur Kaçağı
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam
yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
Yağmur Kaçamağı
Kirpiklerin hüzünleşti birden
Yitik bir aşkın ardından
Yağmurlanırım onsuz sabahlar
Sabahlarımda yağmur kokusu
Kim ki anlar şimdi kendini
Kim ki yaşar şimdi sevdasını
Bir başıma kalmışım
Yağmurlanırım
Tütün kararttı tırnaklarımı
Sevdan hüzün yapıştırdı
kirpiklerime
Daha acıyla yoğrulmamışım
Daha hiç yaşanmamışım var
Ancak tüten ne ki
Deli başımda
Kırım sabahlarında
Kanatlandırıp atımı
Gem vuramadım sabaha
Hüzün akıyor yüzümden
Kirpiklerim neden yağmurlu
Ellerim neden sancılı
İçimde bir çığlık var
atamadığım
Hüzünlendim dostlar
Yağmur kaçaklarında..
SEN !..
Bir rüzgarsın sen penceremde,
Her gün kalbimde esen, bana tüm kederlerimi unutturan,
Beni benden alıp, sen yapan bir esintisin sen...
Bir güneşsin sen dünyamda,
Her gün yaşamıma yeniden doğup,
ışığınla kalbimi
ısıtan,
Her gün bana aşkı anlatıp, Her sabah
kalbime yeniden doğan...
Bir meleksin sen rüyalarımda,
Canını canımdan üstün tutup,
hayatını bana bağlayan,
Yaşamı anlamlandırıp, insanlara
sevgiyi anlatan...
Bir sevgisin sen yüreğimde,
Her saniye büyüyen, her gün sonsuzlaşan,
Hasretimi sevginle yakıp, özlemlerime
ağlayan...
Ne Zaman Seni Düşünsem
Ne zaman seni dusunsem icim urperir
Seninle gecen her saat, her gun gelir aklima
Bir aksam vakti gelir bir deniz kiyisi gelir
O essiz hatiralar butun gelir aklima
Ne yapsam unutamam yasadigimizi
Sevgindi sevgilerin en yalansizi
Simdi nerde bir gul gorsem kirmizi
Dudaklarimi uzun uzun optugun gelir aklima
Bir ciban buyurcesine ortasinda gecenin
Dolar yuregime huznu seni sevmenin
Dunyada ne benim yerim var artik ne senin
Aglarim basucunda olumun gelir aklima.
SEN GİTTİN YAA...
Sen gittin yaa.... Nefes alamıyorum artık
Bogazıma dügümleniyor kelımeler
Konusamıyorum...
Hiç bir anlamı yok kelımelerın
Kuramadıgım cümlelerin
Eriyorum kayboluyorum
Sensizlige alışamıyorum
Bir daha bakamamak gözlerinin içine
Tutamamak ellerini, dokunamamak sana
Ne acı gelıryor bir bilsen
Sen gıttın ya...
Gözlerin yerıne uzaklara dalıyorum
Askın niyetine ateslerde yanıyorum
Ben sensiz caresiz,
Dipsiz kuyularda boguluyorum
Sen gittin ya.... İşte o an ben bittim
Düşünemez oldum yaŞamıyorum sensız
Gidiyorum demeden gittin bensiz
Hanı söz vermiştik nerde yeminler
Ne oldu bıtmez tukenmez sevdamız
Ölüm bile ayıramayacaktı bızı hani
Öldüm şimdi ama sensiz
Sen gittin ya....Ben her gece aglıyorum
Gözlerimin önunden gıtmıyor bır türlü
hayalın
Haram bana artık yaşamak
Ben sensiz yine caresiz
Sen gittin ya dönüp arkana bıle bakmadan
Kurudu gozyaslarım hıc akmadan
Oysaki hıckırıklara boguluyordu
yuregım
Ama duyuramadı sen sen diye haykıran
sesıni
Duymuyordun haberın yoktu hiçbirşeyden
Sen sadece gidiyordun sessizce
Ama giderken hayallerimi ,umutlarımıda
Götürüyordun gizlice
Sen gittin yaa işte o an ben bittim....
SEN
Seni sevdiğimi kendimden saklasam
Kimselerde bilmesin olurmu
Ve bir gün sevdiğimi haykırsam
Söyle güzelim sence çokmu
Sen bir güneş ol bense gece
Doğmadığın toprakta gülün bitermi
Lagunyalar büyüttüm sen gidince
Lagunyalar güneşi hiç severmi
Bu böyle sürüp gitmeyecek biliyorum
Bir sabah bir dilencinin avuçlarına
bırakacağım kendimi
Kim ne derse desin!
Tahammülüm kalmadı artık
Bıktım seni sensiz yaşamaktan
Nasılsa döneceğin yok senin
Çıldıracağım bu gidişle
ALLAH kahretsin! ..
Dünya ateşler içinde
Savaşlar almış başını
gidiyor
Afrika'da insanlar açlıktan ölüyor
Bense bu gidişle sensizlikten öleceğim
Umurun da mı senin
Kimbilir hangi cehennemdesin
ALLAH kahretsin! ..
Hangi masaya otursam
Senin sevdiğin içikiyi koyuyorlar önüme
Vazomda hep senin sevdiğin çiçekler
Ve dudaklarımda hep senin sevdiğin
şarkılar
Senin doğumgünlerini kutluyorum senden habersiz
Ve her sabah dualar ediyorum mutluluğun için
Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
Ecel gibi peşimdesin
ALLAH kahretsin! ..
Dün birine rastladım aynı sokakta
Saçları sen, gözleri sen
Koştum heyecanla peşinden
Ve hayatımda ilk defa bir tokat yedim
Senin yüzünden...
İşte böyle bir sevda benimkisi
Bu zamanda, bu devirde
Haklısın adam olacağım yok benim
En güzeli artık son vermek bu hayata
En korkunç uçurumlardan bırakmak kendimi
Ya da en yüksek tepelerden
En uçsuz bucaksız denizlere bırakmak
bedenimi
Ama içimde sen varsın
Ya sana bir şey olursa
ALLAH kahretsin! ..
'Bu son' deme!
Bıraktığın yerde bulanık
sevda.
Bıraktığın yer ölümlü bir
karanlıkta!
Korkuyorum karanlıktan...
Aydınlığa bulaşmamış
sevdalardan...
Ve bazen de senden!!!
Korkuyorum belleğimdeki o canlı cümleden:
SENİ SEVİYORUM demekten...
Ölümden!!!!
Karanlıktaki SON'lardan...
Belki başlamaktan...
Ama en çok ağlamaktan....
KORKUYORUM senden uzaklara vurup;
Zamanla senin yerine, yokluğuna dokunmaktan...
Gün ötesi gerçek dışı
Bir ölü iki diri
Saçma sapan
Saptığına inanan
Söyleyişi söylev
Söyleyemediği kendine müslüman
Sessizliği bir halt bilmiş
Konuşunca sükut beri gelmiş...
Biri demiş
İkisi bilmiş
Durmuş susmuş ve bir gün ölmüş...
Cennetmiş sıcakmış
Cehennemden farkı neymiş
Sormuş sormuş dumur olmuş
domalmış!
Nere gitse ne etse her daim salakmış...
Salaklığa ne çare
Verem demişler
Ver demiş!
Göğe bakmış kuş olmuş
Denize bakmış balık...
Dostuna bakmış kendine yaramamış
Ne kadar salak olsa da çıkar yolu bir bilmiş
Dönmüş herkese
Dönmüş toprağa, göğe, denize
Küsmüş herkese
Küsmüş toprağa, göğe, denize
Bilmiş bilinemeyen bir bilişi
Aklı karışmış, zaten salak
Aynaya bakmış
Bakmış aynaya
İndikçe daha derine
Acıyla, korkuyla... indikçe inmiş
derinlerine
Uzaklaşmış gözlerinden, göremez
olmuş
Dibe vurmuş
En dibe!
Ve kendisi olmuş
En bildiği kendisi olmuş!
Ne gök lazım ona, ne toprak
Babasından çıkmış anasından
olmuş, hepsi palavra
Tanrısı varmış, ona
kızarmış, bu da palavra!
Dostu olsa ona sarılırmış, ne
büyük
yalan!
Tüm kaygısı kendisine
Tüm sevinci kendisine
Bütün çelişkisi zaten kendisiyle
Sorun dert kalmamış
Dostu, arkadaşı yakmış
Güne, güneşe sövmüş
Göğe, denize tükürmüş
Ve şimdi o en mutlusu bu dünyanın
En mutlusu kendi kendine!
Bir deli, bir salak olsa bile!
Sevmeyi arzula benden sonra da!
-ki tatmalısın sen tüm zamanların en
güzel hislerini-
Güneş'e selam ver benim adımla,
Sevdalara çıkar ceketini.
Her karanlık aydınlığa
kavuştuğunda,
Gülümse aynalara...
Beni hatırlamanın verdiği
ağırlıkla yaşama!
Unut zaman zaman bir zamanlar varolduğumu...
Ama gülümsemeyi unutma!
Her an gösterecek bir sıcak tebessümün olsun
yanında!
Zamanın kısalığından
şikayet etme!
Biterse bitsin!
sen o anı yaşa doya doya.
Hayatın kısalığına
takılma!
Yeter mutlu olmak için sana!
Eğer istiyorsan....
Ama istiyorsan....
İşte o an morla devam et yaşamaya...
Benden sonra da hep gülümse hayata!
Ben olmasam da; senin varlığın yeter,
Senin umutların yeter Güneş'i her sabah
yeniden doğurmaya!!!
BİR DAMLA YAŞ
Senin için gözlerimden
Dökülen her yaş;
Yüreğimde bir aşk
Ay Karanlık
Maviye,
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine.
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cigaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çiyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Bu Şehirde
Bu şehirde kimse sevmeyi bilmiyor
Harcıyor sevgilerini üçbeş saatlik
eğlencelere
Ve ayırıyor sevdiğini
kendinden,koparıyor
Sevvmeyi ve seveni ayıramıyor
Aşkı,sevgiyi vede mutluluğubirbirine
eşliyor
Yaptıklarını
övüyor,hatalarını
görmüyor
Bu şehirde kimse yürümeyi sevmiyor
şöyle yalpalayarak vede gülerek içtenlikle
İçki içmeden sarhoş olamıyor artık
insanlar
güzeli görmeden aşık olamıyor
göremiyor güzellikleri,sezemiyor
Bu şehirde kimse bakmayı bilmiyor
şöyle rasgele,görmeden
dokunmadan sevemiyor,
bedenine yapısık kalbi insanların
Bu şehirde kimse ağlamayı bilmiyor
şöyle sebebsizce içtenlikle
dökülmüyor gözyaşlari tana tane
insanlar acaba sevgiyimi unuttu yoksa
aşkmı insanları
bilmiyor insanlar,bilmiyor hasreti
akıtmıyor ne yanaklarına nede
kalplerine
gözyaşı
söndürmüyor kimse yangınlarını
gözyaşlarıyla
insanlarda ateşmi bitti yoksa odunmu
Bu şehirde kimse anlamıyı bilmiyor
insanları
şöyle susarak,sesizce dinleyerek
bütün insanlar
konuşuyor,saygısızca,düşünmeden
insanların kelime haznesimi bitti yoksa
anlayışlarımı...
Bu şehirde kimse bilmiyor çiçek koklamayı
koparıyor çiçekleri dalından birakıyor
bir köşeye solmaya
gülü hasretten kurutuyor papatyayı yolarak
bitiriyor
fal bakıyor zalimler seviyor sevmiyor diye
sanki papatyalar yaralarına merhem oluyor
çekmiyor artık insanlar misk kokularını
ciğerlerine dindirmiyor insanlar piskokuları
çiçeklerle...
Bu şehirde kimse görmüyor zulumleri
şöyle haykırarak,ağlayarak,isyan ederek
bütün herkes saygısızca susuyor zulumlere
yazarlar almıyor artık kalemlerine zulümleri
susuyor şehvetlerini kusuyor kağıt
parcalarına
cahilliklerini anlatıyor kasılarak biz
insanlara
insanlar artık saygısızca
susmayıda
bilmiyormu ne
insanların insaflarıdamı kurudu yoksa
Bu şehirde kimse yaşamayı bilmiyor
şöyle doya doya
yaşıyanlarlada dalga geçiyor
insancıklar
bunuda çekemiyor
insanların değer yargılarımı
yozlaştı yoksa
değer yargılarımı kalmadı
Bu şehirde kimse tarihini bilmiyor
şöyle doğru dürüst
bilenler susturuluyor anlatılmıyor
gerçekler,hakikatler
insanlar tarihmi yazmıyor yoksa
yazacak tarihlerimi kalmadı
Bu şehirde kimse özünü bilmiyor
şöyle kütüğüyle,atasıyla
bilenleri yalanlıyor
insancıklar özünü mü unuttu yoksa özünümü inkar
ediyor(haşa)
Buşehirde kimse öldürmeyi bilmiyor;
şöyle layıkıyla...
öldürüyor yaşayacakları,yaşatıyor
kanı beşpara etmezleri
insanlar öldürmeyi mi unuttu yoksa
yaşatmayımı
Bu şehirde kimse tapmasını bilmiyor
inandığı yaratıcıya
mabetlerini sadece yanlız bırakıyor
insanlar tapmayı mı unnuttu yoksa
yaratıcısınımı...(HAŞA)
Bu şehirde kimse ölmesini bilmiyor
şöyle layıkıyla delikanlıca
insanlar mezarlarını unuttu yoksa ölümün
gerçekliğini mi_
BU ŞEHİRDE KİMSE BİLMİYOR NE
BİLDİĞİNİ
BU ŞEHİRDE .
Bu Şehir
Bu şehir duru mavi deniziyle doğal,
Bu şehir karlı dağlara mecbur,
Bu şehir yeşilliğe doymaz,
Bu şehirde kötü bir şey olmaz,
Bu şehrin güzellerine doyum olmaz,
Bu şehirde hiçbir şeyin kaybolmaz,
Bu şehre kar yağmaz, soğuk olmaz,
Bu şehirde çiçekler solmaz,
Nice umutlara gebe bu şehir!
Bu şehir güzel yaşamlara layık.
Turunç limon bu şehir,
Altın portakal bu şehir,
Bu şehir günlük güneşlik.
Tam bize göre bu şehir!
Tadında kadeh gibi bir dikimlik,
Sevdaları ciğerine işler adamın!
Bu sehirde öyle sevismeliki canim