türkce siirler . Azgin Deniz Hangi hissin parmagi dokundu ki, derine, Düstü bir gizli alev salkimi icerine

Bu konu 1144 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Hayat ve yasamımın sıırlerı: 1144 Reviews

    Konuyu değerlendir: Hayat ve yasamımın sıırlerı:

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1144 kez incelendi.

  1. #1
    Cevdet76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    17.08.2008
    Mesajlar
    235
    Konular
    61
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @Cevdet76

    Standart Hayat ve yasamımın sıırlerı:

    türkce siirler .





    Azgin Deniz

    Hangi hissin parmagi dokundu ki, derine,
    Düstü bir gizli alev salkimi icerine

    Hangi kabus basti ki, seni uykularinda,
    Birdenbire cehennem kaynadi sularinda

    Örtüldü bastan basa tenin beyaz bir terle,
    Duman duman yayilan incecik köpüklerle.

    Hangi dert kaldi, söyle, bagrina üsüsmeyen,
    Hangi ölüm sarkisi, bu dilinden düsmeyen

    Hangi öfkeyle yüzün, böyle karisti yer yer,
    Sana yan mi baktilar, bir sey mi söylediler

    Bir sey dinleme artik, artik bir sey dinleme!
    Cagir, bütün günahkar ruhlari cehenneme!

    Karsina, sahil, kaya, insan kim çikarsa vur!
    Vur basina, alemde, kör, sagir, ne varsa vur!

    Sal her taraftan, dagdan, gökten, pencereden sal!
    Nihayet kala kala dünyada tek kisi kal!


    Özleyen

    Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
    Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
    Daglar agarirken konusmustuk tepelerde,
    Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!

    Aksam, günes artik deniz ufkunda silindi,
    Hülya gibi yalniz gezinenler köye indi
    Ben kaldim, uzaklarda günün sesleri dindi,
    Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldim o yerde.

    Ben Seni Sevdim Mi

    Ben seni sevdim mi Sevdim, kime ne
    Tuttum, ta icime oturttum seni
    Aldim, oksadim saclarini, öptüm
    Ictim yudum yudum güzelligini

    Ben seni sevdim mi Sevdim elbette
    Bendeydi özlemlerin en korkuncu
    Cildirirdim sen ne kadar uzaksan,
    Ask degil, hic doymayan bir seydi bu

    Ben seni sevdim mi Sevdim dogrusu
    Sevdikce tamamlandim, bütünlendim
    Biri vardi aglayan; gecelerce
    Biri vardi sana tutkun; o bendim

    Ben seni sevdim mi Sevdim,
    En büyük en solmayan güller acti icimde
    Ömrümü degerli kilan bir seydin
    Sen benim bozbulanik gencligimde

    Ben seni sevdim mi Sevdim, öyle ya
    Bir cizgiye vardim seninle beraber
    Ve bir gün orada yitirdim seni
    Ben seni sevdim mi Sevdim,
    Ya sen beni


    Dag Rüzgari

    Kaderde senden ayri düsmekte varmis
    Dogrusu bunu hiç düsünmemistim..
    Seni tanimadan
    Hele seni böyle deli divane sevmeden
    Yalnizlik güzeldir diyordum
    Al basini, kac bu sehirden
    Ufukta bir cizgi gibi gördügün daglara
    Rüzgarin iyot kokularini tasidigi denizlere git
    Git gidebildigin yere git diyordum
    Oysa ki, senden kacilmazmis
    Yokluguna birgün bile dayanilmazmis
    Bilmiyordum..

    Yine de dayanmaga calisiyorum iste
    Bir kir cicegi kopariyorum gözlerine benzeyen
    Gecen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
    Rüzgar güzel bir koku getirmisse
    Saclarini oksayip gelmistir diyerek avunuyorum
    Yasamak seninle bir baska zamani
    Bir baska zamanda seni yasamak
    Herseyden önce sen
    Elbette sen
    Mutlaka sen
    Ister uzaklarda ol
    Ister yanibasimda dur
    Sen ol yeter ki bu zaman icin de
    Ben olmasam da olur
    Seni bir yumaga sariyorum yillardir
    Bitmiyorsun
    Caresizligim gün gibi asikar
    Su olup cesmelerden akan güzelligin
    Inceligin IsIk IsIk yüzüme vuran
    Sen günes kadar sicak
    Tabiat kadar gercek
    Sen bahcelerde cicekler actiran
    Sudan, havadan, günesten yüce varlik
    Sen, o tek sevgi icimde
    Sen görebildigim tek aydinlik

    Bir nefeste benim icin al
    Havasizliktan öldürme beni
    Bulutlara, yildizlara benim icin de bak
    Susadim diyorsam
    Bir yudum su icmelisin
    Ben yorulduysam sen uyumalisin
    Ellerim sevilmek istiyor
    Saclarim oksanmak istiyor
    Dudaklarim öpülmek istiyor
    Anlamalisin.

    Agaclarin yesili kalmadi
    Gökyüzünün mavisi yok
    Bu daglar o daglar degil
    Rüzgarinda kekik kokusu yok
    Kim bu caresiz adam
    Bu kan canagi gözler kimin
    Kaç gecedir uykusu yok
    Gündüzü yok
    Gecesi yok
    Yok
    Yok
    Anladim
    Sensiz yasanmaz bu dünyada
    Imkani yok.

    Ben Bir Eylül Sen Haziran

    Bir eylüldü baslayan icimde
    Agaclar dökmüstü yapraklarini
    Cimenler sararmisti
    Rengi solmustu tüm ciceklerin
    Gökyüüunü kara bulutlar sarmisti
    Katar katar gidiyordu kuslar uzaklara
    Deli deli esiyordu rüzgar
    Dagilmisti yazdan kalan ne varsa
    Yasanmamis bir mevsim gibiydi bahar
    Neydi o bir zamanlar
    Sevmisligim, sevilmisligim
    O heyheyler, o delismenlikler neydi
    Ne bu kadere boyun egmisligim
    Ne bu acidan korlasan yürek
    Ne bu kurumus nehir; gözyasim
    Önümdeki dizboyu karanliklar da ne
    Ne bu ardimdaki kül yigini; elli yasim
    Beni kötü yakaladin haziran
    Gamli, yikik eylül sonuma
    Bir ilk yaz tazeligi getirdin
    Masmavi gögünle
    Cana can katan günesinle
    Piril piril engin denizinle girdin icime
    Cicekler acti dokundugun
    Cimler büyüdü yürüdügün
    Ve güller katmer katmer oldu güldügün yerde
    Basimda senin kuslarin kanat cirpiyor simdi
    Öldürdügün yemislerin agirligindan
    Dallarim yere degiyor
    Günesi batmadan saclarinin
    Bir dolunay doguyor bakislarindan
    Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnima
    Uykusuz gecelerim seninle apaydinlik
    Basim dönüyor, off basim dönüyor yasamaktan
    Ölebilirim artik..
    Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
    Saril simsiki, tenim ol, beni birakma
    Baksana; parmak uclarim ates
    Lavlar fiskiriyor gözbebeklerimden
    Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
    Benimle meydan oku her caresizlige
    Benimle uyu, benimle uyan
    Birlikte varalim onücüncü aylara
    Ben bir eylül, sen hazira


    Çok Sevdim bir Zamanlar Seviyorum Yinede

    Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
    Alip basimi gitmeyi yollar boyunca
    Seyretmek bir bozkir aksamini camindan bir otobusun
    Masal sehirlerini gecerken hizla

    Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
    Urpertili, simsicak tenini kadinlarin
    Salmak serin sulara govdemi
    Dusup gitmek ardina siirin ve askin

    Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
    Varoldugumu dusunmeyi, urpererek..
    Karanlik bir odada kucuk bir cocuk gibi
    Yagmurdan ve yalnizliktan urperek

    Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
    Dusuncemi genis ve sonsuz olanla birlestirmeyi
    Hircin ve ele gecmezce atilgan
    Uysal ve usulcacik benim olan seyi...

    Cok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
    Ve hep sevecegim beynim ve tenim varoldukca bu dunyada
    Piril piril olani, her zaman bir guz diriliginde
    Degismez ve degisken olani sonsuzca..

    Gün batarken bir aksam üstü
    Bir rüzgar dalgalanirken saclarinda
    Aklina ben gelecegim ..
    Aglayacaksin..!
    Bosver,hatirlamaya calisma
    Nasil olsa tatli bir uykuda..
    Ben gelecegim aklina..!
    Aglayacaksin..
    Gün gelip oturursan nikah masasina
    Mutluluk hayallerine atsan bir imza
    Beyazlar icinde yaptigin ilk dansda
    Ben gelecegim aklina
    Aglayacaksin..!

    Seni ariyorum

    Bu sehrin bütün sokaklarina sinmis yalnizligim
    Sensizligin köse basindayim
    Avuçlarimda kirik dökük pismanliklar
    Avuntusuz çikmazlara dogru yürüyorum
    Bütün umutsuzluguma inat
    Yine seni ariyorum...

    Dudaklarimda bildigin o islik
    Sokak lambalarina siginiyorum
    Hafiften bir yagmur agliyor benimle
    Bir deli rüzgar saçlarimda
    Yalnizliktan üsüyorum
    Bulamayacagimi bile bile
    Yine seni ariyorum...

    Anlatacak nelerim var bir bilsen
    Içimde ihtilaller kopmus
    Kendime sürgüne verdim
    Mutlulugum çoktan iflas etmis
    Itiraza hakkim yok biliyorum
    Beni savunmak sana düstü
    Seni ariyorum...

    Yarim kalmis siirlerim gibisin
    Yasanmamis çocuklugumsun anilarimda
    Öylesine eksigim sensiz
    Öylesine sahipsiz
    Iste bütün umutlara havlu attim gidiyorum
    Içinde geç kalmisligin çaresizligi
    Çocuklar gibi agliyorum
    Ve gel görkü her damla gözyasimda
    Yine seni ariyorum..


    neden uzaktayız diye birbirimizden
    bir film düşünseydin

    -bu kadar iyimser-

    ben yine varım en başından,

    ama şu sahneler yok mu;
    korkuyla heyecan arası,

    kimsesiz bir sokak gece yarısı
    yağmur yağar,

    adam tek başına...

    Seni öylece sevdim,
    Gözlerinde piriltilarin yesilmiydi mavimi
    Nasildi gülümsemen, yanaklarinda gamzelerin
    Farkina varamadan, seni sevdigimin
    Adini sanini bilmeden, evinin yolunu sormadan
    Bir sevenin, bir sevdigin var miydi umursamadan


    Seni öylece sevdim,
    Hiç kaçamak bulusmalarimiz olmadi seninle
    Bir muhallebicide, ya da bir kir kahvesinde
    Bir otobüs duraginda, elimde bir demet gül
    Yagan karin altinda titreyerek bekleyemedim seni
    Sarilamadim ellerine, isinamadim

    Seni öylece sevdim,
    Kumsalda ayak izlerimiz birbirini hiç takip etmedi
    Ilik bir sonbaharda yagan yagmura aldirmadan
    Sokak sokak cadde cadde gezemedik sirilsiklam
    Ellerim saçlarinda hiç dizimde uyutamadim seni
    Boynuna hiç sarilamadim, yillarca beklemis gibi

    Yildizlari derleyip indiremedim gökyüzünden
    Saçlarina bir demet, gözlerine bir umut koyamadim
    Pembe pancurlu evimizi hiç anlatamadim sana
    Gelecege ait bir düs, bir hayal kuramadim
    Kaçiramadim seni beyaz atimla düsledigin ülkeye
    Seni öylece sevdim, öylesine, senin sevdigin gib

    İMKANSIZ AŞK

    Falcı kadın yalan söylüyor yalan
    Bizi birbirimiz için yaratmış
    Tanrımız
    Nasıl mümkün değilse
    Yıldızları toplamak gökyüzünden
    Öylesine imkansız bir şey
    aşkımız

    Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
    Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı
    Sadece hatıralarda ebedi olan
    Vazgeçemediğimiz,
    unutamadığımız
    Onlar bile bize yar olmadı

    Unut benden kalan ne varsa
    Unutmak tesellidir yalnızlığın
    Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
    Delicesine sarhoş olmak
    En güzel tarafı imkansızlığın

    Ümitlerimiz fırtınalı denizler
    ortasında
    Bir hurda teknedir şimdi
    Dalgalar dünden daha zalim
    Rüzgar daha hoyrat
    Ne bulut var ufuklarda ne gemi

    Mevsimler toz pembe değil
    Gündüzler gecedir, geceler zindan
    Güneşin doğmasını beklemek
    boşuna
    Boşuna artık medet ummak
    Taş kalpli zamandan

    İnan ki! Kırılmış bir ayna
    gibi
    Paramparça, kırık dökük
    aşkımız
    Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
    Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
    Büyük aşkımız


    GÜN GELİR

    Gün gelir
    Anlar insan sevdiklerini
    An gelir
    Özlem duyar da
    Cehennem ateşiyle yanar
    Yanar da kavrulur
    Derinlerde bir yer sızlar
    Çaresiz, sessiz haykırışlar kalır
    Yıllar geçer
    Elbette anlar gün gelir
    An gelir
    Pişmanlıklar sarar benliğini
    Geri gelmez ki sevdikleri
    Çaresiz, sessiz haykırışlar kalır
    Nedenlere, niçinlere
    Cevap bulabilir mi
    Hiçbir sebep cevap olamaz
    Ömür törpüsü
    Durmadan çalışır
    Acımasızca, umarsız
    Geriye dönüp bakamaz bile
    Gün gelir
    Anlar sevdiklerini
    An gelir
    İçinde bir yer hep kanar
    Hep bir şeyler eksik k
    __

    tam göğsünün ortasında bir yerin
    acıyacak...

    evinin seni içine sığdıramayacak kadar
    dar olduğunu fark edeceksin...

    sokağa fırlayacaksın...

    sokaklar da dar gelecek...

    tıpkı vücudunun yüreğine dar
    geldiği gibi...

    ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl
    pırıl gökyüzü...

    kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek,
    bir yandan da kaybolacak kadar

    küçüleceksin...

    birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...

    "önemli olan sağlık."

    "yaşamak güzel."

    "boş ver, her şey unutulur."

    sen hiçbirini duymayacaksın...

    gözyaşlarından etrafı göremez hale
    geleceksin...

    ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra
    kollarında ölmek

    isteyecek kadar çok seveceksin...

    hep ondan bahsetmek isteyeceksin...

    "ölüme çare bulundu" ya da "yarın
    kıyamet kopacakmış" deseler
    başını

    kaldırıp "ne dedin" diye
    sormayacaksın...

    yalnız kalmak isteyeceksin...

    hem de kalabalıkların arasında
    kaybolmak...

    ikisi de yetmeyecek...

    geçmişi düşüneceksin...

    neredeyse dakika dakika...

    ama kötüleri atlayarak...

    onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...

    gittiğin yerlere gitmek...

    bu sana hiç iyi gelmeyecek...

    ama bile bile yapacaksın...

    biri sana içindeki acıyı söküp
    atabileceğini söylese, kaçacaksın...

    aslında kurtulmak istediğin halde, o
    acıyı yaşamak için direneceksin...

    hayatının geri kalanını onu
    düşünerek geçirmek isteyeceksin...

    aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...

    herkesi ona benzetip...

    kimseyi onun yerine koyamayacaksın...

    hiçbir şey oyalamayacak seni...

    ilaçlara sığınacaksın...

    birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu
    unutturmayan...

    sadece bir müddet buzlu camın arkasından
    seyrettiren...

    bütün şarkılar sizin için
    yazılmış gibi gelecek...

    boğazın düğümlenecek,
    dinleyemeyeceksin...

    uyumak zor, uyanmak kolay olacak...

    sabahı iple çekeceksin...

    bazen de "hiç güneş doğmasa"
    diyeceksin...

    ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...

    ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...

    belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne
    çıkana sarılmak

    isteyeceksin...

    nafile...

    düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...

    rüyalar göreceksin, gerçek olmasını
    istediğin...

    her sıçrayarak uyandığında onun
    adını söylediğini fark edeceksin...

    telefonun çalmasını bekleyeceksin...

    aramayacağını bile bile...

    her çaldığında yüreğin
    ağzına gelecek...

    ağlamaklı konuşacaksın
    arayanlarla...

    yüreğin burkulacak...

    canın yanacak...

    bir daha sevmemeye yemin edeceksin...

    hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek
    içinden...

    onun sesini bir kez daha duymak için yanıp
    tutuşacaksın...

    defalarca aradığı günlerin
    kıymetini bilmediğin için kendinden nefret

    edeceksin...

    yaşadığın şehri terk etmek
    isteyeceksin...

    onunla hiçbir anının olmadığı
    bir yerlere gidip yerleşmek...

    ama bir umut...

    onunla bir gün bir yerde karşılaşma
    umudu...

    bu umut seni gitmekten alıkoyacak...

    gel gitler içinde yaşayacaksın...

    buna yaşamak denirse...

    razı mısın bütün bunlara...

    hazır mısın sonunda ölüp ölüp
    dirilmeye...


    AYRILIK.. BİZ ve GÖZLERİN

    Aynı göğün altında değiliz şu
    an ,
    Aynı güneş değil bizi ısıtan
    Devasa kayalar düşüyor
    Ruhlarımızdaki uçurumlardan
    Başkalarına göz kırpıyor
    yıldızımız
    Dolunay misafir göğümüzde
    Yatıya kaldı yine yürek
    sızımız
    Taht kurdu karanlık, gönlümüzde..
    Gözlerinin ışığıyla yendim
    Gönlüme musallat karanlıkları
    Kirpiklerinle yakaladım
    Sıvışan aydınlıkları
    Bir tadımlık hayatımın
    Bütün öğünlerinde gözlerin
    Gamzelerin filtresi göz yaşlarımın
    Gözlerin kaskosu yüreğimin
    İyi ki hekimsin bu tımarhanede
    Gözlerinle yırttın deli gömleklerini
    Kabirsiz kalmak endişesi yokmuş bu viranede
    Gözlerine gömermişsin sevdiklerini...


    Sevmek...
    Sevmek, en güzel duygu sevmek
    Aska gönlünü vermek
    Sevmek, derdin dermani demek
    Sevmek sevmek
    Sevmek hayatin tadi demek
    Sevmek tanrinin adi demek
    Sevmek kulun muradi demek
    Sevmek sevmek
    Kalbimizde sevgiye, aska yer vermeliyiz
    Kucak acip dostluga, sevilip sevilmeliyiz
    Sevmek sevmek, ah sevmek
    Sevmek karanligin sonudur
    Nese huzur doludur
    Sevmek tanrimizin yoludur
    Sevmek sevmek
    Sevmek, en güzel duygu sevmek
    Sevilip sevebilmek
    Sevmek, derdin dermani demek
    Sevmek sevmek
    Kalbimizde sevgiye, aska yer vermeliyiz
    Kucak acip dostluga,sevip sevip sevmeliyiz
    Sevmek sevmek, ah ah sevmek
    Sevmek sevmek..


    Ben Aşkimi Ariyorum..

    Masum bir yuzu vardi..Gozlerime bakardi!
    Kokusunu ariyorum..soyledigi tum guzel sozleri!
    Bulun a$kimi verin bana..
    Dayanilmaz oldu bu hasret olmek uzereyim!!

    Bu bir yabancimi benim sevdigim adammi
    Beni anlamak istemiyen..uzak bir insanmi
    Artik beni sevmiyen..ba$kalarinin olanmi
    Onsuz yapamiyan ben,bu adama a$ik ben..
    Onsuz artik nefes alamiyan ben!

    Sabah ak$am..ba$kalariyla..
    Benim a$kim bana bir firtina!
    Benden uzakla$an beni aramiyan ozlemiyen..
    Ve belkide artik Sevmiyen!!
    i$te bana aci veren sevgilim!!

    Kanatlanip ona ucmak istiyorum..
    Ba$ ucunda onun nefesini hissetmek..
    Ona dokunabilmek..opmek!!
    BakSam gozlerinin icine sondefa,
    Bakarmi$ gibi dolunaya!!!


    Hadi bebegim son defa,
    Dokun guzel ellerinle saclarima!
    Op beni yine ayni yerde masumca..
    Guzel kokun sinsin vucuduma..
    Ve kalsin hep orada!!
    Hadi birtanem son defa



    Seni boyle cok severken
    Neden birakip gittin be
    neden...

    Seni sevmistim
    Sana gonlumu
    yaninda hediye
    Kalbimi vermistim....!!!

    Aldigim Nefese,
    soludugum soluga
    Sensiz yasamak
    haram oldu bana...!!!

    Her gece agliyorum
    yana yana
    Sana degil Kendime
    Nasil inandim ben sanaa...!!!

    Hani hic ayrilmayacaktik
    Hani yemin etmistik
    Hani söz vermistin
    birakmiyacaktin...

    Bana gülüm derdin.
    Hani beni severdin.
    Güller aglamaz derdin
    Ama sen
    Sen gülünü aglattin...!!!

    Beni yani gülünü aglattin ya
    Dilerimki;
    Yuce RABBiM'de
    Seni Aglatsin...!!!


    SENSİZLİK

    Bir kabus gibi çöküyor üstüme
    gece olunca, sensizlik
    yüreğimi sıkıştırır
    nefessiz kalır ciğerim,
    bir de senin hasretin var
    katlanılması güç olan,
    yine de yaşıyorum;
    ne yaşadığımı bilmeden.
    evet sensizlik çekilmiyor
    ne sigaram beni avutur,
    ne de elimde kalan resmin
    beni teselli eder.
    işte sensizliği böyle yaşıyorum
    sevginden vazgeçmeden
    kahrını çekiyorum...
    Öylesine Sevmiştim


    Şimdi gidiyorsun, git
    Bütün sabahları üşüdüğüm
    Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
    İçimde bir şarkı
    Gözümde bir ışık
    kalmıştı
    herşeye inat
    Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
    Yıldızları da alsana yanına
    gökyüzünden
    Sevdiğimiz şarkıları da
    Pencareme konan yusufcukları da
    Bana karanlığı bırak
    Beni bırak, beni böyle bırak
    Böyle ansızın, böyle
    yakışıksız
    Böyle anlamsız, böyle dağınık
    Öyle kapıda susuşun
    Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes
    duruşun
    Koy beni sensizliğe
    Ve otursun içime kül gibi kor yangının

    Şimdi gidiyorsun, git
    Hadi git
    Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
    Hadi kanatma
    Hadi yıkma
    Hadi dokunma
    Zaten ben seni öylesine sevmiştim

    Şimdi gidiyorsun, git
    Bütün sabahları üşüdüğüm
    Bütün gördüğüm senli günlerim, onlarda gitsin
    İçimde bir şarkı
    Gözümde bir ışık
    kalmıştı
    herşeye inat
    Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin


    Sevda Sokağı

    Ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
    geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
    gecenin efkari iniyor perde perde
    sevdanin hayali vuruyor arada bir icime
    ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
    hani su perdelerinde mavi kus resimleri olan
    ali bakkalin hemen yaninda 17 numara
    o kirgin hayatin tam ortasinda
    hani duvarlarinda hala yazilar olan o sokakta
    biri gurbetin ,biri ihanetin,
    biride seni boyle sevmenin hikayesi
    sevdanin cami bana bakiyor ben cama
    ve bak sen su seren cama
    pencere onunde menekseler ,hatmiler
    bide gece sefasi ,bide haytaligi adamin
    abi bide sevdanin hayali vuruyor arada icime
    iyi oluyor diyorum bu sana iyi oluyor
    arada bir arkadaşlar geliyor lafliyoruz ordan
    burdan
    anlarsinya guzel abim
    ic cebimde bir umut doguyor
    bide nerden bulduysam resmi sevdanin
    resimde sevda inadina guluyor
    sevdam gayri resmi bilmekteyim
    gelki benim abim birazda ustumuzde macera guzel
    duruyor
    yani yakisiyor adama yakisikli bir sevda
    hayat haybeye vurmuyor yuzumuze belasini
    hayat sokagimizda bir kehribar tesbih gibi
    dokuyor tanelerini takir takir yuzumuze
    ben sevdanin oturdugu sokakta oturuyorum
    geceler hic bitmiyor ben hic uyumuyorum
    agzimda fiyakali bir islik
    zulamda agir yarasi sevdanin
    ali bakkalin ciragi metin anliyor halinden insanin
    metin nedir senin niyetin
    kap bakalim abine bi taze ekmek biraz zeytin
    bu aksam yine odamda efkar var
    anlarsinya metin adamin halinden adam anlar


    Yağmur Kaçağı

    elimden tut yoksa düşeceğim
    yoksa bir bir yıldızlar düşecek
    eğer şairsem beni tanırsan
    yağmurdan korktuğumu bilirsen
    gözlerim aklına gelirse
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni

    geceleri bir çarpıntı duyarsan
    telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
    sarayburnu'ndan geçiyorum
    akşamsa eylülse ıslanmışsam
    beni görsen belki anlayamazsın
    içlenir gizli gizli ağlarsın
    eğer ben yalnızsam
    yanılmışsam
    elimden tut yoksa düşeceğim
    yağmur beni götürecek yoksa beni


    Yağmur Kaçamağı



    Kirpiklerin hüzünleşti birden
    Yitik bir aşkın ardından
    Yağmurlanırım onsuz sabahlar
    Sabahlarımda yağmur kokusu
    Kim ki anlar şimdi kendini
    Kim ki yaşar şimdi sevdasını
    Bir başıma kalmışım
    Yağmurlanırım
    Tütün kararttı tırnaklarımı
    Sevdan hüzün yapıştırdı
    kirpiklerime

    Daha acıyla yoğrulmamışım
    Daha hiç yaşanmamışım var
    Ancak tüten ne ki
    Deli başımda
    Kırım sabahlarında
    Kanatlandırıp atımı
    Gem vuramadım sabaha
    Hüzün akıyor yüzümden
    Kirpiklerim neden yağmurlu
    Ellerim neden sancılı
    İçimde bir çığlık var
    atamadığım
    Hüzünlendim dostlar
    Yağmur kaçaklarında..


    SEN !..
    Bir rüzgarsın sen penceremde,
    Her gün kalbimde esen, bana tüm kederlerimi unutturan,
    Beni benden alıp, sen yapan bir esintisin sen...

    Bir güneşsin sen dünyamda,
    Her gün yaşamıma yeniden doğup,
    ışığınla kalbimi
    ısıtan,
    Her gün bana aşkı anlatıp, Her sabah
    kalbime yeniden doğan...

    Bir meleksin sen rüyalarımda,
    Canını canımdan üstün tutup,
    hayatını bana bağlayan,
    Yaşamı anlamlandırıp, insanlara
    sevgiyi anlatan...

    Bir sevgisin sen yüreğimde,
    Her saniye büyüyen, her gün sonsuzlaşan,
    Hasretimi sevginle yakıp, özlemlerime
    ağlayan...


    Ne Zaman Seni Düşünsem

    Ne zaman seni dusunsem icim urperir
    Seninle gecen her saat, her gun gelir aklima
    Bir aksam vakti gelir bir deniz kiyisi gelir
    O essiz hatiralar butun gelir aklima

    Ne yapsam unutamam yasadigimizi
    Sevgindi sevgilerin en yalansizi
    Simdi nerde bir gul gorsem kirmizi
    Dudaklarimi uzun uzun optugun gelir aklima

    Bir ciban buyurcesine ortasinda gecenin
    Dolar yuregime huznu seni sevmenin
    Dunyada ne benim yerim var artik ne senin
    Aglarim basucunda olumun gelir aklima.


    SEN GİTTİN YAA...

    Sen gittin yaa.... Nefes alamıyorum artık
    Bogazıma dügümleniyor kelımeler
    Konusamıyorum...
    Hiç bir anlamı yok kelımelerın
    Kuramadıgım cümlelerin
    Eriyorum kayboluyorum
    Sensizlige alışamıyorum

    Bir daha bakamamak gözlerinin içine
    Tutamamak ellerini, dokunamamak sana
    Ne acı gelıryor bir bilsen
    Sen gıttın ya...
    Gözlerin yerıne uzaklara dalıyorum
    Askın niyetine ateslerde yanıyorum
    Ben sensiz caresiz,
    Dipsiz kuyularda boguluyorum
    Sen gittin ya.... İşte o an ben bittim

    Düşünemez oldum yaŞamıyorum sensız
    Gidiyorum demeden gittin bensiz
    Hanı söz vermiştik nerde yeminler
    Ne oldu bıtmez tukenmez sevdamız
    Ölüm bile ayıramayacaktı bızı hani
    Öldüm şimdi ama sensiz


    Sen gittin ya....Ben her gece aglıyorum
    Gözlerimin önunden gıtmıyor bır türlü
    hayalın
    Haram bana artık yaşamak
    Ben sensiz yine caresiz
    Sen gittin ya dönüp arkana bıle bakmadan
    Kurudu gozyaslarım hıc akmadan
    Oysaki hıckırıklara boguluyordu
    yuregım
    Ama duyuramadı sen sen diye haykıran
    sesıni
    Duymuyordun haberın yoktu hiçbirşeyden
    Sen sadece gidiyordun sessizce
    Ama giderken hayallerimi ,umutlarımıda
    Götürüyordun gizlice
    Sen gittin yaa işte o an ben bittim....


    SEN
    Seni sevdiğimi kendimden saklasam
    Kimselerde bilmesin olurmu
    Ve bir gün sevdiğimi haykırsam
    Söyle güzelim sence çokmu

    Sen bir güneş ol bense gece
    Doğmadığın toprakta gülün bitermi
    Lagunyalar büyüttüm sen gidince
    Lagunyalar güneşi hiç severmi


    Bu böyle sürüp gitmeyecek biliyorum
    Bir sabah bir dilencinin avuçlarına
    bırakacağım kendimi
    Kim ne derse desin!
    Tahammülüm kalmadı artık
    Bıktım seni sensiz yaşamaktan
    Nasılsa döneceğin yok senin
    Çıldıracağım bu gidişle
    ALLAH kahretsin! ..

    Dünya ateşler içinde
    Savaşlar almış başını
    gidiyor
    Afrika'da insanlar açlıktan ölüyor
    Bense bu gidişle sensizlikten öleceğim
    Umurun da mı senin
    Kimbilir hangi cehennemdesin
    ALLAH kahretsin! ..

    Hangi masaya otursam
    Senin sevdiğin içikiyi koyuyorlar önüme
    Vazomda hep senin sevdiğin çiçekler
    Ve dudaklarımda hep senin sevdiğin
    şarkılar
    Senin doğumgünlerini kutluyorum senden habersiz
    Ve her sabah dualar ediyorum mutluluğun için
    Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
    Ecel gibi peşimdesin
    ALLAH kahretsin! ..

    Dün birine rastladım aynı sokakta
    Saçları sen, gözleri sen
    Koştum heyecanla peşinden
    Ve hayatımda ilk defa bir tokat yedim
    Senin yüzünden...

    İşte böyle bir sevda benimkisi
    Bu zamanda, bu devirde
    Haklısın adam olacağım yok benim
    En güzeli artık son vermek bu hayata
    En korkunç uçurumlardan bırakmak kendimi
    Ya da en yüksek tepelerden
    En uçsuz bucaksız denizlere bırakmak
    bedenimi
    Ama içimde sen varsın
    Ya sana bir şey olursa
    ALLAH kahretsin! ..


    'Bu son' deme!
    Bıraktığın yerde bulanık
    sevda.
    Bıraktığın yer ölümlü bir
    karanlıkta!
    Korkuyorum karanlıktan...
    Aydınlığa bulaşmamış
    sevdalardan...
    Ve bazen de senden!!!
    Korkuyorum belleğimdeki o canlı cümleden:
    SENİ SEVİYORUM demekten...
    Ölümden!!!!
    Karanlıktaki SON'lardan...
    Belki başlamaktan...
    Ama en çok ağlamaktan....
    KORKUYORUM senden uzaklara vurup;
    Zamanla senin yerine, yokluğuna dokunmaktan...


    Gün ötesi gerçek dışı
    Bir ölü iki diri
    Saçma sapan
    Saptığına inanan
    Söyleyişi söylev
    Söyleyemediği kendine müslüman
    Sessizliği bir halt bilmiş
    Konuşunca sükut beri gelmiş...
    Biri demiş
    İkisi bilmiş
    Durmuş susmuş ve bir gün ölmüş...
    Cennetmiş sıcakmış
    Cehennemden farkı neymiş
    Sormuş sormuş dumur olmuş
    domalmış!
    Nere gitse ne etse her daim salakmış...
    Salaklığa ne çare
    Verem demişler
    Ver demiş!
    Göğe bakmış kuş olmuş
    Denize bakmış balık...
    Dostuna bakmış kendine yaramamış
    Ne kadar salak olsa da çıkar yolu bir bilmiş
    Dönmüş herkese
    Dönmüş toprağa, göğe, denize
    Küsmüş herkese
    Küsmüş toprağa, göğe, denize
    Bilmiş bilinemeyen bir bilişi
    Aklı karışmış, zaten salak
    Aynaya bakmış
    Bakmış aynaya
    İndikçe daha derine
    Acıyla, korkuyla... indikçe inmiş
    derinlerine
    Uzaklaşmış gözlerinden, göremez
    olmuş
    Dibe vurmuş
    En dibe!
    Ve kendisi olmuş
    En bildiği kendisi olmuş!
    Ne gök lazım ona, ne toprak
    Babasından çıkmış anasından
    olmuş, hepsi palavra
    Tanrısı varmış, ona
    kızarmış, bu da palavra!
    Dostu olsa ona sarılırmış, ne
    büyük
    yalan!
    Tüm kaygısı kendisine
    Tüm sevinci kendisine
    Bütün çelişkisi zaten kendisiyle
    Sorun dert kalmamış
    Dostu, arkadaşı yakmış
    Güne, güneşe sövmüş
    Göğe, denize tükürmüş
    Ve şimdi o en mutlusu bu dünyanın
    En mutlusu kendi kendine!
    Bir deli, bir salak olsa bile!


    Sevmeyi arzula benden sonra da!
    -ki tatmalısın sen tüm zamanların en
    güzel hislerini-
    Güneş'e selam ver benim adımla,
    Sevdalara çıkar ceketini.
    Her karanlık aydınlığa
    kavuştuğunda,
    Gülümse aynalara...
    Beni hatırlamanın verdiği
    ağırlıkla yaşama!
    Unut zaman zaman bir zamanlar varolduğumu...
    Ama gülümsemeyi unutma!
    Her an gösterecek bir sıcak tebessümün olsun
    yanında!
    Zamanın kısalığından
    şikayet etme!
    Biterse bitsin!
    sen o anı yaşa doya doya.
    Hayatın kısalığına
    takılma!
    Yeter mutlu olmak için sana!
    Eğer istiyorsan....
    Ama istiyorsan....
    İşte o an morla devam et yaşamaya...
    Benden sonra da hep gülümse hayata!
    Ben olmasam da; senin varlığın yeter,
    Senin umutların yeter Güneş'i her sabah
    yeniden doğurmaya!!!


    BİR DAMLA YAŞ

    Senin için gözlerimden
    Dökülen her yaş;
    Yüreğimde bir aşk
    Ay Karanlık
    Maviye,
    Maviye çalar gözlerin,
    Yangın mavisine.
    Rüzgarda asi,
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,
    Bozuksam,
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    İtten aç,
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım
    İlle de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cigaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çiyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim gecede ölesim tutmuş,
    Etme gel,
    Ay karanlık...


    Bu Şehirde


    Bu şehirde kimse sevmeyi bilmiyor
    Harcıyor sevgilerini üçbeş saatlik
    eğlencelere
    Ve ayırıyor sevdiğini
    kendinden,koparıyor
    Sevvmeyi ve seveni ayıramıyor
    Aşkı,sevgiyi vede mutluluğubirbirine
    eşliyor
    Yaptıklarını
    övüyor,hatalarını
    görmüyor

    Bu şehirde kimse yürümeyi sevmiyor
    şöyle yalpalayarak vede gülerek içtenlikle
    İçki içmeden sarhoş olamıyor artık
    insanlar
    güzeli görmeden aşık olamıyor
    göremiyor güzellikleri,sezemiyor

    Bu şehirde kimse bakmayı bilmiyor
    şöyle rasgele,görmeden
    dokunmadan sevemiyor,
    bedenine yapısık kalbi insanların

    Bu şehirde kimse ağlamayı bilmiyor
    şöyle sebebsizce içtenlikle
    dökülmüyor gözyaşlari tana tane
    insanlar acaba sevgiyimi unuttu yoksa
    aşkmı insanları
    bilmiyor insanlar,bilmiyor hasreti
    akıtmıyor ne yanaklarına nede
    kalplerine
    gözyaşı
    söndürmüyor kimse yangınlarını
    gözyaşlarıyla
    insanlarda ateşmi bitti yoksa odunmu

    Bu şehirde kimse anlamıyı bilmiyor
    insanları
    şöyle susarak,sesizce dinleyerek
    bütün insanlar
    konuşuyor,saygısızca,düşünmeden
    insanların kelime haznesimi bitti yoksa
    anlayışlarımı...

    Bu şehirde kimse bilmiyor çiçek koklamayı
    koparıyor çiçekleri dalından birakıyor
    bir köşeye solmaya
    gülü hasretten kurutuyor papatyayı yolarak
    bitiriyor
    fal bakıyor zalimler seviyor sevmiyor diye
    sanki papatyalar yaralarına merhem oluyor
    çekmiyor artık insanlar misk kokularını
    ciğerlerine dindirmiyor insanlar piskokuları
    çiçeklerle...

    Bu şehirde kimse görmüyor zulumleri
    şöyle haykırarak,ağlayarak,isyan ederek
    bütün herkes saygısızca susuyor zulumlere
    yazarlar almıyor artık kalemlerine zulümleri
    susuyor şehvetlerini kusuyor kağıt
    parcalarına
    cahilliklerini anlatıyor kasılarak biz
    insanlara
    insanlar artık saygısızca
    susmayıda
    bilmiyormu ne
    insanların insaflarıdamı kurudu yoksa

    Bu şehirde kimse yaşamayı bilmiyor
    şöyle doya doya
    yaşıyanlarlada dalga geçiyor
    insancıklar
    bunuda çekemiyor
    insanların değer yargılarımı
    yozlaştı yoksa
    değer yargılarımı kalmadı

    Bu şehirde kimse tarihini bilmiyor
    şöyle doğru dürüst
    bilenler susturuluyor anlatılmıyor
    gerçekler,hakikatler
    insanlar tarihmi yazmıyor yoksa
    yazacak tarihlerimi kalmadı

    Bu şehirde kimse özünü bilmiyor
    şöyle kütüğüyle,atasıyla
    bilenleri yalanlıyor
    insancıklar özünü mü unuttu yoksa özünümü inkar
    ediyor(haşa)

    Buşehirde kimse öldürmeyi bilmiyor;
    şöyle layıkıyla...
    öldürüyor yaşayacakları,yaşatıyor
    kanı beşpara etmezleri
    insanlar öldürmeyi mi unuttu yoksa
    yaşatmayımı

    Bu şehirde kimse tapmasını bilmiyor
    inandığı yaratıcıya
    mabetlerini sadece yanlız bırakıyor
    insanlar tapmayı mı unnuttu yoksa
    yaratıcısınımı...(HAŞA)

    Bu şehirde kimse ölmesini bilmiyor
    şöyle layıkıyla delikanlıca
    insanlar mezarlarını unuttu yoksa ölümün
    gerçekliğini mi_

    BU ŞEHİRDE KİMSE BİLMİYOR NE
    BİLDİĞİNİ

    BU ŞEHİRDE .

    Bu Şehir

    Bu şehir duru mavi deniziyle doğal,
    Bu şehir karlı dağlara mecbur,
    Bu şehir yeşilliğe doymaz,
    Bu şehirde kötü bir şey olmaz,
    Bu şehrin güzellerine doyum olmaz,
    Bu şehirde hiçbir şeyin kaybolmaz,
    Bu şehre kar yağmaz, soğuk olmaz,
    Bu şehirde çiçekler solmaz,
    Nice umutlara gebe bu şehir!
    Bu şehir güzel yaşamlara layık.
    Turunç limon bu şehir,
    Altın portakal bu şehir,
    Bu şehir günlük güneşlik.
    Tam bize göre bu şehir!
    Tadında kadeh gibi bir dikimlik,
    Sevdaları ciğerine işler adamın!
    Bu sehirde öyle sevismeliki canim


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Hayat ve yasamımın sıırlerı:

          Kategori: Türkce Şiirler

          Konuyu Baslatan: Cevdet76

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1144


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş