MUNZUR DAĞLARINDA GÜLABİOĞULLARI Biz Gülabioğulları olarak yüzlerce yıldır var olmuşuz ve var olduğumuz sürece Munzur Dağları'na yaslanmış, yüksek yaylalarında çadır kurmuş, buz gibi ayranlı çorbasıyla da karnımızı doyurmuşuz. Munzur Dağları'nı yalçın kayalıklarıyla gözümüzde hep dost görmüş, o isyancı ruhumuzla bu haşin dağları her zaman kendimize yoldaş edinmiş ve sırdaş bilmişiz. Munzur Dağı öyle yüce bir dağdır ki, o heybetiyle taa ezelden beri yiğitlerin doğal kalesi olup, bu

Bu konu 2717 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik 2717 Reviews

    Konuyu değerlendir: Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2717 kez incelendi.

  1. #1
    Şeyh_Şamil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.04.2014
    Yaş;
    46
    Mesajlar
    48
    Konular
    39
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @Şeyh_Şamil

    Standart Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik

    MUNZUR DAĞLARINDA GÜLABİOĞULLARI

    Biz Gülabioğulları olarak yüzlerce yıldır var olmuşuz ve var olduğumuz sürece Munzur Dağları'na
    yaslanmış, yüksek yaylalarında çadır kurmuş, buz gibi ayranlı çorbasıyla da karnımızı doyurmuşuz.
    Munzur Dağları'nı yalçın kayalıklarıyla gözümüzde hep dost görmüş, o isyancı ruhumuzla bu haşin
    dağları her zaman kendimize yoldaş edinmiş ve sırdaş bilmişiz. Munzur Dağı öyle yüce bir dağdır ki,
    o heybetiyle taa ezelden beri yiğitlerin doğal kalesi olup, bu zamana kadar kendisine sığınan hiçbir
    isyancıya ihanet etmemiştir. İşte onun için Munzur Dağı bizim gözümüzde dağların en delikanlısıdır.

    Belki Munzur Dağları'nın yüksek yaylaları, yaban keçileri ve mis gibi kokan taze sütü, bizim bu güzel
    yöreyi ebedi yurt edinmemizi gerektirmiş; yoksa niye daha doğuya gitmemiş ya da batıda durmamışız.
    1938-1947 yılları arasında Malkara'da dokuz sene sürgünde kaldığımızda, gurbet acısına daha fazla
    dayanamayıp, tekrar hasretle doğduğumuz topraklara, Kemah'taki Brastik köyümüze geri dönmüşüz.

    Munzur Dağları sert coğrafyası, yüksek yaylaları ve nefis kekik kokusuyla bize her zaman güven vermiş
    ve biz yıllarca burada çadır kurup huzur içinde yaşamışız. Güneşin kutsal, rüzgarın asi olduğu, ateşin suyla
    söndürülemediği, insanların zorla isyanlara, savaşlara ve sürgünlere mahkum edildiği, kartalların sarp
    doruklarına yuva yaptığı, yazın zirvelerinde karların erimediği, kayaların geçit vermediği, yeşil vadisinde
    Munzur Çayı'nın aktığı, Fırat Nehri'nin geçtiği, yamaçlarında meşe ağaçlarının yeşerdiği, yaban keçilerinin
    otladığı, ur kekliklerinin ötüştüğü, Gülabi Ağa'nın Dersim'den kıl çadırıyla gelip Kemah'ta Brastik köyünü
    kurduğu ve burayı torunlarına ebedi yurt olarak bıraktığı, Halil Ağa'nın değirmencilik yaptığı, Aziz Ağa'nın
    kıratını şahlandırıp etrafa hükmederek yiğitliğiyle destan yazdığı, yıllarca hep çakalları titreterek yaşadığımız
    bu başı dumanlı Munzur Dağları'nda her zaman ağıtlar yakmış, hüzünler beslemiş ve türküler söylemişiz.

    Munzur Dağları yemyeşil doğası, tertemiz havası ve buz gibi soğuk sularıyla her zaman Brastikli baba
    Halil için oğlu Aziz, oğlu Aziz için baba Halil gibi, anne Sırma için kızı Hatice, kızı Hatice için anne Sırma
    gibi görünmüş ve gözümüz yıllarca hep o başı dumanlı Munzur Dağları'nda dolaşmış. Tabii ki gözümüzün
    yükseklerde olduğundan değil elbette, yıllarca hep gurbet acısıyla kavrulduğumuz için, belki o burkulan
    yüreğimiz birazcık sükûn bulur diye, her zaman hasretle bakmışız bu başı dumanlı Munzur Dağları'na.

    Munzur Dağları'nın eteklerindeki Brastik köyünde, o çiçeklerin tertemiz kokusunda, kartalların yalçın
    kayalıklardan havalanıp, Gülabi'nin asaletindeki ve Aziz'in cesaretindeki yiğit insanların, yüksek yaylalara
    çıkıp, güne tandır ekmeği, tulum peyniri ve filiz çayı ile merhaba dediği sabahı hangi yürek unutabilir.

    Munzur Vadisi'ne gidip, o tertemiz havada, buz gibi bir kaynaktan gürül gürül akan Munzur Çayı'nda
    suya girmenin, tereyağında alabalık yemenin ve isli demlikten çay içmenin keyfini ancak biz biliriz.

    Biz Gülabioğulları'nın özgürlüğüne düşkün yiğit evlatları olarak, asırlarca yaşadığımız bu topraklarda,
    haksızlığa baş eğmeyen karakterimizle, Munzur Dağları'na ne kadar da çok benziyoruz değil mi?

    Zaten bizi bilenler bilir, bilmeyenler ise artık her yerde bilecek! "Munzur Dağları ses verdiği zaman!."

    İbrahim SEVİNDİK


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik

          Kategori: Hikayeler

          Konuyu Baslatan: Şeyh_Şamil

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 2717

    Şeyh Şamil

  2. #2
    Ömer_Hayyam - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.06.2019
    Yaş;
    46
    Mesajlar
    15
    Konular
    7
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @Ömer_Hayyam

    Standart Cevap: Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik

    Çok güzel ve aynı zamanda çok ta akıcı bir öykü yazanın yüreğine paylaşanın ellerine sağlık teşekkürler.
    Ömer_Hayyam

  3. #3
    Bakülü_Elçi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    18.07.2020
    Yaş;
    69
    Mesajlar
    51
    Konular
    15
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    162
    @Bakülü_Elçi

    Standart Cevap: Munzur Dağlarında Gülabioğulları - Brastikli İbrahim Sevindik

    Ellerinize sağlık çok güzel bir öyküymüş. Çok büyük bir beğeniyle okudum.
    Bakülü_Elçi

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş