Türk Dünyası Türkler'in bugün dünyada Türkiye dışında 6 bağımsız devletleri bulunmakta... Bunun yanında çeşitli Türk topluluklarının da özerk bölgeleri, muhtar cumhuriyetleri var. Türkiye Dışında bağımsız Türk Yurtları

Bu konu 15885 kez görüntülendi 39 yorum aldı ...
Türk Dünyası 15885 Reviews

    Konuyu değerlendir: Türk Dünyası

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 15885 kez incelendi.

Sayfa 1 Toplam 4 Sayfadan 123 ... Sonuncu
  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Türk Dünyası

    Türk Dünyası

    Türkler'in bugün dünyada Türkiye dışında 6 bağımsız devletleri bulunmakta... Bunun yanında çeşitli Türk topluluklarının da özerk bölgeleri, muhtar cumhuriyetleri var.






    Türkiye Dışında bağımsız Türk Yurtları

    Azerbaycan
    Kazakistan
    Kırgızistan
    Kuzey Kıbrıs
    Özbekistan
    Türkmenistan

    Özerk Türk yurtları

    Tataristan Özerk Cumhuriyeti
    Doğu Türkistan Özerk Türk Cumhuriyeti
    Hakasya Özerk Cumhuriyeti
    Tuva Özerk Cumhuriyeti
    Karakalpak Özerk Cumhuriyeti
    Gagauzya Özerk Türk Bölgesi

    Diğer Türk yurtları

    Altay Ülkesi
    Yakutistan
    Moğolistan'da Türkler
    Afganistan'da Türkler
    İran'da Türkler
    Bulgaristan'da Türkler
    Makedonya'da Türkler
    Suriye'de Türkler
    Irak Türkleri
    Tacikistan Türkleri
    Nogay Türkleri
    Kosova ve Sancak Türkleri
    Ahiska TÜrklerİ
    Amerika Birleşik Devletlerinde Türkler
    Batı Trakya Ve Yunanistan Türklerİ
    Kumuk Türkleri
    Sibirya Bölgesi Türkleri


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Türk Dünyası

          Kategori: Genel Kültür

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 39

          Görüntüleme: 15885


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart


    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]



    Resmi Adı: Azerbaycan Cumhuriyeti
    Bağımsızlık Tarihi: 18 Ekim 1991
    Cumhurbaşkanı: İlham ALİYEV
    Yüzölçümü: 86.600 km²
    Nüfus: 8.016.200
    Başkent: Bakü
    Başlıca Şehirler: Gence, Sumgayıt, Mingeçevir, Ali Bayramlı, Şeki Lankeran Komşuları: Türkiye, Gürcistan, Rusya Federasyonu, Ermenistan, İran
    Din: İslam
    Dil: Azeri Dili
    Para Birimi: Manat
    Resmi Tatil Günleri:

    * 1 Ocak Yılbaşı
    * 20 Ocak Şehitlerleri Anma Günü
    * 8 Mart Uluslararası Kadınlar Günü
    * 20-21 Mart Nevruz Bayramı
    * 9 Mayıs Faşizm Üzerinde Zafer Günü
    * 28 Mayıs Cumhuriyet Bayramı
    * 15 Haziran Azerbaycan Halkının Kurtuluş Günü
    * 26 Haziran Silahlı Kuvvetler Günü
    * 18 Ekim Devlet Bağımsızlık Günü
    * 12 Kasım Azerbaycan Cumhuriyet Anayasa Günü
    * 17 Kasım Milli Uyanış Günü (Ulusal Diriliş)
    * 31 Aralık Dünya Azerbaycan'lılarının Birlik Günü
    * Ramazan Bayramı (1.gün)
    * Kurban Bayramı (1.gün)



    Azerbaycan
    Türk lehçesi ile konuşan Türklerin ülkesi olarak adlandırılan Azerbaycan’a Türkler ilk kez M. Ö. 7. yüzyılda geldiler. Fakat burası zamanla çeşitli kavimlerin hakim olduğu bir bölge oldu. Ancak, Azerbaycan’ın tümüyle bir Türk ülkesi haline gelmesi Malazgirt Zaferi’nden sonra olmuştur. Moğolların, Timurluların egemen olduğu Azerbaycan’a, Kara ve Akkoyunlu Devletleri de hakim olmuştur. 16. yüzyıl başlarında Safevi Devleti’nin hakimiyeti altına girmiştir. Şah İsmail’in 1514’de Çaldıran’da yenilmesi üzerine Osmanlı orduları Azerbaycan’ın önemli bir bölümünü ele geçirmiştir. Safevi Devleti zayıflamış, Azerbaycan İran ile Osmanlı İmparatorluğu arasında mücadele alanı olmuştur. Bu arada Rusya'da sessiz durmamış 16. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’a doğru ilerlemiştir. Hazar kıyılarına ve Kafkasya’ya hakim olmak isteyen I. Petro 1715’te Kafkaslara girmiş, 1724’te bazı Azerbaycan topraklarını ele geçirmiştir. Nadir Kulu’nun İran’da şah olması, Azerbaycan’ın İran egemenliği altına girmesine yol açmıştır. Kulu’nun ölümü üzerine Azerbaycan’da çeşitli Hanlıklar ortaya çıktı. Zayıf Hanlıklar Osmanlı imparatorluğu'ndan yardım istediler. Fakat, İmparatorluk zayıf olduğu için onlara gereken ilgiyi gösteremedi. Azerbaycan’daki bu durumdan Gürcü Krallığı yararlandı. Fakat İran’da tahta oturan Ağa Muhammed Han’ın Kafkaslara hakim olma isteği, Gürcülerle İranlıları karşı karşıya getirdi. Tiflis’i alan Ağa Muhammed Han bölgeye egemen olamadı. Çünkü Rusya’ya sığınan Gürcü Kralının desteğiyle Gürcüler ve Ermeniler sürekli karışıklık ve huzursuzluk yarattılar. İran’ın ve Osmanlı İmparatorluğu ‘nun zayıflığını gören Rusya, 19. yüzyıl başlarından itibaren Azerbaycan'daki Hanlıkları ortadan kaldırmaya ve bölgeyi kendine bağlamaya başladı. İlk Rus işgaline uğrayan Hanlık Gence oldu. Zaman zaman Ruslara karşı direnilmiş, kimi zaman Osmanlı İmparatorluğu’ndan, kimi zaman İran’dan yardım istenmiş ise de her iki devlet de gereken yardımı yapamamış ve Azerbaycan’ın Rus işgali altına girmesine her iki devlet de seyirci kalmışlardır. Gülistan (1813)ve Türkmençayı Andlaşmalarıyla (1828) Rusya Azerbaycan’daki hakimiyetini İran’a kabul ettirmiştir. Bu arada Rusya, Osmanlı İmparatorluğu ve İran ile bozulan ilişkileri karşısında sınırlarını güvenceye almaya çalışmıştır. Bu konuda Ermenilerden de yararlanmıştır. İki devlet ile kendi arasına Ermenileri yerleştirmiştir. Böylece adeta bir tampon bölge oluşturmuştur.

    Rusya, Azerbaycan'a yönelik nasıl bir politika izlemiştir?
    Rusya işgal ettiği Kafkasları askeri yönetimle idare etmiştir. 1840’da Hazar Kıyı Bölgesi adıyla bir idari birim oluşturdu. 1845’te doğrudan Çar’a bağlı olan bir valinin yönetimi altında Kafkasya Valiliği kuruldu. Artık Türk- Rus ilişkilerinde hep bu valiliğin kararları etkin oldu. Zira bu valiliğin emrinde bir ordu kurulmuş ve bu orduya serbest hareket etme emri verilmiştir.

    Rusya, Azerbaycan'a yönelik nasıl bir politika izlemiştir?
    Rus yönetimi kölelikten çıkardığı birçok Rus’u Azerbaycan’a yerleştirerek bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışmıştır. Vergiler arttırılmış, Rus yöneticilerinin pervasızca tavırları halkın tepkisinine yol açmıştır. 19. yüzyılın sonlarında Rusya, Azerbaycan’ında başlayan ve İran Azerbaycan’ına da sıçrayan isyan hareketleri Rusya'nın ve İran’ın ortak çabaları ile bastırılmıştır.

    Azerbaycan'da ilk kez hangi alanda ulusalcı hareketler başlamıştır?
    XIX. yüzyılın ortalarından başlayarak Azerbaycan’da kültürel bir canlanmanın başladığı görülmektedir. Tiyatro eserleri yazılmış, haftalık gazete çıkarılmaya başlanmıştır. Halkın okur-yazarlık düzeyinin artırılabilmesi için Arap abc sinin ıslah edilmesi konusunu Mirzali Fethali Ahunzade gündeme getirmiş hatta latin abc sine geçilmesini önermiştir. Eğitimin geliştirilmesi ulusalcı uyanışa yol açmıştır. Türkçülüğü savunan birçok aydın yetişti. Rusya'nın sömürgeci politikasına karşı çıkan bu aydınları sindirrmek için Çarlık yönetimi her türlü yola baş vurdu. Rus baskısından kaçanlar İstanbul’a geldiler. Bunların etkisiyle İkinci Meşrutiyet döneminde Pan-Türkçülük düşüncesi Osmanlı İmparatorluğu'nda hız kazanacaktır.Azeriler, Rusya’da Çarlık yönetimine karşı çıkan ve meşruti bir yönetime geçme isteklerini dile getiren aydınlarla işbirliğine gittiler. Azeri- Rus ittifakı kuruldu. 1905 Rus-Japon Savaşı'nın yenilgiyle bitmesi Rusya’da demokratik açılıma yol açtı ve 1905’te meşruti sisteme geçildi. Duma adıyla bir parlamento açıldı. Azeriler Musavat Halk Partisi adıyla bir parti kurdular. Partinin yayın organı Açık Söz Gazetesi, lideri ise Mehmet Emin Resulzâde idi.
    Azeriler, Bolşeviklerin hangi ilkesine dayanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir?

    Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Rusya’nın bu savaşa katılması iç sorunları arttırdı. Özellikle Çanakkale’de İtilaf Devletleri’nin yenilmesinden sonra Çarlığa karşı olanların etkisi daha da arttı. Nitekim 1917 yılı Şubat'ında Çarlık yıkıldı. Sosyal demokratlar herkese eşitlik vereceklerini söylediler. Ekim 1917’de ise Bolşevikler Rusya’da yönetime hakim oldular. Rusya egemenliği altında yaşayan ulusların eşit olduğunu ilân ettiler. Rusya’da iç savaş başladı. Bolşeviklerin siyasal iktidarlarını kurabilmek için iç savaşı kazanmaları gerekiyordu. Bunun için 3 Mart 1918’de Brest Litovsk Andlaşması’nı yaparak Kafkaslardaki ordudan yararlanmaya çalıştılar. Her ulusun kendi kaderini çizmesi ilkesini kabul eden Bolşevikler, 26-28 Mayıs 1918’de Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ın ayrı ayrı bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldılar.

    Azerbaycan Devletlerinin Kurulması
    Musavat Partisi hangi noktalarda etkin politik amaçlar belirlemiştir?
    1905’te Rusya’da meydana gelen ihtilâl çarlık yönetimini biraz daha demokratikleştirmiştir. Duma adıyla kurulan meclise, Azerbaycan’ı temsilen 35 üye katılmıştı. Azeri üyeler demokratik hakların her ulus tarafından eşit ölçüde uygulanması mücadelesini verdiler. Fakat bu tavır Çar’ı rahatsız etti. Azerbaycan’da kurulmuş olan Himmet Partisi kapatıldı, üyeleri tutuklandı. 1911’de Musavat Partisi kuruldu. Parti programında milliyet ve mezhep farkı gözetmeden tüm müslümanların birleşmesi, bağımsızlığını kaybetmiş müslüman memleketlerinin yeniden bağımsızlığını kazanması gerektiği, bu doğrultuda çalışan müslüman ülkelere maddi ve manevi yardımın yapılması, müslüman memleketlerin savunma ve taarruz güçlerinin arttırılmasına katkıda bulunulması, bu ideallerin yayılmasını engelleyen unsurların yıkılmasını istediler 1913’te af ilân edilince tutuklanmaktan kurtulmak için yurt dışına kaçan Azerbaycanlı aydınlar ülkelerine döndüler. Mehmet Emin Resulzâde, Musavat Partisi’nin başına geçti

    1918'de kurulan Azerbaycan Devleti'nin yönetim şekli nedir?
    Çarlığa karşı savaş açan Bolşevikler, 1917’de yayınladıkları bildiride, Rusya milletlerinin kendi yazgılarını kendilerinin çizeceklerini, istedikleri takdirde Rusya’dan ayrı bağımsız devletlerini kurabileceklerini belirttiler. Bunun üzerine Azeriler harekete geçtiler. 28 Mayıs 1918’de Resulzâde’nin başkanlığı altında toplanan Azerbaycan Milli Şurası bağımsızlığını ilân etmeye karar verdi. Milli Şura yayınladığı bildiride; Azerbaycan’ın bağımsız bir devlet olduğunu,yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu, ülkede yaşayan herkese özgürce gelişme olanağı sağlanacağını,

    Millet Meclisi toplanıncaya kadar Milli Şura’nın etkin olacağını bildirdi.



    Azerbaycan Milli Şurası Fethali Han başkanlığında bir hükümet kurdu. Yeni hükümet bu gelişimi, 30 Mayıs 1918’de büyük devletlerin merkezlerine bir telgrafla bildirdi. Azerbaycan Parlamentosu 7 Aralık 1918’de toplandı. Resulzâde’nin “bir kere yükselen bayrak bir daha inmez” sözü Azerbaycanlıların kararlılığının simgesi oldu. 22 Aralık 1918’de yeni bir hükümet kuruldu. Bolşevik Rus yönetimi petrolüyle tanınan bu bölgeyi elden çıkarma niyetinde değildi.

    O nedenle demokratik yönetimi zayıflatıcı her türlü eylemi destekliyordu. Bakü, hâlâ Rus denetiminde idi. Ermeni saldırıları sürüyordu. Azerbaycan hükümeti Türkiye’den yardım istedi. Nuri Paşa kumandasında gönderilen askeri birlik Bakü’yü kurtardı ve Azerbaycanlılara teslim etti (15 Eylül 1918). Mondros Mütarekesi gereğince Türk Ordusu Azerbaycan’dan çekilince Bakü yeniden el değiştirdi.Bolşevikler, hangi yöntemle Azerbaycan'ı SSCB.'ne katmışlardır?

    Bolşevikler bağımsız Azerbaycan Hükümeti'ni kendilerine bağımlı hale getirebilmek için gizli bir komite oluşturdular. Nerimanov yönetimindeki bu komite, 27 Nisan 1920’de Azerbaycan yönetiminin kendilerine teslim edilmesini istedi. Durumun ciddiliğini farkeden hükümet bu isteği kabul etti. Başta Mehmet Emin Resulzâde olmak üzere birçok milliyetçi Azeri ülkeyi terk etti. 28 Nisan 1920’de Sovyet Sosyalist Azerbaycan Cumhuriyeti kuruldu. Böylece Azerbaycan’ın bağımsızlığı çok kısa sürdü. Azerbaycanlılar kolay kolay Rusya’ya teslim olmadı.

    İşgal sonrasıçıkan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı. Azeriler üzerine baskı kuruldu. Kitleler halinde insanlar idam edildi.Azerbaycan'ın Yeniden Bağımsızlığını KazanmasıAzerbaycan'ın yeniden bağımsızlığına kavuşmasında hangi örgüt etkili olmuştur?




    Prof. Dr. Ebulfeyz Elçibey

    Rusya’daki sosyalist sistem giderek halkın isteklerini karşılayamaz oldu. 1985’te Sovyet yönetiminin başına geçen Mikhail Gorbaçov bunu gördü. Glasnost ve perestroyka adı verilen yeni bir politika belirledi. Bu açıklık ve yeniden yapılanma politikasından Azerbaycanlılar da yararlandı. Ebulfeyz Elçibey’in önderliğinde Halk Cephesi adıyla bir örgüt kuruldu (19 Haziran 1989). Azerbaycan’a bağımsızlık verilmesi istendi. Bu durum Moskova’nın hoşuna gitmedi. Ermeniler kışkırtılarak Ermeni-Azeri çatışması yaratıldı. 19-20 Ocak 1990’da Kızıl Ordu Bakü’ye girdi. Bu durum Halk Cephesi’nin yeraltına inmesine yol açtı. Mart 1990’da seçimler yapıldı ve Ayaz Muttalibov Cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ağustos 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığı ilân edildi. 18 Ekim 1991’de yapılan halk oylaması ile bu karar daha da pekiştirildi. Ancak, Muttalibov halkla uyuşamadı. 25 Şubat 1992’de Suşa ve Hocalı’da büyük katliamlar oldu. Bunun üzerine Muttalibov istifa etti. Mayıs ayında tekrar cumhurbaşkanı oldu ise de halk bunu kabul etmedi. İsyan çıktı. Muttalibov Moskova’ya kaçtı. 7 Haziran 1992’de Elçibey Cumhurbaşkanı seçildi. Ancak 16 Haziran 1983’te görevinden çekilmek zorunda kaldı. Yerine Haydar Aliyev getirildi. Azerbaycan'daki rejimin yerine oturamamasından yararlanan Dağlık Karabağ Ermenileri Azerbaycan'dan ayrılmak istediler Bu durum Ermenistan ile Azarbaycan
    arasında savaşa yol açtı. Dağlık Karabağ sorunu henüz çözülememiştir.


    Azerbaycan - Türkiye İlişkileri
    Türkiye, Azerbaycan ile her zaman yakından ilgilenmiştir. Rus baskısından bunalan Azerbaycanlı Türk milliyetçileri için İstanbul, adeta sığınılacak bir liman olmuştur.

    Sovyet yönetimi, Azerbaycan'a yönelik nasıl bir kültür politika izlemiştir?

    Yeni Türkiye Devleti kurulurken, Milli Mücadelenin başlangıcında da Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurulmuştur. Sovyet yönetimi Azerbaycan’da egemen olunca Azeri Türklerinin Türkiye ile ilişkileri kısıtlanmıştır. Sovyetler, Azerbaycan'ın Türkiye ile ilişkilerini kesebilmek için her türlü önlemi almışlardır. Kültürel bağı koparabilmek için 1925’te Azerbaycanlıların Latin alfabesini benimsemelerini desteklediler. Türkiye ile ilişkileri yasakladılar. Bunun için Sovyet eğitimini zorunlu kıldılar, Arap abc si ile basılan kitapların Azarbeycan'a girişini engellediler. 1926’da Bakû’de toplanan Türkoloji kurultayında tüm Türk Cumhuriyetlerinde latin abc sinin kullanılması kararlaştırıldı. Türkiye'de harf devriminin yapılması bir ölçüde Türk Cumhuriyetleriyle kopmuş olan ilişkiyi kurmak için önemli bir adım olmuştur Fakat, Sovyetler Birliği II. Dünya Savaşı sırasında Kril alfabesini zorunlu kılarak yeniden ilişkiyi koparmışlardır.

    Türkiye, Azerbaycan'a yönelik nasıl bir politika izlemektedir?
    Sovyetler dağılıp Azerbaycan yeniden bağımsızlığına kavuşuncaya değin Türkiye ile Azeri Türkleri arasındaki zayıf olan ilişkiler, Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra canlandı. Türkiye, Azerbaycan’ın Batıya açılan penceresi oldu. Çeşitli andlaşmalar imzalanarak siyasi, ticari, ekonomik ve kültürel bakımdan Azerbaycan’ın güçlenmesi için elinden geleni yaptı. Eximbank kanalıyla 250 milyon dolarlık kredi açtı. Bunun dışında önemli miktarda insani yardım yaptı. Türk iş adamları 1 milyar dolarlık yatırım yaptı. Azerbaycan halkının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere Türkiye’den öğretmen ve ders araç ve gereçleri gönderildi. Bu öğretmenler sayesinde Azerbaycan Türkleri ile Türkiye arasında daha sıcak ilişkiler kuruldu. Azarbeycan'dan gönderilen öğrenciler Türkiyenin çeşitli üniversitelerinde eğitildiler. Türkiye 20 kadar resmi özel okul açmıştır Siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel alanda ki ilişkiler giderek daha da güçlenmektedir.


  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart


    Kazakistan



    Resmi Adı: Kazakistan Cumhuriyeti
    Bağımsızlık Tarihi:25 Ekim 1990
    Cumhurbaşkanı :Nursultan NAZARBAEV
    Yüzölçümü:2.724.900 km²
    Nüfus:14.953.126 (2000)
    Başkent:Astana
    Başlıca Şehirler:Almatı, Aktau, Aktöbe, Atırau, Karaganda, Jezkazgan, Pavlodar, Semey,Türkistan, Çimkent
    Komşuları:Rusya Federasyonu, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Çin Din: Müslüman (% 47), Rus Ortodoks (% 44), Protestan (% 2), diğer (% 7)
    Dil:Kazakça
    Etnik Dağılım: Kazak Türkleri (% 57,2), Rus (% 27,2), Ukraynalı (% 3,1), diğer (% 10,9)
    Para Birimi :Tenge
    İklim: Ülke genelinde sert karasal iklim
    Resmi Tatil Günleri:

    * 1-2 Ocak Yılbaşı
    * 8 Mart Uluslar arası Kadınlar Günü
    * 22 Mart Nevruz Bayramı
    * 1 Mayıs Kazakistan Halklarının Birliği Günü
    * 9 Mayıs Zafer Günü
    * 30 Ağustos Kazakistan Cumhuriyeti Anayasa Günü
    * 25 Ekim Cumhuriyet Günü
    * 16 Aralık Kazakistan'ın Cumhuriyeti'nin Bağımsızlık Günü

    __________________





    Kazakistan
    Prof.Dr. İhsan GÜNEŞ

    Kazakistan'ın yönetim şekli nasıldır?


    Doğusunda Çin, kuzeyinde Rusya Federasyonu, batısında Hazar Gölü, güneyinde Özbekistan ve Kırgızistan Türk Cumhuriyetleri ile çevrilmiş,demokratik,laik, üniter ve bağımsız bir devlettir. Başkenti Almaata’dır. 1989 sayımına göre nüfusu 18.227.878’dir. Bugün 20 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Kazakistan yeraltı madenleri bakımından zengin ülkedir. Özellikle, kömür, petrol, doğalgaz, bakır, demir, çinko bakımından zengindir. Kazakistan’da yapılan arkeolojik araştırmalarla elde edilen buluntular geçmişi oldukça derinlere giden bir kültürün varlığını ve
    bu kültürün Hun devri Türk kültürüne benzediğini ortaya koymaktadır. Kazakistan tarihin çeşitli devirlerinde farklı kabile ve ulusların geçit yeri olmuştur. Fakat yapılan incelemelerde Kazakistan’da Türk kültürünün ağırlıklı izlerine rastlanılmaktadır. Kazakistan’ın asıl nüfusunu oluşturan Kazaklar, çeşitli dönemlerde burada kalan Türklerin diğer uluslarla birleşmesiyle oluşmuş bir Türk kavmidir. Kazak deyimi hür, serbest, yiğit, cesur anlamına gelmektedir.
    Kazaklar, ancak Kasım Han zamanında (1445-1520) siyasal bir varlık olabilmişlerdir. Kasım Han’ın ölümü devletin birliğini bozdu. Kasım Han’ın küçük oğlu Ak Nazar Han, Kazakların yeniden siyasi birliğini sağladı. Ancak Kazakların büyüme politikası bir yandan Moğolların öbür yandan da Rusların tepkisine yol açtı. Kazakistan idari bakımdan üç ordu (bölge) şeklinde örgütlenmişti. Her ordunun yaylak, kışlak ve otlak olmak üzere hakim olacağı yerler saptanmıştı. Bunların herbirine ayrı damga verilmişti.


    Kazaklarda yönetim geleneği hangi esaslara dayanmaktadır?


    Kurultay geleneği Kazaklar tarafından sürdürülmüştür. Devlet işleri her yıl belli bir ayda toplanan kurultayda görüşülüyordu. Kazakların idaresi beylerin elinde bulunuyordu. Hanlar da beyler arasından seçiliyordu. Han ve beylerin yanında adalet işlerine bakan hakimler vardı. Kabile ve boyların başında ise ak sakallılar bulunuyordu. 18. yüzyılın başında Kazakistan komşularının saldırısına uğradı. Örneğin 1723’te Güney Kazakistan’ı Kalmuklar aldı. Zira ordular(bölgeler) arasında anlaşmazlık Kazakları zayıflatmıştı.


    Rusya, 18. ve 20. yüzyıllar arasında Kazakistan'da nasıl bir politika izlemiştir?


    Asya ve Hindistan ticaret yolu üzerindeki yerlere göz diken Rus Çarlığı, Kazakistan’a saldırdı. 1731’de başlayan Rus işgali kısa sürede yayıldı. 1854’te Kazakistan’daki yönetim Rusların eline geçti. Çar I. Nikola yayınladığı ukaz (ferman) ile tüm Kazak topraklarının Rus egemenliği altına girdiğini bildirdi. Fakat, Kazaklar bu fermanı kabul etmediler. Yer yer isyanlar çıktı. Ruslar işgal ettikleri yerlere kendileriyle işbirliği yapacak idareciler atadılar. Böylece hem ticareti hem de idareyi ellerine aldılar. Halkı ezdiler, sindirdiler. Bu bölgelerde çeşitli okullar açarak bir yandan
    Rus kültürünü, diğer yandan da Hıristiyanlığı yaymaya çalıştılar. Ruslar, Kazak topraklarının devlete ait olduğunu bildirerek, Kazakların toprak sahibi olmasını önlediler. Kazakları kendi topraklarında kiracı duruma düşürdüler. 1889’da çıkarılan bir yasa ile Rus merkezi yönetimi köylülere istedikleri yerde yerleşme olanağı verince Rus aileler Kazakistan’a gelerek verimli topraklara yerleştiler. 1890 ile 1910 yılları arasında 3 milyona yakın Rus köylüsü Kazakistan’a yerleştirildi.



    Rusya'daki Türkler, eğitim alanında nasıl bir politikanın izlenmesini istemişlerdir?


    Rusya’da 1905’te meşruti yönetim kurulunca Kazak temsilciler de Duma’ya katıldılar. Özgürlüklerden yararlanan Rusya'daki Türkler, Rusya Müslümanları Kongresi adı altında çeşitli toplantılar yaparak sorunlarını tartıştılar. Eğitim ve kültür işlerinin her halkın kendi idaresinde yürütülmesi, ilkokullarda eğitim dilinin ana dilde yapılması, orta ve yüksek okullarda ise Türk diliyle yapılması ilkesini kabul ettiler.


    Kazaklar, Rus Çar'ından neler istemişlerdir?


    Kazak Türkleri, Rus Çarına başvurarak eğitim ve yazışmalarda Rusça ile Türkçenin kullanılmasını istediler. Kazaklar arasında dini propaganda yapılmamasını, Rus göçmen yerleştirilmesine son verilmesini, müslüman halka mülk edinme hakkının verilmesini istediler. Kazak adıyla bir gazete çıkaran müslümanları bilinçlendirmeye ve örgütlemeye yöneldiler.
    Birinci Dünya Savaşı başlayınca Kazak Türklerinin ellerindeki hayvanları Ruslar aldılar. 250.000 kişilik Kazak-Rus ordusu kuruldu. Bunun üzerine Kazaklar 1916’da isyan ettiler. İsyan çok sert bir şekilde bastırıldı. 40.000 aile isyan nedeniyle çöllere sürüldü. Sovyet Devrimi üzerine 1-11 Mayıs 1917’de toplanan Rusya Müslümanları Kurultayından sonra Alaş-Orda Partisi açıkça Kazak Türklerinin haklarını korumaya yöneldi. Ruslar buna tepki gösterdiler. Hatta bu partinin çalışmalarını durdurmak istediler. Kazaklar, Kızıl Ordu karşısında yenildiler. 1924’te Taşkent’te toplanan bir kongrede Türkistan’daki Türkler arasında ayrılıklar ortaya çıktı. Kazak, Özbek, Türkmen, Kırgız Komünist Partileri ayrı cumhuriyet olmak istediklerini bildirdiler. Sovyet yönetimi Eylül 1924’te bunların her birinin ayrı cumhuriyet olarak varlıklarını kabul etti.


    Sovyet Yönetimi Kazakistan'da nasıl bir politika izlemiştir?


    Sosyalist yönetim Kazakistan’da herşeyi devletleştirdi. Kooperatifler yoluyla üretim kontrol altına alındı. Ahmet Yesevi’nin ülkesinde ibadet yasaklandı. Arap alfabesi bırakılarak Kril alfabesinin kullanılması zorunlu kılındı. Sovyet politikasına uygun olarak Kazak Türklerini asimile etmek için büyük bir çaba harcandı.


    Kazakistan'ın Bağımsızlığını Kazanması


    Nazarbayev, Kazakistan'da hangi alanlarda başarılı çalışmalar yapmıştır?



    Nursultan Nazarbeyev'in biyografisini okumak için tıklayınız


    1984 yılında Kazakistan Merkez Komitesi Sekreterliğine getirilen Nazarbayev’in kısa süre sonra Bakanlar Kurulu Başkanı olması, Kazakistan tarihinin dönüm noktası oldu. 22 Haziran 1989’da Kazakistan Komünist Partisi başkanlığına getirilen Nazarbayev, Mikhail Gorbaçov’un Glasnost-Perestroyka politikasına destek verdi. Bunun karşılığı olarakta Kazakistan’ın haklarının korunmasını sağladı. Kazakistan petrolünün, doğalgazının ve madenlerinin dış piyasada uygun fiyatla satılmasını istedi. İzlediği tutarlı ve akılcı politika ona büyük saygınlık kazandırdı. 1989 yılı Eylül’ünde resmi dilin Kazak Türkçesi olduğunu ilân etmesi halkın güvenini daha da arttırdı. Böylece Kazak Türkleri ana dillerine kavuştular. Ülkesini demokrasi ve serbest pazar ekonomisine geçirmek için önlemler aldı, düzenlemeler yaptı. Siyasal partilerin kurulmasına izin verdi. Azat (Hürriyet) Partisi Kazakistan’ın egemenliğini kazanmasında önemli rol oynadı. 26 Mart 1990’da seçilen parlamento 24 Nisan 1990’da Nazarbayev’i cumhurbaşkanı seçti. Nazarbayev parlamento desteği ile Rusların Kazakistan’daki nükleer deneme yapmalarını engelledi. 1 Aralık 1991’de yeniden 5 yıl için cumhurbaşkanı seçildi. Kazak geleneklerine
    uygun şekilde makamına oturdu. 16 Aralık 1991’de Kazakistan’ın bağımsızlığını ilân etti. Böylece Kazakistan Cumhuriyeti kurulmuş oldu. Nazarbayev’in öncülüğünde devlet bürokrasisinin yanısıra dil, edebiyat,kültür alanlarında ulusalcılık hız kazandı. Kruşçev zamanında kapatılan Kazak okulları yeniden açıldı. Kazak milliyetçiliğinin temel kaynakları yeniden incelenmeye başlandı. Kazakistan tarihi, sosyalist ideolojiden arındırılarak incelenmeye ve öğrenilmeye başlandı.


    Kazakistan - Türkiye İlişkileri


    Kazakistan ile Türkiye arasında ilişkiler nasıl gelişmektedir?


    Kazakistan ile Türkiye arasında kurulduğu günden beri çok iyi ilişkiler bulunmaktadır. Kazakistan’ı ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur. Türkiye ile Kazakistan arasında çeşitli andlaşmalar imzalanmış, protokoller yapılmıştır. Türkiye 200 milyon dolar kredi vermiştir. Çok sayıda Kazak öğrencinin Türkiye’de okuması kabul edilmiştir. 1993’te Türkiye ile Kazakistan’ın ortak katkıları ile Hoca Ahmed Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi kurulmuştur. Kazakistanla kurulan siyasal,sosyal,ekonomik ve kültürel ilişkiler her yıl giderek hızlanmaktadır.
    Kazakistanda 150 den çok Türk firması iş yapmaktadır. Türk firmalarının üstlendiği projelerin tutarı 900 milyon doları

  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart



    Resmi Adı :Kırgız Cumhuriyeti
    Bağımsızlık Tarihi :31 Ağustos 1991
    Cumhurbaşkanı :Kurmanbek BAKİYEV
    Yüzölçümü :199.900 km²
    Nüfus :4.852.400 (1999)
    Başkent :Bişkek
    Başlıca Şehirler ş, Karakol, Tokmok, Calal-Abad, Kara-Balta, Talas Komşuları:Kazakistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Özbekistan, Tacikistan
    Din:İslam
    Dil:Kırgızca (Devlet Dili), Rusça (Resmi dil olarak anayasal statü verilmiştir.)Para Birimi om
    Resmi Tatil Günleri :

    * 1 Ocak Yeni Yıl
    * 7 Ocak Yılbaşı
    * 8 Mart Kadınlar Günü
    * 21 Mart Nevruz Bayramı
    * 1 Mayıs İşçi Günü
    * 9 Mayıs Zafer Bayramı
    * 31 Ağustos Bağımsızlık Günü
    * 5 Mayıs Anayasa Günü
    * Ramazan ve Kurban Bayramı 1 Gün Tatildir.




    Kırgızistan
    Prof.Dr. İhsan GÜNEŞ



    (Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden biri de Kırgızistan’dır.)


    Kırgızistan'ın çevresinde hangi ülkeler bulunmaktadır?


    Kırgızistan, Orta Asya’nın kuzey doğusunda bulunmaktadır. Kazakistan, Çin, Hindistan, Afganistan ve Özbekistan ile komşudur. Çin ve Göktürk kaynaklarına göre Kırgızlar, en eski Türk kavimlerinden biridir. Bağımsız yaşarken önce Hunların, sonra da Göktürklerin egemenliği altına girmişlerdir. Uygur Devleti’nin kurulması üzerine Kırgızlar bağımsızlıklarını ilân etmek istemişlerdir. Başlangıçta amaçlarına ulaşamamışlardır. Fakat bir süre sonra Uygurlardan ayrı, bağımsız bir varlık olmuşlardır. Bu da uzun sürmemiş, Çin saldırılarıyla perişan olmuşlardır. XIII. yüzyılda Moğollar Kırgızları da egemenlikleri altına almışlardır. Zaman zaman Moğollara karşı ayaklanmışlarsa da bu girişimleri kanlı bir şekilde bastırılmıştır. Fergane Vadisi’nde Şahruh İbn Aşur Kul 1700’de bir hanlık kurunca, Kırgızlar gönüllü olarak bu hanlığın egemenliğini kabul etmişlerdir. Bir süre sonra da bu devletin yönetimini ele geçirmişler ve güçlü bir ordu kurmuşlardır. Hokand Hanlığı’nın güçlenmesi Çinlileri kaygılandırmıştır. 1757’de Hokandlar üzerine saldırmışlar ve Kırgızları yenmişlerdir. Kırgızlar özveri ile çalışarak bu yenilginin yaralarını kısa sürede sarmışlardır. Kıskançlık yüzünden Doğu Türkistan’ın en etkili gücü olan Buhara emirliği ile mücadeleye tutuşmaları, her iki tarafı da yıprattı. Her iki taraf da üstünlük mücadelesine Osmanlı Devletini de katmak istediler. Elçiler gönderdiler. Osmanlı Devleti bunlara yeterince ilgi gösteremedi. Birbirleriyle iyi geçinmelerini salık verdi.


    Rusya, Kırgızistan'ın hangi yüzyılda işgal etmiştir?


    Kenasar önderliğinde Kazakların Rusya’ya karşı isyanı önlenemezken, Kırgızların Kenasar’ı öldürmesi Rusların bölgede güçlenmesini sağladı. 19. yüzyılın ikinci yarısında Rusya tüm direnişleri kırarak Kırgızistan’ı işgal etti. Merkezi Taşkent olan genel valilik oluşturarak bölgeyi yönetti. Yöneticiler halkla uyuşamadı. Baskılar, yolsuzluklar arttı. Başkaldırılar ise zalimce bastırıldı. 1905’den sonra uyanmaya başlayan Kırgız Türkleri, 1916’da isyan ettiler. Zira Birinci Dünya Savaşı’na katılan Rusya, Türklerden asker topluyor ve onları cephelere sürerek kıyımlarına neden oluyordu. Buna bir tepki olarak isyan ettiler. Ancak düzenli Rus Ordusu karşısında başarılı olamadılar. 1917’deki Bolşevik Devrimi'nden sonra bağımsızlıklarını elde edeceklerine dair biraz umuda kapılmışlarsa da bu umutları da kısa süre sonra tükendi.
    1924’te Taşkent'te toplanan bir konferansta; Kazak, Özbek, Kırgız ve Türkmenlerin ayrı ulus oldukları belirtilerek bunların birer cumhuriyet olması istendi. Nitekim Türkmenistan’daki Komünist Partilerin girişimi ile sınırlarını Merkez Toprak Komitesi’nin belirleyeceği Cumhuriyetler kuruldu (Eylül 1924).



    Sovyet yönetimi, Kırgızistan'a yönelik nasıl bir politika izlemiştir?


    1924 Ekim’inde de Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti oluşturuldu. Zaman zaman Sovyetlerin merkeziyetçi, halkın elinde avucunda olanını almaya yönelik politikası tepkilere neden oldu. Özellikle Stalin döneminde baskılar iyice arttı. Halk susturuldu. Dillerini, kültürlerini yadsımaya yöneltildi. 1929 dan 1940’a kadar latin abc sini kullanan Kazakların daha sonra Kiril abc sini kullanmaları zorunlu kılındı. Böylece Sovyet yönetimi Kırgızları kültürel köklerinden kopartmaya çalıştı. Tam bir asimilasyon politikası izlendi.


    Kırgızistan'ın Bağımsızlığını Kazanması


    Gorbaçov’un Sovyet yönetimine gelmesinden sonra izlenen Glasnost (açıklık), Perestroyka (yeniden yapılanma) politikası, Kırgızların da bağımsızlığa kavuşmalarına olanak verdi.


    Kırgızistan, hangi tarihte bağımsızlığını kazanmıştır?


    27 Ekim 1990’da cumhurbaşkanı seçilen Asker Akayev, merkeziyetçi ekonomiden, liberal ekonomiye geçişi sağlayacak yasal düzenlemeler yaptı. Eğitim dilini Kırgızcaya çevirerek Kırgızların ulusal dillerini kullanmalarına, ulusal kültürlerini geliştirmelerine ve ulusal kimliklerini tanımalarına yardımcı oldu. 12 Aralık 1991’de Kırgızistan bağımsızlığını ilân etti.


    Türkiye-Kırgızistan İlişkileri


    Kırgızistan bağımsızlğını kazandıktan sonra Türkiye ile ilişkileri artmıştır. Türkiye Cumhuriyeti devlet ve hükümet başkanları Kırgızistan’ı, Kırgızistan devlet ve hükümet başkanları da Türkiye’yi ziyaret ederek ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olmuşlardır. Çeşitli alanlarda çalıştırılmak üzere Türk uzmanlar gönderilmiş, Kırgızistan’dan öğrenciler getirtilerek Türk üniversitelerinde okutulmuştur. Bişkek’te Anadolu Lisesi’nin açılması sağlanmış, gıda ilaç vb. yardımlar yapılmış ve çeşitli andlaşmalar, protokoller imzalanmıştır. Türkiye 50 milyon dolarlık insani yardımın yanında 75 milyon dolar da kredi vermiştir. Kırgızistanla kurulan ilişkiler de
    her yıl giderek gelişmektedir

  5. #5
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Resmi Adı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
    Bağımsızlık Tarihi: 24 Ağustos 1991
    Cumhurbaşkanı: Mehmet Ali Talat
    Yüzölçümü :3.355 km²
    Nüfus: 205.087 (1997)
    Başkent: Lefkoşa
    Başlıca Şehirler: Girne, Gazimağusa, Güzelyurt, Lefke
    Din: İslam
    Dil:Türkçe
    Para Birimi :Türk Lirası
    Resmi Tatil Günleri :

    * Türkiye'deki tüm resmi tatillerin yanısıra
    * 1 Ağustos Milli Bayram
    * 15 Kasım KKTC'nin Kuruluşu Günü

    __________________



    Kıbrıs Doğu Akdenizde bir ada iken 1571 yılında Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Donanmasıyla kuşatılmış ve Osmanlı Türklerinin eline geçmiştir. Hemen arkasmdan da adaya Anadolu'nun özellikle güney şehirlerinden yoğun Türk yerleşimi yapılmıştır. Ancak 1878 (93 Savaşı) OsmanlıRus Savaşı çıkınca Kıbrıs îngilizler'ebırakılmış ve burada Türk ve Rum toplulukları 1960 lara kadar ve dortyüz yıl gibi uzun bir süre banş içinde bir arada yaşamışlardır. 1960 da kurulan bağımsız ve egemen Kıbrıs devleti statüsünde Türkler ve Rumlar eşit haklar almışlardır. Bu süreç 1963 ve 1974 yılına kadar devam etmiş Rumlann "Enosis" düşleri nedeni ile 1974 te Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs Anayasası'nın verdiği garantörlük haklarını kullanarak adaya barış için ve Türklerin can güvenliklerini korumak üzere asker çıkarmıştır. Böylecede adanın kuzey bölgesine % 33 Türkler, Güneyine de Rumlar toplanmıştır. Rumlann uzlaşmaz tutumları karşısında ise Türkler Kuzey Kıbrıs Federe Türk Devletlerini ilan etmişlerdir. Bu olaydan sonrada sayıları az da olsa adaya yeni göçmenler yerleşmişlerdir.


    Coğrafi Konumu:


    Kıbrıs tarihte pekçok halkların ve ulusların kaynaştığı 3355 km2 toprağa sahip ve doğal kaynakları, ılıman iklimi nedeni ile sürekli göç almıştır. Bu kavimler Yunanlılar, Ermeniler, Lübnanlılar, Osmanlılar ve Anadoludan gelen Türklerdir. Türk bölgesinin önemli yerleşim yerleri, Lefkoşe, Gime, Magosa dır.


    Ekonomi

    Osmanlı Devletinden beri Kıbrıslı Türklerin çoğunluğu küçük çiftçilerdir. Tarımla; meyve, sebze, turunçgiller yetiştirerek geçimlerini sağlamışlardır. Son zamanlarda turizınde gelişmiş dunımdadır. Kıbrıslı kadınlar son otuz yıla kadar ev işleriyle uğraşmış yeni yeni memur, işçi, öğretmen gibi mesleklerde çalışma ve iş yaşamına girmeye başlamışlardır.
    Kıbrıs ekonomisi 1983 yılından sonrada Türkiye ekonomisiyle uyum eöstermiş ve para birimi olarak Türk Lirasını seçmişlerdir.

    Eğitım:

    Osmanlı Devleti yönetiminden beri Kıbrıs'daki toplumların eğitimi özerk bulunmaktadır. Kıbrıs'ta çocuklar 6 yaşında ilkokula başlamakta, üç yıl ortaokulu, üç yılda lise öğrinimini sürdiirmektedirler. Ayrıca K.K.T.C. ilkokul öğretmeni yetiştiren kurumları da bulunmaktadır.
    Yüksek öğrenim ise Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi devlet ve özel iiniversiteler eliyle yürütülmektedir. Kıbrıs'a Türkiye'den öğretmen gönderilerek eğitim hizmetlerine destek olunmaktadır ve herkes bu hizmetlerden yararlanmaktadır.


    Sağlık hizmetleri devletin denetimindedir. Bu hizmetler devlet eliyle yürütülmektedir.

  6. #6
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart



    Resmi Adı: Özbekistan Cumhuriyeti
    Bağımsızlık Tarihi: 01 Eylül 1991
    Cumhurbaşkanı :İslam KERİMOV
    Yüzölçümü :447.400 km²
    Nüfus :24.755.519 (Temmuz 2000)
    Başkent:Taşkent
    Başlıca Şehirleremerkant, Buhara, Hiva, Fergana, Andican, Namangan, Urgenç, Nukus, Nevai
    Komşuları:Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Türkmenistan Din:İslam
    Dil:Özbekçe
    Para Birimi :Özbek Somu
    Resmi Tatil Günleri:

    * 1 Ocak Yeni Yıl
    * 14 Ocak Vatanı Savunanların Günü
    * 8 Mart Kadınlar Günü
    * 21 Mart Nevruz
    * 9 Mayıs Anma ve saygı Günü
    * 1 Eylül Bağımsızlık Günü
    * 1 Ekim Öğretmenler Günü
    * 8 Aralık Anayasa Günü
    * Ramazan Bayramı 1 gün
    * Kurban Bayramı 1 Gün

    __________________




    Özbekistan
    Prof.Dr. İhsan GÜNEŞ


    Özbekistan'da Türk kültüründe önemli hangi merkezler bulunmaktadır?


    Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Afganistan ile çevrilmiş olan Özbekistan Orta Asya’da yeni bağımsızlığını kazanmış Türk kavimlerinden biridir. Başkenti Taşken'ttir. Yüzölçümü 4.447.400 km2 dir. Türk kültüründe önemli yerleri olan Semerkant, Buhara ve Fergane bu ülkededir. Altın Ordu Hanı Özbek (1312-1340)in soyundan gelenler Fergane çevresindeki
    Türkleri bir araya toplayarak bir devlet kurmuşlardır. Bu devlete Özbek Devleti, halkına da Özbekler denilmiştir. Cengiz Han döneminde Moğolların egemenliği altına alınmışlarsa da kendi kimliklerini koruyabilmişlerdir. Moğollar devrinde taht mücadelelerinden uzak kalmışlardır. Bu durum onların büyük bir güç olmalarına olanak sağlamıştır. Ebu’l Hayr Han’ın çabalarıyla Özbekistan tekrar bağımsızlığın kazanmıştır (1428). Ancak Kalmukların ve Oyratların saldırısına uğramışlar, siyasi birliklerini kaybetmişlerdir. XVI. yüzyıl başında Timurların egemenliğinden kurtularak Maveraünnehr’in kuzey kesimini kontrolleri altına almışlardır. Daha sonra da
    Türkistan'a hakim olmuşlardır. İran'da büyük bir güç haline gelen Şah İsmail, Özbekleri tehdit etmeye başlamıştır. İki Türk devleti arasında savaş çıkmış ve Özbekler büyük kayıplar vermişlerdir. Şah İsmail, Yavuz Sultan Selim’e yenilince Özbekler ile Osmanlılar arasında ilişki
    kurulmuş, İran Şiilerine karşı birlikte mücadele yürütülmüştür. XIX. yüzyılda Rusya’nın büyüme politikası Özbekistan’ın da işgaline yol açmıştır.Zira bu sırada Özbekistan’da çeşitli hanlıklar vardı.



    Bolşevik Devrimi'nden sonra Özbekistan'da nasıl bir siyasal hareket gelişmiştir?


    1917’de Bolşevik Devrimi olunca Özbekistan’da da Çar yanlıları ile Bolşevik yanlıları karşı karşıya gelmişlerdir. Beyaz Ordu ile Kızıl Ordu kıyasıya savaşmıştır. Özbek Türkleri Hokand’da bir halk şurası kurarak bağımsızlıklarını ilâna yönelmişlerdir. 11 Aralık 1918’de 10 kişiden oluşan bir icra komitesi bile seçmişlerdir Fakat Ruslar bu icra komitesini tanımamış,. 22 Şubat 1918’de Hokand’ı işgal etmişlerdir. Özbek Türkleri bağımsızlıklarını elde etmek için silahlı mücadeleye atılmıştır. Sovyetler bunu basmacılık (haydutluk) olarak nitelendirmişlerdir. Halk tabanına dayalı
    olarak gelişen basmacılık hareketini bastırmada Ruslar başarılı olamamamışlardır. Olayların ciddiyetini kavrayan Sovyet yönetimi, Türkistan Cephesi adıyla bir cephe kurmuş komutanlığına M.W. Frunze’yi atamıştır. Enver Paşa’nın Türkistan’a gelmesi Türklere yeni umut vermiştir Özbekler, Enver Paşa’nın etrafında toplanmak istemişlerdir. Ancak başta Zeki Velidi olmak üzere bazı ileri gelenler Enver Paşa’ya soğuk davranmaları bu birleşmeyi önlemiştir.
    Enver Paşa, Orta Asya İslâm Devleti kurmak için Ruslarla savaşmaktan vazgeçmemiştir Duşenbe’yi Ruslardan kurtarmasına rağmen uzun süre burayı elinde tutamamıştır 4 Ağustos 1922’de Belçevan Köyü’nde öldürülmesi bağımsızlık hareketini zayıflatmıştır. 1924’te Kızıl Ordu Özbekistan’a hakim oldu. Eylül 1924’te Rus Komünist Partisi’nin kararı ile Merkez Toprak Komitesi, Sovyet Sosyalist Özbek Cumhuriyeti’nin kurulmasını kararlaştırdı.


    Özbekistanın Bağımsızlığını Kazanması


    1989 yılı Haziranında Özbekistan Komünist Partisi Birinci Sekreterliğine İslam Abdulganiyeviç

    Kerimov’un getirilmesinden ve Sovyetler Birliği'nin dağılmaya başlaması üzerine bağımsızlığa doğru giden yol açıldı. Zira Mart 1990’da başkan seçilen Kerimov, Sovyetlere karşı bir politika izledi. Rusya’nın Özbekistan’ı hammadde deposu olarak gördüğünü bunun da Özbek halkını geri bıraktığını belirtti.


    Kerimov, Özbekistanda hangi alanlarda çalışmalar yapmıştır?


    Kerimov, Özbekçeyi resmi dil ilan etti. Özbekistan anayasasında hiçbir etnik gruba ve azınlığa anayasadaki yurttaşlık hakları dışında bir hakkın verilmesine izin vermedi. Özbek ulusçuluğunun geliştirilmesine önem verdi. Rusçanın çeşitli alanlardaki etkinliğini azaltmaya başladı. Nitekim televizyon programlarındaki Rusçanın ağırlığı giderek azalmaktadır. Halkından güç alan Kerimov, 31 Ağustos 1991’de Özbekistan’ın bağımsızlığını ilân etti. 29 Aralık 1991’de de Cumhurbaşkanlığı‘na seçildi. Ekonomiyi liberalleştirdi, sistemi demokratikleştirdi. Rusya Federasyonu ile çatışmaya girmedi. Birleşmiş Milletlere, Avrupa Güvenlik ve İnsan Haklarına üye oldu. Türkiye ile sıcak ilişkiler kurmaya özen gösterdi. Türkiye, Özbekistn’a 250 milyon dolar kredi açtı. Türk iş adamları ise 700 milyon dolarlık iş yaptı. Özbek öğrencilerin Türkiye'de eğitim görmeleri sağlandı. Özbekistan'da Türk okulları açıldı.


  7. #7
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart



    Resmi Adı: Türkmenistan
    Bağımsızlık Tarihi: 27.10.1991
    Cumhurbaşkanı: Saparmurat TÜRKMENBAŞI
    Yüzölçümü: 488.100 km²
    Nüfus : 5.368.400
    Başkent: Aşgabat
    Başlıca Şehirler : Aşgabat, Mari (Merv), Türkmenbaşı (Krasnovotsk), Türkmenabat (Çarçöv), Balkanabat (Nebitdağ), Köhne Ürgenç, Atamurat (Kerki)
    Komşuları: İran, Afganistan, Özbekistan, Kazakistan
    Din: İslam
    Dil: Türkmence
    Para Birimi: Manat
    Resmi Tatil Günleri:

    * 1 Ocak "Yılbaşı Tatili" 1 gün
    * 12 Ocak Göktepe Kalesi'nde Şehit Olanları Anma Günü
    * 19 Şubat Bayrak Bayramı (Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Saparmurat Türkmenbaşı'nın Doğum Günü)
    * 8 Mart Uluslararası Kadınlar Günü
    * 21 Mart Nevruz Bayramı
    * 8 Mayıs İkinci Dünya Savaşında Şehit Düşenleri Anma Günü
    * 9 Mayıs Zafer Günü
    * 18 Mayıs Anayasa Günü (Kalkınma ve Birlik Günü)
    * 6 Ekim Aşgabat Depreminde Şehit Düşenleri Anma Günü
    * 27-28 Ekim Bağımsızlık Bayramı
    * 12 Aralık Tarafsızlık Bayramı
    * Ramazan Bayramı 1 gün
    * Kurban Bayramı 3 gün


    __________________


    Türkmenistan
    Prof.Dr. İhsan GÜNEŞ


    Türkmenistan; güneyden İran, güneydoğudan Afganistan, kuzeydoğudan Özbekistan, kuzeyden Kazakistan ve batıdan Hazar Denizi ile çevrilmiş 488000 km2 alana sahip bir Türk Cumhuriyeti’dir. Ülke; Balkan, Aşkabad, Meru, Çarju ve Taşauz gibi 5 eyalete ayrılmıştır.


    Türkmenistan, Türk tarihinde neden önemlidir?


    Türkmenistan’ı genel Türk tarihinden soyutlamak zordur. Zira günümüz Türkmenlerinin boyu Asya ve Ortadoğu’da önemli bir konuma sahip bulunmuş olan Büyük Selçuklu Devleti'nin de asli unsurunu oluşturmuştur. Türkmenlerin büyük bölümü önce Cengiz, sonra da Timur İmparatorluğu’nun egemenliği altında yaşamıştır. Merkezi otoritenin kaybedilmesi üzerine ülkede çeşitli Hanlıklar türemiştir. Hanlıklar arasındaki mücadele Türkmenistan’a göz diken ülkeler için iyi bir fırsat yaratmıştır. Hive Hanı Ebu’l-Gazi Bahadır Türkmenlere büyük zarar vermiştir. Bunun yanında İran hükümarı Nadir Şah’ın da Türkmenlere büyük zarar verdiği görülmektedir. Türkmenistan'ın ulusal şairlerinden Mahdum Kulu şiirlerinde Nadir Şah’ın zulmünü ülkenin talan edilişini, insanların öldürülüşünü dile getirmiştir. Rusya ile Kafkaslarda girdiği mücadeleyi kaybeden İran’ın Türkmenler üzerine saldırısı giderek artmış ve 19. yüzyılın ilk yarısında Türkmenleri hayli zayıflatmıştır. 1858’de Mancuk Tepe’de yapılan savaşı İranlıların kaybetmesi Türkmenleri biraraya toplamak açısından yararlı olmuştur. Kırım Savaşı’nda (1853-1856) Osmanlı ve O'nun bağlaşığı devletlere karşı yenilen Rusya, gözünü Orta Asya’ya çevirmiştir. Gerekli askeri hazırlığı yaptıktan sonra 1864’ten başlayarak kısa sürede Orta Asya’yı bu arada Türkmenistan’ı da ele geçirmek için yoğun bir çaba içine girmiştir. Nur Verdi Han başkanlığında toplanan Türkmenler, Ruslarla mücadeleye karar vermişlerdir. Bu mücadele sırasında İngilizlerden, İranlılardan yardım istemişlerdir. Fakat iki devlette gereken yardımı yapmamıştır. Sonuçta Ruslar, Türkistan’ı tümüyle ele geçirmiştir. Türkmenler, Rus işgalini içlerine sindirememişlerdir. Rus yönetimi Türklere ağır vergiler koymuş,. zengin topraklar tekstil sanayisinin hammadde ihtiyacını karşılamak üzere pamuk ekimine ayırmıştır 1905’ten sonra Türkmenistan’da inceleme yapan K.K. Palen başkanlığındaki bir heyet Türkmenistan’da görev yapan Rus subay ve sivil yöneticilerin üçte ikisinin hırsızlık, rüşvet, katillik ve sahtekârlık yaptığını saptamıştır. Türkmenler yer yer isyan etmişler fakat başarılı olamamışlardır. 1917 Devrimi'nden sonra da Rus işgalina karşı başkaldıran Cüneyd Han, 1918-1920 yılları arasında Hive’deki Rus birliklerini kovarak buraya egemen olmuş ise de Özbeklerle anlaşamaması üzerine Kızıl Ordunun saldırısına uğramış ve Karakum Çölüne çekilmek zorunda kalmıştır. Ancak 1931’e kadar Rusları rahatsız etmekten geri durmamıştır.



    Türkmenistan, hangi tarihte SSCB'ne katılmıştır?


    Türkmenistan Komünist Partisinin ektinliği giderek arttı. Zaman zaman Türk Komünist Partilerin birlikte hareket etmeye çalıştıkları görüldü ise de buna izin verilmedi. Ancak her Türk Komünist Partisinin isteği olan ayrı Cumhuriyet isteğini Türkmenler de kabul etti 1924’te Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Böylece Türkmenistan’ın Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğu kabul edildi.

    Türkmenistan'ın Bağımsızlığını Kazanması


    Sovyet rejiminin Türkmenistan’da yerleşmesini engellemeye çalışan Türkmenler, Sovyet yöneticilerince çeşitli suçlarla suçlanarak cezalandırıldılar, sürgüne gönderilerek ülkeden uzaklaştırıldılar. Türklerin direnişleri diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi çok kanlı bir şekilde bastırıldı. Bu durum Gorbaçov’un devlet başkanı olmasına kadar sürdü.


    Türkmenistan'ın bağımsızlığına ulaşması hangi aşamalardan geçerek gerçekleşmiştir?


    Türkmenistan’da sınıf esasına dayanan proletarya ve kolhoz edebiyatı geliştirildi. Türkmenistan’ın kendi ulusal kimliğini ortaya koyacak ulusal kültürün geliştirilmesi önlendi. Sovyet okullarından yetişen Türkler, ulusal kimliklerinin bilincine vardıktan sonra kurtuluşa doğru giden yol kısaldı. Bilim, sanat ve kültür alanında yetişen bir çok Türkmen, Gorbaçov’un başlattığı açıklık ve yeniden yapılanma politikasına paralel olarak bağımsız Türkmenistan Cumhuriyetini kuracak girişimleri başlattı. Türkmen aydınları Sovyetlerin kültürel asimilasyonu ve sömürgeci davranışlarına karşı seslerini yükselttiler. Ulusal kimliklerini dışa vurmaya yöneldiler. Türkmenistan Komünist Partisi başına getirilen Leningrad Üniversitesinde okumuş Komünist Partisinin her kademesinde görev yapmış olan Sapar Murat Atayeviç Niyazov, önce
    Türkmenler arasındaki kabilecilik ayrışmasını durdurdu. Türkmen aydınlarıyla işbirliği yaparak Sovyetlerin Türkmenistan’ı sömürdüğünü, aldığından daha az para vererek halkı fakirleştirdiğini yüksek sesle dile getirdi. Ulusal kimliğin simgesi olan Türkmen diline sahip çıktı ve Rusçanın yanında resmi dil olmasını sağladı. 1990’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini %99.5 oy ile kazandı. Rusya’da Sovyet sistemi çökerken Niyazov ,Türkmenistan’ın bağımsızlığı konusunda halk oyuna başvurdu ve halkın %93’ünün bağımsız olmak istediğini, bu oylama ile tespit etti. Nitekim, Türkmenistan Parlamentosu 27 Ekim 1991’de oybirliği ile Türkmenistan’ın bağımsızlığını kabul ederek tüm dünyaya duyurdu.



    Türkiye-Türkmenistan İlişkileri


    Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke hangisidir?


    Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ve ilk elçiliği açan ülke Türkiye olmuştur. Türkmenistan’ın tanınması, Birleşmiş Milletlere AGİK’e üye olması için büyük çaba göstermiştir. Türkmenistan’ın Türkiye’ye coğrafi yakınlığı, ekonomik zenginliği iki ülke arasındaki ilişkilerin sıcaklığında belirleyici olmuştur. Zira Türkmen doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlanması Türkmenistan’ın ekonomik bakımdan kalkınmasına yardımcı olacaktır.


    Türkiye ve Türkmenistan arasında hangi alanlarda işbirliği yapılmaktadır?


    Türkiye siyasal, sosyal, ekonomik bakımdan olanakları ölçüsünde Türkmenistan’ı desteklemekte ve bu konuda çeşitli anlaşmalar yapılmaktadır. Bunlar eğitim, bilim, kültür, sanat, gençlik ve spor, radyo ve televizyon alanlarında Türkmenistan’dan gelecek öğrencilerin Türkiye’de yetiştirilmesi, lâtin alfabesine geçişte Türkiye’nin yardımcı olması vb. dir. Ayrıca, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Merkezinin kurulması 2500 hatlık bir santralin Türkiye tarafından kurulması, havaalanının yapımını bir Türk firması tarafından üstlenmesi de gerçekleştirilmektedir. 1992’de Türkiye’ye 2000 öğrenci gelmiştir. 1992-1993 ders yılında Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nda 14 Türkmen öğrenciye pilotluk eğitimi verilmiştir. Türkmenistanla ilişkiler her yıl giderek daha da gelişmektedir. Türkmenistan, Türkiyenin açtığı 91 milyon dolarlık kredinin tümünü
    kullanmıştır.

    Ekonomi

    Türkmenistan topraklannın büyük bölümü çöldür. Tarıma elverişli toprakları sadece % 3'tür. Türk Cumhuriyetleri arasında Özbekistandan sonra ikinci pamuk üreticisi ülke durumundadır. Bitki örtüsü yönünden yoksuldur. Ancak zengin maden yataklarına sahiptir. Buğday, sebze, üzüm, kavun, karpuz, yetiştirmektedir.
    Bu ülkenin başlıca doğal kaynaklan; doğal gaz, krom, sodyum sülfat, sülfür, kurşun, galyum, krom, bentonit, petrol. Enerji üretimi doğal gaz çevrimli santrallarla yapılmaktadır. Yıllık üretim 15 milyar kwh dır.


    Tarım ve Hayvancılık


    Türkmenistan milli gelirin % 48'ini tarım sektöründen alır. Bu nedenle bir tarım ülkesi görünümündedir.Ceyhun (Amu Derya) Irmağının getirdiği alüvyonlu topraklarda tarımın yapılmasına elverişlidir. Özellikle toprak ve iklim koşulları sulamayı zorunlu kılmaktadır.
    Türkmenistan'da tarımsal üretimin büyük bölümü kolhoz ve sohvozlarda (devlet kuruluşları) yapılır. En çok pamuk üretimidir ve onu tahıllar ve yem bitkileri izlemektedir. Şeker pancarı, seracılık da önemli yer tutar. Hazar kıyıları subtropik iklime sahip olup meyvecilik önemlidir. Ve ülkede gıda sanayi %14 paya yükselmiştir. Türkmenistan'da küçükbaş hayvan yetiştiriciliği gelişmiş olup Astragan Kürk yapımı ileridir.


    Sanayi


    Türkmenistanda ağır sanayii merkezi planlama yürütmekte olup, silah ve ağır sanayiye öncelik verilmektedir. Özellikle 1994-1995 sonrası, petrol rafinerileri, gaz çıkarılnıası, kimya sanayii ve makine imalatı, gübre, tekstil ürünleri ve Hazar Denizinde sülfür endüstrisi gelişme göstermiştir. Bu sektör genelde doğal kaynaklara, enerji ve Pamuk'a dayaldır. İki büyük petrol rafınerisinin yıllık kapasitesi 55 milyon tondur. Çimento, suni gübre, bira, konserve, meşrubat, et sanayi, süt sanayi, yem sanayi önemli gelişmeler göstermiştir. Makine endüstrisi, petrol makinaları, vantilatör ve buldozer'dir.


    Ulaştırma


    Türkmenistan ulaşımını, demiryolu, karayolu, havayolu ve deniz yoluyla yapmaktadır. Demiryolları, ağının uzunluğu 2.138 km dir. Yük taşımacılığı demir yollarına kaydırılmış olup bu yolların hir hölümü de çift hatlıdır. Türkmenistan demiryolları İngiltere Rusya-Çin hattı üzerinde önemli bir bağlantı noktalarınını, ileride oluşturacaktır. Karayolu: Türkınenistanda 21.400 km uzunluğunda bir karayolu ağı bulunmaktadır. Deniz yolu olarak Hazar Denizi kıyısındaki Krasnovodsk (Türkmenbaşı) limanı önemli bir ulaşım merkezidir. îleride nehiryollarıy'a Avrupa'ya bağlanması düşünülmektedir. Havayolu ulaşımı ise Aşgabat Türkmenbaşı hava limanından yapılmaktadır.


    Eğitim


    12 Nisan 1993 tarihinden itibaren Kiril harfleri bırakılarak belli bir süreç sonra Latin harflerine (alfabesine) geçilmesi kararlaştırılmıştır.
    Türkmenistan'da 8 yıllık zoruıılu eğitim bulunrnaktadır. Ayrıca 8 yıllık meslek okulları ve bunlara bağlı 4 yıllık yüksek eğitim okulları vardır.
    Ülkede Makdum Kulu Devlet Üniversitesi ve Türkmenistan Bilimler Akadenıisi mevcuttur.


    Sağlık ve Sosyal Güvenlik

    Sağlık hizmctleri tamamen devlet tarafınndan verilmekte olup, askeri ve demiryolu personeli kendi kurumları tarafından bıı hizmeti almaktadır.
    Sağlık sektörü dört bölümde yürütülmckledir.

    * Araşıtrma hastahaneleri
    * îl şehir düzeyinde sağlık kuruluşları, doğumevi ve dispan.serleri
    * îlçe düzeyinde sağlık kuruluşları
    * Köylerde, köy hastalıaneleri, doğumevleri

    Bunlann yanında koruyucu sağlık hizmetleri de sağlık sektöründe önemli yer tutar.
    Türkmenistanda sosyal yardımın büyük çoğunluğu emekli fonundan karşılanmaktadır.
    Emekli ve Sosyal Güvenlik fonları çalışırken Maliye Bakanlığının kestiği kesintilerle ödenmektedir.
    Türkmenistan'a T.C. tarafından büyük yatırımlar götürülmüştür. Türkmenistan, BM'e diğer uluslararası kuruluşlara üyedir.
    Devlet Televizyon Kuruluşu vardır. Özel televizyon yayını bulunmaktadır.

  8. #8
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart


    TATARİSTAN ÖZERK CUMHURIYETİ


    Rusya Federasyonu'na bağlı Özerk Cumhuriyettir.

    30 Ağustos 1991 tarihinde Özerkliğine kavuşmuştur.
    Yüzölçümü :68.000km2
    Nüfusu : 3.642.000
    Başkenti : Kazan


    TATARLAR KIRIM - KAZAN ve İDÎL TATARLARI


    İdil-Kama bulgarları ile 13. yy. da Orta Asya'dan bu bölgeye gelen Kıpçak Kuman Türklerinin torunlan olarak verilmektedirler. Tatar adı kaynaklarda iki Türk boyu için kullanılmaktadır. Bunlar Kazanlılar ve Kırımlılardır.

    Tatarlar bugün Rusya Federasyonunda, Ukrayna'da ve Kafkaslarda, yedi milyonun üzerinde yaşamaktadırlar. Tatarların tarihinde ilk olarak on beşinci y.y. dan sonra Kırım ve Kazan Tatar Hanlıkları kurulmuştur.



    KIRIM TATARLARI



    Karadeniz'in kuzeyindeki yarımadadan adını alan bu Türk boyu, Orta Asya'dan 1500 yıl önce Kırım'a göç eden Hun, Kıpçak, Peçenek, Hazar ve Oğuz boylarından oluşmaktadır.

    Güçlü, şanlı ve büyük bir devlet olarak Kırım Yarımadası'na ve Karadeniz'in kuzeyindeki Kıpçak topraklarına egemen olan Kırım Türkleri - Tatarları, Moskova'ya da girerek Moskova prensliğinivergiye bağlamışlardır. Kırım, karadan Kırım Hanı 1. Mengeli Geray, denizden de Gedik Ahmet Paşa tarafından kuşatılarak Osmanlı topraklarına katılmıştır.

    18. yy. kadar Kırım Hanlığı adı altında egemenliklerini sürdürmüşlerse de 18. y.y da Çarlık Rusyası'nın egemenliği altına girmişler, bu arada da Osmanlı împaratorluğu'na büyük göçler etmişlerdir. îkinci Dünya Savaşı öncesi ise Kırım SSCB Özerk bölgesi olarak isimlendirilmiş ancak, îkinci Dünya Savaşında Alman ordularıyla işbirliği yaptıklan gerekçesiyle Stalin tarafından Orta Asya'ya ve Sibirya'ya sürülmüşlerdir. Bu Sürgün yaşamları SSCB'nin 1991'de çökmesine kadar devamı etmiştir. Bu tarihten sonra ise Anayurtları olan Kırım'a-Bahçesaray'a dönmek için büyiik girişim ve çaba göstermişler, yer yer de yurtlarına dönmüşlerdir.
    Hemen şunu belirtelim ki Rusya'da yaşayan Türklerin içinde Azerbaycan'ın yanında ulusçuluk duygulannın geliştiği halk Tatarlardır. îsmail Gaspıral'ı 1883 te Bahçesaray'da çıkarmaya başladığı "Tercüman" gazetesi ile Türklük bilincini yaymış "dilde, fıkirde, iş de" birlik idealini savunmuştur. Yusuf Akçura, Gazi Giray bu düşüncelerin yanında yer almışlardır.

    Halen Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Parlamentosunda, Kırım Tatarlarından seçilmiş 14 milletvekili vardır. 1991'den sonra Kırım Hükümetinden bir başkan yardımcılığı, 2 bakanlık almıştır.

    Kırım'ın tarihi, coğrafi, sosyal ve siyasal önemi büyüktür. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti her bakımdan Kırım'a yardım elini uzatmakta ve Türkiye'nin kuzey komşusu Ukrayna ve Rusya Federasyonuyla ilişkilerinde Kınm Tatar-Türklerinin köprü görevini görebileceği inancını taşımaktadır.


    İDİL-VOLGA TATARLARI (KAZAN)


    Bugünkü Kazan Tatarları İdil-Kama Bulgarları ile 13. yy da Orta Asya'dan Kazan bölgesine gelen Kıpçak Kuman Türkleridir.

    1920 de Kazan bölgesinde Tatar Özerk SSCB kurmuşlardır. Tatarların bir bölümü bugün Özerk Başkır Rusya Federasyonun'da yaşamakta olup bunları Rusya'nın Güney steplerinden gelen göçebe Türkler oluşturmuştur. Ayrıca Tatarların % 20 si Orta Asya'da, Özbekistan'da, Kazakistan'da olup 500 bin Tatar da Sibirya da yerleşmiştir. Aynca, Türkiye'ye de Tatar göçü olmuştur.

    Tatarlarda kentleşme oranı yüksek ve uygar (medeni) bir yapıları vardır. Kazan da bir Devlet Üniversitesi bulunmakta olup eski ve edebi dile, tarihsel geleneğe, güçlü bir burjuvaziye ve çok sayıda aydına sahiptirler. Kiiltür dili olarak Kazan Tatarcasını kullanırlar.

    Kazan Tatarları üstün bir konukseverliğe sahiptirler. Bütün evrensel ve iyi değerleri taşımaktadırlar. Uygarlık ölçüleri yüksektir. Cana ve insana yakındırlar. Sıcak yaradılışlı olup güven vericidirler. Tarihten gelen Tatar Halkının ve Hanlarının onur duygularını taşımaktadırlar.

    Bugün Rusya Federasyonunu içinde Özerk Tataristan Cumhuriyeti kurulmuştur. Başkenti Kazan'dır. Tataristaıı'ın nüfusu 3.640.000 dır. Yüzölçümü ise 68.000 km2 dir.

    Kazan, görkemli yapılarıyla, geniş caddeleriyle, kültür ve sanat yapıtlarıyla (doğal güzellikleriyle), müzeleriyle, yeşil alanlarıyla önemlidir.


    Ekonomik Durum


    Tatar ekonomisi tarım ve hayvancılığa bağlı olmakla birlikte, deri, kumaş, metal işleme ve petrol üretimi, doğal gaz, uçak fabrikası, bilgisayar ve optik aletler fabrikaları bulunmaktadır. Endüstri de gelişmiştir. Ortalama yılda 100 milyon ton petrol üretmektedir.
    Gıda, içki, tütün, dokuma, orman ürünleri, kağıt, lastik, plastik, sanayii, kimya, gübre, cam, elektrik, gemi inşaat, demirçelik, çimento, elektronik, uçak, imalat, sanayii kollarıda gelişmiştir.


    Ulaştırma


    Demiryolıı, denizyolu. havayolu, karayolıı ve boru hatlanyla ulaştırma yapılmaktadır.


    Eğitim


    Eğitim Rusça ve Tatarca yapılmaktadır. Okur yazar oranı % 100 dür. 1925-26 yılından sonra latin harflerine geçmişlerdir. Tataristanda eğitimin milli yönü ağır basmaktadır. Ülkede 13 üniversitede, 70.000 öğrenci bulunmaktadır. Kazan Üniversitesi, Avrupa'nın üçüncü en eski üniversitesidir. Ana okulu 63 olup 58.000 öğrenci okumakta, 2320 orta okulda ise (10 yıllık) 505.000 öğrenci bulunmaktadır. Ayrıca ülkede 1800 kiitüphane vardır ve 135 gazete çıkarılmaktadır. 14. yy da müslümanlığı kabul eden Tatarlar, Türkistan'ın islamlaşmasında önemli yer tutmuşlardır. Rusya Federasyonu'nun en zengin ve en gelişmiş Özerk Cumhuriyetidir.

  9. #9
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart







    Gagauzyanın Kısa Tarihçesi:

    Şu an yaklaşık 250 bin Gagauz eski SSCB topraklarında yerleşiktir. Büyük bir kısmı Moldova güneyi'ndeki Bucak yöresinde yaşamaktadır. Gagauz köyleri Ukrayna'daki Odesa ve Zaporojye Illeri'nde, Romanya, Kazakistan, Kırgızıstan, Özbekistan ve Kabarda'da da yer almaktadır. Moldova'da "Gagauz Cumhuriyeti" dışında, Kişinev'de 8.000, Bender'de 1.600 ve Dinyester nehrinin kuzey yakasında 3.300, Balkanlar'daki Bulgaristan ve Yunanistan'da yaklaşık 20 bin Gagauz yaşamaktadır.

    Gagauzlar Ortodoks Hristiyan kökenli etnik Türklerdir Bizans yazılı kaynaklarında Oğuzlar XI Yüzyılda Tuna nehrini geçip Balkanlardaki Makedonya, Paristrione, Yunanistan ve Bulgaristan.da yerleşen göçebe boyları olarak kaydedilmiştir. XI. Yüzyılda Balkanlara göç eden Gagauzlar Ortodoks Hristyanlığını kabul etmişler daha sonra Osmanlı yönetimi altında kalmışlardır. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda Balkanlarda başlayan ve bağımsız olma hedefini güden hareketler sırasında Bulgarların baskısına dayanamayan Gagauzlar, 1750-1846 yılları arasında Tuna ırmağı üzerinden Rusya'ya göç etmişler ve Tuna bölgelerine (1769-1791) ve Besarabya'ya (1801- 1812) yerleşmişlerdir. Ruslar Gagauzlara toprak vererek Tuna sınırı boyunda yerleşmelerini sağlamışlar ve Rusça öğrenmelerini kolaylaştıracak bir ortam yaratmışlardır. Moldova'da yaşayan ve Türkçe konuşan, Ortodoks Hıristiyan Gagauz halkının bir bölümü XIX. Yüzyılın başında Türk - Rus savaşları sırasında Bulgaristan'dan Moldova'ya gelmiş ve 1906 yılındaki < 15 günlük bağımsızlık dönemi dışında, sırasıyla Rus, Romen ve Sovyet yönetimi altında yaşamışlardır.

    Çok sayıda tarihçi, etnograf ve dil uzmanları XIII. Yüzyılda Dobruca topraklarında Idari Merkezi Korbuna şehri olan "Dobruca Prensliği" veya "Uzi Eyalet" adı altında kurularak iki yüzyıldan fazla yaşamış devlete sahip olan Gagauzları Türk Dünyası'nın en orjinal halklarından biri olarak kabul etmektedirler.

    Köylülerin ayaklanması sonunda Komrat Cumhuriyeti.nin ilan edildiği 1906 yılındaki beş günlük bağımsızlığın dışında Gagauz halkı, Rusya Imparatorluğu, Romanya, Almanya (Ikinci Dünya Savaşı döneminde) ve Sovyet Birliği'nin egemenliği altında kalmıştır.

    Sovyet Birliği'nde demokrasiye yönelik değişikliklerinin başlatıldığı 1980.lerin sonundGagauz aydınları çevresinde yer alan milli bilinç yayılmaya başlamış olup, Gagauzların kültür ve ekonomik sorunlarının mevcudiyetini ileriye sürme imkanı ortaya çıkmıştır. Gagauz aydınlarının faal üyeleri, diğer etnik azınlıklarının gayretlerini de birleştirip 1988 yılında "Gagauz Halkı Hareketi" ni kurmuşlardır. 1989 Mayıs ayında ilk kongresini yapGagauz Halkı" adlı hareket, güney Moldova'da başkenti Komrat olmak üzere kurulacak özerk Gagauz Cumhuriyeti.nin kendi kültürel ve ekonomik işlerini büyük ölçüde kontrol etmekle birlikte, yine Moldova'ya bağlı özerk bir yönetim talebiyle ilk önemli çıkışını yapmıştır. Gagauzlar, 21 Ağustos 1990'da ÖzeGagauz Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti.ni, güneyde Gagauzların en yoğun yaşadığı Komrat yöresinde ilan etmişlerdir. Bu karar, Moldova Yüksek Sovyeti tarafından iptal edilmiştir. 25 Ekim 1990'da Gagauzlar, Gagauz Cumhuriyeti'ni oluşturmaya yönelik seçimler yapmış, ancak Moldova milliyetçileri bu girişimi, yöreye 50,000 silahlı gönüllü göndererek önlemeye çalışmış ve Rus askerlerinin müdahalesiyle şiddet önlenmiştir. Devam eden seçimler sonucunda 31 Ekim'de Komrat'ta yeni bir Gagauz Yüksek Sovyeti kurulmuş, Stepan Topal Başkan seçilmiştir. Moldova'nın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra (27 Ağustos 1991), Gagauzlar da kendi cumhuriyetlerini ilan etmişlerdir. Moldova Meclisi 23 Aralık 1994 tarihinde " Gagauz Yeri " Özel Hukuki Statüsünü yasa olarak çıkarmıştır. Yasaya göre, Gagauzlara Moldova Anayasası.na ters düşmemek şartıyla, çeşitli sahalarda yasa çıkarma hakkı verilmiştir. Gagauz Yeri'nin en yüksek mercii Başkandır ve Gagauz Yeri'nin tüm makamları Başkan.a bağlıdır. Gagauz Yeri.nin Resmi dili Gagauzca, Moldovanca ve Rusçadır. Gagauzlara bu kanunla self-determination hakkı tanınmıştır. Gagauzlara özel statü tanıyan bu yasaya göre ( Madde 113 ), Millet Kongresi, kültür, bilim, eğitim, iskan, belediye hizmetleri, sağlık, spor, bütçe, ekoloji, finans ve ekonomi alanlarında Moldova Anayasası.na ters düşmemek kaydıyla kanun yapmaya yetkili kılınmıştır.

    Kaynak: "Gagauzya'ya Hoş Geldiniz" Tanıtım Kitabı. Hazırlaya - PEACE CORPS CESI (Sosyo-Ekonomik Inisyatif Merkezi).

    GAGAUZ MİLLİ MARŞI

    Geldi vakıt – bayraa kaldır,
    Dalgalatsın lüzgär onu.
    Kavalları keskin çaldır,
    Duuêr Halkın aydın günü!

    İnsana lääzım Vatan,
    Halkına kalsın damar,
    Kanında dedä sesi
    Uzaktan evä çeksin.
    Bucak’ta dannar açık –
    Şannı olsun kardaşlık.

    Zaman kanatları döner
    Kıyıp kara bulutları.
    Yaşamaya kuvet verer
    Ana topraan çöşmeleri.

    İnsana lääzım Vatan,
    Halkına kalsın damar,
    Kanında dedä sesi
    Uzaktan evä çeksin.
    Bucak’ta dannar açık –
    Şannı olsun kardaşlık.


    Nüfusun Etnik Yapısı(Oransal dağılımı):

    * Gagauz: % 81,4
    * Bulgar : % 5,2
    * Rus: % 4,6
    * Moldovalı: % 4,4
    * Ukraynalı: % 3,3

    İklim: Sıcaktır(+10 derecedeki sıcaklık yılda 179-187 gündür)

    Su kaynakları: Bölgenin su stokları genelde yer altı sularından oluşmaktadır (tahmini hacim 8-10 milyon m3). Yeryüzü suları (küçük dere ve göller) kısıtlıdır ve mineralleşme oranı yüksek olduğu için sulamada kullanılamaz.

    Eğitim ve Kültür:
    Gagauz Bölgesinde Ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde eğitim veren 55 okul bulunmaktadır. Bu okullardan bir kısmı yalnız ilkokul, ortaokul, lise eğitimi verirken bir kısmı bu eğitimlerin tamamını vermektedir.

    Türkiye Cumhuriyetinin önemli ayni ve nakdi yardımlarda bulunmuş olduğu Komrat üniversitesi bulunmaktadır.

    Komrat'ta TIKA'nın kurduğu yöredeki en önemli kültür merkezi niteliğinde olan, Atatürk Kütüphanesi.nde bilimsel çalışma yapmak isteyenler için ilgili her türlü kaynak bulunmaktadır. Çadır-Lunga şehrinde bulunan Gagauz Ana dilinde oyunların sahnelendiği .Mihail Çakır. Gagauz Milli Tiyatrosu bulunmaktadır.

    Gagauz Bölgesi'nin Idari Merkezi olan Komrat şehrinde, Çadır-Lunga, Vulkaneşti şehirlerinde ve Komrat.a bağlı olan Beşalma köyünde, Gagauz tarihi ile ilgili önemli bir kaynak niteliğinde olan Antropolojik bir kaynak niteliğinde olan müzeler bulunmaktadır. Gagooğuz bölgesinde okul kütüphanelerinden bağımsız olarak 45 kütüphane bulunmaktadır.

    Düz Ava ve "Kadınca" adlı Gagauz milli şarkı ve oyun (folklor) toplulukları da faaliyette bulunmaktadır. Bunların dışında da diğer benzer topluluklar da mevcuttur

    Hayat Standardı:
    2000 Yılının Ocak - Kasım tarihleri arasındaki dönemde bir çalışanın ortalama aylık maaşı 285 ML olmuştur. 1 Aralık 2000 tarihi itibariyle maaş borcu 31,3 ML dir. (Devlet memurlarına 7,5 milyon ML).
    Kaynak: M.C. Ekonomi ve Reformlar Bakanlığı tarafından hazırlanan .Moldova Cumhuriyeti'nin 2000 yılındaki Sosyo-Ekonomik Evrimi. adlı kitap.
    Ocak-Eylül 2001 döneminde bir çalışanın ortalama aylık maaşı 329 ML olmuştur. 1 Eylül 2001 tarihi itibariyle maaş borcu 27,4 milyon ML dir. (Devlet memurlarına 7,8 milyon ML).

    Kaynak: Moldova Cumhuriyeti Istatistik ve Sosyoloji Analizi Departmanı tarafından hazırlanan . Moldova Cumhuriyeti'nin Ocak-Eylül 2001 Dönemindeki Sosyo-Ekonomik Durumu.

    Alt Yapı :

    Alt yapının yeniden yapılanması, devlet ve özel mülkiyet şekilleri ile birlikte yeni hukuki, ekonomik ve organizasyon ilkelerine dayanmaktadır. Gagauzya.nın alt yapısındaki en zayıf yeri içme suyu temini ve sulamadır. Alt yapının diğer dallarında olduğu gibi su temini de çok büyük sermaye gerektirmektedir. Fakat bu sorunun çözümü önceliklidir, çünkü bu bölgenin sosyo- ekonomik kalkınması ön şartı bu sorunların çözülmesinden geçmektedir.

    Haziran 1994 yılında Türkiye Cumhuriyeti Gagauz Bölgesinin içme suyu ve sulama projesinin gerçekleştirilmesi için 35 milyon Dolarlık kredi açmış fakat, Moldova Parlamentosu söz konusu kredinin ancak 15 milyon Dolarlık kısmını onaylamıştır. Bu miktar ile Komrat şehrindeki içme suyu projesi tamamen ve Çadır-Lunga projesi kısmen gerçekleştirilmiştir. Kredinin ikinci kısmının onaylanması ile ilgili çalışmalar halen devam etmektedir.

    Son zamanlarda alt yapıya yapılan yatırımların devlete ait kısımda azalma, özel sektöre ait kısımda ise artış kaydedilmektedir.

    Kullanılmakta bulunan kara yollarının uzunluğu 451,5 km. Bunlardan 219,8 km ulusal karayolları, 192 km ise - mahalli karayollarıdır. Karayollarının % 86.sı asfaltdır.

    Gagauz Bölgesi.ndeki şehirlerde 100 kişiye 18 telefon, köylerde ise 100 kişiye 8,5 telefon düşmektedir. Bütün bölge televizyon ve radyo yayınlarının kapsamı dahilidedir. TIKA nın teknik yardımı ile yenilenen Gagauz radyosu şimdilik Komratın tamamı ile Çadır-Lunga şehrinin bir kısmından izlenebilmektedir. Bu radyonun Gagauzyanın tamamında izlenebilmesi için çalışmalara devam edilmektedir. Radyodan Gagauzca yayınlardan arta kalan dönemde TRT-FM yayınları verilmektedir.

    Kaynak: "Gagauz Yeri" Bölge Programı. Hazırlayan - UNDP Moldova Stratejik Araştırmalar ve Reformlar Merkezi ile Gagauz Özerk Bölge Idaresi.

    Siyasi-Hukuki Statü:

    Gagauzya'da Yönetim, Moldova Cumhuriyeti Ana Yasası, "Gagauz Yeri Özel Hukuki Statüsü" Kanunu, Gagauz Ana Kanunu ve Gagauz Halk Topluşu.nun çıkardığı yerel kanunlara göre yürütülmektedir.

    Moldova Cumhuriyeti'nin, bağımsız devlet olarak statüsü değiştirildiği takdirde, Gagauz halkı kendi kaderini tayin etme hakkına sahiptir. Gagauzya; siyaset, ekonomi ve kültür konuları ile ilgili sorunları .Gagauzya Özel Hukuki Statüsü. Kanununun verdiği yetkiler çerçevesinde bağımsız olarak çözmektedir. Gagauzya, kendi milli simgelerine sahiptir, arması, bayrağı ve marşı vardır. Ancak Gagagauzya nın muhtariyetin getirdi tam yetkilere sahip olduğunu söylemek güçtür. Örneğin halen kendi bütçesini yapamamakta, harcamalarını merkezi bütçenin izni dahilinde yapabilmektedir.

    Gagauzya Başkanı :

    Icraat Makamının başında olan Gagauzya'nın üst görevlisi Başkandır. Bütün kamu organları Başkana bağlıdır.

    Gagauzya Başkanı seçimlerin düzenlenmesi suretiyle dört sene için halk tarafından seçilir. Gagauzya Başkanı, aynı zamanda Moldova Cumhurbaşkanı'nın kararı ile Moldova Cumhuriyeti Hükümet Üyeliğine de yetkilidir.

    Gagauzya'nın daimi icraat organı Icraat Komitesidir. Gagauzya Başkanı tarafından önerilerek Halk Topluşunca dört sene için tayin edilir. Icraat Komitesi Halk Topluşu'nda yasa taslağı gönderme veya o konuda yasa çıkarılmasını isteme hakkına sahiptir.

    Gagauzya'nın idari birimleri (bakanlık) Daire Başkanları, aynı zamanda Moldova Cumhuriyeti'nin ilgili Bakanlıkları ve makamları gibi kurumların üyeleridir.

    Yasama Organı:

    Gagauzya'nın üst temsil organı yerel kanunları çıkarma hakkına sahip Halk Topluşu (meclis) dir. Gagauzya'ya dahil olan her yerleşim yeri Halk Topluşu'nda en az bir millet vekili ile temsil edilmektedir. Halk topluşundaki milletvekili sayısı 34 tür.

    Ekonomik Yapı:

    Gagauzya verimli toprakları dolayısıyla oldukça yüksek bir tarım potansiyeline sahiptir. Aşağıda belirtilen alanlarda yeni yatırımların yapılması ve çağdaş teknolojilerin kullanılması durumunda yüksek verim alınabileceği düşünülmektedir:

    * üzüm işleme, şarap üretimi
    * meyva işleme (şeftali, kaysı, erik, elma, armut, ayva vb.)
    * ayçiçeği, mısır, buğday, soya üretimi ve işleme
    * süt mamulleri üretimi
    * yün ve deri işleme
    * yün ve deri mamulleri üretimi
    * tütün ve tütün mamulleri üretimi

    Toprağın özel mülkiyetin elinde olması çiftliklerin gelişmesini teşvik etmektedir. Gagauzya'nın, işletme sermayesi, kiralama (leazing) usulü öncelikli olmak üzere tarım makinalarına, çağdaş teknolojilere ve tarım ürünleri ambalajlama teknolojilerine ihtiyaç bulunmaktadır.

    Kaynak: "Gagauzya'ya Hoş Geldiniz" Tanıtım Kitabı. Hazırlaya - PEACE CORPS CESI (Sosyo-Ekonomik Inisyatif Merkezi).

    Altyapı yatırımları 2000 Yılında Gagauz Bölgesinde yerleşik her türlü mülkiyet şekillerine sahip şirketler ve kuruluşlar tarafından 22 milyon ML'lik inşaat işleri dahil olmak üzere 28 milyon ML tutarında alt yapı yatırımı yapılmıştır. Bir önceki yıla kıyasla bu veriler % 13 ve % 11 oranlarda gerçekleşmiştir. Sanayi tesislerin inşaatında 25 milyon ML harcanmıştır (yapılan yatırımların % 89.udur). 1999 yılına göre % 12 oranda gerçekleşmiştir.
    Gagauz Bölgesi'nde 2000 yılında 5100 m2'lik konut işletmeye açılmıştır. 2000 yılında üretilen konut miktarı 1999 yılında üretilen konutun % 82 sine denk düşmektedir. Kaynak: M.C. Ekonomi ve Reformlar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Moldova Cumhuriyeti'nin 2000 yılındaki Sosyo-Ekonomik Evrimi" adlı kitap.

    Sanayi:

    2000 Yılında Gagauz Özerk Bölgesi'ndeki sanayi işletmeler tarafından 163 milyon ML tutarında ürün (iş, hizmet) istihsal edilmiştir.. Bir önceki yıla göre % 7,5 oranda azalma kaydedilmiştir.


    Bir önceki yıla göre konfeksiyon üretimi 3 kat, konserve üretimi 1,9 kat, şarap üretimi 1,6 kat artmıştır. Bunun yanı sıra, ısı enerjisi üretimi % 40, makarna mamulleri ve yem üretimi % 74, hayvansal yağ üretimi % 73, Et üretimi % 69, salam, sucuk mamulleri ve bitkisel yağ üretimi % 63, ekmek üretimi % 42, süt mamulleri üretimi % 41 bulgur ve fermentasyonlu tütün üretimi % 32 oranlarda azalmıştır.
    Kaynak: M.C. Ekonomi ve Reformlar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Moldova Cumhuriyeti'nin 2000 yılındaki Sosyo-Ekonomik Evrimi" adlı kitap.


    Gagauz Bölgesi sınırları dahilinde bulunan sanayi işletmeler tarafından Ocak . Eylül 2001 dönemini kapsayan süre içersinde 163 milyon ML'lik (2000 yılının aynı dönemine göre % 16 oranda artış kaydedilmiştir) üretim gerçekleştirilmiştir.



    Kaynak: Moldova Cumhuriyeti Istatistik ve Sosyoloji Analizi Departmanı tarafından hazırlanan . Moldova Cumhuriyeti'nin Ocak-Eylül 2001 Dönemindeki Sosyo-Ekonomik Durumu.

    Şu an Gagauzya.nın sanayi potansiyeli 30 civarında büyük sanayi tesisiyle tanıtılmaktadır. Bunlardan 17'si gıda sanayi tesisleridir.

    Ana sanayi tesisleri:

    * - Sekiz büyük şarap fabrikası,
    * - Basarabia-Agroexport. Konsorsiyumu (meyve-sebze konserveleri, meyve suları),
    * - Üç un fabrikası,
    * - Tütün fermantasyon fabrikası,
    * - Et Kombinası,
    * - Üç süt fabrikası,
    * - Üç yem fabrikası,
    * - Bir kilim fabrikası,
    * - Yedi konfeksiyon fabrikası,
    * - Elektrotermik makinaları fabrikası,
    * - Betonarme mamulleri fabrikası,

    Sanayideki istihdam yaklaşık 4 bin kişidir (2000 yılı). Gagauzya'nın sanayi sektörü; 150 bin ton üzüm işleme, 10 bin ton tütün mayalama, 148 bin ton un üretme, 200 bin ton yem üretme, 21 bin ton et işleme, 21 bin ton süt mamulleri üretme kapasitesine sahiptir.
    Kaynak: "Gagauzya.ya Hoş Geldiniz" Tanıtım Kitabı. Hazırlayan - PEACE CORPS CESI (Sosyo-Ekonomik Inisyatif Merkezi).

    Tarım:


    Tarım sektörü, gıda ve tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını karşılamaktadır. Bölge nüfusunun çalışma çağındaki kesimin büyük bir kısmı bu sektörde istihdam edilmekte olup, Gagauzya.nın sosyo-ekonomik gelişmesinin temeli de tarıma dayalıdır. Öncelikli tarım dalları: üzümcülük, meyva ve sebzecilik, tütüncülük, tahıl ürünleri üretimidir. Gelişmiş bir alt sektör olarak ayçiçeği ve mısır tohumculuğuda önem arz etmektedir.


    2000 Yılı ve Ocak-Eylül 2001 dönemde Gagauz Özerk Bölgesi'ndeki tarım işletmeleri tarafından üretilen ana tarım ürünleri miktarları aşağıdaki tablo'da görünmektedir:






    İç Ticaret ve Hizmetler:

    2000 Yılında perakende satış cirosu 76 milyon ML tutarında gerçekleşmiştir (1999 yılına göre % 88,1). 1 Ocak 2001 tarihi itibariyle perakende ticaretteki 46 günlük ticareti temin eden mal stoku 12 milyon ML tutarındaydı.
    Kaynak: M.C. Ekonomi ve Reformlar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Moldova Cumhuriyeti'nin 2000 yılındaki Sosyo-Ekonomik Evrimi" adlı kitap.


    Ocak-Eylül 2001 döneminde perakende satış cirosu 72 milyon ML tutarında gerçekleşmiştir (2000 yılının aynı dönemine göre % 121). 1 Ekim 2001 tarihi itibariyle perakende ticaretteki 50 günlük ticareti temin eden mal stoku 17 milyon ML tutarındaydı.



    İhracat Verileri:
    Gagauz Bölgesi'nin 2001 yılında gerçekleştirdiği ihracatın ülkelere ve ürünlere göre dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:



    Ulaştırma:

    2000 Yılında nakliyat şirketleri tarafından 2,3 bin ton eşya (1999 yılına göre % 62) ve 383,5 bin yolcu (1999 yılınna göre % 84) taşınmıştır.
    Kaynak: M.C. Ekonomi ve Reformlar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Moldova Cumhuriyeti'nin 2000 yılındaki Sosyo-Ekonomik Evrimi" adlı kitap.


    Eylül 2001 döneminde nakliyat şirketleri tarafından 1,4 bin ton eşya (2000 yılının aynı dönemine göre % 67) ve 291,5 bin yolcu (2000 yılının aynı dönemine göre % 106) taşınmıştır.



    Valkaneş Serbest Bölgesi:

    Moldova Cumhuriyeti
    Gagauz Yeri Özerk Bölgesi
    Vulkaneşti şehri
    Korolenko sokağı, 6.
    Tel.: (373 - 253) 2-25-68
    E-mail: [email protected]



    Gagauz Bölgesi'nin ilk serbest girişimcilik bölgesi olan Valkaneş Sanayi Parkı 143,7 Hektarlık arsaya sahip olarak Moldova Cumhuriyeti.nin güneyinde üç ülkenin (Moldova, Romanya, Ukrayna) kavuştuğu yerde bulunmaktadır. Romanya ile sınıra kadar 35 km, Ukrayna ile sınıra kadar 1 km. Serbest Girişimcilik Bölgesi, Tuna nehri üzerindeki Reni Deniz Limanı (Odesa Bölgesi, Ukrayna, 38 km.) ve Galats Deniz Limanı (Romanya, 48 km.) ile bağlayan ana demiryolu hattının yanında bulunmaktadır. Odesa şehri 260, Kişinev şehri 180 km. uzaklıktadır.


    Valkaneş Sanayi Parkı Serbest Girişimcilik Bölgesi ile ilgili Kanun Moldova Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından 19 Şubat 1998 tarihinde kabul edilmiştir. Serbest Bölgenin kuruluş amacı yabancı yatırımı ve teknolojiyi çekmektir. Bölgenin faaliyet süresi 25 yıl olarak belirlenmiştir. Moldova Cumhuriyeti Kanununda, bölgede faaliyet gösteren firmalar için elverişli iş şartları sağlayan garantiler ve muafiyetler öngörülmüştür. Bölgenin yönetim organı Moldova Cumhuriyeti Hükümeti tarafından atanan Genel Müdürünün başında olduğu idaredir. Serbest Bölgenin Idaresi, bölgenin ekonomi hayatının geliştirilmesi ile ilgili konularda geniş yetkilere sahiptir. Serbest Bölgede, yabancı sermayenin de payı olan Moldova'daki gerçek ve tüzel kişiler ve tamamen yabancı şirketler faaliyette bulunabilir. Serbest Bölgede faaliyet gösterecek firmaların tescili bölgenin idaresi tarafından yapılmaktadır.


    Valkaneş Sanayı Parkı Serbest Girişimcilik Bölgesi'nde şu faaliyet türleri belirlenmiştir:


    * Ekoloji açıdan temiz sanayi üretimi
    * Nakliyat, depo ve iletişim hizmetleri
    * Inşaat
    * Finans aracılığı
    * Toptan ticaret
    * Gayri menkul ile ilgili muameleler
    * Ferdi hizmetler
    * Otelcilik ve lokantacılık

    Serbest Bölgede Vergi ve Gümrük Rejimi


    1 Serbest Bölgede faaliyet gösteren işletmeler gelir vergisini, Moldova Cumhuriyeti'nde belirlenmiş hadden % 45 i oranında ödemektedir. Serbest bölgede üretilen malın % 80'i ihraç edildiği takdirde, bu oran % 30'a kadar düşmektedir. Üretimin artırımı için veya bölgenin altyapısına yatırılan gelir vergilendirmeye tabi değildir.


    2 Yatırım yapan şirketler cirosuna göre vergiden muaf tutulmaktadır.
    -En az 250.000 ABD Doları tutarında yatırım yapan üç sene,
    -500.000 ABD Doları tutarında yatırım yapan beş sene,
    -1.000.000 ABD Doları tutarında yatırım yapan şirketleri ise 10 sene süre için gelir vergisinden muaftır.


    3 Dolaylı vergiye tabi olan mallar Serbest Bölgeye getirildiğinde ve Bölgede üretilip Moldova Cumhuriyeti dışına ihraç edildiğinde, anılan vergiden muaftır. Belirtilen mallar Moldova'daki firmalara teslim edildiğinde dolaylı vergiye tabidir.


    4 Serbest Bölgeye getirilen ve Bölgede üretilen mallar ve hizmetler Moldova Cumhuriyeti'nin dışına çıkartıldığında KDV'den muaftır.


    Gümrük Vergisinden Muaf Olan Mallar
    a) Serbest Bölgeye son olarak tüketilmek üzere getirilen mal ve eşya,
    b) Serbest Bölgede üretilen ve Moldova Cumhuriyeti.nin dışına çıkartılan mallar,
    c) Menşe ülkesi ne olursa olsun Serbest Bölgeye getirilen ve Bölge üzerinden Moldova Cumhuriyeti'nin dışına çıkartılan mallar,
    2. Tamamen bölgede üretilen veya yeteri kadar işlenmiş mallar - Bölge menşeli sayılır. Bunun için;
    a) Gümrük mal listesindeki mal kodunun değişmesi veya
    b) Deklare edilen malın bedelinin en az % 50 oranda (Bölgede yapılan masrafların ilavesi sonucunda) artması gerekir.
    3. Serbest Bölgeye getirilen ve Bölgeden Moldova Cumhuriyeti iç pazarına çıkartılan mallar, ithal edilmiş parçanın bedeli üzerinden vergilendirilir.
    4. Serbest Bölge.de faaliyet gösteren işletmelerin kullanması için getirilen makinalar, teknik ekipman ve yedek parçalar gümrük vergisinden muaftır.
    5. Serbest Bölgede mal ihracatı-ithalatı lisansa ve kontenjana tabi değildir.


  10. #10
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart







    TACİKİSTAN TÜRKLERİ
    Prof. Dr. Nevzat Özkan

    İran ve Turan adıyla iki farklı coğrafya olarak kabul edilen Türk ve Fars ülkeleri hem dinî ve kültürel bakımdan hem de dil ve edebiyat bakımından birbirlerini etkilemişlerdir. Orta Asya’da, Afganistan’da ve Hindistan’da İran kültür dairesi ile iç içe geçmiş birçok topluluk bulunmaktadır. Bu tarihi ve kültürel mirasın günümüzdeki temsilcileri Batı Türkistan ve Afganistan’da yaşayan Taciklerdir.

    Türkistan’daki Tacikler Farsça konuşmalarına rağmen, Özbek Türkleri ile her bakımdan kaynaşmışlardır. Hiçbir zaman Türkistan’da dengeleri tek başına değiştirebilen bir güç olamayan Tacikler zaman zaman Özbek Türklerinin kontrolü altında yarı bağımsız devletler kurabilmişlerdir.

    19. yüzyılda Türkistan’ın Rus işgaline uğramasıyla Tacikistan da Rus kontrolüne girmiştir. Türkistan’ın özerk cumhuriyetlere bölündüğü 1924 yılında Özbekistan’a bağlı bir bölge haline getirilmiş, ancak 1929 yılında statüsü değiştirilerek 15 ittifak cumhuriyetinden biri olmuştur. 25 Ağustos 1990’da egemenliğini ilân eden Tacikistan, 9 Eylül 1991’de bağımsızlığını kazanmıştır.

    Tacikistan, bugün Batı Türkistan’da bulunan beş bağımsız devletten biridir. Tacikistan geçmişte olduğu gbi bugün de Türk Toplulukları ve Taciklerin iç içe yaşadıkları bir ülkedir.

    Tacik adı bir görüşe göre bir Arap kavminin adı olan taç adından ; bir başka görüşe göre de Türkçe yabancı anlamına gelen tat sözüne –cik küçültme ekinin gelmesiyle türemiştir.

    1989 nüfus sayımına göre, 5.089.593 insanın yaşadığı Tacikistan’ın bugünkü nüfusu 5,4 milyon kadardır. Tacikler 3,5 milyon nüfusla kendi cumhuriyetlerinin %60’ını oluştururlar. Ülkedeki en önemli ikinci güç olan Özbeklerin nüfusu 1,5 milyon kadardır. Diğer Türk topluluklarından Tatar, Kırgız ve Türkmen Türkleri 165 bini aşkın nüfuslarıyla Tacikistan nüfusunun % 3’ünü oluştururlar. Tacikistan’daki son olaylarla adı duyulmaya başlayan Lakay Türkleri ülkenin Dursunzade bölgesinde yaşarlar. Sünnî Müslüman olan bu topluluğun nüfusu 800 bin olarak tahmin edilmektedir.

    Tacikistan’da 1989 yılı Temmuz ayı itibariyle Tacikçe millî dil ilan edilmiştir. Ancak 1996’dan sonra Kazakistan ve Kırgızistan’da olduğu gibi Tacikistan’da da Rusça resmî dillerden biri haline gelmiştir.

    Tacikistan’da ilk ve orta öğretim Tacikçe’dir. Ancak bazı okullarda Rusça ve Özbek Türkçesi ile de eğitim yapılmaktadır. Aynı şekilde gazete ve dergi yayınları Tacikçe, Rusça ve Özbek Türkçesiyledir. Televizyon ve radyo programlarında Özbek Türkçesine sıkça yer verilmektedir. Özbekistan’da da Tacikçe yayınlar devam etmektedir.



    ÖZET BİLGİLER

    Resmi Tacikistan Cumhuriyeti
    Yönetim Biçimi Cumhuriyet
    Resmi Dili Tacikçe
    Başkenti Duşanbe
    Yüzölçümü 143.100 km2
    Nüfusu ( 1 Ocak 2001 ) 6.250.000 (Tacik %80, Özbek %15, Rus %1, Diğer %4)
    Para Birimi Somoni
    Para Birimi Paritesi 1 USD = 2,60 Somoni (Şubat 2002 itibariyle)
    Toplam Dış Borç (2000) 1,2 Milyar ABD Doları
    İstihdam (2000) 1,7 Milyon kişi
    İşsizlik Oranı (2000) % 3,1
    Enflasyon (TÜFE - 2000) %60,6
    Cari İşlemler Dengesi (2000) -61 Milyon ABD Doları
    Dış Ticaret Dengesi (2000) -47 Milyon ABD Doları
    Üyesi Olduğu Uluslararası Kuruluşlar CCC, CIS, EAPC, EBRD, ECE, ECO, ESCAP, FAO, IBRD, ICAO, ICRM, IDA, IFAD, IFC, IFRCS, ILO, IMF, Intelsat, IOC, IOM, ITU, OIC, OPCW, OSCE, UN, UNCTAD, UNESCO, UNIDO, UPU, WFTU, WHO, WIPO, WMO, WTO (gözlemci).

Sayfa 1 Toplam 4 Sayfadan 123 ... Sonuncu

Giriş

Giriş