Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir? Dünyanın en büyük şairlerinden olan bu büyük üstadın hayatı hakkında bilgi sahibi değilseniz,ömrünüzde büyük bir eksiklik var demektir. HAYATI: Tam adı Doktor Seyyid Muhammed Hüseyin Behcet Tebrizî”dir. Bunlardan Muhammed Hüseyin şairin küçük adı, Behcet Tebrizî soyadı, (Seyyid) peygamber soyundan geldiği için) lakabı, Doktor muhtemelen tıp fakültesinde okuduğundan dolayı söylenen bir hitab sözü, Behçet aynı zamanda ilk mahlası, Şehriyar ise

Bu konu 1966 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir? 1966 Reviews

    Konuyu değerlendir: Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1966 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir?

    Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir?



    Dünyanın en büyük şairlerinden olan bu büyük üstadın hayatı hakkında bilgi sahibi değilseniz,ömrünüzde büyük bir eksiklik var demektir.
    HAYATI:

    Tam adı Doktor Seyyid Muhammed Hüseyin Behcet Tebrizî”dir. Bunlardan Muhammed Hüseyin şairin küçük adı, Behcet Tebrizî soyadı, (Seyyid) peygamber soyundan geldiği için) lakabı, Doktor muhtemelen tıp fakültesinde okuduğundan dolayı söylenen bir hitab sözü, Behçet aynı zamanda ilk mahlası, Şehriyar ise daha sonraki mahlasıdır. Şair ülkesinde ve dünyada mahlası olan Şehriyar olarak tanınmaktadır.

    Doğum tarihi kaynaklarda çok çeşitli olmakla beraber 1904 yılında Tebriz”in Bağmeşe mahallesinde doğmuş olmalıdır. Babası Tebriz”in ünlü avukatlarından kemal ve faziletle şöhret bulmuş Hacı Mir Ağa, annesi ise Kövkeb hanımdır.
    Şehriyar”ın çocukluk yılları Tebriz”deki Meşrutiyet devrine rastlamaktadır. Tahsil hayatı ile ilgili bilgiler karışıktır. İlk tahsilini babasından almış ve küçük yaşlardan itibaren şiire yatkınlık gösterdiğinden. o devirde okutulması adet olan Kuran-ı Kerim, Sadi”nin Gülistan”ı ve Ebu Nasri Ferahi”nin Nisab adlı Arapça Farsca manzum lugatiyle öğrenimine devam etmiştir. Daha sonra Molla İbrahim”den daha altı yaşında iken Gülistan ve Hafız dersi almıştır.

    İlk resmi öğretimine Tebriz”deki Medrese-yi Müttehide”de başlamıştır. Yaz mevsimininde ise Kayışkurşak”da aydın bir zat olan Molla İbrahim Halil”de eğitim ve öğretimine devam etmiştir. Orta tahsiline ise Füyuzat ortaokulunda başlamış ve dokuzuncu sınıfa kadar devam etmiştir. Ayrıca Tebriz”deki Talibiyye Medresesi”nde Arap dili ve edebiyatı okumuş, daha sonra 1921″de darülfünuna kaydolmuş ve 1923″de tıp fakültesine girmiştir. Ama tıp fakültesini maddi zorluklar yüzünden bitirememiştir. Şehriyar”ın sevdiği kızın adının Süreyya olduğunu biliyoruz. 1973 yılında yaptığı Tahran radyosunda yaptığı bir konuşmada Süreyya ile son defa Behcetabad”da buluşacaklarını ancak onun gelmediğini, ertesi sabah ise fakülteyi bitirmesine iki üç ay kala Tahran”dan sürgün edildiğini, Behcetabad Hatiresi şiirini bu buluşmaya hasrettiğini söylemiştir.

    Şairin devlet memurluğuna 1932 yılında başladığında bütün kaynaklar müttefiktir. Daha sonra Tahran”dan sürülmüş ve 1935 yılında tekrar Tahran”a dönmüş ve Ziraat Bankası”nda memuriyetine devam etmiştir.

    Şehriyar”ın hayatının önemli olaylarından biri de babasının ölümüdür. Babasının ölümümden ve 1935″de Tahran”a dönüşünden sonra şairin buhranlı bir döneme girdiğini görüyoruz. Şair bütün sevdiklerinden ve dostlarından uzaklaşır. Ruh çağırma seanslarına katılır, tasavvufa meyleder, hatta Zehebiye tarikatına intisab eder. Bu arada 1937 yılında dört ay süren bir Tebriz seyahati yapar. Şehriyarın bu bunalımlı durumu uzun sürer.

    Şair annesinin de ölümüden sonra uzun zaman kaldığı buhranlar ve hastalıklar geçirdiği Tahrandan aniden ayrılarak 1953 ortalarında anayurduna Tebriz”e döner. Buradaki Ziraat Bankası”nda çalışmaya başlar ve buradan emekli olur. Şehriyar, Tebriz”de en mühim eserini “Haydarbaba”ya Selam” ı yazar ve bastırır (1953).

    Şehriyar Tebriz”e yerleştikten sonra akrabalarından ilkokul öğretmeni ve kendisinden 35 yaş küçük Azize adlı bir kızla evlenir (20 Ağustos 1953) ve bir ev alır. Bu evliliğinden dört çocuğu olmuştur.

    Şehriyar 1964 yılında Hoşginab”a gider ve ikinci.Heyderbaba”yı yazar ve bastırır. 1976 yılında Tahran”a gider ve misafirlikte iken eşi Azize Hanım kalp krizinden vefat eder.

    Şairin Türkçe şiirlerinin büyük kısmı 1982″de Yahya Şeyda tarafından Tahran”da neşredilmiş 1984 yılında ise Tebriz Üniversitesi”nde yapılan bir törenle 80. yaş günü görkemli bir şekilde kutlanmıştır.

    Şehriyar ömrünün son yıllarında yaşlılığın verdiği zaafiyetle birçok kez hastalanmış ve nihayet 18 Eylül 1988″de vefat etmiş ve Tebriz”in ünlü Makberetü”ş-Şuara”da toprağa verilmiştir. Şehriyar”ın hatırasına hürmeten Tebriz”de hiçbir dükkan açılmamış ve bütün halk matem işareti olarak karalar giyinmiştir.

    Şehriyar anadili Türkçeden başka mükemmel derecede Farsca ve Arapça , iyi derecede Fransızca bilirdi. Gençliğinden beri musiki ile yakından ilgilenmiştir. Çok güzel tar çalan Şehriyar”a İran”ın meşhur musikişinaslarından Ebulhasan Seba, Dervişandan kalma kıymetli bir tar hediye etmişti. Şehriyar, İran”ın ünlü hanende ve sazendelerinden Ebulhasan Han İkbal, Kamer, Kerimağa Safi ile dost olmuş, Ebulhasan Seba dahil bir çoğunaölümleri vesilesiyle Farsca ve Türkçe mersiyeler yazmıştır. Şair emekliliğinden sonra Tebriz”de sade bir hayat sürmüştür. Küçük çocuklarını sevip okşayarak onlarla Tebriz sokaklarında gezintiye çıkan Şehriyar”ın bir zevkinin de güzel hattıyla Kuran ayetlerini istinsah edip dostlarına hediye etmek olduğu bilinir.

    Şehriyar usta şairliğinin yanında seyit (peygamber soyundan gelen) olması yönüyle de halk arasında büyük saygı ve sevgi görmüştür. Şair emeklilik günlerinde maddi sıkıntılar içinde olmuş, 1976″da bulunduğu Tahran”da Ettelaat gazetesine verdiği demeçte 22 yıldan beri aynı elbiseyi giydiğini söylemiştir.

    İran edebiyatındaki yeri dolayısıyla birinci dereceli Maarif nişanı ile taltif edilmiş, Tebriz Üniversitesi edebiyat fakültesinin en büyük anfisine ve Tebriz”deki okullardan birine onun adı verilmiştir. Ayrıca daha sağlığında 16 Mart günü şehriyar günü olarak kabul edilmiş, ölümünden sonra da evi müze haline getirilmiştir.

    İran”ın ileri gelen şair ve yazarları tarafından da övülen Şehriyar”ın Kitapça”sında yazdığı önsözde Şehriyar”ı “Yalnız İran”ın değil, bütün şark aleminin iftiharı” olarak takdim etmiştir.

    ESERLERİ:

    Heyderbaba”ya Selam (yazılışı 1953, basılışı 1954)
    Türkün Dili (1969)
    Memmed Rahim”e Cevab (1967)
    Sehendim (1970)
    Behcetabad Hatiresi
    El Bülbülü
    Süleyman Rüstem”e Cevaplar
    Döyünme ve Söyünme
    Getme Tersa-Balası
    Naz Eylemisen
    Türk Evladı Gayret Vahtıdır
    Derya Eledim
    Türkiye”ye Heyali Sefer



    EL KİMİN:

    Şehriyar’ım gözüm yaşı sel kimin,
    Garip sen mi vetanında el kimin,
    Sevdan üreğimde kara yel kimin,
    Heç elden özgeye gardaş olar mı?
    Haramzadalardan yoldaş olar mı?

    Gurt gurtnan dolaşır, itler it inen,
    Gurt şikarnan doyar, itler küt inen,
    Yanaşmanın goynu dolar pit inen
    Heç elden özgeye gardaş olar mı?
    Fars, Çin, Urustan yoldaş olar mı?

    Oğuz Atam bizi görse neyliyer,
    Dövüner dizini helak eyliyer,
    Yeğin geyze gelir, gönü göynüyer,
    Heç elden özgeye gardaş olar mı?
    Yılandan, çiyandan yoldaş olar mı?

    Bed-güman değilem Allah kerimdir,
    Turan hayalimdir, etim, derimdir,
    Böyyük Asya nece olsa benimdir,
    Gurt yuvalarına tilki dolar mı?
    Ayıdan, Moskof’tan yoldaş olar mı?

    Şehriyar’ım, incinmeyin sözüme,
    Dost acı danışar dostun özüne
    Gah ağlaram, gah vururam dizime
    Heç elden özgeye gardaş olar mı?
    Hayından, uğrudan yoldaş olar mı?
    Haydar Baba’ya Selam’dan:

    Haydar Baba’ya Selâm

    Heyder Baba, ildırımlar şahanda,
    Seller sular şakgıldıyup ahanda,
    Gızlar ona sef bağlıyup bahanda,
    Selâm olsun şovketüze, elüze,
    Menim de bir adım gelsün dilüze.

    Heyder Baba, kehliklerün uçanda
    Kôl dibinnen dovşan galhıp gaçanda,
    Bahçalarun çiçeklenüp açanda,
    Bizden de bir mümkin olsa yad ele
    Açılmayan ürekleri şad ele.

    Heyder Baba, gün daluvı daglasın,
    Uzün gülsün, bulahların ağlasın
    Uşahların bir deste gül bağlasın
    Yel gelende ver getirsin bu yana.
    Belke menim yatmış behtim oyana.

    Karı mene gece nağıl deyende,
    Külek kalhıp kap-bacanı dövende
    Kurd geçinin Şengilisin yeyende,
    Men kayıdıp bir de uşak olaydım.
    Bir gül açıp ondan sonra solaydım.

    Göz yaşına bahan olsa, kan ahmaz.
    İnsan olan hançer beline tahmaz,
    Ama keyf, kor tutdugun burahmaz,
    Behiştimiz cehennem olmaktadır
    Zilhicremiz Muharrem olmaktadır.”


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Üstad Şehriyar Kimdir? Eserleri Nelerdir?

          Kategori: Azerbaycan Şahsiyetleri

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1966

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş