Bir millet, iki dövlet
Eyni arzu, eyni niyyet
Her ikisi cümhuriyyet
Azerbaycan-Türkiye
Koca çınarın iki büyük dalını anlatan bu dizeleri yazan yorgun, ama mutlu yürek; azadlıktan tam 18 yıl sonra 13 Şubat 2009 günü sustu…
Arka arkaya birer yıl arayla Cengiz Aytmatov ve Bahtiyar Vahapzade gibi iki büyük mütefekkirini(düşünür) yitiren Türk Dünyası, onları insanlık yaşadıkça gururla anacaktır.
"Hakkın yolu öz yolumdur,
Eğilmeyen düz yolumdur"
Diyen XX. Yüzyılın büyük düşünürü, sadece kardeş Azerbaycan’ın değil, bütün Türk Dünyası ve Türkiye’nin de millî şairi idi. Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi O’nun ses bayrağının altında gerçekleşti, tıpkı Mehmet Akif Ersoy gibi… Bu uğurda çok çile çekti, ama huzur içinde, vatanının bağımsız olduğunu, kardeş Türkiye ile kucaklaştığını görerek hakka yürüdü…
“Zulme garşı isyankâram, ezilsem de susmaram!”
KGB zindanlarında susturulan Ahmet Cevat’ın “Susmaram” şiirinin son dizesi, tüm Azeriler gibi Bahtiyar Vahabzade’nin de parolasıydı. Öğretmen olduğum yıl ilk kez bir Azeri ile karşılaştım. Ev sahibim Ahmet Cevatlı ve Alman asıllı eşi Tatyana, Almanya Münih’te yaşıyor, yaz tatillerini Türkiye’de geçiriyorlardı. Arada Azerbaycan’dan gelen konukları oluyordu. Tarihçi olduğum için onları görünce yüreğimde farklı bir duyarlılık oluşuyordu. Hasret, hicran, esaret duygusu; 1989’da Azerbaycan’dan gelen konuklardan Zakatala’da yaşayan Dr.Zeynâb Mecidova ve Yusuf adında bir yakınının gözlerinden yüreğime aktı. Yemeğin sonlarına doğru, içimden geçenleri dillendirdim:
“Gün gelecek Birleşmiş Milletler binasında bir masa etrafında oturan delegeler arasında üç Cevatlı olacak; Türkiye, Almanya ve Azerbaycan delegeleri!..”
Ahmet Amca’nın “Ah.. nerde…” deyişi ortalığı çınlatırken, Dr.Zeynâb’ın güzel yeşil gözleri buğulandı, Yusuf Efendi ise boynunu büktü ve fısıldar gibi konuştu:”Zor.. çok zor…” Bizden biri haline gelen Tatyana ise sırtımı sıvazlayarak “İnşallah! İnşallah…” dedi.
Bu sahneyi, 1991’de o bağımsızlık coşkusunu onlardan uzak, ama aynı duygularla yaşarken ve Bahtiyar Vahapzade’nin vefatını duyarken hatırladım. İmkansız denilen bir şeyin, o heyula gibi Türklüğün üzerine çöken SSCB’liğinin dağılacağı, bağımsız olacakları içime o gün doğmuştu. Bunda Anadolu’daki kardeşlerinin yenilmez emperyalistlere karşı,Kurtuluş Savaşını kazanmış olmalarının verdiği gururlu düşünce etkili olmuştu.
Bugün, Türk ve Azeri delegeleri, uluslar arası her görüşmede birbirlerine örnek bir dayanışma sergiliyor.
Öğrencilik yıllarımızda O’nun dizelerini ve Zeynep Hanlarova’nın sesini, doğudaki kardeşlerimiz bize masallardaki Kafdağı kadar uzak iken tanımıştık. SSCB’nin hüküm sürdüğü o yılarda Kırgızistan’da Cengiz Aytmatov, Kırım’da Mustafa Cemiloğlu, Azerbaycan’da Bahtiyar Vahapzade ve Ebülfeyz Elçibey gibi şair ve düşünürler, bağımsızlık ve özgürlüğün birer çığlığı, kıvılcımı olan efsane kahramanlardı!
Azerbaycan’ın en ünlü şair, dramaturg, bilim adamlarından biri olan Bahtiyar Vahapzade, 1925 yılında Şeki şehrinde dünyaya geldi. 1934 yılında ailesi ile birlikte Bakü'ye göç edip, eğitimini Bakü’de tamamladı.
İlk şiirlerini İkinci Dünya Savaşı yıllarından yazmaya başlayan ve 1945 yılında Azerbaycan Yazıcılar Birliği’ne üye olarak kabul edilen Vahapzade, 1947'de Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi’nden mezun oldu. 1951 senesinde bu fakülteye öğretim üyesi olarak girdi. "Samet Vurgun'un Lirizmi" adlı tezini 1951'de hazırladı. "Samet Vurgun'un Sanatkarlık Yolu" adlı teziyle 1964'te doktor oldu. Aynı zamanda milletvekili olarak görev yaptı. Çok sayıda ilmi kongrelere katıldı, seyahatler yaptı. Almanya'daki Türk işçileri üzerinde araştırma ve incelemelerde bulundu. Türkiye'ye birçok kez geldi. Türkiye'den Bakü'ye giden pekçok ilim, kültür ve sanat heyetiyle görüşüp, fikir alışverişinde bulundu.
Ülkemizde 1972 yılından itibaren tanınmaya başlayan Bahtiyar Vahabzade'nin şiirleri ve edebi kişiliğiyle ilgili bilgiler, çeşitli bilim adamları ve dergiler tarafından yayınlandı.
1940 yılından emekliye ayrıldığı 1990 yılına kadar 50 yıl boyunca çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı. Sovyetler döneminde çeşitli ödüller, 1985 yılında ‘Azerbaycan Halk Şairi’ ünvanını alan Vahapzade'ye eski cumhurbaşkanı Haydar Aliyev tarafından da 1995 yılında Azerbaycan halkının bağımsızlık mücadelesine yaptığı katkılardan dolayı ‘İstiklal Madalyası’ verildi. Bahtiyar Vahapzade, dört kez Azerbaycan Yüksek Sovyeti’nde, bir dönem de Azerbaycan Milli Meclisi’nde milletvekilliği görevinde bulundu.
Bahtiyar Vahapzade, 1960'larda başlayan bağımsızlık ve özgürlük hareketlerinin öncülerindendi. Azerbaycan’ın ikiye bölünmesi sonucu mazlum Azeri halkının yaşadığı felaketleri edebi eserlerinde anlattı.
13 Şubat Cuma günü 84 yaşında hayata veda eden azaldık şairi, birkaç ay arayla, Cengiz Aytmatov’un ardından kültür hayatımızdan kayan ikinci yıldız oldu. O topraklar, yanık ozanlar yurdudur. Azeri Türkleri, Türkiye Türklerine en yakın Türk topluluğudur. Bahtiyar Vahapzade bu yakınlığın en büyük sembolü ve temsilcisiydi! Afrasyab(Oğuz Kağan), Bilge Kağan, Alp Arslan’ın, Dede Korkut’un temsilcisi, Mehmet Akif’in ruh kardeşiydi!
Ruhu şad mekanı uçmak(cennet) olsun…
ESERLERİ
Azerbaycan ile Türkiye arasında köprü vazifesi gören Bahtiyar Vahabzade, 1960'larda başlayan hürriyet hareketlerinin öncülerinden biri oldu. 1959'da yazdığı Gülistan isimli şiirinde, İran ve Rusya arasında ikiye bölünen Azeri halkının yaşadığı felaketleri anlattı. Bu şiirinden dolayı 2 yıllığına üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı.
Halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini, yurtdışına kaçırarak yayınlatabildi. Vahabzade, Azerbaycan'da 'halk şairi' unvanıyla anılıyordu. 1995 yılında Azeri hürriyet mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı İstiklâl nişanı ile ödüllendirildi.
Bahtiyar Vahabzade, 40'ı aşkın şiir kitabı, 11 ilmi eser, 2 monografi, çeşitli piyesler ve yüzlerce makale yayınlamıştır. Eserlerinde genellikle hürriyet, vatan sevgisi, din-ahlâk gibi temaları işlemiştir.
Şiirler ve Manzum Hikâyeler
1-"Menim dostlarım", Azerneşr, 1949 , 2-"Bahar,Genclik, 1950 ,3-"Dostluq neğmesi", "Genclik", 1952 ,4- "Edebi heykel", Azerneşr, 1951 ,5- "Çinar", "Genclik", 1956 ,6- "Sade adamlar", Azerneşr, 1956 , 7- "Ceyran", "Genclik", 1957 , 8- "Aylı geceler", Azerneşr, 1958 , 9- "Şebi hicran" (Füzuli haqqında poema), "Genclik", 1959 , 10- "Şerler ve poemalar", Azerneşr, 1961 , 11- "İki poema", "Genclik", 1962 , 12- "İnsan ve zaman", Azerneşr, 1964 , 13- "Bir ürekde dört fesil", Azerneşr, 1966 , 14- "Seçilmiş eserler", 1967 , 15- "Kökler-budaqlar", "Genclik", 1968 , 16- "Deniz-Sahil", "Genclik", 1969
17- "416", "Genclik", 1970 , 18- "Bir baharın qaranquşu", "Genclik", 1971
19- "Dan yeri", "Genclik", 1973 , 20- "Seçilmiş eserler" (I cild, şerler), Azerneşr, 1974 , 21- "Seçilmiş eserler" (II cild, poemalar), Azerneşr, 1974 , 22- "Açıq söhbet", "Genclik", 1977 , 23- "Açılan seherlere salam", 1970 , 24 "Piyesler", "Genclik", 1980 , 25- "Payız düşünceleri", "Yazıçı", 1981
26- "Her çiçekden bir leçek" (Dünya poeziyasından nümunelerinden tercümeler), "Yazıçı", 1982 , 27- "Seçilmiş eserler" (2 cildlik), 1983-1984
28- "Özümle söhbet", Azerneşr, 1985 , 29- "Axı, dünya fırlanır", "Yazıçı", 1987 , 30- "Seher", "Genclik", 1986 , 31- "Lirika", Azerneşr, 1990 , 32- "Şehidler", Azerneşr, 1990 , 33- "Nağıl-heyat", "Yazıçı", 1991 , 34- "Ümide heykel qoyun", "Yazıçı", 1991 , 35- "Vetendaş", "Genclik", 1994 , 36- "Feryad", "Azerbaycan", 1995 , 37- "Körppü çaydan uzaq düşüq", "Azerbaycan", 1996 , 38- "Bir ömür yuxu", "Azerbaycan", 1998 , 39- "İstiqlal", "Genclik", 1999 , 40- "Ağıl başqa, ürek başqa", "Azerbaycan", 2000 , 41- "Sandıqdan sesler", "Tefekkür", 2002
Piyesler
1- "Vicdan" - 1960 , 2- "İkinci ses" - 1968 , 3- "Yağışdan sonra" - 1971 , 4- "Yollara iz düşür" - 1974 , 5- "Cezasız günah" - 1975 , 6- "Dar ağacı" - 1978
7- "Feryad" (Nesimi) - 1984 , 8- "Hara gedir bu dünya" - 1990 , 9- "Özümüzü kesen qılınc" - 1998
İlmî ve Fikrî Kitapları
1-"S.Vurğunun lirikası", Universitet neşriyyatı , 2- "Semed Vurğun" (monografiya), "Azerneşr", 1968 , 2- "Veten ocağının istisi", "Genclik", 1982 , 3- "Gelin açıq danışaq", Azerneşr, 1989 , 4- "Senbe gecesine geden yol", Azerneşr, 1991 , 5- "Yanan da men, yaman da men", "Göytürk", 1995 , 10- "Leyaqet", "Azerbaycan", 1998 , 6- "Zaman ve men", "Genclik", 1999
7- "Semed Vurğun" (rus dilinde, E.Talıblı ile birlikde), "Azerbaycan", 2000
Hatıra-Seyahatname eserleri:
1-Sanatkar ve Zaman, Genclik", 1976 , 2-Sadelikte Büyüklük, "Yazıçı", 1978 , 3-Derin Katlara Işık,Yazıcı,1986
Türkiye'de Basılan Eserleri
Ömürden Sayfalar (Ötüken, 2000)
Vatan, Millet, Ana dili (Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, 2000)
Soru işareti (Kaynak yayınları, 2002 )
(Türkiye Türkçesine 15 kitabı aktarılmıştır. )
Diğer Dillere Çeviriler
Rusca 14 kitap
İran'da 5 kitap
Ermenice 3 kitap
Özbek Türkçesi 2 kitap
Almanca 2 kitap
İngilizce 2 kitap
Türkmen Türkçesi 1 kitap
Bahtiyar Vahabzade’nin şiirleri; olgunluğu, çağdaşlığı ve orijinalliği ile seçilir. O’nun bütün eserlerinde, dünyaya felsefi bir bakış temel yer tutar. İnsan ve tabiat bütünlüğünü esas alan lirik ve epik anlatıma dayanan Bütörlük Akımının temsilcilerinden olan Bahtiyar Vahabzade klasik ve yeni Azeri şiirinde mevcut bütün özellikleri de şiirlerinde toplamıştı. Vatan, millet, aile, tabiat, dil, azadlık (hürriyet) hasreti gibi temaları, en güçlü ve derinleme ifadelerle anlatmıştır. Zaman zaman aruz veznini kullanan ve serbest mısra denemeleri yapan şair, en fazla hece veznini kullanmıştır. Fuzuli başta olmak üzere Azeri divan ve halk şiirinin ustalarına büyük saygı ve hayranlık besleyen Vahabzade, klasik şekiller içinde de yeni meseleleri ve uyarıcı konuları rahatça dile getirmiştir.
Bahtiyar Vahabzade'ye göre; şair ve şiir vatan sevgisinin, millet aşkının kor halinde temsilcisi olmalıdır. Milli kültürü, sanat, vatan sevgisini, aile sıcaklığını, ana, kardeş, evlat muhabbetini en güzel ve en güçlü olarak anlatmalıdır. Şair hak ve hakikat yolunda her türlü mücadeleyi yapmalıdır. Bir milletin maneviyat ve mukaddeslerine alt yapı olan değerleri, şair canı pahasına korumalı ve sevdirmelidir.
Bahtiyar Vahabzade kendini kaybetmiş, Ruslara kapılmış, yabancı değer ve törelere hayran ve rastgele modalara düşkün bazı zümreleri şiirlerinde kınamış ve hicv etmiştir. Taklitçiliği kötü bir şahsiyetsizlik ve insaniyetsizlik saymıştır. Kendisine sorulan bir soruya; "Benim Türk gençlerine, aynı zamanda Azerbaycan gençliğine sözüm şudur: "Kökten, soydan ayrılmayın"... Türk gençleri batıya çok meylediyorlar. Oysa ki Türk gençlerinin batıdan bazı teknik verimlerin dışında alacakları şey yoktur..." diye cevap vermiştir.
Azerbaycan şiirinin en büyük temsilcilerinden olan Bahtiyar Vahabzade şiirlerinde söylemek istediğini doğrudan söyler. Dolaylı ve mecazlı anlatımlara önem vermez. Şiirle ilgili birçok makale ve çalışmasında bu ve diğer önemli konulara yer vermiştir.
Bahtiyar Vahabzade'ye göre anlaşılabilmek herşeyden önce gelir. Günümüz şairlerinin anlaşılmamayı meziyet saymaları onun en çok tenkid ettiği konular arasındadır. Çalışmalarında halk tarafından anlaşılmayı, onlara ulaşmayı düstur olarak kabul eder.
Şiirlerinden bir demet:
ANA DİLİ
Dil açanda ilk defa 'ana' söylerik biz
'Ana dili' adlanır bizim ilk dersliyimiz
İlk mahnımız laylanı anamız öz südüyle
İçirir ruhumuza bu dilde gile-gile.
Bu dil - bizim ruhumuz, eşgimiz, canımızdır,
Bu dil - birbirimizle ehdi-peymanımızdır.
Bu dil - tanıtmış bize bu dünyada her şeyi
Bu dil - ecdadımızın bize goyup getdiyi
En gıymetli mirasdır, onu gözlerimiz tek
Goruyub, nesillere biz de hediyye verek.
Azerbaycan Türklerine karşı girişilen 19 Ocak Kırgını'na kayıtsız kalmayarak. fikrini ve ıstıraplarını açıkça dile getirdiği; milletinin çocukları için döktüğü gözyaşlarını topladığı şiiri, Bahtiyar Vahabzade'nin ölçüsüz vatan sevgisinin bir ifadesidir.
ŞEHİTLER
Şehitler bu toprağa, halka secde kıldılar
Haksızlığın üstünden Hakk'a köprü saldılar
Vatanı sevmek için günahkar sayıldılar
Vatanı sevmek niçin günah olmuş ay Allah?
BENDEN HABERSİZ
Ömrün fasılları tez geldi geçti
Yazı verimlidir, kışı verimsiz
Bir gün gördüm ki, güçten düşmüşüm
Yıllar öz atını sürdü eğersiz.
Ülkü olan yere baş koyan yıllar
Gamlı gözlerime yaş koyan yıllar
Ey yaşım üstüne yaş koyan yıllar
Nere kaçarsınız benden habersiz?
İSTANBUL
Bugün bir ayağı Avrupa’dadır.
Bir ayağı Asya’da
Türkün.
Kulaklarında motor sesi,
Dilinde Kur’an sesi,
Türkün.
Zaman onu dillendirir,
Asrın ahengine ses verir,
Düşünüp derinden;
Ancak babası çeker eteklerinden,
Çırpınır şehir
İkilik içinde.
Düğüm düğüm olmuş fikirler
Asrın keşmekeşinde.
Bir şehirde buluşur
İki dünya, iki âlem.
Bulacaktır eminim,
Türkoğlu hak yolunu.
O, şimdilik seyreder
Sağını,
Solunu...
Yüreği şark yüreği,
Aklı Garp aklıdır
Türkün.
Bu tezattan sinesi dağlıdır.
Türkün.
ELVEDA
Diyorum
Sefası bitti ömrümün
Şimdi dağa çıkarım, düze elveda
Düze duman çöker, düze kar yağar
Bahara elveda, yaza elveda...
Bahtiyar
Derinde sızlayıp yaran
Kalbini dağlayıp üzer her zaman
Göze hüzün çöker, göze yaş dolar
Sevince elveda, düşe elveda...
Şimdi özkökünden süzülen benim
Özge budaklara dizilen benim
Şimdi ne sen sensin, ne de ben benim
Biz ki biz değiliz, bize elveda.
Koca çınar, Atatürk'ün özdeyişlerini her vesileyle dile getirirdi:
"Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, ilk önce bu sayygıyıhissen, fiilen kendi benliğimize ve milliyetimize gösterelim. Bilelim ki, milli benliğini bulamayan milletler, başka milletlerin şikar(av)ıdır."
Son mesajı: "Yüzümü büyük Türkiye'ye çevirerek diyorum: ..Ortak atamız Bilge Kağan'ın sözlerini küpe yap: 'Ey Türk silkin ve kendine dön!'"
KAYNAKLAR.
-Bahtiyar Vahabzade: Ömürden Sayfalar, Ötüken Yayınları, İstanbul 2000, s. 263-265.
-Dr. Erdal Karaman : “Bahtiyar Vahabzade’nin Ana Dili Uğrunda Verdiği Mücadele”
-Dr. Erdal Karaman : “Bahtiyar Vahabzade’nin Türkiye Sevdası”- Qafqaz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Bakü /AZERBAYCAN, erdalkaraman@ yahoo.com
-Hüsniye Zal Mayadağh, Bahtiyar Vahabzade'nin Hayatı ve Eserleri, Ankara 1998, s. 163.
-Ulusal Basın
-www.kerkük.net
-http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=News&file=article&sid=1282
-Resmi web sitesi:
[Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
-www.sanatakademi.net