Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar) Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlar'dan, Güney İran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının, hiç olmazsa, Ak Hun (Eftalit) devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché'lere (Kao-kü = Uygurların ataları) bağlı Hua kolu mensuplarının Cungary bozkırlarından Horasan bölgesine geçerek, 5. asrın ortalarına doğru bir siyasî

Bu konu 1976 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar) 1976 Reviews

    Konuyu değerlendir: Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar)

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1976 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar)

    Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar)



    Büyük kısmı Volga'dan batıya geçen Hunlar'dan, Güney İran'a ve Batı Afganistan'a inen bir bölük olduğu tahmin edilen Orta Doğu Hunlarının, hiç olmazsa, Ak Hun (Eftalit) devleti hanedan ailesi ile hakim zümresini teşkil ettikleri ileri sürülmüş; veya bu devlet, Töleslerden Chao-ché'lere (Kao-kü = Uygurların ataları) bağlı Hua kolu mensuplarının Cungary bozkırlarından Horasan bölgesine geçerek, 5. asrın ortalarına doğru bir siyasî teşekkül haline gelmesi ile ilgili görülmüştür. Hun tarihinin bu noktası, oldukça karanlık bir manzara taşımaktadır. Hakimiyetini, Hazar kıyılarından Kuzey Hindistan'a, Afganistan'a, İç Asya'ya kadar genişleten bu kavmin veya kavimler topluluğunun, çeşitli vesikalarda birbirinden farklı adlarla anılması, durumu daha da karıştırmakta gibidir. Vaktiyle Ed. Chavannes, Yetaların neşet ettiği Hua (Hoa) topluluk adı ile "Hun" kelimesinin yakın ilgisi bulunduğunu düşünmüş ve J. Marquart, türlü adlarla zikredilen bu kavmin, Priskos'taki Kidarita'lardan (Sasanî İmparatorluğu hududunda, Kafkaslar'da oturan Hunlar) ibaret olduğunu ileri sürmüştü. Bizanslı tarihçi Theophanes'e (8. asrın 2. yarısı) göre "Ephtalit" adı, Sasanî İmparatoru Peroz'u (Fîruz. 459-484) mağlup eden Hun hükümdarı Ephtalanos'tan alınmıştır. Bu adın, aslında, Eftalit paraları üzerinde görülen Hephthalkhion olduğu ve birinci kelimenin sülale adını, ikincisinin de kavim ismini gösterebileceği bildirilmiştir. Diğer taraftan, İskenderiyeli Kosmas Indikopleustes (545-549 arası) ile Bizans tarihçisi Prokopios'un (545-550 arası) eserlerinde ve eski Hind vesikalarında aynı kavimden Ak Hunlar (Bizans: Devkhoi Ounni; Hind: Şveta-Huna) diye bahsedilmiştir. 520 yılında, Ak Hun - Eftalit hükümdarını ziyaret eden Çinli seyyah Song Yün'ün notlarından, bu kavmin Hunlarla akrabalığı anlaşılıyordu. 5. asrın ilk yarısında Sasanîlerle çarpışan Ak Hun hükümdarı, "Khakan" unvanını taşıyordu ve Afganistan bölgesindeki Ak Hun prensinin unvanı da "Tegin" idi. Bölge yerli halkının İranî asıldan olduğu şüphesizdir. Ak Hun-Eftalit meselesi, son zamanlarda, bilhassa K. Czegledy'nin geniş araştırması ile, oldukça açıklık kazanmış görünüyor. Buna göre, tarihî gelişme, 350 yıllarında Altaylar havalisinden batıya doğru cereyan eden büyük göç hareketi ile ilgilidir. İç Asya'da, Hun idaresinden sonra iktidara gelen Sienpilerin yerine kurulan büyük Juan-juan devletinde, Uar ve Hun adlarında iki kabile grubu, 350'lerde, bilinmeyen bir sebeple o devletten ayrılarak, bugünkü Güney Kazakistan bozkırına gelmiş; buranın eski Hun halkını Volga'ya doğru ittikten (Avrupa Hunları) az sonra güneye yönelerek, Afganistan'ın Toharistan bölgesine inmişti. 367'ye doğru, buradaki eski Kuşan (Büyük Yüe-çi) ülkesine hükmeden "Kidarita" hanedanını (ihtimal İran asıllı) da Baktria'ya (Belh havalisi) süren bu İç Asyalı kütle, söylendiği gibi, Uar (= Avar) ve Hun kabileler birliği idi. Bu birlik, daha sonra Kangkü (Çu-Maveraünnehir) ve Sogd'un (Semerkand ve havalisi) hakimleri olarak, (Çince'deki Hiung-nu ve Avrupa dillerindeki Hun şekilleri arasında mahallî söylenişlere göre bazı ufak değişiklikler gösteren) yukarıda sıraladığımız adlar altında anılmıştır. Hakimiyetini, batıda Hirkania'ya (Gurgan, Hazar denizinin güneyi) kadar genişleten bu devlet, 5. asır ortalarından itibaren Heftal adında yeni bir hükümdar ailesine sahip olmuş (bu ad ilk defa 457'de görülüyor) ve yıkıldığı 557 yılına kadar hem sülale, hem kavim olarak, öteki adlar ve Ak Hun adı ile birlikte bu adı da taşımıştır. Yapılan tespitlere göre, devlette rol oynayan kabilelerden bazıları şunlardı: Kadis-hun (Herat civarında. Pers kaynaklarında Hvon, Prokopios'da Eftalit diye zikredilen bu kabile, sonra İran'ın batısına göçmüştür; "Kadisiya" yer adının menşei), Zavul (Zabul; bundan Zabulistan), Çol (Çöl? Gurgan = Curcaniye, havalisinde), Kernikhion (Karmir-hyon= Kızıl? Hun), Askil-Eskil. Bunlardan hiç olmazsa bir kısmının yerli olduğu aşikardır.
    Sogd bölgesini ele geçirdikten sonra İran üzerine baskı yapan Uar-hunların, 9 yıl kadar süren (358'e doğru) şiddetli hücumları karşısında yıkılma tehlikesi geçiren Sasanî İmparatorluğu, Şapur II'nin gayretleri ile kurtuldu. Hattâ, iki taraf arasında ittifaka varan bir antlaşma oldu ve bu durum üç nesilden fazla bir süre devam etti (bu arada, Şapur'un, 359'da Amida'yı [Diyarbakır] kuşatmasında, yardımcı olarak, Hun kuvvetleri de bulunmuştu). Fakat Bahram Gor zamanında (420-438) başlayan yeni taarruzlar (427'den itibaren), Sasanîleri sarstı. Sogd bölgesinden Ceyhun'un güneyine doğru gelişen istila hareketinin, Bahram Gor tarafından, başarı ile durdurulması, onun en şöhretli ("kurtarıcı") İran imparatorlarından sayılmasına vesile oldu. Halefi Yazdgird II zamanının (438-457) sonlarına doğru, Uar-Hunların (Ak Hun) başında, büyük hükümdar, Eftal (Abdel) hanedanından, Kün-han (Kun-han Priskos'da Kougkhas, İslam kaynaklarında Akh.ş.n.var vb.), İran iç işlerine karışarak, himayesine aldığı veliaht Peroz'u (Fîrüz) Sasanî tahtına çıkarmış (459-484), hakimiyetini Kuzey Hindistan'a doğru genişleterek orada, başında Skandagupta'nın bulunduğu Gupta devletini dağıtmıştı (470'e doğru). 484 yılında, Ceyhun kıyılarında Ak Hun - Eftalitler tarafından mağlup edilerek Herat bölgesini kaybeden ve yıllık vergiye bağlanan Sasanîler'in, bu sırada geçirdiği dinî-içtimaî bir sarsıntı, ülkelerini ihtilale sürükledi. Bu, Mazdek isyanı idi. Mazdek, Mani inancındaki "ikili" telakki (ışık-karanlık, iyilik-kötülük mücadelesi) üzerine sosyal huzursuzluk amillerini de ekleyerek, o tarihlerde yorulan ve iktisadî darlık içine düşen topluluğu kurtarmak iddiası ile, düşüncelerini yaymağa başlamıştı. Buna göre, insanların saadetini bozan iki unsur vardı. Biri servet, diğeri kadın. Bunlardan her ikisi de herkesin ortak malı olduğu takdirde, yeryüzünden kötülük kalkacaktı. Bu tipik komünist propaganda neticesinde, arazi ve servet sahipleri ile aile müessesesine karşı kışkırtılan halk, Mazdek ve müritleri tarafından ayaklandırıldı. Din adamları ve asiller öldürüldü, kadınlar tecavüze uğradı, evler ve konaklar yağmalandı, tahrip edildi. Devletin sıhhat kazanacağı hususunda Mazdek'e inanmak gafletini gösteren Şah Kavad (veya Kubad, 488-496 ve 498-531) da hapsedilmişti; fakat o, kurtulmak imkânını bularak, komşu Ak Hunlara sığındı (496). İran'da olup bitenleri yakından takip eden Ak Hun hükümdarı, insanlık yararına hiçbir şey göremediği Mazdek hareketini kırıp yok etmek için, Kavad'ı 30 bin kişilik Hun süvari birliği başında İran'a gönderdi. Bu suretle Şah, ihtilali bastırdı (498-499) ve hadiselerin gelişmesinden, felaketin derecesini kavrayan halkın da yardımı ile, Mazdek ve taraftarları yakalanarak idam edildi. Tabiatıyla, temizlik ve ülkenin sükûnete kavuşturulması, uzun bir zamana ihtiyaç gösterdiğinden, Sasanî İmparatorluğunda hak, adalet ve mülkiyet esasında normal nizam, daha ziyade, Kavad'ın oğlu Husrev I. Anüşîrvan (531-579) devrinde kurulmuştur ki, bu şehinşah, tarihte "Adil" lakabı ile anılır.
    Çin kaynaklarına göre, İç Asya'da Hoten, Kuça, Aksu, Kaşgar ve etrafını hakimiyetlerine alan Ak Hun-Eftalitler, bu arada Kuzey Hindistan'ı da zaptetmişlerdi. Bu harekât, "Tegin" unvanını taşıyan ve Kâbil'de oturan Toramana adındaki başbuğ tarafından idare edilmişti. 6. yüzyılın ilk yarısında ise Toramana'nın oğlu Mihiragula (Gollas, 515-545) imparatorluk güney kanadının en azametli hükümdarı görünmektedir. Ordusunda, daima 700 savaş filinin bulunduğu rivayet edilir. Fakat Budist rahipler (Song Yün ve ondan bir asır sonra buraya gelen Hiuen-tsang), bu "Huna kralı"ndan hoşlanmamışlardır. Çünkü Mihiragula, Budizmi ülkesi halkı için tehlikeli sayıyor ve Budistleri kontrol altında tutuyordu. Buna karşılık, İskenderiye'den Hindistan'a giden tüccar (sonra keşiş) Kosmas tarafından ve 530 tarihli Gwalior kitabesi ile Sanskrit yazılı "Keşmir Vekayinamesi"nde Mihiragula, Hindistan'ın en büyük hükümdarı olarak tasvir edilmektedir.
    İran'da Anüşîrvan büyük bir devlet adamı olarak belirdikçe, Ak Hun - Eftalitler sönükleşti. 552 yılında, Orta Asya'da Göktürk Hakanlığı kurulup İstemi Yabgu, Maveraünnehir bölgesinde faaliyete geçtiği zaman ise, iki büyük imparatorluk arasında sıkışan Ak Hun - Eftalit devletinin, Göktürklerin mücadeleye giriştikleri Juan-juanlarla olan siyasi ve sıhrî rabıtaları da fayda vermedi. Anüşirvan ve İstemi'nin ortaklaşa hareketleri neticesinde, Ak-Hun iktidarı yıkıldı ve ülke Göktürklerle İranlılar arasında paylaşıldı (557).
    Üç kol halinde gelişmiş olan Hun siyasi hakimiyeti, -Kafkasya'daki (Derbend kuzeyi- Hazar denizi arasında) Hunların, Hazar Hakanlığı idaresine girinceye kadar süren kısa hakimiyetleri dışında- bu suretle tarihe karışmakla beraber, Hunlara mensup Türk soyundan çeşitli kütleler , Büyük Hun çağında şahsiyetini bulan zengin kültürleriyle göreceğimiz gibi, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında Tabgaç, Göktürk, Türgiş, Karluk, Uygur, Oğuz, Bulgar, Sabar, Hazar, Kuman vb. türlü adlar altında ve yeni güçlü devletler, imparatorluklar kurarak yaşamaya devam etmişlerdir. Türk milleti denilen büyük âlemin çocukları olan bu kütleler, aynı zamanda Rus, Macar, İslav-Bulgar, Romen, Gürcü devletlerinin kuruluş ve gelişmelerinde başlıca rol oynamışlar ve daha sonraki bütün İslam-Türk siyasi teşekküllerine askeri, hukuki ve sosyal yönlerden ana kaynak vazifesi görmüşlerdir.






    Akhunların Kökeni ve Adı
    Ak Hun İmparatorluğu, Hiung-nu'ların bölünmesinden sonra batıya kayanlar tarafından kurulan bir devlettir. Akhunların Tarihi hakkındaki bilgiler oldukça kısıtlıdır.
    Çağdaş devletleri olan Sasani, Çinli ve Bizanslı kaynaklardan böyle bir devlet olduğu bahsedilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu bu devletin kurucularının Hun birliğinin bozulmasından sonra Afganistan bölgesine gelen Uar ve Hun kabileleri, bu bölgedeki yönetim boşluğundan yararlanarak bugünkü Afganistan-Tacikistan çevresinde devlet kurmuşlardır. İlk dönemler Sasanilerle iyi geçinmişlerdir. Kuzey Hindistan ve Pakistan, Keşmir'e doğru yayılmışlardır. Sasaniler'in iç politikalarında yardımcı olmuşlardır. Farsça kaynaklarda "Eftalitler" olarak geçen bu devletin yönetici ailesinin "Eftal sülalesi" olduğu kanısı yaygındır ya da "Heftal adında bir kağanın sülalesi" olduğunu da söyleyenler de vardır. Fakat Akhunların Orta Asya steplerinden geldikleri kesindir. Çinliler ise bu devlete "Hua" diyordu. [kaynak belirtilmeli]
    Sasanilere göre, Akhunlar, 5. yüzyılın başlarında Ceyhun Irmağı'nı geçerek komşuları Sasanilerin sınırlarına dayandılar. Savaşçı hükümdarları Hakan'ın yönetiminde Rey önlerine kadar ilerlediler, ama Sasani Hükümdarı V. Behram bu akınları durdurdu. İç Asya'da, Hun idaresinden sonra iktidara gelen Sienpilerin yerine kurulan büyük Asya Avar devletinde, Uar ve Hun adlarında iki kabile grubu, 350'lerde, bilinmeyen bir sebeple o devletten ayrılarak, bugünkü Güney Kazakistan bozkırına gelmiş; buranın eski Hun halkını Volga'ya doğru ittikten (Avrupa Hunları) az sonra güneye yönelerek, Afganistan'ın Toharistan bölgesine inmişti.
    Hakimiyetini, batıda Hirkania'ya (Gurgan, Hazar denizinin güneyi) kadar genişleten bu devlet, 5. asır ortalarından itibaren "Heftal" adında yeni bir hükümdar ailesine sahip olmuş (bu ad ilk defa 457'de görülüyor) ve yıkıldığı 557 yılına kadar hem sülale, hem kavim olarak, öteki adlar ve "Ak Hun" adı ile birlikte bu adı da taşımıştır. Yapılan tespitlere göre, devlette rol oynayan kabilelerden bazıları şunlardı: Kadis-hun (Herat civarında. Pers kaynaklarında Hvon, Prokopios'da Eftalit diye zikredilen bu kabile, sonra İran'ın batısına göçmüştür; "Kadisiya" yer adının menşei), Zavul (Zabul; bundan Zabulistan), Çol (Gurgan = Curcaniye, havalisinde), Kernikhion (Karmir-hyon), Askil-Eskil. Bunlardan hiç olmazsa bir kısmının yerli olduğu aşikardır.
    Yönetim

    Belirli bir başkentleri yoktu. Gor, Huo ve Sakkala'yı başkent olarak kullandılar.
    Siyasi İlişkiler

    Ak Hun Devleti'nin en büyük iki kabilesi Uar ve Hun kabileleri idi. Yönetime daha çok bu kabileler hakim oluyordu. Ak Hun Devleti İran üzerine baskılarını arttırmış ve 358 yılında Sasaniler ile bir anlaşma yapmışlardı. Sasanilerin başına Bahram Gor gelince Ak Hunlar tekrar saldırıya geçmiş ve onları çok ağır bir şekilde yenmişlerdi.
    Sasanilerle İlişkiler

    430'da Ak Hunların başına Aksuvar geçince de, İran'ın iç işlerine karışıldı. Aksuvar himayesine aldığı Firuz'u İran tahtına çıkardı. Firuz, bunun karşılığında Tirmiz ve Vasgirt bölgelerini Ak Hunlar'a verdi. Ancak bir olay sonunda Firuz, Ak Hunlar'a savaş ilanı verdi. Aksuvar ile Firuz'un orduları karşı karşıya geldi. Yapılan savaşta Aksuvar, Turan taktiğini uygulayarak Firuz'u pusuya düşürdü. Firuz, Aksuvar'ın önünde diz çöktü ve özür diledi. Firuz böylece ordusunu kurtarmıştı. Ama çok geçmeden yeniden Ak Hunlar'a savaş ilan etti. Bu savaşta Sasaniler, Aksuvar'ın kazdırdığı çukurlara saplandılar. Bu savaşta Firuz da ölmüştür. Böylece iki devlet arasında yeni bir anlaşma oldu. Bundan sonra Hunlar Hindistan'a seferler düzenledi. Ama yeni kurulan Göktürk Devleti, Ak Hunları sıkıştırıyordu. Bir savaş sonunda Ak Hun Devleti parçalanmıştır.
    Mazdek İsyanında Akhunlar

    480 yıllarında Sasani'de patlak veren büyük Mazdek İsyanı'nın bastırılmasında Akhunlar yardım etmiştir. Bazı Sasani İmparatorları Akhunlar'a sığınmıştır. 30 bin kişilik Hun ordusuyla Mazdek isyanı bastırılmıştır.
    İpek Yolunun Ele geçirilmesi

    Çin kaynaklarına göre[kaynak belirtilmeli], İç Asya'da Hoten, Kuça, Aksu, Kaşgar ve etrafını hakimiyetlerine alan Ak Hun-Eftalitler, bu arada Kuzey Hindistan'ı da zaptetmişlerdi. Bu harekât, "Tegin" unvanını taşıyan ve Kâbil'de oturan Toramana adındaki başbuğ tarafından idare edilmişti. İpek yolu ekonomik kaynaklarıydı.
    Hindistan'ın Zaptı

    6. yüzyılın ilk yarısında ise Toramana'nın oğlu Mihiragula (Gollas, 515-545) imparatorluk güney kanadının en azametli hükümdarı görünmektedir. Ordusunda, daima 700 savaş filinin bulunduğu rivayet edilir. Fakat Budist rahipler (Song Yün ve ondan bir asır sonra buraya gelen Hiuen-tsang), bu "Huna kralı"ndan hoşlanmamışlardır. Çünkü Mihiragula, Budizmi ülkesi halkı için tehlikeli sayıyor ve Budistleri kontrol altında tutuyordu. Buna karşılık, İskenderiye'den Hindistan'a giden tüccar (sonra keşiş) Kosmas tarafından ve 530 tarihli Gwalior kitabesi ile Sanskrit yazılı "Keşmir Vekayinamesi"nde Mihiragula, Hindistan'ın en büyük hükümdarı olarak tasvir edilmektedir.
    Göktürklerle İlişkiler

    Göktürklerin güçlenmesi ve İstemi Yabgu'nun batıya yönelmesiyle Akhunlarla-Göktürkler karşı karşıya geldi. Güçlenen Sasaniler de eski müttefikleri Akhunlar'ın zayıflığından istifade etmek için Göktürklerle antlaşma yaptılar ve Akhun devleti yıkıldı. Akhunlarla-Göktürkler arasındaki siyasi ilişkilerin neden kötüleştiğine dair fazla bilgi olmamasına karşın bazı kaynaklarda zikredilene göre Akhunlar'ın yabgusunun kızı Göktürk Kağanı Kolo'nun oğlu evlendirilmek üzere çeyizi ile birlikte yola çıkarılmış. Ama yolda kervana bir rivayete göre Sasaniler tarafından bir rivayete göre de Çinliler tarafından saldırı düzenlenmiş ve gelin adayı öldürülüp çeyizi yağmalanmıştır. Bu olaydan her iki taraf birbirini sorumlu tutmuş ve düşmanlık başlamıştı.
    Egemenlik Alanı

    Kuzey Hindistan'ın yarısı, Afganistan, Türkistan'ın bir bölümü (3.500.000 km2).
    Sosyal Yaşam

    Akhunlar, genel olarak göçebe bir yaşam sürüyorlardı. Buna karşın Gor, Huo ve Sakkala'yı başkent olarak da kullandılar. Akhunlar, Asya'nın ipek ticaretini ellerinde tuttukları sürece güçlerini korudular. Göktürklerin İpek Yolu'nun denetimini ellerine geçirmesiyle bu üstünlüklerini yitirdiler.
    Akhun devletinin günümüze yansıyan en önemli özelliği toplumsal yapısında uyguladıkları ve günümüz sosyalizmine benzeyen yapısıdır. Kadından gayri her şey ortak sözü onlardan günümüze kadar gelmiştir. Bazı teorisyenler tarihteki ilk sosyalist devlet olarak Akhunları (Eftalitleri) gösterir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Ak Hun (Eftalit) İmparatorluğu (Ak Hunlar, Akhunlar)

          Kategori: Türk Tarihi

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1976


Giriş

Giriş