Aksaray: Fatih'in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler. Ahırkapı: Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi. Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla

Bu konu 2488 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
İstanbul'un semt isimleri nereden geliyor? 2488 Reviews

    Konuyu değerlendir: İstanbul'un semt isimleri nereden geliyor?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2488 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1052
    @Aylin's

    Standart İstanbul'un semt isimleri nereden geliyor?

    Aksaray: Fatih'in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.


    Ahırkapı: Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi.


    Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.


    Bebek: Semtin isminin nereden geldnda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.


    Beşiktaş: İlk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.


    Beyazıt: Sultan II. Beyazıt'ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.


    Beyoğlu: Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, İslamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor semt. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.


    Bakırköy: Bizanslıları' dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince 'Makriköy' adını aldı. 1925'te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk'ün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.


    Bostancı: Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.


    Çemberlitaş: Bizans'ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu'nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.


    Çengelköy: Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.

    Gala, Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.


    Okmeydanı: Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.


    Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin Konağı' hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.


    Şaşkınbakkal: Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkanı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.


    Sütlüce: Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.


    Tahtakale: Sözlük anlamı 'kale altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.


    Taksim: Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.


    Teşvikiye: Sultan Abdülmecit'in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeleliyor.


    Unkapanı: Bazı satış yerlerinde Arapça'da 'Kabban' adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.


    Üsküdar: Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a dönüştü.


    Pendik: Bizans döneminde kullanılan Pantecion (Pantiki) ismi " her tarafı sularla çevrili" anlamına gelir. Çoğu kaynaklar Pendik kelimesinin duvar anlamına geldiğini ve Istanbul'a egemen olan devlet ve de hükümetlerin doğudan gelecek saldırıları önlemek için burayı bir savunma hattı olarak kullandıklarını kaydederler.

    Taksim: Osmanlı zamanında sucuların; suyu halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.

    Beyazıt: Sultan II.Beyazıt'ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başlandı.

    Aksaray: Fatih'in sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adını verirler.

    Bakırköy: Bizanslıların "Makri Hori" dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince "makriköy" adını aldı. 1925 te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk'ün isteğiyle Bakırköy adını aldı.

    Ahırkapı: Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan semte, padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı adı verildi.

    Teşvikiye: Sultan Abdülmecit'in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu harbiye karakolu ile Rumeli ve Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.

    Bebek: 1. Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. 2. Padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olması.

    Beşiktaş: 1.Semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemileri bağlamak için diktiği beş taştan aldığı yönünde. 2.Bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiğini yönünde.

    Beyoğlu: 1.İslamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor. 2."Bey Oğlu" diye anılan Venedik Prensi'nin burada oturmasından geliyor semtin adı.

    Bostancı: 1.Bu ad eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan alıyor. 2.Istanbul'a doğudan giriş yönünü denetleyen "Bostancıbaşı" (Polis genel müdürü) semte adını vermiş.

    Eminönü: Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi "Emin" lere aitti. Semt adını burada bulunan "Gümrük Eminliği"nden alıyor.

    Sütlüce: Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden süt akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce oldu.

    Horhor: Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altında su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanız "hor hor" su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor adıyla anılır.

    Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve "Şişçilerin Konağı"nın zamanla değişikliğe uğrayarak "Şişlilerin Konağı" haline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılır.

    Unkapanı: 1.Bazı satış yerlerinin Arapçada "Kabban" adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahilinde buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı. 2. Kapan, gümrük anlamını taşır. Bu nedenle un-gümrüğü unkapanı, yağ-gümrüğü yağkapanı biçiminde kullanılırdı

    Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılır.

    Çemberlitaş: Bizans'ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu'nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.

    Feriköy: Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

    Galata: Gala, Rumcada "süt" anlamına geliyor. 1.Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelerden gönderme yapılarak türetildi. 2. İtalyanca "denize inen yol" anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.

    Tahtakale: Sözlük anlamına 'kale altı" olan Taht-el-kale' nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu adı aldığı tahmin ediliyor.

    Aşıyan: Günümüzdeki ismini Şair Tevfik Fikret'in burada bulunan, Farsçada kuş yuvası anlamına gelen 'aşıyan' adlı evinden alıyor.

    Okmeydanı: Fatih ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargahta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.

    Şaşkınbakkal: Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkanı açıldığını görenler, burada iş yapılamayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar.

    Çatladıkapı: Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı verilen bir kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başlandı.

    Çengelköy: Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için adının buradan geldiği sanılıyor.

    Veliefendi (Çırpıcı çayırı): Hipodrom bir zamanlar şeyhülislam Veli Efendi'nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendi ile anılıyor.

    Akaretler: Abdülaziz Taşlıkta aziye camiinin gelirini karşılamak için bir vakıf kurmuştur. Bu vakfa da gelir (akar-akaret) sağlamak anlamında binalar yaptırmıştı. Bu planı bitirmek Abdülhamit'e nasip oldu. Bu semte bu yüzden AKARETLER denir.

    Arnavutköy: Önceleri Boğaziçi'nin bu sevimli semtine Arnavutlar oturduğu için buraya bu ad verilmişti.

    Üsküdar: Farsça "Konak" anlamına gelir. Eskiden Anadolu'ya İran'a Arabistan'a gidip gelen kervanlar burada konaklardı.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: İstanbul'un semt isimleri nereden geliyor?

          Kategori: Bölgelerimiz & İllerimiz

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 2488

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş