TASAVVUF VE BİLİM, AYNI TEKİL YAPIYI İNCELER! “Madde” dediğimiz yapı nasıl esasında bir alt boyutunda atomik bir kütleyse, onun bir alt boyutunda ışınsal bir kütleyse, onun daha alt boyutlarında kuantsal bir kütleyse ve çoğul yapı öz’e inildikçe tekil yapıya dönüşüyorsa ve aslı tekil bir yapıysa; işte “varlığın hakikati aslı orijini TEK’tir ve herşey bu Tek’ten meydana gelmiştir” mecazi sembolik anlatımı, Tasavvufta “Vahdeti Vücud” anlatımı! Benim kısaca çok öz bir biçimde bilimsel

Bu konu 1407 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
TASAVVUF VE BILIM 1407 Reviews

    Konuyu değerlendir: TASAVVUF VE BILIM

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1407 kez incelendi.

  1. #1
    ilhan64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.12.2008
    Mesajlar
    53
    Konular
    35
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    559
    @ilhan64

    Standart TASAVVUF VE BILIM

    TASAVVUF VE BİLİM,

    AYNI TEKİL YAPIYI İNCELER!

    “Madde” dediğimiz yapı nasıl esasında bir alt boyutunda atomik bir kütleyse, onun bir alt boyutunda ışınsal bir kütleyse, onun daha alt boyutlarında kuantsal bir kütleyse ve çoğul yapı öz’e inildikçe tekil yapıya dönüşüyorsa ve aslı tekil bir yapıysa; işte “varlığın hakikati aslı orijini TEK’tir ve herşey bu Tek’ten meydana gelmiştir” mecazi sembolik anlatımı, Tasavvufta “Vahdeti Vücud” anlatımı!

    Benim kısaca çok öz bir biçimde bilimsel olarak anlatmağa çalıştığım bu olay, bu bilimsel doneler ortada yokken; ama bu ana tema hissediş yoluyla sezgi yoluyla farkedilirken; mecâzî bir anlatımla dile getirilmiş, bundan “Tasavvuf” meydana gelmiş.

    Yani tasavvuf ve bilim aynı orijinal tekil yapıyı ele alıyor, inceliyor, etüd ediyor; fakat bu yapı bundan 50 sene 70 sene öncesine kadar mecaz yolu sezgi yollu dile getirilip bir başkasına aktarılmağa çalışıldığı için semboller misaller kullanılmış ve tasavvuf kapsamı içinde anlatılmış.

    Hz.Muhammed öncesinde, İslâm öncesinde aynı gerçekler gene incelenmiş, incelenebildiği kadarıyla. Budist felsefe meydana gelmiş..Taocu felsefe meydana gelmiş.. böyle dile getirilmeğe çalışılmış bu tekil yapı.

    Bu tekil yapıyı misal yolu anlatmak istersek;

    Deriz ki; deniz suyu düşünün..deniz suyunun üstünde meydana gelmiş çeşitli aysbergler, buzdağları, buz kütleleri..

    Kuzey kutbundaki veya güney kutbundaki buzul yapı...

    buzul yapı ve deniz diyerek ayırıma gidiyoruz, iki ayrı yapıdan sözediyoruz...

    Halbuki esasında ikisi aynı tekil yapıdır..

    Suyun donmuş halinin adıdır buzul yapı..

    Buzul yapıların çeşitli rüzgarlara ve dış etkilere göre aldığı farklı farklı görünümlere de farklı farklı isimler verdiğinizi düşünün veya aynı suyu değişik kaplara koyarak değişik heykeller şekilde oluşturduğumuzu düşünerek bunlara da değişik isimler verdiğimizi varsayarsak; pek çok varlık var diyeceğiz ama neticede hepsi de görünümdeki farklılığına karşın aynı tekil yapıdır; sudur !

    Başparmağım... işaret parmağım... orta parmağım... yan parmağım... serçe parmağım... Benim 5 parmağım var desem de hepsi şekilde bunlar 5 tir özde esasta hepsi de aynıdır.bütün parmakların içinde kanı da siniri de canı da herşeyi birbirinin aynıdır.Fark, dışardan bakıştadır.

    Elin ayağın kolun vesairede gene farklı organlar gözükür ana tekil bir yapıdır.

    Bu varlık sayısız ayrı ayrı yapılar olarak gözükmesine rağmen, dışardan bakılması hasebiyle farklı ayrı ayır varlıklar yapılar görülmesine rağmen esasında tek bir yapının değişik uzantılarıdır.

    Nasıl ki madde boyutunu incelediğimiz zaman 110 atom türüne indirgeyebiliyorsak, bu varlığı meydana getiren özellikler de Allah’ın 99 ismi adı altında anlatılmış. Esasında 99 değil tabii, 100 ü de geçiyor; 120,130,140 a kadar da çıkabiliyor, kaynaklarda. Ama genel plan anlatım bu 99 la özetlenmiş.

    Bu varlığı meydana getiren özellikler orijindeki Tekil yapıdan kaynaklanıyor.

    Bu tekil yapının varlığında mevcud olan belli özellikler, ayrı ayrı lokalize olmuş özellikler değil..

    Yani varlığın aslında orijininde bir yerde Allah’ın Rahman isminin özelliği bir yerde Allah’ın Rahim isminin özelliği bir yerde Cemil isminin özelliği bir yerde Fettah isminin özelliği gibi düşünmeyeceğiz.

    Senin bedeninde “Can” nerde?

    Heryerde eşit olarak var!.

    Nasıl senin bedeninde can her yerde eşit olarak varsa, Allah’ın HAYAT sıfatı da bu Kâinatın her noktasında aynıyla mevcud. Daha fazla veya daha az şeklinde değil.

    Hayat sıfatı bu varlığın her noktasında parçalanmaz bölünmez bir biçimde varolduğu gibi İLİM sıfatının neticesi olan Bilinç de Evrenin her noktasında bölünmez parçalanmaz bir biçimde mevcud!.

    Hayat ilim irade Kudret sıfatları gibi Kelâm Semi Basar (Semi algılamadır, Basir değerlendirmedir) vasıfları da Kâinatın her noktasında her yerde mevcuttur. Fakat bu vasıflar nasıl atomlar varlığın her noktasında mevcutsa fakat bu atomların değişik bileşimleri değişik madde türlerini meydana getiriyorsa, Allah’ın bu isimlerinin özellikleri bu isimlerin işaret ettiği mânâların özellikleri de değişik bileşenler halinde değişik varlık türlerini meydana getiriyor.

    İşte böylece Tasavvufta “KESRET” denilen ÇOKLUK Âlemi ve pek çok sayısız varlık türleri meydana geliyor.

    Ama bu türleri tek tek ele alırsak, nasıl bir insanı bir hayvanı ele alırsak onda 110 atom çeşitine iniyoruz, bileşen olarak; bu varlık türlerinde de Allah’ın 99 isminin değişik terkiplerini değişik bileşimlerini değişik formüllerini görüyoruz.

    Mevcud olan herşey Allah’ın bu 99 isminin mânâsından meydana gelmiş değişik formüllerle meydana gelmiş değişik varlıklar.

    Yani temelde, algılayabildiğimiz bütün varlıklar tek bir orijinin kendisinde mündemiç özelliklerinin başka bir biçimde algılanmasıyla alâkalı.

    Herbirimiz, bir diğerlerimze göre var, dıştan bakışla!

    Ama olayın içinden bakarsak, TEK bir varlık ve o tek varlığın kendi kendini seyretmesi ve kendi özelliklerini açığa çıkarması, bunu seyretmesi olayı sözkonusu.

    Ahmed Hulûsi


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: TASAVVUF VE BILIM

          Kategori: Tasavvuf

          Konuyu Baslatan: ilhan64

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1407


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş