Azerbaycan'ın ikinci büyük kenti olan ve ülkenin batı kısmında bulunan Gence, Kura Irmağı'nın güneyinde Gence-Çay'ının her iki sahilindekurulu, zengin tarım arazilerine sahip deniz seviyesinden 445 metre yükseklikte bir şehirdir. Sıcaklık kışın ocak ayında 1C yazın Temmuz ayında 25C dolayındadır.
Gence, 1918'de Azerbaycan Cumhuriyeti'ninkuruluşunda Bakü'nün işgal altında bulunması nedeniyle bir süre başkent olarak seçildi. 1139 yılında meydana gelen büyük depremde yerle bir olan Gence'de 300 binden fazla kişi öldü. Ancak şehir, 1141 'de bütün ihtişamıyla yeniden inşa edildi.
Gence'nin tarihi İpek Yolu üzerinde olması ekonomik ve kültürel bakımdan gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Türk Dünyasının en büyük şairlerinden biri olan Nizami Gencevi, 1141'de Gence'de doğdu. Çok sayıda eserleri bulunan Nizami'nin en önemli eserlerinden 'Sırlar Hazinesi', 'Hüsrev ve Şirin', 'Leyla ve Mecnun', 'Yedi Güzel' ve İskendername adlı mesnevileri 'Hamse' adı altında bir kitapda toplandı.
Gence'nin önemli yapıtları arasında iki yüksek minaresi ve güzel dekorasyonu ile Şah Abbas veya Cuma Camii, hamamlar ve kervansaraylar yer almaktadır.