Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Sene 1341 mevsime uydum Sebep oldu şeytan bir cana kıydım Katil defterine adını koydum Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur Çektiğim çilenin hesabı yoktur Yiğitlik yolunda üstüme yoktur

Bu konu 2118 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz 2118 Reviews

    Konuyu değerlendir: Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2118 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1053
    @Dygsuz

    Standart Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

    Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

    Sene 1341 mevsime uydum
    Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
    Katil defterine adını koydum
    Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

    Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur
    Çektiğim çilenin hesabı yoktur
    Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
    Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

    Çok zamandır çektim kahrı zindanı
    Bize de mesken oldu Sinop'un hanı
    Firar etmeyilen buldum amanı
    Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

    Sinop kalesinden uçtum denize
    Tam üç gün üç gece göründü Rize
    Karşı ki dağlardan gel oldu bize
    Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz

    Bir yanımı sardı müfreze kolu
    Bir yanımı sardı Varilcioğlu
    Beşyüz atlıylan kestiler yolu
    Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz


    Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Hikayesi

    Rize'nin şimdiki adı Portakallık olan Haldoz mahallesindeki bir düğünde kardeşinin bıçakla karnından yaralanması üzerine, kendisine haber verilen Sandıkçı Şükrü olay yerine giderek kardeşini kanlar içinde buluyor ve kardeşini yaralayan Abdi Ağa'nın uşağını (bir anlatıma göre de Abdi Ağayı) orada vuruyor. Bu olay üzerine hapishaneye düşen Sandıkçı Şükrü bir süre sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kaçıyor ve dağa çıkıyor.

    Sandıkçı Şükrü, dağa çıktıktan sonra, yönetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karısı Fadime'yi elinden almak isteyen başka birini öldürüyor. Sandıkçı Şükrü'nün adı bu olaylardan sonra daha da yaygınlaşıyor. Fakirlere bir şey yapmaması zenginlerle mücadele etmesi yüzünden halk tarafından da seviliyor ve destekleniyor. Bu ve benzeri erdemleri yüzünden kendisine yardım edenler çoğalıyor.

    Sandıkçı Şükrü'nün türküde adı geçen Perilizade adında zengin birine haberler göndererek, yoksullara mısır dağıtmasını istediği, yoksa kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu söylenir. Nitekim Sandıkçı Şükrü'nün isteğini yerine getirmeyen Perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılarca da anlatılır.

    Rize'nin Camiönü (Arkotil) mahallesinden Hüseyin Kutlu adında Sandıkçı Şükrü dönemine yetişmiş bir yaşlı "Çevrede başı belaya giren Sandıkçı'nın yanına geliyordu. Sandıkçı hem geleni koruyor, hem yardım ediyordu" diyor.
    Kardeşiyle birlikte, türküde adı geçen Urusba (şimdiki adı Uzunkaya) köyünde eski bir kahvede otururken, zaptiyeler çevresini sarıyorlar. Zaptiye Çavuşu Abbas Çavuş Sandıkçı'nın teslim olmasını istiyor, ancak Sandıkçı kabul etmeyerek Abbas Çavuş'tan çekip gitmelerini istiyor. Zaptiye Çavuşu da bunu kabul etmeyince çatışma çıkıyor. Sandıkçı ve kardeşi Zaptiye Çavuşu ile birkaç zaptiyeyi öldürerek kaçıyor.

    Sandıkçı Şükrü'nün bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batıya gönderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp Rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. Sandıkçı Şükrü'nün Sinop kalesinde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılıyor.

    Sandıkçı Şükrü'nün yakalanmaması ve her geçen zaman içinde daha çok halk desteği sağlaması üzerine Trabzon Valisi Kadir Paşa önemli sayıda adam toplayarak Sandıkçı'nın üzerine gönderiyor. Sandıkçı'nın üzerine gönderilen süvariler, Kolcu kayıklarının Reisi Varilcioğlu Sadık'ı da yanlarına alıyorlar. Sandıkçı Şükrü Of ilçesinin İkizdere köyü yakınlarındaki Sanlı adlı bir mezrada bir yaşlı kadının evinde otururken ihbar ediliyor. Çevresi atlılarca sarılıyor. Varilcioğlu da yanlarında.

    Sandıkçı Şükrü teslim olmak istemiyor. Fakat eskiden tanıştığı Varilcioğlu Sadık teslim olursa öldürülmeyeceğini söyleyerek onu ikna ediyor. Sandıkçı Şükrü de buna inanarak tüfeği elinden teslim oluyor. Fakat Varilcioğlu ile zabtiyeler teslim olarak önlerinde yürüyen Sandıkçı Şükrü'yü arkadan kurşunlayarak öldürüyorlar.

    Türkülerden, gövdesinin şehre getirilerek halka gösterildiği anlaşılıyor.
    Sandıkçı Şükrü'yü doğrudan gören ve tanıyan Refii Cevat Ulunay, ondan "Yaptıklarına pişman olmuş, fakat affedilmeyeceğini bildiği için teslim olmayan mert bir insan" olarak sözediyor.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

          Kategori: Türk Kültürü

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 2118


  2. #2
    Canbazdı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2008
    Mesajlar
    654
    Konular
    24
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    605
    @Canbazdı

    Standart

    cok teşekkürler..insanlar ölsede insanlıklar ölmüyor..mert adam ölür namı kalır...namerdin neyiii kalır

Giriş

Giriş