--------------------------------------------------- ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu - 1 - ---------------------------------------------------- DIŞ dünyaya açılan ilişkilerinde sürekli olarak “Ermeni meselesi” ile karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan’a yönelik fiili işgalini sürdüren, Türkiye’nin topraklarında “Büyük Ermenistan Devleti” kurma hayalinden asla vazgeçmeyen Ermenistan’a karşı yeni politika arayışlarına girdi. Anadolu’yu bölmek, genç Cumhuriyeti ortadan kaldırmak

Bu konu 1912 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu 1912 Reviews

    Konuyu değerlendir: ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1912 kez incelendi.

  1. #1
    Duhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.12.2008
    Mesajlar
    149
    Konular
    32
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    564
    @Duhan

    Standart ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu

    ---------------------------------------------------
    ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu - 1 -
    ----------------------------------------------------



    DIŞ dünyaya açılan ilişkilerinde sürekli olarak “Ermeni meselesi” ile karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan’a yönelik fiili işgalini sürdüren, Türkiye’nin topraklarında “Büyük Ermenistan Devleti” kurma hayalinden asla vazgeçmeyen Ermenistan’a karşı yeni politika arayışlarına girdi. Anadolu’yu bölmek, genç Cumhuriyeti ortadan kaldırmak ve bu coğrafyada küçük devletçikler oluşturarak başta BOP olmak üzere tüm emperyalist planların başarıya ulaşmasını sağlamak isteyen Batılı devletlerin de desteklediği “Büyük Ermenistan Hayali” ne karşı değişen “Yeni Ermenistan Politikası”, siyasiler ve konunun uzmanları tarafından farklı şekillerde yorumlanıyor. Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan tarafından Erivan’a davet edilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyareti, Türkiye-Ermenistan diplomasisinde yeni açılımların işaretini veriyor. Akıllara düşen sorular belli... Yanıtlar ise önümüzdeki dönemde siyasi iradenin
    takınacağı tutum neticesinde netleşecek gibi görünüyor. AKP Hükümeti’nin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Rusya ve Gürcistan savaşının hemen ardından bu ülkeye uzattığı zeytin dalı, okyanus ötesinden Türkiye’nin eline mi tutuşturuldu? Türkiye’nin liderliğine soyunduğu Kafkas İttifakı, 1993 yılında Karabağ’ı işgal ederek yüzlerce Azeri Türkü’nü soykırıma tabi tutan Ermenistan’a kapattığımız kapıların yeniden açılabileceği anlamına mı geliyor? Dost ve kardeş Azerbaycan, Türkiye’nin adımlarını nasıl değerlendiriyor? Türk medyasının kalemşörleri, Ermenistan’a “dostluk” mesajları verirken, Türk milletinin Ermeni belleği silinmeye mi çalışılıyor? Bölgedeki dengeler değişirken, Türkiye yüzünü Türk Dünyası’ndan tamamen çeviriyor mu? Yeni ittifaklar, yeni denge arayışlarının gündeme geldiği Kafkasya’da Türkiye’nin safı değişiyor mu? Türkiye’nin AB ile sürdürdüğü müzakereler, “devlet” politikalarından vazgeçmeyi mi gerektiriyor?

    Türkiye tuzağa çekiliyor
    ABD ve AB destekli siyasi iradenin Ermenistan-Türkiye diplomasisini başlatma çabası dikkat çekici

    Ermenistan, S.S.C.B.’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan ettiğinde, bu ülkeyi ilk tanıyan devlet Türkiye oldu. Dünyaya dağılmış bütün Ermenileri bir devlet çatısı altında birleştirmek isteyen Batı’nın sürekli ayakta tutmaya çalıştığı “Büyük Ermenistan Devleti” hayaline rağmen, kuzeyde oluşturulan bu yeni devlete karşı engin hoşgörüsünü sergileyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iyi niyetli politikasından uzun bir süre vazgeçmemeyi tercih etti. Oysa Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı yürüttüğü “kasıtlı ve art niyetli” politikasının arkasında, Dünya Ermenilerinin merkezi gücü olarak hareket eden Ermeni lobilerinin yanı sıra, Türkiye’nin yıllardır “dost ve müttefik” olduğunu sandığı küresel emperyalist ABD ve AB de vardı.

    Ermenistan demek diaspora demektir.

    Ermenistan’ın Ermeni lobisinden farklı tutum içinde olduğu ve Türkiye’ye karşı soykırım iddialarının sadece çeşitli dünya ülkelerinde etkin faaliyet gösteren Ermeni lobileri tarafından gündeme getirildiği yönündeki tezler, gerçekleri yansıtmamaktadır. Nitekim CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Türkiye’nin soykırımıyla suçlanmasına yönelik faaliyetlerin arkasında Ermenistan Hükûmeti olduğunu belirtirken, Ermeni diasporasının, eskiden olduğu gibi Ermenistan’dan bağımsız faaliyet sürdürmediğine dikkat çekmekte ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, bu iddialara karşı mücadelesini sürdürürken Ermenistan Devleti’ne yönelik yaptırımlara yönelmesi gerektiğine işaret etmektedir. Elekdağ’ın da işaret ettiği Ermeni politikası, hiçbir koşulda ve hiçbir dönemde sapma göstermemiştir. Ermeniler, Türkiye ve Azerbaycan üzerindeki işgallerden ve hasmane tutumdan asla geri adım atmayacaklarını her platformda ve her koşulda altını çizerek yinelemekten kaçınmadılar.

    Küresel güçler destekliyor
    Büyük Ermenistan Devleti hayalini destekleyen küresel güçler, yüz yıldır Türklere karşı sürdürülen Ermeni operasyonlarının yılmaz savunucusu durumundadırlar.

    25 Şubat 1992’de Hocalı kentine giren Ermeni güçleri, sivil halkı vahşice katletmişti. Ermeniler, çoğu kadın ve çocuk 613 kişiyi gözlerini oyarak, derilerini yüzmüş ve diri diri yakarak öldürmüşlerdi.

    İlişki kurmaya zorluyorlar

    1991 yılına kadar Türkiye’nin karşısına çıkarılan Ermeni meselesinin ve soykırım iddialarının hamisi Batı ülkelerinde ve ABD’de çöreklenen Ermeni lobisiydi. Bu tarihte S.S.C.B’nin dağılmasıyla birlikte kurulan Bağımsız Ermenistan Devleti, Türkiye’ye kuzeyde bir cephe açmak anlamına geliyordu. Diasporanın onlarca Türk diplomatının şehit düşmesine yol açan kanlı faaliyetleri, Ermenistan Devleti’nin bağımsızlığını kazanmasının ardından “siyasallaşma” ve Türkiye’ye karşı diplomatik alanda mücadeleyi sürdürme aşamasına geldi. Bugün, planın son ayağı uygulanmakta, Ermenilerin Türkiye’den talep ettiği toprak ve tazminat ile ilgili “altyapı” oluşturulmaya çalışılmaktadır.

    Nihai hedef 2015

    Çalışmalarını 2015 yılı için hızlandıran Ermeni lobisi, 2015’i sözde soykırımın 100. yılı ilan etmekte ve bu tarihe yönelik kampanyalarını yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Ermeni lobisinin planı, 2015 yılında soykırım iddialarını tanıtma, tazminat ve toprak talebini içeren nihai hedefe ulaşmak olarak özetlenebilir. Türk Hükümetleri, sözde soykırım iddialarıyla bunaltılırken, bir yandan da Ermenistan ile ilişki kurmaya zorlanmakta ve hızla tuzağın içine doğru çekilmektedir. Küresellere karşı direnç gösteremeyen Türk dış politikası, Ermenistan-Azerbaycan-Türkiye ilişkileri ve bugün gelinen noktada ABD ve AB destekli siyasi iradenin Ermenistan-Türkiye diplomasisini başlatma çabası dikkat çekicidir. Bütün bu tarihi süreç içinde, Türkiye’nin Ermeni meselesinde geldiği nokta, Türk dış politikası için olduğu kadar iç siyaset açısından da büyük önem taşımaktadır.

    Toprak istekleri bitmedi.

    Büyük Ermenistan Projesi’nin geçmişi, Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla beraber Anadolu’da merkezi hükümete karşı etnik ve dinsel kökenli kışkırtmaların organize edilmesine kadar uzanır. Yıllardır aynı topraklar üzerinde yaşadıkları Türkleri, Batı’nın kışkırtmasıyla kendi yurtlarından sürmeye kalkışan, çeteleşen, isyanlar çıkarıp kadın, çocuk ve yaşlıları katleden Ermeniler, milli mücadelenin ardından, Misak-ı Milli sınırları içinde başka bir devlet yapılanmasına asla izin vermeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı verdiği savaşı kaybetti. Rusya, Fransa, İngiltere ve ABD gibi emperyalist ülkelerin Ermeni meselesinin siyasallaşmasına vermiş olduğu destekten cesaret alan komitacılar, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan kurma hayali ile isyanlar çıkartıp Osmanlı devletine yeni bir cephe açmalarına rağmen, Ermenilerin Türkiye’den toprak istekleri Lozan Konferansı’nda tarihe gömüldü. 1965’li yıllara kadar sessiz kalan Ermeni komiteleri diasporadaki altyapısını güçlendirdikten sonra tekrar emperyalist devletlerin desteğini de arkasına alarak Türkiye Cumhuriyetine yönelik siyasi faaliyetlerine hız verdi. Bin yıldır Türk egemenliği altındaki Doğu Anadolu Bölgesi’nde Büyük Ermenistan Devleti kurma hayalinden asla vazgeçmeyen Ermeniler, amaçlarına ulaşabilmek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin parçalanması ve eyaletlere bölünmesi gerektiğini anlamakta gecikmediler. Amaçlarına ulaşabilmenin en kolay yolu, Türkleri uluslararası camiada “soykırım suçlusu” ilan ederek, bu suçun bedelini “toprak ve tazminat” ile ödetmekti. Bunun için de Türkiye’nin tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi zayıflaması, parçalanması ve bölgesel yeniden yapılanmalara sürüklenerek “eyalet” sistemine geçmesi gerekiyordu. Bu sayede Doğu Anadolu’daki bazı eyaletlerin Büyük Ermenistan Devleti’ne ilhak etmesi son derece kolay gerçekleşebilecekti.

    TÜRKEŞ: Görüşmeler aleniydi “Şamil Tayyar gibilerin ufku bu işlere yetmez”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’a gitmesine karşı çıkması, Star yazarı Şamil Tayyar’ı rahatsız etti. Tayyar, Başbuğ Alparslan Türkeş’in, 1990’lı yılların başında Ermenistan ile “sıkı bir diyaloğa girdiğini” öne sürerek, Başbuğ’un oğlu, MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’i de tanık gösterdi. Türkeş, Başbuğ’un dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Petrosyan ile görüşmelerinde kendisinin de hazır bulunduğunu doğrularken, “Ancak Türk medyasında dış politikadan habersizlerin ufku bu işlere yetmez.
    Öte yandan Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’a gitme hazırlığını savunurken Alparslan Türkeş’in 15 yıl önceki gizli temaslarını anımsatması tartışmaya neden oldu. Hürriyet’in haberine göre; Türkeş’in, Ermenistan’ın eski Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan ile 1993’ten itibaren yaptığı görüşmelere katılan oğlu Tuğrul Türkeş, “Babam bir devlet politikasını yürüttü. Babacan oradaki diplomatik incelikleri anlamamış. Sapla samanı karıştırıyor” dedi. Bu temaslar tabii ki bir devlet politikasıydı” dedi.

    MHP’den Gül’e açık mektup “Ermenistan’a gitmeyin”

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdiği mektupta, “Alparslan Türkeş’in yapmaya çalıştığını anlayıp devam ettirebilmiş olsaydınız, siz de bugün Sarkisyan’la değil, Petrosyan’la görüşmeye hazırlanıyor olurdunuz. Aradaki farkı anlatmaya yarayan ve devletin elinde bulunan bilgiler en çok da size ve halefinize yakındır” dedi. Kaya, “açık mektupta” şöyle dedi: “Ermenistan Devleti, temsilcisi bulunduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprak bütünlüğünü tanımamaktadır. Ayrıca, Ermenistan başka bir Türk toprağının halen işgalcisidir.

    Kahvede izleyin

    Sayın Cumhurbaşkanı; her şeye rağmen, beni şaşırtmanızın bütün sonuçlarını karşılamaya hazırım ve buna dayanarak size (Ermenistan’a gitmeyin) diyorum. Maçı izlemeyi çok istiyorsanız; bunu, Başbakanın adeti olduğu üzere, bir gecekondu mahallesindeki kahvede, kameralar eşliğinde yapabilirsiniz.” (AA)

    ŞANDIR’dan şok açıklama:

    Gül’ün niyetini açıklaması tarihi bir gaflet ve ihanettir
    MHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, “Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün maç için Ermenistan’a gitme niyetini ifade etmesi, tarihi bir gaflet ve ihanettir” dedi. Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğini belirten Şandır, A Milli Futbol Takımı’nın Ermenistan ile Dünya Kupası elemelerinde yapacağı maç için Erivan’a gitmesi gündemde olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çağrıda bulunarak şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün maç için Ermenistan’a gitme niyetini ifade etmesi, tarihi bir gaflet ve ihanettir. Ermenistan gibi kurulduğu günden beri Türkiye’ye düşmanlık besleyen bir ülkeye bir maç için gidilmemeli. Milli maçı izlemek için illa Erivan’a gitmeye gerek var mı? Özellikle son günlerde canımızı fazlasıyla yakan terör örgütünün kullandığı silahlar hangi ülkeye ait ve hangi marka? Bu soruların cevabını herkes bilirken Cumhurbaşkanı Gül’ün söz konusu ülkeye gitmesi doğru değildir” dedi. (AA)

    Katliam mağdurlarından Cumhurbaşkanına çağrı.

    Iğdır’da, 10 sivil toplum örgütü ve 2 siyasi parti tarafından, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan-Türkiye A milli futbol takımları arasındaki maçı, Ermenistan’da izlememesi için ortak basın açıklaması yapıldı. Iğdır’da bulunan, Birinci Dünya Harbinde Ermeni Çetecilerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği, Erivan Azerilerini Koruma Derneği, Iğdır Azerbaycan Tarih ve Kültür Derneği, Organ Bağış Derneği, Sigara ve Uyuşturucuyla Mücadele Derneği, Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği, Azerbaycan Dayanışma Derneği, Türk Kadınlar Derneği, Iğdırlılar Dayanışma Derneği, Kuyumcular Derneği ile CHP ve MHP İl Başkanlıkları tarafından ortak yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan’a gitmemesi gerektiği belirtildi.

    Kurbanlar unutulmasın

    Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistan’a ziyaret gerçekleştirmesi halinde bunun Azerbaycan Türkünü yürekten yaralayacağı belirtilirken, “Ermenistan’ın Azerbaycan’ın topraklarının işgalini niye kimse görmek istemiyor? Burada dünya kamuoyuna seslenmek istiyoruz. 85 yıl öncesinin olaylarıyla ilgilenme cesaretini gösterenler, Ermenilerin yakın geçmişimizde Karabağ’da yaptıkları vahşeti neden görmüyor? Sayın Cumhurbaşkanı Gül Erivan’a gitmemeli.”


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: ERMENİSTAN'ın Davet Oyunu

          Kategori: Azerbaycan Şahsiyetleri

          Konuyu Baslatan: Duhan

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1912


  2. #2
    İsador - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    22.08.2009
    Mesajlar
    11
    Konular
    0
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @İsador

    Standart

    tESEKKURLER KARDES

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş