Hoşap Kalesi Hoşap kalesi bir orta çağ kalesidir. Kale Van'a yaklaşık 50-60 km arası uzaklıkta Van-Başkale yolu üzerindedir. Sarp bir yamaç üzerinde bulunmaktadır. Türkiye-İran arasındaki yol üzerinden bulunmasından dolayı eskiden stratejik açıdan önemi vardı. Kale ayni adı taşıyan Hoşap suyunun sarp kayalıkları üzerinde yükselmektedir. Anlam olarak iyi veya tatlı suya karşılık olur. Resmi adı ise Güzelsu dur. Günümüzde yaşayan pek çok yapı bölgede Mahmudi Süleyman olarak adlandırılan kişi

Bu konu 2372 kez görüntülendi 4 yorum aldı ...
Türkiye'deki Kaleler 2372 Reviews

    Konuyu değerlendir: Türkiye'deki Kaleler

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2372 kez incelendi.

  1. #1
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart Türkiye'deki Kaleler

    Hoşap Kalesi

    Hoşap kalesi bir orta çağ kalesidir. Kale Van'a yaklaşık 50-60 km arası uzaklıkta Van-Başkale yolu üzerindedir. Sarp bir yamaç üzerinde bulunmaktadır. Türkiye-İran arasındaki yol üzerinden bulunmasından dolayı eskiden stratejik açıdan önemi vardı. Kale ayni adı taşıyan Hoşap suyunun sarp kayalıkları üzerinde yükselmektedir. Anlam olarak iyi veya tatlı suya karşılık olur. Resmi adı ise Güzelsu dur. Günümüzde yaşayan pek çok yapı bölgede Mahmudi Süleyman olarak adlandırılan kişi tarafından 1643 yılında yaptırılmıştır. Bölgesel geleneğe göre,bu müthiş yapıyı yapan mimarın elleri, diğer bir tane daha yapamasın diye kesiliyordu.
    Kalenin batıya bakan girişi ve özgün kapısı bozulmadan günümüze ulaşabilmiştir. Kapının üzerinde yapımı ile ilgili Farsça kitabe ve aslan kabartmaları yer almaktadır. Kale içindeki eski hamam, cami, medrese, su sarnıcı, zindan ve odalarda geçmişin izlerini görmek mümkündür.
    Hoşap'ın bilinen tarihi Urartular'a kadar inmektedir. Bu dönemde Hoşap kalesinin güney doğuya açılan Tuşba-Kelişin ordu yolu ile, Van-Kotur doğu yolunun kesiştiği kavşak noktasında askeri bir tesis olarak kurulduğu kabul edilmektedir.
    Urartular'dan sonra Van ve çevresi ile birlikte Hoşap, Pers, İskender, Selevkos, Roma ve Bizans egemenliğinde kalmıştır. Ortaçağda Vaspurakan Prensliğinin şehirleri arasında yer almış, XI. yüzyıldan itibaren Türkler'in hakimiyetine girmiştir. Selçuklular'la başlayan Türk hakimiyeti, İlhanlılar döneminde devam etmiş ve bu dönemde Vilayet-i Ermen olarak adlandırılan Van eyaletinin bir şehridir. Daha sonra Karakoyunlular hükümdarı Kara Yusuf tarafından Mahmudiler olarak adlandırılan kürt aşiret Hoşap'a yerleştirilmiştir. Burada Mahmudiler, kendi adlarıyla anılan bir beylik kurmuşlardır. Osmanlı döneminde, Osmanlı-Safevi mücadelelerinde Osmanlı'lardan yana tavır koyup, başarı göstermeleri neticesinde kendilerine bir takım imtiyazlar verilmiştir. Hoşap'da günümüze kadar sağlam kalmış kalede yaşayan bu beyler varlıklarını 1839 Tanzimat Fermanı 'nın ilanına kadar sürdürmüşlerdir.

    Aslında kalenin, 1643 yılında önce var olduğunu Matrakçı Nasuh'un 1548-49 Kanuni Sultan Süleyman 'ın 11.ci İran seferinden dönüşündeki güzergah üzerinde Kalei Mahmudi olarak olarak adından sözetmesi göstermektedir.Evliya Çelebi de Seyahatnamesinde 1650 senesinde uğradığı Hoşap kalesinden bahsetmektedir. Kalenin konumunu anlattıkdan sonra iç kalenin giriş kapı kanatları için Osmanlı ülkesinde kale kapıları hep ağaç üzerine demir kaplı kapılardır ki, ateş etsen ağaç yanar, demirler dökülür. Ama bu Hoşap kalesi kapısının her kanadı üçyüz kantar Nahçıvan demirindendir. Hiç ağaç kısmı yoktur demektedir.
    İçiçe üç surla çevrilmiş bulunan kalede iki cami, üç hamam, çeşmeler ve yeraltı zindanları bulumaktadır. İçkale kapısının üzerindeki armanın yanlarında zincirle bağlı iki aslan motifi yer almaktadır. Kalenin altındaki Hoşap çayı üzerinde Zeyne Bey in yaptırdığı tarihi köprü bulunmaktadır.Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş; doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir. Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış bulunmaktadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır. Dış kalenin kuzey doğusunda bir gözetleme kulesi yer almaktadır. İçerisinde bugün bir cami kalıntısı ve köy evleri mevcuttur.
    İçkale, güneyden sarp, kuzeyden eğimli bir kütle üzerine kurulmuştur. Kuzey doğu ve batıda kale beden duvarları, burç ve kulelerle tahkim edilmiş, kuzey doğuya ikinci bir tahkimat yapılmıştır. Kaleye, kuzey tarafta ortaya yakın bir yerde bulunan giriş burcuna açılmış bir kapı vasıtasıyla girilmektedir. Taç kapı şeklinde düzlenmiş burcun batı cephesinde kitabe, köp pencere ve aslan kabartmaları belli bir hareketlilk sağlamaktadır. Ayrıca orijinal demir kapı kanatları hala işlevini sürdürmektedir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Türkiye'deki Kaleler

          Kategori: Coğrafya

          Konuyu Baslatan: İstanbullu

          Cevaplar: 4

          Görüntüleme: 2372

    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  2. #2
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart

    Alanya Kalesi

    Alanya Kalesi, Antalya'nın ilçesi Alanya'nın simgelerinden biri olan kale. Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur. Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulur.
    Kandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır. Ortaçağda surların içine yerleşmiş kentin su gereksinimi sağlamak üzere 400'e yakın sarnıç yapılmıştır. Sarnıçların bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu'nu inerek Tophane ve Tersane'yi geçip Kızılkule'de son bulacak şekilde inşa edilmiştir.
    Romalı korsan Tryhos'un savaşçıları tarafından MÖ 2. yüzyılda Korakesion adıyla kuruldu. Doğu Akdeniz'deki korsan faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, kaleyi MÖ 64-65 yıllarında ele geçirdiler. Kale ve etraf›ndaki yerleflim, 1217-18 yıllarında I. Alaeddin Keykubad tarafından Selçuklu ülkesine katıldı Sonra sırasıyla Karamanoğulları, Memlükler idaresine geçmiş, son olarak da Kanuni Sultan Süleyman taraf›ndan fethedilmşti.

    Kaleden Liman Görüntüsü

    Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen İçkale bulunmaktadır. Sultan Alaeddin Keykubad sarayını burada yaptırmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Taşıt trafiğine açıktır. Yürüyerek ise yaklaşık 1 saatte çıkılabilir.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  3. #3
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart

    Afyonkarahisar Kalesi

    Afyonkarahisar şehir merkezinde volkanik özellikli, yerden yüksekliği 226 metre olan doğal yükseltili bir kaya kütlesi üzerindedir. M.Ö. 1350 yıllarında Hitit imparatoru II. Murşil zamanında Arzava seferinde mustahkem mevki olarak kullanılmış olan kale önce Hapanuva; Roma ve Bizans dönemlerinde Akroenos; Selçuklular'dan itıbaren ise Karahisar adı ile anılmıştır. Tarihi dokusu korunamamış olsada hala eski kalıntılar mevcuttur.
    Selçuklu sultanı I. Alaeddin Keykubat'n hazineleri bu kalede saklandığından, kale Hisar-ı Devlet olarak da adlandırıldı. Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrettin Ali döneminde kalenin ismi Karahisar-ı Sahip oldu. 1573'te burayı tamir ettiren II. Selim ise yörede yetiştirilen meşhur afyondan ötürü kaleye Afyonkarahisar adını vermişti
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  4. #4
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart

    Gaziantep Kalesi


    Gaziantep Kalesi’nin ne zaman ve hangi topluluk tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber İçkale’nin bulunduğu yerde Hitit yerleşmesi olduğu da bilinmektedir. Burada Roma döneminde bir gözetleme kulesi yapılmış daha sonra da yapılan eklerle kaleye dönüştürülmüştür. Gerçek anlamda bir kale ise Bizans İmparatoru Iustinianus zamanında MS.VI.yüzyılda yapılmıştır.

    Gaziantep Kalesi 1200 m. uzunluğunda yuvarlak bir plan göstermektedir. Büyük taşlardan örülmüş olan sur duvarları yuvarlak 36 kule ve burçla takviye edilmiştir. Bu kulelerden dördü Osmanlılar zamanında değişik dönemlerde yapılmıştır. XVII.yüzyılda Gaziantep’ten söz eden Evliya Çelebi de bu kalenin düşman saldırılarını önleyecek güçte olduğunu belirtmiştir. Kalenin burçlarından bir tanesinin Roma döneminde yapıldığı söylenirse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır. Kalenin çevresinde de 10 m. derinliğinde 30 m. eninde de bir hendek kaleyi çevrelemektedir. Kaleye giriş doğu yönündeki açılıp kapanabilen bir köprü ile sağlanmaktadır. Kalenin alt bölümlerinde aynı zamanda yukarıdaki surları ve kaleyi destekleyen büyük odalar dehlizler ve galeriler de bulunmaktadır. Ayrıca kalenin ana yapısı altında da bir su kaynağı bulunmaktadır.

    Kale Memluklu ve Osmanlı döneminde de onarım görmüş çeşitli eklerle genişletilerek güçlendirilmiştir. Nitekim kale duvarlarının batısındaki burçların memluklular döneminde yapıldığı bulunan bir kitabeden anlaşılmaktadır. Buna göre Memluk Sultanı Kayıtbay 1481’de bu kaleyi onarmıştır. Bunun yanı sıra Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1557 yılında surlar ve kale onarılmış köprünün iki yanına iki de kule eklenmiştir. Kalenin giriş kapısı üzerinde 1557 tarihli mermer kitabe de bunu belirtmektedir. Bu dönemde kale içerisine hamam ambar sarnıç ve mescit yapılmıştır. Aynı zamanda kale içerisindeki meydanda etrafı demir parmaklıklarla çevrili Mehmet Gazi’nin türbesi ve 40’a yakın ev bulunmaktadır. Günümüze bunların kalıntıları gelebilmiştir.
    Gaziantep Kalesi Fransızlara karşı 1921 yılında yapılan Gaziantep savunmasında büyük rol oynamıştır.
    Gaziantep Kalesi günümüze yakın tarihlerde yapılan restorasyonlar sonucunda iyi bir durumda gelmiş ve şehir ile bütünleşmiştir.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  5. #5
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    499
    @İstanbullu

    Standart

    Van Kalesi

    Antik Urartu Krallığı tarafından kütle halindeki taştan yaptırılan ve Urartu başşehri Tuşpa'yı kuş bakışı gören bir istihkam yapıdır. Van Gölü kıyısında olup, Van şehrine 5 km uzaklıkta bulunan bu kale sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Yapı 1800 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 80 m yüksekliğindedir. Kale M.Ö. 9. yüzyılda Lutipri’nin oğlu Sarduri tarafından M.Ö. 840-825 tarihleri arasında kurulmuştur. Çok sayıdaki bu tür istihkamlara şimdiki Ermenistan, Türkiye ve İran'da rastlanır. Genellikle bu tür yapılar yeryüzüne çıkmış kayalarda ve yamaçların içinde yapılır. Bu tür kaleler genellikle yabancı ordulara karşı koymak için değil, bölge kontrolü için kullanılır. Van şehri eteklerindeki bu yapının harabeleri onun duvarlarının Orta Çağ'da yapıldığını destekler.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş