Neden "Çok Yaşa.."deriz? Yatağın solundan kalkarsak veya aynamızı kırarsak uğursuzluk olur mu? Merdivenin altından geçmek ya da önümüzden kara kedi geçmesi başımıza neler getirir? Ya evin içinde şemsiye açarsanız? Bugün inandığımız batıl inançlarımız aslında binlerce yıl öncesinden geliyor., İnsanoğlu üstün zekası ile ulaşmış olduğu uygarlık düzeyine rağmen, uzun geçmişinden gelen sayısız izi de beraberinde taşıyor. Bilinmeyenin varlığına inanmak istemezken, her konuda batıl inançlardan da

Bu konu 1268 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Batıl inançların perde arkası 1268 Reviews

    Konuyu değerlendir: Batıl inançların perde arkası

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1268 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Aylin's

    Standart Batıl inançların perde arkası

    Neden "Çok Yaşa.."deriz? Yatağın solundan kalkarsak veya aynamızı kırarsak uğursuzluk olur mu? Merdivenin altından geçmek ya da önümüzden kara kedi geçmesi başımıza neler getirir? Ya evin içinde şemsiye açarsanız? Bugün inandığımız batıl inançlarımız aslında binlerce yıl öncesinden geliyor.,

    İnsanoğlu üstün zekası ile ulaşmış olduğu uygarlık düzeyine rağmen, uzun geçmişinden gelen sayısız izi de beraberinde taşıyor. Bilinmeyenin varlığına inanmak istemezken, her konuda batıl inançlardan da vazgeçemiyor, hem inanıyor, inandığına utanırken de mazeret arıyor. Yoksa, uzay çağı teknolojisine ulaşmanın getirdiği şımarıklıktan mı? Öyle veya böyle, neyse diyelim ve gelin çokbilmişlerin de nedenlerini bilemediği, herkesin her gün içiçe yaşadığı çok sıradan ama yüzlerce yıldır varolan batıl inançların ne anlama geldiğini veya nereden kaynaklandığı arayalım. Sözlük anlamında batıl inanç yersiz, boş, doğru olmayan, gerçekle uyuşmayan inanç, hurafe olarak tanımlanmakta. Ama bu açıklama günlük yaşamımızın bir parçası olan batıl inançlarımızın nereden kaynaklandıklarını bize açıklamıyor. Oysa, tüm batıl inançların ardında bir olay, bir düşünce biçimi veya bir başka gerçek yatıyor. Bakın, nerelerden nerelere gelinmiş...

    Niye yatağın sağ tarafı?

    Hemen her kültürde ve ülkede yatağın sağ tarafında yatmanın veya sabah kalkmanın hayırlı olacağına ve o günün şanslı olacağına inanılır. Sağdan kalkılmalı ve sağ ayakla yere basılmalıdır yani ilk adım sağ ayakla atılmalıdır. Bir yere girerken sağ ayakla adım atılarak girmek iyidir, uçağa binerken de... Hatta yanlışlıkla sol ayakla girilmişse geri dönerek, sağ ayakla tekrar girilir. Neden ? Yine Roma´dayız, Roma mitolojisinde ve halk arasındaki kült inançlarında sol tarafın Satanik yani kötü olduğu inancı vardı. Roma vatandaşları evlerine muhakkak sağ ayaklarıyla adım atarak girerlerdi. İlginçtir işleri, sağlığı uzun zaman iyi giden insanlar, zor durumda olan evlere davet edilirler ve sağ ayaklarıyla içeri girmeleri istenirdi, böylece kaçan iyilik ve şans geri gelecekti. Eski ve yeni İngilizcedeki "Sinister: uğursuz,meşum,şeytani" kelimesi latincedeki "sol taraf" sözcüğünden türetildi ve solun uğursuzluğu güncel dilde de yer aldı. Ne dersiniz? Galiba bu kelime solcular için de pek hayırlı değil, baksanıza bir türlü iki yakaları bir araya gelemiyor.

    Hapşu´nun manası

    "Hapşuuu!..Çok Yaşa" "Çok yaşa", "İyi ve uzun yaşa", "Sağlıklı yaşa","God bless you", "Gesundheit" ve diğerleri... Dünyanın her yerinde hapşıran insana söylenen bazı sözcükler. Eski insanlar nefesin veya soluğun ruh olduğuna veya yaşamın özü olduğuna inanırlardı. Tanrı insanı yarattığında soluğunu insanlara üflemişti ve o soluk bedende bulunduğu sürece yaşam sürüyordu. Bu inancın doğrultusunda hapşırınca nefesin durması veya o kasılma hareketinin sonucunda soluğun dışarıya kaçıp gideceğinden korkuluyordu. Bir başka Roma kaynağında ise hapşırma sırasında beyinde oluşan vakumun, içeriye kötü ruhların girmesine neden olacağına veya fırsat vereceğine inanıldığına raslanıyor. Roma´da hapşırmadan çok korkulur ve salgın hastalıkların ortaya çıkacağı düşünülürdü. Daha sonralarda Papa Büyük Gregory döneminde Roma´yı kasıp kavuran veba salgını sayısız insanın canına maloldu ve Papa Gregory ilk kez hapşıran insanlara karşı "God bless you/ Tanrı sizi kutsasın" sözcüğünü kullandı. Sonrası malum..

    Ayna kırarsanız ne olur?

    Ayvayı yediniz demektir zira ya 7 yıl herşey çok kötü gidecektir ya da yakınlarınızdan birisi öte tarafa geçiş yapacaktır. Evde ayna kırıldığında hemen kırıklar evden uzaklaştırılmalı ve olabildiğince çabuk toprağa gömülmelidir. Böylece kötülük geldiğinde ayna parçalarını evin dışında bulacağından, ev halkı paçayı kurtaracaktır. Aynanın icat edilmediği bilinmediği çağlarda insanlar parlak yüzeylere, göllere, havuzlara bakarlar ve öte yandaki kendilerini hayretle izlerlerdi. Görüntülerinin dalgalanması veya titreşmesi kötüydü, felaket geliyor demekti. Eski Mısır ve Yunan´da salt bu nedenle kırılmaz metal aynalar yapılıyordu, böylece öte yandaki görüntülerinin bozulmamasını garantiye alıyorlardı. Roma´da ise camcılık ileri olduğundan ayna kırılmaları tabii ki daha çoktu ve kırık aynaların kötü talihin işareti olduğu kabul gördü. 7 yıl ise önemli bir süreç çünkü yine Antik Çağ´da her yedi yılda bir insanın tüm bedeninin yenilendiği düşünülürdü, işte bu yüzden ayna kırıldıktan sonra ancak yeni beden oluşana kadar kötülük sürecekti. Büyü sanatında ise ayna geçit veya geçiştir yani bir başka boyuta veya insandışı varlıkların yaşadığı yere ayna ile geçilir ve onlar oradan bu tarafa geçebilirler. Ya ayna kırıldığında, bu tarafa gaçmiş kötü bir varlık varsa? O zaman durum vahim olabilir zira geri dönemeyecek ve başınıza kalacaktır.

    Eyvah merdivenin altından geçtim!

    Eğer bir merdivenin altından geçerseniz yandınız, zira tanrıların gazabı üzerinizde olacaktır. Geçtinizse artık geri dönüş yok, sakın yine geçmeye kalkmayın, parmaklarınızı düğümleyin veya bildiğiniz hayır dualarını okumaya başlayın. Neden mi? Merdiven geometrik olarak duvarla veya dayandığı yüzeyle ve de tabanla bir üçgen oluşturur. Bu üçgen Hıristiyan inancındaki "Teslis" in yani kutsal ruh´un veya üçlemenin simgesidir, öyleyse bu kutsal alanın içine girmek günahtır ve uğursuzluk getirir. Kara büyüde de kullanılan içiçe iki üçgen koruma alanını oluştururlar. Bu alanın dışına bilinçsizce veya hazırlıksız çıkarsanız şeytani güçler sizi ham yaparlar.

    Kara kedinin şerri

    Yolunuza bir kara kedi çıktı diyelim, özellikle de evinize giderken, şimdi başınız ciddi olarak dertte, peki niye? Eski Mısır´da kedi kutsal hayvandı ve bir kedinin ölümüne neden olmak kafanızı kaybetmeniz için çok yeterli bir nedendi. Orta çağlarda ise kara kedi özellikle engisizyon döneminde büyücülük ve satanizmle ilişkili olarak kabul gördü. Ruhunu şeytana satmış kişinin ruhu kara bir kediye geçiyordu ve kara kedi o andan sonra kötülükleri yapmaya başlıyordu. Buradan yola çıkarak görüyoruz ki, kara bir kedinin yolunuza çıkması sizin büyücü taifesi ile haşır neşir olarak telef olacağınızın ta kendisidir.

    şemsiye inancı

    Şemsiyeler dışarda yağmura karşı kullanılmak için icat edilmiştirler, evlerin içinde yağmur yağdırılamadığından kapalı mekanlarda kullanılmazlar. Ama eğer oturma odanızda tv seyrederken şemsiyenizi açarsanız, başınız derde girebilir haberiniz olsun. Niye mi? Basit, şemsiye ilk kez Uzak Doğu´da MÖ 11.yy´da kullanılmaya başlandı. Sadece ve sadece politik ve dinsel hiyerarşinin tepesinde bulunanlar şemsiye kullanabilirlerdi, onlar güneşin sıcak ve yakıcı ışınlarından korunma hakkına sahiptiler veya bu hak yanlız onlara verilmişti. Sıradan kulların veya vatandaş makulesinin böyle bir anayasal pardon güneşyasal hakkı bulunmamaktaydı. Daha da ötesi şemsiyeler şimdikiler gibi standartize değildiler, kişinin ruhsal hakediş belgesine göre şemsiyenin çapı belirleniyordu. Yani şapka gibi, kafana göre yani ruhsal çapına göre. Demek o zamanlarda kafana göre takıl yerine ruhunun çapı kadar konuş deniliyormuş. Ayrıca şemsiyenin kutsallığı elbette ki Güneş Kültü´ne dayanmakta, güneş evlerin içine tecavüz edemediğinden boş yere şemsiye açmak uğursuz oluyor. Unutmamak gerek, maji veya batıl inanç evreninde herşey dümdüz ve doğru, ne ne içinse onun için kullanılacak, öyle insansal varyasyonlar yasak vesselam. Batıl inançlarımızın açıklamaları bu kadar değil tabii..

    İŞTE DİĞERLERİ
    (hiç birine inanmamakla gurur duyarım )

    AMBER Büyüye ve uğursuzluğa karşı kullanılır.

    AYAK Geçmişte özellikle tavşan ayağı taşımanın şans getirdiğine inanılırdı. Sonraları bu sevimli hayvanlara kıyılması şanssızlık getirebilir görüşü ağır bastı.

    AYAKKABI Sabahları yanlış ayağa yanlış ayakkabıyı giymek bütün gününün ters geçeceğine işaret!

    BIÇAK Ucu sivri bir şey armağan etmek, karşı tarafa şanssızlık getirir. Bunun için özellikle bıçak armağan ederken karşılığında sembolik bir para almak uğursuzluğu kovar. Ayrıca bıçağı doğrudan başkasının eline vermek kavgayı simgeler.

    BAYKUŞ Gece baykuş sesi duymak, kötüye sinyaldir. Ses sol taraftan geliyorsa, daha kötü alamettir. Damda öterse evden cenaze çıkacak yakıştırması yapılır.

    BOYNUZ Nazara karşı birebirdir. Ancak erkeğin aşk maceralarında düş kırıklığı ve başarısızlığına karşı kullanılır.

    ÇİVİ yolda paslanmış bir çivi bulmak ve bunu alıp saklamak şans getirir.

    4 YAPRAKLI YONCA Çok zor bulunur. Hıristiyan aleminde kutsal bir yaprak olarak anılır. Kurutup defter arasında saklamak ömür boyu şans getirir. İrlandalılara göre vatanı kem gözlerden korur.

    DÜĞME Ceketin düğmesini yanlış iliklemek şanssızlık. Birisine doğru iliklemek uğursuzluk sayılır.

    EL Tılsımlı bir nazar gidericidir. İslam dünyasında yaygındır.

    GÖKKUŞAĞI İnsanın içini rahatlatır. Bakmak kötülüklerden korur. Ancak elle işaret etmek uğursuzluk sayılır.

    İĞNE Bir şey dikerken kırılırsa şans getirir. Hediye etmek kavga nedeni sayılır.

    KAMBUR Erkek kamburun sırtına dokunmak uğur getirir. Kambur kadınsa, dokunmak uğursuzluktur.

    KARASİNEK Öğleden sonra veya akşamüstü vızlarsa, tez haber demektir. Sabahları duyulan ses beklenen haberi geciktirir.

    KEDİ Cadı ve şeytanı simgeleyen kara kedi Ortaçağ'ın en uğursuz batıl inancı sayılırdı. Kara kedi önünüzden geçerse tam yedi yıl bir uğursuzluk süreci başlar.

    KIRMIZI BİBER Aşırı acı olduğundan kötü ruhları kovar. Ucu sivri olanlar şans kovalar kem gözleri yakalar.

    KÖPEKBALIĞI DİŞİ Boyuna takılırsa, en büyük şans çekicidir.

    MAKAS Elde ikiye bölünürse aşkta hüsrandır. Elden ele verilirse kavgayı simgeler.

    MENDİL Armağan etmek kötü şans getirebilir. Karşılığında bir madeni para almak gerekir. Ayrılığı çabuklaştırır.

    MANTAR TIPA Özellikle şampanya patlatılırken, tıpanın isabet ettiği bekâr kişi için evlilik haberidir.


    ŞAPKA Şapkayı yatağın üzerine koymak ölümü simgeler. Bunun nedeni ortaçağda ölen askerlerin miğferlerinin mezar üzerine konması ve doktorların şapkalarını hasta yatağının üzerine bırakmasından kaynaklanmaktadır.

    ŞEMSİYE Evlerde, kapalı yerlerde gerekmediği için açmak şanssızlık getirir.

    TUZ Masaya tuz dökülürse, uğursuzluk sayılır. Hemen omuz üzerinden üç kez arkaya doğru dökülürse tılsım bozulur.

    TÜKÜRÜK Üç kez arka arkaya tükürmek nazarı kovar.

    TERLİK Terliğin tekinin ters dönmesi uğursuzluk sayılır. Hemen düzeltmek veya diğerini de ters çevirmek gerekir.

    UĞUR BÖCEĞİ Üzerine konarsa yıl boyu uğur sayılır. Adı üzerinde. Ancak hiçbir zaman öldürmek ve ezmemek gerekir. O zaman uğursuzluğa dönüşür.

    YAKUT Mutluluğun simgesidir. Şans zenginidir. Rengini kaybetmemesi gerekir.

    YÜZÜK Genç kızlara armağan etmek bekâr ve evde kalması tehlikesini yaşatır. Hiçbir şekilde hediye edilmez.

    SIPA Özellikle Güney İtalya'da mafyaya karşı bir koruyucu sayılır. Her köy evinde mutlak bulunur.

    NAZAR BONCUĞU Ülkemizde nazara karşı bir simgedir. Kem gözlere karşı birebirdir. Batıda yeni yeni öğreniliyor.

    YÜZÜK Serçe parmakta taşımak büyüyü uzaklaştırır. Orta parmakta taşımak çağırır.

    MUSKA Nazara ve kem gözlere karşı ‘‘hoca’’ yazar.

    ÇATLAK Duvar çatlağı olumsuz bir haberi simgeler. Taş çatlağı şans getirir. Mercan çatlağı evliliğin simgesidir.

    SÜPÜRGE Süpürgeyi süpürürken birisinin ayağına değdirmek o kişinin kısmetini kapatır.

    ZEYTİN DALI Evlere asılırsa barışı, berraklığı, temizliği simgeler.

    YARASA Ortaçağda gece yarasanın çarptığı kişinin yedi zamanda vampirin tecavüzüne uğrayacağına inanılırdı.

    FİL Evde yedi adet biblo fil bulundurmak refaha ve şansa kapıyı açmaktır.

    TIRNAK Gece tırnak kesmek şeytanı çağırır inancı vardır.

    BUKET Anglosaksonların inancına göre gelinin arkasını dönerek attığı buketi kapan kız en kısa zamanda koca bulur.

    AYAK Yataktan sağ tarafa basarak inmek günün iyi geçmesini sağlar. Mekândan sağ ayakla çıkmak da aynı inançtır.

    AY Ay çıktığında görünce değerli bir maden veya taşa bakılırsa refah ve zenginlik getirir.

    AYNA Ayna kırmak yedi yıl belaya eşdeğerdir. Bekârsan yedi yıl evlenememekle karşı karşıya kalınır.

    TAHTAYA VURMAK Tahtaya üç kez vurmak nazarı karşılamak, engellemektir. Üç kez kulak memesini çekmek de ‘‘başa gelmesin, nazardan saklasın’’ anlamını taşır.

    ÖRÜMCEK Sabah sabah örümcek görmek tüm günün kötü geçeceğinin habercisidir.

    PİRİNÇ Uzakdoğu'da refahın, mutluluğun simgesidir. Bunun için yeni evlilerin üzerine pirinç taneleri atılır.

    SARMISAK Vampirlere birebir olarak yüzyıllarca evlerin duvarlarına asılmıştır. Nazardan saklar. Mutluluğu getirir.

    MERDİVEN Altından geçmek uğursuzluk sayılır. Geçmek zorunda kalınırsa seksek atlayarak geçilir. Altında elle boynuz işareti yapılarak uğursuzluktan kurtulunur.

    NAL Dünyamızda en tanınmış uğurdur. Batıl inanca karşı olanları bile etkiler. İngiliz atasözüne göre fırtınaya, şimşek çakmasına, yangına karşı nazara karşı, büyüye karşı ilaç gibidir. Dikkat, satın alınmaz. Bulunması gerekir.

    ONÜÇ RAKAMI ABD'de uğurlu bir rakamdır. Ancak Avrupa'da uğursuzluk kabul edilir. İstanbul'un fethinin yılının rakamlarının toplamıdır: 1+4+5+3= 13. Özellikle sofraya 13 kişi oturmak, bir araca 13 kişi binmek uğursuzluktur.

    ONYEDİ RAKAMI En kötü rakam sayılır. Hele cuma gününe gelirse beterdir. Akdeniz ülkelerinde ve özellikle İtalya'da 17 numaralı hane veya kapı numarası bulunmaz. Uçaklarda, otobüslerde 17 sıra atlanır. Romalılar zamanından kalmadır. Romen rakamlarının yer değiştirmesi ile ‘‘VIVI’’ yani ‘‘Yaşadım o halde öldüm’’ anlamına gelir. Kara kedi kadar uğursuzdur.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Batıl inançların perde arkası

          Kategori: Enteresan,Yaşanmış Olaylar

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1268

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş