AKERMAN: (Tür.) Er. - Dürüst, soylu, temiz kişi. AKGİRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Akergin) AKGÜL: (Tür.) Ka. - Beyaz gül. AKGÜN: (Tür.) Er. - Mutlu, sevinçli gün. AKHAN: (Tür.) Er. - Dürüst hakan. AKALP: (Tür.) Er. - Cömert, eli açık yiğit. AKIMAN: (Tür.) Er. - Cömert, eli açık kimse. AKIN: (Tür.) Er. - Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip. AKINALP: (Tür.) Er. - Akın yapan yiğit. Yiğit. AKINCI: (Tür.) Er. -Osmanlılarda ileri karakol. Ani vurkaçlarla

Bu konu 952 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
A osmanli isimleri 952 Reviews

    Konuyu değerlendir: A osmanli isimleri

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 952 kez incelendi.

  1. #1
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart A osmanli isimleri

    AKERMAN: (Tür.) Er. - Dürüst, soylu, temiz kişi.
    AKGİRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Akergin)
    AKGÜL: (Tür.) Ka. - Beyaz gül.
    AKGÜN: (Tür.) Er. - Mutlu, sevinçli gün.
    AKHAN: (Tür.) Er. - Dürüst hakan.
    AKALP: (Tür.) Er. - Cömert, eli açık yiğit.
    AKIMAN: (Tür.) Er. - Cömert, eli açık kimse.
    AKIN: (Tür.) Er. - Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip.
    AKINALP: (Tür.) Er. - Akın yapan yiğit. Yiğit.
    AKINCI: (Tür.) Er. -Osmanlılarda ileri karakol. Ani vurkaçlarla düşman*larının moralini bozan uç süvarileri. Hafif süvari.
    AKINER: (Tür.) Er. - (bkz. Akınalp)
    AKINTAN: (Tür.) Er. - Tan yeri ağa*rırken yapılan akın

    AKİF: (Ar.) Er. 1. Bir şeyde sebat eden. 2. İbadet eden, ibadet maksa*dıyla mübarek bir yere çekilen. İ'tikafa giren. 3. Direnen. M. Akif Er soy: Ünlü şair ve yazarımız. Safahat'ın ya*zan. İstiklal marşını telif etmiştir.
    AKİFE: (Ar.) Ka. 1. Bir şey üzerinde azimle duran, sebatlı, kararlı. 2. İba*det eden hanım.
    AKİL: (Ar.) Er.- Akıllı, akıl sahibi. Uslu, kavrayışlı. Ali b. Ebi Talib'in kardeşi. Akil b. Ebi Talib.
    AKİLE: (Ar.) Ka.- (bkz. Akil)
    AKİPEK: (Tür.) Ka. - İpek gibi ka*dın.
    AKİS: (Ar.) Ka. 1. Yankı. 2. Işığın veya bir şeklin bir satha çarpıp orada görünmesi, yansı. 3. Zıt, ters, muhalif.
    AKKOR: (Tür.) Ka. - Işık saçacak aklığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.
    AKKIZ: (Ar.) Ka.- Beyaz kadın.
    AKMAN: (Tür.) Er. 1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. Yaşlı kimse.
    AKMANER: (Tür.) Er.- (bkz. Ak*man).
    AKMAR: (Ar.) Ka. - Aylar, yıldızlar.
    AKMER: (Ar.) Ka. - Ay gibi beyaz (yüz)
    AKNUR: (t.a.i.) Ka. - Beyaz nur.
    AKÖZ: (Tür.) Er. - Özü sözü doğru kişi, temiz kişilikli.
    AKPINAR: (Tür.)- (bkz. Pınar).
    AKSAN: (Tür.) Er.- İyi ve temiz ta*nınmış kimse.
    AKSEN: (Tür.) Ka.- Sen aksın, te*mizsin, doğru ve namuslusun.
    AKSEVİL: (Tür.) Ka. - (bkz. Sevil).
    AKSIN: (Tür.) Er.- Temiz, doğru, dü*rüstsün.
    AKSOY: (Tür.) Er. - Temiz soylu.
    AKSUN: (Tür.) Er. - (bkz. Aksu).
    AKSUNA: (Tür.) Ka. -Ak renkli ya*ban ördeği.
    AKSUNER: (Tür.) Er.- (bkz. Aksungur).
    AKSUNGUR: (Tür.) Er.-Doğan cin*sinden bir nevi av kuşu. - Aksungur b. Abdullah. Melikşah zamanında Halep'in hakimliğini, yöneticiliğini yapan Türk Emiri.
    AKSU : (Tür.) Ka. 1. Temiz, pırıl pı*rıl su gibi. 2. Nehir
    AKSÜYEK: (Tür.) Er. - Eski Türk*lerde soylu anlamında kullanılırdı.
    AKŞEMSEDDİN: (t.a.i.) Er.- Dinin güneşi.- Türk din bilgini ve hekim. (Şam 1389-Göynük 1459). Fatih'in hocasıdır. İstanbul'un fethinde bulun*du. Ünlü sahabi komutan Eba Eyyub el-Ensari'nin mezarını bulduğu söyle*nir. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.
    AKŞIN: (Tür.) 1. Az ak, akımsı.2. Derisinde, kıllarında ve gözlerinde doğuştan boya maddesi bulunmadığı için her yanı beyaz olan (insan, hayvan). Erkek ve kadın adı olarak kulla*nılır.
    AKŞİT: (Tür.) Er. - Kutlu uğurlu. 2. Ak. 3. Güneş, nur, aydınlık. Akşit Muhammed b. Tugac: İhşidiler devletinin kurucusu.
    AKTAY: (Tür.) Er. - Beyaz tay. Türkler'de çok kullanılan bir isimdi.
    AKTAÇ: (Tür.) Er. - Beyaz taç.
    AKTAN: (Tür.) - Aydınlık, mehtaplı gece.
    AKTAR: (Tür.) Er. - Parlak, aydınlık sabah.
    AKTAŞ: (Tür.) Er. - Mermer.


    AKTEKİN: (Tür.) Er. - Parlak, gör*kemli, temiz huylu yiğit.
    AKTEMÜR: (Tür.) Er. - Akdemir.
    ARTİMUR: (Tür.) Er. - (bkz. Aktemur).
    AKTOLGA: (Tür.) Er. - (bkz. Tol*ga).
    AKTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Aytuğ).
    AKYIL: (Tür.) Er. -Temiz, güzel se*ne. - Erkek ve kadın adı olarak da kullanılır.
    AKYILDIZ: (Tür.) - Akşama doğru doğan parlak yıldız. Çoban yıldızı, sa*bah yıldızı.
    AKYİĞİT: (Tür.) Er.- Dürüstlüğü ve temizliğiyle tanınmış yiğit.
    AKYOL: (Tür.) Er. - Dürüst, doğru ve iyi yol.
    ALAADDİN: (Ar.) Er. -Dini yücelt*mek için din uğruna çalışan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu Sultanı. - Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.
    ALACAN: (Tür.) Er. - (bkz. Akan).
    ALAGÜN: (Tür.) Ka. - Yazın güneş buluta girdiği zamanki gölgeli hava.
    ALAMET: (Ar.) Ka. 1. İşaret, iz, ni*şan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, şaşılacak büyüklük*te (mec.).
    ALANALP: (Tür.) Er. - Ülke alan, fetheden, fatih.
    ALANAY: (Tür.) Er. - (bkz. Alanalp).
    ALANER: (Tür.) Er. - (bkz. Alanalp).
    ALANGOYA: (Moğ.) Ka. 1. Altın geyik. 2. Ünlü Moğol destanının kut*sal sayılan kadın kahramanı.
    ALANGU: (Tür.) Er. -Altın geyik.
    ALANUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Nur).
    ALAPINAR: (Tür.) Ka. - (bkz. Pı*nar).
    ALATAN: (Tür.) Er. - Güneş doğma*dan önce ufukta beliren karışık renk*ler.
    ALATAY: (Tür.) Er. - Derisinde be*nekler olan tay.
    ALCAN: (Tür.) Ka. - Can alıcı güzel. Can alan, cesur, yürekli.
    ALEMDAR: (a.f.i.) Er. 1.Bayrak ve*ya sancak tutan, taşıyan, bayraktar, sancaktar. 2. İşe önderlik eden. Alem*dar Mustafa Paşa: Osmanlı veziri.
    ALEV: (Tür.) Ka. 1. Ateşten ve yanı*cı cisimlerden çıkan parlak, çeşitli şe*killere giren gazlardan meydana gelen şeffaf dil, yalım. 2. Aşk ateşi, sevda. 3. Alımlı, cazibeli kadın.
    ALEVİ: (Ar.) Er. - Hz. Ali soyundan, Hz. Ali'ye hususi ilgi gösteren, ona taraftar olan. Şii mezhebinin kolların*dan biri.
    ALGAN: (Tür.) Er. - Alan, fetheden, fatih.
    ALGIN: (Tür.) Er. 1. Güçlü, iyi, gü*zel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, aşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Renksiz, cılız, zayıf.
    ALGUHAN: (Tür.) Er. - Çağatay hanlığı hükümdarı. (1266). Orta Asyayı ele geçirip Harezmden Afganis*tan'a kadar sınırlarını genişletti. Cengiz'in yasalarını şiddetle uyguladı.
    ALGUN: (Fars.) Ka. 1. Aklı alınmış. 2. Al renginde, koyu ve parlak pem*be. 3. Tümsek, tepe.
    ALGUNE: (Fars.) Ka. 1. Serap. 2. Allık.
    ALGÜL: (Tür.) Ka. - Kırmızı gül.
    ALİ: (Ar.) Er. 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Hz. Ali: Ebu Talib'in oğlu. Pey*gamberimizin amcazadesi ve kızı Fat*ma (r.anha)'nın kocası. Dördüncü ha*life.
    ALİCAN: (a.f.i) Er. - Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. - (bkz. Ali ve Can).
    ALİCENGİZ: (a.t.i.) Er. - Akla gel*mez, şeytanca, beklenmedik ve umul*madık tarzda anlamlan ile "Alicengiz oyunu" deyiminde geçer.
    ALİGÜHER: (a.f.i.) Er. - Yaratılışı ve mayası yüce ve değerli olan.
    ALİ HAN: (a.t.i.) Er. - Yüce han.
    ALİKADR: (Ar.) Er. 1. Yüksek kıymette olan, çok kıymetli, çok takdir edilen, çok saygıdeğer. 2. Meşhur bir çeşit lale.


    ALİM: (Ar.) Er. 1. Çok okumuş, bilgin.,2. Çok bilen. 3. Sonsuz. İlim sa*hibi. Allah'ın sıfatlarındandır. Kur'an'da Cenab-ı Hakk'ın ismi olarak 13 yerde geçer. "Abd" takısı alarak da kullanılır.
    ALİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Alim).
    ALINAK: (Tür.) Er. - Doğru, güve*nilir.
    ALİŞAH : (a.f.i.) Er. - Hükümdarla*rın en yücesi. Alişah Taceddin. (?-1324). İlhanlı veziri.
    ALIŞAN: (a.f.i.) Er. - Şan ve şerefi yüce ve yüksek olan çok değerli.
    ALİYAR : (a.f.i.) Er. 1. Yar, dost, sevgili. 2. Alinin dostu, sevgili adı. 3. Yüce dost. - Birleşik isim
    ALİYE: (Ar.) Er. - Yüce, yüksek, bir şeyin en yukarısı, tepesi. - (bkz. Ali).
    ALKAN: (Tür.) Er. - Kırmızı kan. Alkan bey: Türk denizci. Selçuklula*rın egemenliğindeki İznik'te Ebu'l-Kasım'ın donanma komutanı.
    ALKIM: (Tür.) Er. - Gökkuşağı. Al*kım (Uluğ Bahadır) Türk Arkeolog.
    ALKIN: (Tür.) Er. 1. Sevdalı, aşık, vurgun. 2. El çırpma, övme.
    ALKUR: (Tür.) Er. - Hep, bütün, herkes.
    ALLAHVERDİ: (a.t.i.) Er. - İran'da yaşayan bir Türkmen kabilesinin adı.
    ALP: (Tür.) Er. 1. Eski Türklerde kahraman, yiğit, cesur, bahadır, pehli*van. 2. Seyfi kola mensup, savaşçı, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim İslam'dan sonra da Türkler ara*sında kullanılmaya devam etti.
    ALPAGU: (Tür.) Er. 1. Tek başına düşmana saldıran yiğit. 2. Eski Türk*lerde bir rütbe adı. 3. Eski Türklerde bir kurt adı.
    ALPAĞAN: (Tür.) Er. - Cesur, yiğit, kahraman.
    ALPAK: (Tür.) Er. - Dürüst, kahra*man, yiğit.
    ALPARTUR: (Tür.) Er. - Kendine güveni olan yiğit.
    ALPASLAN: (Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiğit, savaş beyi. Büyük Sel*çuklu hükümdarı. Selçukluların en büyük zaferi sayılan Malazgirt zaferi onundur (l071).
    ALPAY: (Tür.) Er. - Cesur, yiğit kimse.
    ALPAYDIN: (Tür.) Er. - (bkz. Al*pay).
    ALPBİKE : (Tür.) Er. - genç, deli*kanlı, (bkz. Alp).
    ALPÇETİN: (Tür.) Er. - (bkz. Al*pay).
    ALPDE.MİR: (Tür.) Er. - (bkz. Al*pay).
    ALPDOĞAN: (Tür.) Er. - Doğuştan yiğit olan.
    ALPER: (Tür.) Er. - (bkz. Alp).
    ALPEREN: (Tür.) Er. - Yiğit, baha*dır.
    ALPERTUNGA: (Tür.) Er. - Efsane*vi Türk hükümdarı ve destan kahra*manı. M.Ö. 626 yıllarında yaşayıp İranlılarla uzun savaşlara giren Turan (Saka) hükümdarı olduğu söylenir. Türk, İran, Arap, Hint, Eski Yunan ve Asur kaynaklarında kendisinden değişik adlarla bahsedilir.
    ALPGİRAY: (Tür.) Er. - Yiğit hü*kümdar. Kırım veliahtı. Bir ara Kırım Hanı da oldu.
    ALPHAN: (Tür.) Er. - Yiğit hüküm*dar.
    ALPKAN: (Tür.) Er. - Yiğit soydan gelen.
    ALPKIN: (Tür.) Er. - Keskin kılıç.
    ALPMAN: (Tür.) Er. - Yiğit, cesur, kahraman.
    ALPNUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Alp).
    ALPSOY: (Tür.) Er. - (bkz. Alpkan). Yiğit ve cesur soya mensub.
    ALPTEKİN: (Tür.) Er. - Kahraman şehzade. Birleşik isim. Alp: Kahra*man, Tekin: Şehzade.
    ALTAN: (Tür.) Er. 1. Sabahın güneş doğarkenki zamanı. 2. Hakanlara ve*rilen unvan, sultan, padişah.

    ALTAY: (Tür.) Er. 1. Asya'da Batı Sibirya ile Moğolistan'ı ayıran dağlık bölge. 2. Altay dağlan bölgesinde ya*şayan Türklerin genel adı.
    ALTIN: (Tür.) Ka. 1. Parlak, san renkte, paslanmayan, kolay işlenebi*len, ziynet eşyası olarak da kullanılan maden, zer, zeheb. 2. Örfte kadın adı olarak kullanılır. Zerrin (bkz. Zerrin).
    ALTINBAŞAK: (Tür.) Ka. - Değerli kimse.
    ALTINBİKE: (Tür.) Ka. - (bkz. Altınbaşak).
    ALTINIŞIN: (Tür.) Ka. - Işığın en güçlü anı.
    ALTINİZ: (Tür.) Ka. - (bkz. Altınışık).
    ALTINTAÇ: (Tür.) Ka. - Altından taç.
    ALTUĞ: (Tür.) Er. - (bkz. Tuğ).
    ALTUNAY: (Tür.) Er. - Ay'ın san renkli hali
    ALTUNÇ: (Tür.) Er. 1. Bakır alaşı*mı. 2.Kırmızı bakır. 3. Kırmızı, al gözlü.
    ALTUNER: (Tür.) Er. - Değerli kim*se.
    ALTUNHAN: (Tür.) Er. - Zengin ha*kan. Türklerin, Çin'de hüküm süren Türk-Moğol hükümdarlarına verdik*leri ad.
    ALYA: (Ar.) Er. 1. Yüksek yer, yük*seklik. 2. Gök, sema.
    AMANULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın bağışlaması. Allah'ın koruması.
    AMİD: (Ar.) Er. 1. Çok hasta. 2. Aşk hastası. 3. Başlıca nokta. 4. Önder, şef, komutan. 5. Diyarbakır'ın eski adı. Ortaçağ'da İslam Türk devletle*rinde kullanılan bazı unvanlar ve me*muriyet isimleri.
    AMİL: (Ar.) Er. 1. Fail, yapan, işle*yen. 2. İslam devletlerinde zekat, ver*gi tahsildarı veya valiler ve devlet memurlan.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: A osmanli isimleri

          Kategori: Türk Tarihi

          Konuyu Baslatan: Emine

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 952


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş