Yavuz Sultan Selim kardeşi Şehzade Ahmed'i öldürtünce, Ahmed'in Murat ismindeki oğlu İran'a kaçmıştı. Murat dört yıl kadar İran'da kaldı. Sonra Yavuz Sultan Selim’e Murat’ın orada katledildiği haberi geldi. Fakat Murat’ın yaşadığı söylentisi çıkmıştı. Şehzade Murat'ın gizlice Anadolu'ya girerek Amasya'ya geldiği ve etrafına birtakım adamlar toplayarak Anadolu'da bir ihtilal çıkarmaya hazırlandığı konuşuluyordu. Bunu duyan Yavuz Selim derhal gizli bir soruşturma başlattı. Amacı bu rivayetin nasıl ortaya çıktığını bulmaktı.
Rivayetin ucu Amasya şehrinde bir nalbanda dayandı. Nalbant derhal tutuklandı ve İstanbul'a gönderildi. Zaten nalbant da inkâr etmedi ve şöylece anlattı:
“Bir gün dükkanımda çalışırken dervişin biri geldi. Boynunu büküp ah etti. Sürekli yüzüme bakıyordu. Bir şey söylemek ister gibiydi ama hiç konuşmuyordu
[Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
Bu olay birkaç gün aynı şekilde devam etti. Nihayet dayanamadım ve "Ey âşık! Yoksa bir sevgili yarenden mi ayrı düştün?" diye sordum.
Derviş, ‘Canımdan çok sevdiğim bir yârim var. Fakat hastalanıp yatağa düştü. Ben de üzüntüsünden perişan oldum. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Bana senin garip dostu mert bir insan olduğunu söylediler. O yüzden sana geldim. Sen merhum Sultan Ahmet’i çok severmişsin. Elbet onun garip düşmüş oğluna da acırsın. Benim sözünü ettiğim kişi Şehzade Murat’tır. Acem diyarından çıktı geldi, ne çare ki gayet hastadır’ dedi.
Ben de gittim o civanı gördüm. Bitap yatardı. Hatırını sordum ve canının çektiği yemekleri yaptırıp o dervişle gönderdim. Şehzade ayağa kalktı. Memleketimiz zenginlerinden Sabuncu İbrahim de çok yardımda bulundu. Benim bildiğim bundan ibarettir.”
Nalbandın haber verdiği Sabuncu İbrahim de getirildi. O da inkâr etmedi; "Yol levazımını tedarik ettim, birkaç adamıyla İstanbul tarafına gitti" dedi.
Nihayet derviş de bulundu, Şehzade Murat'ın yanındaki diğer adamlar da bulundu. Onlar da, "Beş on gün evvel Üsküdar'da vefat etti, filan yere defnettik" dediler.
Yavuz Sultan Selim emir verdi, adamlar gönderdi. Gösterilen mezarı açtılar ve genç ölünün başını cesedinden ayırarak bir altın tabak içinde huzura getirdiler. Yavuz bu kesik başı eliyle kontrol etti. Şehzade Murad'ın başında içine ceviz sığabilecek bir çukur vardı. Bunu görünce Şehzade Murat'ın öldüğüne kati kanaat getirdi. Tutukların hepsi de, Yavuz gibi bir padişahın kendilerini sağ bırakmayacağını zannediyorlardı, hayatlarından ümitlerini kesmişlerdi. Fakat ortada bilfiil bir isyan hareketi yoktu. Bu insanlar sadece garip bir şehzadeye merhamet etmişlerdi. Yavuz Sultan Selim bu adamların hepsini affetti.