http://www.ogm-boluobm.gov.tr/images/sunnet_goynuk_kis.jpg Acının Omuzlanışı Edip Cansever için Kadını bir gürültüye sapladılar. Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı

Bu konu 1669 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
Azerhandan şiirler 1669 Reviews

    Konuyu değerlendir: Azerhandan şiirler

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1669 kez incelendi.

  1. #1
    Azerhan
    Azerhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Harika Azerhandan şiirler





    Acının Omuzlanışı

    Edip Cansever için

    Kadını bir gürültüye sapladılar.
    Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı
    kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar
    fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar
    bombalar, bö sesleri, savaş alaborası...
    Yaşamak bir tıkırtıydı, aldırmadılar.

    Çocukların düşlerinde bir Markut
    bir kurbağa zıplıyor yaşamamızdan
    hergün zıplıyor, hergün eksiliyor, hergün
    Markuuuut! Torbanı sarkıt.
    Her doğal güzelliğin bir ucunda aptallık
    öbür ucunda o kambersiz geçen düğün.

    Kadın. Kadını bir dilime katık ettiler
    Markuuuut! Torbanı sarkıt.
    Siz büyüyün kan kuşları siz büyüyün
    güzün gelişi bir öğürtüdür korkmayın
    korkmayın ölüm bir başka ağzıdır yarasaların.
    Aşınmış eşikler, aşınmış yaygaralar
    aslan gibi bir kocası var mıydı bu kadının?
    Gömleğimi zorlayan kuş sesleri.

    İsmet Özel



    Akdenizin Ufka Doğru Mora Çalan Mavisi

    Kim yeni terleyen bıyığına, sakalına sevdalanmışsa
    Ölünceye kadar bu daireden dışarıya ayak atamaz
    HAFIZ

    Yaz günleri beni hatırlamıyor.
    Salgılı bir hayvanla bitişiyorum yaz yaklaşınca
    yayılıyorum ortasına sevgili tüylerimin
    geniş uykulardayım, muazzam uykularda
    yılların zulmünden haberim yok
    ne de sürgün taşralı kızlar korosundan
    geçiyor hazza yatkın dudaklarıyla gece
    canımın ilmekleri arasından.

    Beni artık kimseler arayıp da bulmasın
    beyaz harmanilerin göklere açık sofrasında
    yıktığım saltanatın dizinde inlediğim
    aşkın en tabanında yattığım anlaşılmasın
    çünkü ben çok gizli bir yanlışın
    dehşetengiz yeteneğini ölçmek için
    yepyeni bir hata için iniyorum Akdeniz'e
    Meryemoğlu sanıp ben zavallı ademi
    çarmıha çaktılar orda çok zaman önce.
    Çok zaman önceydi ki otobüsler
    mermer sütunlu şehirlerden sahil çardaklarına
    nice yılgın havarilerle gidip geldi.
    Hepimiz, yani taflan çiğnemekle güzelleşen çocuklar
    havariler karşısında harami
    gövdesinde hayvan kabarınca mecalsiz
    kutlu bir tan çıkarmayı denedik
    kayser makinasından
    anneler
    sevecen gözyaşlarıyla korurdular bizi.

    Bizi sen ey beyhude ve baygın duyguların yırtıcısı
    sen ey loş çalgıları uykulardan çıkarıp
    Bahçelerin hayatına yerleştiren esrar
    bizi bırakmıştın
    acı güller salınırdı kanımın raddelerinde
    ve ben güneş altında kendini bize öptüren neyse
    gece onun kimlerle buluştuğunu araştırdım
    o zaman yalın yürek kaldım şiddetin çölünde
    aldanışların çölünde korkudan
    denize dilimi soktum ayaklarımdan önce.
    Bu kadar, bu kadardı Akdeniz
    aslı yokmuş dinlediklerimin
    eski moda güneş sanrılarından
    bir şair cesedinden hiç farkı yok denizin.

    Yok ve yaz günleri beni hatırlamıyor
    boğulmuş hüznü gösteriyor bana memelerinden
    geçiyorum bir yakıcı maviden derinleştirilmiş mora
    geçiyorum ayaklarım altında kumları hıçkırtarak
    Kara yaz! Karanlık yaz! Kararan vücutlardan
    rıhtıma varmayan ceset elbette hatırlanmaz.

    (1974)

    İsmet Özel



    Aynı Adam

    Tozludur saçlarım, saçlarımdan
    devrilmiş sarayların dumanları savrulur
    yüzüm yanıktır
    yüreğime bir karanfil sokuludur
    ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
    benim göğsüme göğsüme vurup durur.
    Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
    bahar da sürgülenir içime katranlar da
    hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
    hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
    Beni sular
    kocaman taşları parçalayarak hatırlıyor dağlarda
    ve beni hatırlatıyor çeltik tarlalarında aynı sular
    umutlu sakinlikleri
    lohusalıklarıyla.

    Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
    kökten dallara yürüyen sular gibi
    yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne
    yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir
    dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye
    torna tezgahlarında demir.

    Yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen
    yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri
    kanla dolar pazuları tarladakinin
    hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki
    gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm
    yağlı kasketimin kıyısında nar çiçekleri.

    Aynı adam Ekim günlerinden beri gümbür gümbür gelirim
    teneke damların üstüne safi sinirden doğan güneş
    portakallar fırlatarak parlıyor benim adımlarımla
    anladım neden yorgunluk
    gülümserlik getiriyor insana
    hayatın bana başat
    bana avrat oluşunu öğrendim
    işçiler bunu kurşunlanarak öğrendi
    on beşinde bir arkadaş
    inancını savunurken yargıca
    anladı bulana durula akmakta olan şeyi.

    Yürüyorum
    azarlanıyorum fışkıran başaklarla
    iki bomba gibi taşıyorum koltuğumdaki bir çift somunu
    hurdahaş bir sancıyla geçiyorum badem çiçekleri altından
    gözlerim nemli değil.
    gözlerim namlu.

    (1968)

    İsmet Özel








    Bakmaklar

    Donyağından yapılmış sabunların
    ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
    ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
    taşınmaz kıldığı.
    Ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
    keten helvacılardan, bileycilerden
    rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
    barutun ve susamanın güzelliğiyle
    tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
    Oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
    direnmenin mayasını ellemeye.
    Gün dönerdi, benzi solardı kahkahamın
    kapardım kapımı gevşeyen bir yanımla
    ve hergece yatağımda bir engerek bulmanın
    süregen iğrentisiyle dolardım, sesim
    öylece - Kusmuk Gibi - kalırdı ağzımda.

    Çünkü heryerde bir göğün ufak kaldığı vardı
    - akşama özgü göğsümü açardım
    ey mutlu seri penceresi doğanın -
    heryerde köpeksi koklaşmaların sürüp gittiği vardı
    uyurken bir kadına doyar gibi kanardı ayaklarım
    kanardı ve bir irin seliyle boğulurdum hersabah.

    Oysa babam bilirdi yaşadığını aptes alırdı çünkü
    anlatacak şeyleri vardı, eğilip kalkmaları
    dualar okuması, doğum sancılarıyla bırakıp gitmesi anamı.
    Ah, göğe uzatıyorum bir cumartesiyi
    hayın bir çalgıyı kuşanıyorum göğün huysuz kuşlarıyla
    GÖK! Bir kahkahaya geçirdikçe dişlerimi
    bir tabut kalmıştır akşam olmaya
    bir tabut beklenen bir aydınlıktır
    beklenen bir ses gibi avlularda.
    Anam kirliserin penceresinde doğanın
    uykusu ayaklanır kanı birikir saçlarına
    gözlerine uyuşuk bir hınç siner artık
    ölü bir erkeği almıştır yatağına
    o soğuk ölüyü, o kurutulmuş anıyı
    birdenbire benim ağzıma takılır herşey
    giderim akşama özgü göğsümü açmaya.

    Ben nereye adımı yazsam
    nereyi göstersem parmaklarımla
    orası şapkalar yüklü bir vagondur,
    nerede daralmış görsem bir adamı
    akşamın güzel buğusunda eli-ayağı tutulmuş
    bir çiçeğe uzanırken utandığını görsem
    işte iğrentim yayılıyor derim, işte sırtlanlar soluyor ellerimde
    kuşlar çoktan kapamışlar tarlalarını.
    O zaman bir üzünç aralığında - herkes gibi - başlar korkum.

    Ey irin mutluluğu!
    Ey durmayıp ağrıyan kemiği usumun!
    Uğunursam beni hazdan delirten hayvanın ortasında
    ben koşarken derelerde birikirse çocukluğum,
    piçliğim birikirse sesimin o hıncahınç boşluğunda
    coşkunun en sağlam atıyla geliyorum
    sövgüm büyüyor, ağartıyor günümü.
    TAN! Ölü bir keçiyle saçlarımı taramanın vaktidir
    sarı bir bilincin ötesini ellemek istemenin
    bir üzünç aralığındayız artık TAN!
    savulun, çıplaklığım geliyor ardımdan.

    (1964)

    İsmet Özel




    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Azerhandan şiirler

          Kategori: Türkce Şiirler

          Konuyu Baslatan: Azerhan

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 1669

    Konu Azerhan tarafından (21.08.2008 Saat 20:59 ) değiş;tirilmiş;tir.

  2. #2
    Apancene - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    4.254
    Konular
    278
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    702
    @Apancene

    Standart

    emeğine ,üregine sağlık gardaş
    NE YARDAN, NE ÇAYDAN..!!
    Yeşil çay, siyah çay, Çay dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir...



    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

  3. #3
    Ayselim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.08.2008
    Mesajlar
    1.686
    Konular
    181
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    722
    @Ayselim

    Standart

    Seni seviyorum diye
    Gelişine kadar rötar yapmış hayatımı
    Seninle yaşamaya hazırlanırken
    Sana uzanan yollarımı kapaman niye?
    Biliyorum haykırışlarım boşuna
    Şahin pençesinde asılı serçe gibi
    Nafile tüm çırpınışlarım
    Boşuna sesleniyorum duymayacağını bile, bile
    Seni beklemem nafile Gözlerinde zifir siyah bir perde
    Alkış tutuyorsun alabildiğine
    Şamdandaki mum gibi eriyip bitişime
    Sen kulaklarını değil
    Yüreğini tıkamışsın sana seslenişime Oysa ben
    Tüm yokluğuna inat varlığını yaşatırken içimde
    Gül pembesi çizgilerle resmini işliyorum
    Karanfil moru gecelere
    Şiirleri seninle yüklüyorum kanatırcasına
    Dizeleri ağlatıyorum.
    Seni işliyorum hecelere Tüm yaşayamadıklarıma inat
    Seni yaşamak istememdi ütopyalarım
    Tek sana adanmışlığımdı ölümüne
    Tek senin doldurduğundu rüyalarım
    Şimdi
    Bir tutam gücüm kaldı en sona sakladığım
    Bilmiyorum
    Ansızın çıkıp gelecekmisin aniden
    Bir avuç toprak olmadan sonunda
    Sen diye kucakladığım. Bir gün
    Anlayabilme ihtimalin var ya sevdiğimi
    Düşüp gelme umudun var ya yüreğinin peşine
    Yüreğin bende emanet biliyorsun
    Ve ben
    Yüreğin yüreğimde
    Yüreğin ellerimde
    Çok yakında
    Çekip gideceğim yok oluşun koynuna
    Beni düşürdün ya bu hale
    Günahı boynuna.

    Mustafa Şekerci



    Azer siirler cox gozeldi birinde men yukledim
    Gel gor omrumuzden kecen o gunlerden neler qalmish

  4. #4
    nesijcim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    11.08.2008
    Mesajlar
    168
    Konular
    103
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    563
    @nesijcim

    Standart

    emegine yüregine saglık azerhan çok güzel siirler

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş