Karaman KARAMAN'IN KISA TARİHÇESİ Karaman kentinin ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber yapılan arkeolojik kazılar neticesinde önemli bir yerleşim bölgesi ticaret ve kültür merkezi olduğuna dair belgeler bulunmuştur. Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya'lıların egemenliğine geçmiş M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos'un işgaline

Bu konu 4726 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Karaman 4726 Reviews

    Konuyu değerlendir: Karaman

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 4726 kez incelendi.

Konu: Karaman

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart Karaman

    Karaman
    KARAMAN'IN KISA TARİHÇESİ
    Karaman kentinin ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber yapılan arkeolojik kazılar neticesinde önemli bir yerleşim bölgesi ticaret ve kültür merkezi olduğuna dair belgeler bulunmuştur.
    Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya'lıların egemenliğine geçmiş M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos'un işgaline ve talanına uğramıştır.
    Karamanoğulları Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasından ve yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini kurmuşlardır. Karamanoğulları OĞUZ'ların SALUR boyuna mensuptur. 24.Oğuz boyu şunlardır. 1.Kayı 2.Bayat 3.Alkaevli 4.Karaevli 5.Yazır 6.Döğer 7.Dondurga 8.Yaparlı 9.Avşar 10.Kızık 11.Beğdili 12.Karkın 13.Bayındır 14.Biçene 15.Çavuldur 16.Çepni 17.Salur l8.Eymür l9.Alayuntlu 20.Üreğir 21.Iğdiz 22.Büğdüz 23.Yuva 24.Kınık. Bu 24 boy 6 ata da birleşir. 1.Günhan 2.Ayhan 3.Yıldızhan 4.Gökhan 5.Dağhan 6.Denizhan.

    Şehir Klasik dönemlerde LARENDE olarak bilinir. 1256'da Karamanoğulları devletinin başkenti olan Larende Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı olarak KARAMAN adını almıştır.
    Karamanoğlu Mehmet bey Konya civarında Moğollarla yaptığı savaşı kazanarak Konya'yı moğol işgalinden kurtarmış ve Karamanoğlu Devletinin başkenti yapmıştır. O tarihlerde Anadolu Selçuklularının resmi dili Arapça edebiyat dili Farsça idi. Yönetenlerle yönetilenler arasında dil konusunda büyük farklılıklar meydana gelmişti. Dil farkı büyük reaksiyonlar doğurdu. Hacı Bektaş Veli Tapduk Emre Yunus Emre Aşık Paşa Sarı Saltuk ve Karamanoğlu Mehmet Bey başta olmak üzere daha birçok kültür tarihinin büyük simaları Türk kültür ve medeniyetinin tahrip edilmekte ve yok edilmekte olduğunu görerek siyasi ve kültürel taarruza geçmişlerdir. Karamanoğlu Mehmet Bey Türk Milliyetçilik tarihine altın harflerle yazılması gereken 13 Mayıs 1277 yılında yayınladığı bir fermanla Türkçe'nin zaferini sağlamıştır. Bu fermanla "Bu günden sonra hiç kimse sarayda divanda meclislerde ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya" diyerek Türkçe'den başka konuşulan ve yazılan dilleri yasaklamıştır.
    Bugün Karaman halkının civar yerleşim bölgelerine nazaran daha düzgün bir lisan kullanmasını bu fermanda aramak lazımdır.
    Karamanoğulları devletinin sınırları en güçlü olduğu zamanlarda Karaman Konya Sivas Kayseri Niğde Adana Antakya Silifke Anamur Mut Gülnar Alanya Gazipaşa Antalya Isparta Beyşehir'e kadar uzanıyordu.
    Karamanlılar kuvvetli düşmanlarının karşısında sarp yerlere bilhassa Toros dağlarına çekilerek korunurlar ve tehlike geçince tekrar İçel ve Larende (Karaman) tarafına geçerlerdi. Geçitler vasıtasıyla Konya'ya ulaşan ticaret kervan yollarını kontrol eden Karamanlılar Ceneviz Kıbrıs ve Malta tacirlerinden aldıkları vergiler ile mühim bir gelir temin ediyorlardı. Lamos Silifke Anamur Manavgat gibi kendilerine ait limanlardan tahsil ettikleri gümrük resmi önemli gelirlerdendi. Karamanoğullarının Alaaddin Bey'den itibaren hedeflerinin gümüş sikkeleri görülmektedir.
    Hıristiyan alemi tarafından kutsal sayılan ve antik şehir olarak bilinen DERBE kenti Avrupalı hıristiyan turistlerin dikkat ve ilgisini çekiyor. (Derbe Karaman'a bağlı Aşıran köyü yakınlarında yer alır) Hıristiyanların Hz. İsa Peygamber'den sonra kendilerine dini lider olarak bildikleri MICHAEL Derbe'de yatmaktadır. Burayı ve MICHAEL'in kabrini ziyaret edenler Hıristiyan inancına göre kendilerinin hacı oldukları edinilen bilgiler arasındadır.
    Karaman 15 Haziran 1989 tarihinde Türkiye'nin 70. Vilayeti olmuştur.
    TARİHÇİLERE GÖRE KARAMAN
    Eb-ül Fida'ya göre Karaman :

    Rum Beldelerinin birisi de KARAMAN topraklarıdır. Buralarda Türkmenler oturur. Karamanoğulları çevresindeki beyliklerin en güçlüsü ve en uzun ömürlü olanıdır. Konya'nın bir günlük Güneyinde Rum Beldesinden birisi de Larende (Karaman) dır.

    Evliya Çelebi'ye Göre Karaman :

    Evliya Çelebi Karaman ve tarihi eserlerini incelemiş Yunus Emre'nin de Karamanda olduğunu belirtmiştir.
    Karaman Kalesinden Aktekke (Mevlana'nın Annesinin mezarının bulunduğu cami) Nuh Paşa camii Dikbasan camii Karabaş Veli Camii Kirişçi Baba camii ve bunlardan başka çok sayıda cami medrese çeşme han hamam ve imaretlerden bahseder. Evliya Çelebi bu tarihi eserlerden başka büyük bir cadde üzerinde 470 dükkandan bahisle Karamanlıların tarihlerde yaşantılarını ve binlerce evliyanın mevcudiyetini ve Yunus Emre'nin merkadi-nin (Mezarının) Karaman'da olduğunu yazmaktadır.

    Katip Çelebi'ye Göre Karaman :



    Katip Çelebi "Cihannüma"sında; Konya'nın kazalarını sıraladıktan sonra Larende için "Konya'nın Doğu Cenubunda arası bir menzil düz yerde kasaba ve kala'dır. Akarsuyu bağ bahçeleri camileri ve hamamları vardır.
    Katip Çelebi Karaman eyaletini şöyle yazmıştır. "Der beyan-ı Eyalat-ı Karamansmanlılardan evvel bu yerlerde Al-i Karaman iskan etmekle bu diyara Karaman denilmiştir. Daha evvel bu memleket ta denizde sonra ererdi.

    Konya Salnamelerinde Karaman:

    1289 1291 Hicri (1872 1874 Miladi) tarihli Konya Salnamelerinde Karaman Tarihi hakkında bilgi verildikten sonra 88'inci sayfada şöyle deniliyor; "Karaman'da Kibar'ı Evliyaullahtan Tabduk Emre Yunus Emre Mader-i ve Birader-i Hz. Mevlana ve Kettaue Baba Canbaz Kadı medfundurlar".
    1294 -H. (1877 M.) tarihli salnamede de şunları yazıyor: "Karamanda büyük küçük 41 camii 82 mescit 17 medrese l kütüphane 5 tekke 12 zaviye l rüştiye mektebi ve biri Ermeni diğeri Rum 2 adet kilise ve 51'i İslam ve 2'si Rum olan 53 mektep ikisi çift ve yedisi tek olmak üzere 9 hamam 115 çeşme ve şadırvan 422 dükkan 7 han 5 adet bezirhane 11 yağhane 33 değirmen l imaret 11 sebil 12 sarnıç l buzhane 4 karlık l adet Kala-i atik mevcuttur."

    Lugat-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye Müellifine Göre Karaman:

    Karaman bugün Konya vilayeti dahilinde olup evvelce Pizidi kıtasını teşkil eden ve sonra bir müddet emirlik halinde idare olunan Larende Niğde Ermenek Konya Kayseri Akşehir Beyşehir Seydişehir ve Karahisar sancak ve kazalarını toplayan eyaletin ismidir. Bu eyaletin çok yeri dağlık ise de güzel üzüm afyon yetişir ve tuzlaları vardır."
    Şemseddin Sami Bey'e göre Karaman:

    Sems'eddin Sami Bey (Kamus-ül A'lam'ında Karaman ilini) şöyle yazmıştır."Anadolu'nun orta kısımlarının Güney cihetine verilen isim olup Konya Niğde İçel sancaklarından ibarettir. Bu bölge Selçuk Devletinin çökmesinden sonra İstiklâl kazanarak oralarda hüküm süren Karamanoğullarının adı ile anılır. Bu hükümetin ilk teşekkülünde Larende Kasabası merkez olup sonra yine Konya'yı terke mecbur olmuşlar Larendeye çekilmişlerdir. Şimdi dahi Karaman ilinin merkezi Larende ad olunup bu kasabaya Karaman dahi denilir."

    Yümaz Öztuna'ya göre Karaman:

    Karamanoğulları Anadolu Türkmen Beyliklerinin en mühimi en büyüğü en kudretlisi ve en devamksıdır. Karaman Türkmen Beyliği 1250 yıllarından 1487'ye kadar takriben 237 yıl sürmüştür. Karamanoğulları Oğuzların Kaçar Boyu Beylerinden olan Ahmet Sadettin Bey'in oğlu Nure Sofi Beyden inmişlerdir.25 asırlık tarihleri sırasında Karamanoğulları'nın toprakları zaman zaman büyüyüp küçülmüştür. Karaman Beyliği Türkiye'nin şu vilayetlerine yayılmıştır: Konya Karaman Niğde Aksaray Ankara Nevşehir İçel Kırşehir vilayetlerinin tamamı Antalya'nın doğu yarısı Karamanoğulları nüfuz ve tabiyetinde bulunmuştur. Karamanoğullan batıya doğru Antalya İsparta Afyon dolaylarında zaman zaman yukarıdaki sınırlarıda aşmışlar akın mahiyetinde çok daha uzaklara gitmişler ve Bursa'ya da girmişlerdir. Yukarıda gösterilen topraklar 146000 km2 olup o dönemde bu topraklar üzerinde 2 milyon insanın yaşadığı tahmin edilmektedir.

    BEYLİK ÖNCESİ DÖNEM


    Anadolu'nun merkezi bir yerinde bulunan Karaman; Batı Anadolu'dan Akdeniz'e ve özellikle Çukurova'ya inen yolların da geçiş noktasında yer almaktadır. Bu nedenle Karaman ovası bereketli topraklara sahip olmasının yanında bu stratejik konumu sebebiyle de ilk çağlardan itibaren insanoğlunun ilgisini çekmiş ve yerleşim alanı olmuştur. Karaman ve çevresinde arkeolojik kazılar henüz yeterince yapılmadığından prehistorik çağlara ait bilgiler çok fazla değildir. Ancak 13 km. kuzeydoğuda yeralan höyüklerin satıh araştırmaları ve özellikle Canhasan höyüğünde yapılan bilimsel kazılar Karaman ovasındaki uygarlığın sekizbin yıl öncesine uzandığını göstermektedir.
    İlk çağlardaki durumu henüz aydınlanmamış olan Karaman Hititler döneminde yarı bağımsız bir devlet olan Arzava Devleti'nin sınırları içinde yer almıştır. Bu devirdeki önemli askeri ve ticari bir merkez konumunda olduğu Karadağ ve Kızıldağ'da bulunan Hititlerden kalma kitabe ve roliyeflerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
    M.Ö. VII. y.y.'da Frikyalıların Vl.y.y.'da Lidyalıların saldırısına uğrayan Karaman bu yüzyılın sonlarında Perslerin egemenliğine girmiştir.
    Klasik devirlerde LARANDA olarak bilinen Karaman Lykaonia bölgesinde yer almaktaydı. Büyük İskender'in haleflerinden Perdikkas ve Flippos'un M.Ö.322 yıllarında talan ve tahribatına uğrayan Karaman daha sonra Antigon'un ve Selevkos'un eline geçmiş M.Ö. I.y.y'a kadar Anadoldaki krallıkların elinde kalmıştır.Karaman Romalılar devrinde mahalli krallardan Derbe Hakimi Anlipütros'un idaresine girmiş Galatla kralının Amyntos'u yenip öldürmesi üzerine Galatlardın eline geçmiştir. Bu dönemde Lykaonia Birliği'ne bağlı önemli bir ticaret merkezi olarak kalmıştır Hristiyan alemi tarafından kutsal sayılan ve antik şehir olarak bilmen Derbe yeri konusunda tarihçiler arasında ihtilaf var ise de merkez ilçeye bağlı Ekinözü (Aşıran) köyü yakınlarında bulunduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır Hristiyanların Hz. İsa'dan sonra kendilerine dini lider olarak kabul ettikleri Michael'in mezarı da Derbe'de bulunmaktadır.
    Karaman M.S Vll.ve IX y.y.'larda Arap orduları tarafından birkaç kez kısa süreli işgal edilmiş; Selçuklular dönemine kadar da Bizans egemenliği altında kalmıştır
    Karaman M.S. 1165 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin egemenliğine girmiş ve 1256 yılına kadar bu egemenlik devam etmiştir.

    BEYLİK SONRASI DÖNEM
    Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra Osmanlılar'ın devlet politikaları sonucu Karamanlılar başta Rumeli olmak üzere imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Zaman İçinde bir kısım Karamanlılar da Kıbrıs adasına göç etmişlerdir.
    Ulu önder Atatürk'ün annesinin ailesi de Kültür Bakanlığı yayınlarından bu Burhan Göksel tarafından yazılan "Atatürk'ün Soykütüğü Üzerine Bir Çalışma" isimli eserin 6.7. ve 10. sayfalarında verilen bilgilere göre Rumeli'ye göçmüş Karamanlılardandır.
    Kıbrıs Cumhurbaşkanı(eski) Rauf Denktaş'ın ailesinin de Karamanlı olduğu bilinmektedir.
    Karamanoğulları Beyliği tarih sahnesinden silindikten sonra Konya Osmanlı toprakları içinde önemli bir vilayet olmuş ve "Karaman Eyaleti" adını almıştır. İdarenin başında da her zaman bir beylerbeyi bulunmuştur.
    Larende (Karaman) ise önce Konya Vilayetine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ilçe merkezi olmuştur.
    Karaman Osmanoğulları döneminde hiçbir zaman Karamanoğulları dönemindeki parlak günlerine kavuşamamış mütevazi bir Anadolu kenti olarak Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı şehrin "Larende" olan adı "Karaman" olarak değiştirilmiştir. Nihayet 15 Haziran 1989 tarihinde çıkarılan 3589 sayılı Yasa ile Türkiye'nin 70. ili olmuştur.


    BAZI TARİHİ BİLGİLER
    Karaman'ın tarih sahnesindeki yerini daha iyi değerlendirebilmek ve gelişimini izleyebilmek için birtakım tarihi bilgileri de burada vermeyi uygun gördük.
    Kanuni Sultan Süleyman zamanında eski önemini kaybeden şehir askeri teşkilat itibariyle Konya merkez sancağına bağlanmıştır. 1522 olan bu tarihte Karaman'da 33 mahalle 570 vergi mükellefi 462 ev 18 müslüman olmayan nüfus bir imaret 4 cami 25 mescid 7 medrese l Hadis 3 Hafız l Öğretmen Okulu 10 zaviye l yoksullar yurdu 7 hamam 246 dükkan vardı. Bu tarihte şehrin nüfusunun 1020 olduğu tahmin edilmektedir. Bugün de ismi kullanılan mahallelerden; Sekiçeşme (Sekizçeşme) Külhan Alişahane (Alişahane) Hacıcelal Koçakdede (Köçekdede) Abbas Ahiosman Çeltek Tapucak/Topucak (Tabdukemre) Mansurdede Kirişçi (Kirişçibaba) Hocamahmut Kazalpa (Gazalpa/Gazialp) Emekseven o dönemden bugüne ya aynen veya ufak tefek değişikliklerle gelmiştir.
    III. Murad zamanında 1587 yılında hazırlanan "Kanunname-i Karaman" defterinde Karaman'ın merkez nüfusu 2027; kendisine bağlı bulunan 63 köyün nüfusu ise 3603 olarak gösterilmiştir. Yine aynı kayıtta o dönemde Karaman'ın nüfus bakımından yoğun olan en büyük köyleri 288 nüfusla bugünkü adıyla Güldere ve 255 nüfuslu Divle (Üçharman) köyleridir. Bugün 7 hanenin yaşadığı Değle'de Ahmedler Kamereddin ve İydalı adında üç mahalle bulunuyor; bu mahallelerden birinde ise müslüman olmayan halk yaşıyordu. Müslüman olmayan halk inanç noktasında İslam olanlardan ayrılmasına rağmen; isim gelenek ve kültür açısından bir bütünlük gösteriyordu. Bunların isimlerinin Arslan Şehriban Murad Bayram...gibi Türk-İslam isimleri olması da dikkate değer bir husustur.
    İslam olmayan bu bölgede halkının din hariç olmak üzere diğer yaşayışlarının Türk halkıyla özdeşleşmiş olması bu insanların Hristiyan Türkler olduğu düşüncesini yaygınlaştırmıştır. Hatta Karaman'dan İstanbul'a göç eden bu insanların Türkçe'de 12 ağızdan biri olarak bilinen "Karamanlıca"ağzını konuşmaları ve bu ağızla XVIII. asırda bir gazete ile birlikte çeşitli kitaplar yayınlamaları; bu iddiaların doğruluğuna delil olarak kabul edilmektedir. Ana Britannica'da bu konuda yazılan "Karamanlıca" maddesine bir gözatalım.

    KARAMANLICA AĞZI

    Karamanlı Türkçesi olarak da bilinen Türkçe'nin bu ağzını Karamanlı Ortodoks Hristiyanlar konuşur. Bu dili konuşan Karamanlılar bazılarına göre Türkleşmiş Rumlar; bazılarına göre ise Selçuklular döneminde Bizansla yakın ilişki sonucu Hristiyanlığı benimsemiş Türk'lerdir. Osmanlı belgelerinde "Zımmiyan-ı Karaman" ya da "Karamanian" adıyla anılan bu Karamanlılar bazı değişikliklerle Yunan alfabesini kullanmışlardır. XVIII. yy.'dan başlayarak Türkiye ve Avrupa'da bazı kitaplar yayınlamışlardır.
    Karamanlıca'nın Türkiye Türkçesi'ne göre başlıca ses farklılıkları ünlü türemesi ve ünlü değişmesidir.
    Örnek: Secde/secide; sıcak/ısıcak; uğramak/oğramak; ihtiyar/ehtiyar; gümüş/gömüş...
    Ünsüz Değişmesi: Değil/deil; niyaz/niaz; kulübe/gulübe; vücut/ücut; cevap/coğap...
    Bazen de çoğul ekleri sesuyumu dışında kalır: Onlar/anler; ayaklar/ayekler...
    -meçe ulaç eki bu ağızda sıkça kullanılır: "İbret almaca" gibi...
    Hatta bu insanlar hristiyanlığa bağlı olmalarına rağmen hristiyanlığı da kendi anlayışları içerisinde yaşamışlardır. Çünkü buradan İstanbul'a göç edenler İstiklal Savaşı sırasında Milli Hükümet'in koruması altında İstanbul Rum Patrikhanesi'nden ayrılarak yeni bir patriklik kurmuşlardır


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Karaman

          Kategori: İç Anadolu Bölgesi

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 4726


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    COĞRAFi BİLGİLER

    Karaman 37.11 kuzey enlemleri 33.15 doğu boylamları arasında İç Anadolu bölgesinin güneyinde yer alır. Kuzeyinde Konya güneyinde Mersin doğusunda Ereğli güneydoğusunda Silifke batısında Antalya yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1033 metredir. Yüzölçümü 9590 km2’dir. Merkez il nüfusu 106 bindir.
    Toplam nüfus ise 220 bindir. Yüzölçümü bakımından Türkiye genelinde 34. Merkez ilçe nüfusu bakımından 27 ilden büyüktür.
    İklimi yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlı geçer. Son yılların yağış ortalaması 350 mm’dir.
    Karaman genelde ova görünümündedir. Ova merkez ilçenin kuzeyindedir. Ovanın yüzölçümü 1400 km2’dir. Ovanın doğu ve güney bölümü alüvyonlu toprakla batı ve kuzey batı bölümü kolüvyol toprakla kaplıdır.
    Son yıllarda yapılan gölet ve sulama kanalları ile tarıma daha bir canlılık gelmiştir. Ovada kuru tarım yapılan bölümlerde tahıl türleri sulu tarım yapılan bölümlerde ise sanayi bitkileri yetiştirilir.
    Anadolu’da medeniyetin gelişim safhalarında Karaman bulunduğu yer itibarıyla önemli bir tarım ve hayvancılık merkezi geçit yeri olmuştur.
    Hititler bütün komşularıyla münasebetlerinde Konya-Karaman yolunu takip etmişler. İranlılar ise Yunanistan’a olan seferlerinde ve İskender seferinde Karaman ovasından geçerek Suriye’ye ulaşmışlardır. Seferlerin buradan yapılmış olmasının sebebi Karaman’da bu devirde münbit bir arazi ve gelişmiş bir tarım hayatının bulunmasıdır.

    Karaman il sınırları içeresinde bulunan arazinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en yüksek dağı Sarıveliler ilçesinde bulunan Orta Toroslardaki Yunt Dağı'dır ve yüksekliği 3227 metredir. Ayrıca il merkezinin 20 Km. kuzeyinde bulunan Karadağ 2271 metre yüksekliğindedir. Sönmüş bir volkanik dağdır.
    İl merkezi ovada kurulmuştur. Hemen güneyinde Torosların uzantıları yeralır. Mut yönünden Akdenize merkez Toroslar üzerinde önemli bir geçit olan Sertavul Beli (Geçidi) İç Anadolu'yu Akdeniz'e bağlayan önemli geçitlerden biridir. Daha güneyde ve görkemli Orta Toroslar'm üzerinde Ermenek Başyayla ve Sarıveliler ilçeleri yeralmaktadır. Bu bölgede yer alan Göksu Nehri'nin iki ana kolu Orta Toroslarla birleşerek dik ve derin uçurumlu Taşeli (Klikya) platosunu oluşturmaktadır.
    Kazımkarabekir ilçesinden güneye inildiğinde yine Toroslara ulaşılır. Buranın en yüksek dağı Hacıbaba Dağı ile doğusunda yeralan Musa Yülek ve Çavdarlı tepeleri daha güneyde Toroslara dahil Geyik ve Bolkar Dağları'na ulaşılır.
    Ayrancı ilçesini kuşatan dağlar; Bolkar Bozoğlan Musa Meke ve Çakırdağ silsileleridir. Toroslara dahil bu dağların arasındaki "Tarihi Mara Yolu" ndan İçel iline ulaşma olanağı mevcuttur.
    Karaman etrafında bulunan dağların ve Karadağ çevresinde ovada yeralan iç denizin kıyı kesimlerinde falezlere rastlanmaktadır. Bu falezlerin (Taraça Seki) diklikleri l ile 10 m. arasında değişmektedir. 900-995-1010 m. yükseltilerde yeralmaktadırlar. Jeolojik devirlerde bu falezler Karaman-Konya-Ereğli havzasındaki iç denizin seviye değişmelerine bağlı olarak meydana gelmiştir.
    Bu havzada yeralan Karadağ andezit ve dazit intifalarından meydana gelmiş; intifalar bazaltik lavların çıkışı ile son şeklini almıştır. Karadağ esas itibariyle büyük bir koni görünümündeyse de aslında üç koninin birbirleri ile kaynaşmasından meydana gelmiştir. Bu üç koni Karadağ'ın en yüksek noktası Mihaliç Tepe (2271 m.); bunun kuzeyindeki Baştepe ve doğusundaki Kızıltepe konileridir. Baştepe'nin üzerinde çapı 150 m. olan bir krater bulunmaktadır.
    Karadağ'da yeralan kraterlerin en büyüğü büyük bir kısmı tahrip olan Mihaliç konisi üzerindedir. Bu kraterin uzun ekseni 500 m. ve genişliği 600 m.dir. Bu konilerin yaşları da aynı değildir. En yenisi Baştepe konisidir. Zira çok daha yüksek Mihaliç tepe konisinin zararına onu kısmen parçalıyarak çıkmıştır. Bölgede bulunan diğer volkanik koniler ise trakit andezit tüfleri ve hematit cinsi tüflerden oluşmuştur.

    Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğli'ye doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m. yükseklikte verimli "Karaman Ovası" yeralmaktadır. Alanı 600 kın olan ovada tarıma engel olmayacak şekilde hafif dalgalanmalar ve insan eliyle oluşturulmuş büyükler bulunmaktadır. Diğer bir ova "Ayrancı Ovasıdır. Ovanın genişliği 375 km; deniz seviyesinde yüksekliği ise 1010 - 1026 m.dir.

    İlin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehri'dir. Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir Yünalanı mevkiinde Akdeniz'e dökülür. Uzunluğu 296 km. olan nehrin il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 kın.dir.
    İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi Gödet Çayı'dır. 81 km. uzunluğundaki bu çay Yüzlük Dağı'ndan doğup; Gödet Barajı'nda son bulmaktadır.
    Ayrancı Barajı'nı dolduran Berendi Çayı Göztaşı tepeden doğup büyük bir vadi oluşturduktan sonra Sudurağı Aşıran Kubaşan ve Akçaşehir Canhasan ovalarında kaybolan 80 km. uzunluğundaki İbrala Deresi 2.7 debiye sahiptir.
    Ermenek Çayı 112 km. uzunluğundadır. Göksu Nehri'nin bir koludur. 56 km.si Karaman sınırları içinde bulunmaktadır; Mut yakınlarında Suçatı denilen yerde Prinç suyu ile Göksu nehrine birleşir. Ermenek çayını Göktepe yakınlarında Mençek suyu Ermenek içinden akan Maraspoli suyu Muz vadide Bahçegözü suyu Nadire değirmenleri suyu. Balkusan çayı ve Zeyve Çayı beslemektedir.
    Diğer akarsular ise sel rejimli özelliğe sahip Deliçay Eskiçay ve Kocaderedir.

    AKGÖL:
    Doğa harikası bu göl Ayrancı ilçesi sınırlarında bulunmaktadır. Yüzölçümü 29.8 km'dir. En derin noktası 2 m.dir. Denizden yüksekliği 990 m. olan bu göle Ereğli ilçesinin tahliye sularının karışması sonucu göl bir bataklık haline gelmiştir. Doğal bir kuş cenneti olan gölde üçyüze yakın kuş türü olduğu saptanmıştır. Doğal özelliklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan göl Karaman Valiliğinin girişimleri sonucunda Bakanlar Kurulu'nca koruma altına alınmıştır. Av yasağı getirilen göl. 1995 yılında "Milli Park" kapsamına alınmıştır.

    ACIGÖL:
    Merkez ilçe sınırları içerisinde Süleymanhacı Köyü yakınındadır. Halk arasında bilinen diğer bir adı da "Süleymanhacı Gölü"dür. Yüzölçümü 1.7 km olan gölün en derin yeri 4 m.; denizden yüksekliği de 987 m.'dir. Gölün çevresi Karaman Valiliği'nce 1994 yılında ağaçlandırılmıştır.

    DOKUZ YOL GÖLETİ:
    Ayrancı ilçe sınırları içinde sulama amaçlı olarak yapılmıştır. Homojen dolgu tipli olarak yapılan göletin yüksekliği 16 m.dir. Maksimum hacim 390.000 m dolgu hacmi 97.500 m'tür. Gölet 30 hektarlık sulama kapasitelidir.

    GÖDET BARAJI:
    Merkez ilçeye 7.5 km mesafede ve Gödet Çayı üzerinde sulama amaçlı olarak kurulmuştur. Kaya dolgu tipi olarak yapılan barajın yüksekliği 647 m. yüzölçümü 6.828.000 m'dir. 158 milyon m su kapasitesi olan barajın dolgu hacmi 5.700.000 m'tür. Karaman Ovası Sulaması 1.Merhalesinde olan Gödet Barajı 1988 yılında hizmete girmiştir.

    AYRANCI BARAJI:
    Ayrancı ilçesi sınırları içindedir. 1962 yılında yapımı tamamlanmıştır. Kocadere üzerinde toprak dolgu olarak yapılan barajın yüzölçümü 2.368.050 m; yüksekliği 36 m. maksimum göl hacmi 30.900.000 m; dolgu hacmi 2.300.000 m'tür.

    DELİÇAY BARAJI:
    Yapımına 1993 yılında başlanmıştır. Karaman Ovası Sulaması 1. Merhale kapsamında yeralan barajın depolama hacmi 25.6 milyon m ve yüksekliği 34 m.dir. 1998 yılında tamamlanması öngörülen barajın hizmete girmesiyle 39.600 dekarlık tarım arazisi sulanabilecektir.
    Bu barajlardan başka ihale aşamasında bulunan İbrala Barajı ve Ermenek ilçesinde yapılması düşünülen Görmeli Barajı'nın da tamamlanmasıyla ilimizin sulama alanındaki sorunları önemli ölçüde giderilmiş olacaktır.

Giriş

Giriş