Günlük hayat... http://photos1.blogger.com/blogger/1271/1919/320/bakusokak.jpg Bakü’de halkın büyük kısmı tahmin edilebileceği gibi düşük gelirli. Komünizmin bitmesiyle sancılı bir şekilde bağımsızlığa kavuşan Azerbaycan insanı piyasa ekonomisine adapte olmaya çalışıyor. Elbette birçok Sovyet sonrası ülkede olduğu Azerbaycan’da da bu geçiş süreci hiç de kolay olmuyor. Bir Rus yetkilinin zamanında söylediği gibi kapitalizmden komünizme geçmek yumurtalardan omlet yapmaya benzerken,

Bu konu 4106 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Bakü Notları 4106 Reviews

    Konuyu değerlendir: Bakü Notları

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 4106 kez incelendi.

  1. #1
    S€®C€
    S€®C€ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Bakü Notları

    Günlük hayat...



    Bakü’de halkın büyük kısmı tahmin edilebileceği gibi düşük gelirli. Komünizmin bitmesiyle sancılı bir şekilde bağımsızlığa kavuşan Azerbaycan insanı piyasa ekonomisine adapte olmaya çalışıyor. Elbette birçok Sovyet sonrası ülkede olduğu Azerbaycan’da da bu geçiş süreci hiç de kolay olmuyor. Bir Rus yetkilinin zamanında söylediği gibi kapitalizmden komünizme geçmek yumurtalardan omlet yapmaya benzerken, komünizmden kapitalizme geçmek ise omletteki yumurtaları birbirinden ayırmak anlamına geliyor. Özellikle had safhada yolsuzluk, yaygın rüşvet sıradan vatandaşın günlük hayatta işini zorlaştıran iki faktör. Düne kadar devlet elindeki işlerde çalışan (ya da çalışırmış gibi yapan) insanların büyük bölümü bugün işsiz, devletin veya yardım kurumlarının verdiği çok cüzi paralarla geçinmeye çalışıyor. Hele Ermenilerle savaş dolayısıyla Karabağ’dan Bakü’ye “kaçan ve göçen” Azerbaycanlıların hali içler acısı. Sokaklarda dilenci fazla yok ama her yer elindeki 3-5 limonu, bir iki deste yeşilliği, bir kova elmayı, birkaç bardak çerezi satmaya çalışan orta yaş ve üzeri kadınlarla dolu.

    Ticari ve sınai işle uğraşan az bir kesim iş sahibi haricinde, geçinebilmek için hane halkının tümü iyi kötü bir iş yapmaya çalışıyor. Özellikle memurlar, öğretmenler, doktorlar perişan. Üniversite ve liselerde rüşvet karşılığı ders geçirme söylentileri Azerbaycanlılar arasında çok yaygın. Hastaneler görünürde bedava ama doktorun cebine 3-5 kuruş atmak şartıyla. Bizdeki bıçak parası gibi ama farkı bizde doktorların karun misali maaş almaları. Burada doktorların 100-200 dolar arası aylık dışında bir geliri yok. Eğitim kurumlarındaki durum da çok tehlikeli elbette. Memurların geliri fiyat artışına nazaran çok düşük kalınca tüm resmi işlerde rüşvet normal karşılanır hale gelmiş. Genelde kamu çalışanlarının aldığı para resmi olarak 100-150 Dolar civarında. Bakü’de hayatını sürdürmek isteyen bir ailenin ise minimum 500-600 Dolara ihtiyacı var. Şehir merkezinde kiralar minimum 200-250 Dolar. Kenar semtler yahut yakın köylerde oturduğunuz takdirde kiradan tasarruf edebilirsiniz ama hergün şehre 30-40 km. yoldan gelmek kaydıyla.


    Ulaşımın nispeten ucuz olması bir teselli sayılabilir. Ucuz ve temiz Bakü metrosu şehrin önemli bir yükünü çekiyor, günde yarım milyon insan taşıyor. “Gediş Hakkı” 5 kepik, yani 70-80 bin TL kadar. Bir başka yazıda kısaca bahsettiğim minibüslerde fiyatlar 10-20 kepik arasında. Geçenlerde dizel fiyatlarının yükselmesiyle tüm minibüs taşıma ücretlerinin de 20 kepik olması bekleniyor. Mercedes marka minibüslerin dış görüntüsü güzel ama iç tasarımı berbat. Ön kapıdan inilip biniliyor, dolayısıyla hiç pratik değil. Ama şu ara gözüme yeni midibüsler çarpıyor, hem yeni hem de tasarımı güzel.


    Madalyonun diğer tarafında ise hareketli bir ticaret var. Şehir dışındaki Bakü Havaalanı yakınlarındaki Aeroport toptan ve perakende alışveriş merkezi bizim Sultanhamam, Mahmutpaşa bölgesini andıran bir hareketlilik yaşıyor. Burası günübirlik Gürcistan seferleri de dikkate alınırsa devasa bir ticaret merkezi haline gelmiş. Üstelik bölgede çoğu kayıtdışı sayısız küçük imalathane var. Bakü şehir merkezi de ticari açıdan çok canlı. Son yıllarda Azerbaycan’da hükümetler hem yolsuzlukla mücadele hem de girişimcilerin işini kolaylaştırabilme adına faaliyette bulunuyor ama bu işler hiç de kolay değil. Aslında girişimci, dünyanın her yerinde olduğu gibi serbest kalsa işini yapacak ama bizim Türkiye’yi andıran karmaşık bürokratik süreçler ve bizimkini biraz daha geçmiş yolsuzluk çarkı kayıtdışı faaliyeti teşvik ediyor. Petrol dışı sektörlerde nispeten bir hareketlilik seziliyor ancak henüz yeterli değil. Azerbaycan ekonomisi şimdilik petrole dayalı ama petrolün 20-30 sene sonra ne olacağı belli değil. Dolayısıyla petrol dışındaki alanlarda gelişme teşvik ediliyor. Zaman içinde bu tür ilerlemeler işsizlik ve fakirliğin azalmasında etkili olacaktır.

    Ne Yenir, Ne İçilir?

    Azerbaycanlı dostlarımızın yemek kültürü bize göre bayağı farklı. Tanıştığımız bazılarından öğrendiğimize göre normal öğünlerde bizde olduğu gibi birkaç çeşit değil, genelde tek bir yemek yeniyormuş. Azeriler pilav ve salataya önem veriyor. Çeşitli pilavları var. Fazla sebze yemekleri yok ama mantı tarzı hamurlu yemekleri daha fazla. Mesela küçük mantılarda yapılan Düşbere benim favorim. Diğer yaygın çorba “dovga” yoğurt ve yeşillikle yapılıyor. Kişnişe alışık değilseniz garip gelebilir. Bu çorba yazları bardakla soğuk da içilebiliyor. Yine lahana çorbası "borş" ve Şeki'ye mahsus olmakla birlikte Bakü'de de bolca yenen "Piti" de sayılabilir.

    Bunun dışında yine mantıya benzeyen hingal de yaygın. Bu yemekte hamur yaprağına et sarılmıyor, kare şeklindeki hamurlar makarna gibi hazırlanıyor, et yahut tavuk yoğurtlu sosla beraber üzerine dökülüyor. Bizdeki börekleri andıran “kutab” yenirken üzerine yoğurt dökülüyor ve sumak ekleniyor. Denedim, hakikaten güzel oluyor. Kebaplar bizimkinden farksız, sadece etler biraz daha büyük doğranıyor, Hazar’ın ünlü balığı Asetrinin ızgarası da yapılıyor. Bunun yanında çok yaygın tüketilen piroşki bir tür hamur kızartması, Anadolu’da “pişi” denilen hamur işinin içi kıymalı yahut patatesli olanı. Ekmek çeşidi de bol, ekmekler lezzetli.



    Çok fazla yeşillik tüketiliyor. Ortalık “göğerti” satandan geçilmiyor. Mevsimine göre nane, reyhan, yeşil soğan, kişmiş, maydanoz, tereyi adım başı bulmak mümkün. Sebze meyve de bol, özellikle mevsiminde çok bol olan nar, kışları dahi temin edilebiliyor. Göyçay bölgesinin narları çok meşhur. Azerbaycan’da nar suyu yaygın olarak tüketiliyor. Meyve-sebze (terevez) Türkiye’dekine benzer özelliklerde, fiyatlar da birbirine yakın. Mandalin, portakal güney bölgelerinde yetişiyor ama özellikle portakal fiyatları çok yüksek. Özellikle Türkiye’de bolca tüketme imkanı olan greyfurt burada yok, olanı neredeyse Ananas fiyatına. İyi elma da çok pahalı.

    Burada çok sayıda sabit pazar var. Pazarlarda açık et de satılıyor, pek hijyenik sayılmasa da çok vahim durumda olmadığını söyleyebilirim. Tabii ki eli yüzü düzgün kasaplar, hijyenik marketler de bolca mevcut. Et fiyatları Türkiye’nin yarı fiyatı. En pahalı etin kilosu 6 YTL civarında. O da aslında daha ucuzmuş ama bu sene pahalanmış. Reçel, şeker vs. de çokça yeniyor. Çikolata bol ve ucuz. Çay kıtlama usulü içiliyor, çayın yanında bizdeki şekerden farklı olarak lokum, reçel, bonbon şekeri vs. tatlıları tercih ediyorlar.

    Şu linki izleyerek Azerbaycan yemekleriyle ilgili bazı bilgilere ulaşabilirsiniz, tabii anlamak için biraz düşünmeniz ve sözlüğe başvurmanız gerekebilir. İnternet üzerinde Azerbaycan Türkçesi ile ilgili bir kaynak bilmiyorum ama Seyfettin Altaylı’nın Milli Eğitim Bakanlığınca basılmış iki cilt büyük bir özlüğü var, oraya müracaat edilebilir. Biraz daha dolaylı yoldan Azeri-İngilizce bir sözlükten de faydalanılabilir.

    Din

    Azerbaycan’da dini hayatla ilgili ilk intiba burada henüz bu konuda ciddi bir hareketin olmadığı yönünde. Şöyle basit bir örnek vereyim, Ramazan ve Kurban bayramlarının bayram olduğuna dair bir işaret görmeniz mümkün değilken, Yılbaşı kutlamaları bir hafta öncesi ve sonrasıyla coşkuyla geçiyor, herkes gördüğüne “bayramınız mübarek” diyor. Ortalık “Şahta Baba” (Noel Baba, tabii baba burada “dede” anlamına geliyor) kaynıyor. Misal bu sene Ramazan bayramı günü tatil yapılmadı, bayram tatili hafta sonuna birleşsin diye ileri alındı. Yine Kurban bayramı fark edilmeden geldi geçti. Siz asıl Nevruz Bayramını görün diyorlar. Ramazanda oruç tutma oranı yok denecek kadar az. Namaz kılan da pek yok. Koca Bakü’de ufak mescitler dışında orta büyüklükte cami sayısı 5-6 tane. Onların da iki tanesi Türkiye tarafından yaptırılmış, Diyanetle bağlantılı. Peki bu ne anlama geliyor?



    Aslında bu manzaraya çok şaşırmamak lazım. 1920-1991 arası komünizm dönemi durumu kolayca açıklıyor. 1991 sonrasında ise tabii olarak insanlar özgürlüğün ilk şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra dinle de tanışmaya başlamış. Nesilden nesile aktarılabilen basit bilgiler dışında bölge şu anda farklı ülkelerin propaganda faaliyetleri söz konusu. İran’ın bu noktada en etkili aktör olduğunu belirtmeye gerek yok. Malum İran nüfusunun büyük bölümü Azerbaycan Türkü ve Şii mezhebinden. Güney Azerbaycan olarak adlandırılan bu bölgenin Kuzeyle milli bir bağ kurması İran için hiç de istenen bir durum değil. Dolayısıyla Kuzey Azerbaycan’da Şiiliğin yayılması İran’ın daha işine gelen bir şey. İran kadar olmasa da önemli bir diğer aktör Suudi Arabistan. Nispeten radikal Vahhabi grupların Bakü’de faaliyet gösterdikleri, fakir halkı maddi teşviklerle yanlarına çekmeye çalıştıkları biliniyor.

    Peki Türkiye’nin durumu nedir?Türkiye’nin Diyanet aracılığıyla bir iki camide memur istihdam etme dışında resmi politikasının olmadığı, aktif rol oynamadığı kanaatindeyim. Burada Türkiye’deki bazı tarikat ve cemaatlerin uzantıları çok daha aktif faaliyet gösteriyor. Fethullah Hoca cemaatine bağlı okullar tüm Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi Azerbaycan’da da etkili. Kısmen Nakşibendi tarikatının çeşitli gruplarının da Bakü ve Rayonlarda faaliyette bulundukları görülüyor ama Nurcuların faaliyetinin çok daha etkili ve yaygın olduğu aşikar.

    Öte yandan halkın genel olarak dinle ilgili bilgisiz olmakla birlikte dine meyili olduğu da görülüyor. Mesela oruç tutmuyorlar ama oruç tutanı biraz da imrenerek tebrik ediyorlar. Cuma namazına devam oranı yükseliyor. Sünnilerin de Cuma namazı kıldığı Göy Mescitte (Mavi Cami) hayli kalabalık bir cemaat namaza devam ediyor. Azerbaycan’da Şii-Sünni sürtüşmesi şimdilik görünmüyor. Ülkenin kuzey tarafı daha ziyade Sünni, Bakü dahil güney kesimi ise Şii ağırlıklı. Tabii halkın Sünnilikten, Şiilikten ne anladığı ayrı bir konu. Herhalükarda Azerbaycan’da İslam dinine ilgi artıyor, zaman içinde bu konuda daha somut gelişmelerin görüleceğini tahmin ediyorum. Bunlar benim şahsi gözlemlerim, konuyla ilgili Anar Veliyev’in çok yeni ve detaylı bir makalesini MERIA dergisinden okuyabilirsiniz.


    İlginç Bir Düğün Geleneği

    Yazıyı bitirirken Bakü’de karşılaştığım ilginç bir uygulamayı da aktarmak isterim. Burada toy (düğün) yahut sünnet gibi bir merasim yapacağınızda mutlaka bizdeki düğün salonlarını andıran “Şadlık Evi” kiralanıyor. Şadlıq evleri bizim düğün salonlarına göre genel olarak daha gösterişli. Bakü’de bunlardan çok sayıda var. Düğün yapacağınızda bunlardan biriyle bildik şekilde pazarlık ediyorsunuz, misal kişi başı 15-20 dolara kiralıyorsunuz. Düğüne davet edilenler düğün girişinde düğün sahibine verilmek üzere belli bir para ödüyor (geleneksel olarak kişi başına garibanlar en az 25-30 milyon TL, yukarı doğru çıkabiliyor).

    Yani bir tür parayla eğlenmeye gidiyorsunuz. Bu paralarla düğün sahibi genelde önce salonun masrafını ödüyor, artarsa diğer işlerine kullanıyor. Dolayısıyla davetteki yemekler bol, şatafat da bayağı fazla oluyor. Katıldığım bir toyda gördüğüm ikram ve canlı sanatçılar (ki bizdeki dan dun müziğe göre nispeten kaliteli sayılır) karşısında bir tanıdığın kulağına “bu ne iş, bayağı masraf etmişlerdir” dediğimde bana “bu ortahalli işi, sen zenginlerinkini gör” demişti. Hasılı bizdeki takı merasimi yerine nakit para ödeniyor.

    Azerbaycan notları şimdilik bu kadar, kısa bir sürede edinilen bu izlenimlerde hatalı, eksik yerler varsa Azerbaycanlı dostlarımız uyarabilir, ilave etmek istedikleri konular varsa katkıda bulunabilirler, memnun olurum.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Bakü Notları

          Kategori: Azerbaycan

          Konuyu Baslatan: S€®C€

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 4106


  2. #2
    DoĞu
    DoĞu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    emegine ve yüregine saglik aslinda bu yaziya karsilik biraz basiy bir cevap oldu..böle güzel konulara deginmenin devamini dilerimm.şimdiden tskrl.

  3. #3
    TugruL7676 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    09.08.2008
    Mesajlar
    181
    Konular
    59
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    627
    @TugruL7676

    Standart

    Çok güzel bir paylaşım devamını bekliyoruz
    Gönül çalamazsan aşkın sazını
    Ne perdeye dokun ne teli incit
    Eğer çekemezsen gülün nazini
    Ne dikene dokun ne gülü incit

    Sevda Sahrasnda Mecnun değilsen
    Ne Leyla'yi çagir ne çölü incit



    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ! ! !


    GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK


    BOZKURTLAR DİRİLİYOR

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş