Aşık Şenlik Asıl adı Hasan olup 1850'de Çıldır'ın Suhara (Yakınsu) köyünde doğmuştur. Aşık Şenlik Terekeme (Karapapak) boyundandır. Karapapak ağzını en yetkin biçimde kullanan Şenlik, 14 yaşında kuş avcılığı yaparken dere boyunda uyuya kalmış, düşünde aşk badesini içmiş. Kalkınca şiir söylemeye başlamış. 19 yaşında iken Ahılkelek'in Lebis köyünden Aşık Nuri'den saz çalmayı öğrenmiştir. Kars, Ahıska, Borçalı, Tiflis, Gürü ve Revan'ı , dolaşmış, çağının birçok aşığıyla karşılaşmalar

Bu konu 3229 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Aşık Şenlik 3229 Reviews

    Konuyu değerlendir: Aşık Şenlik

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3229 kez incelendi.

  1. #1
    Doktor Amca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    4.252
    Konular
    1062
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    100
    @Doktor Amca

    Standart Aşık Şenlik

    Aşık Şenlik


    Asıl adı Hasan olup 1850'de Çıldır'ın Suhara (Yakınsu) köyünde doğmuştur. Aşık Şenlik Terekeme (Karapapak) boyundandır. Karapapak ağzını en yetkin biçimde kullanan Şenlik, 14 yaşında kuş avcılığı yaparken dere boyunda uyuya kalmış, düşünde aşk badesini içmiş. Kalkınca şiir söylemeye başlamış. 19 yaşında iken Ahılkelek'in Lebis köyünden Aşık Nuri'den saz çalmayı öğrenmiştir. Kars, Ahıska, Borçalı, Tiflis, Gürü ve Revan'ı , dolaşmış, çağının birçok aşığıyla karşılaşmalar yapmıştır.



    Edebiyat araştırmacısı Nejat Birdoğan, Şenlik'in şiir dünyasına eğilirken şunları söyler: "Artık, ozanlığa ve deyişlere bir düşle boşlamalarının gerçek* olduğunda şüphe, kalmayan bütün halk ozanlarının düşünü Şenlik de görmüştür. Bu düşte bade yoktur. Sadece Salatın isminde bir kız görmüş, bu görüş kızın ardı sıra yanıp tutuşmasına yetmemiştir. Nitekim ozanımız da Huri isminde bir kızdan başkasına yanıp tutunma ve bağlanma yoktur. Huri de çabuk unutulmuştur.

    Dinleyin ahbaplar, yaran yoldaşlar
    Bir sağalmaz derde düştüm bu gece
    .

    dizeleriyle şenlik hayatına başlayan ozan, güvenlidir. Bu tatlı derdin bir yandan kendini kemirirken diğer yandan da kendine bir ün bırakacağına emindir. O, dizelerinde bazen bir altın, bazen bir aşra vurulan direk olarak kendisini görür:

    Men bir zerem zer kadrini bilene
    Aşkın metahını satmak isterem.

    veya,

    Rütbem arşa direk oldu, hak ile yaksan menem.


    Bütün bu güvenle ve gururla beraber ustaya saygı, konusu, deyiş ve Sanat bakımından zorlanmama, güler yüzlülük deyişlerde ana temdir. Din konu*sunda halka özgü olağanüstü bilgileri bile kapsayan duyuşlarla dolu fakat asla ısrarlı değildir. Zaten Şii mezhebinin etkisiyle bir toleransı da vardır. O yörede kadınlarda kaç göç yoktur. Doğa konularında çiçeklere, gelin kız dedim-dedilere bağlanır. Şenlik vefadan yakınır. Toplumdan şikayetçi değildir. Toplum içerisinde bir insan düşmüşse bu toplumun değil kişinin suçudur. Kişi, Sakınarak gezmeli ve konuşmalıdır.
    Manasız mantıksız sözü bilmenin faydası ne?
    Az anlayıp çok söyleyip gülmenin faydası ne?

    İtibar dediğin elde bir muhalif şişedir
    Boş yere kaldırıp taşa çalmanın faydası ne?



    veya

    Kadir Allah budur senden dileğim
    Mert olanı salma baştan ayağa,

    Men ezzinam ayağa

    Nazlım olurup ayağa
    Göreydim gül zünü
    Yüz süreydim ayağa.

    Aman aman mağıl dolan mert yiğit
    Seyragıplar salar seni ayağa.


    Şenlik çağı, halk ozanları bakımından geniş ve güçlü bir çağdır. Ozanımız bu ozanlardan Feryadi, Mazlumi, Sümmani, Aşık Abbas ve İzani ile karşılaşmıştır. Sümmani, ile bütün hayatları boyunca bir kardeş gibi yaşamışlardır. Söylentiye göre bir karşılaşmalarında uzun boylu çaba sarf edip, yorulunca Şenlik'in annesi içeri girerek her ikisine de kardeşsiniz anlamına gelmesi için göğüslerini göstermiş ve ozanları ayırmıştır."

    Dil olarak ağdalı bir dil kullandığı görülse de, çağının ozanlarında genel olarak görülen bu durum, salt Şenlik için eleştiri konusu edilebilecek bir özellik değildir.

    1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının olduğu dönemde Şenlik kahramanlık destanlarıyla, koçaklamalarıyla yöredeki milis kuvvetlerin direnç kaynağı olmuştur.

    Kars'ın Ermenilerle dolu olduğu günlerde, Çıldır'dan Kars'a gelen Aşık Şenlik, durumun kötü olmasından, geri döner. Dönerken yolda arkasında süvarileriyle, bir Rus Generali rastlar. Kendisinden vaziyet hakkında ve Rus Çarlığını mı, yoksa Osmanlıların yanında mı yer alacağını soran Rus generaline şu yanıtı verir:
    Hulusi gabilden bilsen fikrimi

    Men Allah'tan Al'osmanı isterem.
    Merhamet sahibi ol rahmi gani
    Nesli mürsel hökmü hanı isterem.

    Süleyman mülkünde bergarar duran
    Muhammet vekili makamı nuran
    Hıfsının ezberi ayeti Kur'an
    Selavatl, o Sulfanım isterem.

    Al'osman şahım var şahlar serveri
    Dilinde salavat zikri ezberi

    Kaftan kafa zirü zeminden beri
    Hükmetmağa bir tek onu isterem.

    Emri Hak yedinden çekilip kalem

    Var imiş ettiğim yetişti belam

    Mülkünde saltanat hükmünde alem

    Divanında Şevket Şam isterem.

    Gam günlü Şenlik'in gönlünün şadı

    Çıkmaz hatırımdan Al'osman adı,

    Gidipti dünyanın lezzeti tadı

    Mahşer günü bir mekanı isterem.

    Bunu dinleyen Çarlık Rusyası nın generali bu büyük ozanımızı kutlayarak "Eğer Çarlık Rusyasını istiyorum deseydin, hemen boynunu vurduracaktım. Tam dinine sadıkmışsın." diyerek, yirmi beş lira da mükafat verir. Zamanın tanınmış bir çok aşıklarıyla karşılaşmalarda bulunan Şenlik, istilacılarla mücadele veren en güçlü aşık olarak bilinir.



    1913 yılında, Revan'da hanlar arasında yapılan bir düğünde, toy babası seçimi için bilinmedik bir hikaye yarışı başlar. "Latif Şah" hikayesi Revan'lı Bala Mehmet tarafından, okununca, aldığı birincilikle, başını belaya sokar. Toy babası seçimini kazanan Bala Mehmet, bazı hanlar tarafından sıkıştırılarak, hikayenin ustasının gelmemesi halinde başının vurulacağını belirtirler. Hanların baskısı üzerine Şenlik'e gelen aşık, onu da alıp, Revan'a giderler. Oradaki aşıklar Şenlik'in atışmalarda yendiği, bağladığı kişiler olup, Aşık Şenlik'e kin besleyenlerdir. Revan'da yapılan atışmalarda da yenilirler. Zaten kinli olana bu aşıklar, Şenlik'e bir tuzak kurarak, yemeğine zehir katarlar. Has*talanan Aşık Şenlik, trenle Arpaçay'a kadar gelir, Dilaver köyünde iyice has*talanır ve ölür. Cenazesi Akbaba'nın Hozu köyüne ve oradan Çıldır'ın Suhara köyüne getirilir. Mezarı buradadır.



    Ehl-i islam olan işitsin bilsin,
    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana
    İsterse Uruset ne ki var gelsin
    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana.

    Guşanın kılıcı geyinin donu

    Gavga bulutları sardı her yanı
    Dağda goç yiğidin şan alma günü
    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

    Gavga günü namert sapa yer arar
    Er olan göğsünü düşmana gerer
    Cemi ervah bizden meydana girer
    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

    Asker olan bölük bölük bölünür
    Sandınız mı Kars kalası galınır

    Boz atlar üstünde gılıç çalınır

    Can sağ iken yurt vermeniz

    Hele Alosrnan'ın görmemiş zorun

    Din gayreti olan tedarik görün
    Al tepip baş kesin Kazak'ı kırın

    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

    Benesferdir bilin Urus'un aslı

    Orman yabanisi balıkçı nesli

    Nınzır sürüsüne dalıp kurt misli

    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana

    Şenlik durursuz atlara minin

    Sıyra gılıç düşman üstüne sürün

    Artacaktır şanı bu Al'osmanın
    Can sağ iken yurt vermeniz düşmana


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Aşık Şenlik

          Kategori: Azerbaycan Müzik Adamları

          Konuyu Baslatan: Doktor Amca

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 3229

    Ben dostlarımı ne kalbimle ,
    Ne de aklımla severim...
    Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur...
    Ben dostlarımı ruhumla severim...
    O , ne durur... Ne de unutur...


    Axtardim men seni yuxularimda..
    seninle sensiz oldum xeyallarimda..
    ömür yollarimiz ayri olsada...
    bir ömür yasadim bakislarinda...

  2. #2
    Canbazdı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2008
    Mesajlar
    654
    Konular
    24
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    602
    @Canbazdı

    Standart

    Babam memlekette kardeşlerimde memlekette yaşarlar..çıldırda...her gittim zaman rahmetlinin mezarını ziyaret ederim..dünyanın hiçbir beldesinde bu kadar edebiyatcı yoktur..bu belde cıldır dır...ama ne hikmetse türkedebiyatını tarihini araştırıp yazanlar bir türlü burayı bilmez ugramazlar...kuruni baba.irfani baba.aşık şenlik.deli temo.hasta hasan.pervana hasan.aşık fezo.öyle destanlar öyle türküler varki..hangisini sayayım.urtalı hacı isa...puruttu yavuz aktimur..canbazdı fazıl hoca..müezzin ibrahim..sadece isimleri sayfalar tutar..eserleri ise siz düşünün..bir üzücü olay varki sormayın..bu aşıkların kimliyini bile calıyorlar..adamın oglu torunu bile cıldırda..ama aşık kı başka bölge sahipleniyor..şenlii babanın

    seher seher baga girdim
    ne bag bildi nede bagban
    bagın kapısını kırdım
    ne bag bildi nede bagban..

    Letif şahla mihriban sultan..adlı destanın da gecen bu türküyü taaa taş plak zamanında okunmuş..ama daha yeni piyasaya cıkan türkücü ler ki remix yapmışlar..nasıl oluyorsa ...onuda kimi nesimiye kimi bilmem başka büyük ustaların adına cıkıyorlar..oysa zaten incelediyinizde terekeme agzı ile yazılmış oldugu kesin....

    Irfani babanın..hürrem zay..adlı parcasını izmirde oturan bir aşık kendi adına trt ye vermiş.onlarda okuyor..
    Hürrem zay bir osmanlı paşasının kızı nın adıdır.
    Irfani baba yı cagırıp osmanlı paşası diyorki..
    Sen aşıkmısın
    eyer hakk aşıgı isen perdenin o tarafında ne görüyorsan onu sazınla anlat
    ...
    Daha önce hiç görmediyi ve arada perde olan. Hürremzay ı irfani baba anlatıyor...

    Nasıl aglamıyem nece yanmıyem
    deli gönül bir sevdeya baglandı
    kesti eski yarla muhabbetini
    indi gönül teze yara baglandı

    ..

    .. Ne eylerse bu gönlüme az eyler
    her gemiyi ayrı ayrı naz eyler
    guşa cargat altta tel pervaz eyler
    irfanide hürremzaya baglandı...

    O anda hürremzaya aşık oluyor ve böyle ismi ile tarif ediyor..
    şimdi adama sormazlarmı
    izmirde ..cargat..ın ne oldugunu bilen varmı..
    Cargat..kırmızı renkte hakiki hindistan ipeyinden yapılmış şaldır..
    Ve terekeme hanımları hala baş örtüsü olarak onu kullanırlar...saygılar...

  3. #3
    Canbazdı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2008
    Mesajlar
    654
    Konular
    24
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    602
    @Canbazdı

    Standart

    Deyerli arkadaşlar ben bu bilgileri kitaplardan okumuyorum..çünkü yanlış yazıyorlar..bu bilgileri aldıgım insanlar bu aşıkların cıragı deyilse cıragının cıragıdır..aşık şenliibabanın torunu bizzat aşık yılmaz yaşıyor...binali usta daha bundan üç sene önce rahmete erdi..hasta hasanın cıragı aşık nuri.zaten şenliyi babaya saz öyreten usta..kılıçtılı aşık mustafa şenliyi baba ile atışmış..kısaca bu aşıkların atışmalarını dinleyen o anda yazan insanların cogunun yazısı bile oglunda yada torununda.istediim zaman alıp inceliyorum..belgeler bende..ama yalan yalnış ilgisi olmayan yazıları yazanlara hayrett ediyorum...ben bu geleneyin bire bir içindeyim...saygılar

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş