Terör örgütü DHKP-C'nin başına Dursun Karataş'ın sevgilisi mi geçecek? TUTKUN AKBAŞ'IN ÖZEL HABERİ 12.08.2008 15:09 Terör örgütü DHKP-C'nin başı Dursun Karataş'ın kanserden tedavi gördüğü Hollanda'da öldüğü ortaya çıktıktan sonra gözler örgüt liderliğine kimin geleceğine çevrildi. Dursun Karataş kadar “derin” bir isim olan Aslan Tayfun Özkök’ün adı geçerken, Karataş’ın sevgilisi Zerrin Sarı da en güçlü adaylardan biri. Özkök ile Sarı arasındaki rekabetten bir bölünme de olacağı iddia

Bu konu 1738 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Dursun Karataş sonrası kim lider olacak? 1738 Reviews

    Konuyu değerlendir: Dursun Karataş sonrası kim lider olacak?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1738 kez incelendi.

  1. #1
    bYMuH@mM£d76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    31.07.2008
    Mesajlar
    1.238
    Konular
    584
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    612
    @bYMuH@mM£d76

    Standart Dursun Karataş sonrası kim lider olacak?

    Terör örgütü DHKP-C'nin başına Dursun Karataş'ın sevgilisi mi geçecek? TUTKUN AKBAŞ'IN ÖZEL HABERİ

    12.08.2008 15:09
    Terör örgütü DHKP-C'nin başı Dursun Karataş'ın kanserden tedavi gördüğü Hollanda'da öldüğü ortaya çıktıktan sonra gözler örgüt liderliğine kimin geleceğine çevrildi. Dursun Karataş kadar “derin” bir isim olan Aslan Tayfun Özkök’ün adı geçerken, Karataş’ın sevgilisi Zerrin Sarı da en güçlü adaylardan biri. Özkök ile Sarı arasındaki rekabetten bir bölünme de olacağı iddia ediliyor. DHKP-C liderliği için muhtemel isimler şunlar:

    ASLAN TAYFUN ÖZKÖK

    1955 yılı İstanbul doğumlu. Adem, Ziya, Barbaros, Özcan, Musa kod adları bulunuyor ama daha çok Musa kod adını kullanıyor. Dev-Sol’un ilk silahlı birlik üyesi. Cinayet, soygun gibi çok sayıdaki suçtan aranıyor. Bekaa Vadisi’nde bulunduğu sırada örgütün Ortadoğu sorumluğunu yaptı. Örgüt içi çatışmada Dursun Karataş ile birlikte hareket etti. İstihbarat birimlerine göre, Tayfun Özkök son dönemlerde Karataş adına kararlar veriyor ve örgütte etkin konuma gelmeye başladı.
    Sabancı suikastı sanığı ve Afyon Cezaevi’nde öldürülen Mustafa Duyar, yakalanmadan evvel Suriye’ye kaçtığında örgütün Suriye Sorumlusu Aslan Tayfun Özkök'ün yanında kaldığı biliniyor. Duyar, Özkök'ün lüks döşenmiş, sekreterli bir bürosu olduğunu, şoförü ve korumaları bulunduğunu öne sürmüş ve şunları anlatmıştı:
    "Giderek örgüt beni kaderimle başbaşa bıraktı. Para konusunda ya da barınma konusunda ilgisizleştim. Bunun üzerine büyük bir nefrete kapıldım. O zaman kullanıldığımı anladım. Bana sahip çıkılmayınca PKK saflarına katılmak istedim. DHKP - C'yle PKK arasında bir prensip anlaşması olduğu için PKK bunu kabul etmedi. Fransa'da DHKP - C'nin lideri Dursun Karataş'la da görüştüm. Karataş'ın Fransa'da kaldığı evin 300 bin marka döşendiğini öğrenince şok geçirdim. Şam'da da Aslan Tayfun Özkök'ün yaşamını görünce iyice etkilendim. Aklıma iki şey geldi. Bu para ya uyuşturucu ticaretinden gelir ya da gizli servislerden. Lüks yaşantıları ve örgüt içindeki kadın - erkek ilişkilerini gördükçe asıl amacın halka hizmet olmadığını anladım. Örgütün benim bu düşüncelerimi hissedip beni takip altına aldıklarını anlayınca teslim olmaya karar verdim. Eminim ki fırsatını bulurlarsa Fehriye ve İsmail de teslim olur, çünkü benim gördüğüm her şeyi onlar da gördü."


    ZERRİN SARI

    1963 yılı Osmaniye doğumlu. Halkın Hukuk Bürosu’nda bir dönem avukatlık yaptı. Abla ve Saadet kod adıyla anılıyor. Dursun Karataş’ın sevgilisiydi. Kanser tedavisi gördüğünden ölümüne kadar en yakınındaki kişilerden biri.
    Örgütü Avrupa'dan idare edenlerin başında Saadet kod isimli Zerrin Sarı geliyor. Genellikle Hollanda ve Belçika'da bulunuyor. Karataş'ın en güvendiği, acımasız isimlerden biri olarak değerlendiriliyor. 1992 yılında Dernekler Kanunu'na aykırılık ve yasadışı örgüte yardım etmek suçundan DGM'ye sevkedilip gözaltına alından sonra serbest bırakıldı.
    Halkın Hukuk Bürosu’nda DEV-SOL ve DEV-GENÇ davalarına bakan avukat Sarı, örgüt adına çeşitli faaliyetlere katıldı. THKP-C ve DEV-SOL'un oluşturduğu "Tutuklu Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği"nin üyesi olan Sarı, 1991'de kurulan Özgürlükler Derneği’nin (ÖZGÜR-DER) de kurucuları arasındaydı. Lidere bağlı 6 kişilik gizli komite üyelerinden biri olan Zerrin Sarı, 1994'de Ankara DGM'deki DEP milletvekilleri davasına da müdahil avukat olarak katıldı, daha sonra yurtdışına gitti.
    1994 tarihinde, Fransa'nın Modane sınırında, Dursun Karataş'la beraber Melisa Hale sahte adıyla yakalandı ve Flevry Merogis Cezaevi’ne kondu. 28.11.1994 tarihinde Fransız makamlarınca haftada bir kez Argenteuil'de karakola imza bırakmak kaydıyla serbest bırakılan Sarı, serbest bırakılmasını müteakip Hollanda'ya kaçtı.

    FARUK EREREN

    Örgütte Karataş’tan sonraki isimlerden biri ancak halen Almanya’da cezaevinde. Ergenekon İddianamesi'nde Dilovası kod adlı tanığının iddiasına göre, Veli Küçük tarafından polis takibinden kurtarılan kişi, DHKP-C örgütünün etkin yönetim kadrosundan Faruk Ereren.
    Gizli tanık, Ereren’le ilgili şunları söylemdi:
    “'Halen Merkez Komite üyesi olan Faruk Ereren'in takip edildiği anlaşıldı. Bize Ereren'i takipten kurtaracak bir organizasyon yapıp yapamayacağımız söylendi. Takipten kurtarmayı Emin Alkılıç yaptı. Alkılıç isimli kişi Veli Küçük 'le ailecek görüşürler. Yani birbirlerinin ne iş çevirdiklerini bilirler. Yapacağı iş sıkıntılı ve problemliyse mutlaka Veli Küçük 'le görüşür, görüşmeden iş yapmaz. Takipten nasıl kurtarabileceğimizi konuştuğumuzda Emin Alkılıç , olayı, tekneyle Dilovasın'ndan alıp Yalova 'da bulunan örgüt mensuplarına teslim etme şeklinde planladı. Veli Küçük 'le irtibatlı Emin Alkılıç , Dev-Sol örgütünün üst düzey sorumlusunu polis takibinden kaçırarak kurtardı.”

    Bu ifadelerde adı geçen ve DHKP -C'nin en önemli isimlerinden biri olan Faruk Ereren hakkında Alman Federal Başsavcılığı, birçok suçtan dava açtı. Geçen yıl Mayıs ayında Almanya 'nın Hegan kentinde yakalanan Ereren, Türkiye 'deki birçok suikastın azmettiricisi olarak da suçlanıyor. Duesseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi 'nde hakkında dava açılan örgüt yöneticisinin, Türkiye devleti hükümetini ortadan kaldırmak yerine Marksist Leninist bir yönetim kurmayı amaçladığı belirtildi.
    Türkiye 'deki çok sayıda kundaklama ve bombalı saldırısından da sorumlu olan Ereren’in Almanya 'dan verdiği emirlerle İstanbul 'da bir polis memurunu da öldürttüğü de biliniyor.
    Alman savcılığının iddianamesinde, Faruk Ereren’in Nisan 1993'te iki Türk memurun vurulması olayı ile 2001-2005 yılları arasında İstanbul ve Ankara 'da 11 bombalı intihar saldırılarının gerçekleştirilmesinde de başrol oynadığı iddia edildi.
    1994 yılından beri DHKP -C'nin üç kişilik lider komitesinden biri olan 53 yaşındaki Faruk Ereren ile ilgili olarak şu ana kadar ne Adalet Bakanlığı , ne İçişleri Bakanlığı iade ya da en azından sorgulama talebinde bulunmadı.

    AHMET DÜZGÜN YÜKSEL

    Sabancı suikastının iki sanığını cinayetten sonra evinde saklayan ve pasaport temin ettiği öne sürülen kişi. Avukat. 27 Kasım 2006 tarihinde Köln’de tutuklandı. Alman Federal savcılığın açıklamasına göre 2003 senesinden beri aranıyordu. Avukat Ahmet Düzgün Yüksel Türkiye'ye iade edilmek üzere tutuklanarak cezaevine konuldu.
    Sabancı suikastının tetikçilerinden biri olan Mustafa Duyar, teslim olduktan sonra polise verdiği ifadede, arandıkları dönemde kendilerini Düzgün Yüksel'in sakladığını ve yurtdışına kaçarken, kullandıkları sahte pasaport ve kimlikleri de ondan aldıklarını söylemişti.
    Cezaevindeki DHKP-C militanlarıyla dışardaki militanlar arasında bilgi akışını da sağladığı öne sürülen Yüksel hakkında, Duyar'ın bu ifadesi üzerine gıyabi tutuklama kararı çıkarılmıştı. Mustafa Duyar yakalandıktan sonra yurtdışına kaçan Yüksel'in yakalanabilmesi için, kırmızı bülten çıkarılması da istenmişti. Bunun üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü Interpol Daire Başkanlığı, merkezi Fransa'nın Lyon kentinde bulunan Interpol Genel Sekreterliği'ne başvurmuştu. Ancak genel sekreterlik, Yüksel hakkındaki bu talebi henüz karara bağlamamıştı.
    Düzgün, ilk olarak Haziran 1998’de Dortmunt’da gözaltına alınmış ancak serbest bırakılmıştı.


    REMZİ UÇUCU

    11 Ocak 2007 tarihinde Yasadışı DHKP-C örgütünün bir dönem Avrupa ve Ortadoğu sorumlusu olan Remzi Uçucu, 2’si kadın 3 kişi ile birlikte Kartal’da bir hücre evinde yakalandı. Dursun Karataş’ın şifrecisi ve sağ kolu olarak biliniyor. İstihbarat birimlerine göre, Remzi Uçucu örgütü tekrar toparlamak ve eylem hazırlığı için Dursun Karataş’ın talimatı ile Türkiye’ye gelmişti. İtalya’da, terör örgütü DHKP-C örgütüne yönelik 1 Nisan 2004’te Perugia kentinde yapılan operasyonda Remzi Uçucu, 3 örgüt elemanı ile birlikte yakalanmış, yargılandığı davadan beraat etmişti. Uçucu, polis tarafından da 15 yıldır aranıyordu.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Dursun Karataş sonrası kim lider olacak?

          Kategori: Türkiyeden Haberler

          Konuyu Baslatan: bYMuH@mM£d76

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1738

    ßŶ ๓ยђค๓๓є๔

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş