Dört Mevsim Hikayesi Bir zamanlar Toprak Ana, evinde yalnız yaşıyormuş. Yalnız yaşamak zormuş, bu yüzden canı çok sıkılıyormuş. Bir gün kalkmış, gök kralına misafirliğe gitmiş. Sarayın kapısına varınca, gürültüler, patırtılar duymuş. Kapıdaki nöbetçiye, “bunların ne olduğunu” sormuş. Nöbetçi: - Ne olacak, demiş. Mevsim kardeşlerin gürültüsü. İkisi kız, ikisi oğlan dört yaramaz çocuk var. Kavga edip duruyorlar.

Bu konu 2014 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Dört Mevsim Hikayesi 2014 Reviews

    Konuyu değerlendir: Dört Mevsim Hikayesi

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2014 kez incelendi.

  1. #1
    Aybalam76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.08.2008
    Mesajlar
    2.619
    Konular
    479
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    100
    @Aybalam76

    Standart Dört Mevsim Hikayesi

    Dört Mevsim Hikayesi



    Bir zamanlar Toprak Ana, evinde yalnız yaşıyormuş. Yalnız yaşamak zormuş, bu yüzden canı çok sıkılıyormuş. Bir gün kalkmış, gök kralına misafirliğe gitmiş. Sarayın kapısına varınca, gürültüler, patırtılar duymuş. Kapıdaki nöbetçiye, “bunların ne olduğunu” sormuş.

    Nöbetçi:

    - Ne olacak, demiş. Mevsim kardeşlerin gürültüsü. İkisi kız, ikisi oğlan dört yaramaz çocuk var. Kavga edip duruyorlar.

    Toprak Ana :

    - Onları bana gönderin, demiş. Ben yalnızım, biraz da benimle otursunlar.

    Nöbetçi Toprak Ananın isteğini krala söylemiş. Kral da “Peki” demiş. Toprak Ana bunun üzerine evine dönmüş, mevsim kardeşleri beklemeye başlamış.

    Önce en küçük kardeş gelmiş. Pembe, beyaz saçlı, güzel bir çocukmuş.

    Toprak Anaya :

    - Benim adım İlkbahar, demiş. Size ufak bir armağan getirdim.

    İlkbahar, çantasını açmış, çantasından tomurcuklanmış dallar, renk renk çiçek demetleri, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar çıkarmış.

    Çok geçmeden ikinci kardeş gelmiş. Tombul, kırmızı yanaklı bir kızmış.

    Adı da Yaz’mış. Kardeşine :

    - Haydi çekil bakalım, bak, ben geldim, demiş. Sonra o da çantasından çilek, kiraz, şeftali, erik gibi meyveler çıkarmış, bunları Toprak Anaya sunmuş.

    Derken üçüncü kardeş gelmiş. Sarı sapsarı bir çocukmuş.

    Toprak Ana’ya :

    - Ben sonbaharım demiş. Yalnızlığı, sessizliği çok severim, demiş.

    Sonra da kuşları kovmuş, her yeri sarıya boyamış. Ortalığa bir sessizlik çökmüş. Tam bu sırada dördüncü kardeş gelmiş.

    Çiçekleri, meyveleri dağıtmış, cebinden beyaz bir su çıkarmış, bu suyla her yeri beyaza boyamış.

    Bir yandan da :

    - Benim adım kış, benim adım kış diye bağırıyormuş.

    Dört kardeş de Toprak Ananın evinden gitmek istememiş. Kavgaya tutuşmuşlar. Ortalık alt üst olmuş.

    Toprak Ana kızmış :

    - Beni dinleyin, demiş. Ya sırayla gelin, evimde üçer ay misafir kalın, ya da çekilip gidin. Hepinizi birlikte istemiyorum.

    Bunun üzerine mevsim kardeşler düşünmüşler. Aralarında anlaşıp Toprak Anaya, “peki” demişler. İşte o günden beri sırayla geliyor, Toprak Anada üçer ay misafir kalıyorlar.





    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Dört Mevsim Hikayesi

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: Aybalam76

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 2014

    Kralların taçları beni bağlar büyümü
    Orduları açamaz gönlümdeki düğümü
    Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü
    Bin cihana değişmem şu öksüz TÜRKLÜĞÜMÜ..

  2. #2
    Apancene - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    4.254
    Konular
    278
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    717
    @Apancene

    Standart

    Aybalam bunlar anlatılan hıkayeler demi ? ama güzelde bağlanmış allahdan 4 ya 3 veya 5 olsaydı ne olurdu hani

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş