Erkekler neden aldatır....
Hepimiz sikayet ediyoruz sevgililerimizin terk etmesinden ya da aldatmasindan. Hata yüzde yüz onlarda mi? Bizim gibi bir nimetin kiymetini bilemedikleri için mi kaçip gidiyorlar ya da biz onlara bizi aldatma firsatini kendi ellerimizle mi veriyoruz.
Çuvaldizi kendimize batiralim hadi...
Tabii ki biz kendi ellerimizle onlara bu firsati veriyoruz.
Bunun nedenleri öyle çok ki. Ama belli baslilar bunlar; biz bayanlar zaman zaman öyle derin duygu bolugu yasiyoruz ki karsimza ilk çikan kisilye ya da duymak istediklerimizi söyleyen kisiye kapilip gidiyoruz. Sonrasinda ise biz hersey yolunda aman ne güzel beni seven, benim sevdigim bir sevgilim var diye düsünürken bir de bakiyoruz ki aslinda öyle biri hiç olmamis. Biz sadece kendi kafamizda çizdigimiz tabloyu ona uyarlamaya çalismisiz.
Tabii bir de su sahiplenilme olayi var. Biz bayanlar bayilyoruz birisi bizi sevsin, merak etsin, arasin, neredesin diye sorsun, hafiften karissin saçimiza basimiza, arada bir hesap sorsun, vursun masaya yumrugunu gerekirse, bize höt desin dozunu kaçirmadan tabii. Bunlar en basta olanlar. Ne kadar desek de modern erkeklerden hoslaniyoruz diye, biraz da maço olmasini istiyoruz erkegin. Hani su erkek daima güçlü gözükecek fakat durumlar esit olacak olayi. Yani ayni zamanda esitlikçi de gözüküyoruz.
Aslina bakarsaniz hiç de öyle degil. Bunlari birakin dozunda yapmayi, öyle bir izin veriyoruz ki bize karismasina, bir süre sonra isler kimin elinde önce soruyoruz, sonra bakiyoruz ki ellerimiz bombos. Ne varsa vermisiz gitmis. Tabii var oldugunu sandiginiz sevgilimizde…
Bunlarin sonu tabii ki de beklenen son, yani sevgiliniz gidiveriyor. Gerekçesi ise çok basit: Ask bitti.
Ya ask biter mi? Ben deli asigim sana ama!
Geçmis olsun.
simdi düsünün, siz onu çok sevdiniz, asik oldunuz. Seviyorsunuz diye tavizler verdiniz, özverilerde bulundunuz. Zaman zaman onun için arkadaslarinizi ektiniz, ailenizi ihmal ettiniz, belki onlara yalanlar söylediniz. Seviyorsunuz ya. Hatta onun istedigi kisi olmak için elinizden geleni yaptiniz. Gel dedi geldiniz, git dedi gittiniz.
Peki iyi mi ettiniz? Tabiki hayir.
Ne yapmaliydiniz ya da yapmalisiniz?
Bir kere, tavizlerinizi nerelerde ve nasil verdiginizi kontrol edin. Her zaman altan almayin. Mutlaka alttan almaniz gereken yerlerde olacaktir ancak bunu hiç olmadik bir yerde yaparsaniz mutlaka gerisi gelecektir.
iliskilerde yazili olmayan kurallar vardir ne yazik ki, ben bunlari reddetsem de varlar. Siz onun sevgilisisiniz unutmayýn annesi ya da bakicisi degilsiniz.
Biz bayanlar ne yazik ki pek bir sevkatliyizdir. Zaman zaman yaptigimiz yanlislarin basinda onlara küçük bir çocuk gibi davranmamiz geliyor. Biz onlarin anneleri degiliz, birakin onlar ne yapmak istediklerine kendileri karar versinler. Ne giyeceklerinden tutun da, alisverislerde bile en çok onlarla ilgilenilmesini istiyorlar. Ve istemeden de olsa onlari kiramadigimiz için sonunda kendi ellerimizle birer bencil sevgili yetistiriyoruz.
Aslinda onlari buna biz alstiriyoruz. Zaten erkekler ilgi dali olmaktan çok hoslanirlar, biz de sevgilileri olarak onlari dünyanin en essiz adami yaptigimizda ise buyurun size terk edilmek için süper bir neden. Hatta bunlarin sonu genelde önce aldatmakla, daha dogrusu küçük kaçamaklarla basliyor. Siz önce seziyorsunuz ama konduramadiginiz için abartilarinizi düsünüp devam ediyorsunuz. Sonra aradiginizda hiç mesgule düsmeyen telefonlar mesgule veriliyor. Ekilmeye baslaniyorsunuz, aksam telefonlar kapaniyor, her gün gördügünüz adami ancak bir kaç gün görmeye basliyorsunuz, bahanesi ise “isler yogun biliyorsun” oluyor. Ve hikaye kusursuz aldatilma ardinda terkedilmeyle bitiyor.
Bu bitise gözyaslara imza çakip bir defteri daha kapatiyoruz.
Aslinda böyle olmamaliydi. Onu en çok siz sevmistiniz, herseyi yapmistiniz, ne istiyorsa.... Bunlarin bedeli bu muydu?
Biraz gaddarca ama evet buydu.
Unutmayin dünyanin merkezi onlar degil. Herseyi yapmaya istekli köleler gibi davranirsaniz sonuç her zaman bu olacaktir.
Sizin de bir hayatiniz var. Sosyal yasamaniz, arkadadaslariniz, dostlariniz ve en önemlisi aileniz. Kendi hayatinizda yasayin. Sinirlariniz olsun. Onu hayatinizi in her alanina almayin. Her an ulasabilir birisi haline gelmeyin ve böyle alistirmayin
Sizin de bir hayatinizin oludugunu kabul etmeli ve ona göre hareket etmeli. Sizi siz oldugunuz için sevmesini bilmeli. Taviz vermek demek huyunuzdan suyunuzdan taviz vermek anlamina gelmiyor. Herseyi ölçüsünde ve dozunda yasamak ve yasatmak gerekiyor. >
Daima ilgi çekici olmayi basarmalisiniz. Her daim merak uyandiracak, karsi tarafi heyecanlamdiracak bir gizeminiz olmali.
Meraklanan degil merak edilen olmaniz dilegiyle....