-- A --
Abuu: Çok, aşırılığı ifade etmek için ünlem sözü.
Aba: Çeket, abla, yağmurdan korunmak için koyun yününden çoban giysisi.
Ababacık haa! : Büyüklüğüne hayret etme ünlemi.
Aboo: Hayret etmek, şaşırmak.
Ağınt: Dikkatli olmak.
Ala: Alacalı.
Ayazlık: Evlerin bir köşesine inşa edilen soğuk yer.
Asar: Kale, hisar.
Arğıç: Göçte erzak ve yiyecek taşımak.
Abanmak: Yüklenmek.
Aş: Bulgur pilavı.
Anız: Biçilen buğdayın tarlada kalan köklü sapı.
Ağıl: Etrafı çalılarla örülen koyun ve keçilerin barınma yeri
Alama: Avuç içini dolduracak kadar büyükçe taş.
Ahır: Hayvanların barındığı yer.
Alaf: 1. - Hayvanların saman yediği yer
2. - Ağaçtan yapılmış çeşme sularının toplandığı oyulmuş ağaç.
Ağam: Kadınların kocasının erkek kardeşi.
Anaz: Babanın annesinin ismini taşıyan kız.
Alavırt: Su kabağından yapılan su kabı.
Anay: Evin salonu.
Ambar: Ağaçtan yapılan buğday gibi kuru bakliyat konulan yer.
Alacık: Çobanların evleri.
An: Tarla sınırı.
Alabacak: Laf taşıyan, dedikoducu.
Alan: uzak, arazi.
Alata: Alışmış.
Amaşmak: Sarılmak, sarılarak yukarı çıkmak, tırmanmak.
Aran: Süt mamülü yiyecekler.
Ağarantı: Süt mamülleri.
Apışmak: Ayakları açmak.
Ağdırmak:Yukarı sürmek.
Abcallamak: Üstünden atlamak.