İnsanhttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif çoğu zaman ülfet ve ünsiyet sebebiylehttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif Allah'ın (celle celâluhu) kendisine olan lütufları karşısında "Ben yaptımhttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif ben ettimhttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif ben kazandım; bildimhttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif öğrendimhttp://www.tekplatform.com/images/smilies/virgs.gif düşünüp buldum..." gibi

Bu konu 1438 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Kader ve İrade, Neden Altı İman Esası Arasına Girmiştir? 1438 Reviews

    Konuyu değerlendir: Kader ve İrade, Neden Altı İman Esası Arasına Girmiştir?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1438 kez incelendi.

  1. #1
    ŞiMaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2009
    Mesajlar
    21.656
    Konular
    10831
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @ŞiMaL

    Yeni Kader ve İrade, Neden Altı İman Esası Arasına Girmiştir?

    İnsan çoğu zaman ülfet ve ünsiyet sebebiyle Allah'ın (celle celâluhu) kendisine olan lütufları karşısında "Ben yaptım ben ettim ben kazandım; bildim öğrendim düşünüp buldum..." gibi sözlerle her şeyi kendi izafî kudret ve kuvvetine irade ve kabiliyetlerine verir. İşte böyle durumlarda kader hemen karşısına çıkıp 'Sizi ve yaptıklarınızı yaratan Allah'tır.'[1] Öyleyse haddini bil! Elindeki o minik düğmeyle bütün bu işleri yapman mümkün müdür? Değildir." der ve onu gururdan kurtarıp hayatında denge ve muvazeneyi sağlar.


    İnsan ruhunda güzellik meziyet ve semerelere sahip çıkıp bunlarla övünme iftihar etme hatta daha da ötesinde gururlanıp kendinden geçme duygusu vardır. İşte böyle bir duyguya karşı bütün güzellik ve hayırların gerçek sahibinin nefis değil ancak Allah (celle celâluhu) olduğunu buna karşılık bütün kötülük ve günahların nefisten kaynaklandığını ifade için "Sana gelen her iyilik Allah'tandır sana gelen her kötülük de kendindendir. Seni insanlara elçi gönderdik (buna) şahit olarak Allah yeter."[2] ihtarını çeken kaderdir.


    Hafızanızın şeridini şöyle geriye doğru sardırıp geçmişinize bir bakın bakın da günahlar içindeyken kaderin sizi en güzelim arkadaşlar arasına katıp sohbetlerle kafa ve kalbinizi nasıl tedavi ettiğini bunun neticesinde kalbinizde ve dilinizde rahmet tomurcuklarının açtığını ve göğsünüze ibadet ve ahlâk madalyalarının takıldığını görmeye çalışın; sonra da düşünün seyredin ve diyebilirseniz "Ben yaptım" deyin!...


    Meselenin ikinci bir yönü daha var: İnsan zaman zaman "Madem beni de yaptıklarımı da yaratan Allah'tır (celle celâluhu); madem O dilemedikçe ben dileyemem ve madem ben âdeta kaderin programladığı bir robotum öyleyse yaptıklarımda ne dahlim var ki mesul ve günahkâr olayım!" diyerek Cebrîlik çukuruna da düşebilir. Böyle bir tehlike karşısında da hemen irade karşısına çıkar ve terazinin karşı kefesine binerek "Hayır mükellefsin ve mesulsün! Evet iman ve kullukla mükellef olduğun gibi yaptığın bütün kötülük ve işlediğin bütün mâsiyetlerden de mesulsün; çünkü ben de varım." der ve dengeyi sağlar. Öyleyse ne kader iman küfür mükellefiyet tevbe ve günahların doğrudan kendisine havale edileceği bir mesnet ve nefsin çirkinliklerini örtecek bir kılıf ne de irade kişinin Allah'ın (celle celâluhu) kendinde yarattığı meziyet ve güzelliklere sahip çıkıp firavunane "Ben!" demesi ve bütün acz zaaf ve fakrına rağmen karşılıksız sağanak sağanak lütfedilen nimetleri sahiplenmesi için bir vasıta ve sebeptir.

    Biz iradenin bütün güzellik ve hayırlara iki elini birden atıp üzerinde emanet bir gömlek gibi duran faziletlerle gururlanıp çalım satması tehlikesinden ancak kaderle; buna karşılık nefsin mesuliyet ve mükellefiyetlerden kurtulmaya kalkışması tehlikesinden de ancak iradeyle halâs olabiliriz ki irade ve takdirin bahis mevzuu edildiği yerde 'sırat-ı müstakîm' işte budur.
    İnsanın iyilik ve güzelliklere karşı gayet kısa günah ve tahribata karşı ise oldukça uzun iki eli vardır. Bu ellerden birine tevbe ve istiğfar verilip nefsin şerre ve günahlara meyli kesilmeli tecavüzleri kırılmalı ve bütünüyle Cehennem'e giden yollar kapatılmalı; diğer eline ise dua Hakk'a teveccüh ve tevekkül verilip hayır istikametinde şahlandırılmalı; güzelliklere karşı güç kuvvet ve şevki artırılıp Cennet yolunda coşturulmalıdır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Kader ve İrade, Neden Altı İman Esası Arasına Girmiştir?

          Kategori: İslamiyete Dair Herşey

          Konuyu Baslatan: ŞiMaL

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1438


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş