Çingeneler insanlık ailesinin ayrılmaz bir parçasını oluştururlar. En gerçek ve doğru manasıyla Çingeneler göçebe zanaatçı ataların çocuklarıdır. Tarihin en eski zamanlarından beri kimi insan grupları; tarım veya hayvancılıkla geçinmişlerdir. Çingenelerse çeşitli nedenlerden dolayı göçebe zanaatçılıkla yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Biz Çingenelerin ataları; sepet, elek, metal eşya, kalay vs gibi ürün ve hizmetleri meydana getirerek bunları tarım ve hayvancılıkla geçinen diğer toplumlara

Bu konu 1811 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Göçebe Zanaatçılar (Çingeneler) Kimdir? 1811 Reviews

    Konuyu değerlendir: Göçebe Zanaatçılar (Çingeneler) Kimdir?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1811 kez incelendi.

  1. #1
    ŞiMaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2009
    Mesajlar
    21.656
    Konular
    10831
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @ŞiMaL

    Standart Göçebe Zanaatçılar (Çingeneler) Kimdir?

    Çingeneler insanlık ailesinin ayrılmaz bir parçasını oluştururlar. En gerçek ve doğru manasıyla Çingeneler göçebe zanaatçı ataların çocuklarıdır. Tarihin en eski zamanlarından beri kimi insan grupları; tarım veya hayvancılıkla geçinmişlerdir. Çingenelerse çeşitli nedenlerden dolayı göçebe zanaatçılıkla yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Biz Çingenelerin ataları; sepet, elek, metal eşya, kalay vs gibi ürün ve hizmetleri meydana getirerek bunları tarım ve hayvancılıkla geçinen diğer toplumlara satmışlardır. Bizim atalarımız diğer toplumlar gibi hayvan sürülerine ve geniş topraklara sahip olmadığından göçebe zanaatçılıktan başka bir geçim imkanı bulamamışlardır.


    Aslında Çingenelerle Çingene olmayanları birbirinden ayıran yegane fark budur.
    Sanıldığı gibi bizlerle diğer insanları birbirimizden ten rengi, ırksal özellikler ya da dil ayırmaz. Esmer Çingeneler kadar beyaz tenli ya da sarışın Çingeneler de vardır. Farklı ırklara mensup Çingene grupları da vardır. Farklı diller konuşan Çingene grupları da vardır. Ama tüm Çingenelerin ortak özelliği atalarının binlerce yıl boyunca göçebe zanaatçılıkla geçinmiş olmalarıdır. Bugün birey olarak bir Çingene hangi mesleği yapıyor olursa olsun, insanlığın ilk zamanlarında atalarının göçebe zanaatçı olması onun da Çingene toplumuna ait olduğunu gösterir.


    Ne gariptir ki Çingeneleri diğer insanlardan ayıran tek özellik göçebe zanaatçılık olmasına rağmen, bu mesele üzerinden insanlar arasında ciddi bir ayrım meydana gelebilmiştir. Peki öyleyse nedir bu kadar korkutan şey diğer insanları? Bize karşı ortaya çıkan yabancılık duygusunu ne yaratıyor? Bu sorunun yanıtı tarihimizde gizlidir.
    Bizler kökü binlerce yıl öncesine dayanan evrensel bir kültürün çocuklarıyız.


    Tarihimiz binlerce yıl önce başlamıştır. Bu eski tarih hakkıyla anlatılmadan Çingeneliğin gerçekte ne demek olduğu anlaşılamaz. Çingenelerin hikayesi aynı zamanda insanlığın da hikayesidir. O yüzden hikayemizi anlatmaya insanlığın henüz kendi içinde farklı mesleklere bölünmediği dönemlerden başlıyoruz.


    Binlerce yıl önce insanlık dünyanın her yerinde benzer şartlarda yaşamaktaydı. Tüm insanlığın yegane mesleği toplayıcılık ve avcılıktı. Yabani hayvanları avlayarak ya da çeşitli bitkileri toplayarak yaşamlarını sürdürmekteydller. Bu dönemde kadınlar toplum içerisinde en az erkekler kadar güçlü bir konumdaydılar. Çünkü toplayıcılık faaliyeti kadınların elindeydi.


    Ekonomik hayatın içerisinde olmaları onları güçlü kılıyordu.
    Ne var ki zamanla insanoğlu hayvanları evcilleştirmeyi ve sürüler halinde hayvan beslemeyi öğrenmiştir. Dünyanın değişik bölgelerinde, sürü beslemeyi öğrenen kabileler hızla bu yeni meslekte yoğunlaşmaya başlamışlardır. Sürü besleyerek geçimlerini sağlayan çoban kabilelerde; erkekler ön plana çıkmaya başlamışlar kadınlar ikinci plana atılmışlardır. Bunun sebebi ise kadınların hakim olduğu toplayıcılığın çobanlıkla beraber gözden düşmesidir.

    Bu dönemde çobanlıkla geçinen kabileler; sürülerini besletebilecekleri geniş otlak alanlarına ihtiyaç duymuşlardır. Hem otlak alanlarını koruyabilmek hem de sürülerini başka çoban kabilelerin saldırılarından korumak için silahlanmışlar, savaşçı bir hale gelmişlerdir.

    Tüm bunlar olup biterken kimi kabilelerde toplayıcılık ve avcılık mesleğine devam etmişlerdir. Ne var ki çobanlığa geçen kabileler kendi otlak alanlarını savaşarak korumaya başladıklarından ne avcılık ne de toplayıcılık eskisi kadar kolay yapılamamaktadır. Yakın çevrelerindeki çoban kabilelerin baskısı altındaki bu insanlar çaresiz bir şekilde bir başka mesleği geliştirmeye zorlanmışlardır.


    Göçebe Zanaatçılık. Toplayıcılık ve avcılık döneminde geliştirilen çeşitli zanaat ürünleri; başka ürünlerin takası karşılığı çobanlıkla geçinen kabilelere verilmiş, böylelikle bu kabileler de hayatta kalmanın yolunu bulmuştur. Sepetçilik, demircilik, elekçilik, kalaycılık gibi temel mesleklerimiz bu günlerin yadigarıdır.


    Göçebe zanaatçılıkla geçinen kabilelerde; kadınlar ekonomik hayatın içinde yer almaya devam etmişlerdir. Böylelikle başlangıçta tüm insan toplumlarında var olan güçlü kadın karakteri göçebe zanaatçılarda varlığını devam ettirebilmiştir.


    Çoban kabileler; kendi içlerinde güçlü kadın kişiliklerinin var olduğu ve kadın-erkek eşitliğine dayanan göçebe zanaatçılardan korkmuşlar, onlarla yakınlaşmak istememişlerdir. Binlerce yıldır yaşanan büyük ayrımların en temel nedeni budur. Bugün karşımıza; gaco-muul-geben ve Çingene ayrımı olarak çıkan insanlar arasındaki farklılığın temelinde; insanlığın binlerce yıl önce çobanlar ve göçebe zanaatçılar olarak bölünmüş olması vardır.


    Hala bile "eli maşalı" diye tabir edilen kadınlarımızın gücü, toplumumuzun büyük bölümünde varlığını koruyan kadın erkek eşitliği bize atalarımızdan mirastır. Ne yazık ki bizim toplumumuz için bir gurur vesilesi olan kadınlarımızın sahip olduğu toplumsal kuvvet, başkaları için bizi aşağılamanın ve dışlamanın gerekçesi olabilmektedir. Bizimle ilgili uydurulan hurafeler, asılsız iftiralar iyi incelendiğinde özünde hep bu noktayı işaret ettiklerini kolaylıkla anlayabiliriz.

    İşte bu Göçebe Zanaatçılar biz Çingenelerin atalarıdır. Dünyanın her yerinde farklı dilleri konuşan ve farklı ırklardan gelen göçebe zanaatçılar vardır. Zamanla atalarımız yer değiştirmişler ve büyük göçler yaşamışlardır. Gittikleri her yerde kendileri gibi göçebe zanaatçılıkla geçinen başka insanlar bulmuşlar ve onlarla kaynaşmışlardır.


    Çoban kabileler, göçebe zanaatçılarla evlilik yapmaktan kaçınırken; farklı ırklardan gelen göçebe zanaatçılar bu kaygıyı hiç duymamış zamanla birbirinden ayrılamayacak kadar içiçe geçmişlerdir. Günümüzde hiçbir toplum saf ırk özelliği göstermemektedir. Ama bizlerin ataları yaşadıkları büyük göçler dolayısıyla o kadar geniş bir alana yayılmışlardır ki Çingeneler tam anlamıyla ırklarüstü bir kültür haline gelmiştir. Çingene olmak demek, bir Hindu ile bir Kafkasyalı ile bir Afrikalı ile bir Turani ile bir farsi ile akraba olmak, kardeş olmak demektir. İnsanlığın kendi arasında büyük acılar çekmelerine sebep olan ırk ayrımları Çingenelerin arasında ortadan kalkmıştır.


    Çingene göçebe zanaatçıların torunlarına bu topraklarda verilen isimdir. Bu diyarda adımız Çingenedir. Her diyarda başka namımız vardır. Biz evrensel ve ırklarüstü bir kültürüz. Yaşadığımız her ülkede o ülkelerin bir parçası ve insanlık aleminin barışçı bir ögesi olarak varlığımızı sürdürmekten mutluyuz. Bugün yaşadığımız sorunların geçmişteki köklerini anlayabildiğimiz ölçüde bu sorunları çözerek daha da mutlu olacağız.


    Romanlar, Abdallar, Elekçiler, Domlar, Lomlar, Mırtipler! Çingene olarak adlandırılan veya kendisini Çingene olarak kabul eden herkes!


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Göçebe Zanaatçılar (Çingeneler) Kimdir?

          Kategori: Genel Kültür

          Konuyu Baslatan: ŞiMaL

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1811


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş