Kıbrıs’ta “ateş kes” anlaşması devam ediyor. Bizim “Rum” deyip attığımız “Kıbrıs’ın Yunanlıları” (Ellino Kipriyolular) adanın kendilerine ait olduğunu, Kıbrıs meselesinin, kendilerine ait Kıbrıs’ın Türk işgalinden kaynaklandığını, işgalcinin Kıbrıs Türk azınlığını kullanmakta olduğunu savunuyorlar. 1955-58’lerin EOKA’sının, 1963-74’lerin EOKA B’sinin yerine, yeniden “siyah gömlekli faşist” teşkilatlar faaliyete geçmiş durumda. Rum tarafında yapılan kamu yoklamalarından öğreniyoruz. Yüzde 65

Bu konu 1069 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Ne oluyoruz? 1069 Reviews

    Konuyu değerlendir: Ne oluyoruz?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1069 kez incelendi.

Konu: Ne oluyoruz?

  1. #1
    Türk Milliyetçisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    20.05.2011
    Mesajlar
    3.825
    Konular
    3630
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    800
    @Türk Milliyetçisi

    Standart Ne oluyoruz?

    Kıbrıs’ta “ateş kes” anlaşması devam ediyor. Bizim “Rum” deyip attığımız “Kıbrıs’ın Yunanlıları” (Ellino Kipriyolular) adanın kendilerine ait olduğunu, Kıbrıs meselesinin, kendilerine ait Kıbrıs’ın Türk işgalinden kaynaklandığını, işgalcinin Kıbrıs Türk azınlığını kullanmakta olduğunu savunuyorlar. 1955-58’lerin EOKA’sının, 1963-74’lerin EOKA B’sinin yerine, yeniden “siyah gömlekli faşist” teşkilatlar faaliyete geçmiş durumda. Rum tarafında yapılan kamu yoklamalarından öğreniyoruz. Yüzde 65 Rum, Türklerle bir arada yaşamak niyetinde değil! Bir Türk’ün, 2 yıllığına olsun, Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı olmasını şiddetle ret ediyorlar. Kısacası, “ateş kes” anlaşması devam ediyor.
    Bu şartlarda, 2002’den bu yana karşılıklı geçişler için kapılar açıldı. Bu kapılarda her iki tarafın polisi ve gümrük memurları var. Rum tarafındakiler yıllardır, KKTC’den alışveriş yapanları sıkı kontrole tabi tutuyor. Bizde bir laûbalilik, ciddiyetsizlik, umursamazlık, kendini bilmezlik devam edip durdu.
    Şimdi, Devlet, “karşılıklı geçiş ve alışveriş şartları uygulanmalıdır” deyince, şikayetler başladı. Devletimizin varlığını, egemenliğimizi hazmedemeyen birkaç kuruluş, insanlarımızı tahrik için öncülük yapmağa başladı. Unuttukları bir şey daha var. Kuzeye geçen Rumların oranı yüzde yirmilerde kaldı. Yüzde 80 Rum, “işgal kalkmadıkça Kuzeye gelmem” diyor. Bizde, güle oynaya ve övünerek, “ateş kes” hattını geçip, eğlenmeye, alış verişe gidenlerin haddi hesabı yok! Rum (Ellino Kipriyo - Kıbrıs Yunan’ı) bilinçli; bizimkiler, can pahasına elde edinenlerin değerini bilmiyor, bilinçsizlik hakim. Can ve kan pahasına elde edilenleri hiç olmazsa bu şehitler haftasında hatırlayıp biraz düşünsek ve elimizi vicdanımıza koysak?
    Kazanılan devletimizdir, 1960’da bize verilmiş olan eşit egemenlik haklarıdır, Rum’un bizi idare etme, hükümetimiz olma hakkı olmadığıdır; Türkiye’nin garantörlüğünde başımız dik yaşamak, toplu mezarlara atılmamaktır.
    Rum tarafında ucuzluk var diyerek, bu kıymetleri yerle bir etme hakkı kimsede yoktur. Rum’un bizden çaldıklarını ona vermemek hakkımız ve görevimizdir.
    Bu akılda gidersek, Rum tarafı, bizim çarşı ve pazarımızı üç günde, her şeyi ucuzlatarak, yerle bir edebilir. Ne acentelik kalır, ne de tüccar. Bunu başardıktan sonra da canımızı yakacak tedbirleri acımasızca alır. “Ah ne yaptık?” demenin hiçbir anlamı kalmaz.
    Devletin mevzuatını uygulayan sınır bekçilerini kutlarım.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Ne oluyoruz?

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: Türk Milliyetçisi

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1069








  2. #2
    Turkuaz&Tr. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    08.10.2010
    Yaş;
    64
    Mesajlar
    901
    Konular
    443
    Beğendikleri
    66
    Beğenileri
    54
    Tecrübe Puanı
    100
    @Turkuaz&Tr.

    Standart Cevap: Ne oluyoruz?

    Alıntı Türk Milliyetçisi Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Kıbrıs'ta ”ateş kes” anlaşması devam ediyor. Bizim ”Rum” deyip attığımız ”Kıbrıs'ın Yunanlıları” (Ellino Kipriyolular) adanın kendilerine ait olduğunu, Kıbrıs meselesinin, kendilerine ait Kıbrıs'ın Türk işgalinden kaynaklandığını, işgalcinin Kıbrıs Türk azınlığını kullanmakta olduğunu savunuyorlar. 1955-58'lerin EOKA'sının, 1963-74'lerin EOKA B'sinin yerine, yeniden ”siyah gömlekli faşist” teşkilatlar faaliyete geçmiş durumda. Rum tarafında yapılan kamu yoklamalarından öğreniyoruz. Yüzde 65 Rum, Türklerle bir arada yaşamak niyetinde değil! Bir Türk'ün, 2 yıllığına olsun, Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı olmasını şiddetle ret ediyorlar. Kısacası, ”ateş kes” anlaşması devam ediyor.
    Bu şartlarda, 2002'den bu yana karşılıklı geçişler için kapılar açıldı. Bu kapılarda her iki tarafın polisi ve gümrük memurları var. Rum tarafındakiler yıllardır, KKTC'den alışveriş yapanları sıkı kontrole tabi tutuyor. Bizde bir laûbalilik, ciddiyetsizlik, umursamazlık, kendini bilmezlik devam edip durdu.
    Şimdi, Devlet, ”karşılıklı geçiş ve alışveriş şartları uygulanmalıdır” deyince, şikayetler başladı. Devletimizin varlığını, egemenliğimizi hazmedemeyen birkaç kuruluş, insanlarımızı tahrik için öncülük yapmağa başladı. Unuttukları bir şey daha var. Kuzeye geçen Rumların oranı yüzde yirmilerde kaldı. Yüzde 80 Rum, ”işgal kalkmadıkça Kuzeye gelmem” diyor. Bizde, güle oynaya ve övünerek, ”ateş kes” hattını geçip, eğlenmeye, alış verişe gidenlerin haddi hesabı yok! Rum (Ellino Kipriyo - Kıbrıs Yunan'ı) bilinçli; bizimkiler, can pahasına elde edinenlerin değerini bilmiyor, bilinçsizlik hakim. Can ve kan pahasına elde edilenleri hiç olmazsa bu şehitler haftasında hatırlayıp biraz düşünsek ve elimizi vicdanımıza koysak?
    Kazanılan devletimizdir, 1960'da bize verilmiş olan eşit egemenlik haklarıdır, Rum'un bizi idare etme, hükümetimiz olma hakkı olmadığıdır; Türkiye'nin garantörlüğünde başımız dik yaşamak, toplu mezarlara atılmamaktır.
    Rum tarafında ucuzluk var diyerek, bu kıymetleri yerle bir etme hakkı kimsede yoktur. Rum'un bizden çaldıklarını ona vermemek hakkımız ve görevimizdir.
    Bu akılda gidersek, Rum tarafı, bizim çarşı ve pazarımızı üç günde, her şeyi ucuzlatarak, yerle bir edebilir. Ne acentelik kalır, ne de tüccar. Bunu başardıktan sonra da canımızı yakacak tedbirleri acımasızca alır. ”Ah ne yaptık?” demenin hiçbir anlamı kalmaz.
    Devletin mevzuatını uygulayan sınır bekçilerini kutlarım.
    KRİTİK İKİ CÜMLE her şeyi özetliyor.

    1.Kritik cümle. ''2002'den bu yana karşılıklı geçişler için kapılar açıldı.'' !!!!!!
    2.Kritik cümle. ''Kazanılan devletimizdir, 1960'da bize verilmiş olan eşit egemenlik haklarıdır, Rum'un bizi idare etme, hükümetimiz olma hakkı olmadığıdır; ''

    Aklı olan her Türk, bu iki cümledeki tezatlığı (zıtlığı) görmeli ve okumalıdır.

    Aklı başında olan bir Türk için, geçerli olan 2. cümledir.

    Konu çok derin. Kıbrıs deyince; Batı Asyanın Akdenize bir Kısrak başı gibi uzanan Vatan'ın en yakın coğrafyasının doğusundaki Bütün Azerbaycan Türk Vatanı ile Güneyindeki Kıbrıs Türk Vatanının bire bir örtüştüğü aklımıza gelmektedir.

    Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projejinin orta vadede ana hedefi ne Araplardır, ne Rumlardır, ne Yunanlardır, ne Gürcülerdir, ne Ermeniler, ne de Farslardır.
    Hedef Türklerdir, Hedef Türklerin Vatanlarıdır. Uzun vade de ise hedef yine geniş yelpazeli Orta Asya Türkleridir.

    Kıbrıs deyince küçücük bir ada, bu küçük adadaki Türkler diye düşünmemek gerekiyor.

    Türk Milliyetçisi kardeşim. Paylaşımın için teşekkür ederim.
    AZERBAYCAN BAYRAĞINDA MAVİ; TÜRKLÜK, BAĞIMSIZLIK VE GÖĞ'Ü İFADE EDER. MAVİ ÖZGÜRLÜK, MAVİ SONSUZLUKTUR.



    ''UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR,
    YA DA KÖLE OLARAK UYANIR''

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş