Günümüzde bizler, İslam dini adı altında öyle bir inanç yaşıyoruz ki, cahiliye döneminde Ehli kitabın yaptığı yanlışları hiç aratmıyoruz. Cahiliye devrinde de, Allah ın gönderdiği kitaplar yeterli görülmemiş ve atalarından intikal eden hurafe ve batıl din diye yaşanmaya devam edilmişti. Aynı yanlışları biz Müslümanlarda ne yazık ki, inancımızı yaşarken bugün yapıyoruz. Kur’an ın uyarılarından, yaptığımız bu yanlışların farkında olup, bu konuda yazılar yazarak Kur’an ile toplumu uyarmaya

Bu konu 1017 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Kur'an Gerçeklerinin Ortaya Çıkmasından Telaş Edenler. 1017 Reviews

    Konuyu değerlendir: Kur'an Gerçeklerinin Ortaya Çıkmasından Telaş Edenler.

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1017 kez incelendi.

  1. #1
    halukgta - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.08.2012
    Yaş;
    66
    Mesajlar
    148
    Konular
    141
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    517
    @halukgta

    Standart Kur'an Gerçeklerinin Ortaya Çıkmasından Telaş Edenler.

    Günümüzde bizler, İslam dini adı altında öyle bir inanç yaşıyoruz ki, cahiliye döneminde Ehli kitabın yaptığı yanlışları hiç aratmıyoruz. Cahiliye devrinde de, Allah ın gönderdiği kitaplar yeterli görülmemiş ve atalarından intikal eden hurafe ve batıl din diye yaşanmaya devam edilmişti. Aynı yanlışları biz Müslümanlarda ne yazık ki, inancımızı yaşarken bugün yapıyoruz.

    Kur’an ın uyarılarından, yaptığımız bu yanlışların farkında olup, bu konuda yazılar yazarak Kur’an ile toplumu uyarmaya çalışanlar susturulmak ta, adeta din düşmanı ilan edilmektedir. Allah şahittir ki bende elimden geldiğimce, Kur’an ı referans alarak, onun rehberliğinde, bizlere din adına anlatılanları karşılaştırıyor, Kur’an ın onayını mutlaka alarak, yine Yaradan ın ayetlerini örnek göstererek, içimizdeki batılı ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Rabbim yanlışım varsa, bana doğruyu göstersin inşallah.

    Tüm bu çabalarım, Kur’an gerçeklerinin ortaya çıkması ve din kardeşlerimin Kur’an dan haberdar olması adınadır. Bu çabalarımdan hoşnut olmayan bazı kesimler, yazdığım yazılarımın önünü kesmek beni, yazılarımı yayınladığım sitelerden attırmak adına, büyük çaba gösteriyorlar. ONLARI RABBİME HAVALE EDİYORUM. Bakın beni bir siteden yasaklamalarına ve siteye girişimi engellemelerine, nasıl bir sebep göstermişler. Onu yazalım ve üzerinde birlikte düşünelim.

    (Kendi Yanlış Düşüncelerinizi Desteklemek için Kur'an da ki ayetleri bir magazinci gibi cımbızla alarak insanların AKLINI BULANDIRMA ve yalan yanlış dini bilgiler vermekten dolayı hesabınızı kapatıyorum ve açtığınız bütün konuları siliyorum.)

    Benim kafa karıştırıcı, insanların akıllarını bulandıran bir insan olduğumu söylüyor. Aslında düşünmemiz gereken en önemli konu bence burası. Kafalar ne zaman karışık olur ve bir insanın aklı nasıl bulandıra biliriz? EĞER BİR İNSAN İNANCINDAN EMİN DEĞİLSE, HER KAFADAN BİR SES ÇIKIYORSA DİN ADINA, O İNSANIN, O TOPLUMUN KAFASI KARIŞIKTIR. Eğer bir Müslüman, imanını en emin merkezden, yani Kur’an dan öğrenmişse, böyle bir insanın asla kafası karışmaz, ona yalan yanlış bir bilgiyi, bunlarda Allah katındandır diye öğretemezsiniz. Telaşları böyle bir toplumun oluşmasını, istemedikleri içindir.

    BENİM AMACIM KAFA KARIŞTIRMAK DEĞİL, KARIŞAN KAFALARI DURULTMAK, KUR’AN İLE AYDINLIĞA ÇIKARMAKTIR.

    Beni sitelerinden yasaklamalarının nedeni olarak, kendi düşüncelerimi desteklemek için, Kur’an dan ayetleri magazinci gibi cımbızladığımı ve insanların akıllarını bulandırdığımı, yalan yanlış bilgiler verdiğimi de söylüyor. Aslında bunlar çok büyük ve affedilmeyecek ithamlardır. Bunları yapmaktan Rabbime sığınırım.

    Önce şunu söylemeliyim ki din ve iman adına, hiç kimsenin kendi düşüncesi olamaz, olmamalıdır. Dinin tek sahibi Allah dır. İmanımızı nasıl yaşayacağımıza, nelere dikkat edeceğimize karar veren makam, yalnız bizleri yaratan Rabbimizdir. Onun içinde, benim din adına kendi düşüncem asla olamaz. Uyarıyı, ikazı yapan, kuralları koyan yalnız Kur’an dır. Onun içinde bizlerin yalnız Kur’an ın ipine sarılmamızı emreder Allah. Yine Kur’an ın sınırlarını asla aşmamamız gerektiği konusunda uyarır. Son noktayı koyar ve derki; SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM. Buna hükmeden Rabbimiz, sizce Kur’an ın dışından, Kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklanmayan herhangi konudan sorumlu tutar mı bizleri? Karar sizlerin.

    Ne yazık ki bu gerçeklerin farkına varılmasını istemeyen cahiliye inançlarının takipçileri, din adına yaşanan yanlışları Kur’an ile topluma anlattığım için, sesimi kısmak yazılarımı engellemek istiyorlar. Belki geçici olarak başarılı olabilirler, ama unutmasınlar, Kur’an gerçeklerinin önünü keserek, gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemenin büyük bir sorumluluğu, vebali vardır.

    Kur’an ayetlerini magazinci gibi cımbızladığımı söylüyorlar. Hiç kimse ayetleri tek başına alıp, diğer ayetlerle bir bağlantı kurmadan doğru bir sonuca ulaşamaz. Önce onu söylemeliyim. Çünkü Kur’an bizzat kendisini anlatan, açıklayan eşi benzeri olmayan bir nurdur. Yani Allah bir ayetinde verdiği hükmün, diğer ayetinde tersini asla söylemez. Bunu söylemek Kur’an içinde çelişki yaratır.

    Benim ayetleri cımbızladığımı söyleyenler, hâlbuki bizzat kendileri, bırakın ayetleri cımbızlamayı, AYETLERDE GEÇEN KELİMELERİ CIMBIZLAYARAK, kendi nefislerince anlamlar vererek, atalarının inançlarını aklamak adına, batıla ve hurafeye kanıt arama çabası içindedirler. TELAŞLARI BU YANLIŞLARININ, DİNE NASIL NİFAK SOKTUKLARININ FARK EDİLMESİ, ORTAYA ÇIKMASI ADINADIR.

    Rabbimiz şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği o günden sakının diye apaçık hükmünü verdiği halde, ayetlerde geçen bazı kelimelere öyle anlamlar veriyorlar ki, sanki yaradan HÂŞÂ sözünden cayıp, şefaat yetkisini bazı kişilere de verdiğini söylemekten çekinmiyorlar. Başörtüsü konusunda Allah hiçbir ayetinde, kadın başını örtmelidir demediği halde, kelimelere kendi nefislerinde anlamlar yükleyerek, kadının başının örtmesinin Allah emri olduğunu söylüyorlar. Yaradan ay halindeki kadının, asla ibadet edemeyeceği, oruç tutamayacağı konusunda bir yasak getirmediği halde, bu zihniyet ayette geçen bir kelimeye, inanılmaz anlamlar yükleyerek, ay halindeki kadınlar ibadet edemez, oruç tutamaz deme yanılgısı içine girebiliyorlar.

    Sizlere sormak isterim, Kur’an ayetlerini ben mi cımbızlıyor ve toplumun aklını bulandırıyorum, yoksa beni yasaklayarak, yazılarımı sildirmeye çalışan bu kardeşlerimiz mi acaba, ayetlerde geçen kelimeleri cımbızlayıp, Allah ın Kur’an da asla hüküm vermediği, açıklamadığı konuları, dinin içindeymiş gibi gösterenler mi toplumu aldatıyor, aklını karıştırıyor?

    Yanlış dini bilgiler vermekten Yüce Rabbime sığınırım. Din adına bilgi veren, yol gösteren Kur’an dır. ÜMMİ peygamberimizde yolunu Kur’an dan bulmuş ve topluma yalnız Kur’an ile hükmetmiştir. Bu söylediklerim benim düşüncelerim değil, Kur’an ın apaçık ayetleridir. DİN KİŞİSEL FİKİRLERLE YAŞANMAZ. DİN MÜLKÜN SAHİBİNİN SORUMLU TUTULACAĞIMIZI SÖYLEDİĞİ KUR’AN IN ÖĞRETİSİ İLE YAŞANIR. Toplumun aklını bulandıranlar, Kur’an ı yeterli görmeyip, dine batılı sokanlardır.

    ONLARIN TELAŞLARINI ÇOK İYİ ANLIYORUM. ARTIK YALANLARI VE İFTİRALARI ORTAYA ÇIKIYOR, TOPLUM BİLİNÇLENMEYE BAŞLADI. Bu güneşi söndüremezsiniz. Beni durdurabilirsiniz, yazılarımı silebilirsiniz ama benim gibi milyonlarca Kur’an sevdalıları yetişiyor. Bu kısa ömrümüzde gelin batılı savunmak yerine, Kur’an gerçekleri ile yüzleşelim. Gerçeklerden asla kaçamazsınız. Vakit varken karanlıktan aydınlığa çıkalım.

    Yaradan kimin Allah yolunda, en doğru yürüdüğünü yalnız ben bilirim diyorsa, gelin birbirimizi ötelemeden, dışlamadan dinleyelim. Ben Müslüman ım diyen, bizlerin din kardeşidir, onu uzaklaştırmak yerine yanımıza davet edelim. Bizim gibi düşünmeyebilir, ona saygılı olalım. Çünkü herkes imtihanını kendisi bizzat vermekle yükümlüdür. EĞER TAHAMMÜL EDEMİYORSAK BİRBİRİMİZE, İNANCIMIZDAN DA EMİN DEĞİLİZ DEMEKTİR.

    İMANINDAN EMİN OLAN, ASLA FARKLI DÜŞÜNCEYE SAYGISIZLIK YAPMAZ. Eğer saygı duymuyorsa, kendisi gibi iman etmeyenlere sabrı yoksa böyle insanların korktukları bir şeyler var demektir. Yaradan emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin, bunun hesabını sorarım diyorsa, gelin en emin FURKAN ın kulpuna yapışalım. Çünkü peygamberimizde öyle yapmış ve bizlere Kur’an ı emanet bırakmıştır. Peygamberimizin yürüyen Kur’an olduğunu söylüyorsak, Kur’an ın dışına asla çıkmadığını ve ümmetine onun dışından hükmedemeyeceğini bilmelidir. Tekrar hatırlatıyorum, Rabbimiz sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye hükmünü verdiyse, sizce peygamberimiz ümmetine, Kur’an ın dışından tek kelime bunlarda dinin emridir der mi? Bu soruyu kendimize sormuyor ve doğru cevabını nefsimize veremiyorsak, bizlerde gerçekleri ortaya çıkarmak adına, görevimizi yapmıyoruz demektir.

    Değerli din kardeşlerim. Bizleri Allah ile aldatanlardan kendimizi korumak istiyorsak, Allah ın koruması altındaki Kur’an ın ipine sımsıkı sarılalım ve onun sınırlarını asla aşmayalım. Bunu yapmadığımız ve Kur’an ın öğretisinin tam tersini yapmaya ısrarla devam ettiğimiz sürece, Allah ın asla affetmeyeceğini söylediği, gözleri perdeli ve gönülleri mühürlü kullarından oluruz.

    Allah a yemin ederim ki amacım ve çabam Kur’an gerçeklerinin ortaya çıkması ve İslam dinine sokulan hurafe ve batılın içimizden temizlenip, son bulması adınadır.

    Saygılarımla
    Haluk GÜMÜŞTABAK

    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Kur'an Gerçeklerinin Ortaya Çıkmasından Telaş Edenler.

          Kategori: İslamiyete Dair Herşey

          Konuyu Baslatan: halukgta

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1017


  2. #2
    Turkuaz&Tr. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    08.10.2010
    Yaş;
    64
    Mesajlar
    904
    Konular
    447
    Beğendikleri
    67
    Beğenileri
    57
    Tecrübe Puanı
    100
    @Turkuaz&Tr.

    Standart Cevap: Kur'an Gerçeklerinin Ortaya Çıkmasından Telaş Edenler.

    Sn. Gümüştabak
    Yazılarınızı yorumlarınızı büyük bir dikkatle eleştirel gözle okuyor, mantık süzgecimden geçiriyorum. İşaret ettiğiniz ve önemle altını çizdiğiniz konular, akıl sahibi her Müslümanın inancı hususunda dikkat etmesi gereken konular. Sade bir dil ile her kişinin anlıyabileceği saygılı bir uslubunuz ve izah tarzınız var. Bu konuda sizi tebrik ederim.
    İslam dininin içini boşaltıp, kendi anlaşılmaz ''süslü'' ifadeleriyle hurafe ve sanılarını üretip işleyerek dolduran ''Din'' bezirğanları ve tacirlerinin tuzaklarına düşmemek için, işaret ettiğiniz ve rehber edinilmesini ısrarla vurguladığınız Kur'ana yönlendirmeniz takdire şayandır.
    Malum sitede hesabınızın kapatılması ve paylaşımlarınızın silinmesi hususuna gelince;
    ''(Kendi Yanlış Düşüncelerinizi Desteklemek için Kur'an da ki ayetleri bir magazinci gibi cımbızla alarak insanların AKLINI BULANDIRMA ve yalan yanlış dini bilgiler vermekten dolayı hesabınızı kapatıyorum ve açtığınız bütün konuları siliyorum.)'' ve benzerleri gibi gerekçelerle bırakınız hesabınızın kapatılmasını, yazılarınızın ve yorumlarınızın silinmesi olsa olsa acz içinde olan bir zihniyetin ürünüdür. Bu durumda gösteriyor ki, ''Müslüman maskeli'' güç sahibi bazı odakların, (-ki ben bunlara Yahudiliğin sapkın şeriatinin kaynağı olan Talmud hükümlerini versiyonel olarak ambalajlayıp, makyajlayıp İslam'a enjekte eden siyasi ve ticari sapkınlar diyorum.) maskeleri düşüyor, insanlarımız aydınlandıkça, bilinçlendikçe, aklını mantığını ve iradesini kullandıkça zemin kaybediyorlar demektir.
    İnsanlarımız hala din (İslam) ile dinin gereklerini yerine getirmenin (Müslümanlık) ne olduğunun, emir ile fiilin (amelin) arasındaki uyumluluğun ne olduğunun idraki içinde değiller. Hareket noktası olarak insanların kendi özgür iradeleri ile bu fani dünyada bir sınava tabi tutunulduğunun farkında değiller. Bu sınavda doğrunun (sevabın - ödüllendirilmesi) ve yanlışın (günahın - cezalandırılması) kazanılmasında, Rahman ve Rahim olan yüce Allah (c.c.) kişi iradesini özgür kılmış iken, yinede kişiye doğru - iyi olanı kazanması hususunda doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilmesi, eylemleri ile fiilleri ile kazanacağı sevab ve günahı idrak edebilmesi için, yol gösterici, kazanımlarında ödül ve ceza ile müjdelejici olsun diye her aklı başında insanın anlıyabileceği ifadelerle kendi kelamı olan rehberi Kur'anı göndermiş ve uyulmasını istemiştir.
    Hal böyle iken, dine sahip çıkmak ile dinine sahip çıkmanın arasındaki nüansı idrak edememek, insanı zaman zaman şirk'e düşürmektedir. Yüce Allah (c.c.) kuşkusuz insanlığa tebliğ ettiği dine sahip çıkar. Bir Müslümanın dinine sahip çıkması ise onu kendisi için benimsemesi ve gereklerini gücü oranında kendisi için yerine getirmesidir. Bir Müslümanın kendisi için İslam dininin gereklerini, doğru olanı, güzel olanı gücü oranında yerine getirmesi demek, aynı zamanda yaşadığı toplumdaki diğer insanlara iyi örnek teşkil ederekte, müslümanlığını ve dinini yüceltmesi demektir. Her Müslüman kendisi için dinine icraatları ile, fiilleri ile sahip çıkar, gereklerini gücü oranında yerine getirirse takdiri yüce Rabbimize ait olmak koşulu ile hak ettiği ödülün karşılığını kuşkusuz ahirette görecektir. Buradaki ince nüans; yüce Allahın (c.c.), tüm insanların imtahanında İslam dinine sahip çıkmanın kendisine (sahiplik yaradana aittir.), İslam dininin gereklerini kişinin, (dikkat ediniz kişinin diyorum) gücü oranında yerine getirmesi yani kişinin benimsediği dinine birey olarak sahip çıkmasının kendi hayrına olacağının müjdelenmesidir. Hiç bir kul'un kendi inanç ve iman amelleri dışında, bir başka kul'un inanç ve iman amellerinden dolayı hesaba çekilmeyeceğini bilinmesi gerekmektedir. Her Müslüman kişi, kendi hesabına gücü oranında kendi dininin gereklerini yerine getirmesi demek İslam dininin öz mesajını almış olması demektir. Bu mesajın kaynağıda Kur'andır.
    Biraz uzunca yazmamın sebebi, sizin insanları Kur'anı okumaya anlamaya idrak etmeye, hurafe ve sanılara yönelmemeye teşvik etme çabalarınızın doğru ve anlaşılır olduğundandır. Sözün özü; Güneş balçıkla sıvanamaz.
    Çabalarınızda yüce Allah (c.c.) yardımcınız olsun.

    Saygılarımla
    Hakan
    AZERBAYCAN BAYRAĞINDA MAVİ; TÜRKLÜK, BAĞIMSIZLIK VE GÖĞ'Ü İFADE EDER. MAVİ ÖZGÜRLÜK, MAVİ SONSUZLUKTUR.



    ''UYUYAN MİLLETLER YA ÖLÜR,
    YA DA KÖLE OLARAK UYANIR''

    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş