Nutuk hakkında kısa bilgiler Nutuk yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası Genel başkanı olan Mustafa Kemal Paşa'nın 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde yerli ve yabancı basın mensuplarının da katıldığı partisinin 2. Kongresinde gerçekleştirdiği otuz altı buçuk saat süren tarihî konuşması ve onun metnidir. 1919 - 1927 yılları arasında Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetleyen konuşma Kültür Bakanlığı Yayınevi tarafından (belgeler bölümü dışında) yaklaşık 900 sayfalık bir

Bu konu 2066 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Nutuk Hakkinda Kisa Bilgiler 2066 Reviews

    Konuyu değerlendir: Nutuk Hakkinda Kisa Bilgiler

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2066 kez incelendi.

  1. #1
    CaucasianEagle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.09.2009
    Yaş;
    30
    Mesajlar
    3.172
    Konular
    2089
    Beğendikleri
    1
    Beğenileri
    7
    Tecrübe Puanı
    100
    @CaucasianEagle

    Standart Nutuk Hakkinda Kisa Bilgiler

    Nutuk hakkında kısa bilgiler

    Nutuk yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası Genel başkanı olan Mustafa Kemal Paşa'nın 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde yerli ve yabancı basın mensuplarının da katıldığı partisinin 2. Kongresinde gerçekleştirdiği otuz altı buçuk saat süren tarihî konuşması ve onun metnidir. 1919 - 1927 yılları arasında Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetleyen konuşma Kültür Bakanlığı Yayınevi tarafından (belgeler bölümü dışında) yaklaşık 900 sayfalık bir kitap olarak yayımlanmıştır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bu dönemle ilgili en temel resmi tarih kaynağı olmak niteliğindedir.
    Nutuk'un güncel Türkçeye çevrilmiş sürümleri pek çok yayınevi tarafından basılmış bazıları

    Söylev adını tercih etmişlerdir.
    Nutuk belgeleri sayesinde Atatürk'ün tarihçi kimliğini de ortaya koymaktadır. Atatürk; yaşanılan olaylarla ilgili kayıtlı belgeleri toplamış ve Nutuk'u yazarken bu belgelere dayanarak icraatlerini özetlemiştir.


    Nutuk'un bölümleri

    * Anadolu'nun durumu ve kurtuluş çareleri
    * Milli teşkilatların kurulması ve kongreler
    * İstanbul hükumeti ile ilişkiler
    * Milli teşkilatın yeniden düzenlenmesi
    * Misak-ı Milli ve gelişmeler
    * Büyük Millet Meclisi'nin toplanması
    * İsyanlar ve Doğu cephesindeki gelişmeler
    * Düzenli orduya geçme kararı
    * İstanbul hükumetinin Ankara ile temas arayışları
    * Batı cephesindeki gelişmeler ve Birinci İnönü Muharebesi
    * Londra Konferansı ve İkinci İnönü Muharebesi
    * Sakarya Meydan Muharebesi ve müteakip gelişmeler
    * Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Savaşı Mudanya Mütarekesi
    * Lozan Barış Konferansı ve Saltanatın kaldırılması Hilafet meselesi
    * Halk Fırkası'nın kuruluş ve Lozan Barış Anlaşması ve müteakip gelişmeler
    * Cumhuriyetin ilanı
    * Hilafetin kaldırılması
    * Mustafa Kemal'e karşı 'muhalefet' 'Paşalar meselesi' ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
    * Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Gençliğe hitabesi


    Nutuk hakkında

    Atatürk gençliğe hitabında Nutuk'un felsefesi hakkında ipuçları vermektedir.
    Atatürk Nutuk ile geçmişi anlatıp aynı zamanda gelecekte düşebileceğimiz tehlikeleri önceden sezmemiz için alınacak derslerden bahsetmektedir.
    Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı dönemi'ni birinci ağızdan aktardığı Cumhuriyet tarihi açısından önemli bir eserdir.



    Bazı sayfalarda açıkça belirttiği "sonraki yıllarda durumun kolay ve açıkça değerlendirilmesi için bu kadar ayrıntıya yer verilmiştir" sözü ile Atatürk ileri görüşlülüğünü bir kere daha ortaya koymuştur..
    Dili

    Atatürk'ün yetiştiği dönemde kullanılan söz dağarcığı ve cümle yapısı bakımından ulusal edebiyat devrinin temsil ettiği dildir. Klâsik Osmanlıca'ya göre oldukça sadeleştirilmiştir. O devirde kullanılan Arapça ve Farsça sözcükler ve bu dillerden alınan kurallarla oluşturulan tamlamalar devlet dilinde kullanımından dolayı Nutuk'a girmiş sözcükler nedeniyle dili günümüze göre oldukça ağırdır. Dil kullanılırken anlatılan duruma göre bazen kısa ve keskin tümceler bazen de uzun ve hareketli söyleyişlere yer verilmiştir

    Nutuk nedir


    Bir dinleyici grubuna belli bir düşünceyi, bir duyguyu aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan coşkulu konuşmalara nutuk denir. Nutuk siyasî, içtimaî, millî, ahlâkî, hukukî, askerî olabilir. Nutuktan amaç heyecanlandırarak bir düşünceyi aşılamaktır.

    Nutuk, herkesin anlayabileceği, herkesin heyecan duyabileceği bir yalınlık, açıklık taşımalıdır. Nutuktan beklenen sonucun alınması öncelikle konuşmacının düşüncelerine kendisinin inanmasına bağlıdır. Anlattıklarına inanmayan, içten konuşmayan hatibin dinleyicilere bir fikir aşılaması onları heyecanlandırması mümkün değildir.

    Victor Murdock’un “Söze iyi başlayın, iyi bitirin, arasını neyle doldu*rursanız doldurun.” sözü, nutukta özellikle giriş ve sonuç bölümünün önemli olduğunu göstermesi bakımından dikkat çekicidir.

    “Gençliğe Hitabe” ile biten Atatürk’ün Nutuk’u bu türün en başarılı örneklerinden biridir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Nutuk Hakkinda Kisa Bilgiler

          Kategori: Tarih

          Konuyu Baslatan: CaucasianEagle

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 2066



    Sor bakalım...
    Çay içtiği biri var mıymış?
    Gönlünü gönlünde demlediği
    gözlerinin gözlerine aktığı

    hayatına iki şeker kattığı biri
    İçini ısıtan biri, demek gibi

    Çay içtiği biri var mıymış?

  2. #2
    CaucasianEagle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.09.2009
    Yaş;
    30
    Mesajlar
    3.172
    Konular
    2089
    Beğendikleri
    1
    Beğenileri
    7
    Tecrübe Puanı
    100
    @CaucasianEagle

    Standart Cevap: Nutuk Hakkinda Kisa Bilgiler

    NUTUK ve ATATÜRK


    Ulu önder Atatürk’ün 15 – 20 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara’da TBMM salonunda milletvekillerine aralıklarla 6 gün 36 saatte okuduğu ve belgelere dayandırdığı tarihsel bir konuşma olan Nutuk’un sonunda Türkiye Cumhuriyetini Türk Gençliğine emanet eder.


    Kitap Kurtuluş Savaşımızın gizli kalmış bir çok yönlerini anlatan bir kitap olduğu kadar ulu önder Atatürk’ü de farklı yönleriyle bize tanıtan bir eserdir. Bu kitapta Atatürk’ün askerlik anlayışını devlet adamlığını ileri görüşlülüğünü ve direncini bizlerin çok iyi analiz etmesi gerekir.


    Nutuk’un giriş bölümü 19 Mayıs 1919’ başlar. Yurdumuzun o gün içinde bulunduğu genel durumunu özetler. Mondres Ateşkes antlaşmasının ağır maddelerini bu antlaşmanın düşman devletlere vermiş olduğu haklar sonucu işgal edilen topraklarımızın durumunu padişahın tahtı ve canı uğruna işgal kuvvetleri ile yapmış olduğu sessiz anlaşmayı anlatır.


    Durumun vehameti üzerine ülkenin kurtuluşu ve bağımsızlığı için kurulan cemiyetlerin çalışmaları ile amaçları uzun uzun anlatılır. Ordunun içinde bulunduğu acıklı durum özetlenir.


    Ulu önder Atatürk Samsun’a gönderiliş maksadını da kitapta anlatır. Samsun’a ayak bastığı dönemde sözde ülke çıkarını düşünen padişah ve yandaşlarının çıkar yol olarak düşündükleri Amerikan mandası ve İngiliz himayesinin neler getireceğinin hesabını yaptığını da söyler. Kararını da şöyle açıklar; “Ya İstiklal Ya Ölüm!” bu parolayı tüm halka yayarak ulusu bu parola etrafında toplamayı başardığını anlatan Atatürk Amasya-Erzurum-Sivas kongreleri ile alınan kararları düzgün bir kronoloji ve mantık sırasıyla açıklamaktadır.


    Kurultaylar devam ederken İstanbul hükümetinin kendisi ve arkadaşları için aldığı ölüm kararının çeşitli gazeteciler ( Amerikalı ) tarafından Amerikan mandasının teklifinin kendisine karşı suikast girişiminde bulunulan Ali Galip olayının İstanbul hükümeti ile ilişkilerin tamamen kesilmesinin ve tüm bunların ülkeyi kurtarmak için yapılan bir direnişe karşı açılmış savaşlar olduğunu anlatmaktadır. Ülke içinde padişah ve işgal güçleri tarafından yapılan telkinler sonucu çıkan isyanlar Ulu Önder Atatürk’e düzenli ordu kurmanın gerekliliğini hissettirmiş ve bu konuda gerekli hazırlıklar yapılmıştır.


    16 Mart 1920’de İstanbul’un işgal edilmesi üzerine yeni hükümetin Ankara’da kurulması kararı alınmıştır. Atatürk’ün her bölgenin 15 gün içinde milletvekillerini seçerek milletvekillerinin Ankara’ya gelmelerini istemesinin nedeni; İstanbul hükümeti ve düşman devletlere hala Türk ulusunun ayakta durduğu Türk milletinin kurtuluşu için mücadele kararlılığı içinde olduğunu hissettirmek ve bu mücadelede İstanbul’a yakın olmaktır.


    23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı da bir direnişin bir uyanışın ve ayağa kalkışın anıtı olarak Türkiye’nin ortasında doğan bir güneş olarak parlamıştır.


    Ulu önder Atatürk’ün kafasındaki siyasal yöntem TBMM kurulduğu anda şekilenmişti. Kitapta mevcut sisteminin işlemediği bir düzenin ulusal olmadığı detaylı olarak anlatılmakta ve ulusal bir sitemin gerekliliği işlenmektedir.


    İstanbul hükümetinin; damat Ferit Paşa’yı tekrar iktidara getirmek ve yeni hükümeti başlamadan yok etmek maksadı ile başlattığı ayaklanmalar ulusal kurtuluş mücadelesinde ulu önderin en önemli sorunlarından biriydi. Tabiki İstanbul hükümeti bu kurtuluş mücadelesini geciktirmek için çareleri anlaşma bahanesi ile aramış Nurettin Paşa’yı aracı olarak göndermiştir. Ancak Nurettin Paşa’nın anlaşma yerine Osmanlı Devleti’nin devamlılığını istemesi ulusal kararla bağdaşmadığı için kabul edilmemiştir.


    Londra Barış Görüşmelerinde düşman devletler İstanbul hükümetini muhatap aldığında TBMM’nin tutumu sert ve katı oldu. Türkiye’yi sadece TBMM’nin temsil ettiği bildirildi. Anlamı şu idi: Artık Osmanlı hükümeti yok TBMM var. TBMM’nin Londra’ya barış görüşmelerine gitmesi tanınması anlamına gelmekte idi. Karşılarında zavallı ve aciz Osmanlı hükümeti yerine haklarını almak için kendilerine karşı çıkan bir hükümet bulan düşman devletler tekrar saldırma yolunu seçtiler. 23 Mart 1921 de saldırıya geçerek gerçek niyetlerini ortaya koydular.


    Ulusal Kurtuluş döneminde düşmanın İzmir’de denize dökülüp yurdun tamamının düşmandan temizlenmesine kadar geçen süre zaten fakir olan ülke için çok zorluklarla geçmiştir. Bir çok cephede çatışmalar olmuş ve askeri başarılar sağlanmıştır. Bu başarılar kitapta uzun uzun anlatılmış ve belgeler sunulmuştur. Bu dönemde; çok önemli bir nokta vardır. O da Atatürk’ün TBMM’den yasal olarak aldığı olağanüstü yetkileridir. Kitapta bu yetkinin nasıl ve ne maksatla alındığı kimlerin niçin muhalefet ettiği anlatılmaktadır.


    Bir yandan ulusal kurtuluş mücadelesi devam ederken diğer taraftan meclis içinden ulu öndere muhalefet eden gruplar da mevcuttur. Bunların gerçek maksatları da ayrıntılı olarak anlatılmıştır.


    Ulusal Kurtuluş Savaşı bitip düşman yurttan çekildikten sonra esas mücadele başlamış ve yıkık harap bir ülkenin yeniden inşaası ayağa kalkış süreci başlamıştır. Siyasal ekonomik eğitim kültür dil din her alanda yeni adımlar atılmış ve devrimler başlamıştır.


    Padişah Vahdettin’in bir İngiliz gemisine sığınarak kaçışı halife olarak Abdülmecit efendinin seçilmesi ve halife olduktan sonra genç cumhuriyete karşı yaptığı eylemleri belge ve tanıkları ile ortaya koyan Atatürk; halifeliği kaldırma nedenlerini açıklıyor. Demokratik ve laik bir Türkiye’nin varlığının öneminden bahsediyor.


    Lozan barış antlaşmasının ( 24 Temmuz 1923 ) bazılarına göre başarısızlık gibi gösterilme çabalarını Ulu Önder neden ve niçinlerini sorgulayarak o günün şartlarında bir başarı olduğunun altını çizerek TBMM’de milletvekillerine açıklamış Türk ulusunun bilgisine sunmuştur.


    Yeni Türk devletinin kuruluşu ile birlikte yıkma girişimlerini ve bunlara ön ayak olanları açıklayan Atatürk asıl tehlikenin irtica olduğunu anlattığı nutukta; en büyük eserin Cumhuriyet olduğunu söylemektedir.


    Bu gelişmelerle; Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiş ve aydınlık bir yola girilirken; gericiler siyasi ihtirası olanlar eski şaşalı dönemleri bitenler ve Kurtuluş mücadelesi ile Cumhuriyeti anlamayanlar tarafından; gerek mecliste gensorularla yasa tasarıları ile gerekse suikastle Atatürk’ün ve Genç Cumhuriyetin önünü kesmeye çalışmışlardır. Ulu önder bu kişileri bizzat işaret ederek nutukta anlatmış ve yapılan bu girşimlerin nasıl bertaraf edildiğini izah etmiştir.


    Sonuç olarak nutuk sadece bir kitap değildir. Bir imparatorluğun çökerken onun enkazından doğan bir devletin varoluş mücadelesini bütün açıklığıyla anlatan bir tarih hazinesidir. Bir milletin şeref ve onurunun korunması için ayağa kalkışın destansı anlatımı olan Nutuk; Her Türk insanın okuması gereken Ulu önder Atatürk’ten Türk milletine ve Dünya’ya sunulan belgeler topluluğudur.




    Eksik Bir topluluğa düşünceler, duygular anlatmak,öğüt vermek için söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz veya hitabeye söylev denir.Söylevlere örnek olarak Atatürk'ün gençliğe hitabesi gösterilebilir.Söylevin bir diğer anlamı da nutuktur. Gazi Mustafa Kemal, tam 5 gün süren tarihi konuşmasında 1919 - 1927 yılları arasındaki gelişmeleri kendi kaleminden, kendi sesinden aktardı. Daha sonra "Nutuk, Büyük Nutuk, Söylev" adlarıyla anılan bu uzun konuşma Osmanlı İmparatorluğu'nun son günleri, ulusal bağımsızlık mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu üzerine bilinen en önemli kaynaklardan, tarihi belgerden biridir. Nutuk, tarihe yön veren bir liderin olaylara bakış açısını birinci elden anlatır. Mustafa Kemal'in yaşadıklarını, bir diğer deyişle yaşam öyküsünü hemen her sayfada izlemek mümkündür. Eserin bir diğer önemli yanı da, parti üyelerine ve topluma "genç Cumhuriyet'in ideoloji"sinin ve geçmişin nasıl değerlendirilmesi gerektiğinin en yetkili ağızdan aktarımıdır. Bu konuşmanın, söz konusu dönemde yükselen aykırı seslere karşı net bir bildiri, muhalefete dönük şüphe bulutlarını dağıtmaya yönelik bir "kamuoyu" açıklaması olduğu da hatırlanmalıdır. Tüm bu nitelikleriyle "Nutuk" sadece ülkenin, bölgenin, uluslararası ilişkilerin tarihi için değil, tarihe yön veren liderlerin davranışlarına ve zihin yapısına örnek oluşturması adına da özel bir ilgiyi hak eder. Pek çok lider gibi Atatürk de, kendinden sonra gelen kuşaklar tarafından çok farklı biçimde değerlendirilmiş, kimi zaman destansı bir kişilik olarak yüceltilmiş, kimi zaman da acımasızca, hatta nefretle yerilmiştir. Dolayısı ile böylesine kilit bir kişiliğin serinkanlı ve nesnel bir incelemesi için ilk adım kuşkusuz onu dinlemek, ya da diğer bir deyişle Nutuk'u okumak olmalı. Bu sitedeki belgede Nutuk'un günümüz okuyucusu için anlaşılması zor dili Bedi Yazıcı tarafından sadeleştirildi. İlk olarak 1995 yılında iki ciltlik bir kitap olarak basılan bu belgenin özelliği ise Atatürk'ün kendi kaleminden çıkan özgün metinle, dil içi çeviri sayılabilecek uyarlanmış metnin yan yana kullanılması. Bu uygulama okuyucuya her bir sayfada karşılaştırma olanağı sunuyor.


    Sor bakalım...
    Çay içtiği biri var mıymış?
    Gönlünü gönlünde demlediği
    gözlerinin gözlerine aktığı

    hayatına iki şeker kattığı biri
    İçini ısıtan biri, demek gibi

    Çay içtiği biri var mıymış?

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş