Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı Bulgaristan’dan 1989-1990 Göçü Bulgaristan’daki Komünist Rejim, 1970 yılından itibaren uygulamaya koyduğu “Bulgarlaştırma” politikasıyla azınlığı zorla eritecek, böylece Tuna boylarında bir tek Türk’ün bile olmadığını bütün dünyaya aklınca ilan edecekti. Bu siyasetin ilk safhası olarak Türk okulları kapatılmaya başlamış, Türkçe konuşulması yasaklanmış, camiler yıkılmış veya başka amaçlara tahsis edilmiş, ibadet, kültürel faaliyetler, örf

Bu konu 2764 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı 2764 Reviews

    Konuyu değerlendir: Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2764 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

    Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

    Bulgaristan’dan 1989-1990 Göçü

    Bulgaristan’daki Komünist Rejim, 1970 yılından itibaren uygulamaya koyduğu “Bulgarlaştırma” politikasıyla azınlığı zorla eritecek, böylece Tuna boylarında bir tek Türk’ün bile olmadığını bütün dünyaya aklınca ilan edecekti.

    Bu siyasetin ilk safhası olarak Türk okulları kapatılmaya başlamış, Türkçe konuşulması yasaklanmış, camiler yıkılmış veya başka amaçlara tahsis edilmiş, ibadet, kültürel faaliyetler, örf ve adetlerin sürdürülmesi men edilmiştir. Komünist rejim sadece Türk nüfusu eritmek değil, aynı zamanda bütün Türklüğün izlerinin Rumeli’den tamamen silip kaldırmak için akıl almaz baskı ve tahrik yöntemlerine, çağ dışı uygulamalara başvurmaya başlamıştır.

    Müslüman Türklerin mezar taşları üzerindeki asırlık yazı ve semboller de kazınmış, Müslümanların ölülerini dinlerin gereklerine uygun şekilde defnetmelerine izin verilmemiştir.

    Bir yandan her türlü uluslar arası anlaşmalara imza atarak taahhüde girmiş, diğer yandan büyük bir umursamazlıkla verdiği sözün tam tersi olan davranışlar sergilemiştir. Kurduğu dehşet düzeni içinde bütün baskı operasyonlarını asker, polis ve gizli servis elemanı binlerce Bulgar görevlisi vasıtasıyla yönetip yönlendirilmiş ve uygulamaya koymuştur.

    Kılık - Kıyafete Dahi Baskı

    Türk azınlığı milli benliğinden koparılmak için örf ve adetler yasaklanmış, evlerin içinde çeyiz sandıklarına kadar uzanan Bulgar eli, ninelerin sandıklarında buldukları Türk Milli Rumeli kıyafetleri arasında nadide şalvarların paçalarını bile makaslamıştır. Kılık kıyafet konusuna getirilen yasak, Türk kadınlarının şalvar yerine etek veya pantolon giymeleri mecburi kılmış, yaşlıların bile başları açtırılmıştır.





    Bulgaristandan Türk Göçü

    Askere gitme ve terhis olma, çocuklara isim koyma ve düğünlerdeki gelin olma törenlerinde uygulanan adetler kaldırılmıştır. Türkçe halk oyunları, şarkı ve türküler men edilmiş, Türk azınlığı Bulgar dansları öğrenmesi ve oynaması özendirilmek istenmiştir. Türkçe gazete, dergi, kitap okumak ve bulundurmak suç haline getirilmiş, Türkiye radyolarının dinlenmesi engellenmiş, evlerin aranması sırasında Türkçe kaset ve plaklar toplatılmıştır.

    Bulgaristan’ın dört bir yanını ağ gibi saran kreş ve çocuk yuvalarında, daha bebeklerden başlayarak tarih tarif edilerek öğretilmiş, Türk düşmanlığı çocuklara sistemli bir şekilde aşılanmıştır. Bu kreş ve yuvalara Türklerin de çocuklarını göndermeleri zorunlu tutulmuş, böylece Türk çocuklarının dil, din, örf ve adetlerini öğrenmeleri engellenmek istenmiştir. Türk kız çocuklan Bulgar askerleri tarafından özellikle kandırılmış, bir kısmı bu askerlerle evlenmek zorunda bırakılmıştır.

    Bulgaristan’daki Jivkov yönetimi, ülkede yaşayan Türklerin benliklerini ve ruhlarını yok etmek için en ağır psikolojik baskılan uygularken, bu baskılara boyun eğmeyenlerin bedenlerini de yok etmeye başlamıştır.

    Türkler Direniyor…

    Bulgaristan’da ki soydaşlarımız dayanılmaz hale gelen baskılar karşısında meşru direnme hareketlerine başlatmışlar, 19 Mayıs 1989 Güney Bulgaristan ve 20 -21 Mayıs 1989′da da Kuzey Bulgaristan’da “Türklüğümüzden asla vazgeçmeyiz, Bulgar isimlerini almayız” diye başlayan protesto gösterileri ve açlık grevleri kısa sürede bütün Bulgaristan’a yayılmıştır.

    Türkler, baskılara son verilmesi ve haklarının iade edilmesi amacıyla toplu açlık grevleri ve barışçı gösteriler düzenlerken Bulgar askerleri ve milisleri tarafından ateş açılmış, altmıştan çok Türk öldürülmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır. Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler Bulgar ordusu ve tankları tarafından kuşatılmıştır.

    1984′den beri devam eden baskı politikalarının ters sonuç verdiği, bu dönemde çok açık şekilde görülmüştür. Türk azınlığın, asimile olmak bir yana, daha gelişmiş bir Türklük şuuruna ve direnme gücüne kavuşmuştur. Bulgar kökenlilerin kurduğu insan haklan dernekleri daha fazla özgürlük için yönetime baskı yapmaya başlamışlar ve Türk kökenli Bulgar vatandaşları da bu dernekler içinde aktif görevler almışlardır. Daha sonra Türklerde kendi aralarında örgütlenerek Bulgaristan’ın uyguladığı baskı rejimine karşı açıktan direnişe geçmişlerdir.

    Bu gelişmeler, Bulgar Yönetimi’nin Türk azınlığa karşı olan kuşkularını daha da arttırmış ve Türkleri göçe zorlama hızla yürürlüğe konulmuştur. Bulgaristan’ın yaşlı devlet Başkanı Todor Jivkov, bir yandan Türkiye’nin yoğun baskılan ve uluslararası tepkiler, diğer yandan Bulgaristan’da ki Türklerin yürekli ve kararlı direnişi karşısında köşeye sıkışmış, bu şartlar altında daha homojen bir nüfus yapısı meydana getirmek gayesine ulaşmasının mümkün olmadığını görmüş ve 2 Haziran 1989 günü televizyonda yaptığı konuşmada, Türkiye’yi kapılarını açmaya çağırarak, ” Pasaportlarını vereceğiz, Türkiye kapılarım açsın kalmak istemeyen çekip gitsin” demiştir.

    Bu arada, Bulgarların yeni pasaport kanunundan yararlanmak isteyen 600 bine yakın Türk pasaport almak için Bulgar makamlarına başvurmuştur. Bu beklenmedik baskı karşısında zamanın Dışişleri Bakanı, isteyene Türkiye’ye gitmesi için serbestçe çıkış verileceğini açıklamıştır. Fakat bu göç, isteğe bağlı göç olmamış, Bulgar Yönetimi kendi tespit ettiği Türkleri olmadık zorbalıklarla, aileleri parçalayarak, mallarına ve yüklerine el koyarak Türkiye’ye göçe zorlamıştır.

    II. Dünya Savaşından Sonra En Büyük Göç

    Böylece, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük kitlesel göç olayı, Bulgaristan’ın çağ dışı bu ayıbı yirminci yüzyılın sonlarında insanlık trajedisi olarak tarihe geçmiştir.

    1989 yazında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlarımızın yerleştikleri iller arasında ilk sırayı Bursa almaktadır. Gelen göçmenler çoğunlukla Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Görükle, İnegöl’ün Yenice, Kestel, Orhangazi ilçelerine ve Bursa merkez Binelli Konutlarına yerleştirilmişlerdir. Bursa’nın yerleşmek için birinci derece tercih sebebi, soydaşların akraba ve yakınlarının daha çok bu ilde bulunması, onlarla birlikte yaşama ve çalışma isteğidir. 1989 yılında zorunlu göçle gelen her dört soydaştan biri Bursa’ya yerleşmiştir. Bursa’ya yerleşenlerin sayısı 52.997′dir.

    Yard. Doç. Dr. İsmail Selimoğlu
    __________________kaynak..
    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

          Kategori: Türk Soykırımı

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 2764

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

  2. #2
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Cevap: Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

    *Saçların Tuna Nehri, Gözlerin Tanrı dağı*

    Acılar büksün beni
    Volkanlar yaksın beni
    Sana gülemiyorsam
    Depremler yıksın beni

    Tek tılsım bu kayıtlı, ufuklar ötesinde
    Köhnemiş sandallarda, kürekler çekiyorum
    Efsane bir sükunet, kaplıyor tüm afakı
    Al kibrit alevinde, yıldızlar yakıyorum
    Sanki asırlık özlem, içimde büyüttüğüm
    Gece şehirler kurup, seherde yıkıyorum

    Peşime düşen gölge, dibimdeki büyük iz
    Saçların Aras Nehri, gözlerin Karadeniz

    Çileler örsün beni
    Pranga sarsın beni
    Sana varamıyorsam
    Kurşunlar vursun beni

    İki türlü yüzün var, kah hayattır kah memat
    Gülüşün bir karanfil, kızışın bil ki zakkum
    Hasreti darağacı, vuslatı saray görse
    Titreyen ellerimde, yanarken üşür bir mum
    Gidişinde harp eder, ayrılık yüreğimle
    Yokluğun çölde kaya, varlığın denizde kum

    Katrana katılan bal, zindan ardında ölü
    Saçların İdil Nehri, gözlerin Hazar Gölü

    Kılınçlar kessin beni
    Yağılar bassın beni
    Sana gelemiyorsam
    Urganlar assın beni

    Kanatları kırılmış, bir garip kartal isem
    Yarama em ver gayrı, şu özümden geçeyim
    Libas giyip aşkından, kuşanıp umudumu
    Doğrulup da ayağa, sana kanat açayım
    Divanına varınca, cemalinle mest olup
    Uzattığın tesdiden, ab-ı hayat içeyim

    Budur kavgamın dili, sevdamın asil yolu
    Saçların Orkun nehri, gözlerin Anadolu


    Tamular alsın beni
    Kederler bilsin beni
    Seni saramıyorsam
    Tarihler silsin beni

    Dillerde türkü türkü, divitte şiir şiir
    Satır satır romanlar, hep seni anlatmalı
    Bir çoban, kavalıyla, tüm ozanlar sazıyla
    Bozkırda kurda kuşa, hep seni dinletmeli
    Yükselirken ezgiler, göğe doğru usulca
    Cümle dağ taş bir olup, semayı inletmeli

    Yüzüme çarpan rüzgar, hançer ucunda ağı
    Saçların Tuna Nehri, gözlerin Tanrı Dağı

    FATİH KOCATEPE
    __________________
    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

  3. #3
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Aylin's

    Standart Cevap: Maksatları Tuna Boylarında Tek Türk Bırakmamaktı

    Bu türküyü her dinlediğimde gözlerim dolar, balkanlarda sahipsiz kalan bulgarın yunanın sırbın romenin insafına terk edilen yıllarınca zulüm gören soykırama uğrayan türkler gelir gözlerimin önüne, ermeniperestler bunları görmez bilmez ve ilgilenmez sadece kanları çektiği ve devşirme oldukları için kafkasların terörist devleti ermenistanı desteklerler

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş