Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi Türk kavimlerinde çoğunluğun ve bu arada göçebelerin gıdasında bitkiler önemli değildi. Eski Türklerin temel gıdası koyun eti ve süt ürünleri olmuştur. Bunlar arasında özellikle kımız (fermente ettirilmiş kısrak sütü), % 2-6 oranında alkolü ile fazla besleyici olmamakla birlikte, ferahlatıcı ve açlığı giderici bir özelliği sahiptir. Litre başına (450 kalori) oldukça yüksek bir kalori sağlayan kımız, yağla tek taraflı beslenmeyi sağlıyordu. Tarımsal

Bu konu 1870 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi 1870 Reviews

    Konuyu değerlendir: Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1870 kez incelendi.

  1. #1
    ŞiMaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2009
    Mesajlar
    21.656
    Konular
    10831
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @ŞiMaL

    Standart Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi

    Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi

    Türk kavimlerinde çoğunluğun ve bu arada göçebelerin gıdasında bitkiler önemli değildi. Eski Türklerin temel gıdası koyun eti ve süt ürünleri olmuştur. Bunlar arasında özellikle kımız (fermente ettirilmiş kısrak sütü), % 2-6 oranında alkolü ile fazla besleyici olmamakla birlikte, ferahlatıcı ve açlığı giderici bir özelliği sahiptir. Litre başına (450 kalori) oldukça yüksek bir kalori sağlayan kımız, yağla tek taraflı beslenmeyi sağlıyordu. Tarımsal ekonomik yapıda özellikle hububatlar, Türk yiyeceklerinin çoğunluğunu oluşturur.
    Kuru fasulye ya da nohut, bulgur pilavı ve yanında bir soğan, adeta Türk yiyeceğinin simgesi olmuştur. Özellikle kırsal kesimin en popüler yiyeceği bunlardır. Anadolu yollarındaki lokantalarda yemek yerken garsonların en çok “Bir kuru” biçimindeki seslerini duyarız. Askerlikte ne kadar çok yenirse yensin, fıkralara şakalaşmalara ne kadar konu olursa olsun, kuru fasulye yine de vazgeçilmez bir Türk yemeğidir.
    Avrupa ve Amerikan kültürlerinin aksine, daha çok sulu olarak pişirilen yemekler yenir. Sebzelerin ve hububatın çoğu, kıymalı, kuşbaşı etli, soğanlı olarak su ile pişirilip yenir. Bu nedenle çorbanın çok zengin çeşitlerini Türkler geliştirmişlerdir. Kırsal kesimde kahvaltı olarak çorbanın tercih edilişi bugün bile geçerlidir.
    Besin değeri yüksek olan tarhana’dan yapılan tarhana çorbası en yaygın Türk yiyeceklerindendir. Bunun yanında yoğurtlu çorba, un çorbası, mercimek ve pirinç çorbaları da en çok içilen çorba türleridir. “Kaşıklayıver” sözü sulu yemeğin bir ifadesi değil midir? Sulu yemek, doğal olarak çok ekmek yedirir. Bu nedenle ekmek ülkemizde çok yenen, tüketilen bir gıda maddesidir.
    Ekmeksiz bir sofrada karın doymaz inancı ülkemizde çok yaygındır.Bu nedenle ekmek, evlerde ve fırınlarda yapılır ve çok tüketilir. Kırsal kesimde fırın olmayışı ekmeklerin evde yapılmasını gerektirmiştir. Tandır ekmeği (yufka), mayalı ekmek (bazlama) çeşitlerinin evlerde belirli günlerde yapılışı kadının büyük zamanını dolduran uğraşı biçimidir. Fırınlarda daha çok evlerde yapılmayan somun türü yaygındır.
    Ekmek, Türklerde kutsal bir yiyecektir. Dinsel niteliği vardır. Peygamber şöyle der ekmek için:
    “Mukaddes bir insan olan, yerin ve göğün bereket işareti olan ekmeğe hürmet ediniz.”

    Bu nedenle ekmek kırıntıları yerlere atılmaz. Yiyecek ekmeğe sahip olan, Allah’a şükreder. Ekmek ve diğer hububat türlerinin yaygınlığı ve popülerliği, tarımsal ekonomik yapıyı simgeler.
    Türklerdeki başlıca köy ekmek tipleri, yufka, ev ekmeği, saç ekmeği, iki saç arası ekmeği, mayalı tepsi ekmeği, tandır ekmeği, taşlı fırın ekmeği, ekşili ekmek, ebeleme, ekmek benzeri olarak: mısır ekmeği, cadi, pide, bazlama, gözleme, cızlama, kete, çörek, kurabiye, börek. Sadece ekmekle beslenmenin zararlı yönleri olduğunu beslenme uzmanları belirtmekle birlikte, 1964 yılında A.B.D’ de yapılan bir araştırmaya göre yalnız ekmekle beslenmenin sağlık üzerine ve fizyolojik olarak bir özür meydana getirmediği saptanmıştır.
    Pişirme, en çok saç üzerinde, tandırda, köy fırınlarında ya da kuzinelerde yapılır. Günlük, haftalık ya da aylık yapılır. Kuşkusuz uzun sürelilerin teknik ve terkibi farklıdır. Köyde ekmeğin böyle uzun zaman dayanacak durum ve miktarda yapılması köy kadınının aslında evde çok çeşitli işler yapması nedeniyledir.
    Yine tarımsal ekonomik yapının bir göstergesi olarak Türklerde hamur işi yiyeceklerin oldukça yaygın olduğunu görürüz. Bunların başında, yoğurtlu yağlı ve etli olarak yapılan Mantı, en sevilen hamur işi yiyecekler arasındadır. Daha çok evlerde yapılır. Son yıllarda kentlerde bazı lokantalarda da ev mantısı yapmaya başlamışlardır.
    Özel mantı lokantaları ve gözleme yapan kır bahçeleri çoğalmıştır. Bunun yanında erişte de (ev makarnası) makarna ve çorba olarak pişirilmek üzere hamur işi yiyecekler arasındadır. Sebzeli, etli, peynirli, patatesli olarak yapılan börek de yine çok sevilen bir hamur işi yiyecektir.
    Yine hamurdan tatlı olarak yapılan Türk Baklavası (Cevizli, fıstıklı, kaymaklı) dünyaca tanınmıştır. Kısaca, Asya’daki göçebe dönem, kısrak sütünden yoğurt ve benzeri yiyecekler yapılması, kımız ve yemeklere konan otlar ve bitki kökleri ve soğan ile karakterize edilebilir. Pastırma ve kebap da yine bu dönemin özelliğidir. •Etler

    •Av Hayvanları

    •İçkiler


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Tarımsal Yapı ve Göçebe Kültürünün Etkisi

          Kategori: Türk Kültürü

          Konuyu Baslatan: ŞiMaL

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1870


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş