Rabbim,
Bir mevzu var konuşmamız lazım;
Kederimin başına bir iş geldi
Ve ben ne yapacağımı bilemiyorum.
-Sözü uzatmak israf sayılmasın n’olur-
Cümleye nereden başlarsam başlayayım
Yüklemi ayrılık oluyor.
Bazen kendimi çekiştirmekten utanıyorum.
En son az önce öldüm.
Ölüsüne yabancı toprak,
Toprağına dargın gövde,
Gövdesine kırgın dallar,
Dalına küskün rüzgâr,
Belki beni en iyi bu tanımlar.
Tamiri caiz mi bilmem,
İçimde incinen bir telaş var…
Rabbim,
Susmak, pahalı bir eylem
Konuşsak biraz.
Hüznümün başına bir şiir geldi.
Unuttuğum bir yanım kanadı az önce.
Ve abdestsizim üstelik.
Ettiğim tövbelerden şüpheliyim.
-Bedenimin sıkıntısı pişmanlık sayılsın n’olur-
Sen ol dersen,
Sözüm şiir
Şiirim dua
Duam makbul olur.
Rabbim, sözün burasında o’na seslenmek istiyorum;
Yüzümde vişneçürüğü bir alışkanlığı taşıyorum;
Hep seni düşünüyorum, hep seni düşünüyorum...
Rabbim,
Dilimdeki efkârın konforundan korkuyorum.
Biraz konuşsak diyorum.
Kimse oturup ağlamıyor merdivenlerin iç çekişine.
Ve ben durmuş merdivenleri düşünüyorum.
-Düşünmek şükürden sayılsın n’olur-
Şükür demişken onu şiirin sonuna saklasam?
Sen saklımı da bilirsin,
Ruhuma zehirli uğultular yürüdü.
Huzurumun eti acıdı.
Yer ve gök yer değiştirdi.
Delirdi şehir, tutuştu kanı vedanın.
Her şey bir ayrılık terimi ve yorgun deyimler kollarımda.
Rabbim, hesap sormak gibi olmasın ama
Bazısına gitmeyi yakıştıransın,
Yürüdü ağır aksak adımları
Ve ben kıskandım bütün kilit taşları.
Müsaaden varsa ona seslenmek istiyorum;
-Şükreden kelimeler vardır.
Sen bir kelimenin şükrüsün.-
Yüzümde uzayıp giden bir düşü taşıyorum;
Hep seni düşünüyorum,
Hep seni düşünüyorum…
barışcemkaya