Yarın Yeni Yıl Hicri 1430 28 Aralık 2008 Pazar 15:42 Hicri 1430 yılına giriyoruz. (29 Aralık - Muharrem 1 )Tüm kardeşlerimizin hicri yeni yılını tebrik ediyoruz. Hicri yılbaşı nedir?

Bu konu 3057 kez görüntülendi 5 yorum aldı ...
Bugün Hicri Yeni Yıl (1430) ! 3057 Reviews

    Konuyu değerlendir: Bugün Hicri Yeni Yıl (1430) !

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3057 kez incelendi.

  1. #1
    ilhan64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.12.2008
    Mesajlar
    53
    Konular
    35
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    562
    @ilhan64

    Standart Bugün Hicri Yeni Yıl (1430) !

    Yarın Yeni Yıl Hicri 1430

    28 Aralık 2008 Pazar 15:42

    Hicri 1430 yılına giriyoruz. (29 Aralık - Muharrem 1 )Tüm kardeşlerimizin hicri yeni yılını tebrik ediyoruz.





    Hicri yılbaşı nedir?

    Hicri takvim, Hz Muhammed (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicret etmesiyle başlamış olmaktadır Bu tarih, 16 Temmuz 622’dir Ayın yörüngesi üzerinde dönüşüne dayanılarak düzenlendiği için una (Hicri Kameri” veya “Sene-i Kameriye” gibi adlar verilmiştir Hicri takvim, Peygamberimizin vefatından sonra, günlerin hesaplanmasında ortaya çıkan bazı karışıklıklar üzerine düzenlendi

    Hicri takvim ayın hilâl şeklinde göründüğü ilk geceyi ay başı olarak kabul eder Ayın tekrar görünüşüne kadar geçen süreyi bir ay; on iki ay da bir yıl sayılır Bu takvime göre ayın dünya çevresindeki dönüşü yirmi dokuz buçuk gün olarak kabul edilir Bu sebeple bir ay 29, bir ay da 30 gün olarak kabul edilir Böylece miladi takvimde bir yıl 365 gün, Kameri’de de 354 gün olarak hesaplanır Bu yüzden hicri aylar miladi aylardan her yıl on bir gün önce gelir Bu durum, hicri ayların mevsimlere denk düşmesine sebep olur Bu yüzdendir ki, hicri takvimin bir ayı olan Ramazan, bazen kış, bazen de yaz mevsimlerine veya diğer mevsimlere rast gelerek, yılın bütün mevsimlerini, haftalarını, aylarını ve günlerini dolaşır 36 yıl oruç tutan biri de yılın her ay ve günlerinde oruç tutmuş olur

    Hicri takvimde yılbaşı Muharrem ayının 1 günüdür Muharrem ayını, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülâhır, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları takip eder

    Hepimiz Müslümanız elhamdülillâh Ama hepimiz Müslümanlığımızın icabını yaşamıyoruz maalesef
    Biz, Müslümanlığın icabını yaşama hâline “dindarlık” diyoruz Kim inandığı gibi yaşıyorsa, ona dindar insan sıfatını takıyor, dindar adam, diye yâd ediyoruz Bu sıfat onun hakkıdır zaten

    Siz dindarlığı, zamanın kötülük ve fitnesine karşı giyilen koruyucu bir zırh olarak da kabûl edebilirsiniz
    Aslında dindarlık, sahibini sadece âhirette Cennet’e koyan bir yaşama tarzı olmakla kalmayıp, dünyada da huzura, saadete sevkeden bir yaşama tarzıdır

    Nitekim İsa Peygamber’in doğumu ile Hazret-i Muhammed’in hicretine başlangıç olan yılbaşlarında dindar olanla olmayanın yaşayışını ibretle seyrediyorsunuz

    Dindar olanlar, yılbaşı gecelerinde düşünüyorken, şuur altında bile olsa diyorlar ki:

    — Yılbaşı gecesinin mânası, sayılı ömür senelerinin birinin daha bitmesi, ölüm denen kesin âkıbete biraz daha yaklaşılması, gençlik günlerinin tükenip, ihtiyarlık demlerinin gelmesi demektir Nitekim her yılbaşında siyah saçlara biraz daha aklar düşüyor, akların sayısı da biraz daha çoğalıyor

    Öyle ise, böyle gecelerde daha çok sefalete, daha çok sefahete düşmek yerine; daha çok âhirete, daha fazla ebedî âleme meyili olmak lâzımdır Zira bu hızlı gidiş, - ister ikrar et, ister inkâr - kabire, öteki dünyaya doğrudur

    İşte dindarlık böyle düşündürüp, böyle tedbirli hareket ettirdiği içindir ki, dindar insanın, geçen senelerinden pişmanlığı azdır Ama kendisini dinî ölçülerle kayıtlı görmeyen başıboş insanlarda ise her yılbaşında böyle bir muhakeme ve düşünceden eser yok Tam bir şuur ve idrak mahrumiyeti içindeler Ölüme bir sene daha yaklaşmanın delilini teşkil eden gecede, hem ahlâkından, hem mâneviyatından, hem de parasından zararlar görmekte, fireler vermekte, pişman olacağı fiilleri çoğaltarak işlemekteler Birkaç saatlik bu eğlence ve sefahetin arkasından ömür boyu üzüntü ve pişmanlıklar gelmekte
    Onu böyle ömürboyu pişmanlıklara sevkeden şey, İslâm’ın icabını yaşamayışında, yâni, dindar olamayışındadır

    Şâyet dinin emirlerine sadık kalacak bir iman kuvveti, dindarlık emâresi kazanabilse, her yılbaşı, tam aksini düşünmesine, kendisine çekidüzen verip iman ve ahlâk bakımından yükselmesine sebep olacak, geçmişinden pişmanlık duyan bir sefahet ve sefalete düşmeyecek

    Demek ki, yılbaşı gecelerinde kimilerini o hâle düşürüp, kimilerini de bu duruma çıkaran şey, dindar olup olmamaktan başka birşey değildir

    Anlaşılan, şahsı düşündürüp, mes’ud ve bahtiyar kılan şeyin dindarlık olduğu kesindir

    Ferdi muhakemesizleştirip sefalete itenin de dinde lâubalilik olduğu bir vakıadır

    Demek imtihan dünyasıdır bu Her ikisine de yol açık İsteyen oraya, dileyen de buraya yönelir Kimi yılbaşında şuurunu iptal eder Kimi de ihyâ

    Biz şükrederiz dindarlığımıza, hamd ederiz bizi böyle düşündürüp, amel ettiren Rabbimize


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Bugün Hicri Yeni Yıl (1430) !

          Kategori: Azerbaycan Önemli Günleri

          Konuyu Baslatan: ilhan64

          Cevaplar: 5

          Görüntüleme: 3057


  2. #2

  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1051
    @Dygsuz

    Standart

    HİCRİ YILBAŞI VE HİCRET


    Rabbimiz, Bakara Suresi Ayet219da mealen şöyle buyurmaktadır: *** Muhakkak iman edenler, Hicret edenler ve Allah yolunda Cihad edenler, işte onlar, Allahın Rahmetini umabilirler***

    Peygamber Efendimiz (sav) mealen şöyle buyuruyor: ** Memleketler, Allahın memleketleridir Kullar da Allahın kullarıdır Nerede hayır bulursan oraya yerleş (İbni Kesir) **

    Mana olarak Hicret: Bir yerden başka bir yere göç etmek, Bir Memleketten başka bir memlekete gitmek anlamlarını taşır Peygamber efendimizin (sav) Günümüzden 1427yıl öncesi Miladi 622 yılında İslam davası ugruna vatanı olan MEKKE den ayrılıp, Medineye gitme hadisesidir HİCRET

    Hicret hadisesi: olumsuzluklardan, Çirkinliklerden, kötülüklerden ve kötü olanlardan Allaha sıgınıştır, Allaha kaçıştırr, Allaha iltica ediş hadisesidir Hicret Asiligi, İsyanı ve Tugyanı terk etme olayıdır Müslümanların İnsan olma şuuruyla, bilinciyle İmanlarının geregini yaşayabilmek için kendilerine müsait bir mekan, müsait bir zemin aramaya hazırlık çalışmasıdır HİCRET Hicret aynı zamanda Bu gibi çalışmaları yapan ya da yapmış olan bir CEMAATA dahil olma hadisesidir

    Tarih boyunca yer yüzünde kurulan büyük devlet ve İmparatorlukların temelinde bakılacak olursa hep HİCRET olayı vardır Hicret hadisesi; hiç bir zaman batıla boyun egilmemesi gerekliliginin ortaya konuşudur bir bakıma Yoksa kesinlikle rahatım ve huzurum bozulmasın, eziyet ve işkencelere ugramayayım gibi düşüncelerin neticesi olarak Cihaddan kaçma degil, aksine Hicret Cihad la iç içe olma hadisesidir

    İnanan insan başkalarına göre, el aleme göre, birilerine ve kimilerine göre kendini ayarlayan bir şahsiyyet yapısına sahip olan kişi degildir Müslüman sadece Rabbinin istediklerini yapabilmek için Hicret eder Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: ** En faziletli HİCRET Rabbinin kerih � kötü gördügü şeyleri terk etmektirSüneni Nesai **

    İnanıyoruz ki; Hicret hem kalp, gönül, hem de kalıp yani beden iledir İnanan insan kalbini, gönlünü boş ve yanlış fikir ve düşüncelerden hicret ettirir öncelikle Bedenini de kalıp yani Beden komutanının emrine vererek, batıldan, kötülüklerden, çirkinliklerden hicret ettirir İnanan insan tabiidir ki en çok yaratnını sevmek durumundadır

    Rabbimiz Bakara Suresi ayet165te mealen şöyle buyuruyor: *** İman edenlere gelince, onlar en çok Allahı severler*** Hicret Tevhid anlayışının incelik ve saflıgını muhafaza edebilmek için yapılan Allahın rızasına uygun olan bir İbadet şeklidir diye inanıyoruz Hicret aynı zamanda İnanan insanların, kafirlerle uyuşmayı, kaynaşmayı ve her hallerine hoş görülü olmayı terk etme halidir

    Hicret hadisesi Yaratıcının himayesine sıgınma olayıdır Hicret içi boş mazeretler uydurarak oyalanma hareketinden uzaklaşma olayıdır Hicret kişinin kendi kendisini, İlahi olan hesaba hazırlaması olayıdır Hicret hesap şuurunu düşünme ve ona göre kendi kendisine yol çizme hareketidir Hicret sürekli ve devamlı olan bir mücadele şeklidir Kafirlerin yer yüzünde bulundugu müddetçe Müslüman topluluga Hicret hadisesi devamlılık arz edecektir

    İnanıyoruz ki; Bütün yer yüzü Allahındır Allah teala katında en çok sevilen husus ise kulların yalnız kendisine İbadet ettikleri yerdir Hicretin gerçek sebebi bilinmelidir ki; Allaha kulluk hadisesidir Bu sebepten bizler her türlü mazeretleri, acizlik ve zayıflık bahanelerini bir kenara bırakıp her şeyimizle İslama hicret etmek mecburiyetindeyiz Mal, mülk, makam, mevki ve her türlü dünya nigmetleri geçicidir En önemli olanı ise Allahın rızasını kazanmaktır ve baki olan da budur diye inanıyoruz

    İnanıyorum ki; her Müslüman bir Hicret adamı olmak zorundadır Müslüman her zaman içinde bir Hicret sızısı duymak zorundadır Müslümanın çilesi hicrettir Çilenin bittigi yerde tabir caizse Medine İslam dvleti başlar Aslında Müslümanın her İbadeti bir Hicret hükmündedir Yani Müslüman İbadet anında da Hicret le iç içedir Mesela Namaz Miraçtır Yani bulundugu yerlerden Allaha hicreti

    Oruç İbadeti, Bedenin eşya dan hicreti gibidir Zekat İbadeti malın maldan hicreti durumundadır Hacc en belirgin Hicret yani sanki tamamıyle dünya nimetlerinden kopuş gibi Say, Safa dan Merve ye, Merve den Safa ya İnanan insan her haliyle Yaradana yaklaşma çabasında Yani hep o ulvi gaye gayelerin gayesi Allah rızasına Nail olma gayreti İnşaalah aradıgımıza kavuşuruz

    Şurası bilinmelidirki; Kıyamete kadar nesh edilmeden- degiştirilmeden baki kalacak tek ve son DİN olan İslam Dini, HİCRET hadisesi ile � DEVLET � olmaya dogru ilk adımlarını atmıştır Peygamber efendimiz ve ilk Müslümanlar; dogdukları topraklar olan Mekke de kendilerine ve dinlerine tanınmayan hayat hakkını HİCRET ederek Medine de bulmuşlar, burada çogalıp, güçlenip kuvvetlenerek Mekkeyi ve Arabistan yarımadasındaki bir çok beldeleri fethetmişlerdir

    İslam dininin günden güne yayılması üzerine şaşkına dönen Mekkeli müşrikler Müslümanları her yönden kuşatmaya almışlar adeta hayat hakkı tanımaz hale gelmişlerdir Mekkeli müşriklerin her geçen gün artan düşmanlık ve zulümlerine ragmen Müslümanların sayısı gittikçe artmaktaydı

    Peygamber efendimiz (sav) HAK dini, insanlara duyurmaya ve ögretmeye sabır ve yumuşaklıkla devam ediyor, karşılaştıgı herkesi, Allahü Tealaya İman etmelerini, kendinin Allahın Rasulü oldugunu, putlara tapmaktan vaz geçilmesini anlatıyordu Bu durum mevcut düzene ve çevre şartlarına karşı yepyeni bir düşünce şekliydi

    Sonu Allaha dayanmayan düzenlere karşı ALLAH NİZAMI Putperestlige, insan perestlige karşı Tevhid bayragının dalgalandırılışı hadisesi Allahı emirleri dışında her şeyi inkar etme hadisesi Ve bunun sonunda yani her şeyi inkardan sonra ALLAHI TASDİK etme fazileti

    İşte Müslümanlar inandıgı dini Mekkede tatbik sahasına koyamadıgı bu davasını, bu inancını, HİCRET ederek tatbik sahasına koymak istiyordu Gidecegi yer neresi olursa olsun, isterse bu yolun sonu ölüm olsun inandıgı idealler ugrunda Müslümanlar Peygamber Efendimizin (sav) emrinde bütün batıl sistemleri yıkıp, şer düzenlerini yerle bir edip İslam dininin TEVHİD akidesini terleştirmek için HİCRET etmeliydi ve öyle de oldu

    Bu yolda tabiidirki her Müslüman fedakar olmalıydı Her Müslüman örnek şahsiyyet olmalıydı O Müslümanların gösterdikleri büyük gayret kendilerinden sonra ki gelecek nesle misal teşkil etmeliydi Nitekim de öyle oldu Çünkü böylesi büyük davalar; hele hele sonunda mükafatı CENNET olan bir dava bedava ve rahat kazanılmazdı

    SAADET ASRI nın müslümanları bu bilinci taşıyor ve bu şuuru idrak içinde olan bir yapının elemanı idiler çünkü onların egiticisi, mübelligi Peygamber Efendimiz (sav) idi Bir Müslüman bilirki eger şartlar zorlanırsa yani o beldede Din emniyeti, can enniyeti, mal emniyeti, nesil emniyeti ve akıl emniyeti gibi insnların yaşaması, hayatını insan gibi sürdürmesini gerektiren sebepler ortadan kalkarsa artık o belde; O İnsan için yaşanmaz hale gelmiş demektir

    Eger Müslümanlar kendileri için Dini hayatın yani İnsan gibi yaşantının yani Şeri emniyetlerin zora girdigi ana şahit olursa, En kısa zamanda daha iyi şartlarda arayış içereisine girilmeli ve ZİLLET içerisinde bir hayat yaşamaktansa o bölgeyi en kısa zamanda terk ederek daha degişik bölgelerde daha degişik ülkelerde arayış içerisine girerek o bölgelere hicret etmenin akıllıca bir hareket oldugunu düşünüyoruz

    Müzzemil suresi Ayet10 da mealen şöyle buyurulmaktadır: *** Onlardan güzel bir şekilde ayrıl*** Yani müşriklere iyi davranmakla birlikte, Mümkün olursa her üç şekilde de onlardan ayrılmamız istenmektedir yani İslam düşmanları ile: Bedeni, kalbi ve lisani yollarla aramızdaki irtibatı kesecegiz

    Yalnız bütün insanlıga olan davetimiz ebedi oldugu için o insanlardan ayrılırken dahi temkinli, itidallı ve güzel bir şekilde ayrılmamız ögütlenmektedir Allah (cc) İnsanı yeryüzünün halifesi mevkiine getirirken onu şirke ve küfre dayanan bir hayatı İslama dönüştürme göreviyle de mükellef tutmuştur

    Bu İLAHİ vazifeyi yerine getirirken Dininin şerefini ön plana alan Bir Müslüman: İslam dininin kendisine verdigi İZZET ve Şerefi asla göz ardı etmemelidir Mekke Müslümanları, İslam dinini hür bir vasatta yaşayabilmek maksadıyla her türlü dünyevi endişeleri- korkuları, çekinceleri bir kenara atarak Allahın ve onun Rasulünün sevdası ugruna Medineye HİCRET etmişlerdir Hicret onlar için bir İMTİHAN olmuştur

    İmtihanlarında samimi olup olmadıklarının bir göstergesi Ama onlar İmanlarında samimi olduklarını hayatlarında bilfiil HİCRET eylemine katılarak icabında En çok sevilenlerden, Anadan � Babadan ve bütün yakın bilinenlerden geçerek isbat etmişlerdir Ve bu halleriylede Kuranı Kerimde övgüyle bahsedilir mutlu ve mesud, bahtiyar insanlardan olmuşlardır Hicret edenler

    Hicretin en güzel anlamlarından biriside günahlardan ayrılık manasıdır Denilebilirki; İslam Dininde asıl HİCRET: İnsanın Sıratı müstakimden ayagının kaymasına vesile olacak günahlardan, kötülüklerden, şer düşüncelerden, şehvetlerden, hasılı İslam dininin HARAM olarak
    adlandırdıgı bütün hadiselerden uzaklaşma hususudur

    Bütün kötülükleri terk etmek o günahlara bir daha yaklaşmamak Allahın yapma dedigi her yasaga uzak durmak ve tabiidir ki o işleri hayatından atamayanlara da uzak kalmak, el, dil ve kalbimizle defedemedigimiz kötülüklerin, çirkinliklerin bari gözümüz de görmesin diyerek yanına yaklaşmamak ta, Tabiidir ki; güzel bir HİCRETTİR diye inanıyorum

    Müslüman bütün bu olumsuzlıkları hayatından silerek HARAM düşüncelere ayarlı bir toplum yapısından Ben Rabbimin istedigi bir kul olmam lâzım düşüncesiyle o mekandan kopması, o insanlardan ayrı kalması, Haram işlenen mekanlara girmemesi ve kendisini koruma yollarını seçmesi de güzel bir HİCRETTİR

    Yalnız HİCRET etmeden önce yapılabildigi kadarıyla mücadele edilmeli Tabir caizse zoru görünce kaçan bir yapıya sahip olunmamalı, davasında korkak ve ödlek olmamalı İslam DAVASINI davaların en üstünü olarak kabul eden insanların öncelikle en güzel mücadelelerini bulundukları yerlerde vermeleri de Peygamberi bir düsturdur, yoldur, metod ve tabiiki en güzel bir usüldür

    Yani zoru görünce hemen bulundugumuz yerden kaçmayacagız İçinde bulundugumuz konumumuz, SAFLARIMIZ, Cephelerimiz belirlendi ise cepheden, bulundugumuz mekandan ve faziletli davamızdan kolay yolu tercih edip kaçmayacagız Zoru görünce hemen ricat - kaçış yolunu seçmeyecegiz

    İçinde yaşadıgımız zaman diliminde biliyoruzki; cahili düzenler ve İlahi Nizama sırt çeviren rejimler dimdik ayaktalar İmanımızın geregi olarak düşüncelerimizin ameli sahaya yansıması, Cahili deger yargılarının hakim oldugu toplum yapısında çatışmayı beraberinde getirecegi için, Mecburen inanç sahiplerinin dünya görüşleri dogrultusunda hareketlerini tanzim etmesi gerekir

    Müslümanlar İnançlarına uygun bir hayat tarzını yaşamak ugruna davasına sahip çıkma zorunlulugunu bilen insanlardır Taguti güçlerle mücadeleye girmeden kendi mekanlardan çok çabuk bir kaçış şekli de Hicretle ifade edilemez diye inanıyorum

    O bölgede Müslümana yakışan Toplumları - cemiyeti İslam Dinine davet etmenin en güzel mücadele şekliyle mücadele etmemiz her yollar denendikten sonra o mekanda kalmamız büyük bir tehlike arz ediyorsa, * ARZ ALLAHINDIR * hükmü geregince bulundugumuz yerden inancımızı yaşayabilecegimiz başka bir yere göç etmemiz hiç bir şekilde kınanamaz, ayıplanamaz Tabiiki hakir görülemez

    Bilakis Onurlu ve Haysiyetli bir hareket olarak, İnsanlık haysiyetine zarar vermeyecek böyle bir hareketi yaşayanlara da saygı duymamız icabeder diye düşünüyorum İnsanlar varlıklarını bulundukları mekanlarda devam ettiremeyeceklerini anladıkları anda mecburen HİCRET etmek zorunda kalırlar Kurtuluşu bu yolda aramakta ayrıca bir fazilet örnegidir

    Tarihte bunun çok örneklerini okuyoruz Mesela, Mevlana Celaleddini Rumi diye bildigimiz büyük düşünürümüzün, Ailesiyle Anadoluya HİCRETİ Mogolların saldırısı sebebiyle olmuştur Binlerce kilometre ötelere yerleşmeleri azılı zalimlerin, şiddetli zulümlerinden dolayı gerçekleşmiştir

    Hicretin belli bir zamanının olmadıgına inanıyoruz şu varki; Eger insanlar inançlarını inandıkları şekilde yaşayamıyorlarsa HİCRET hadisesi her zaman gündemde olmuştur Zamanımızda da nice nice mücadeleci İslam Alimleri, Nice İslam mütefekkirleri hep bu mecburiyetlerden dolayı dogup büyüdükleri ülkelerden uzakta yaşamaktadırlar

    Ayrıca ifade etmek gerekirse; Senelerdir Ülkemizde bir BAŞÖRTÜSÜ zulmü yaşanıyor Örtüsüyle okuyamayan ve hali vakti yerinde olan gençlerimiz genelde Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya,İngiltere gibi Avrupa devletlerinde tahsillerine devam edebiliyorlar Ya da Kanada ve Amerika gibi daha uzak ülkelerde tahsil şansını arıyorlar Ya buna gücü yetmeyenler

    Gönlümüzün arzu ettigi husus şudur ki; İnsanlık haysiyetini ön planda ele alalım Herkes İNANÇLARINI, inandıgı gibi hayatına tatbik etsin Kimse kimsenin inancına DİNİNE karışmasın Allah (cc) İnsanı en güzel ve en ŞEREFLİ bir şekilde yaratmıştır Bu şerefi, Bu onuru, Bu haysiyeti, Bu özelligi, Bu güzelligi devam ettirelim

    Kimse kimseye zulüm ve baskı uygulamasın Fazla bir şey istemiyoruz; İnsanca yaşayalım Gerekiyorsa İnsanca ölelim Ama İtikadımıza, İnancımıza, haysiyetimize, kişiligimize dokundurmayalım, dışardan müdahale ettirmeyelim Hiç kimseye zulüm etmeyelim Hiç bir şekilde zulme ortak olmayalım Elimizden geldigi kadar da zulüm yapanlara engel olma ERDEMİNİ, meziyetini, karakterini gösterebilelim

    İnanıyorum ki Müslüman şahsiyyet kendine, kendisinden daha yakın olan Rabbına kavuşmak için bu Hicret Pınarında yıkanan, temizlenen, Hicretle Nurlanan, parlayan, ışıldayan bir yapıya sahip olmaktadır Aslında Hicret Asrı saadetten önce de olan yani daha önceki Peygamberlerin hayatında da görülen bir büyük hadisedir

    Bir fark var ki onlar asıl ve esas Hicretin müjdecisi sembolleridir Mesela İbrahim aleyhiselamın Arabistan yolculugu, Yusuf Aleyhiselamın Mısır yolculugu, Musa AleyhiselamınSina yolculugu sanki gelecekteki en büyük Hicreti sembolize eden müjdeci Hicretlerdir bir bakıma

    Rabbimiz, Enfal Suresi, Ayet72de mealen şöyle buyuruyor: *** Dogrusu inanıp HİCRET edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla CİHAD edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte bunlar birbirinin dostudurlar***

    Unutmayalım firasetle bakan her İnanan insan, her Müslüman görür ki, her an Mekkeden Medineye Hicret devam ediyor Ne var ki bizler işin farkında olamadıgımız için ya da layık olamadıgımız için bir türlü Medinemize ulaşamıyoruz Medinemize ulaşma gayelerimize erme Dualarımızla Hicri Yıl başınızı gönülden ve en içten duygularımla tebrik ediyorum
    Dualarımız o dur ki; İnşaallah her arzumuza kavuşuruz

    Allahım Bizi Kitabın Kuranı Kerimden koparma Bizi Kuran nurundan ve Kuran hikmetinden mahrum eyleme Hayatımızı Kuran hikmeti ve hükümleri ile yoğur Ellerimizi, ayaklarımızı, gözlerimizi, kulaklarımızı, ağzımızı, kalbimizi, ruhumuzu, duygularımızı, nefsimizi Kuranın feyzi, bereketi, nuru ve eşsiz hikmeti ile şekillendir ya Rabbi

    Bize İslamiyeti ve İslamiyete layık doğruluğu nasip eyle Kulaklarımızı, gönlümüzü, ruhumuzu Kuranın vahyine aç Kalbimizi Peygamber efendimizin (sav) sünneti seniyyesi ile olgunlaştır Bizi hakka yönlendir, Bizi Sana yönlendir, Bizi Senin rızana yönlendir Bizi Senin Rahmetine yönlendir Bizim günahlarımızı bağışla Bizi sadece senin rızana uygun olan Hicrete yönlendir Sen her şeye kadirsin Allahım Amin


    Sermed Kadir RENDA

  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1051
    @Dygsuz

    Standart

    Hicri aylarinin kelime anlamlari nedir?


    MUHARREM: Arabi aylarin basi, birincisi Haram edilmis olan Bu muharrem ayinda Muslumanliktan evvel Arablar arasinda muharebe yasakti Bundan dolayi bu isim verilmistir Haram kilinmis, tahrim olunmus

    SAFER: Bos ve hâli olmak Arabi aylardan ikincisi

    REBI-UL EVVEL:
    Ilkbahar Ciceklerin acip otlarin bittigi mevsim

    REBI-UL AHIR: Sonbahar

    CEMAZIYEL EVVEL: Arabi aylarin besincisidir Ilk mazi, gecmisi

    CEMAZIYEL AHIR:
    Arabi aylarin altincisidir Son mazi, gecmis

    RECEB: Azametli, heybetli Ta'zim etmek Cennet'te bir nehir ismi Mubarek uc aylarin birincisi ve Kamerî aylardan yedincisi *

    SABAN: Aralik, fasila Hicri, Kameri aylarin sekizincisi, uc aylarin ikinci ayi

    RAMAZAN: Yanmak demektir Cunku bu ayda oruc tutan ve tovbe edenlerin gunahlari yanar, yok olur

    SEVVAL:
    Bu aya sevval denilmesinin sebepleri arasinda, disi develerin bu ayda kizginliklarinin artmasi veya gebelige alâmet olmak uzere kuyruklarini yukariya kaldirmalari gosterilmektedir

    ZILKA'DE:
    Arabi aylarin on birincisi Câhiliye devri Araplari tarafindan hurmalarin olgunlasmasi ve mahsulun toplanmasi mânâsinda kullanilmaktaydi

    ZILHICCE: Arabi aylarin on ikincisi




    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

  5. #5
    gonul gull - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    447
    Konular
    25
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    595
    @gonul gull

    Standart

    tüm insanlığın yeni yılını kutluyorum.savaşsız gözyaşı olmayan huzurlu ve mutlu nice yıllara forum dostlarım

  6. #6
    Apancene - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    4.254
    Konular
    278
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    718
    @Apancene

    Standart

    Alıntı gonul gull Rumuzlu Üyeden Alıntı
    tüm insanlığın yeni yılını kutluyorum.savaşsız gözyaşı olmayan huzurlu ve mutlu nice yıllara forum dostlarım
    bende gönüle katılıyorum aynı dilek ve düşüncelerimle

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş