Bir tane canım var ama, yüz bin bedenim.
Can neymiş? Neymiş ki beden? İşte ben’im.
Bir başkası var ya: işte ben, ben! O, beni
Sevsin diye bir başkası oldum kendim.
Aklın gücü, cennetteki sırlarla ulu:
Aşktan deliren, akıllıdır, sağduyulu.
Sevdaya kapılmış yüreğin zorlu yolu
Görkemli yabancılıkla, özlemle dolu.
Gitsin, güzelim, hepsi de, tek sen gitme.
Ey dost, ey gam ortağı-bizden gitme.
Ey gülbeşeker, şarap koy, iç, doldur, gül.
Dünya süsü saki, allasen gitme.
Ben, işte dağım: sesim sözüm sevgilimin.
Ben, işte resim: ressamı sensin resmin.
Benden geliyor sanma bu sözler-asla:
Ses, işte, anahtarla açılmış kilidin.
Cennet gelecek, derler, içersin bade,
Çevrende gülüp oynar huriler de...
Madem sonumuz bu, şimdiden hem içeri
Hem ellerimiz sevgilinin üzerinde.
Biz aşkta reziliz: Bize hep yanlışlar
Sarhoşluk, cinnet ve günah yazmışlar.
Sensin yaşamak, amaç, zaman sen-bu budur;
Ey dost, madem sen varsın, her şey var.
Ben aşıkım aşka; aşk da sevdalı bana.
Aşık tene can-ten ise sevdalı cana.
Bazen dolarım boynuna ben kollarımı
Bazen de sürükler beni canan yanına.
Bir gün şu çiçekli dal, dolar meyvayla;
Bir gün döner istek adlı şahin, avla...
Aşk imgesi, şimdi, bir gelip gitse bile
Bir gün gelir... artık hiç gitmez-asla!
Aşk, özge ateştir: ısınır onda ayaz;
Yandıkça o, taşlar yumuşar, sert kalamaz.
Varsın aşık günaha girsin, hoş gör:
Sevda şarabından içmiş-arlanmaz.
Aşk bir kuru ses," derler.-Sunturlu yalan.
"Aşk umdun,"derler, "buldun, var oyalan."
Bizlerde saadet hep can içre olur...
"Cennet yedi kat arşta" mı derler? Bu yalan
"...ne kadar söz varsa düne ait, dünle beraber gitti, cancağızım,
şimdi yeni şeyler söylemek lazım...."
''yok olanın yolu bAŞKa yoldur. çünkü aklı başında olmak da bAŞKa bir günahtır.''
''AŞIKların yolu bAŞKadır.''
"dile gelen aşk elbette aydınlatıcıdır
fakat dile gelmeyen aşk daha aydındır"
"Sen ne kadar bilirsen bil, senin bildiğin başkasının anladığı kadardır"
"her ne istiyorsan kendinde ara!
senin cananın içinde bi can var ,o canı ara
senin dağının içinde bi hazine var,o hazineyi ara
eğer yürüyen dervişi arıyorsan;
ONU SENDEN DIŞARIDA DEĞİL,
KENDİ NEFSİNDE ARA!"
“Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.”
Demedim mi?
Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?
Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?
Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?
Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?
Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?
Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?
Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?
Söyle, bunları sana hep demedim mi?
Mevlana Celaleddin Rumi