Algıda Seçicilik Algıda seçicilik insanın algı sürecinde aktif bir rol oynadığı görüşü çerçevesinde ortaya atılmış bir kavramdır. Kavram insanın algı sürecinde pasif olmadığını algı objesini fotoğraf gibi algılamadığını görmek istediği gibi gördüğünü yeni verileri mevcut kategorilerine uydurduğunu önyargı ve stereo-tiplerinden etkilendiğini önceki tutum ve görüşlerini destekleyici enformasyonlara duyarlı olduğunu ve benzeri hususları ifade etmektedir. Seçici algı konusu pek çok kez

Bu konu 11809 kez görüntülendi 58 yorum aldı ...
Psikolojide Kavramlar 11809 Reviews

    Konuyu değerlendir: Psikolojide Kavramlar

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 11809 kez incelendi.

Sayfa 6 Toplam 6 Sayfadan Birinci ... 456
  1. #51
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Gecikmeli Etki


    Gecikmeli etki psikolojik olguların zaman içinde özel bir seyir türünü ifade etmektedir. Örneğin çeşitli psiko-fizyolojik değişkenlerin etkisiyle dikkat düzeyi veya motivasyon düzeyi gibi değişkenler genellikle zaman içinde gittikçe azalan bir seyir izlerken bazı olgular bunun tersine bir seyir izlemekte yani önceleri etkisiz görünen bir değişkenin etkisi belirli bir uyuma süresi ardından daha sonra ortaya çıkmaktadır.

    Bunun en bilinen örneklerinden birisi ikna edici mesajların (genelde etkisi zamanla azalmakla birlikte) bazen bir süre sonra tutum değişimine yol açtığının gözlenmesidir (Pratkanis Greenwald ve ark. 1988).

    Gecikmeli etki olgusu alınan mesajın aksi yönde bir karşı etkinin (örneğin vericinin manipülasyon niyeti taşıdığının söylenmesi) verilmesi ancak bu karşı mesaj zamanla unutulurken ilk mesaj öğelerinin hatırlanmasına bağlanarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bir başka deyişle birbirine karşıt iki mesajın unutulma hızlarındaki farklılık gecikmeli etkiye yol açmaktadır

  2. #52
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Genotip


    Genotip (genotype) kavramı bireyin her türlü çevre etkisinden bağımsız olarak sahip olduğu kalıtımsal özellikler bütününü ifade etmektedir. Bu özellikler bütünü bireyin DNA'sında mevcut genlerin özel bir bileşkesidir.

  3. #53
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Geştalt


    Wertheimer Koffka ve Köhler gibi psikologların yaklaşımlarının merkezî kavramı olan geştalt görsel algıda çevresel uyaranların örgütlenmiş biçimi olarak tanımlanabilir. Algılamak gerçeklikte biçimler yani geştaltlar ayırdetmektir bir başka deyişle gerçekliğin üstüne bilinen geştaltlar/biçimler yansıtmaktır.

    Örneğin hilal biçimindeki bir şey tek başına tam bir obje gibi değil daha ziyade bir parçası eksik yarım bir daire veya çember (tam veya doğru biçim) olarak algılanır. Aynı şekilde kareler üçgenler dikdörtgenler diğer düzensiz poligonlara göre daha 'tam veya doğru biçimler' olarak algılanır.

  4. #54
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Günlük Psikoloji


    Günlük psikoloji (lay psychology) akademik psikolojiye karşıt olarak naif psikolog durumundaki insanların günlük yaşamlarında diğerlerinin davranışlarını açıklamak ve öngörmek için geliştirdiği psikolojik bilgiler kavramlar teoriler ve akıl yürütmeleri kapsamaktadır.

  5. #55
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Göreceli Yoksunluk


    Göreceli yoksunluk (relative deprivation) kavramı birey veya grupların beklentilerinin konusu olan şeylerden mutlak yoksunluğundan ziyade diğerlerine kıyasla yani göreceli yoksunluk algısını ifade etmektedir.

    Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere göreceli yoksunluk kavramı engellenme-saldırganlık modelinin yeni bir yorumunu içermektedir. Göreceli yoksunluk çoğu kez bir toplumda kaynakların paylaşımı veya yeni kazanımlar konusunda beklenti düzeylerinin yüksek olduğu durumlarda paylaşım az çok eşitlendiği veya tesviye edildiğinde ortaya çıkmaktadır; bu gerçeklikle ilişkisi zorunlu olmayan bir eksiklik engellenme ya da mağduriyet duygusudur.

    Bu tür durumlarda kişiler kendi statü veya kazanımlarını ya hakkettiklerine inandıkları düzeye göre ya da diğerlerininkiyle karşılaştırarak kendi paylarım onlarınkine göre daha az veya küçük olarak algılamaktadır.

    Bazı yazarlar (Runciman 1966) bireysel ve kolektif düzeyde yaşanan göreceli yoksunluk duygularını birbirinden ayırdetmektedir. Kolektif göreceli yoksunluk bir grubun üyelerinin grubun mevcut durumu ile hakkettiğine inandığı durum arasında bir çelişki algılamaları halinde yaşanmaktadır.

    Kolektif protesto hareketleri ve kolektif talepler bireysel göreceli yoksunluktan değil kolektif göreceli yoksunluk algısından kaynaklanmaktadır. Burada grubun diğer gruplara kıyasla gerçek durumu önemli olmadığı gibi grup içinde de tek tek üyelerin kişisel durumu da önem taşımamaktadır hatta çoğu zaman başkaldırı hareketlerine katılan grup üyelerinden bazıları kişisel olarak yüksek bir sosyal statüye veya yüksek başarı düzeyine sahip görünmektedirler (Guimond ve Dube-Simard 1983).

  6. #56
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Heuristikler


    Heuristik özgül sorunların çözümü için kullanılan bir bilişsel süreçtir. Terim eğitim alanında bir öğrenciye öğretilmek istenen şeyi onun bulmasını sağlama yöntemini veya bilimler sisteminde olayların keşfini konu alan bilim dalını ifade etmek için kullanılmaktadır.

    Heuristik terimi sorunlar karşısında doğruluğu kesin olmayan ama çoğu kez etkili görünen bir takım cevaplar oluşturma yollarım işaret etmektedir. Bu yollar etkili olmadıklarında sistematik yargı yanlılıklarına (bias) yol açmaktadırlar. Bu anlamda heuristik kavramı yargı yanlılıklarına göndermektedir.

    Sosyal psikolojide (Tversky ve Kahneman 1974; Kahneman Slovic ve Tversky 1982) günlük psikoloji alanında kullanılmaktadır. Heuristikler özellikle belirsizlik durumlarında karar verme söz konusu olduğunda bireylerin spesifik problemleri çözmek üzere kullandıkları bilişsel süreçlerdir.

    Bu süreçler içersinde çoğu kez çaba ekonomisi uygulanmakta ve kısa yoldan basitleştirici stratejiler izlenmektedir. Örneğin veri veya enformasyonların tümü dikkate alınmamakta yetersiz verilerle yetinilmekte tüm seçenekler gözden geçirilmemektedir. Sonunda az çok kabul edilebilir fakat yanlı sonuçlara ulaşılmaktadır.

    Bu açıdan zihinsel kestirmeler olarak beliren heuristikler rasyonel yaklaşımlarla karşıtlık göstermektedir. Bunun klasik bir örneği vardır. Diyelim ki size kilitli bir kapıyı açmak üzere doğru anahtarın da içinde bulunduğu bir tomar anahtar verilse heuristiklerden birisi kilidin şekline bakarak buna benzer görünen anahtarları denemek olabilir. Rasyonel tutum ise anahtarları bir bir denemektir. Birinci halde kısa yoldan bir çözüm bulunabilir veya bulunamaz. Ama ikinci halde çözüm kesindir.

    Araştırmacılara göre en sık rastlanılan heuristikler örnekleme kolay ulaşma simülasyon ve referans heuristikleridir. Örnekleme heuristikleri (representativeness heuristic) durumunda bir kategorinin öğelerine ilişkin istatistiksel enformasyonları dikkate almayıp özel bir niteliğe ağırlık verilmesi ve benzerliklerin öne çıkarılması söz konusudur. Bunun klasik örneği avukatlar ve mühendisler deneyidir. Bu deneyde bir grup deneğe belirli bir popülasyonda avukatların oranının % 30 mühendislerinkinin % 70 olduğu bilgisi verilmektedir.

    Ardından bu popülasyondan bir kişinin portresi çizilmektedir; "Kemal Bey 40 yaşında evli ve üç çocuk babası. Yerel politikayla ilgileniyor ve el yazması kitap koleksiyonu yapıyor. Tartışmayı seviyor ve güzel konuşuyor. Sizce Kemal Bey'in avukat olma olasılığı nedir?". Deneklerin çoğunluğu Kemal Bey'in avukat olma olasılığını %90 olarak tahmin etmektedir.

    İkincisi kolay ulaşma heuristikleridir (availability heuristic). Burada bir bütün içersinde çeşitli öğelerin bulunma frekanslarını dikkate almak yerine bulunması kolay öğeleri öne çıkarmak söz konusudur (Örneğin bir denek grubuna k harfinin Türkçe'de kullanılma oranları verilse ve ardından bu harfin sözcüklerin ilk veya üçüncü harfi olarak bulunma olasılıklarından hangisinin daha yüksek olduğu sorulsa söz konusu heuristik nedeniyle denekler muhtemelen birinci harf olma olasılığının daha yüksek olduğunu öne süreceklerdir. Veya etrafınızda birkaç kişide belirli bir marka arabanın bulunduğunu dikkate alarak bu markanın daha popüler olduğunu söylüyorsunuz.

    Üçüncüsü simülasyon heuristikleridir. Bunlar gelecekte olacak veya geçmişte olmuş olan bir şeyi belirlemek söz konusu olduğunda kullanılırlar. Örneğin bir arkadaşınızla randevunuza geç kaldınız. Size sorulsa "arkadaşınız ne yapmıştır?". Bu soruya cevap vermek için daha Önce onun çeşitli durumlarda tanık olduğunuz tepkilerini dikkate alarak bir tür simülasyon yaparsınız. Muhtemel seçenekleri saptar (beklememe öfkelenme küsme kaygılanma) ve yargınızı verirsiniz.

    Dördüncüsü referans heuristikleridir. Bunlar hakkında hiçbir enformasyona sahip olunmayan konularda daha önceden bilinen bir referans noktasından hareketle yargıda bulunmayı ifade ederler. Burada bilgi sahibi olmadığınız bir konuda belleğinizde mevcut bir veriyi 'demirleme' noktasını ya da kıyas noktasını temel alarak tahminde bulunuyorsunuz.

    Örneğin herhangi bir kişinin fiziksel olarak ne kadar aktif olduğunu belirlemek için kendi fiziksel faaliyet düzeyinizi ölçü olarak alabilirsiniz. Veya 'şahsen görmediğiniz bir futbol maçında kaç seyirci olduğunu tahmin için daha önceki bir bilginizi (maç yapan takımın popülerliği veya daha önce gördüğünüz bir karşılaşma vb.) kullanabilirsiniz.

    Yukarda özetlenen dört heuristik dışında çeşitli yazarlar tarafından karar verme ve problem çözümü konusunda ortaya konmuş başka heuristikler de vardır; örneğin araştırma heuristikleri gibi.

  7. #57
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Heyecan


    Heyecan psikoloji tarihinde zamana bağlı olarak farklı şekillerde ele alman ve tanımı oldukça güç olan kavramlardan biridir. Başlangıçta fonksiyonalist-biyolojik perspektiften tanımlanmaya çalışılmış daha sonra bilişsel süreçler açısından yaklaşılmıştır. Genel olarak heyecan aktüel duygusal durumda bir kesinti bir değişiklik olarak meydana gelmekte ve bir takım belirgin tepkiler seti halinde ortaya çıkmaktadır.

    Örneğin fizyolojik değişiklikler yüz ifadelerinde değişmeler belirli bir yönde eyleme yöneliş gibi. Uzmanlara göre duygusal sürecin hangi anında heyecanın ortaya çıktığım netlikle söylemek yani heyecanın gerek ve yeter koşullarını saptamak zordur ve heyecanın bu perspektiften doyurucu bir tanımı yapılamamıştır.

    Bunun yerine prototipik bir tanım yolu seçilmiştir (Fehr ve Russell) yani bireyin davranışları bir takım belirtilerin (fizyolojik sübjektif davranışsal tepkiler ve yüz ifadeleri) yüksek düzeyde veya şiddette görülmesi halinde heyecan olarak adlandırılmaktadır. Heyecan anı duygular dünyasının en belirgin bir şekilde farkedildiği an olmaktadır.

    Literatürde heyecansal durumların çeşitliliği ve dilin duygu vokabülerinde yansıyan türlülük esas olarak ve büyük ölçüde iki boyutlu bir uzayda temsil edilmektedir. Bunlar iyi-kötü (rahatlatıcı-rahatsızlık verici) ile güçlü-zayıf eksenleridir. Ancak heyecanları kategorilere bağlamak da mümkündür; Darwin'den esinlenen ve insan türünün temel heyecanları kapsayan bir heyecan repertuvarıyla donanmış olduğunu varsayan bazı yazarlar biyolojik perspektiften hareketle sınırlı sayıda heyecan ayırdetmektedir.

    Örneğin yüz ifadeleri konusundaki çalışmalarıyla tanınan Ekman temel heyecanlar olarak sevinç şaşırma öfke korku üzüntü tiksintiyi saymakta bazıları bunlara ilgi utanma ve suçluluğu eklemektedir.

    Heyecanların anlaşılmasında bir diğer perspektif bilişsel niteliklidir. Bu perspektif oldukça çeşitli teorik çalışmalara yol açmıştır. Bunlar arasında 'heyecanın kör bir biyolojik süreç olmadığı ve durumun birey tarafından değerlendirilmesinin sonucu olduğu' görüşü (Schachter ve Singer); heyecanların ortaya çıkışında 'bilişsel süreçlerin rolünü vurgulayan' görüşler (appraisal theories) (Frijda Lazarus vb.); 'davranışın seyrinin kesintiye uğramasının rolünü vurgulayan' görüşler (discrepeancy theories) (Mandler Miller Oatley vb.); 'şemaların rolünü öne çıkaran' görüşler (schemaüc theories) (Bower Leventhal vb.) sayılabilir

  8. #58
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart

    Heyecansal Bilgi


    Bazı yazarlara göre günlük yaşamda heyecanın ortaya çıkış anında ona eşlik eden koşullar olaylar yer zaman davranışlar aktörler fizyolojik belirtiler yüz ifadeleri gibi öğeler epizodik bellekte temsil edilmekte ve bir şema oluşturmaktadır. Her yeni heyecan bir takım yeni öğeler seti halinde belleğe yerleştirilmekte ve böylece bir tür veri bankası oluşmaktadır.

    Heyecansal bilgi belirli bir duruma karşı heyecansal tepki gösterilip gösterilmeyeceğini ya da heyecanın hangi biçimi alacağını belirleyen bu veri bankasını ifade etmektedir. Bireyin alıcı veya verici olarak doğrudan yaşantıları sonucu oluşturduğu bu veri bankası sürekli genişlemekte ve genişledikçe de heyecan sürecindeki rolü artmaktadır.

    Araştırmalar heyecansal bilginin beslendiği çeşitli kaynaklar arasında sosyal etkileşim kültür ve iletişimi saymaktadırlar. Heyecanlar bir bakıma sosyal durumlara bireysel tepkilerdir ve bu anlamda sosyal etkileşim sürecinde kültürel normlar çerçevesinde ve bireyler arası iletişim içinde şekillenirler.

    Sosyal yaşamı etkileme potansiyeline sahip olmaları bakımından her kültürde sosyal bağlama koşullara göre tanımlanmış yollardan ifade edilirler; nitekim bazı yazarlar heyecanların sosyal inşasından söz etmektedirler.

  9. #59
    Zühre76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.09.2012
    Mesajlar
    78
    Konular
    1
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    480
    @Zühre76

    Standart Cevap: Psikolojide Kavramlar

    merhaba.... yazılarınızı gerçekden güzel buldum.. anladığım kadarıyla burda olumlu düşünme gücüyle başarılmayacak bir engel yokdur.....tşk...

Sayfa 6 Toplam 6 Sayfadan Birinci ... 456

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş