AZERBAYCAN HALK REGSLERİNİN ADLARININ MEYDANA ÇIKIŞI Azerbaycan tarihi boyunca bu diyara gelmiş bir sürü musigi ve mahnı üstadı olmuş, bunlar yüzyıllarca değişik melodiler meydana getirmişlerdir. Ancak ne yazık ki Azerbaycan regslerinin çıkışı, isimleri hakkında çok az malumat edinilebilmiştir. Regs adlarının bir kısmı tesadüfi adlardır. Bir kısmı da tabiata, güllere, çiçeklere, dağlara, derelere, şehirlere aittir. Veya onu meydana getiren kişi ve ailelerinin, kabilelerinin isimlerini

Bu konu 5553 kez görüntülendi 5 yorum aldı ...
Azerbaycan halk regslerinin adlarının meydana çıkışı 5553 Reviews

    Konuyu değerlendir: Azerbaycan halk regslerinin adlarının meydana çıkışı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 5553 kez incelendi.

  1. #1
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart Azerbaycan halk regslerinin adlarının meydana çıkışı



    AZERBAYCAN HALK REGSLERİNİN ADLARININ MEYDANA ÇIKIŞI

    Azerbaycan tarihi boyunca bu diyara gelmiş bir sürü musigi ve mahnı üstadı olmuş, bunlar yüzyıllarca değişik melodiler meydana getirmişlerdir. Ancak ne yazık ki Azerbaycan regslerinin çıkışı, isimleri hakkında çok az malumat edinilebilmiştir. Regs adlarının bir kısmı tesadüfi adlardır. Bir kısmı da tabiata, güllere, çiçeklere, dağlara, derelere, şehirlere aittir. Veya onu meydana getiren kişi ve ailelerinin, kabilelerinin isimlerini almıştır.
    Azerbaycan ve Kars’da değişik karakterli bir çok regs ifa edilir. Bunlar musikisi değişmese de bulundukları bölgelerin karakterleri ile de yoğrularak oradaki halkın öz malı olmuşlardır.

    ABAYI.

    Bu regs Şeki- Zağatala bölgesinde meydana getirilmiştir. Bu yerlerde akıllı kadına ‘abay’denir. Ve regsi akıllı adamlar ve kadınlar oynar derler.Melodisini Şeki’li musikiciler yapmışlardır. Mübalağalı hareketleri olan komik bir regsdir. Temposu ağırdır. Önceleri grup olarak oynansa da, şimdi solo regsine çevrilmiştir. Üç veya dört erkek birden, ancak her kes kendisi için oynar. Bu oyunu şimdilerde ağırlıklı olarak yaşlılar oynamaktadır.

    AVARI ( TALA ).

    Öz menşesi Azerbaycan’da yaşayan Avarlardır. Bu regs Azerbaycanlılar tarafından çok sevilir ve oynanır. Üç değişik ritimde icra edilir; yavaş yavaş sıçrayışlar şeklinde başlar, sonradan orta tempoya geçer, nihayet lezgi ritminde, çok süratle oynanan bir oyun şekline döner.
    Şeki bölgesinde ‘Avarı’ kendine mahsusu melodisi ile solo olarak oynanır, Zagatala’da ise ona ‘Tala’ ismini verirler, hem kadın, hem de erkekler , tamamen başka bir müzik ile ve grup oyunu olarak ifa ederler. Meşhur ve geniş yayılmış bir regsdir.

    AĞIR KARADAĞI.

    Garadağ’da meydana getirilmiş regs melodisidir. Şeki ve Zagatala bölgelerinde geniş yayılmıştır. Ağır, aram ritimde ifa edilir. ‘Abayı’ regsine benzer, hem yaşlılar, hem de gençler oynar.

    AZERBAYCAN.

    Son derece şen, coşkulu, melodik eski bir dansdır. Onu yanlız erkekler oynar. Şimdi bu melodi çok nadir hallerde ifa edilmektedir. Azerbaycan bestekarı M.Magomayev kendi bestelediği ‘Nergiz’ operasında bu regsin müziğinden istifade etmiştir. Eskiden ‘Azerbaycan’ çok meşhur bir regs idi ve büyük merasimlerde, bayramlarda oynanırdı. Coşkun melodisi, hem çalanların, hem de ifa edenlerin virtüöz gibi maharetli olmalarını gerektirir.

    ALÇA GÜLÜ.

    Melodisi 1910-1912 senelerinde Şamahı bölgesinde Kalva kentinin sakini halk musikicisi Eli Kerimov tarafından meydana getirilmiştir. Ve daha bir çok regsin de melodilerini gene Eli Kerimov yapmıştır. Temposu süratlidir ve onu kadınlar ifa ederler. Şimdi de hevesle icra edilmektedir.

    ASMA- KESME.
    Bu regs en eski, en ananevi toy merasimi regsidir. Şimdilerde Nahçıvan’da ifa edilir. Bu musikinin sedaları ile gelin baba evinden damat evine getirilir ve kadın ve genç kızlar onun karşısında oynarlar. Mahnı ile beraber oynanır. Regs edenler ve seyredenler mahnıyı okurlar.
    Temposu yavaştır, ancak mübalağalı sıçrayışlara da yer verilir.

    ASTA GARABAĞI.
    Adından da anlaşılacağı üzere bu regs Garabağ’da meydana gelmiştir. Ancak Nahçıvan ve Şahbuz’da da çok sevilir ve oynanır.
    Nahçıvan’da bu regse sadece ‘Garabağı’ derler. Çok eski bir regsdir. Nahçıvan’ın Hınçov kentinde bu regsi yalnızca yaşlılar ve kadınlar oynar. Hareket düzümleri sabittir, ağır oynanır.
    Şahbuz’da bu regsi yalnızca kadınlar ifa ederler. Temposu aramdır.

    AY BERİ BAH ( ŞEŞEBEY ).
    En meşhur vokal melodilerinden biridir. Ağdam’da mahnılı- regs şeklinde meydana getirilmiştir. Ancak Baku ve Şeki’de daha çok yayılmıştır.Yalnız kadınlar tarafından ve milli bayramlarda oynanırdı. Çok eskiden Yallı formunda ifa edilirdi, ancak şimdi hiç bir yerde oynanmamaktadır., sadece mahnı şeklinde işitilmektedir.
    Eski musiki sanatçısı İbad Fetullayev bu mahnı- regsin ilk adının ‘Şeşebey’ olduğunu söyler. Öyle ki;
    ‘ Pencereden daş gelir.
    Ay beri bah, beri bah,
    Humar gözden yaş gelir,
    Ay beri bah, beri bah.
    Şeşebeyin gızları,
    Ay beri bah, beri bah.’



    BENÖVŞE.
    Nahçıvan musigicisi Sefer Recebovun dediğine göre bu regsin melodisini Bakü’lü tarzen Ehed Eliyev meydana getirmiştir. Ancak başka bir fikre göre de gerçek sahibi Şamahı bölgesinden Kalva kenti sakini Kerimov’dur, ki folklor tetkikçilerinin de araştırmaları bu ağırlıktadır. Regs 1910 yıllarında meydana getirilmiş, halk şenliklerinde ve profesyonel sahnelerde ifa edilmektedir.

    BRİLYANT.
    Bu regsin iki değişik şekli vardır. İlki 1920-22 senelerinde Bakü’de meydana getirilmiş olup temposu çok süratli ve melodisi oynaktır, erkekler oynarlar.
    Ayni adlı ikinci şeklini ise sadece kadınlar oynar, ilk regsden daha sonra Nahçıvan’da meydana getirilmiştir. Melodisi ince olup, temposu ağırdır.

    VAĞZALI ( GARABAĞIN AĞIRI, GELİN REGSİ ).
    Azerbaycan halkının en sevdiği regslerden biridir. Melodisi son derece zarif olup yumuşak hareketlerle oynanır. Oynanmadığı, müziğinin işitilmediği bir toy düşünülemez.
    Vağzalı, kendi öz adından da eski bir regsdir. 15.yy.larda Azerbaycan’a Karakoyunlu’ların bir kabilesi yerleşmiş, çokça mahnı ve regsler yaratmışlardır. Lakin bunlardan tarhde hiç bir iz kalmamıştır. Ancak tek bir melodi günümüze kadar gelip çatmışdır ki, Şeki bölgesinde Tepecennet, Çay Garakoyunlu, Şirinbulağ gibi kentlerde yaşayanlar tarafından korunup saklanmıştır. İşte bu melodi ‘Garabağın ağırı’ ve ‘Vağzalı’ nın melodilerine çevrilmiştir.
    Pek itibar edikmese de Şeki sakinleri ‘Vağzalı’nın melodisinin ‘Denize girme’ mahnısının melodisi olduğunu söylerler. Ancak musiki üstadları bu benzerliğin sadece mahnının ilk iki satırı ile alakalı olduğunu , başka hiç bir yerinin benzemediğini ifade ederler.
    Bu regsin adı biraz da demiryoluna hasredilmiştir. İlk defa Azerbaycan’da demiryolları 1883 yıllarında Bakü Tiflis arasında ulaşıma açılmış, önceleri sadece neft taşınırken daha sonra yolcu taşımaya da başlamıştır. Bir şehirden diğer bir şehire komşu ve misafirleri ile beraber gelinler de gidip geldiler. Vedalaşma ve bey evine gitme törenlerinde ‘Garabağın ağırı’ regs melodisi meydana çıktı. Bütün Zagafgaziya’da şimdi bu melodi ‘Vağzalı’ adı ile meşhurdur. Gelinin baba evinden çıkıp damat evine gitmesi gibi kızın hayatında ki çok önemli günün ve bu günü paylaşan akrabalarının ruh halini anlatır ‘Vağzalı’.
    ‘Vağzalı’ regsi cazibeli, hareketli ve son derece lirik bir dansdır. Onu incelikle, süzgün ve akıcı hareketlerle oynamak gerekir.

    VELAÇOLA.
    Bu regs 1920 yıllarında Lerikin yakınlarındaki Velaçola kenti yerli musikicileri tarafından meydana getirilmiştir. Bu musigi o kadar oynak ve güzeldir ki, regs ve musigisi çuk uzak bölgelerde bile severek dinlenir ve oynanır. Temposu ağırdır. Lerik ve Lankeron bölgelerinde şimdi bile ifa edilir.

    GAZAĞI.
    En eski Azerbaycan regslerinden biridir. Adından da belli olacağına göre bu regs Kazak bölgesinde meydana getirilmiştir. Ancak şimdi bile en geniş yayılmış regsler arasındadır. Oldukça hareketli, coşkun bir regsdir. Akıcı ritmi kendine has bir özellik gösterir.
    ‘Gazağı’ dövüşçü regsidir. Eskiden yürüyüşe ve harbe giderken ifa ederlermiş.
    Bu regs profesyonel grupların repertuarında özel bir yer tutar. Onu maharetli erkek gruplar oynar. Çok değişik ve zengin teknikleri vardır.
    Bu regs solo olarak da ifa olunur. Oynayanların her biri kendi öz kabiliyetini, regsi ne kadar oynayabildiğini gösterir.

    GAYTAĞI ( OĞLANLAR REGSİ ).
    Asırlar boyu Azerbaycan’da en çok konuşulan ve üzerinde işlenen bir regsdir. Regsin özü ritmine ve hareketlerinin kuruluşuna göre ‘Lezginka’ya yakındır. Ondaki hızlı tempo, parmak üstü durma, diz üstünde dönme ‘Lezginka’ya has tekniklerdir.
    Bu regs hakkında en eski musigiciler bile bir şey bilmemektedir. Sadece Lenkaran’da meşhur olan Hududat ‘Gaytağı’yı kendi repertuarına dahil etmiştir ve bilinen tek malumat budur. Şeki’de eski tarzen İbad Fetullayev, Garabağ’da çok eskiden aram ritimli ‘Gaytağı’ isimli bir regs olduğunu söyler.
    Görünen odur ki, bu regsin kökleri Azerbaycan’da değildir. Abbasgülü Ağa Bakihanov ‘Gülüstan i İrem’ isimli kitabında ‘Gaytağ’ın Dağıstan’ın üç eyaletinden biri olduğunu yazar. Gerçekten şimdi bile Dağıstan’da Gaytağ bölgesi var olup, yaşlılar ‘Gaytağı’ oynarlar. Eski tarihlerin yazdığına göre, hem Dağıstan, hem de Azerbaycan’daki kabileler zaman zaman birbirlerinin topraklarına göç ettiler. Dağıstan’da Derbent bölgesinde Azerbaycan’lılar, Azerbaycan’da da Guba, Zagatala, Baleken bölgelerinde lezgiler çoktur. En büyük göçler Feteli Han devrinde olmuş, Gaytağı kabilesi de bu regsin yaratıcısı olmuştur.’Gaytağı’nın ritmindeki ve hareketlerindeki Dağıstan karakteri buradan ileri gelir. Azerbaycan’lılar bu ihtiraslı ve oynak regsi kabul etmiş ve onda çok şeyi de değişmişlerdir. Ve onun özüne uygun düzümlü yeni regsler yaratmışlardır. Şöyle ki; ‘ Ağamalı, Gerati, Kendiri, Kömürü ‘ gibi ‘Gaytağı’ ahengine uygun gelen Azerbaycan regsleri böyle yaratılmıştır.
    Profesyonel dansçılar ve folklor uzmanları bile ‘Gaytağı’nın orijinal halini meydana çıkaramamışlardır.
    ‘Gaytağı’ muhtelif adlarda , mesela ‘Oğlanlar regsi’ ve diğer adlarda da ifa edilmektedir. Ancak sadece isimleri değişmekte, birbirlerinden hiç bir şekilde farklı olmamaktadırlar.
    Üzeyir Hacıbeyov ilk defa olmak üzere, Niyazi, Tofig Guluyev, Rauf Hacıbayev gibi Azerbaycan bestekarları ‘Gaytağı’ yazmışlar, devlet mahnı ve regs topluluğuna kazandırmışlardır. Böylelikle ‘Gaytağı’ yeniden canlandırılmış ve ikinci bir hayatına başlamıştır.

    GOÇELİ.
    Bu regs eşkiya Eli’ye hasrolunmuştur. Regs, İnkilaptan evvel Bakü’de bulunan eşkiyaların silahlı hayat tarzını gösterir. Cinayet işleyen, adam öldüren, kaygısız, işe yaramaz bir adam temsil edilir. Eşkiyaya has yüz ifadeleri ve gülüşleri yansıtır. Erkek gruplar halinde oynanır. Bir goçeli ortaya çıkar, beyaz sakalları ve bastonu ile mizansenli oyunu oynar. Müziğin ritmi ağır başlar, çok hızlanır, tekrar ağırlaşır. Lirik çok güzel, oynak bir musukisi vardır. Regs her yerde oynanmaz, belli heveskarlar oynar.

    İKİ ARVADLI.
    Bu komik, güldürücü karakter taşıyan regs Şeki bölgesinin Gardağlı kentinde yaratılmıştır. Erkeklerin oynadığı regsin ifasında oynayan belli sözlerle regse renk katar.

    GIZLAR BULAĞI.
    Bu regsde bahsedilen bulağ, Nahçıvan yakınlarındadır. Eskiden burada kızlar toplanır, çalıp oynarlar, mahnı okurlardı. ‘Gızlar bulağı’ regsi buradan meydana gelmiştir. Bu regsin melodisi şimdi de Nahçıvan’da işitilir. Nahçıvan’lı musiki sanatçısı Sefer Recebov’un anlattığına göre, Ehed Eliyev ‘Gızlar bulağı’ melodisinden istifade ederek ve onu değişik bir şekilde işleyerek meşhur ‘ On dört nömre ‘ regs melodisini yaratmıştır.
    Regs orta ritim hızındadır. Oldukça lirik ve zarifdir. Hareket dizilişleri bir hat boyu süzülmeden ibarettir.

    GIZIL GÜL.
    En güzel kadın regslerinden biridir. 1930-40 yıllarında Azerbaycan’ın her yerinde, özellikle Bakü ve Nahçıvan’da yayılmış, orta ritimde ifa edilen eski bir regsdir. Regsin hareket dizilimi temkinli ve utangaçvaridir. Şimdi de arada bir ifa olunur. Bu regsi daha çok şehir toylarında genç kadın ve kızlar oynarlar.

    GITGILIDA.
    Bakü’de yayılmış en eski kadın regslerinden biridir. Ritme uygun olarak el çalınır. Utangaç, çaresiz gelin korka korka dans eder. Birden kızgın kaynana ortaya çıkarak elini kolunu sallayarak dans etmeye başlar. Gelinin tarafını tutan genç coşkulu bir kadın çıkarak birbirleri ile atışarak oynarlar.
    Bu regsde ifacıların her birine imkan verilir, o da kendi rolü çerçevesinde, kendi anlayış ve fırsatı ile oyunu oynar.



    DARÇINI.

    Mübalağalı olarak ağır ritimde oynanan bir regsdir. Vurguların sesi belli edilir.
    Üzeyir Hacıbeyov ‘Meşedi İbad’ operasında bu regsin melodisinden istifade etmiştir.

    DARTMA, YAHAM CIRILDI.
    Adından da anlaşılacağı üzere komik bir regsdir. Temposu aramdır. Eskiden Şeki’de ve çevresinde çok yaygın idi. Şimdi regs müziği unutulmuştur. ‘Dartma, yaham cırıldı’ mahnı idi, onun melodisi ile regs ederlerdi.

    DESMALI.
    1932 de Nahçıvan’da tarzen Nesir Nesirov tarafından yaratılan regs melodisidir. Son derece oynak, şen, coşkun tempoda giden bir regsdir. Ellerinde tek veya nadiren iki mendil tutarak regs ederler. Bazen mendil yok ise baş örtüsünden de istifade ederler. Ancak böyle olduğunda regsin karakteri değişir.
    Bu regsi aslında kızlar oynar. Nahçıvan’da erkekler de ifa ederler. Bir zamanlar Bakü’de çok yayılmış bir regs idi.


    Cenubi Azerbaycan’da şehir adıdır. Yaklaşık 1880-90 selerinde Bakü’de yaratılmış regs melodisidir. İfa tarzı süzgündür. Regsin ahenginde gençlere minnetdarlık sedası, hoş arzu hisleri vardır. ‘Enzeli’ ananevi regsdir, toy evveli oynanır. Erkekler ve kadınlar ellerini dirsekten az bükülmüş olarak kaldırırak ve ritme uygun alkış yaparak oynarlar.
    ‘Enzeli’ aslında yaşlı adamlar tarafından oynanır. Ancak gençler de ifa edebilirler. Ağır ve hızlı ritimde, musikileri de değişik iki ‘Enzeli’ vardır.

    ZOĞALI.
    Şeki’de meydana getirilmiş aram, hezin, çok eski bir regsdir. Onu kadınlar, çoğu zaman da genç kızlar ifa ederler. Yaşlılar ‘Zoğalı’ nın mahnılı bir regs olduğunu, zaman içinde mahnının unutulup sadece regs olarak kaldığını söylerler. Onun metnini ve melodisini ne yazık ki hiç kimse bilmiyor. Hatırlarda regsin sadece adı kalmıştır.



    İNNABI.
    En meşhur kadın regslerinden biridir. Bu regs varlıklı kadınların evlerinde meydana gelmiştir. Onu adetten konaklardan olan iki reggase ifa edermiş. Çarşaf gibi başörtüleri ile düzülmüş ve altına takılmış kızıl pullar, çok pahalı kehribar, inci (mirvari ) ve kızıl boyunbağı olması gereken takılardı. ‘İnnabı’yı Bakü’de yalnız kadınlar oynardılar. Bazı bölgelerde ise hem kadınlar, hem de erkekler oynardı. ‘İnnabı’ bir rivayete göre Bakü’lü tarzen halk musigicisi Tati tarafından yaratılmıştır. Ama doğru olan şudur ki, bu çok eski halk regsini Tati ancak 1902 senelerinde işleyip hazırlamıştır.
    ‘İnnabı’ son derece melodik, zarif bir regsdir. Reggaseler yüzlerini gizleyerek süzgün bir şekilde muhtelif istikametlerde oynarlar.

    YERLİ REGS.
    Zagatala, Balaken bölgelerinde çok geniş yayılmış bir regsdir. ‘Gaytağı’ ritmindedir.

    YÜZ BİR ( SOLMAZ ).

    Mahnı ile beraber oynanan, çok geniş yayılmış bir regsdir. Şimdilerde yalnız regs olarak ifa edilse de eskiden mahnı ile beraber ifa edilirdi.

    Amandır, pervaz eleme
    Gel yanıma, naz eleme
    Al, al, al, al;
    Al meni canımı, rehm eleme,
    Bivefa olma, ay yarım
    Saralıb, solma, ay yarım Ha-ha-ha-ha

    Gözleyirem yollarını
    Sal boynuma gollarını
    Al, Al, Al, Al;
    Al menim canımı, rehm eleme,
    Bivefa olma, ay yarım
    Saralıb solma, ay yarım
    Cefakeş olma, ay yarım
    Ha-ha-ha-ha.

    Temposu hızlı olup, rengarenk hareketler ile ifa edilir. Hem erkekler, hem de kadınlar oynar. Eskiden çok meşhur olan bu regs şimdi nadiren hatırlanır. Kars’da daha değişik bir musiki ile oynanır.

    KEÇİ MEMESİ.
    Bir gösteri regsidir. Keçi sağmayı canlandırır. Eller ve vücut başa doğru eğilerek ifa edilir. Temposu aram, bazen hızlıdır. Ahenkli bir müziği vardır.Arada bir Bakü’de ve Nahçıvan’da erkekler oynarlar.

    KENDİRİ.
    Kendir, Şeki bölgesinde halk şenliklerinde istifade edilen bir eşyadır. Kendirbazlar ustalıklarını, oyun maharetlerini kendir üstünde regs ederek gösterirlerdi. ‘Gaytağı’ ritminde, hızlı, coşkulu bir regsdir. Melodisi geçen yüzyılın öncelerinde Şeki’de yaratılmıştır.

    KESME.
    Azerbaycan’da ifa olunan en eski regslerden biridir. Melodisi sade, ancak meraklıdır. Komik bir regsdir ve onu erkekler oynar. Atlam, vurma, sıçrama hareketleri vardır ve ifacılar bunu mümkün olduğu kadar komik bir tarzda yapmaya çalışırlar.
    Bu regs Nahçıvan’da, Fuzuli bölgelerinde yayılmıştır.
    Karabağ’da da ifa edilen ‘Kesme’ regsinin karakteri ayni olsa da, melodisi değişiktir.

    KOROĞLU.
    Cengaverlik regsidir. Azerbaycan halk kahramanı Koroğlu’nun şerefine böyle adlandırılmıştır. Çok eski zamanlarda ifa edilmiştir. Melodisi zamanla değişmiştir. ‘Koroğlu’ nun musikisi tar veya kemançe ile çalınmaz. Zurna ve nağara ile ifa edilir. Umumiyetle cengi döğüşünden önce ifa olunarak, el ve kolların oynatılması ile icra edilir. Regs keskin vurguludur. Temposu aram, bazen de hızlıdır. Şeki ve Kazak bölgelerinde geniş yayılmıştır.

    KOROĞLUNUN GAYTANMASI.
    Bu regs de cengaverlik ve dövüş regsidir. Süratli bir temposu vardır, çok dinamik bir regsdir. Davul ve zurnanın gür sesi oynayanlara cengaver ruhu verir.

    GOFTA.
    Ağır tempolu bir kadın regsidir. Bakü şehrinde yaratılmış, Nahçıvan’da da yaygın bir şekilde ifa edilir. Yaşlı kadınlar mahnı eşliğinde oynarlar.
    Gofta diktim göbekten,
    Bir yar sevdim ürekten,
    Yarım mene saat aldı,
    Bilerziyi bilekten.

    GELİN ATLANDI.
    Ananevi karakterli eski bir merasim regsidir. Ağır tempolu ve oldukça melodiktir. Cebrayil bölgesinde onu musigi ahengi ile gelin oynar. Eskiden Şeki’de ayni bu ad ile, ancak başka bir musigi ile oynanan bir oyun da vardı. Gelin getirmeye giderken ve gelini baba evinden getirirken çalarlardı.

    GELİN HAVASI.
    En eski Azerbaycan regslerinden biridir. Onu Lenkeran’da gelin getirmeye giderken oynardılar. Bu oyun havasını çok tantanalı bir şekilde zurna ile çalarlardı. Musikisi cazibeli, temposu ağırdır.
    Gelini bey evine bıraktıktan sonra da ‘Gelin havası’ çalınır ve gençler ve kadınlar oynar.

    GÜLGEZ.
    En meşhur kadın regslerinden biridir. Özellikle Bakü ve Nahçıvan’da toylarda uzun seneler ifa edilmiştir. Hazin ve lirik musikisi eşliğinde süzgün ve zarif hareketlerle oynarlar.
    Bu regsin musikisini 1904- 1905 yıllarında ney çalan Nahçıvan’lı Heseneli yaratmış ve karısı Gülgez’in adını vermiştir.
    1947 senesinde Bakü’de Gülgez’in musikisine dayanarak bal regsi oluşturulmuştur.

    GELİN GETİRME.
    ‘Halay’ silsilesinden olan ve toylarda, ananevi merasimlerde ifa edilen bir regsdir. Gelin daha baba evinden çıkmadan yaşlı kadınlardan biri oynamaya başlar, daha sonra ona iki üç kadın daha katılır. Peşinden genç kızlar ve gelinin yakınları, en son da gelinin kendisi oyuna iştirak eder. Kızlar hem regs eder, hem de mahnı okurlar.
    Gelin gelsin, hoş gelsin,
    Bereket getirib bize gelsin,
    Oğul yiyesi, gız yiyesi olsun,
    Evinde yahşi olsun.
    Bu arada satırlar arasında da nakarat şeklinde şöyle derler;
    Gonag ol, gonag ol.
    Regs, ritmi değişken, coşkun, oynak ifalı bir regsdir.

    GÜLMEYİ ( A GÜLÜM HEY ).
    Eski ananevi bir regsdir. Şimdi de İliç bölgesinde oynanır.
    Yallı formunda olan bu regs, gelini yakınları ve arkadaşları tarafından toy öncesi kına yakma merasimlerinde oynanır. Adete olarak, gelin daha baba evinden çıkmadan onu görmeye gelenler gittikten sonra 5-10 kişi ile oynanır.

    LALE.
    Eski bir regsdir. Gence’de meydana getirilmiştir. Orta tempoda ifa olunur. Regsin karekteri oynak, hatta çok süratlidir. Onu kızlar oynar. Oynayanlar musikinin ritmine göre dönerek oynarlar. Oyun içinde muğam hissesi ( segah ) de vardır,regs eden olduğu yerde sağa sola süzme şeklinde hareket ederek oynar.

    MİRVARİ ( TORGSİN, ÇARLİSTAN ).
    Bu regs 1930 veya daha önceki senelerde meydana getirilmiştir. İlk adları ‘Torgsin’ ve ‘Çarlistan’ olan bu son derece melodik ve güzel regse bu adlar yakıştırılmadığından, 1950 senelerinde Kürdemir zurnacılarından H.Hüseyinov ona ‘Mirvari’ adını verdi. Bu regsi yalnız kadınlar oynar.

    MİRZEYİ.
    ‘Vağzalı, Uzundere, Terekeme’ gibi ‘Mirzeyi’ de Azerbaycan halkının en sevdiği regslerden biridir. Bu regs ayrıca, Gürcistan, ermenistan musikicilerinin de repertuarında önemli bir yer tutar. Azerbaycan’ın her yerindeki toylarda, şenliklerde çalınıp oynanır. Bunu hem erkekler, hem de kadınlar ifa ederler.
    Ancak ‘Mirzeyi’ aslında kadın regsidir. 1860-70 senelerinde Garabağ’lı ney çalan Mirze tarafından yaratılmış ve onun adı verilmiştir. Regs öz karakterini kaybetmeden günümüze kadar gelmiştir.

    MÜCESSEME.
    Astara, Lenkeran ve Lerik’de vaktiyle çok meşhur olan bir regs idi. Bu regsin kökleri oldukça derindir. ‘ Mücesseme ‘ heykel demektir. Ve onu ekseriyetle yaşlılar ifa ederler.
    Regsin özü dinamik, yeknesak hareketlerden ibarettir ve raks eden heykel gibi donup kalır. Müzik eşliğinde ağır ağır elleri ve bedeni ile muhtelif şekilde hareketler yapar. Birden musiki kesildiğinde, o da kaldığı pozisyonda hareketsiz durur. Seyredenleri güldürmek istiyorsa, garip bir pozisyonda kalır. Eğer dengesiz bir pozisyonda kalmış ise, müzisyenler onu düşürmek için fasılayı kasten uzatırlar. Sonra ağır ağır yeniden çalmaya başlarlar. Regs eden de iki defa dizlerini büker ve regse devam eder.
    Mücesseme’yi adet olduğu üzere tek erkek oynar. Onu kadınlar oynamazlar. Oynayan ona pandomim de ekler. Bazen bıyıklarını burar, elini beline koyarak etrafına mağrur bakışlar atar.
    Son zamanlarda Lankeran’da Mücesseme’nin değişik şekilleri meydana çıkmıştır ve Daşdemir Memmedov tarafından sahneye koyulmuştur. Sahnede bir bey vardır, iki veya üç tane de cesaretsiz şehirli. Bey onlara kötü davranır, kamçı ile vurur, onlarda ona karşı gelirler ve bunu regs ile gösterirler. Ancak unutmamalıdır ki Mücesseme, aslında bir solo regsidir, kütle olarak sadece sahnede ifa edillebilir.

    MİSRİ.
    Köroğlu’nun kılıcının adıdır. Regsden çok marşa benzer. Ahenkli, enstrumantal aşık melodisidir. Azerbaycan pehlivanları bu musiki ile güreşmişlerdir. Çoğu zaman Şeki, Zagatala ve Karabağ’da davulun gür ritmi ve sedası altında çalınır.

    ON DÖRD NÖMRE. ( GARABAĞ ).
    Regsin sıra numarasıdır. Erkekler ve kadınlar oynar. Regs mülayim, ağır tempoda, hazin bir tarzda ifa olunur. Karabağ’da regse metin de ilave ederler.

    Geline bah, geline,
    Darağ almış eline.
    Geline söz demeyin,
    Küsüb geder evine.
    Boyuna gurban, ay gelin,
    Toyuna gurban, ay gelin.

    NAZNAZI.
    İnce ve süzgün kadın regsidir. Mülayim, bir yerinde tremola ile seslerin süratli tekrarı ile zenginleştirilmiş melodisi vardır. Tremola, ifacıya olduğu yerde dönme momentlerini hatırlatır, oyunu süzgün ve ince hareketlerle sürdürme imkanını verir.



    PEHLEVANI.

    Genç pehlivanlara adanmış eski bir regsdir. Şeki bölgesi dağlarında meydana çıkmış ve Abillah Ceferov tarafından işlenmiştir. Diğer bir adı da ‘ Pehlevanlar ‘ regsidir. Bu regsi sadece pehlivanlar değil, yüreği kuvvetli, kendini göstermek isteyenler de ‘ Zorhana ‘ güç sınamasından evvel oynarlar.
    Oldukça dinamik ve hareketli bir regsdir. Pehlivanlar öz güçlerini göstermekten daha çok maharetlerini göstermeye çalışırlar.
    ‘ Pehlivanı ‘ nadir de olsa, şimdi de bazı bölgelerde ifa olunur.

    RENGİ.
    Çok eski bir kadın regsidir. Gence’de yaratılmıştır. Temposu ağırdır. Çok değişik ve çeşitli hareketleri vardır ki bu ona özgü olup regse bir renk katar. Ender de olsa Nahçıvan’da bu regs halen oynanır.

    SAMUH.
    Samuh kentinde meydana çıkmış, Şeki ve Varteşen bölgelerinde de geniş yayılmıştır. Son zamanlarda çok az ifa edilir. Ağır tempolu bu regsi hem kadınlar, hem de erkekler ifa ederler.

    SARIBAŞ.

    Gah bölgesindeki kentin adıdır.Hızlı tempoda icra edilen eski bir regsdir. Hem erkekler, hem de kadınlar ifa ederler. Şeki bölgesinde de oynanır.
    Bu regsi yaşlılarda oynarlar. Bestekar Sultan Hacıbeyov ‘Gülşen’ baletinde bu regsin melodisinden istifade etmiştir.

    SEMENİ.
    En eski regslerden biridir. Daha çok baharın gelmesi münasebeti ile yapılan ananevi şenliktir.
    Semeni’yi yalnız kadınlar ve kızlar oynarlar. Sözlü olarak Azerbaycan’ın her yerinde oynanır. Pilav getirilir ve mahnı söylenerek bayram şenliği ile kutlanır.
    Semeni’nin regs formuna yakın zamanlara kadar Nahçıvan’da rastgelinebilirdi.

    TAMARA.
    Yaklaşık 1916 - 17. yıllarda Bakü’de yaratılmıştır. Bu ad düğünlerde Azerbaycan regslerini ifa eden meşhur Salyanlı reggase Tamara’nın şerefine verilmiştir.
    Oldukça cazibeli, lirik bir regsdir. Ağırlıklı olarak kadınlar, bazen de erkekler tarafından ağır tempolu bir tarzda ifa edilir.
    Regsin musikisinde ifacılar tarafından yapılan renkli ritmik vurgular vardır. Regse mugam okuması ile başlanır.

    TEREKEME.
    Bu çok eski zamanlarda Azerbaycan’a yerleşmiş bir kabilenin adıdır. Terekemeler yazın yaylalarda, kışın kışlaklarda yaşarlardı. Garabağ, Şamahı ve Şeki’de yaşarlardı. Regsi Terekemelerin kendileri yaratmıştır. Ancak ne zaman yaratıldığı bilinmemektedir. 163 yaşındaki Şire’li Müslümov gençliğinde işittiği regsler içinde Terekeme’yi de hatırlamaktadır. Buradan da anlaşılmaktadır ki, Terekeme gerçekten de çok eski bir regsdir.
    Ayni melodiye sahip iki Terekeme vardır. Birinci şekli Terekemelerin yarattığı ağır ve hüzünlü regsdir, Garabağ ve Baku’de yayılmış olup yalnızca kadınlar oynar. İkinci şekli ise Nahçıvan ve Şeki’de yayılmış olup, daha çevik, oynak, kırık sesli, geniş hareketli bir regsdir. Erkekler ve kadınlar ifa ederler.
    Terekeme şimdi de Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde çok meşhurdur ve profesyonel regs topluluklarının repertuarlarına dahil edilir.

    TOY REGSİ.
    Nahçıvan’da oynanılan eski, ananevi bir regsdir. Beyin genç akrabaları bu regsi gelini getirirken faytonun önünde oynardılar.
    Regs, ‘ Yallı ‘ formundadır, yan- yana adım atarak oynanır. Oynayanların çoğunun elinde yanar meşale olur. Meşaleleri gelini getirirken yakarlardı. Regs edenler ise birbirinin elinden tutarlardı. Regs mahnı ahengi ve nağaraların gür ritimleri ile ifa olunurdu. Mahnı regsin sözleri düğün sırasında söylenirdi.
    Bey evinin önünde mahnı ve regs tekrar edilirdi. Bu defa sayıca daha fazla insan iştirak ederdi.

    TURACI.
    19.yy. evvellerinde meydana çıkmış, güzel dağ kuşuna ithaf edilmiş eski bir regsdir.
    Azerbaycan’ın her yerinde geniş yayılmıştır. Hazin, kalbi okşayan musikisi vardır.
    Nahçıvan’da bu regs için şöyle bir efsane anlatılır; Garabağ hanı Necetgülü’nün çok güzel bir reggasesi varmış. Hanın oğlunun düğününde reggase çok ince, çok güzel bir regs yapmış. Buna hayran kalan han, onu övmüş ve bu regsi Turac gibi oynadığını söylemiş, onu hediyelere boğmuş. O zamandan beridir de bu regs ‘ Turacı ‘ diye adlandırılır.
    Regs bir derece Turacın uçuşunu hatırlatır. Turac yavaşça, süzülerek uçar. Ancak bir okçu onu yaralar, gittikçe zayıflayan kuş, çırpınır durur. Halsizlikten düşerek yere serilir, sonra yeniden kuvvet toplayarak coşkun bir ihtirasla uçar, gider. Dans edenin bütün hareketleri kuşun uçuşunu, havada süzülmesini, yana açılmış kolları ve parmakları kuşun kanatlarını tasvir eder.

    UZUNDERE.
    Oldukça cazibeli, zarif ve lirik ifadeli bir regsdir. Bir gelin için yaratılan bu regs o kadar meşhurdur ki, sadece Azerbaycan’da değil, Gürcistan’da ve ermenistanda da en sevilen regslerden biri olarak kabul edilir.
    Uzundere çok eski bir regsdir. Garabağ’da, Ağdam ve Göytepe arasında bir dere vardır, adına ‘ Uzundere ‘ derler. Yaşlıların söylediğine göre, bu regsin adı bu dereye hasr edilmiştir. Burada adet üzere regs ederlermiş. Gene bir rivayete göre ‘ Uzundere ‘ Terekeme isimli göçebe kabilenin dağlara yayalalardaki otlak yerine giderken yol üstü dinlenme yeri olan bu bölgede, diğer komşu kentlerden gelenlerle dostluk ilişkileri kurarak, beraber yapmış oldukları regslerden en meşhur olanıdır.
    Başka bir rivayette de, gelin geldiğinde uğur olsun diye bu dereden geçer, komşu kadınlar da regs ederek ona can sağlığı ve hoşsohbetlik dilerlermiş. En hakikate uygun olan rivayet de bu kabul edilir. Uzundere’nin müziği oldukça ince, lirikdir. Kızgın ve sert tabiatlı koçerilere değil, geline hasr olunmuş toy regsine daha çok yakışır bir melodidir.
    Şeki’de geçmiş zamanlarda bey evinde toy üç gün devam ederdi. Dördüncü gün kadınlar eve doluşur ve bütün musiki çalanlar da kadın olur, yüzü örtülü oturan gelini oynamağa davet ederlerdi. Gelin duvağını çıkarır ve ‘ Uzundere ‘ oynardı. Şeki’de bu regsi milli kıyafetleriyle oynarlardı.
    Ucar ve Gökyay’da bu regsi tek erkek veya bir erkek bir kadın beraber oynarlar.
    Regsin karakteri ve musikisi kadın ifası için daha uygundur.
    ‘ Uzundere ‘ bazı yerlerde, mesela Zagatala’da ayni ritimde, ancak başka musiki eşliğinde sadece erkekler tarafından oynanır. Şu da bir gerçek ki, bu iki değişik ‘ Uzundere ‘, ayrı ayrı zamanlarda meydana getirilmiştir.
    Çok eskiden Uzundere, hızlı tempolu oyun Yallısı şeklinde de oynanırdı. Erkekler ayrı, kadınlar ayrı dizi haline geçer oynardılar. Erkeklerin Yallıbaşı eline bir çubuk, kadınların Yallıbaşı ise mendil alırdı. Her iki grubun regsinden sonra da kadınların yallıbaşısı mezheke tarzında savaşa başlardı.
    Şeki’de Kişkend kentinde yaşlılar şimdiye kadar hep ayni musiki ile Yallı- Uzundere oynarlar.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Azerbaycan halk regslerinin adlarının meydana çıkışı

          Kategori: Azerbaycan Tarihi

          Konuyu Baslatan: Emine

          Cevaplar: 5

          Görüntüleme: 5553


  2. #2
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    ÜÇ BALAM BİR GOZ.
    Bu regsin adı Azerbaycan regslerinin ekseriyetinin melodilerine has olan ahenk tarzını, ritmik şekli ifade eder. ‘Üç balam bir goz’ regsi eskiden Şeki’de yaratılmış, sonradan mahnı metni ilave olmuştur. Onun mahnısını vaktiyle Cabbar Garyağdıoğlu ve Elesker Abdullayev gibi ustalar okurdular. Bu mahnı- regs ayni zamanda mezheke tarzındadır da. Onu en iyi ifa edenlerden biri de 1940 larda davul çalan Ehmetağa idi. O seyredenleri güldürür, gözlerini ve yüzünü ezip büzerek ve bedenini hareketsiz bırakarak, bir kadın gibi davranarak oynardı.


    ÜÇ NÖMRE, DÖRD NÖMRE, BEŞ NÖMRE, ALTI NÖMRE.
    Bunların hepsi 20. yılların ikinci yarısında Bakü’de meydana getirilmiş regs melodileridir. ‘ Beş nömre ‘ ve ‘ Altı nömre’ şimdi de meşhurdur. ‘Üç nömre’ gibi ağır tempolu hazin regsleri yalnız kadınlar oynar. ‘ Dörd nömre ‘ ve ‘ Altı nömre ‘ ise nisbeten hızlı tempolu, hem erkeklerin hem de kadınların oynadıkları akıcı regslerdir.

    HALABACI. ( CEYRAN BALA, GAÇAY BALA ).
    Kadın adıdır. Bu regsin iki adı daha vardır ki, ‘ Ceyran bala ‘ ve Gaçay bala ‘. Ayni olan bu regsler bu üç ad altında çok yayılmıştır.
    Regsin melodisini Garabağ’lı garmon çalan Sona Hanım meydana getirmiştir. Regse ‘ Gaçay bala ‘ adı toylarda kadın kıyafeti ile oynayan profesyonel halk oyuncusu Gaçay’ın şerefine verilmiştir. ‘ Ceyran bala ‘ adı da ona aittir. Metinden alınmış, gönül okşayıcı bir addır.

    Geline bah geline,
    Cığcığa verib teline.
    Geline söz demeyin,
    Küser geder evine.
    Menim balam, özümün balam,
    Gaçay balam, özümün balam.
    Gaçay bala bir baladır,
    Gaşı- gözü gapgaradır.
    Gaçaya söz demeyin,
    Gözleri ceyran baladır.
    Menim balam, özümün balam,
    Gaçay balam, özümün balam.

    Regs komik bir tarzda, daha çok yaşlı erkekler ve kadınlar tarafından oynanır ( Halabacı adı da buradan gelir ). Bu regs oldukça yaygındır, Garabağ’da, Nahçıvan’da, Şeki ve Bakü’de hayli geliştirilmiştir. Regs Şeki’ye 1925 yıllarında gelmiş. İfacı parmaklarını şıklatarak oynarken mahnıyı da okur.



    HALAY.
    Okuyarak ve el çırparak ifa olunan ayni tip regslere verilen genel addır. Astara- Lenkaran bölgesinde meydana çıkmıştır. İnkişaf etmiş hali ise Masallı’da ifa edilmektedir. Azerbaycan’da yaşayan halk eskiden beri ‘Düyü ‘ ( prinç ) eker. Düyü yetiştirilmesi ağır bir iştir ve zahmetlidir. Düyü kollarının diplerindeki yabani otları kadınlar temizler. Bu temizlemeye ‘ Alağvurma ‘ ismi verilir. Burada hem sözle, hem de ahenkli ses uyumu tarzında ‘Halay ‘ mahnısı meydana gelir. Halay sözü demek ki mahsulü, ağır zahmetli, uzun zamanlı işi ifade eder.
    Bu mahnının yaratılma ve inkişaf etme tarihi bir çok asır önceye rastlar. Regs düzümü, son derece sade melodisi ve basitçe el çalma şekli bunu gösterir.
    Bilindiği üzere el çalma musiki için en eski ritim tarzıdır. ‘Halay’ regsleri eskiden hiç bir musiki aleti olmadan ifa olunurdu. Yakın zamanlarda def ile oynanmaya başlanmıştır. Adet üzere sağ kenarda duran halaybaşı defi ritmik bir tarzda vurur.
    Halay tipi regsler Azerbaycan’da çoktur. ‘ Cehribeyim, Gülmeyi, Gıtgılıda, solo regsi Semeni ‘ bu gruptandır.
    Regsin mahnı metni zaman içinde değişmiş, merasim, toy mahnısına çevrilmiştir. Ki, bu da doğaldır.

    Gardaş toyun mübarek,
    Mübarek, ay mübarek.

    Bu tip mahnılar hem oğlan evinde, hem de gelin evinde okunur. Mahnıların metni çoğu zaman oyun, eğlence karakteri taşır. İfa eden kadınlar ve kızlar birbirleri ile atışır, hazırcevaplık tarzında söyleşirler, oyun bir tarafın galip gelmesi ile kurtarılırdı.
    Astara ve Lerik bölgelerinde hiç bir toy ‘ Halay ‘ sız geçmez, en meşhur regslerden biridir. Oyunun ifasını sadece kadınlar yapar, 40- 50 kişi bir arada bayram kıyafetleri ile oynarlar.
    Regsin hareketleri sadedir. Düz veya daire şeklinde ileri- geri ayaklarını oynatarak giderler. Bazen iki grup birbirini yorana kadar oynayarak yarışırlar.

    Ay, yordu- yordu - yordu,
    Görek kim - kimi yordu.

    Bazen yorulan kişiler kibarca çekilir, yerini yenileri alır. İki grup bazen karşı karşıya durur ve yüz yüze ilerlerler., sonra geriye çekilirler. Bu arada da mahnı okurlar. Regs Azerbaycanlıların ‘ Benövşe ‘ isimli meşhur çocuk oyununu hatırlatır. Metinler çok çeşitlidir;
    Ay, lo-lo, yar düymeleri mercan
    Veya;
    Aman nene, zalım nene, yar nene
    Veya;
    Bu toy kimin toyudur,
    Mübarek, ay mübarek.
    Gız- oğlanın toyudur,
    Mübarek, ay mübarek.
    Oğlan toyun mübarek,
    Mübarek, ay mübarek.
    Ay gız toyun mübarek,
    Mübarek, ay mübarek.

    HANÇOBANI.
    17. ve 18. asırlarda Şirvan arazisinde güneyden gelen bir kabile meydana çıkmıştı. Bunlar Hançobanı kabilesi diye adlandırılmışlardı. Çok güçlü, mert insanlardı. Bu regs onların şerefine adlandırılmış olup, o kabilenin insanlarının sert ruhlarını gösterir.
    Yaklaşık olarak geçen yüzyıl sonlarında yaratılmış olan ‘ Hançobanı ‘ süratli temposu, son derece hırçın ve ahenkli hareketler düzümü ile ifa olunur. Onu yalnızca erkekler oynar.
    Han çobanı her ne kadar profesyonel kuruluşlarda grup oyunu olarak icra edilse de, o aslında solo regsidir. Yaygın bir şekilde oynanır.

    HEYVA GÜLÜ.
    Eli Kerimov tarafından yaratılmış bir regs melodisidir. Şamahı, Astara ve Nahçıvan’da çok meşhurdur.
    Regs solo tarzındadır ve kadınlar tarafından ifa olunur. Hareketler mülayim, elastik ve estetiktir.

    HEYRATİ.
    Eskiden Gence’de çok geniş yayılmış ve ismini de oradan alan bir regsdir. Marş ritmindedir. 10- 12 genç adam birbiri ardına dizilerek oynarlardı. Başda oynayan Yallıbaşı, regs sırasında elini kaldırarak sallanır ve değişik hareketler yapardı. Oynayanların hepsi onunla ayni zamanda bütün hareketleri yapmalıydılar. Yapamayan, geç kalan, ya da yanlış yapan Yallıbaşı tarafından elindeki kamçı ile dövülerek cezalandırılırdı.
    Eski zamanlarda Gence’de oynanan ‘ Heyrati ‘ Yallı tarzı oyun formunda idi. Regsin mertlik, cesaret ifadeli karakteri, ritmi, onu Azerbaycan’ın her tarafında tanıtmıştır.
    Üzeyir Hacıbeyov meşhur ‘ Leyli ve Mecnun ‘ operasına ‘ Heyrati ‘ müziğini de dahil etmiştir.

    ÇALPAPAĞ.
    Papağı eskide daha çok yaşlılar takarlardı. Regs de onlara hesr olunmuştur. Regsi daha çok yaşlılar ve kadınlar oynarlar. Ağır tempoda gider, hareketleri ritmiktir. Bazen mübalağalı hareketler yapılır.

    ÇATTADI.
    Şeki - Zağatala bölgesinde yaratılmış çok eski regslerden biridir. Ağır tempodadır, onu kadınlar, ender olarak da erkekler oynar. Regs Şeki, Zağatala, Baleken ve Varteşen’de çok oynanır. Meraklı bir regsdir, kareografik bir kuruluşu olmayan regsi yaşlı adamlar oynarlardı. Şeki’de de eskiden kaçak olup dağlarda sığınacak yer arayan kişiyi sembolize eden bir regs olarak bilinir. Bu kişi yakın akrabalarının toyunun son günü birden elinde tüfeği, belinde hançeri ile ortaya çıkar ve bu regsi oynar. Toydakilerin hepsi onun dostu ve akrabası olduğundan hiç kimse bunu garip karşılamaz. Kaçak havaya bir- iki el ateş edip, atına atlayarak dağlara dönerdi. Bazen kendisi de diğer kaçaklarla beraber musikicileri de dağlardaki meskenlerine davet eder ve orada şenlik düzenlerlerdi. Ve orada ‘ Çattadı ‘ regsini oynarlardı. Bu bir efsane de olabilir, ancak hakikate yakın olduğu da kabul edilir.

    ÇİT TUMAN.
    Grup halinde ifa olunan mahnı ve regsdir. Onu daha çok genç kızlar oynar. Biri ağızdan dem tutar, ki mecliste eylenen diğer konuklar da katılabilir. Ve ahenge uygun olarak el çırparlar.
    1- Solo: Gel gedek belesine
    Koro: Nay-Nay, Nay- Na- Nay.
    Solo: Sarvanlar mehlesine
    Koro: Nay -Nay, Nay- Na- Nay.
    Solo: Guzu gurban keserem
    Koro: Nay- Nay, Nay- Na- Nay.
    Solo: Gözlerin gilesine
    Koro: Nay-Nay, Nay Na- Nay.
    Sarı yaylığ, sarı köynek
    Badamı çit tuman.

    2- Solo: Kerdiye kal kahlaram
    Koro: Nay- Nay, Nay- Na- Nay
    Solo: Dibine su bağlaram
    Koro: Nay-Nay, Nay-Na-Nay
    Solo: Eşitsem yarım gelir
    Koro: Nay-Nay, Nay-Na-Nay
    Solo: Yaylığı kucaklaram
    Koro: Nay-Nay, Nay-Na-Nay
    Sarı yaylığ, sarı köynek
    Badamı çit tuman.

    Regsin belirli bir şekli ve kalıbı olmayıp, herkes becerisine göre oynamağa çalışır, ancak hareketlerin karakteri hemen hepsinde aynidir.
    Bu regs geçen asrın ikinci yarısında Nahçıvan’da yaratılmış olup ender de olsa günümüzde de halen oynanmaktadır.

  3. #3
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    CAMIŞ BAĞA GİRDİ.
    Bu regsin adı belli ki tesadufi bir addır. Şöyle bir rivayet de var; bu regsi ilk defa ağır, şişman bir reggasenin ifa ettiği ve dostlarının da kibarca ‘ Camış bağa girdi ‘ dedikleri şeklinde. Regsin adı büyük bir ihtimalle buradan çıktı. Gence’de bu eski regs oynanırken onun komik karakteri de özellikle gösterilirdi. Nahçıvan’da ve Şahbuz’da bu regsi yaşlı adamlar oynarlar. Şeki’de ‘ Camış bağa girdi ‘ musikisi ile pehlivanlar el- kollarının açılması için meşk ederlermiş. Regs geniş ve sıçrayışlı hareketlerden meydana gelir. Azerbaycan’ın bir çok bölgesinde geniş yayılmıştır.

    CENGİ.
    Bazen Cengi, cengaverliği, meydan okumayı ve dövüşe çağırışı ifade eder.
    Yaratılma tarihi çok eskidir. Büyük Azerbaycan bestekarı Üzeyir Hacibeyov şöyle yazar: “ Efsanelerden de anlaşıldığı üzere ‘ Cengi ‘ Köroğlu zamanında zurnanın azametli sesi ile dövüşçülerde cengaverlik ruhu doğurur ve onları kahramanlık göstermeye ve düşman üzerinde galip gelmeye çağırırdı “.
    Şu bir gerçek ki, ‘ Cengi ‘ hakiki manasına uygun bir regs değildir. O, zurnanın, neyin kulakları tırmalayıcı, azametli, savaşçı ruhunu arttırıcı, marş ritimli dövüş yürüyüşü ile genç erkeklerin gruplar halinde veya düz sıra şeklinde, geniş sıçrayışlı hareketlerle oynadıkları bir savaş oyunudur. Ne yazık ki eski tarihden bu güne kadar bunu tasdik eden hiç bir belge de yoktur. Yakın zamanlara kadar ‘ Cengi ‘ müziği altında pehlivanlar evvela el- kollarının açılması için regsi meşk eder, daha sonra güreşirdiler.
    Astara bölgesindeki Şuvi kentinde pehlivanlar ‘ Cengi ‘nin süratli temposu ve gür sedaları altında çift- çift meydana çıkar ve saatlerce güreşirlerdi.
    Ordubad’da ‘ Cengi ‘ müziği ile Zorhana güç sınama yarışları tertiplenir, topuz oynar, ağır taşları indirir kaldırır, geri- geri birbirlerini hoppalar, daha sonra da rakibinin sırtı yere gelinceye kadar güreşirler.
    Cengi’nin musikisi ‘ ceng ‘ karakteri taşıyan tek musiki olmayıp, ‘ Gaytağı, Halay ‘ gibi musiki eserleri grubundandır.
    Üzeyir Hacibeyov ‘ Köroğlu ‘ operasında ‘ Cengaverler regsi ‘ bölümünde ‘ Cengi ‘ nin müziğinden istifade etmiştir. Soltan Hacıbeyov, Gara Garayev gibi bestekarlar da değişik zamanlarda bir çok ‘ Cengi ‘ yaratmışlardır.
    1930 yıllarında Lenkeran’da ‘ Cengi ‘ musikisi ile pandomim şeklinde kentlilerin ellerinde kılıçları ile kendilerini hanlara karşı savunmalarını gösteren sahne eserleri düzenlenmiştir.

    CEYRANI.
    İnce, güzel, lirik bir regsdir. Ona hayvanlar aleminin en güzellerinden biri olan ceylanın adını vermişlerdir.
    ‘ Ceyranı ‘ en eski Azerbaycan regslerinden biridir. Bir çok meşhur halk mahnı ve regslerinin yaratıldığı Şuşa’da meydana çıkmıştır. Orta tempoda ve sadece kadınlar tarafından ifa olunan bir regsdir. Ancak ‘Şeki’de onu erkekler de oynar. Regs şimdi de meşhurdur.

    CEHRİBEYİM.
    Bir kız adıdır. Yalnızca kızlar ve kadınlar tarafından ifa edilen kütlevi bir regsdir. Füzuli, Laçin, Lerik, Astara, Lenkeran bölgelerinde geniş yayılmıştır. Regs, iki grupla ifa edilir. Oynayan gruplar oyunun bir yerinde sıra ile hep bir ağızdan ‘ Cehribeyim ‘ derler. Regse gelin, bey, elçi, sağdış, soldış ve diğer misafirler de iştirak ederler.

    ŞALAHO.
    Bu regs Azerbaycanlıların en sevdikleri grup erkek regsidir. Onu herkes büyük hevesle oynar. Oynayanlar bütün ustalık ve maharetlerini gösterirler.
    ‘ Şalaho ‘ en eski Azerbaycan regslerinden biridir. Meydana çkış şekli de ilgi çekicidir. Çok eskiden Azerbaycan’ın cenub ve merkez bölgelerinde çingeneler ayı ya da maymun gezdirir, onları halkın önünde oynatırlarmış. Çingenenin kavalla çaldığı musikinin ve mahnının bir yerinde kollarına ağaç parçası veya çırpı sıkıştırılmış ayı ya da maymun hoplar, zıplar oynar, seyredenlerin önünden geçerdi.

    Ay yeri- meymun yeri.
    Dağları dolan yeri.
    Çoban goyuna geder.
    Bahar boyuna geder
    Çobanın aç tohluğu
    Nişan goyuna geder
    Ay şeleküm, mayallaküm.

    ‘ Şalaho ‘ öz adını mahnının bir satırındaki ‘ Şele ‘ sözcüğünden almıştır. Halk arasında şimdiye kadar bu regse Şalaho’dan önce ‘ Şeleho ‘ derlerdi.
    Bir çok bölgede ‘ Şalaho ‘ değişik şekillerde oynanır. Ancak geniş ve rengarenk hareket düzümleri ve teknikleri hemen hemen aynidir.
    ‘ Şalaho ‘ yu ayni anda 2-3 erkek oynar. Her biri teknik beceri ve maharetiyle diğerlerini bastırmaya çalışır.
    Bu regsin melodisi biraz değiştirilmiş bir şekilde Gürcistan’da, ermenistanda da işitilir. Musikiciler bu melodiye yeni şekiller katmaya çalışırlar.
    Bestekar Efrasiyab Bedelbeyli ‘ Şalaho ‘nun musikisinden ‘ Gız galası ‘ baletinde istifade etmiştir. Aram Haçataryan da ‘ Gayane’ baletinde bu musikiye yer vermiştir.

    ŞAHSEVENİ.
    Azerbaycan’ın Horasan bölgesinde yerleşmiş yarım göçebe bir kabilenin adıdır. Eskiden bu kabilenin insanları Muğam düzünde göründüler ve göçebe bir hayat geçirdiler. 1770 yılında Feteli Han ‘ Şahseven’ lerin bir kısmını Guba Hanlığının arazisine göç ettirdi.
    Ayni Terekeme ve Hançobanı kabilelerinde olduğu gibi Şahseven’lerin de kendi mahnı ve regsleri vardı ve bunlar Azerbaycan’ın başka bölgelerinde de yayılmıştır. İşte bu regslerden biri de ‘ Şahseven ‘ dir.
    Bu eski regsi toy şenliklerinde büyük bir zevkle oynarlar. Regs çok ağır tempodadır ve onu yaşlılar oynarlar. Bazen regsi mahnı ile de ifa ederler.

    ŞEKİ. ( NUHA REGSİ ).
    Regs melodisidir. 1938 yılında Ehmetbey Tahirov tarafından meydana getirilmiştir. Ağır tempolu erkek regsidir. Bu regs Azerbaycan Devlet Filarmonisi tarafından ifa edilen meşhur ‘ Nuha Regsi ‘ nin aynisidir.


    YALLI.
    Azerbaycan’da geniş yayılmış çok eski kütlevi regsdir. Sanatçılar ve tarihçiler onun ilk şekillerini ve daha sonraki gelişme tarihini çok merak ederler. Ne yazık ki bu, oldukça zor bir işdir. Belli bir yere kadar mantıki mülahazalara başvurmak gerekir. Hakikate en yakın düşiünceye göre; Yallı’nın en ilkel ilk formu merasim şeklinde ateşe ibadet etmek olarak görülür. İnsanlar avın uğurlu geçmesi, savaşlarda galip gelinmesi, hayati meselelerin birlikte çözülebilmesi için bu birliği bir şekilde resmi tarzda temsil ederek el-ele vererek gelişigüzel dans ederlerdi. Bu her halde ilk regs şekliydi. Gobustan’daki kaya tasvirlerindeki resimler bunu tasdik ederler. Hatta belki de buralara bilmediğimiz başka yerlerden gelmiş, daha da eski zamanların ilk regs şekilleriydiler.
    El-ele tutuşup oynanan bu regs numuneleri yeryüzünde yaşayan halkların eski tarihlerinde de görülür.
    ‘ Yallı ‘ regsi şimdiki Azerbaycan’ın en eski regslerinden biri olarak kabul edilmelidir. Regsin adı onun manasını, amacını gösterir, hem de halkın adet ve ananelerini öğrenmemizi sağlar.
    ‘ Yallı ‘ sözcüğü 8-10 bin sene önce hiç bir mana ifade etmezdi. İlk adının ne olduğu bilinmediği için bu tip regslere ‘Yallı ‘ denir, ki bu ad regsden çok sonraları meydana çıkmıştır, ne zaman çıktığı da belli değildir.
    ‘ Yal ‘- sıra, dizi, zincir hattı demektir. Yallı oynayanlar bir veya iki sıra oluştururlar. Yallı sözcüğü ile de bu sıraya dizilenler kast edilmiştir.
    ‘ Yal ‘ sözcüğü ayni zamanda ‘ dağ eteği ‘ demektir. Bu hepsinden daha hakikate uygun bir düşüncedir. Eski devirlerde yaşayan bütün halkların bütün merasim regsleri ev işleri ve kovalayarak yapılan av merasimleri ile ilgili idi.
    Avcılar sıra sıra durur, el-ele tutuşarak, birbirlerini aralıklı takip ederek avlanmayı tasvir ederler. Düzlükde hayvanı takip etmek imkansızdır. Ham de böyle bir av netice vermeyebilir, hayvan kaçabilir. Eski devrin avcıları hayvanları dağ yamaçlarına doğru kovalarlardı ki onları okla vurmak kolay olsun. Avcılar dağ yamacında avın uğurlu geçmesi şerefine eğlenir, regsederlerdi. Yallı resim tasvirleri bulunan Gobustan’daki Böyükdaş dağı geniç yamaçlı, silahlı takiple ava çıkmak için en münasip yerlerden biri olarak görülmektedir. Kaya üstü resimlerde vahşi öküzlere nişan alan okçular ve resmin yanında da yallı oynayan adamlar görülmektedir.
    Herkes tarafından bilinir ki, Yallı ağır tempoda başlar ve kıvrak bir şekilde , sanki hayvanı kovalayan bir tempoda devam eder. Bedenlerin bazen yatması, eğilip bükülmesi belki de avcıların kaldıkları dağ yamaçlarındaki engebeli yerleri tasvir etmektedir.
    ‘ Yallı ‘nın kökü av merasimi gösterisidir. Avcılar hayvan avına gitmeden önce merasim regsi yaparlar ve onun bütün kurallarının tasvirini gösterirlerdi. Yapılan kazılarda çıkan eserler bize eskiden yaşayan halkların adet ve geleneklerini de göstermektedir. Regs şekilleri eskiden son derece sade olmasına rağmen zaman geçdikçe, her bir Yallı’nın kuruluşu, hareket düzümü tedricen değiştirilir, yeni şekiller ilave edilir, manasını yitirmiş eski hareketler yok olur, yenileri meydana çıkardı. Yalnızca regsin coşkulu temposu değişmez kalırdı.
    ‘ Heyrati ‘ oyun Yallısı numunesidir. Bu tip Yallı’larda hereketler geniş karakterlidir. Oyun regs şeklinde başlar, sonra şen bir oyun tarzına geçer ve ifacıların hepsi iştirak ederek devam eder. Bu oyunda oynayanlar içinden bir Yallıbaşı seçilir. Elinde bir başörtüsü veya kısa çubuk olur ve regsin gidişine rehberlik eder. Oynayanların hiç beklemediği bir zamanda Yallıbaşı birden hareketi değişir, herkes onunla birlikte yeni hareketi yapar. Ancak hareketi geç kavrayan veya kavrayamayan olur ise cezalandırılır. Yallıbaşı onu hafifçe çubuk veya kamçı ile döver. Böylece seyredenler neşelendirilir, oynayanlar da daha dikkatli olmaya teşvik edilir.
    Yallı oyunları sırasında Yallıbaşı birden aksi istikamete dönerek oynamaya devam eder. Muvazenesini sağlayamayanlar düşer ve ceza alırlar. Gene Yallıbaşı oyun sırasında kimseye belli etmeden cebinden bir şey çıkarır gibi yapar, onu dikkatle takip eden diğerleri de aksatmadan onun yaptığının aynisini yaparlar. Yallıbaşı bazen de birden yere otururdu. Cezadan korkan bazı oyuncular ondan evvel oturdukları için ceza olarak ağaca tırmandırılırdı.
    Yallı’yı iki rakip grup oynadığında daha meraklı ve güzel olurdu. Umumi regs hissesinden, mesela , ‘ Gaz- gaz ‘ regsinden sonra Yallıbaşılar çubukla vuruşurlardı. Galip gelen mağlup olana istediğini yaptırırdı. Mesela galip gelen ağzına tavuk başı sokardı, mağlup olanın da aynisini yapması gerekirken, nereden bulacağını bilemeden şaşkın dolanır dururdu. Şeki’de oynanan ‘ Zopi- zopi ‘ de yallıbaşı ağzına neft koyarak ağaca çıkar, ağzındaki nefti yakar ve üfürerek ağacın da yanmasına sebep olurdu. Bu tip hareketler zor olsa da Yallıbaşı’nın şerefi, yerine getirlmesi zor olan hareketleri yapmasını sağlardı.
    ‘ Yallı ‘ Azerbaycan’ın her tarafında sevilen en sevimli regs olmuştur. İliç bölgesinde Yallıyı daha da çok severler. Çok eskiden asırlar evvel ‘ Şerur ‘ toprağı denilen bu yerlerdeki Yallı ustalarını bütün Azerbaycan tanır. Onlar Yallıyı büyük maharetle ve ihtirasla oynarlardı.
    Çok yaşlılar yüzden çok Yallı adı hatırlarlar. Bunlardan bazıları; “ Döne, Cıng- cıng, Gopu, Kürdün ağırı, Gazgazı, Hağışda, Köçeri, Üçayağ, İknayağ, Galadan galaya, Tenzere, Ürfanı, Galeyi, Leyli hanı, Hoynare, Çop- çopu, Ciran- ciran, Uzundere ( mahnılı ), Şerani, Şeruri’ dir.
    Üç ayağ yallısı İliç bölgesinde oynanır, değişik bir şekli de Ordubad’da ifa olunur.
    Yallılardan bazılarının iki adı vardır. Mesela ‘ Çop- çopu ‘ yallısı ‘ Dörtayağ ‘ diye adlandırılır. ‘ Siyağutu ‘ yallısı ‘Dırgoyu’, ‘Döne’ yallısı ‘Ay döne ‘ diye de söylenir. Kendisine adı İliç bölgesinde verilen ‘ Gopu ‘ yallısına Lenkeran’da ‘ Zupa ‘ , Şeki’de ise bu yallıya ‘ Zopi-zopi ‘ derler.
    Yallılardan bazılarının adı regsin iki, üç ve dört adımlı kareografisinden dolayı ‘ İki ayağ, Üç ayağ, Dörd ayağ ‘ isimleri verilmiştir.
    ‘ Tenzere ‘, ‘ kırmızı takan ‘ demektir. Eskiden kadınlar kırmızı boyun bağı, başbağı, yüzük ne varsa hepsini takar oynarlardı. Bazıları annelerinden, kayınvalidelerinden kalmış kırmızı ne bulurlarsa takarlar ve oyunu büyük bir zevkle oynarlardı.
    Abşeron’ da çok eskiden de Yallı oynanırdı. İliç bölgesinde Çerçiboğaz ve Çomahtur kentlerinde de daha geliştirilmiş Yallı oyunları oynanır.
    Evvelden Yallı dört tempoda ifa olunurdu. Ağır bir hisse ile başlanır, tedricen tempo artardı. Şimdi Yallılar iki tempoda oynanır ( ağır ve hızlı ).Birinci ve ikinci tempolu hareketler değişiktir. Eğilerek yapılan hareketler, yumuşak, yürek okşayan, teknik olarak sallanma şeklinde hareketlerden kurulmuştur. İkinci hızlı bölümünde ise yanılmadan oynamak için büyük maharete sahip olmak gerekir.
    Maharet sahibi olup güzel oynayanlara “ reggasbaşı, yallıbaşı, cengibaşı, halaybaşı, elbaşı, toybaşı, mürşud “ gibi isimler verilir, büyük hürmet gösterilir.
    Adetten Yallı toy öncesi oynanır. Bestekarlar onu eserlerine dahil ederler. Üzeyir Hacibeyov ‘ Köroğlu ‘, Müslüm Magomayev ‘ Nergiz ‘, Cahangir Cahangirov ‘ Azad ‘, Soltan Hacıbeyov ‘ Gülşen ‘ baletine yallıları dahil etmişlerdir.

  4. #4
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    Arzu edilir ki, Azerbaycan folklorunun bir parçası olan, halkın geçmişten bugüne yaşantılarını anlatan, savaşları, sevinç ve üzüntülerini, örf adet ve geleneklerini, giyim tarzlarını gösteren halk regslerini güzellikleri, inceliği ve manaları ile yaşatmalı, onları orijinal şekilleri ile saklamalı ve genç nesillere aktarmalıdır.
    Tabii ki bazı regsler zaman geçdikçe unutulabilecektir. Ancak onların yerine zamanın akışına ve değişimlere uygun olarak yenileri, oynak, cazibeli, sevimli regsler gelecektir.
    Kültürlerin göç ve diğer sebepler ile karışması sonucunda Azerbaycan’da da halen sevilerek oynanan diğer kültürlere ait ( Dağıstan, Gürcü, Kuzey Kafkas ) bir sürü regsler vardır. Geçmişlerini tam olarak bilemesek de bu oyunların da isim ve karakterlerini burada kısmen belirtmek isterim.

    HARS.
    Kız ve erkek grup oyunudur. Çok güzel bir müziği vardır. Kız- erkek oyuna beraber başlarlar. Erkeklerin el hareketleri ve yürüyüş şekli diğer oyunlarınkinden değişiktir. Kollarını dirsekten kırılmış olarak tutar ve müzik ile beraber dirsekten hareket ettirirler. Yürürken bir ayak üç defa topukla yürür ve hemen diğer ayakla değişir. Oyun içinde omuzlardan tutuşarak daire yaparlar, daha sonraki bölümlerde olduğu yerde dönme vardır ki, burada da bir el arkada, diğeri alın önünde olarak ifa ederler. Kızlar da yürüme sırasında süzülerek yürürken, bir elleri aşağıda dururken diğer el müzik ritmi ile bilekten bir öne bir arkaya hareket eder. Regsin ortasında ‘muğam hissesi ‘ ile ‘ GÜLBAHAR ‘ denilen solo regs ifa edilir. Bir kız dansçı çıkar, olduğu yerde fazla hareket etmeden sağa sola süzülerek ve dönerek regs eder. Daha sonra tekrar müziğin daha hızlı temposu ile erkek ve kız gruplar regse devam ederler.

    ÇOBANI.
    Mizansenli bir oyun regsidir. Çoban omuzuna kepenek denilen saf yünden yapılmış, yağmur ve soğuk geçirmeyen özel giysi ile çıkar, eline de çoban sopasını alır. Yaşamının çoğunu dağlarda geçirdiğinden, müziğin ahengi ile hem düşler kurar, hem de bir sağa bir sola dolaşarak ve elini alnına götürerek kurtlardan sürüyü kollar. Bu arada tekrar müzik eşliğinde, hızlı ritimle regs eder. Yorulur ve bir kayanın üzerine oturur, mendille terini silerken.. dört- beş muzip arkadaşı arkadan gelerek kalpağını yere atarlar ve kalpağı vermeyerek onunla alay ederler. Müzik hızlandıkça arkadaşları hızlı figürler yapar ve kalpağı tam alacağı sırada kaparlar. Maharetini göstermesini isterler. Kalpağı yere atarlar. O da bacaklarını iki yana açarak eğilir ve kalpağı ağzı ile alır. Bunun üzerine hep beraber hızlı bir ritimle regs ederek maharetlerini gösterirler.
    ‘ CÜTLEME ‘ Çobanı regsinin ikinci hissesidir ve daha değişik bir müzikle oynanır.

    KENTVARİ ( KİNTO REGSİ ).
    Bu bir köy ve esnaf regsidir. Kinto- şaklaban, hokkabazdır. Bu oyuna ‘ Külhanvari ‘ de denir. Tiflisi ritmi ile sadece erkek grupların oynadığı, regs edenlerin kişisel maharetlerini gösterdikleri bir danstır. Çeşitli el kol hareketleri, vücut ve ayak figürleri ile regs ederler. Omuzlardan tutuşurlar, yavaş ritimle topuk yürüyüşü ile bir içeri, bir dışarı yürürler. Daha sonra düz sıra olur, beraber figürler yaparlar. Ortaya bir kalpak atar, tek tek çıkarak maharetlerini sergilerler. Müzik ifa edenler, müziği oyunun akışına uygun olarak yavaş veya çok hızlı çalarak oyuna renk katarlar.

    KAŞKA.- LOTU.
    Her ikisi de Kentvari gibi dümenli, hileli bir oyunu anlatan, çok güzel müziği olan, erkek grupların oynadığı regslerdir.

    GAZAĞI - MİNA- TİFLİSİ.
    Bu regsler de Kentvari gibi sadece erkek gruplar tarafından ifa edilen çok hızlı ritmi olan oyunlardır. Sekme adımları ile oyuna başlar, daire yaparlar, omuzlardan tutuşarak, daha sonra hem grup, hem de şahsi maharetlerini gösteren figürler yaparlar. ‘ Gazağı ‘ karışık kız grupları ile de oynanır. Erkek oyuncu kıza kendini beğendirmek ve maharetini göstermek için önce onula beraber, daha sonra yalnız başına regs eder. Çeşitli ayak figürleri, diz üstü atlamalar, diz üstünde dönmeler, parmak ucunda durma gibi maharetler sergilerler.

    NAZ ELEME ( İKİ ARVADLI, KISKANÇ ).
    Geçmişi olmayan bir oyundur. Benzer bir Gürcü oyunu olan kızların erkeklere dans teklif etmesini anlatan ‘ Sadarbazo’ oyunundan alınmadır. İki şekilde oynanır. Ayni erkeği seven iki kız ve kararsız kalan bir erkek, ayni kızı seven iki erkek. Bu oyunda erkekler bıçaklarla dövüşürler, sonunda kız ortaya atılarak dövüşü durdurur.
    Bir kız regs ederek ortaya çıkar. Erkek çeşitli figürler yaparak ona kur yapar. Daha sonra diğer kız ortaya çıkar. Erkek ilk kızı bırakarak ona kur yapar. Ancak kızlar aralarında anlaşarak ona arkalarını döner. O da kendini beğendirmek için çeşitli maharetler ve kurlarlarla oyunu sürdürür.

    GOÇELİ.
    Daha önce de anlattığım bu regsde cinayetler işleyen, kaygısız bir adamın hikayesi anlatılır. Temsil edilen Goçuyu oynayan onu gülünç bir duruma düşürür.
    Oyuncular bir ceviz alır yere koyarlar. Onun etrafında regs eder, vurup kırmaya çalışırlar. Üç erkek diğer üç kişiyi çağırırlar. Önce beraber oyun oynarlar, daha sonra tek tek ve üçlü olarak figürler yaparak birbirlerini sınarlar. Müzik bu arada yavaş ve hızlı tempoda devamlı değişir. Beyaz giysili kambur bir ihtiyar gelir, onlara nasihat eder. Elinde koca bir tesbihle anlatır, durur. Cevizi ona verirler. Hepsini yanına çağırır, cevizi yere koyar, birden dikleşir ve regse başlar. En sonunda barışırlar, öpüşürler ve birbirlerine veda ederek oyunu bitirirler.

    HANKIZLARI ( GÜLSÜMBÜLLER ).
    Grup kız oyunudur. Çeşme başında mendil bırakır ve alırlar. Hızlı müzikle başlarlar. ‘ Dost bağında ‘ mahnısını okurlar, değişik ağır bir müzikle çöker ve kalkarlar, tekrar müziğin hızlı ritmi ile oyun devam eder.

    KOLHOZU REGSİ.
    ‘ Kolhozu ‘, eskiden rus işgalindeki bölgelerde meydana çıkmış bir regsdir. Ayni ‘ Ondört ‘ gibi oynanan eski bir regsdir.

    NELBEKİ.
    Azerbaycan’da çok sevilen, kız gruplar tarafından oynanan bir regsdir. Bazı bölgelerde erkekler de oynar. Ellerinde çay tabakları ile regs ederler. Müzik değişken ritimlidir. Sonunda çok hızlı ritimle oynanır.

    ŞİMGA ( SİMD ).
    Kız ve erkeklerle toplu olarak oynanan bir grup oyunudur. Kısa adımlarla yürüyerek önce ağır ritimde, daha sonra hızlanan bir ritimde oynanır. Daha çok gençlerin oynadığı bu oyun düğünlerde ve resmi merasimlerde oynanır. Dön, dönerek oyna anlamına gelir. Değişik bir şeklini de ADİGE’ ler WUİG adı altında oynarlar. Bu Kuşku kabilesine has bir şekildir. Düzgün, incelik ve zerafeti gösteren bir regsdir.

    NAZLI BAHAR.
    Daire şeklinde Yallı gibi oynanır. Çiftler ortaya çıkarak tek tek oynarlar. En sonunda baş çeken çift ortaya çıkar ve yorulana kadar oynarlar. Yumuşak, orta ritimde bir müziği vardır.

    MENDİL.
    Bir hikayesi vardir. Askere gidecek olan delikanlı yavuklusuna bir mendil hediye eder. Oğlan askere gittikten sonra mendili kaybeden kız çok üzülür ve Allah’a dua eder, bulduğunda da onu yerden eli ile almayıp, ağzı ile yavaş yavaş alır ve bunu sembolize eden bir regs sergiler.

    ALMAS ( KAFKAS ).
    Çiftli yürüyüşler, iç içe geçişler, erkek ve kızların birbirlerine yaklaşma ve uzaklaşma figürleri bulunan kız ve erkek gruplar tarafından oynanan bir oyundur.

    ÜÇ AYAK.
    Müziğinin ritmine uygun olarak üç ayak vurma, üç yürüme ve üç defa da yerinde sayma olduğundan bu isim verilmiştir. Erkek ve kadın gruplar tarafından oynanır. Müzik ve oyun yavaş başlar, sonra çok hızlanarak devam eder.

    SARI SEYRAN.
    ‘ Iğdır Yallısı ‘ oyunu içinde oynanır. Gençlerin ilk baharda eğlenmelerini sembolize eder. Kadın- erkek grup oyunudur. Yeni gelinin tarla, bağ- bahçede çalışmaya gidebilmesi için, bir diğer deyimle ‘ ayak açması ‘ için ona yardımcı olabilmek amacı ile oynanan bir regsdir.

    BAĞDADURİ.
    Gürcü sanatkarlarının bir oyunudur. ‘ Bağda oyun ‘ anlamına gelir. Çok süratli temposu olan bir oyundur.

    ÇEŞME BAŞI
    Köylerin içinde ve dışında halkın istifade edeceği çeşmeler bulunmaktadır. Köyün genç kızları belirli zamanlarda en güzel giysilerini giyerek, özellikle köy dışındaki çeşmeden su almaya giderler. Köy delikanlıları da bu güzel gelenekten yararlanarak, çeşmeye giden ve dönen kızları görmeye giderler. Bazen de bu gidiş, iki genç arasında anlaşmalı olur.
    Bu oyunda genç kız yalnız başına köy dışındaki çeşmeden su almaya gider, oğlan da önceden gittiği çeşmenin yakınında gizlenerek onu gözler.
    Kız çeşme başına gelince, erkek saklandığı yerden çıkar ve kızın su almasına yardım eder. Kıza dokunmadan ve konuşmadan yaptığı regs figürleri ile onu da oyuna teşvik eder ve yakınlık kurmaya çalışır.
    Çok lirik, ahenkli, gönül okşayıcı bir melodisi vardır.

    DÜĞÜN REGSİ.
    Gelin getirmeyi simgeliyen bir oyundur.
    Gelin yola çıkartılmadan önce, düğünü şenlendirmeyi üstlenen kız ve erkeklerden oluşan bir grup damadın evine giderler. Bu arada gelin kafilesi de eve gelmektedir. Kafileye katılan genç- yaşlı, kadın ve erkekler ellerinde ayna, yanan bir lamba, su dolu bir güğüm, bir tepsi içinde üstü örtülü kızarmış bir kuzu, boza dolu bir güğüm ve boynuzdan yapılmış bir kadeh vardır.
    Ayna- görüntümüz
    Yanan lamba- ışığımız
    Su dolu güğüm- hayat
    Tepsi içindeki kuzu- bolluk
    Boza- ikram, anlamına gelir.
    Eve yaklaşan gelini kayınvalide ve kayınpederi karşılar. Gelinin basacağı yere bir post serilir ( yumuşak bas, evine hoş geldin ), Kayınvalide arabadan inen gelini karşılar ve ağzına bir kaşık bal verir ( arı gibi çalışkan ol, hayatın bal gibi tatlı olsun ). Böylece iki aile arasında alıştırma ve yakınlık için bir oyun başlatılır. Oyunu gençler sürdürürler.

    KILIÇ.

    Erkek grupların oynadığı bir oyundur. Savaşa hazır olmak için kılıç eğitimini anlatan bir regsdir. Önce bir grup kendi aralarında , daha sonra diğer grupla savaş figürleri göstererek regs ederler. Bu regsde savaş sırasında düşmana karşı tatbik edilen hareketler gösterilir.

    LEZGİNKA.
    Kafkas boylarından Gürcü’lerin ‘ Lekuri ‘, Avar’ların ‘ Şamil ‘, Çeçen’lerin ‘ Çeçen ‘, Adiga’ların ‘ Besleney ‘, Oset’lerin ‘ Makalon ‘ diye adlandırdıkları çok hareketli ve hızlı ritimli bir oyundur. Bir kız ve bir erkek tarafından oynanır. Erkek eşlik ettiği kıza sonderece ölçülü ve saygılı davranır. Hareketleri bir kartalın hareketleri gibidir. Kız ise bir sülün gibi akıcı hareket eder, zerafeti simgeler. Eskiden regs sırasında yanlışlıkla kıza dokunduğunda o yeri bıçakla kesen üstün şahsiyetli insanlardan bahsedilir.
    Bu regse anlamı ve karakteri açısından, halkı için özgürlük mücadelesi veren büyük Dağıstan savaşçısı Şeyh Şamil’in adı verilmiştir. Oynayanlar da bu ruh hali içinde oyunu ifa ederler. Grup olarak oynandığında, oyunun başında ‘ Dua ‘ ismi verilen, genç kızların Şamil’in başarılı olması, savaştan sağ salim dönmesi için dua ettiklerini simgeleyen bir bölüm vardır. Değişik bir müzik ile ifa olunur. Bu bölümden sonra hızlı, savaş sahnelerini anlatan bol figürlü, hareketli bir oyun sergilenir.
    Temposu ayni olsa da çok çeşitli Lezginka melodileri bulunmaktadır.

  5. #5
    ŞiMaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2009
    Mesajlar
    21.656
    Konular
    10831
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @ŞiMaL

    Standart

    Ellerine sağlık can

  6. #6
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    Guncelleme

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş