“Allâhümme ente Rabbî, Lâ Ilâhe Illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike me’steta’tü, eûzü bike min şerri mâ sana’tü, ebûü leke bi ni’metike aleyye ve ebûü bi zenbî fe’gfirlî fe innehû lâ yeğfiru’z-l; zünûbe illâ ente”
Şeddad bin Evs -radıyallahu anh-dan rivayete göre Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
“Yâ Allah! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Ve ben îman ve ubûdiyyetimde gücüm yettiği kadar senin ahd ü misâkın üzereyim. Yâ Rabbi! Yapdıklarımın şerrinden sana sığınırım: Ve senin bana in’âm ve ihsan etdiğin ni’-metleri ikrar ve i’tirâf ederim. Kendi kusur ve günâhlarımı da ikrar ve i’tirâf ederim. Yâ Rabb! Sen beni afv ü mağfiret eyle. Zîra senden başkası günâhları afv ü mağfiret edemez.” (1)
Bir kimse bu Seyyidü’l-istiğfâr’ı ihlâs ve yakîn i’ti-kadıyle gündüz okur da o günde akşam olmadan evvel vefat ederse o kimse ehl-i cennettendir. Ve eğer bu duâyı yakîn i’tikâdiyle gece okur da sabah olmazdan evvel vefat ederse yine ehl-i cennettendir.” Yani cennete ilk girecekler ile cehennemi görmeksizin ol kimse cennete dâhil olur, demektir.
Bu duânın hulâsa-i meali: Ya Rabb, ben cürm ü kusurlarımı i’tirâf eylerim, tevbe ve istiğfar ederim, ni’metlerinin şükründen âcizim, beni afv ü mağfiret eyle, demektir.