Kitap Tanıtım...Kitap Ozetleri

[S€®C€]

Merhaba Sevgili canlar okuyup begendiğimiz (roman,hikaye vs.) kitapların tanıtımını konusunu buraya yazabilirsiniz ben başlıyorum öncelikle...

[S€®C€]

Kadınlara birebir erkeklerin iç ruhunu anlatan ve Cinselliğe dayalı bir kitap okurken kendinizi gerçekten bir efsane içine sürüklenmiş hissediyorsunuz sürükleyici bir roman okumanızı tavsiye ederim...

İlk kez Üniversitede okurken yazarın Kurt Seyt & Shura romanını okumuş ve okuduğumda iyi bir tarihi roman yazarını keşfettiğimi düşünmüştüm. Yazarın sosyete tabir edilen bir topluluğa mensup olması, bu konuda çıkan yazılar falan beni zerre kadar etkilememşti. Bu kitabı da o ilk kitaptan aldığım hazzı yakalayabilirim umudu ile almıştım.

Beni memnun eden bazı yönleri olmakla beraber kitabın başından sonuna kadar şu rahatsız hisleri kafamdan atamadım:


Kitabın baş kişisi öldükten sonra ölüsü gömülmeden okunmak üzere bir günlük hazırlamış. Çoluk-çocuk, torun, torba, damatlar, gelinler herkes dinleyecek okunan hatıratı. Fakat hatırat baştan sona 95 yaşında ölen bu yaşlı kadının ilk aşkı ile uyanan cinselliğini, evliliği ile başlayan cinsel hayatını fazlasıyla ön plana alıyor. Hem de ne öne alış. Bu romantizmin içine serpiştirilmiş bir cinsellik değil, zaman zaman erkek dergilerinde anlatılanlara benzer cinselliğin içine serpiştirilmiş bir romantizm. Hal böyle iken başta da söylediğim gibi, oğulların, kızların, gelinlerin, damatların, torunların, torunların karı ve kocalarının dinliyor olması bir türlü oturmadı ve rahatsızlık hissi uyandırdı bende.

1914 lerden başlayan bir süreçten bahsedildiği halde o sırada memleketin içinde bulunduğu durumdan bırakın aşık genç kızı ailenin ne derecede etkilendiği doğru dürüst anlaşılmıyor. "Savaş kapıdayken bu kadar laylaylom olmaz" hissi ileri sayfalara kadar bana rahat vermedi. Nihayet bu etkilerden bahsedildiğinde ise amatör yazarlardan bile daha kötü tasvir edildiğini hayretler içinde gördüm. Hiçbir duygu uyandırmıyordu anlatılanlar.

Yazarla yapılan bir söyleşi pazar günü Karalama Defteri'nde gösterildi. Orada kendisinin Çehov öyküleriyle, klasiklerle yetişen biri olduğunu, dolayısı ile onlardaki teatral-romantik hava içinde yazmayı sevdiğini, günlük hayatında da böyle yaşamaktan hoşlandığını söyledi. Ancak bu teatral hava genç kızın aile terzisine diktirdiği dizi dizi kıyafetlerle, evdeki kristal eşyalarla, perdeler, mobilyalar, yemek takımları, adını ilk defa duyduğum nesnelerle, yazlık kışlık evler, arabalar ve bütün bunların ıncık - cıncık detayları ile verilmiş. Doğal olarak insan klasiklerdeki gibi insan ruhunu tüm çıplaklığı ile yansımasını, ilişkilerin doğasını, insanın insan olma meselesi ile ilgili çatışmaları, aşklardaki romantzmi görmek istiyor. Bunlar ikinci planda. Ön planda olan, zengin yaşamın sağladığı olanakların günlük hayata olan yansımaları.
Neyse, bol bol vakit varsa, yukarıdaki tüm bu ayrıntılar sizi rahatsız etmeyecekse Türk Filmlerindeki gibi bir aşk, ve son derece dişi bir başkarakter de var romanda. Ama ben pişmanım. Keşke başka bir kitap okusaydım.

[S€®C€]

Brooklyn'de yetişen bir ağaç vardır.
Kimileri buna Tuba ağacı derler.
Tohumları nereye düşerse düşsün, oradan gökyüzüne erişmeye çalışan bir ağaç biter.
Çevresi tahta perdeli arsalarda ve bakımsız süprüntü kümelerinin arasında büyür. Bodrum pencerelerinin parmaklıklarının arasından çıkar...
Çimentoda yetişen tek ağaç odur. Kolayca yetişip, serpilir...
Güneşsiz, susuz, adetâ topraksız yaşar.
Bir bakıma güzel bile sayılabilir ama yazık ki insanı bıktıracak kadar çok sayıda yetişir.
Bu roman, her genç kızın, her anne ve babanın okuması gereken bir kitaptır.

[S€®C€]

Herkes mutlu olmak ister ve herkes yaşamını mutluluğu arayarak, onun izini sürerek yaşar... Oysa mutluluk o kadar yakın ki; insan kendini tanıyınca, çevresiyle ilişkilerini daha güzel konumlandırır ve kendini mutlu bir yaşamın içinde bulur.

Belki de mutluluğun tanımını, sınırlarını saptamak ve içerisinde yer alan kavramları öğrenmek ve içselleştirmek gerekir...

Peki, bunu gerçekleştirmenin yolu nereden geçer? .. Acaba, mutluluğun üniversitesi var mı? Evet, mutluluğun üniversitesi var.

[S€®C€]

Mary Boleyn, on dört yaşında, masum bir kız olarak kraliyet sarayına geldiğinde, VIII. Henry'nin gözlerini kamaştırır. Gördüğü ilgiyle tüm varlığı alt üst olan Mary, hem altın prensine aşık olur, hem de gayrıresmi kraliçe olarak her geçen gün artan rolüne. Ancak öyle bir an gelir ki, kralın kendisine olan ilgisi gittikçe sönmeye başladığında, ihtiraslı planlar yapmakta olan ailesinin piyonuna dönüştüğünü fark eder ve en yakın arkadaşından uzaklaşmaya ve rekabet etmeye zorlanır: Kız kardeşi, Anne Boleyn'den. İşler iyice çığırından çıktığında ailesine ve kralına baş kaldırması gerektiğinin farkına varır ve kaderinin iplerini kendi eline alır.

Son derece zengin biçimde işlenmiş, etkileyici bir aşk, seks, ihtiras ve intikam masalı. Boleyn Kızı, Avrupa'nın en heyecanlı ve gösterişli saraylarından birinin tam kalbinde yaşamış, sıradışı eğilimleri ve ihtirasları olan, içindeki sesi dinleyerek varlığını sürdürebilmiş
bir kadını tanıştırıyor dünya okuruna.

[Gara Lele]

ablam emeğine sağlik paylaşiim için teşekkürler

[S€®C€]

Bildiğinizi düşündüğünüz her şey yanlış...

Bu kitap, yaygın kanılarla ilgili yanlış bilgilerimizin ve yanlış anlamalarımızın kapsamlı bir listesini sunuyor.

Cahillikler Kitabı, filozofların, bilimcilerin ve sokaktaki insanların tarihin büyük bölümünde cevabını aradıkları bir soruya ışık tutuyor: Hakikat nedir, zırva nedir?

Thomas Edison herhangi bir şey hakkında yüzde birin milyonda birinden daha az şey bildiğimizi söylüyordu; Mark Twain sadece matematikte uzmanlaşmak için sekiz milyon yıl gerektiğini düşünüyordu. Cahillikler Kitabı da, bilinecek ne varsa bildiklerini düşünenlere, "her şey bu metinde açıklanmıştır, bilmeniz gereken başka hiçbir şey yok" diyenlere meydan okuyor.

Siz hâlâ iki tane burun deliğimiz olduğunu, Dünya'nın tek bir uydusunun bulunduğunu, beş duyumuz olduğunu, suyun renksiz olduğunu, Amerika'nın adının Amerigo Vespucci'den geldiğini ya da 36 Osmanlı padişahı olduğunu düşünüyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.

Dünya'nın yedi tane uydusu vardır.
Bütün insanların dört burun deliği vardır.
Buhar makinesi eski Yunan'da icat edildi.
Bir mavi balinanın yutabileceği en büyük şey greyfurttur.
Şu ana kadar ölmüş olan hürün insanların yarısını
dişi sivrisinekler öldürmüştür.
Dünyadaki en uzun dağ Mauna Kea'dır.
İnsanın en az, dokuz duyusu vardır.
Maddenin 15 hali vardır.
Su mavidir.
Amerika, adını, Amerigo Vespucci'den değil, Richard Ameryk'ten almıştır.
Uzaya giden ilk hayvan meyve sineğidir.
Panter diye bir şey yoktur.
38 Osmanlı padişahı vardır.


İnceledim biraz bu kitabı çok eğlenceli ve şaşırtıcı geldi bana... tavsiye ederim

[S€®C€]

Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ne isterseniz yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.

Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.

Edebiyat, Bilim Ve Felsefe Ruhunuza Akacak, Okudukça Bağlanacak, Bağlandıkça Okuyacaksınız.

[gonul gull]

Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ne isterseniz yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.

Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece 'isteklerinizin' tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.

Edebiyat, Bilim Ve Felsefe Ruhunuza Akacak, Okudukça Bağlanacak, Bağlandıkça Okuyacaksınız.

asicim .kitaptan kısa dipnotlar yerine , kitabın tamamını scanla buraya taşıma imkanımız varmı.mesela benim pek vaktim yok çoğu kitaba ulşamayacak şehirlerde insanlar var.ne dersin zahmetli ama yararlı bir iş bence.ve bu kitabı pek merak ettim..okumak isterim.

[S€®C€]

asicim .kitaptan kısa dipnotlar yerine , kitabın tamamını scanla buraya taşıma imkanımız varmı.mesela benim pek vaktim yok çoğu kitaba ulşamayacak şehirlerde insanlar var.ne dersin zahmetli ama yararlı bir iş bence.ve bu kitabı pek merak ettim..okumak isterim.

Canım sadece tanıtım yapabiliriz dikkatinizi çeken kitapları araştıtrır okursunuz böyleside daha güzel olmaz mı sende okuduğun begendiğin kitapları burda tanıt istersen çok güzel olur...