selamünaleyküm; Hamd Alemlerin Rabbine, salât ve selam onun elçisi biricik Efendimiz (s.a.v.) üstüne olsun. Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla... Ramazanın ikinci günü, vakit öğle telefonum mutad olduğu üzere çalıyor bilmiyorumki neler duyacağım. Uzanıyor ve açıyorum usulca, karşımda bir dostum ne zamandır sesine hasret kaldığım birkaç kelam hasbihale döndürüyor konuşmamız. Eskilerden, tanıdıklardan haberdar ediyoruz birbirimizi ve ardından hiç de duymak istemediğim o talihsiz

Bu konu 1846 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
yuvamı kaybettim/hükümsüzdür 1846 Reviews

    Konuyu değerlendir: yuvamı kaybettim/hükümsüzdür

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1846 kez incelendi.

  1. #1
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    585
    @Enes_

    Standart yuvamı kaybettim/hükümsüzdür




    selamünaleyküm;




    Hamd Alemlerin Rabbine, salât ve selam onun elçisi biricik Efendimiz (s.a.v.) üstüne olsun.
    Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla...

    Ramazanın ikinci günü, vakit öğle telefonum mutad olduğu üzere çalıyor bilmiyorumki neler duyacağım. Uzanıyor ve açıyorum usulca, karşımda bir dostum ne zamandır sesine hasret kaldığım birkaç kelam hasbihale döndürüyor konuşmamız. Eskilerden, tanıdıklardan haberdar ediyoruz birbirimizi ve ardından hiç de duymak istemediğim o talihsiz cümleleri duyuyorum. Yüreğimden vuruluyorum, içime bir kor düşüyor yakıyor tüm bedenimi hayır demek istiyorum, şaka yapıyorsun, dalga geçiyorsun benle demek istiyorum ama konuşamıyorum.

    Ya Rabbim sen herşeyi en iyi bilensin, hayrı da şerri de veren sensin bu kaçıncı şok, bu kaçıncı vurgun. Dostumu biraz teselli edip ona moral verdikten sonra muhabbetimize son veriyoruz.
    Ve işte tek başınayım, ve yine düşüncelerimde kaybolmaktayım, sen aklımı koru Ya Rabbim.
    Son zamanlarda duyduğum kaçıncı üzücü haber bu bilemiyorum ama insanın en yakınlarının, dostlarının başına böyle istenmedik şeylerin gelmesi bende tam bir vurgun havası oluşturuyor, kendime gelmekte zorlanıyorum. Önceleri böyle şeyler duymuyordum acaba ilgi alanıma girmediği için mi yoksa böyle şeyler mi olmuyordu bilemiyorum. İnsanın türlü sıkıntılarla, zorluklarla ve büyük umutlarla kurduğu hayat boyu mutlu olacağını düşündüğü kendi yuvasını yıkması ne acı şey. Bunun altında yatan amiller tabii ki birçok, bu sosyal bir vakıa ve sosyal olayların tek sebebe indirgenmesi imkansız. Bayan tarafına sorsanız kendi haklı çıkartacak şeyler söyleyecektir, erkek tarafına sorsanız kendini haklı çıkartacak şeyler söyleyecektir zaten bu olmasa hiç yıkılır mı yuvalar.

    İnatlaşmalar, gururlanmalar, bencilleşmeler, kalıba sokmalar, tahakküm altına almalar, senler, benler, sizler, bizler...Bir bayanı anlamak için bir bayan, bir erkeği anlamak için de illa bir erkek mi olmak gerekiyor acaba. Aman Allah'ım ne de çok sebep var değil mi yuvayı ayakta tutmamak için!
    Birazcık araştırma yaptım ve gördüğüm tablo tüylerimi diken diken etti. Yıldan yıla boşanmaların sayısı artıyormuş ve daha acısı boşanmaların %90'ına varan kısmı ilk 6 aylık dilime yaşanıyormuş bir an temenni ettim yanlış bilgi almışımdır diye ama yaşananlar da gösteriyorki galiba doğru, hiç istemesekte. Dahası var peki ya geri kalanlar, geri kalanlardan kaçı mutlu bir yuva sürdürüyor bir bakın çevrenize, kendi ailenizden işe başlayın ve en yakınlarınızdan kaçı sağdan soldan destek çubukları olmasa ayakta kalacak. Ve yine öyleleri var ki evine mi giriyor yoksa zindana mı bilemiyor. Mevla herkesin yardımcısı olsun, kimsenin yolunu şaşırtmasın. Olayın ilgi çekici bir başka yanı ise okuma-yazma oranıda artma, kültür seviyesinde gelişme olduğu halde hatta eşler onlarca kişisel eğitim, rehberlik, psikolojik kitaplarını devirdiği halde bu durumların yaşanması.

    "Kitap taşıyan merkepler" ayetini Yüce Mevla boşuna buyurmamış diye düşünmekten kendini alıkoyamıyor insan kimse alınmasın belki orda kastedilen kesim çok farklı ama olsun şu bir gerçek ki bildikleriniz ile yaşamaz, onları hayatınmza tatbik etmezsek hüsrana uğrayanlardan oluruz. Heyhat ne acı bir durum, durup bir düşünmeliyiz oysa nerdeyiz, neyi yanlış yapıyoruz diye. Kızların yetişme tarzı, erkeklerin yetişme tarzı, ebeveynlerin gençlere yaklaşım tarzı, gençlerin evlilik kurumuna bakış açıları değişmedikten sonra bunlardan kaçınılması imkansız zannımca. Daha nişanlılık devresinde ailelerin birbirini düşman gibi görüp ne koparırsak kardır çocuğumuza düşüncesi, gençlerin nikahta birbirlerinin ayaklarına basıp üstünlük bende diye güç gösterisi yapması veya yakın çevrenin ilk günden ezeceksin, ezdirmeyeceksin gibi saçma sapan tavsiyeleri oldukça iflah olmayız gibi geliyor.

    İnşaallah ben yanılırım da nice sevdiklerimin canı yanmaz. Kitaba ve sünnete uymayan bir evliliğin zaten ayakta kalması imkansız veya ayakta ise onun varlığı diğerleri için bir ibret vesikasıdır. Efendimiz'in (s.a.v) nikahın ne için yapılacağını açık açık belirtmesi bile bizler için onlar kayın doyurmuyor, kimseye güvenilmiyor, iyi ama olmuyor, ben zaten uyuyorum onlara gibi aldatmacalara düşürüyor bizleri. Yazık onca emeğe, yazık onca zamana, yazık onca insana. Kur'an uyarıyor bakın "yapmadığınız şeyleri niye söylüyorsunuz" diye evet sorun kendinize ne kadar sadıksınız bu söze, hesaplaşalım kendimizle, kaçımız amenna derken bunları düşünerek söylüyoruz yoksa bir çırpıda ağzımızdan çıkan cümlecikler mi bunlar. "Sizlere iki şey bırakıyorum, onlara sıkı sıkıya tutunmadıkça kurtulamazsınız" diyen Efendimiz (s.a.v) haşa boşuna mı söylüyor bu söz, hevasından mı konuşuyor.

    Evet sen, sana söylüyorum herkes alınsın bu cümleleri üzerine, yarası olan gocunur derler biliniz ki yaramız derin, vurdumduymaz olmayalım, banane ben iyiyim, benim kimseye zararım yok, benim yuvam huzurlu, ben mutluyum demeyelim yok mu çevrenizde çok mutlu iken bir anda birbirlerine düşman kesilen aileler. Daha dün bir abimiz üç tane pırlanta gibi evladı olduğu halde boşanmak istediğini belirtti sizce acı bir durum değil mi bu? O çocukların durumu ne olacak, o bayanın durumu ne olacak, o abinin durumu ne olacak? Kimse bile bile kendini ateşe atmak ister mi? Bizler bu düşünceler kurtulmadıktan, kılık-kıyafete göre birbirimize değer verdikten, Kitaba ve sünnete değil de eşin, dostun sözlerine bağlı yaşadıktan sonra daha çok böyle olaylar göreceğiz gibime geliyor. Mevla bizlere acısın, bizleri böyle şeylerden korusun, bu durumlara düşmekten muhafaza eylesin. Son bir hatırlatmayı da unutmayalım, evlenmek zor olsa da boşanmak ondan daha zordur bu düşünce içinde olanlar varsa inşaallah bu yazı vesilesiyle ailesine ve kendisine çeki düzen versin, en önemlisi bu durumu yaşamış insanlarla konuşup onlardan başlarına gelenleri dinlesinler. Allahu Tealanın bile en sevmediği helallerden biri olması bize oldukça fazla bilgi vermiyor mu sizce? Lafı boşuna uzattı ve kalplerinizi kırdı isem affola ve haklarınızı helal ediniz, bu aciz kardeşinize de dua etmeyi unutmayınız.

    Tavsiye okunacak yazı, konuyla alakalı,
    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: yuvamı kaybettim/hükümsüzdür

          Kategori: Atış Serbest

          Konuyu Baslatan: Enes_

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 1846








    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Enes kardeş gençlerde sabır yok değerler sıfırlandı.Birde aileler araya girdimi o evlilikten hayır bekleme.Sen yoluna ben yoluma işine gelmiyorsa boşan.

    Her evde ışık yanar her evde tencere kaynar ama nasıl yanar ne kaynar bu tamamen karşılıklı anlayışa ve saygıya bağlı.

    Aşk iki günde biter bankaya para yatırır gibi sevgiye yatırımınızı yapın.
    Konu Dygsuz tarafından (05.09.2008 Saat 18:11 ) değiş;tirilmiş;tir.

  3. #3
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    585
    @Enes_

    Standart

    Alıntı Dygsuz Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Enes kardeş gençlerde sabır yok değerler sıfırlandı.Sen yoluna ben yoluma işine gelmiyorsa boşan.Oh ne ala.





    selamünaleyküm;


    özellikle bayanlar için çok zor bir durum helede TÜRKİYE şartlarını göz önüne alacak olursak.baba evine gitmek istese gidemez ne olursa olsun sonuçta o evden çıkmıştır ve geri döndügünde misafir gözüyle bakılacaktır.öyle olmasada yedikleri lokmanın dahi sayıldığını düşünecek ve sürekli bir eziklik hissedecek............başımın çaresine bakayım demeye kalksa iş bulamaz iş arayıp bulsa boşandığı için çevresindekilerin kendisine bakışı degişik olacak tabiri caizse her güne 3-0 yenik başlayacak her zaman yaptığıomız gibi işin kolayına kaçalım ve egitim şart deyip işin içinden çıkalım.................




    ne kadar kolay degilmi ? egitim şart deyip çözüm bulmak?egitelim ama nasıl egitelim?nasıl bir ahlakla egitelim?acaba egitelim diyenlerinde kendini egitmeye ihtiyacı yokmu?zaten başımıza ne geliyorsa egitim şart diyenlerin kendi egitimsizliklerinden geliyor.



    belki örnekleme zamanlaması yanlış olacak ama bizler bir şeyin doğruluğunu araştırmak için(özellikle dini konularda)önce kuran-ı kerime bakarız orda kendi nefsimize uygun ayet bulamayız(çünkü nefsimize göre doğru olan aslında yanlıştır ama bunu kabul etmek istemeyiz) hemen hadis kitaplarına bakarız(orda sahih olup olmadığı belli olmayan hadislerden bulabilirsek ne ala)bulamaz isek işte o zaman yandı gülüm keten helva misali zamane alimlerine başvururuz.peki kimdir zamane alimleri


    tabiki büyük şovmen zekeriya beyaz...........adamda fetva sınırı yok herkese her kişiye göre fetva verebiliyor.ve malesef bizlerinde duymak istedigi o oluduğu için hemen onu uygulamaya koyuluyoruz.


    oysa işin en başından yani karşımızdaki kişiyle evlenirken karşılıklı olarak kimi ne için sevdigimizi layıkıyle idrak edebilsek,ve sırf sevmiş olmak için degilde ALLAH rızası için helal olduğu için sevmeyi denesek ve karşımızdakinin(bayan için)bizlere ALLAH'ın emaneti olduğunu aklımızın bir ucuna yazsak ve karşımızdaki kişide maddi zenginlik ve maddi güzellik yerine manevi zenginlik ve güzellik aramayı ögrenebilsek....................










    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  4. #4
    Gara Lele
    Gara Lele - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    emeğine sağlık abim saolasan

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş