Clementine, He-man, She ra, Transformers,susam
sokağı demek.
Okula siyah önlükle gitmek
demek. İhtilal çocuğu demek, Köle İzaura demek,
Ziyaretçiler demek!
Moruk demek,Herild yani demek,
Hey corc versene borc
talebine olmaz maykil bende de yok cevabını vermek,
geriye dönüp baktıkça iç
geçirmek demek...
Yüzyıl içindeki en iyi, en
kıyak kuşak. Hem eski hem yeni olmak demek.
Biraz gözü açık bir 80'li,
yüz yıllık nesil kültürünü bir porsiyonda almış demektir.
Mahalle çeşmelerinden su
içmek, bayramları iple çekmek, cumhurbaşkanı
denince Turgut Özal'ı
hatırlamak demek
Koltuk altında topla okul
bahçesine yalnız giderken "nasılsa oynıycak
birileri vardır" diyebilmek
demek
Eti kemik geçiyor demek;
odanın ortasına çarşaflardan
çadır kurup oynamak demek
renkli küçük poşetteki
kolanyaları patlatmak,horoz şeker demek
Evden çıkmayan bilgisayar
bebeleri haline gelmeden çocukluğunu
yaşayabilmiş,son dönemin bir
üyesi olmak,
Ne sorusuna zınk cevabı
vermekten zevk duymak, büyüteç ile kağıt
yakmak 9 voltluk pile dilinle
dokunup o ekşi anı yaşamak,
sinek ilacı arabalarının
arkasında bıraktığı bulutta deli gibi dolaşmak demek.
Tipe bak demek, Fon müziği
Laura Brannigan'dan Self Control olan günler.
Bakkala gitmenin, sokakta
oynamanın, harçlık toplamanın geçerli
sayıldığı,el değmemiş bir
hayat demek...
Sonrasında biz büyüdük ve
kirlendi dünya demek.
pazar akşamları mecburen
yıkanmak ve erken yatmak demek.parliament gece sineması demek
Sesi açip kısmak için
televizyonun dibine kadar gidip üstündeki
düğmelere basmak zorunda
olmak demek
Resimli futbolcu kartları
demek, süper babaanne demek, fantayla kolayı
karıştırmak demek, mahalle
kavramı demek.
Anket ve hatıra defterlerinin
olması bunlara seviyorum ama kimi diye
başlayan maniler yazmak,
mustili beslenme çantası, dantel yaka, yenen kokulu silgi,
leblebi tozu çekerken
atlatılan ölüm tehlikeleri, hulohop, ayak
bileğine takılarak çevrilen
top, sek sek oynamak, bayramda mahalleye
dağılı şeker toplamak,
müsaitseniz annemler size gelecek demek.
TRT´nin yayın akışının
bitmesiyle çalan İstiklal Marşı için ayağa
kalkarak, marşı hazır olda
bangır bangır söylemek ve marşın bitiminden
sonra çıkan tiz
"biiiiiiiiiiiiip"sesine rağmen televizyonu kapatmamak demek.
Annelerin Çernobil yüzünden
çay içirmemesi,
Challenger'ın olduğu günkü
haberleri hatırlamak demek..
Kenan Evreni Atatürk
zannetmek demek.
Yazlık diskolarda içeri
alınmamak demek, bunun için ağlamak ve içeride -
her nedense- You are in the
army now- şarkısında sarmaş dolaş dans eden
abi ve ablalara bakarak
özenmek demek
Gorbaçov´un kafasındaki
kırmızılığın ne olduğunu merak etmek, anneye
"Zeki Müren´e teyze mi diyim
amca mı diyim" diye sormak,
Kenan evren´in
cumhurbaşkanlığı görevinden ayrılırken Çankaya köşkü
basamaklarından yavaş yavaş
inip sekreteriyle vedalaşmasını hatırlamak.
İlkokulda Halley, Petrol ve
Komancero şarkılarını uydurma sözlerle
söyleyerek dans eden Tolga
Han özentisi sefil dans grupları kurmak Aldım
çantamı kolumaaa, çıktım
Dallas yoluna, ben Babi´yi beklerken, Ceyar girdi koluma
şarkısını dansıyla birlikte
bilmek demek.
Ali-Ayşegül Atik reklamı ve
bakkal amca, bir pergel, bir kalem, bir de çikolata alacağım.
biz biz olalım yemeklerden
önceeee, lavaboya koşalım, hafta da bir kere tırnakları keselim,
fırçalayı p onları tertemiz
olalım diye şarkılar ezberleyen bir nesil
olmak Videocudan
American Ninja, Kartal, Kan Sporu ve Evil Dead gibi filmleri kiralamak
demek