HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR 1-Seriye Mahkemelerinin Kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1924) 2-Türk Medeni Kanunu (17 5ubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayılarak laik çağdaş hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır. Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler :

Bu konu 2179 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar 2179 Reviews

    Konuyu değerlendir: Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2179 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1053
    @Aylin's

    Standart Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar

    HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR




    1-Seriye Mahkemelerinin Kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1924)
    2-Türk Medeni Kanunu (17 5ubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayılarak laik çağdaş hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır.[1]


    Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler :
    Cumhuriyet öncesinde yargı işleri din adamları tarafından görülürdü. Kadı adı verilen yargıçlar din kurallarına göre karar verirdi. Hukuk alanında yapılan değişiklikle eski mahkemeler kapatıldı. Eski yasalar yürürlükten kaldırıldı. Uygar ulusların yasaları örnek alınarak boşanma, miras, ceza hukuku yeniden düzenlendi. Hukuk devrimi ile kadın - erkek arasında eşitlik sağlandı. Miras konusunda kadın ve erkek eşit pay almaya başladı. Kadınlar da erkekler gibi seçme ve seçilme hakkına kavuştu.[2]


    Hukuk Alanında Yapılan Devrimler:
    1- Şeriye Mahkemelerinin Kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1924)
    2- Türk Medeni ve Borçlar Kanunu (17 Şubat 1926)
    3- Ceza Kanunu (1926)
    4- Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu (1927)
    5- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (1929)
    6- İcra ve İflas Kanunu (1923)
    7- Kara ve Deniz Ticareti Kanunu (1926, 1929)
    Dini hukuk sisteminden ayrılarak laik çağdaş hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır.[3]

    Hukuksal Devrimler
    Hukuk alanında yapılan ve bir bütün olarak “Hukuk İnkılabı” olarak nitelendirilebilecek inkılapların temel amacı laik, demokratik, akla ve bilimsel esaslara v eşitliğe dayalı bir devlet ve toplum sistemi ile yaşam biçimi oluşturmak; bunları korumak ve geliştirmek için gerekli “aklı hür, vicdanı hür” nesilleri yetiştirebilmektir.

    a- Hukuksal Devrimlerin Nedenleri
    Dine ve dini örfe dayalı bir hukuk sistemine dayalı Osmanlı Devletinde tüm kuralların İslam hukukuna uydurulması her zaman esas olmuştur. Osmanlı ülkesinde yaşayan Müslüman tebaya İslam hukuku,gayrimüslimlere de kendi hukukları uygulanmakta idi. Bu durum devletin vatandaşlarının kanun karşısında eşit olmamalarını ve din bazında farklı kurallara tabi tutulmaları ile sonuçlanıyordu.
    Devlet konularının yanı sıra toplumsal ilişkileri düzenleyen hukuk kuralları eski Türk gelenekleri ile İslam hukukunun yoğrulması sonucu ortaya konan örfi kurallarla düzenlenmişti. Ticaret, ceza ve usul hukuku alanlarında Tanzimat sonrası Fransa’dan çeşitli kanunlar alınmış; ancak devletin teokratik yapısı ile bu durum çelişkilerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
    Ayrıca hukuk sistemindeki çok hukukluluk esası, yeni çağın hukuki ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşanan sorunlar ve yukarıda yer verilen aksaklıklar, bağımsız ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisine ait yeni bir hukuk sistemini yerleştirmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

    b- Hukuksal Devrimlerin Gelişimi
    Hukuki inkılapların ön şartını oluşturan siyasi inkılapların tamamlanmasının ardından mevcut hukuk sisteminin yenilenmesi amacıyla çalışmalara başlanmış 1923 yılında Adliye Vekaleti nezdinde komisyonlar kurulmuştur.
    1926 yılında İsviçre Medeni Kanunu bazı değişiklikler yapılarak Türk Medeni Kanunu olarak yürürlüğe girdi. Bu kanun seçilirken basit dili, açık, hakime geniş takdir yetkisi veren karakteri ve Avrupa’da kabul edilen en yeni, liberal, kadın-erkek eşitliğine dayanan aile düzenini içeren ve demokratik bir devletin ihtiyacını karşılayabilir olması özellikleri etken olmuştur. Bu kanun ile topraklarımızda yaşayan Rum, Ermeni ve Yahudilere ayrı hukuk uygulamaları da sona ermiş; yüzyıllar sonra bu topraklar üzerinde hukuk birliği sağlanmış; azınlıklara verilen hukuki ayrıcalıklar da kaldırılmıştır.
    Yeni medeni kanun, evlenme, boşanma, miras, velayet, hak ve fiil ehliyeti gibi konularda kadın-erkek eşitliği, tek eşlilik ve medeni nikah usulü getirmiş böylece tüm vatandaşlara aynı medeni hakları sağlamıştır.
    Medeni Kanunun yanı sıra 1926 yılında Ceza Kanunu, Ticaret Kanunu, 1927 yılında Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu, 1929 yılında Ceza Muhakemeleri Usulü ve Deniz Ticareti Kanunları, 1932 yılında İcra-İflas Kanunları yine batı kanunlarından yararlanılarak hazırlanmış ve yürürlüğe girmişlerdir.
    Hukuk inkılabının en temel adımı ise 20 Nisan 1924 yılında yeni bir anayasanın hazırlanarak yürürlüğe girmesi olmuştur. Yeni anayasa ile, saltanat ve hilafet kaldırılmış; bunların yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkeleri amil kılınmıştır. Bu anayasada “Türk Devleti bir cumhuriyettir,dili Türkçe, dini İslam, başkenti Ankara’dır” ifadesi yer almıştır. Bu anayasada kuvvetler birliği esas alınmış, yargının bağımsızlığı ise vurgulanmıştır. Her türlü kamu hürriyeti ile kız-erkek çocuklarının eşitliği hakim kılınmıştır. 1924 Anayasa’sı devletin tüm işlerinin kanuna uygunluğunu vurgulayarak Cumhuriyetin “hukuk devleti” niteliğinin altını çizmiştir.
    30 Kasım 1925’de çıkarılan tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına ilişkin kanunla laiklik ilkesinin temeli atılmıştır. Bu tür yerlerde yapılan din sömürüsünün engellenmesi, birtakım tarikat unvanlarının kullanımının ve kıyafetlerinin yasaklanması ile Tanrı ile kul arasına girilerek vicdanlarabaskı yapılması önlenmiş; laikliğin temel kuralı olan vicdan özgürlüğünün temeli atılmıştır.
    Hukuk alanındaki laikleşmeye paralel olarak 1928’de yapılan anayasa değişikliği ile dini hükümler anayasadan tamamen çıkarılmıştır.
    1925 yılında çağdaş hukukçular yetiştirilmek üzere Ankara Hukuk Fakültesi açılmış; daha sonra barolar kurulmuş, mahkemeler yeniden düzenlenmiştir.
    Medeni hukuk alanındaki tüm haklarına kavuşan Türk kadınına 1930 yılında belediye üyelikleri için seçme ve seçilme hakkı, 1934 yılında ise her türlü şeçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
    1937 yılında laiklik, inkılapçılık, devletçilik, milliyetçilik ve halkçılık ilkelerine anayasada bir madde olarak yer verilmiş; böylece altı ilkenin devletin temel ve vazgeçilmez ilkeleri haline dönüştürülmeleri süreci tamamlanmıştır.
    Hukuk alanında yapılan inkılaplar ile Türk hukuku laik bir karakter kazanmıştır. Bu karakter sayesinde insanlar arasında hiçbir kıstasa bağlı kalınarak ayrım yapılmıyor; herkes kanun karşısında eşit muameleye tabi tutuluyordu. Kanunların tekliği ve genelliği şeklindeki evrensel ilkenin benimsenmesiyle çok hukukluluk, azınlıklara hukuki ayrıcalık ve imtiyazlar kaldırılıyor; devletin egemenliği önündeki engeller temizleniyordu. Genel anlamıyla Hukuk İnkılabı, dünya işlerini bilim ve akılla yürütme (legal-rasyonalite) yolunu açıyor, devlet yönetiminde keyfiliğin yerine hukuka tabiliği hakim kılıyordu. [4]



    Hukuk Alanında İnkılap

    1. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun (1921 Anayasası) Kabulü

    Anayasa temel kanundur. Anayasa, devletin yönetim şeklini, kişilerin haklarını ve ödevlerini, devletin organlarını ve bu organlar arasındaki ilişkileri belirten en soyut ve en genel hukuk kurallarını içeren yazılı kanundur.

    TBMM'nin açılmasıyla yeni Türk devleti kurulmuştu. Bu nedenle yeni bir anayasaya ihtiyaç vardı. Yeni Türk devletinin ilk anayasası 20 Ocak 1921'de I.İnönü Savaşı'nın kazanılmasının ardından yapılmıştır.

    İlk Anayasanın (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) temel hükmü:
    Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

    YORUM
    Millet, ilk kez devlet yönetiminde söz sahibi olmuştur.
    Türk tarihinde ilk kez egemenlik hakkının millete ait olduğu ilan edilmiştir.
    Bu madde hiç bir değişikliğe uğramadan günümüz anayasalarında da yer almıştır.
    Yürütme ve yasama yetkisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde toplanır.

    YORUM
    Kurtuluş Savaşı'nın zor yıllarında çabuk karar almak ve alınan kararları hızla uygulamak için kuvvetler (yasama, yürütme, yargı) birliği ilkesi benimsenmiştir.
    Günümüz anayasalarında bu madde değişmiştir.

    1921 anayasası olağanüstü şartlardan dolayı kısa ve öz olarak hazırlanmıştır. Anayasada egemenlik hakkı, TBMM'nin kuruluşu ve çalışması gibi konular yer almıştır. Kişilerin temel hak ve özgürlükleriyle ilgili konulara değinilmemiştir.

    1921 anayasası 1924 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. 1924'te yeni bir anayasa yapılmıştır. Bu anayasa bazı değişikliklerle 1960 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.

    1961'de yeni bir anayasa yapılmış ve kabul edilmiştir. Bu anayasa da 1980'a kadar yürürlükte kalmıştır. En son 1982'de bir anayasa daha yapılıp kabul edilmiştir. Ülkemizde şu an 1982 anayasası yürürlüktedir.

    2. Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu

    Medeni Kanun, toplumda kişi, aile, miras, eşya hukuku ile ilgili ilişkileri düzenleyen kanundur.Kişi hakları, aile kurma, boşanma, miras, mülkiyet işlemleri Medeni Kanunu'nun konusu içindedir.

    Medeni Kanunun kabul edilmesinin nedenleri:
    1. Her alanda çağdaşlaşma ve batılılaşma hedeflendiği için Medeni hukuk alanında da çağdaşlaşmanın gerekli olması
    2. Türkiye Devleti laikliği gerçekleştirmek istediği için dini hukuk kurallarına dayanan Mecelle'yi kabul etmemesi,
    3. Toplumun temeli olan ailenin kuruluşunu ve işleyişini düzenleyen hukuk kurallarına ihtiyaç olması, Mecelle'nin bu konularda yetersiz kalması,

    17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu, üzerinde bazı değişiklikler yapılarak Türk Medeni Kanunu olarak kabul edildi.

    Medeni Kanun'un kabul edilmesiyle;
    1. Toplumda kadın erkek arasında sosyal ve ekonomik eşitlik sağlandı.
    2. Evlilik, devletin denetimi ve güvencesi altına alındı. Resmi nikah ve tek eşle evlenme zorunluluğu getirildi.
    3. Mirastan pay almada kadın erkek eşitliği sağlandı.
    4. Boşanma zorlaştırıldı. Kadınlara da boşanma hakkı tanındı (Kadınlar siyasal hakları 1930, 1933 ve 1934 yıllarında elde etti).
    5. Ailenin kuruluşu ve işleyişi çağdaş kural ve kanunlara bağlandı.

    İsviçre'den Borçlar Kanunu, İtalyan Ceza Kanunu, Almanya'dan ticaret kanunu alındı.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar

          Kategori: Tarih

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 2179

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş