selamünaleyküm
Küçük Bob ve Amerika
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Cocuklara:
- Sorusu olan var mi? der. ve kücük Bob sözü alir.
- Benim üc sorum olucak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz? Aniden zil calar
ve cocuklar tenefüsse cikarlar. Cocuklar geri döndügünde bu sefer sözü kücük
Tom alir. Benim bes sorum olacak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken caldi?
5- Bob nerede?
Doktorlar
Bir İngiliz doktor diyor ki : Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.
Alman doktor diyor ki : Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz.
Amerikalı doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.
Hitler ve Yahudi
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
"Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis. Ingiliz'e sormus "Titanik kaç yilinda batti?" Ingiliz hemen cevap
vermis "1912" diye.
Hitler göndermis Ingiliz'i.
Fransiz'a sormus bu kez: "Titanik'te kaç kisi
öldü?" Fransiz cevap vermis :
"1050".
Hitler, "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür
birakmis Fransız'ı.
Ve Yahudi'ye dönmüs; "SAY LAN İSİMLERİNİ..!"
bekçi
Kongre üyeleri birgün ülkenin ıssız bir bölgesinde, kocaman ve
terkedilmiş bir hurda yığını deposu keşfetmişler... içlerinden biri "bir bekçi alalım buraya sahip çıksın" demiş.. "birileri gelip burda bişeyler karıştırmasın".. böylece bir adamı BEKÇİ sıfatıyla işe almışlar...
Ertesi gün bir diger kongre üyesi: "iyi yaptık da bi eksik var.."demiş..
"biz bu adama bir iş tanımı vermedik ki adam nasıl çalışacagını bilsin?
Ayrıca iş tanımını verdikten sonra adamı bir de eğitmek lazım"..
digerleri onu haklı bulmuşlar, böylece bekçinin iş tanımını belirleyecek bir PLANLAMA
DEPARTMANI kurmuşlar, oraya da bu tanımları rapor edecek bir
DÖKÜMANTASYON UZMANI ile bir de bekçi için E?İTMEN almışlar...
Birkaç gün sonra diger kongre üyesi sormuş:
"Peki ama bu bekçiyle iş tanımını yapanlar iyi çalışıyolar mı, bunu
takip edecek biri lazım diil mi?"
Böylece bekçi ve egitmenlerini denetleyecek bir KALİTE KONTROL
DEPARTMANI kurmuşlar, oraya da bir KALİTE KONTROL SORUMLUSU ile bu adamların ne yapıp ettigini rapor edicek 2 tane MÜFETTIŞ almışlar...
Ertesi gün bir diger kongre üyesi demiş ki:
"Peki ama bir bekçi ve peşinden bir sürü denetleyici işe aldık, bunların maaşını kafamıza göre mi vericez? Bekçiye ne kadar Kalite kontrol departmanına neye göre ne kadar maaş verilecek, bunun bi sistemi olmalı.."
Boylece bir MUHASEBE DEPARTMANI kurmuşlar.. oraya da bir MUHASEBECİ,bir BORDRO MEMURU ve bütün bu insanların ne kadar çalıştığını işe geliş gidiş
saatlerini takip edicek bir DENETLEME UZMANI işe almışlar...
Ertesi gün bir diger kongre üyesi sormuş:
"Eveet bir bekçimiz var bağlı oldugu departmanları da kurduk, iyi güzel de bunlar kendi başına buyruk mu iş yapıcaklar? Bunlara bir müdür lazım diil mi? Tabi müdür aldıktan sonra bunun bir de yardımcısı olması lazım.."
Bunun üzerine bekçi ve baglı bulundugu departmanlar için 1 MÜDÜR,1 MÜDÜR YARDIMCISI, bir de bunlara SEKRETER işe almışlar..
Vee birkaç gün sonra kongre toplantısında tartışma çıkmış:
"ŞU HALE BAK..BÜTÇENİN 22.000$ ÜZERİNE ÇIKMIŞIZ.. BÜTÜN GEREKSİZ
HARCAMALARI BELİRLEYİP YARINDAN İTİBAREN KESMEMİZ LAZIM...!!"
... ve BEKÇİYİ kovmuşlar.
Ben Göremeyeceğim
Clinton, Yeltsin ve Çiller şeytanın huzuruna çıkarlar. Hepsi şeytana dileklerini
söyleyeceklerdir o da onlara ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecektir.
İlk önce Clinton sorar :
-Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hakimi olacak?, der. Şeytan
da :
-50 yıl sonra, der. Clinton ağlamaya baslar :
-Ben göremicem, ben göremicem... Sıra yeltsine gelmiştir. O da sorar :
-Rusya ne zaman eski gücüne kavuşacak?. Şeytan cevap verir :
-100 yıl sonra. Yeltsin de başlar ağlamaya :
-Ben göremicem, ben göremicem... Sıra Çiller'e gelmiştir, O da sorusunu sorar :
-Ne zaman Türkiye'deki enflasyon düşecek?
Bu sefer şeytan ağlamaya başlar :
-Ben göremicem, ben göremicem!..
>George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürlerken Bush şişkin bir tavırla şoförüne şöyle der:
>"Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış
gösterecektir."
>Bush çiftçinin evine gider. Birkaç dakika sonra nefes nefese koşarak geri döner.Göz morarmış, surat dağılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.
>Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.
>Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra şarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.
>Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?"
>Şoför:"Valla ben de anlamadım başkanım. Adamın yanına gittim ve sadece şunu söyledim:
“Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!”
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer. Trafik o kadar sıkışıktır ki bir milimetre bile kıpırdamamaktadir.
---Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açıp sorar:
-Ne var, ne olmuş acaba
-Teröristler Bush'u yakaladılar......... Eğer 1 milyar dolar verilmezse, üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
-Haa şimdi anladım bu trafiği...
-Ya işte onun için, herkesten biraz yardım topluyoruz.
-İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak ?
-Valla yaklaşık olarak 5 'er litre...!!